Sayfa 2/11 İlkİlk 1234 ... SonSon
Arama sonucu : 86 madde; 9 - 16 arası.

Konu: Adım Adım Hedefe Doğru! Sohbet Topiği

  1. #9
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Türkiye Bilimler Akademisi'nin (TÜBA) özerkliğini ortadan kaldıran kararnamenin küçük değişikliklerle yürürlüğe girmesi üzerinde istifalar başladı


    Hürriyet gazetesinin haberine göre, TÜBA Başkanı Prof. Yücel Kanpolat, şu ana kadar kendisine 45 üyenin istifasının geldiğini belirterek, ‘Bu istifalar devam edecek, çok fazla insanın kalacağını sanmıyorum” dedi.

    Yetki yine hükümette

    Ağustos ayında yayımlanan Kanun Hükmündeki Kararnameni’nin (KHK) TÜBA’nın özerkliğini tamamen ortadan kaldırdığını ve siyasallaşmaya zemin hazırladığını belirten Prof. Yücel Kanpolat, şunları söyledi: “Biz bu KHK’nın TÜBA’nın bilimler akademisi olma özelliğini tamamen ortadan kaldıracağını başta Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere herkese izah etmeye çalıştık. Bunun üzerine dün yeni bir KHK yayımlandı. Yeni KHK’ya göre, TÜBA’ya üye atanması konusundaki yetki Bakanlar Kurulu’ndan alınarak TÜBİTAK Bilim Kurulu’na devrediliyor. Bu ilk bakışta önemli bir değişiklik gibi görünüyor ama TÜBİTAK Bilim Kurulu’na atamaları yapan da zaten hükümetin kendisi. Dolayısıyla, TÜBA’ya üye atama yetkisi konusunda herhangi bir değişiklik yapılmış değil. Hükümet, dolaylı olarak atama yapmış olacak. Bu da özerkliğin bittiği anlamına geliyor.”

    http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77


    Evet..

    Nerede kalmıştık?

  2. #10
    Duhul
    Nov 2008
    İkamet
    eskisehir
    Yaş
    53
    Gönderi
    3,317

    Esas

     Alıntı Originally Posted by BORA YAŞAR Yazıyı Oku
    Türkiye Bilimler Akademisi'nin (TÜBA) özerkliğini ortadan kaldıran kararnamenin küçük değişikliklerle yürürlüğe girmesi üzerinde istifalar başladı


    Hürriyet gazetesinin haberine göre, TÜBA Başkanı Prof. Yücel Kanpolat, şu ana kadar kendisine 45 üyenin istifasının geldiğini belirterek, ‘Bu istifalar devam edecek, çok fazla insanın kalacağını sanmıyorum” dedi.

    Yetki yine hükümette

    Ağustos ayında yayımlanan Kanun Hükmündeki Kararnameni’nin (KHK) TÜBA’nın özerkliğini tamamen ortadan kaldırdığını ve siyasallaşmaya zemin hazırladığını belirten Prof. Yücel Kanpolat, şunları söyledi: “Biz bu KHK’nın TÜBA’nın bilimler akademisi olma özelliğini tamamen ortadan kaldıracağını başta Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere herkese izah etmeye çalıştık. Bunun üzerine dün yeni bir KHK yayımlandı. Yeni KHK’ya göre, TÜBA’ya üye atanması konusundaki yetki Bakanlar Kurulu’ndan alınarak TÜBİTAK Bilim Kurulu’na devrediliyor. Bu ilk bakışta önemli bir değişiklik gibi görünüyor ama TÜBİTAK Bilim Kurulu’na atamaları yapan da zaten hükümetin kendisi. Dolayısıyla, TÜBA’ya üye atama yetkisi konusunda herhangi bir değişiklik yapılmış değil. Hükümet, dolaylı olarak atama yapmış olacak. Bu da özerkliğin bittiği anlamına geliyor.”

    http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77


    Evet..

    Nerede kalmıştık?
    Tamda istenilene hizmet ediyorlar, onların istediği buya. Gidin kardeşim, elimizde yerinizi dolduracak çok var. Devlet de hizmet devam ilkesi esastır. Hizmetin niteliği niceliğinin önemi yoktur. Bakın bunlardan öncekilerin yeri boşmu kaldı, arada bir işgüzar basın saçma sapan, ipe sapa gelmez(yok soru çalımnmışmışda, yok kopya çekilmişmişde, yok şifre varmışmışda) dedikodular yapıyor, ama allahtanki AKLI SELİM basın bunlara rağbet etmiyor. Hoş etsede bu saatten sonra ...........
    Velhasıl bu tür haberlerin uzun süredir hiç bir etkisi yok. Bakın Genelkurmayın en tepesi istifa etti, bu gün hatırlıyan varmı. YOK. O zaman durmak yok .......................

  3. #11

    Esas

    Bende şu devlette eşit işe eşit ücret olayını anlayamadım son çıkan kararnamede genel bir zam var herkese uygulanan hatta amirlere dahada çok zam yapılmış, anlayan varsa bu olayı anlatırsa memnun olurum.

  4. #12
    Duhul
    Oct 2006
    İkamet
    BİST Pit Alanı
    Gönderi
    70,881
    Blog Yazıları
    92

    Esas

    farklı kurumlarda aynı unvanlardaki kişilerin farklı maaş almasını engellemeye yönelik çalışma bazı kurumlarda yüksek maaaş alan kişilerin maaşı bir şekilde donduruludu eşitlenene kadar ek ödeme altında ödeme yapılacak

  5. #13
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Diyanette 'Doldur boşalt'


    Diyanet İşleri “Ara istasyon” oldu.

    Açıktan atanıp Diyanete girerek, imam-hatip ve müezzin olanlardan 4 bin 299’u, Milli Eğitim başta olmak üzere başka kurumlara geçti.

    Diyanet İşleri Başkanlığı “ara istasyon” oldu. Diyanete açıktan atananlar bir süre sonra başka kurumlara geçiyor.1 Ocak 2003’ten bugüne Diyanete 29 bin 113 personel alındı. Bunlardan 4 bin 299’u Milli Eğitim başta olmak üzere başka kurumlara geçti. Dev bütçesi ile bir çok kurumu geride bırakan Diyanetin 2012 yılı bütçesi de geçen yıla göre yüzde 22,4 oranında artarak 3 milyar 891 milyon 166 bin liraya yükseltildi.


    http://haber.gazetevatan.com/diyanet...09222/1/Gundem


    Evet..

    Nerede kalmıştık?

    Soluksuz devam..

  6. #14
    Duhul
    Oct 2007
    İkamet
    35,5
    Yaş
    59
    Gönderi
    1,523

    Esas

    Prof.Dr. Celal Şengör' ün Muhteşem Yüzyıl için yazdıkları…

    Bu toplumun hemen hiçbir değeri kalmadı: Tek değer, kişilerin ve/veya grupların hak etmedikleri şeylere uzanmak için olabilen her yolu denemesinin en makbul marifet sayılmasıdır.

    Türkiye rüşvet ve hırsızlıkta Avrupa birincisi, dünya dördüncüsüdür. Dünya ülkeleri arasında cahillik düzeyiyle en ön saflarda yer alıyor, dünya üniversiteleri arasında adı anılabilecek ilk 500 arasında hiçbir üniversitesi yoktur.

    Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere devleti yönetenlerin hakkında bulunan suç dosyaları nedeniyle dünya birincisidir (Kemal Baytaş, Sözcü 13 Şubat 2011).

    İçeri atılan gazetecilerin sayısıyla dile gelen aykırı fikre tahammülde, nihayet İran ve Çin'in bile gerisine düşerek sondan birinciliği kaptı.

    Gün geçmiyor ki ırzına geçilen kadın, cinsiyet nedeniyle veya töre denen ahlaksızlıklar yüzünden öldürülen kız ve kadın haberleri gazetelerimizde, televizyonlarımızda yer almasın.

    En son öğrencilerimizi hatta devlete ait kurumlar ve devletin memurları eliyle harcamak, onların hayatlarını karartmak sıradan olay oldu, bunları yapan ve kötü niyetleri artık her gün dile gelen akıl ve beceri fakirleri devletin ve hükümetin güvencesi altına alındı.

    MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Bey bu konuda devlet görevlilerinin<<tatmin olduk>> sözlerinde suç ortaklığının dile geldiğini televizyonlardan haykırdı.

    Tüm bunlar ne zaman oluyor? Muhafazakâr değerlerimizin şahlandığı, Atatürk'ün getirdiği akılcılıktan hızla uzaklaştığımız bir dönemde;Türkiye halkı tamamen keçileri kaçırdı mı, yoksa bu ahlaksızlıklar zümresi onun gerçek değerlerini mi yansıtıyor?

    Bence ne biri ne diğeri. Halk o kadar cahilleşti ki, yaptığı şeylerin veya kendisine yapılanların çoğunun ahlaksızlık olduğunu, bu ahlaksızlıkların er veya geç kendisini zarara uğratacağını, çoluk-çocuğunu süründüreceğini göremez hale geldi, safsatayla uyutulmayı tercih eder oldu.

    Türkiye halkı kravat takar, lüks otomobillerde dolaşır, bikinili hatunları sosyetik plajları doldurur veya şehirlerini şekilsiz gökdelenlerle doldurup oraları <<modernize>> ederek yaşanmaz hale getirir, ama tüm bu halk zenginiyle fakiriyle, şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir. Kendi tarihinden habersizdir. Aslında ne dilini, ne dinini bilir, negeleneklerini tanır, ne de toplumsal değerlerinin evriminden haberdardır.

    Muhteşem Yüzyıl diye televizyonlarda alkışladığı dönemde, devletinde Amerika'dan gelen gümüşün ilk enflâsyonu başlattığını bilmez (çünkü Avrupalı <<gâvur>> dünyayı keşfederken, muhteşem [!] padişahları hareminde gönül eğlendirmekte, dünyayı öğrenelim diyen Pirî Reis'in kafasını vurdurmaktadır).

    Muhteşem (!) yüzyılda Anadolu'da medrese o kadar ayağa düşmüştür ki, öğrenci haydutluğa başlamıştır (buna softa şekâveti denir).

    Avrupa'da ilk yenilgimizi Muhteşem (!) Süleyman devrinde aldığımız gibi (I.Viyana bozgunu: 1529), Hint Okyanusuna her çıkışımızda mini mini Portekiz'den sopayı yiyip Kızıldeniz'e veya Basra Körfezi'ne tıkılışımız da bu büyük (!) padişah efendimizin devrindedir. Gene onun zamanında dünya keşfedilirken, Hint Okyanusu'na kadırga denen sandallarla açılan ve 1554'te Hindistan'da karaya vuran büyük (!) bir amiralimiz, yürüyerek üç senede Hindistan'dan Edirne'ye gelmiş ve meşhur bir kitap (Mirât-ül Memâlik) yazmıştı.

    El alemin dünyayı öğrendiği bu dönemde Seydî Ali Reis gazel söyleyip, eğlence partilerini anlatmaktan başka tek bir detaylı coğrafya bilgisi toplamayı gerekli bulmamıştı.

    Büyük (!) Sultanımız Süleyman'ın Fransa kralı I. François'yı hapisten bir mektupla kurtardığını okurduk mektepte. O François'nın kurduğu Collège de France bugün dünyanın en önemli araştırma kurumlarından biridir. Bizimkinin hangi kurumu ayakta kaldı? Hangi kurumunun insanlığa beş paralık bir faydası oldu? Tek becerdiği kalıcı şey, aklı başında öz oğlu Şehzade Mustafa'yı Hürrem uğruna katlettirip, devleti bir ayyaşa teslim ederek halkının geleceğini karartmak oldu.

    Artık yeter! Bu ve benzeri rezillikleri yalanlarla bezeyip yücelten, buna karşılık bize bütün dünyada saygınlık kazandıran, aklımızı kullanıp onurlu insanlar olmamızı sağlayan Atatürk'ü aşağılayan âlim pozlu, ukala tavırlı zır cahilleri her gün halkın karşısına diken televizyon kanallarından ve gazetelerden gına geldi. Yükselen ahlaksızlık grafiğimiz kimin eseridir sanıyorsunuz? Cehalet tüm fenalıkların anasıdır. Biz de o anayı besleyip duruyor, onun tosuncuklarına oylar veriyoruz. Artık yeter! Memleketimde her elimi attığım yerde cehalet çirkefine bulaşmaktan bıktım.

    Celal Şengör, Bilim Teknoloji (Cumhuriyet) sayı:1258

    Bir şey eklemek gerekir mi , sanmam.

  7. #15
    Duhul
    Oct 2004
    İkamet
    İSTANBUL-BAFRA
    Gönderi
    209

    Esas

    Sn. Bora Yaşar

    Adım Adım Hedefe doğru'da hedef ne ?

  8. #16
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Sn mixser?

    Vaktiyle siyasal içerikli bir "adım adım hedefe" başlığı vardı..

    Hemen tüm benzerleri gibi kapatıldı..

    Burada devlette dinci yapılanmayla ilgili tüm icraat yer alırdı..

    Artık böyle bir korkunun gereği kaldı mı bilmiyorum..

    Bu arada ben de merak ettiğim bir husus sorayım sizinle ilgili..

    Lakabınız nasıl okunur?

    Miksser mi?

    Anlamı nedir?


    Teşekkürler..

Sayfa 2/11 İlkİlk 1234 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •