Sayfa 2/2 İlkİlk 12
Arama sonucu : 16 madde; 9 - 16 arası.

Konu: 11 Eylül gerçekleri Loose Change 2nd Ed. Türkçe

  1. #9
    Duhul
    Nov 2006
    İkamet
    Kobe/Japan
    Yaş
    63
    Gönderi
    4,679
    Blog Yazıları
    23

    Esas

    Internet ortaminda karsilastigim guzel kaynaklari mumkun oldugunca buraya yansitarak ilgilebilecek arkadaslarin dikkatine sunuyorum.

    9/11 ile ilgili doyurucu bir belgesel, ilgilenenlere.

    http://video.google.com/videoplay?do...ederal+reserve

  2. #10
    Duhul
    Apr 2006
    İkamet
    1998
    Gönderi
    1,605
    Blog Yazıları
    1

    Esas

    11 Eylül Saldırıları ile ilgili : Biraz ilginç biraz tesadüf !

    Sizlerle paylaşmak istedim...

    York City 11 harften oluşur
    -Afganistan 11 harften oluşur
    -Ramsin Yuseb (1993 te ikiz kuleleri tehdit eden teröristin adi) 11 harften oluşur
    -George W. Bush 11 harften oluşur
    Bunlar tesadüf olabilir evet, peki ya aşağıdakiler?

    -New york, Amerika’nın 11. eyaleti
    -ikiz kulelere çarpan ilk uçağın uçuş numarası 11 di
    -11 numaralı uçuş 92 yolcu taşıyordu 9+2=11
    -Uçuş numarası 77 olan ve kuleye çarpan ikinci uçakta 65 yolcu bulunuyordu
    6+5=11
    -Olay 9 eylülde yani 9/11 de meydana geldi 9+1+1= 11
    -911 ayni zamanda Acil Servis numarasıdır 9+1+1=11
    -9 Eylül yılın 254. günüdür 2+5+4=11
    -9 Eylül’den sonra yılın sonuna 111 gün kalır
    -Madrid’deki 3/11/2004 ta meydana gelen terorist saldırısı ikiz kulelere olan saldırılardan 911 gün sonra meydana geldi

    peki devamı sizce tesadufmu?
    -Bildiğiniz gibi Amerikanın sembolü kartaldır;


    Kuranda (9:11) numaralı ayet derki; Arapogullari’ndan biri zalim Kartalı uyandiricak.Zalim kartal öfkesini Allah’ın topraklarından(Arap toprakları) alacak.

    İnsanlar çaresizlik içinde olayları izlerken birçok insan Kartal’ın yaptıklarını sevinçle karsilicak.ve en sonunda barış gelmek.(ayet numarasına bakin)

    Simdi sıra asil ilginç olanda

    1. Bilgisayarınızda en basitinden yeni bos bir Windows .tat (test) NOT DEFTERI dosyası acın.
    2. İçine büyük harflerle Q33 NY yazın. (bu kulelere çarpan ilk uçağın havaalanındaki kapı çıkış numarası)
    3. Q33 NY un üzerini kopyalıyormuş gibi aydınlatın (highlight)
    4. .txt (font size) sayfa ayarlarından yazının boyutlarını büyütün ve 48 e ayarlayın
    5. ve son olarak yazı çeşidini wingdings olarak değiştirin



    http://blog.wolkanca.com/11-sayisi-v...ler/#more-1037

  3. Esas

    son derece berrak ve net iddiaları ortaya atmış, bu güne kadar dünya genelinde 100 lerce milyon kez izlenmiş olduğunu tahmin ettiğim, "yoğurdum kara" deme cesaretini göstermiş 3 tane üniversite öğrencisi gencin kendi imkanlarıyla 3-5 bin dolara çekip dünya kamuoyuna hediye ettiği belgesel.Sadece, güçlü çeliği eriterek binayı yerle bir edebilecek büyüklükteki bir sıcaklığın mevcut olduğu 80 bilmem kaçıncı kata kadar elini kolunu sallaya sallaya ulaşan itfaiye şefinin neden dondurma gibi erimediğini ve "buraya bir hortum gönderirseniz bu yangını söndürebilirim." türündeki cümlelerin cirit attığı ses kayıtlarını duymak bile belgeseli izlemek için başlı başına bir sebep.1933 yılındaki Reichstag yangını ve sonrasında çıkarılan vatanseverlik yasası ve olayların büyüyerek gelişmesi ile; 9/11 olayı ve sonrasında çıkarılan vatanseverlik yasası ve olayların gelişmesi arasındaki 7 farkı aramaya sevkeden filmdir. Aralarındaki tek farkın 9/11 vuku bulduğunda siz isteseniz de istemeseniz de gerçek tarihin, internet tarafından mutlaka kayıt altına alınıyor oluşunun ve artık bu devirde dünya kamuoyundan bu ölçekte büyük bir yalanın gizlenmesinin mümkün olamayacağının ortaya konmuş olmasıdır. vs. vs. vs. (hala izlemeyen kaldıysa mutlaka izlesin, izletirsin...)

  4. Esas ben bunu kuranda bulamadım ?

     Alıntı Originally Posted by MIHNANA Yazıyı Oku
    11 Eylül Saldırıları ile ilgili : Biraz ilginç biraz tesadüf !

    Sizlerle paylaşmak istedim...

    York City 11 harften oluşur
    -Afganistan 11 harften oluşur
    -Ramsin Yuseb (1993 te ikiz kuleleri tehdit eden teröristin adi) 11 harften oluşur
    -George W. Bush 11 harften oluşur
    Bunlar tesadüf olabilir evet, peki ya aşağıdakiler?

    -New york, Amerika’nın 11. eyaleti
    -ikiz kulelere çarpan ilk uçağın uçuş numarası 11 di
    -11 numaralı uçuş 92 yolcu taşıyordu 9+2=11
    -Uçuş numarası 77 olan ve kuleye çarpan ikinci uçakta 65 yolcu bulunuyordu
    6+5=11
    -Olay 9 eylülde yani 9/11 de meydana geldi 9+1+1= 11
    -911 ayni zamanda Acil Servis numarasıdır 9+1+1=11
    -9 Eylül yılın 254. günüdür 2+5+4=11
    -9 Eylül’den sonra yılın sonuna 111 gün kalır
    -Madrid’deki 3/11/2004 ta meydana gelen terorist saldırısı ikiz kulelere olan saldırılardan 911 gün sonra meydana geldi

    peki devamı sizce tesadufmu?
    -Bildiğiniz gibi Amerikanın sembolü kartaldır;


    Kuranda (9:11) numaralı ayet derki; Arapogullari’ndan biri zalim Kartalı uyandiricak.Zalim kartal öfkesini Allah’ın topraklarından(Arap toprakları) alacak.

    İnsanlar çaresizlik içinde olayları izlerken birçok insan Kartal’ın yaptıklarını sevinçle karsilicak.ve en sonunda barış gelmek.(ayet numarasına bakin)

    Simdi sıra asil ilginç olanda

    1. Bilgisayarınızda en basitinden yeni bos bir Windows .tat (test) NOT DEFTERI dosyası acın.
    2. İçine büyük harflerle Q33 NY yazın. (bu kulelere çarpan ilk uçağın havaalanındaki kapı çıkış numarası)
    3. Q33 NY un üzerini kopyalıyormuş gibi aydınlatın (highlight)
    4. .txt (font size) sayfa ayarlarından yazının boyutlarını büyütün ve 48 e ayarlayın
    5. ve son olarak yazı çeşidini wingdings olarak değiştirin



    http://blog.wolkanca.com/11-sayisi-v...ler/#more-1037
    Kuranda (9:11) numaralı ayet derki; Arapogullari’ndan biri zalim Kartalı uyandiricak.Zalim kartal öfkesini Allah’ın topraklarından(Arap toprakları) alacak. ---- ben bunu kuranda bulamadım

  5. #13
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    10 Eylülde (2001) dünya, Güney Afrika'nın Durban kentinde BM'nin
    Irkçılıkla Mücadele Konferansı'nda alınan kararları konuşuyordu. 1
    Eylül'de başlayıp 8 Eylül'de bitecek konferans yoğun tartışmalar
    yüzünden bir gün uzatılıyor ve dokuzunda bitiyor. Konferansta İsrail
    ırkçı ve etkin temizlikçi bir devlet olarak; 150 ülke, 3 bin sivil
    kuruluş tarafından yargılanınca İsrail ve ABD Konferanstan çekildi,
    İngiltere çekimser kaldı.

    Güney Afrika'nın Durban kentindeki 1-9 Eylül (2001) tarihlerinden önce
    dünyanın gündeminde İsrail'in Filistin'e uyguladığı soykırım vardı.

    İsrail'in Filistin'e uyguladığı soykırıma karşı Asya ve Afrika
    ayaktayken, Avrupa ve Amerika kamuoyu da ciddi tepkiler vermeye
    başlamıştı. Konferans öncesinde Ariel Şaron hakkında Belçika'da
    insanlık suçundan dava açıldı ve İsrail üst düzey yöneticileri insan
    haklarını ihlalle suçlanıyordu.

    11 Eylül 2001'in bir gün öncesine kadar dünya İsrail'in Filistin'deki
    vahşet ve soykırımına kilitlenmiş, insanlık suçu ortadan kaldırılmadan
    dünya barışının gerçekleşmeyeceğine inanmıştı. 11 Eylül ve sonrasında
    bu durum dünya kamuoyunun gündeminde en son sıraları işgal eder oldu.

    11 Eylül'le başlayan İslam'a ve Müslümanlara saldırılar

    10 Eylül'de dünyanın gündemi neydi?

    11 Eylül'de dünyanın gündemi ne?...

    11 Eylül'den sonra ABD ve diğer batılılara göre gündem maddeleri:

    - İslâm ve Müslümanlar terörün kaynağıdır(!)

    - Öncelikle ABD'de Müslümanlara karşı çirkin saldırılar başladı.

    -Bush haçlı seferi başlattı.

    -Afganistan işgal edildi. (ABD'yi vuran Afganistan'da dendi.)

    - Pakistan'da İslâm medreseleri bombalandı.

    - Yemen'de asırlık İslâm Medreseleri bombalandı.

    - ABD ve Avrupa'da camiler bombalanmaya,Müslümanlar saldırıya uğramaya başladı.

    - Terör Amerika'dan başlayarak, gün gün, Asya'yı, Avrupa'yı, Afrika'yı
    dolaşmaya başladı.

    -Nükleer yalanlarla Irak işgal edilerek insanlığı utandıracak
    vahşetler sergilendi.

    - Evangelist ve Siyonist ittifak, Neoconlar (ABD Başkanı George W.
    Bush, yardımcısı Dick Cheney, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, eski
    Savunma Bakanı Yardımcısı ve şimdiki Dünya Bankası Başkanı Paul
    Wolfowitz, ABD'nin eski Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle,
    Bush'un baş danışmanı Karl Roue ve eski Savunma Bakan Yardımcısı
    Dougles Feith)Neron gibi dünyayı ateşe vermek için ellerinden geleni
    artlarına koymadılar.

    - Kuzey Kore, Suriye ve İran şer eksenine alındı.

    - Endonezya terörle bölünmeye başlandı.

    - Orta Asya'dan Afrika'ya kadar 22 İslâm Ülkesi önce sözle, olmazsa
    sopayla terbiye edilecek, BOP veya BİP projesi oluşturuldu.

    - Türkiye, Yemen ve Pakistan'a BOP'un (BİP) taşeronluğu görevi verildi.

    -Light ve ılımlı İslâm için ABD kurumsal faaliyetlere başladı.

    -Kur'an'ı tahrif etme girişimleri başladı.

    - Başta Suudi Arabistan olmak üzere Türkiye'deki İslâm'ın temel
    kavramları gizli genelgelerle yasaklanmaya başlandı (Ahkam ayetlerinin
    ortadan kaldırılması hedefleniyor).

    - Türkiye'nin Başbakanı Cidde'de, Dışişleri Bakanı, İran'da Yemen'de
    Suriye'de Müslüman Ülke temsilcilerini ABD'nin küresel değişimine ayak
    uydurmadıkları için azarladı.

    - İslâmın ibadet kurallarını tahrif etmek için ABD ve Hollanda'da
    eylemler düzenlendi.

    - Türkiye'nin Diyanet İşleri Başkanı ABD'de güvenlik birimlerinden
    birinfing aldı.

    - ABD, küresel terör için Türkiye'yi taşeron olarak kullanırken, AB de
    Türkiye'ye Sevr'i dayatmakla kalmıyor, KKTC'yi de lağvetmesini
    istiyor.

    -İKÖ ılımlı İslâm için toplanıyor.

    - Türkiye; Diyanet İşleri Başkanı, Devlet Bakanı ve alimleriyle light
    İslâmı uygulamak için seferber olmuş. Şimdi gündem: Hanımların müftü
    ve Diyanet İşleri Başkanı olması…

    - Sarı, pembe, turuncu devrimler Asya'yı dolaşmaya başladı. Çok
    kutsadığımız Sivil Toplum Örgütleri NGO'lar bir bir Soros'un
    denetimine girmeye başladı. (Bu durum Durban'daki 3 bin sivil toplum
    örgütünün eylemine verilen cevaptır.)

    - Hollanda ve İngiltere'deki terör eylemleri bahane edilip Avrupa'nın
    tümünde cadı avına başlanarak; Müslümanların canına, meskenine ve
    ibadethanelerine saldırıların düzenlenmesiyle yetinilmiyor, çıkarılan
    yasalarla hepsine aşağılık zenci köleler muamelesi yapabilmenin
    hazırlıkları sürüyor.

    - Ve Türkiye'nin yeniden terörle terbiye edilmek istenmesi.

    Buraya kadar sıraladığımız maddelerin her biri başlı başına bir
    insanlık faciası olmasına rağmen, tüm dünyada cereyan eden fecaatın
    çok kısa bir özetidir.

  6. #14
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    11 EYLÜL KOMPLOSU

    Loose Change (2nd Edition)

    Türkçe Altyazılı







    ABD'de üç genç, 6 bin dolar maliyetle çektikleri 11 Eylül belgeseli ile kafalardaki terör algısını bütünüyle değiştirdi. İkiz Kuleler'e ve Pentagon'a çarpan uçaklarla düşündürücü komplo teorilerini sıralayan 'Loose Change' belgeseli, internetin bir numaralı arama motoru Google tarafından da ücretsiz servise kondu



    Dylan Avery'nin yönettiği 'Loose Change' adlı belgesel 11 Eylül saldırılarının arkasında yatan gerçeklere alternatif açıklamalar getiriyor. Öyle ki, belgeselde tümüyle yayımlanmış haber ve görüntülerden yararlanılmış. Avery'nin bu işe ilk kalkıştığında amacı, bir belgesel çekmekten çok 11 Eylül 2001'de gerçekleştirilen terör saldırılarına ilişkin olası bir komplo teorisi ortaya koymaktı. Ancak araştırmaları sırasında güvenilir haber kaynaklarından edindiği bilgiler, kendi teorisine tamamen inanmasını sağladı.



    Daha sonra çocukluk arkadaşı Korey Rowe ve araştırmacı Jason Bermas'la birlikte çalışmaya karar verdi. 2005 yılı nisan ayında 2 bin dolar bütçeyle Loose Change'in ilk sürümü ortaya çıktı. 2006'da ise 6 bin dolar bütçeyle çekilmiş, daha geliştirilmiş 2'nci versiyonu servise kondu. loosechange911.com adresinden indirilebilen video, 11 Eylül olaylarının arkasında Usame bin Ladin ve örgütü El Kaide'nin değil, ABD'nin olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Avery belgeseli çekerken o kadar sağlam delillerden yararlanıyor ki, Beyaz Saray ortaya konan iddiaları yalanlayamıyor.



    Loose Change, 11 Eylül olaylarını 6 bölümde inceliyor:



    1. ZAMANLAMA



    CIA, 11 Eylül saldırılarından kısa süre önce 1962 Küba krizi günlerine denk gelen bazı belgeleri basına sızdırdı. Bu belgelerde Küba'nın işgalini meşru kılmak için gerçekleştirilen Northwoods operasyonunun arkasında yatan gerçekler yer alıyordu.



    2. PENTAGON


    Amerikan Havayolları'na ait Flight 77 uçağının Pentagon'a çarpma olasılığı bulunmuyor. Binadaki hasar, ancak Cruise füzesi veya daha küçük bir askeri uçak tarafından oluşturulmuş olabilir.



    3. KULELER ÇÖKERTİLDİ



    Kulelerin yıkılma sebebi, uçak çarpması değil. Görgü tanıkları, çarpmadan hemen önce binanın alt katlarında duman ve ışık gibi patlama belirtileri gördü. Çökme sırasında patlamalar gözlenebiliyor



    4. FLIGHT 93




    Beyaz Saray'a giderken kahraman yolcuların isyan etmesiyle Pensilvanya'da bir araziye düşürüldüğü söylenen uçak, aslında güvenli bir şekilde başka bir yere indirildi ve yolcular sağ salim tahliye edildi. Çünkü uçağın düştüğü söylenen yerde hiçbir enkaz veya ağır hasar bulunmuyor. Ayrıca, kayıtlarda, 11 Eylül tarihinde böyle bir uçuşa rastlanmadı..



    5. TUHAFLIKLAR



    Kaza esnasında uçaktan yapıldığı iddia edilen telefon görüşmeleri mümkün olamaz. Çünkü, bunu mümkün kılan sistem Amerikan Havayolları uçaklarına 11 Eylül'den çok sonra kuruldu. Ayrıca hükümetin açıkladığı listede bulunan hava korsanlarından bazılarının saldırılardan sonra hayatta oldukları ortaya çıktı.



    6. KİMİN İŞİNE GELDİ?



    Büyük meblağlardaki sigorta poliçelerinden faydalanabilecek kişiler, kulelerin yıkılacağından önceden haberdardı. 11 Eylül'den önce, milyarlarca dolarlık altın Dünya Ticaret Merkezi'nden çıkarıldı.



    MÜTHİŞ SORULAR


    1999'da Kuzey Amerika Hava Savunma Komuta Merkezi (NORAD), bir uçağın kaçırılıp İkiz Kuleler ve Pentagon'a çarpmasıyla ilgili tatbikatlara başladı.



    24 Ekim 2000
    : Pentagon, ilk egzersizleri MASCAL adıyla yürürlüğe koydu. Boeing 757'nin Pentagon'a çarpması simülasyonu bunlardan biriydi.



    Nisan 2001: Usame bin Ladin, Dubai'deki Amerikan Hastanesi'nde CIA'nın bölge şefi tarafından ziyaret edildi.



    24 Temmuz 2001
    : Dünya Ticaret Merkezi'nin sahibi Larry A. Silverstein, olaydan 6 hafta önce kuleleri 99 yıllığına kiraladı. 3.5 milyon dolarlık sigorta poliçesi terörizmi de kapsıyordu.



    6 Eylül 2001: Bomba koklayıcı köpekler kulelerden çekildi. Güvenlik görevlilerinin vardiyaları 2 hafta boyunca 12 saatin sonunda bitiyordu.



    10 Eylül 2001: Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleeza Rice, San Francisco Belediye Başkanı Willie Brown'u arayarak ertesi sabah uçmamasını söyledi.



    11 Eylül 2001: Washington, Andrews Hava Üssü'nden üç F-16'yı, Pentagon'dan 15 mil uzaktaki Kuzey Carolina'daki eğitim görevine gönderdi. ABD'yi korumak için 14 uçak kaldı

  7. #15
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ



    Bu makale, 11 Eylül'le ilgili bütün hadiselerin, Amerikan hükümeti ve aracıları tarafından planlandığını ve uygulamaya konulduğunu gösteren delillerin bir özetini sunar.

    Öncelikle, olayın Hükümet versiyonun iddia edildiği gibi doğru olduğunu, yani 19 Arap'ın dört uçak kaçırdığını ve bunlardan üçünü binalara hedeflediğini, diğerini de boş bir alana çarptığını farz edelim. Birazdan göstereceğim gibi, olan bitenin hepsi bundan ibaret değil, eğer öyle olsa bile, Hükümetin bununla ilgili önceden bilgi sahibi olduğunu ve hadiselerin gerçekleşmesine kasıtlı bir biçimde müsaade ettiğini gösteren sağlam kanıtlar var. Bu kanıtları anlamak için, olayın Hükümet versiyonunun ne olduğunun bilinmesi gerekir. En başta, ABD hükümetinin o günle ilgili resmi tutanaklarına bakalım.

    American Airlines'a ait, 11 uçuş numaralı, kuyruk numarası N334AA olan bir Boeing 767 uçağı kaçıranlarla birlikte toplam 92 kişiyle, Boston'dan kalkıp Los Angeles güzergahında seyretmekteyken, 5 Arap tarafından kaçırıldı. Uçak öğleden önce saat 8.25 ya da daha öncesinde kaçırıldı ve saat 8.46'da Dünya Ticaret Merkezi'nin kuzey kulesine dalış yaptı.

    United Airlines'a ait, 175 uçuş numaralı, kuyruk numarası N612UA olan bir Boeing 767, uçağı kaçıranlarla birlikte 65 yolcusuyla, American Airlines'a ait 11 uçuş numaralı uçakla aynı rotada devam ederken, 5 Arap tarafından kaçırıldı. Uçak öğleden önce 8.55 dolaylarında kaçırıldı ve 9.03'de Dünya Ticaret Merkezi'nin Güney Kulesi'ne vurdu.

    Kuleler daha sonra, uçakların taşıdığı yakıtın kulelerin çelik kaplamalarını eritmesi sonucu çöktü.

    American Airlines'a ait 77 uçuş numaralı, N644AA kuyruk numaralı bir Boeing 757, uçağı kaçıranlarla birlikte içinde bulunan 64 yolcusuyla Dulles Havalimanı'ndan kalkıp Los Angeles rotasında seyrederken, 5 Arap tarafından kaçırıldı. 8.55 dolaylarında kaçırıldı ve 9.45'te Pentagon'u vurdu.

    United Airlines'a ait 93 uçuş numaralı, N591UA kuyruk numaralı bir Boeing 757, uçağı kaçıranlarla birlikte içinde bulunan 45 yolcusuyla Newark'dan (New Jersey) kalkış yapıp, San Fransisco rotasında ilerlerken, 4 Arap tarafından kaçırıldı. 9.45 sularında kaçırıldığı ve 10.10'da Pennyslvania'da boş bir arazide parçalandığı biliniyor.

    Bu zaman aralıklarında yetkilileri suçlanmaya değer kılan anormallik, Amerikan hava gücünün tek bir avcı jeti (İngilizce adıyla "fighter jet") bile kaçırılan uçakların engellenmesi için seferber etmemesidir. (Bkz. http://911research.wtc7.net/essays/9...ed/#airdefense )

    Havacılık yönetmeliklerine ve tarihsel örneklere dair yapılacak küçük bir araştırma, o uçakların her birinin çarpmayı hedefledikleri yerlere yakınlaşmadan önce avcı jetler tarafından engellenmesi gerektiğini gösterir. Tek bir avcı jetin bile seferber edilmemiş olması, yalnızca rutin hava savunma prosedürlerinin sistematik olarak ülke çapında durdurulmuş olmasıyla açıklanabilir. Federal Havacılık İdaresi (FAA) yönetmelikleri, herhangi bir uçağın gitmesi gereken güzergahından sapması veya Hava Trafik Kontrolü (ATC) komutlarına ya da kendisiyle kurulmaya çalışılan iletişim çabalarına cevap vermemesi durumunda, otomatik olarak acil durum çağrısı yapılacağını belirtir. Bunun nedeni, hiçbir art niyetten şüphelenilmese bile, bu uçağın diğer uçaklar için tehlike oluşturmasıdır. Eğer Hava Trafik Kontrolü acil bir durumun varlığından şüphe duyarsa, bu tüm birimlerce ortak olarak ele alınır. (Bkz. http://standdown.net/ )

    Hava Trafik Kontrolü bir acil durum tespit ederse, uçağın engellenmesi, problemin ne olduğunun öğrenilmesi, ve uçağın tekrar doğru güzergahına yönlendirilmesinin sağlanması gibi bir dizi açıkça belirtilmiş prosedür üzerinden NORAD'a (Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı) bir avcı jetler eskortu gönderilmesi talebinde bulunur. Eğer uçağın pilotunun birlikte hareket etmekten kaçındığına inanılırsa, düzenlemeler, avcı jetlere uyarı amaçlı havada duman bırakan mermilerle ateş açma, uçağın yanı başına kadar sokulma, uçağı istenen uçuş yoluna zorlama- hatta çok uç durumlarda uçağı vurarak düşürme gibi bir dizi daha agresif karşılıklar verme hakkını tanır. Avcı jetler, ya en yakın hava üslerinden gönderilir ya da ikinci şık olarak deneme uçuşu yapan pilotlar uçağın engellenmesi için yönlendirilir. Avcı jetleri göndermek sadece bir iki dakika alır ve bu süreç o kadar rutin bir haldedir ki, 11 Eylül'e kadar ki bir yıl içerisinde Amerikan semalarında haftada ortalama 1.6 oranında böyle olaylar olmuştur. Kaçırılan uçakların uçuş güzergahlarına ilişkin hava sahalarının yeri hakkında yapılan bir araştırma, kaçırılan uçağın bir yere vurmadan engellenmesi gerektiğini göstermiştir. Ama Pentagon vurulduktan sonra bile hiçbir avcı jeti gökyüzüne gönderilmemiştir. (Bkz. http://home.pacbell.net/skeptica/9-11list.html )

    Bununla ilgili en görülmeye değer örnek Pentagon'a uçak çarpması olayıdır. Saat 9.03'e kadar iki uçak zaten Dünya Ticaret Merkezini vurmuştu ve Pentagon'u vuracak uçağın 42 dakika daha uçmasına izin verildi, tabiî ki de Washington'a doğru, ve de dünyanın en güçlü hava gücünün umurunda olmadan. Pentagon'dan sadece 10 dakika uzaklıkta Andrews Havaüssü vardır. Dev bir donanıma sahip bu üs, Washington ve civarının hava savunmasından sorumludur ve kendi içerisinde sadece bu güvenlik işlevini yerine getirmesi için sürekli olarak teyakkuz halinde bulunan iki hava filosu bulundurur. Bunun nedeni ise, Beyaz Saray'ın, Eyalet Meclisi'nin, Capitol'un, ve de şehrin sivil vatandaşlarının tehlike altında bulunma ihtimalidir. Bu durum hiçbir zaman öngörülmemiş bir olasılık olmamıştır. Simülasyon yoluyla Pentagon geçmiş iki yılda, iki defa spesifik olarak bir uçak çarpması hadisesinin alıştırmalarını yapmış ve onlarca yıldır kaçırılan bir uçağın Beyaz Saray'a olası bir intihar dalışı yapma problemiyle boğuşmaktadır.

    11 Eylül günü, yetkililer yaklaşık olarak bir saat kadar öncesinden Pentagon saldırısının uyarısını almışlardı ve art niyet taşımadığı bilinen basit bir uçağın kazara rotasından sapması durumunda bile otomatik olarak uygulamaya konan standart süreçleri ihlal ederek tüm hava gücünü üstte beklettiler.

    NORAD, ilk başta hiçbir avcı jetini yollamadığını kabul ettikten sonra, -çünkü meğer böyle bir şeyin olabileceğini hayal edememişler- hikayeyi bir hafta sonra aniden değiştirerek, 130 mil ötedeki Langley havaüssünden avcıları yolladığını ama avcıların olay yerine zamanında varamadığını öne sürdü. Eğer avcılar gerçektende Langley'den gönderilmişse, o halde nasıl oluyor da avcıların yollanması emrini veren NORAD, bundan bir hafta sonrasına kadar kendi verdiği emirden bihaber oluyor? NORAD tarafından verilen zamanlara göre, Langley avcılarının olay yerine zamanında varamaması için saatte 260 milin altında uçmuş olması gerekiyordu- kaldı ki avcıların yapabilecekleri maksimum hız saatte yaklaşık 1200 mil'dir. Andrews Havaüssü'nün sadece 10 mil ötede iki hava filosu varken- ve de özellikle yalnızca Washington ve civarının güvenliği için konumlandırılmışken- neden Langley Havaüssünden avcılar gönderilsin ki? (Bkz. http://www.AttackOnAmerica.net/IGNORAD.htm )

    Daha acayip olanı, CBS haberlerinin, 14 Eylül günü Langley Havaüssü ile ilgili iddiayı, haberi, herhangi bir kaynağa dayandırmadan yayınlayan ilk kurum olmasıdır. 16 Eylül'de Başkan Yardımcısı Dick Cheney, hala Pentagon saldırısı öncesinde avcı jetlerinin bulunmadığı iddiasını savunuyordu ve NORAD, CBS'in haberinden haberdar değildi ve 18 Eylül'e kadarda haberdar olamayacaktı.

    Bunun üzerine, o gün Andrews Havaüssü'nde hiçbir avcının bulunmadığını söylemeye çalıştılar ama o gün yerlerinde bulunmayan avcıların nasıl olupta Pentagon vurulduktan birkaç dakika sonra semadaki yerlerini almak üzere Andrews Havaüssü'nde hazır bulunduklarını açıklayamadılar ve de hala Başkent'e doğru yol aldığı bilinen devasa UA 93 uçağını engellemek için rahatlarını bozmadılar.

    Hava gücü olup bitenler karşısında seyirci kalıyorken, iki resmi görevli ulusun savunmasından direk olarak sorumludur- Genel Kurmay Başkanı Richard Myers ve Başkan/Başkomutan George W. Bush. Amerika Başkanı George W. Bush meydana gelen dehşet karşısında, çıldırtan bir lakaytlık olarak tanımlanabilecek bir tutum sergilerken, Myers, bir uçağın Dünya Ticaret Merkezine vurduğunu duyduğunda, Senatör Max Cleland'la rutin bir toplantıyı başlatmak üzereydi. Myers sanki hiçbir şey olmamış gibi toplantıya devam etti. 18 dakika sonra ikinci uçak da vurduğunda, NORAD, en azından bir uçağın daha kaçırıldığını biliyordu, buna rağmen Myers ve Cleland toplantıya devam ettiler. Akabinde bu uçak Pentagon'u vurdu. Ama hala ısrarla toplantıya devam ettiler. (Bkz. 911review.org/Wiki/LEVIN_MYERS_NELSON.html )

    Bu arada, Bush, Florida'daydı ve görüntüleri televizyonda yayınlanacak bir ilkokul ziyaretine çıkmak üzereydi. Bush, burada ikinci sınıf öğrencilerinin yaptığı okumaları dinleyecek, akabinde de ülkesinin yeni eğitim yasasıyla ilgili bir konuşma yapacaktı. Daha okula ulaşmadan bile, Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan ilk saldırıdan haberdardı. Çünkü, Bush'un makam arabası okula doğru yol alıyorken, Dünya Ticaret Merkezi'nin kuzey kulesi saat 8:46'da vurulmuştu. Ortada çok acil bir durum vardı ve Bush'un yapacağı okul ziyareti pekala iptal edilebilirdi. Ama Bush programına devam etti. Bush, ilk uçak çarpmasından 5 dakika sonra okulda olacaktı. (Bkz. www.thewebfairy.com/killtown/bush.html )
    Bush, daha okula varmadan, NORAD, kendi belirttiği zaman dilimlerine bakılacak olursa, kaçırılan iki uçaktan daha haberdardı, bu, Bush'un da bundan haberdar olduğu anlamına geliyordu ama yinede o okula doğru devam etti. Okulun uluslararası bir havaalanından sadece 5 mil ötede olduğu ve Bush'un programının kamuoyu tarafından önceden biliniyor olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak, ki bu okulun da bir hedef olabileceği anlamına gelir, buna rağmen Bush okula vardığında, saldırılar hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı. Bush sınıfa girmeden, NORAD büyük bir terörist saldırının yolda olduğunu açıkça biliyordu. (Bkz. http://www.sarasotamagazine.com/Page...tories.asp?136 )

    Saat 9.05 dolaylarında, Bush, küçük bir kızın, küçük keçisi hakkında yazdığı hikayeyi dinliyordu. Bu esnada, Beyaz Saray Genel Sekreteri Andrew Card sınıfa girdi ve ikinci bir uçağın Dünya Ticaret Merkezine vurduğunu ve "Amerika'nın saldırı altında olduğunu" Bush'un kulağına fısıldadı. Bush, belli belirsiz bir şekilde kafasını salladı ve bundan sonra sınıfın yaptığı okumalara gülerek, espri yaparak, çocukların okuma yeterlikleri hakkında cesaretlendirici sözler söyleyerek bir 25 dakika daha devam etti. Bush, bir muhabirin kendisine New York'da olup bitenlerle ilgilenmesi gerektiğini söylemesi üzerine, muhabiri sert bir biçimde azarladı ve şimdi bunu konuşmanın sırası olmadığını söyledi. Bu arada, Bush, sınıfta başka hiç kimsenin bilmediği bir şeyi biliyordu- gökyüzünde serbest bir şekilde uçan bir uçağın daha olduğunu. (Bkz. http://www.whatreallyhappened.com/9-11bushbooker.html ) Saat 9.30'da, AA 77 uçağı Washington'a doğru rahatsız edilmeden son derece rahat bir şekilde uçarken, Bush, (o günkü programında olduğu üzere) okuma yapan sınıftan ayrılıp, ulusa son derece gereksiz bir konuşma yaparak daha fazla zaman kaybetti. (Bkz. http://www.AttackOnAmerica.net/BushA...okerSchool.mov ) Bush konuşmasında, "sorumluların izini bulup onları cezalandırmaya" söz veriyorken, dinleyicilerinin hala farkında olmadığı ama kendisinin bildiği, havada serbest bir şekilde dolaşan uçakla ilgili bir şeyler yapmak için alakadar görünmüyordu. Tam Pentagon vurulduğu zaman, Bush okuldan ayrılıyordu.

    Daha sonra, devam etmekte olan krizin farkında olupta buna rağmen okula gitmekte ısrar etmesini örtbas etmek için, Bush, ilk uçağın Dünya Ticaret Merkezi'ne çarptığı zaman okulda olduğu yalanını uydurup, sabahki durumuyla ilgili yalan bilgiler verdi. Bu yalan, egemen medyanın popüler mitolojisinde yerini almıştı bile. O sabahki hareketlerinin üstünü kapatmak için yalan bir hikaye bulmaya çalışırken, Bush, ilk çarpmayı okuldayken TV'den canlı olarak seyrettiğini ve bunun bir kaza olduğunu düşündüğünü dikkatsizce söyleyiverdi. Bu da bir yalandı çünkü ilk uçak çarpması hiçbir zaman canlı olarak televizyondan verilmemişti. Canlı olarak verilen İkiz Kuleler'e ikinci uçak çarpması hadisesiydi. İkinci olarak, ilk saldırı olduğunda, Bush makam arabasıyla okul yolundaydı. Aynı anda hem makam arabasında olup, hem de okuldaki TV'den olayı nasıl seyredebildi? Üçüncü olarak, eğer Bush ilk çarpmayı okuldayken canlı olarak gerçekten seyretmişse, o zamanda Bush okula vardığında programını bir tarafa bırakıp televizyonun açılmasını mı istedi? O halde saldırıyı önceden biliyordu, bilmiyorduysa, bu nasıl tesadüfdür ki, teröristler saldırıyı yapmak için imkansız bir şeyi, Bush'un durduk yere televizyon izleme isteğini beklediler. (Bkz. http://www.serendipity.li/wot/bushflub.htm )

  8. #16
    Duhul
    Oct 2006
    İkamet
    İSTANBUL
    Yaş
    57
    Gönderi
    1,679

    Esas

     Alıntı Originally Posted by Serenler Yazıyı Oku
    11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ



    Bu makale, 11 Eylül'le ilgili bütün hadiselerin, Amerikan hükümeti ve aracıları tarafından planlandığını ve uygulamaya konulduğunu gösteren delillerin bir özetini sunar.

    Öncelikle, olayın Hükümet versiyonun iddia edildiği gibi doğru olduğunu, yani 19 Arap'ın dört uçak kaçırdığını ve bunlardan üçünü binalara hedeflediğini, diğerini de boş bir alana çarptığını farz edelim. Birazdan göstereceğim gibi, olan bitenin hepsi bundan ibaret değil, eğer öyle olsa bile, Hükümetin bununla ilgili önceden bilgi sahibi olduğunu ve hadiselerin gerçekleşmesine kasıtlı bir biçimde müsaade ettiğini gösteren sağlam kanıtlar var. Bu kanıtları anlamak için, olayın Hükümet versiyonunun ne olduğunun bilinmesi gerekir. En başta, ABD hükümetinin o günle ilgili resmi tutanaklarına bakalım.

    American Airlines'a ait, 11 uçuş numaralı, kuyruk numarası N334AA olan bir Boeing 767 uçağı kaçıranlarla birlikte toplam 92 kişiyle, Boston'dan kalkıp Los Angeles güzergahında seyretmekteyken, 5 Arap tarafından kaçırıldı. Uçak öğleden önce saat 8.25 ya da daha öncesinde kaçırıldı ve saat 8.46'da Dünya Ticaret Merkezi'nin kuzey kulesine dalış yaptı.

    United Airlines'a ait, 175 uçuş numaralı, kuyruk numarası N612UA olan bir Boeing 767, uçağı kaçıranlarla birlikte 65 yolcusuyla, American Airlines'a ait 11 uçuş numaralı uçakla aynı rotada devam ederken, 5 Arap tarafından kaçırıldı. Uçak öğleden önce 8.55 dolaylarında kaçırıldı ve 9.03'de Dünya Ticaret Merkezi'nin Güney Kulesi'ne vurdu.

    Kuleler daha sonra, uçakların taşıdığı yakıtın kulelerin çelik kaplamalarını eritmesi sonucu çöktü.

    American Airlines'a ait 77 uçuş numaralı, N644AA kuyruk numaralı bir Boeing 757, uçağı kaçıranlarla birlikte içinde bulunan 64 yolcusuyla Dulles Havalimanı'ndan kalkıp Los Angeles rotasında seyrederken, 5 Arap tarafından kaçırıldı. 8.55 dolaylarında kaçırıldı ve 9.45'te Pentagon'u vurdu.

    United Airlines'a ait 93 uçuş numaralı, N591UA kuyruk numaralı bir Boeing 757, uçağı kaçıranlarla birlikte içinde bulunan 45 yolcusuyla Newark'dan (New Jersey) kalkış yapıp, San Fransisco rotasında ilerlerken, 4 Arap tarafından kaçırıldı. 9.45 sularında kaçırıldığı ve 10.10'da Pennyslvania'da boş bir arazide parçalandığı biliniyor.

    Bu zaman aralıklarında yetkilileri suçlanmaya değer kılan anormallik, Amerikan hava gücünün tek bir avcı jeti (İngilizce adıyla "fighter jet") bile kaçırılan uçakların engellenmesi için seferber etmemesidir. (Bkz. http://911research.wtc7.net/essays/9...ed/#airdefense )

    Havacılık yönetmeliklerine ve tarihsel örneklere dair yapılacak küçük bir araştırma, o uçakların her birinin çarpmayı hedefledikleri yerlere yakınlaşmadan önce avcı jetler tarafından engellenmesi gerektiğini gösterir. Tek bir avcı jetin bile seferber edilmemiş olması, yalnızca rutin hava savunma prosedürlerinin sistematik olarak ülke çapında durdurulmuş olmasıyla açıklanabilir. Federal Havacılık İdaresi (FAA) yönetmelikleri, herhangi bir uçağın gitmesi gereken güzergahından sapması veya Hava Trafik Kontrolü (ATC) komutlarına ya da kendisiyle kurulmaya çalışılan iletişim çabalarına cevap vermemesi durumunda, otomatik olarak acil durum çağrısı yapılacağını belirtir. Bunun nedeni, hiçbir art niyetten şüphelenilmese bile, bu uçağın diğer uçaklar için tehlike oluşturmasıdır. Eğer Hava Trafik Kontrolü acil bir durumun varlığından şüphe duyarsa, bu tüm birimlerce ortak olarak ele alınır. (Bkz. http://standdown.net/ )

    Hava Trafik Kontrolü bir acil durum tespit ederse, uçağın engellenmesi, problemin ne olduğunun öğrenilmesi, ve uçağın tekrar doğru güzergahına yönlendirilmesinin sağlanması gibi bir dizi açıkça belirtilmiş prosedür üzerinden NORAD'a (Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı) bir avcı jetler eskortu gönderilmesi talebinde bulunur. Eğer uçağın pilotunun birlikte hareket etmekten kaçındığına inanılırsa, düzenlemeler, avcı jetlere uyarı amaçlı havada duman bırakan mermilerle ateş açma, uçağın yanı başına kadar sokulma, uçağı istenen uçuş yoluna zorlama- hatta çok uç durumlarda uçağı vurarak düşürme gibi bir dizi daha agresif karşılıklar verme hakkını tanır. Avcı jetler, ya en yakın hava üslerinden gönderilir ya da ikinci şık olarak deneme uçuşu yapan pilotlar uçağın engellenmesi için yönlendirilir. Avcı jetleri göndermek sadece bir iki dakika alır ve bu süreç o kadar rutin bir haldedir ki, 11 Eylül'e kadar ki bir yıl içerisinde Amerikan semalarında haftada ortalama 1.6 oranında böyle olaylar olmuştur. Kaçırılan uçakların uçuş güzergahlarına ilişkin hava sahalarının yeri hakkında yapılan bir araştırma, kaçırılan uçağın bir yere vurmadan engellenmesi gerektiğini göstermiştir. Ama Pentagon vurulduktan sonra bile hiçbir avcı jeti gökyüzüne gönderilmemiştir. (Bkz. http://home.pacbell.net/skeptica/9-11list.html )

    Bununla ilgili en görülmeye değer örnek Pentagon'a uçak çarpması olayıdır. Saat 9.03'e kadar iki uçak zaten Dünya Ticaret Merkezini vurmuştu ve Pentagon'u vuracak uçağın 42 dakika daha uçmasına izin verildi, tabiî ki de Washington'a doğru, ve de dünyanın en güçlü hava gücünün umurunda olmadan. Pentagon'dan sadece 10 dakika uzaklıkta Andrews Havaüssü vardır. Dev bir donanıma sahip bu üs, Washington ve civarının hava savunmasından sorumludur ve kendi içerisinde sadece bu güvenlik işlevini yerine getirmesi için sürekli olarak teyakkuz halinde bulunan iki hava filosu bulundurur. Bunun nedeni ise, Beyaz Saray'ın, Eyalet Meclisi'nin, Capitol'un, ve de şehrin sivil vatandaşlarının tehlike altında bulunma ihtimalidir. Bu durum hiçbir zaman öngörülmemiş bir olasılık olmamıştır. Simülasyon yoluyla Pentagon geçmiş iki yılda, iki defa spesifik olarak bir uçak çarpması hadisesinin alıştırmalarını yapmış ve onlarca yıldır kaçırılan bir uçağın Beyaz Saray'a olası bir intihar dalışı yapma problemiyle boğuşmaktadır.

    11 Eylül günü, yetkililer yaklaşık olarak bir saat kadar öncesinden Pentagon saldırısının uyarısını almışlardı ve art niyet taşımadığı bilinen basit bir uçağın kazara rotasından sapması durumunda bile otomatik olarak uygulamaya konan standart süreçleri ihlal ederek tüm hava gücünü üstte beklettiler.

    NORAD, ilk başta hiçbir avcı jetini yollamadığını kabul ettikten sonra, -çünkü meğer böyle bir şeyin olabileceğini hayal edememişler- hikayeyi bir hafta sonra aniden değiştirerek, 130 mil ötedeki Langley havaüssünden avcıları yolladığını ama avcıların olay yerine zamanında varamadığını öne sürdü. Eğer avcılar gerçektende Langley'den gönderilmişse, o halde nasıl oluyor da avcıların yollanması emrini veren NORAD, bundan bir hafta sonrasına kadar kendi verdiği emirden bihaber oluyor? NORAD tarafından verilen zamanlara göre, Langley avcılarının olay yerine zamanında varamaması için saatte 260 milin altında uçmuş olması gerekiyordu- kaldı ki avcıların yapabilecekleri maksimum hız saatte yaklaşık 1200 mil'dir. Andrews Havaüssü'nün sadece 10 mil ötede iki hava filosu varken- ve de özellikle yalnızca Washington ve civarının güvenliği için konumlandırılmışken- neden Langley Havaüssünden avcılar gönderilsin ki? (Bkz. http://www.AttackOnAmerica.net/IGNORAD.htm )

    Daha acayip olanı, CBS haberlerinin, 14 Eylül günü Langley Havaüssü ile ilgili iddiayı, haberi, herhangi bir kaynağa dayandırmadan yayınlayan ilk kurum olmasıdır. 16 Eylül'de Başkan Yardımcısı Dick Cheney, hala Pentagon saldırısı öncesinde avcı jetlerinin bulunmadığı iddiasını savunuyordu ve NORAD, CBS'in haberinden haberdar değildi ve 18 Eylül'e kadarda haberdar olamayacaktı.

    Bunun üzerine, o gün Andrews Havaüssü'nde hiçbir avcının bulunmadığını söylemeye çalıştılar ama o gün yerlerinde bulunmayan avcıların nasıl olupta Pentagon vurulduktan birkaç dakika sonra semadaki yerlerini almak üzere Andrews Havaüssü'nde hazır bulunduklarını açıklayamadılar ve de hala Başkent'e doğru yol aldığı bilinen devasa UA 93 uçağını engellemek için rahatlarını bozmadılar.

    Hava gücü olup bitenler karşısında seyirci kalıyorken, iki resmi görevli ulusun savunmasından direk olarak sorumludur- Genel Kurmay Başkanı Richard Myers ve Başkan/Başkomutan George W. Bush. Amerika Başkanı George W. Bush meydana gelen dehşet karşısında, çıldırtan bir lakaytlık olarak tanımlanabilecek bir tutum sergilerken, Myers, bir uçağın Dünya Ticaret Merkezine vurduğunu duyduğunda, Senatör Max Cleland'la rutin bir toplantıyı başlatmak üzereydi. Myers sanki hiçbir şey olmamış gibi toplantıya devam etti. 18 dakika sonra ikinci uçak da vurduğunda, NORAD, en azından bir uçağın daha kaçırıldığını biliyordu, buna rağmen Myers ve Cleland toplantıya devam ettiler. Akabinde bu uçak Pentagon'u vurdu. Ama hala ısrarla toplantıya devam ettiler. (Bkz. 911review.org/Wiki/LEVIN_MYERS_NELSON.html )

    Bu arada, Bush, Florida'daydı ve görüntüleri televizyonda yayınlanacak bir ilkokul ziyaretine çıkmak üzereydi. Bush, burada ikinci sınıf öğrencilerinin yaptığı okumaları dinleyecek, akabinde de ülkesinin yeni eğitim yasasıyla ilgili bir konuşma yapacaktı. Daha okula ulaşmadan bile, Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan ilk saldırıdan haberdardı. Çünkü, Bush'un makam arabası okula doğru yol alıyorken, Dünya Ticaret Merkezi'nin kuzey kulesi saat 8:46'da vurulmuştu. Ortada çok acil bir durum vardı ve Bush'un yapacağı okul ziyareti pekala iptal edilebilirdi. Ama Bush programına devam etti. Bush, ilk uçak çarpmasından 5 dakika sonra okulda olacaktı. (Bkz. www.thewebfairy.com/killtown/bush.html )
    Bush, daha okula varmadan, NORAD, kendi belirttiği zaman dilimlerine bakılacak olursa, kaçırılan iki uçaktan daha haberdardı, bu, Bush'un da bundan haberdar olduğu anlamına geliyordu ama yinede o okula doğru devam etti. Okulun uluslararası bir havaalanından sadece 5 mil ötede olduğu ve Bush'un programının kamuoyu tarafından önceden biliniyor olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak, ki bu okulun da bir hedef olabileceği anlamına gelir, buna rağmen Bush okula vardığında, saldırılar hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı. Bush sınıfa girmeden, NORAD büyük bir terörist saldırının yolda olduğunu açıkça biliyordu. (Bkz. http://www.sarasotamagazine.com/Page...tories.asp?136 )

    Saat 9.05 dolaylarında, Bush, küçük bir kızın, küçük keçisi hakkında yazdığı hikayeyi dinliyordu. Bu esnada, Beyaz Saray Genel Sekreteri Andrew Card sınıfa girdi ve ikinci bir uçağın Dünya Ticaret Merkezine vurduğunu ve "Amerika'nın saldırı altında olduğunu" Bush'un kulağına fısıldadı. Bush, belli belirsiz bir şekilde kafasını salladı ve bundan sonra sınıfın yaptığı okumalara gülerek, espri yaparak, çocukların okuma yeterlikleri hakkında cesaretlendirici sözler söyleyerek bir 25 dakika daha devam etti. Bush, bir muhabirin kendisine New York'da olup bitenlerle ilgilenmesi gerektiğini söylemesi üzerine, muhabiri sert bir biçimde azarladı ve şimdi bunu konuşmanın sırası olmadığını söyledi. Bu arada, Bush, sınıfta başka hiç kimsenin bilmediği bir şeyi biliyordu- gökyüzünde serbest bir şekilde uçan bir uçağın daha olduğunu. (Bkz. http://www.whatreallyhappened.com/9-11bushbooker.html ) Saat 9.30'da, AA 77 uçağı Washington'a doğru rahatsız edilmeden son derece rahat bir şekilde uçarken, Bush, (o günkü programında olduğu üzere) okuma yapan sınıftan ayrılıp, ulusa son derece gereksiz bir konuşma yaparak daha fazla zaman kaybetti. (Bkz. http://www.AttackOnAmerica.net/BushA...okerSchool.mov ) Bush konuşmasında, "sorumluların izini bulup onları cezalandırmaya" söz veriyorken, dinleyicilerinin hala farkında olmadığı ama kendisinin bildiği, havada serbest bir şekilde dolaşan uçakla ilgili bir şeyler yapmak için alakadar görünmüyordu. Tam Pentagon vurulduğu zaman, Bush okuldan ayrılıyordu.

    Daha sonra, devam etmekte olan krizin farkında olupta buna rağmen okula gitmekte ısrar etmesini örtbas etmek için, Bush, ilk uçağın Dünya Ticaret Merkezi'ne çarptığı zaman okulda olduğu yalanını uydurup, sabahki durumuyla ilgili yalan bilgiler verdi. Bu yalan, egemen medyanın popüler mitolojisinde yerini almıştı bile. O sabahki hareketlerinin üstünü kapatmak için yalan bir hikaye bulmaya çalışırken, Bush, ilk çarpmayı okuldayken TV'den canlı olarak seyrettiğini ve bunun bir kaza olduğunu düşündüğünü dikkatsizce söyleyiverdi. Bu da bir yalandı çünkü ilk uçak çarpması hiçbir zaman canlı olarak televizyondan verilmemişti. Canlı olarak verilen İkiz Kuleler'e ikinci uçak çarpması hadisesiydi. İkinci olarak, ilk saldırı olduğunda, Bush makam arabasıyla okul yolundaydı. Aynı anda hem makam arabasında olup, hem de okuldaki TV'den olayı nasıl seyredebildi? Üçüncü olarak, eğer Bush ilk çarpmayı okuldayken canlı olarak gerçekten seyretmişse, o zamanda Bush okula vardığında programını bir tarafa bırakıp televizyonun açılmasını mı istedi? O halde saldırıyı önceden biliyordu, bilmiyorduysa, bu nasıl tesadüfdür ki, teröristler saldırıyı yapmak için imkansız bir şeyi, Bush'un durduk yere televizyon izleme isteğini beklediler. (Bkz. http://www.serendipity.li/wot/bushflub.htm )




    Sonuç olarak,bu iddiaların tümü komplo teorisinden öte tamamiyle gerçekleri yansıtmaktadır.
    A.B.D'nin,Ortadoğu petrollerini ele geçirmek ve stratejik topraklarda üslenmesi için bunlar gerekiyordu.
    Bunu 7-8 bin vatandaşını katlederek,tamamiyle kendi plan ve programları ile başarmışlardır.
    Yıllar önce kendi devlet başkanlarını(John F.Kennedy),A.B.D derin devletinin yokettiği gibi...

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •