Sayfa 3/39 İlkİlk 1234513 ... SonSon
Arama sonucu : 312 madde; 17 - 24 arası.

Konu: Deprem gerçeği ve umursamayan bizler

  1. #17
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    D.Dere meine traumgarten
    Gönderi
    568

    Esas

    Bir yerden başlamalı,hani bir Çin Atasözü var karanlığa küfredeceğine bir şey yap diye.Kurbanlık koyun gibi bekliyor depremi canım Türk halkım,kanunların,yasaların değişmesini beklersek daha 2-3 tane 7 lik deprem olacak ki mecbur kalsınlar değiştirmeye.Bırakın değiştirmeyi birşeyler yapmaya çalışanları da güncelliğini,geçerliliğini yitirmiş deyip kapatıyorlar.İlla deprem olunca mı geçerli olacak yani.
    Bakın Peru nasıl yıkıldı ,bizler sanki Hollywood filmi seyreder gibi seyredeceğiz ruhsuz bir şekilde ve arada vah vah diyeceğiz.Bakmak ile görmek farklıdır,yalnızca ekrana bakacağız ama oradaki acıyı,çaresizliği ..... göremeyeceğiz.Halbuki bu film hiçbir zaman mutlu bitmez ve hep aynı sinemada oynamaz,SİZİN DE KAPINIZI ANİDEN ÇALABİLİR.
    Devlet İstanbul'un Zeytinburnu ilçesini pilot bölge seçti,bütün evlerin depreme dayanıklılığını ölçtüler,bunun için bilmem ne kadar kredi aldılar.Benim orada evim vardı,gerek Zeytinburnu belediyesini gerekse İst.Büyükşehir Bel.defalarca aradım ama 2 sene önce biten o araştırmanın sonuçlarını açıklamadılar.Rantın karşısında rapor hasır altı ediliyor ve o çürük binalarda hala insanlar yaşıyor.Bizler devleti sıkıştırmazsak kim yapacak bunu.
    .İlla yetkili olmak gerekmiyor,yetkilileri harekete geçirmek bile yeterlidir.Deprem öldürmez bina öldürür,herkes tedbirini bir şekilde almalı ve yönetenleri uyarmalı,çünkü yönetenler rantın içinde boğulmuş vaziyette mesela Antalya’da ha bire bataklık zemin üzerine 8-10 kat bina izni veriliyor.Kumdan kaleler gibi hepsi.
    Dün İTÜ Deprem Araştırma Ens.’den ismini hatırlamadığım bir yetkili diyor ki Marmara’nın dibini 10 gemiyle araştırdık yakında deprem olacak,yetkililer bizi umursamıyor,halk bize bir şey olmaz diyor.O adamı çok iyi anlıyorum çünkü o da benim gibi sessiz çığlık atıyor

  2. #18
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    D.Dere meine traumgarten
    Gönderi
    568

    Esas

    Prof. Dr. Görür: İstanbul topun ağzında
    Tarih: 16 Ağustos 2007 Kaynak: NTVMSNBC
    Prof. Dr. Naci Görür, Gölcük ve Düzce depremleri nedeniyle Marmara Denizi tabanında 240 yılda birikmesi gereken enerjinin 55 saniyede yüklendiğini belirterek, “Bu yükü, Marmara kaldırmaz. En sonuna kadar da dayansa 2029’a kadar bu iş biter” dedi.

    Görür, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesince, Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumunda düzenlenen “1999 Kocaeli Depremi’nden Bugüne” konulu sempozyumda bir konuşma yaptı. Görür, 17 Ağustos’ların kendisini üzdüğünü belirterek, “Türkiye’yi yönetenlerin deprem konusunda herhangi bir şey yapmaya niyetlerinin olmadığına artık kesinlikle inandım ve bu defteri kapattım. Biz, bilim adamı olarak araştırmalarımızı yaparız, aklımızın erdiği kadar bildiğimizi söyleriz. İnanılmaz boyutlarda tehlikenin olduğu bir ülkede depreme karşı bu kadar vurdumduymaz davranan, bu kadar uzak duran bir yönetimi, yönetimleri ben tahayyül edemiyorum” diye konuştu.

    Bilim için araştırma dışında başka bir yol bilmediğini, ancak ulaştıkları sonuçların bazı kişilerce araştırılmadan yorumlandığını dile getiren Görür, vatandaşların da olumsuz sonuçlara değil, daha olumlu konuşanlara inanma ve önlem almama eğiliminde olduklarını savundu. Görür, şunları kaydetti:

    “İşin en tehlikelisi, yöneticilerimiz de buna inanıyor. Bana koskoca İstanbul Valisi, ‘Ya hocam biz neye inanalım’ diye soruyor. İstanbul Valiliği çok güçlü bir makamdır. Ellerinde her türlü istihbarat var. İsterse kim ne yaptı, ne yapıyor bunu bulabilir. Yurt dışından bilim adamları getirirsin, onlara sorarsın. Kaldı ki, biz bunları tüm dünyada yapıyoruz, dünya ekibiyle yapıyoruz. Araştırmalarımızın sonucu tüm dünya bilim çevresinde dolaşıyor. Marmara Denizi’nde depremle ilgili araştırmaları bizim dışımızda yapan tek kimse yok. Ama buna rağmen ne yerel, ne merkezi hiçbir yönetim umursamıyor.”

    Marmara Denizi'ndeki Son Araştırma
    Marmara Denizi’nde 12 Mayıs-12 Haziran 2007 tarihleri arasında Fransız L’atalanta gemisiyle araştırma yaptıklarını anımsatan Görür, “Nautile” adlı denizaltı ile bilim adamlarının deniz tabanına 17 yerde dalış yaptıklarını ve her dalışta en az 7 saat kalarak, İstanbul’u tehdit eden fay hattını incelediklerini dile getirdi.

    Görür, Marmara’nın deprem konusunda dünyanın en aktif yerlerinden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

    “1999 Gölcük ve Düzce depremleri İstanbul’u tabiri caizse topun ağzına attı. Eğer bu depremler olmasaydı İstanbul büyük risk altına girmeyecekti. Nedeni şu; Bu depremler Marmara’nın altındaki kabuğu enerjiyle yükledi. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) sağ yönlü bir fay. Körfezin güneyindeki bütün Türkiye Marmara’ya doğru 5.5 metre, 55 saniyede birden yüklendi. Marmara’nın kabuğunda 240 senede birikmesi gereken enerji ve stres 55 saniyede yüklendi. Bu yükü Marmara kaldırmaz. Bu hesap da yapıldı, ne kadar dayanır, dayansa dayansa, en sonuna kadar da dayansa 2029’a kadar bu iş biter.”

    Marmara’da yaptıkları araştırmada deniz tabanının haritasını çıkardıklarını, numuneler ve kaya örnekleri aldıklarını, sismik ölçümler yaptıklarını, video görüntüleri çektiklerini anlatan Görür, Marmara tabanında fay boyunca inanılmaz boyutlarda gaz ve su çıkışı olduğunu belirlediklerini bildirdi. Görür, “Marmara’nın tabanı fokur fokur kaynıyor. Bütün bu gaz ve su çıkışlarını tespit ettik, haritaladık. Çıkan gaz metan, hidrojen sülfür gazları da var. Su ve gaz çıkışının miktar ve hızını ölçen aletler yerleştirdik” dedi.

    Gaz ve su çıkış nedeninin, fayın hareketliliği olduğunu, bunlardaki değişimlerin depreme ilişkin bilgi sağlayacağını belirten Görür, bunların sürekli izlenmesi için deniz tabanına bir denizaltı gözlem istasyonu kurulması gerektiğini ifade etti.

    "Artık Pes Ettim"
    “Bu çalışmayı bitirdikten sonra İstanbul Valisi’ni ziyaret ettiklerini, belediyeden de Deprem Müdürünün geldiğini ifade eden Görür, denizaltı gözlem istasyonu kurulması isteklerini ilettiğini söyledi.

    Görür, “Hiç olmazsa bir deneme istasyonu kuralım. Bu istasyon için İtalyanlar ‘parasız verelim, sensör paralarını siz verin’ dediler. ‘Ne kadar’ dedik, 350 bin... Sayın Vali’ye, Belediye Başkanı’na dedik ki, ’350 bini siz verin.’ Bunlar 450 milyon doları harcayan insanlar. Görüştükten sonra 2 ay geçti, ses yok. Ben artık pes ettim. Bir bilim adamı olarak teslim bayrağını çekiyorum” diye konuştu.

    Prof.Dr. Erdik
    Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik de yapılan araştırmalara göre, 7 ve daha büyük bir depremin 30 yıl içerisinde oluşma olasılığının yüzde 65, 7.5 büyüklüğündeki bir depremin meydana gelme olasılığının ise gelecek 50 yıl içinde yüzde 50 olarak belirlendiğini ifade etti.

    Erdik, İstanbul için 7.5 büyüklüğünde bir senaryo depreminde, 45 bin binanın yıkılacağı veya çok ağır hasar göreceği, 70 bin binanın ağır hasar, 200 bin binanın ise orta hasar göreceğinin öngörüldüğünü söyledi.

    Sadece bina hasarından kaynaklanan mali kayıpların 11 milyar dolar, toplam mali kaybın ise 40 milyar dolar olacağını belirten Erdik, depremin ortalama 40 bin civarında kişinin ölümüne, 160 bin kişinin hastane ihtiyacı olacak şekilde yaralanmasına ve 400 bin civarında acil barınma ihtiyacı bulunan ailenin ortaya çıkmasına neden olacağını bildirdi.

    Bu kayıpların kentsel dönüşüm projeleri ve bina güçlendirmeleriyle önemli ölçüde azaltılabileceğine dikkati çeken Erdik, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi kapsamında yaklaşık 840 kamu binasının güçlendirilmesinin hedeflendiğini söyledi.

    Erdik, toplam güçlendirilmesi gereken kamu binası sayısının yaklaşık 3 bin 600 olduğunun tahmin edildiğini, 2006 yılı itibariyle bunların sadece yüzde 1’inin güçlendirilebildiğine işaret etti.

    Önemli konulardan birinin de 330 kilovatlık elektrik transformatör istasyonları olduğunu dile getiren Erdik, İstanbul’daki bu istasyonlardan birinin bile çökmesi halinde kentin elektriksiz kalacağını, bunlar için önlem alınması gerektiğini kaydetti.

    Erdik, Büyükşehir Belediyesi için bir Japon firmasınca hazırlanan ve İstanbul’da tsunami tehlikesini ele alan rapora göre, Marmara Denizi’nde son 2 bin yılda 30 kadar tsunami meydana geldiğini, dalga yüksekliğinin 3-6 metreyi bulduğunu bildirdi.

    Marmara Denizi tabanındaki dik şevlerde depremin tetiklemesiyle meydana gelecek heyelanların tsunamiye neden olabileceğini vurgulayan Erdik, 6 metreye ulaşabilecek dalgaların Tuzla tersaneler bölgesi başta olmak üzere kıyı şeritlerinde zarar oluşturabileceğini ifade etti.

  3. #19
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    D.Dere meine traumgarten
    Gönderi
    568

    Esas

    Depremde helikopterlere el konulacak
    İstanbul Valiliği Afet Koordinasyon Merkezi'nden sorumlu Vali Yardımcısı Adem Karahasanoğlu, kentteki şahıs ve özel kurumlara ait helikopterleri tespit ettiklerini belirterek gerek duyulması halinde bunlara el konulabileceğini bildirdi.

    Oluşturulan İl Afet Yönetim Planı'na göre deprem durumunda hava ulaşımına ağırlık verileceğini vurgulayan Karahasanoğlu, şunları söyledi: "İstanbul'daki 76 helikopter pist alanına ilaveten 174 pist alanı daha tespit ettik. Kentteki kişi ve özel kurumlara ait helikopterleri tespit ediyoruz. Deprem durumunda bedelleri daha sonra ödenmek üzere el konulacak helikopterler, arama-kurtarma ekiplerinin olay mahalline sevk edilmeleri ve yaralıların taşınması amacıyla kullanılacak. İstanbul valisinin böyle bir durumda el koyma yetkisi var. '' Deniz ulaşımına da büyük önem verildiğini dile getiren Karahasanoğlu "Yıkıcı bir depremde iskeleler kullanılamaz hale gelirse TSK'ya ait çıkarma gemileri ile arama-kurtarma ekipleri ve yaralılar taşınacak ve bazı gemiler yüzer hastane haline getirilecek.'' dedi. Karahasanoğlu, "İstanbul'da yıkıcı bir deprem yaşanırsa ilk olarak İstanbul valisi, İstanbul büyükşehir belediye başkanı ve garnizon komutanı TSK'ya ait bir helikopterle kenti havadan dolaşarak hasar tespiti yapacak. Ve ondan sonra emirler gelecek.'' dedi. İstanbul, aa

  4. #20
    Duhul
    Mar 2006
    İkamet
    İsRANTbul / 34,5
    Gönderi
    16,810

    Esas

    Deprem her geçen gün bize dahada yaklaşmakta fakat bizler bu konuda herşeyi Allaha bırakmışız,hiç bir önlem çabamız yok ....Bu böyle ne kadar sürecek?

  5. #21
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    D.Dere meine traumgarten
    Gönderi
    568

    Esas

    Deprem anında’ ne yapmalı?
    Büyük bölümü deprem riski altında yaşayan Türk halkı, yaşanan depremler ile birlikte, depremle yaşamayı öğrenmesi gerektiğinin de farkına vardı.

    Marmara depreminden sonra, bilgilenme ve bilgilendirmenin ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. 17 Ağustos ile Türkiye‘nin bir deprem ülkesi olduğunu ve bizim deprem konusunda ne kadar bilgisiz, hazırlıksız olduğumuz gerçeğini görmüş olduk.
    Gazeteci-Yazar Füsun Saka, deprem konusunda yaptığı araştırmaları derlediği “Depremi Beklerken” adlı kitabında “deprem anında yapılması gerekenler”i söyle sıralıyor:

    Apartman içinde deprem davranışı (3-5 katlı bina)
    Çok katlı apartmanlarda üst katlar alt katlara göre daha çok sallanır. Bu binalar son yıllardaki deprem yönetmeliği (1975 ve sonraki)’ne ve Fen kurallarına göre yapılmışsa çökme tehlikesi yoktur. Yapılacak davranışlar 1-2 katlı evlerdekinden farklı değildir. Ancak çok katlı yapılara deprem açısından gerekli özel davranışlarda vardır:
    Yangın merdivenlerinin kapısını açık tutun.
    Ortak tehlike çıkışının (koridordaki) kapısını açık tutun.
    Binayı boşaltırken asansörü kullanmayın.
    Asansörde iseniz bütün düğmelere basın ve durduğu ilk katta asansörden inin.
    Birinci katta iseniz, kapıyı açamıyorsanız ve de zemin katta yangın çıkmışsa zemin kata yatak vb. gibi yumuşak bir şeyler attıktan sonra üstüne atlayın. Bu davranış çok katlı yapıların üst katları için geçerli değildir.

    Büyük market ve mağazaların içinde deprem anında ne yapmalı?
    Büyük kolonların yanında durmaya çalışın. Raflardan ve dolaplardan uzak durun.
    Yangın çıkışlarına, merdivenlere ve yürüyen merdivenlere koşmayın.
    Anonsları dinleyin. Mağaza güvenlik personelinin uyarı ve önerilerini yerine getirin, onlara uyun dediklerini yapın.
    Satın aldığınız şeyleri bırakın ve dışarı çıkarken elleriniz boş olsun.

    İş merkezlerinde ve sokakta deprem anında ne yapmalı?
    En Tehlikeli şeyler dökülen, kırılmış cam parçaları, ilan levhalarıdır. Bunlar düşebilir. Açıkta duran kahve, hafif içki satan (parayla çalışan) makineler, ilan levhaları ve direkleri devrilebilir.
    Buralardan uzaklaşın. Başınızı koruyun. Geniş açık alanlara gidin ya da güvenliğinden kuşku duymadığınız yapı varsa içeri girin.
    Geniş bir yol varsa ve trafik yoğun değilse yolun ortasındaki refuje kaçın ve orada durun.
    Satış makinelerden, reklam levhalarından ve bahçe duvarlarından uzak durun.
    Elleriniz boşsa başınıza koyun ve koruyun. Eğer çanta, paket ve torba varsa başınıza koyun. Hiçbir şey yoksa ellerinizi kullanın.
    Yolun kenarında ağaçlar varsa altına girip durun.

    Dere ve ırmak kenarında deprem anında ne yapmalı?
    Yerin sesini ve titreşimlerini dinleyin ve izleyin.
    Eğer dağlık bir arazide dik yamaçları olan küçük bir vadideyseniz yamaçlardan toprakkayması ya da kaya düşmesi olabilir. Dikkatli olun.
    Nehrin kaynak tarafında baraj varsa yıkılabilir ve bir su baskını olabilir, hemen nehre dik yönde yüksek yerlere çıkmaya başlayın.
    Hemen yükseklere çıkın.

    Deniz kenarı ve rıhtımda deprem anında ne yapmalı?
    Küçük bir depremde bile Tsunami olabilir. Hemen yüksek yerlere doğru gidilmelidir.
    Deniz yanında yalıyar biçiminde yüksek bir yamaç varsa hemen yüksek yerlere doğru gidin.
    Tsunami’nin ilk dalgası geldikten sonra tehlikenin geçtiğini sanmayın bazen ikinci dalga ilk dalgadan daha büyük olabilir.
    Radyodan Tsunami haberlerini dinleyip gerekenleri yapın.

    Metro içerisinde
    Raflara konulmuş eşyalar düşebilir. Başınızı kollayın ve koruyun, ellerinizle direklere ve tutunacak yerlere sıkıca tutunun.

  6. #22
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    D.Dere meine traumgarten
    Gönderi
    568

    Esas

    Deprem sırasında hayatta kalmak çok basit bazı kuralların bilinmesi ve uygulanması ile mümkündür. Bu kurallar ana başlıklar halinde şöyle sıralanıyor:
    1-Öncelikle yaşadığımız yerleşim biriminin deprem tehlikesi hakkında doğru bilgileri ilgililerden öğrenin.
    2-Aile bireyleri arasında olağanüstü bir durumda nasıl davranacağınızı konuşun,bir ev deprem planı yapın ve;
    Her odada üzerine bir şeyin düşmeyeceği sağlam bir masa altı veya bir iç duvar yanı gibi güvenli bir yer seçin.
    Yere yatma,başını koruma ve bir şeye tutunmayı öğrenin.Sağlam bir masa veya sıra altına girin,eğer yoksa pencerelerden ve üzerinize düşebilecek bir kitaplık veya yüksek bir mobilyadan uzak bir iç duvarın yanında yere oturun.Çocuklarınıza da yere yatma,başını koruma ve bir şeye tutunmayı öğretin.
    Evinizin elektrik,gaz,su şebekelerini kapatabilmek için ana şalter ve vanaların yerlerini ve nasıl kapatılacağını öğrenin.
    Kitaplık,yüksel mobilya gibi kolay devrilebilir eşyalar ile ağır eşyaları duvarlara veya döşemeye sıkıca bağlayın.
    Yatak odalarınızda üstünüze kolayca devrilip yaralanmanıza neden olabilecek tablo,gardırop gibi eşyaları sabitleştirin ve üzerinize devrilmeyecek şekilde yerleştirin.
    Su ısıtıcılarını duvardaki ankrajlara bağlayın (Kazan ,sağlam bir zincir veya benzeri yanıcı olmayan bir malzeme ile duvara bağlanır, ayaklar döşemeye sabitlenir.Gazlı ısıtıcılarda yakıt girişi esnek olmalıdır.)
    Mutfak dolapları gibi kırılabilecek eşyalarınızı koyduğunuz dolaplarınıza sağlam kilitler takın.Düzenlenen ilk yardım kurslarından ilk yardımı öğrenin.
    Olağanüstü bir durumda hemen kullanabileceğiniz el feneri, radyo ve yedek pillere,ilk yardım çantası ve gerekli ihtiyaçlarınızı, iş eldiveninizi önceden bir çantaya koyup kolayca ulaşabileceğiniz bir yerde bulundurun.
    Ailenin bağlantı kuracağı şehir dışından birilerini belirleyin.
    3- Deprem sırasında ne yapılmalı?
    a-Bina içinde iseniz:
    Deprem sırasında sakin olup paniğe kapılmayın, cesaretinizi toplayın ve koşuşmayın. Depremler genellikle hafif bir sarsıntı, gürültü ile başlar ve birkaç saniye sonra daha yıkıcı sarsıntılar gelir. Bu birkaç saniye deprem sırasında ne yapacağınızı belirleyen ev deprem planının uygulanmasıyla kurtarır.
    Büyük bir depremde ayakta durmanız, koşmanız mümkün değildir.Çömelin ya da döşemeye yatın.Sağlam bir masa,sıra,mobilya veya kapı kasasının altına girin ve başınızı koruyun ve onunla birlikte hareket etmeye hazırlanın .Pozisyonunuzu sallantı duruncaya kadar değiştirmeyin, pencerelerden,şöminelerden,sobalardan,ağır mobilya veya kolayca devrilebilecek eşyalardan uzak durun, bina içinde kalın, dışarı çıkarsanız düşen cam kırıkları yada bina molozlarından yaralanabilirsiniz.
    Tiyatro, okul, sinema, büro gibi kalabalık yerlerde iseniz, kesinlikle merdivenlere, asansörlere koşmayın. Unutmayın ki bu yerler hasar görmese bile aynı anda yüzlerce kişinin panik içerisinde koşarak çıkış yerlerinden binayı terletmeleri mümkün değildir. Kendinizi koltuk, sıra gibi yerlerde korumaya alın, sakin olun ve başkalarını da öyle davranmaya davet edin.
    b-Bina dışında iseniz

    Binalardan dökülecek yıkıntılar ve camlardan , elektrik direk ve tellerinden uzakta güvenli bir yerde depremin durmasını bekleyin.
    c-Araç kullanıyorsanız:
    Bulunduğunuz yer eğer güvenli ise durun ve araç içinde kalın. Normal trafikten olduğunca uzaklaşın. Köprüler,üst geçitler, tünellerden uzak durun. Eğer mümkünse ağaçlar,direkler ve enerji nakil hatlarından uzak kalın.
    4- Depremden sonra ne yapmalı?
    Büyük bir depremden sonra artçı depremler mutlaka devam edecektir. Bu depremlere karşı hazırlıklı olun. Özellikle ilk üç gün içinde yetkililer izin vermedikçe sağlam evlerinize dahi girmeyin. Bazı artçı sarsıntılar zayıflamış yapılarda hasar yapacak kadar büyük olabilir.
    Deprem durduğunda elektrik, gaz, su vanalarını ve yanan ocakları hemen kapatın. Kendinize güvenli bir çıkış yolu arayarak binayı terk edin.
    Olası gaz sıkıntıları nedeniyle, deprem sırasında olduğu gibi deprem sonrasında da kesinlikle kibrit,çakmak,mum yakmayın.Patlamalara ve yangınlara yol açabilirsiniz. El feneriniz aydınlatma ihtiyacını karşılayacaktır.
    Aile bireylerinizi bir arada tutun ve açık bir yerde bekleyin. Varsa yaralılara ilk yardım yapın, ciddi şekilde yaralanmış kişileri telaş ve panikle hareket ettirmeyin, güvenli bir yerde yetkililerin gelmesini bekleyin.
    Evinizi veya binanızı terk ederken kıymetli eşyalarınızı ,kalın giyecek, battaniye gibi eşyaları yanınıza alın, kalın ayakkabılarınızı giyin, biraz yiyecek ve içme suyu temin edin.
    Yerlere devrilmiş elektrik tellerinden uzak durun ve bunlara temas eden cisimlere dokunmayın.
    Aracınıza binip şehirden uzaklaşmaya çalışmayın.Yollar kapalı olabilir ve kurtarma,itfaiye-yardım ekiplerinin gelmesini engellersiniz.
    Çok acil durumlar dışında yakınlarınıza haber vermek ya da almak amacıyla telefonunuzu kullanmayınız. Zira aşırı yoğunluk nedeniyle telefon şebekesi bloke olur ve acil durumlar için dahi kullanılamaz duruma gelir.
    Fısıltı ve dedikodulara inanmayın.Öğrenmek istediklerinizi yetkililere sorun.
    Yetkililere ve kurtarma ekiplerine yardımcı olun.Enkaz ve yıkıntılar arasında cadde ve sokaklarda gelişigüzel dolaşmayın.İhtiyacınızdan fazla yardım malzemesini kesinlikle almayın.Unutmayın ki , fazladan alınan her yardım malzemesi bir hemşehrinizin acil ihtiyacının karşılanmamasına neden olacaktır.Yardımlaşma ve paylaşma olağanüstü durumlarda en yüce insani değerdir.

  7. #23
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    D.Dere meine traumgarten
    Gönderi
    568

    Esas

    DEPREM ÇANTASI hazırlayın.

    Bu Çantada:
    İlkyardım çantası,Su,Enerji veren yiyecekler,Yedek pilleriyle radyo ,Yedek pilleriyle fener ,Kişisel, reçeteli ilaçlar (Örneğin, kalp, damar, tansiyon, şeker ve hormon ilaçları.)Bir kat giysi,Bir miktar para,Çok amaçlı çakı, Düdük,Kalem, kağıt ,İçinde önemli telefon numaralarının, iletişime geçilecek kişilerin bilgilerinin, önemli evrakların fotokopilerinin bulunduğu su geçirmeyen bir dosya,Çocuklar, yaşlılar, engelliler ve ev hayvanları için özel malzemeler

    Tabi bu yiyecek ve suları belli aralıklarla yenileriyle değiştirin. Ayrıca çantanın içine iç çamaşırı, çorap, bir hırka ya da kazak koyabilirsiniz. En önemlisi eğer sürekli kullandığınız bir ilaç varsa bunları da mutlaka koymalısınız.
    DEPREM ÇANTASI
    Deprem sırasında eğer zor durumdaysanız, birileri size ulaşana kadar bu çantanın içindekilerle idare edebilirsiniz.
    Diyelim ki deprem olduktan sonra evden çıkamıyorsunuz. Çantanızda bulunan düdüğü çalarak yerinizi bildirebilirsiniz.
    Bu yüzden çanta sizin ulaşabileceğiniz en yakın yerde olmalı. Örneğin odanızda yatağınıza yakın bir yerde olabilir.
    Böyle bir çanta hazırlamanız sizin için depremde kurtarıcı rol oynayacaktır,bilhassa düdük hepsinden bence daha önemlidir,yerinizi belli etmek için bulunmaz bir alettir,kişisel tecrübelerime dayanarak rahatça söyleyebilirm ki,büyük bir depremde yerinizden kıpırdamaya bile fırsat bulamayabilirsiniz ve eğer bulunduğunuz yer yıkılırsa çevrenizde hareket etmenize yetecek yaşam alanı kalmayabilir ama yanı başınızdaki bir düdük sizin yerinizi ve yaşadığınızı belli edecektir.Böylece yardım daha kısa sürede ulaşacaktır.

  8. #24
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    D.Dere meine traumgarten
    Gönderi
    568

    Esas

    Zorunlu deprem sigortasında gelinen noktayı nasıl yorumlamalı
    21.08.2007 / Noyan Doğan / Yorum
    Aslında bu yazıyı 17 Ağustos’ta yani, Marmara depreminin yıldönümünde yazmam gerekirdi ama bilerek yazmadım. Çünkü diğer yayın organlarında Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) ve zorunlu deprem sigortasının ne kadar, ne ölçüde yeralacağını merak ettim. Nitekim, 17 Ağustos tarihinden bir gün önce Hazine Müsteşarlığı da zorunlu deprem sigortası konusunda geniş bir basın duyurusu yayınlamıştı. Beklediğim de oldu, gazetelerde ve televizyonlarda üç-beş satır yeraldı, o kadar. O da deprem sigortasının gelişemediği, konutların çok azının sigorta yaptırdığı şeklindeydi.

    Zorunlu deprem sigortasının gelişip, gelişemediği konusu, bardağı dolu ya da boş görmekle alakalı. Boş tarafını görmek isterseniz, sekiz yılda Türkiye’deki 12.9 milyon konuttan sadece yüzde 20’sinin sigortalanabildiğini, dolayısıyla da deprem sigortasının gelişemediğini düşünürsünüz.

    Ama dolu tarafını görürseniz; 99 depreminden önce 500 bin konutun sigortalı olduğunu ki, bu 500 bin konutun ne kadarının yeterli deprem teminatı aldığı bilinmiyor- hesaba kattığınızda, zorunlu deprem sigortası uygulaması ile sekiz yılda 2 milyon 570 bin konutun depreme karşı güvence altına alındığını ve bu konutların da her yıl sigortalarını yenilediğini düşündüğünüzde, bunun üzerine bir de sigorta bilinci yeterli düzeyde gelişmemiş bir ülke olduğumuzu eklediğinizde, zorunlu deprem sigortası uygulamasının gerçekten büyük bir başarı olduğu sonucuna varırsınız. İşte ben bardağın dolu tarafını görenlerdenim.
    Tüm konutlar sigortalanabilir mi?

    Peki bu gelişme yeterli mi, elbette değil. Gerek okuyucularım, gerekse çevremdeki kişiler bana, 12 milyon konutun hepsinin sigortalanıp, sigortalanamayacağını soruyor. Bu noktada ise ben kimi çevrelerden farklı düşünüyorum ve şu cevabı veriyorum: Ne zaman ki bu ülkede tüm araçlar, tüm konutlar, tüm işyerleri, tüm meslek sahipleri, tüm çiftçiler sigorta yaptırır, o zaman 12.9 milyon konutun hepsi de zorunlu deprem sigortası ile sigortalanır. Daha açık bir ifade ile; kişiler, kendi malını kendi korumaları gerektiğini öğrenir, ‘nerede bu devlet baba’ zihniyeti son bulur, sigorta bilinci gelişir, işte o zaman deprem sigortasının gelişip, gelişmediği hakkında çenemizi yormamıza bile gerek kalmaz.

    Bu söylediklerim kısa vadede olabilir mi? Mümkün gözükmüyor. Zaten deprem sigortasının yaygın olduğu bölgelere baktığımızda, sigorta bilincinin geliştiği büyük şehirler olduğu görülüyor.

    Halen ne demek istediğimi anlamayanlar varsa, bir örnekle açıklayayım... Biz nasıl ki, Ardahan’ın bilmem ne köyünde yaşayan, köye çeşme yapılması için yıllarca devleti bekleyen, tarlasını su bastığında ‘nerede bu devlet, bizimle ilgilenmiyor, biz de oy veriyoruz’ diye bağırıp çağıran Mehmet Emmi’nin, bilmem kaç model otomobiline zorunlu trafik sigortası yaptırmasını beklemiyorsak, evini de depreme karşı sigortalatmasını ummak hayalcilikten öteye geçmez.

    O nedenle bana göre kısa ve orta vadede 12.9 milyon konutun yarısından biraz çoğu bile deprem sigortası yaptırsa, inanılmaz bir başarıdır.
    Sigorta şirketlerine büyük görev düşüyor

    Bunu için de yapılması gereken iki şey var. Birincisi, halkın deprem konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi ki, bu sadece DASK’ın görevi değil, tek başına da yapamaz. Çünkü deprem sigortası bu bilincin bir parçası.

    İkincisi ise, zorunlu deprem sigortasının gelişmesinde en büyük görev sigorta şirketlerine ve tabii ki de şirketlerin satış kanalları olan acentelerine düşüyor. Malumunuz DASK bir üst kurum ve deprem sigortası poliçesini pazarlayıp, satamıyor. Sadece ve sadece sigorta şirketleri DASK poliçesini satabiliyor.

    Tabloda, sigorta şirketlerinin 2005’ten itibaren sattıkları deprem sigortası poliçe adetleri yeralıyor. Tablodan da anlaşılacağı gibi, kimi büyük sigorta şirketlerinin satışlarında bırakın artışı, azalmalar var. Şirketlerin geneline baktığınızda da, sigorta şirketlerinin zorunlu deprem sigortasına asılmadıkları aşikar. Orta ölçekli şirketlerin satışları neredeyse on binlerle ifade edilirken, büyük şirketlerinki ise sadece 200-300 bin adetlerde kalıyor.

    Oysa yukarıda da değindiğimiz gibi deprem sigortasının gelişmesi tamamen sigorta şirketlerinin ve acentelerinin bu konuda gösterdikleri performansa bağlı. Bu aşamada da şirketlerin DASK poliçesi satışına daha fazla önem vermeleri ve toplumun tabanına yaymaları gerekiyor.

Sayfa 3/39 İlkİlk 1234513 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •