Yaş, cinsiyet, eğitim, sosyal konum dinlemeyen ve herkesin başına bir gün gelebilecek, yüzyılın hastalığı kanserle ilgili her türlü bilgi ve deneyimi bu başlık altında paylaşabiliriz..

Bu konuda zaman buldukça kendi deneyimlerimizi ve bildiklerimizi buraya yazalım, medyada çıkan önemsediğimiz yazıları da alıntılayalım..

Söylenecek çok şey var tabii. Ancak öncelikle genel hatlarıyla konuyu ikiye ayıralım. İlki kanserden korunmak için yapılması gerekenler, ikincisi ise kanser sonrası yapılması gerekenler..

Eski bir kanser hastası olarak hemen aklıma gelenleri bir kaç madde ile sıralayarak başlayayım..

Birinci durumda;

1- Ailede, akrabalarda herhangi bir kanser vakasının olup olmadığının araştırılması, eğer varsa buna göre önlem alınması, gerekli tetkiklerin, kontrollerin düzenli olarak yaptırılması

Kanserde her ne kadar çevresel faktörler etkili olsa da kalıtım, yani genler ana nedendir. Eğer ailede kanser hikayesi olanlar varsa siz de tehlikedesiniz demektir. Bu konuda bilinçli olmak çok önemli. Örneğin annesi ya da teyzesi meme kanseri olan bir bayanın da aynı tehlikeyi taşıdığını bilmesi, buna göre tetkiklerini düzenli yaptırması gerekir.

Bu konuda bilginiz yoksa dahi duruma göre bir akciğer grafisi ya da mamografi çektirmek o kadar da zor değil..

2- Sağlıklı beslenme ve spor

Son yıllarda medyada bu konuda bilgilendirici çok fazla yazı ve yorum bulunuyor. Aslen bunları yapmak kanserden korunmak için de yeterli. Ana hatlarıyla kanserojen maddelerden uzak durmak, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, düzenli yürüyüş ve spor yapmak..


İkinci durumda;

1- Durumu kabullenmek ve gerekli tedaviyi her türlü yan etkisine rağmen bir an önce başlatmak

Neden ben ? sorusunu sanırım bu hastalığa yakalanan herkes mutlaka kendine sorar. Bu sıkıntılı durum hem sizin hem de aileniz ve dostlarınız için büyük bir yıkım gibi görünebilir. Aslında öyledir de. Uçurumun kıyısına geldiğiniz noktada aldığınız ağır tedavi sebebiyle sürekli yorgun ve bitkin hissedersiniz, saçlarınız, kaşlarınız dökülür, ağzınızda yaralar çıkar yemek yiyemezsiniz, mideniz devamlı bulanır en sevdiğiniz yemekleri görmek bile istemezsiniz vs.. Ama zaman moral bozup işi daha da zorlaştırmak zamanı değildir. Bir an önce kendinizi toparlamanız ve bu yeni duruma kendinizi hazırlamanız gerekmektedir. Tedavi bitiminda saçlar nasılsa yeniden çıkar, en sevdiğiniz yemeği daha başka bir iştahla yersiniz. Dolayısıyla bunun, hayatta karşılaşılan bir çeşit sınav olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Bu sınavı geçerseniz eğer size verilecek ödül, bundan sonra yaşayacağınız daha anlamlı, bambaşka bir hayattır.

2- Tedavi vücut direncini azalttığı için enfeksiyon riskine karşı steril ortamlarda bulunmak

Bağışıklık sistemi iyice zayıfladığından, tedavi boyunca hijyenik olmayan ortamlarda bulunmamanız gerekir. Kapalı ve havasız ortamlar ile alışveriş merkezleri gibi kalabalık yerlerde bulunmamalı, bol oksijenli ortamlarda bulunmaya özen gösterilmeli. Tabii tedavi sürecinde ziyaretçilerden de mümkün olduğunca uzak durulmalı, yakın temastan kaçınılmalı. Onlar için sorun olmayan ufak bir soğuk algınlığı ya da hijyenik olmayan bir durum sizin için büyük sorun olabilir. Sizi seven akrabalarınız ya da arkadaşlarınız telefonla da size destek verebilir, bu konuda anlayış göstermeliler.

3- Sağlıklı beslenme

Kanser sırasında ve sonrasında da bilinçli beslenme çok önemli. Bağışıklık sistemini güçlü tutmanın ne kadar önemli olduğunu ben bu süreç sırasında anlamıştım.

4- Yüksek moral

Bu hastalığı yeneceğinize inanmanız ve moralinizi hep yüksek seviyede tutmanız esasında bu savaşta en büyük güçtür. Dolayısıyla sabırla, inançla tedavi sürecini tamamlamanız gerekir. Kendinizi kısıtlamayın ve geçmiş dönemde yaptıklarınızı -kitap okumak, müzik dinlemek, film izlemek vs..- yapmaya devam edin. Hatta resim yapmak gibi sizi yormayacak ve moral verecek yeni uğraşlar edinmeniz de yararlı olacaktır.

Not: Bu arada aileye ve yakın dostlara da çok önemli görevler düşüyor. En çok ihtiyacı olduğu bu savaşta kanserli hastaya destek olunmalı, moral verilmeli ve her konuda ona anlayışla yaklaşılmalı..