"Kadın Cinayetlerine" "Askeri kazalarda" ölen ve yaralananlara dikkatimi çekmek için özel başlık açtım.

Pek ilgilenilmese de tarihe bir not düşülmüş, eksikli bir arşiv oluşmuş oluyor.

Toplumsal hafızamız için.

Oysa bu ülkenin en önemli sosyal sınıfının, hayat gailesinde, ekmek peşinde koşarken, acımasız sistemin dişlileri arasında (dişleri mi demeliydim), arkalarında tamir edilemez sosyal ve psikolojik yaralar bırakarak yitip gitmelerine seyirci kaldık.

Hala bakıp duruyoruz.

Son Soma katliamı gibi sayısal olarak bir defada büyük ölümlü olaylar olmasa, hiç kimsenin aldırış ettiği edeceği de yok.

Belki de işçinin/işçiliğin fıtratında, kaderinde, yazgısında var ölüm diyoruz kimbilir.

Sıkıldık mı, "şehit" diye rahatlatıyoruz kendimizi.

Bu ülkede sadece yeraltı maden işçiliğinde değil, tekstil, inşaat, kahrolası kot taşlama, gemi söküm, enerji sektörlerinde her yıl son Soma katliamının 5 katından fazla işçi ölüyor adına iş kazası denilerek kabul gördürülen, sistemik cinayetlerde.

Günde bir kaç işçinin ölümüne aldırış bile etmeyen devletimiz ve toplumumuz, Soma olayında birden bire acaip duygusallaşıverdik.

Dokunsanız ağlayacağız.



Hani derler ya: Karınca küçük olduğundan ölümü kimseyi etkileme. Oysa bir hayvanın ölümü, iriliği de arttıkça o kadar etkiler bu coğrafyadaki insan oğlunu.