Sayfa 10/20 İlkİlk ... 89101112 ... SonSon
Arama sonucu : 159 madde; 73 - 80 arası.

Konu: Tarım politikaları..Gıda Fiyatları..Kuraklık

  1. #73
    Duhul
    Feb 2006
    İkamet
    Mandalina bahçesinde...
    Gönderi
    3,232
    Blog Yazıları
    2

    Esas

    Tarım ürünlerindeki fiyat artışı üreticiye yansımıyor
    15.05.2008 | Özgül Öztürk | Haber

    Tarım ürünlerindeki fiyat artışı Türk çiftçisinin yüzünü güldürmüyor. Bunda üretim maliyetlerindeki artış ve ürünün çiftçiden ucuz alınması etkili.

    Türkiye ve dünya genelinde tarım ürünlerinde yaşanan fiyat artışı Türkiye'de en az çiftçiye yansıyor. Ürettiği üründen kar edemeyen çiftçiler sektörden elini eteğini çekiyor. Son 10 yılda toplam işlenen tarım alanı 26.8 milyon hektardan 25.8 milyon hektara geriledi. Tarımdan ayrılan nüfus ise büyük şehirlere göç edip işçi oluyor. Önümüzdeki yıllarda tarım ürünlerinin dünya fiyatlarında oldukça etkili olacağını belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bu durumun, tarım ve gıdanın stratejik önemini dünyaya yeniden hatırlattığını söyledi. Gıda fiyatlarındaki artışın asıl sebebinin üretim maliyetlerinden kaynaklanmadığına dikkat çeken Bayraktar, fiyat artışlarının üreticiye yansımadığını vurguladı. TZOB olarak fiyat artışları hakkında tüketiciyi doğru bilgilendirmek amacıyla aylık fiyat bültenleri hazırladıklarını anlatan Bayraktar şöyle konuştu:

    "Gıda fiyatlarındaki artışla ilgili olarak TZOB, yaş meyve ve sebze fiyatlarıyla birlikte önem arz eden çeşitli gıda ve ürünlerin fiyatlarını her ay açıklıyor. Bu açıklamalar tüketicinin ödediği fiyatların üreticilerimize yeterince yansımadığını, fiyat artışlarının üreticilerden mi yoksa aracı veya perakendecilerden mi kaynaklandığını doğru bilgilerle göstermeyi amaçlıyor."

    Üretim maliyetlerindeki artış ve çiftçinin ürününü hak ettiği fiyatın altında pazarlaması nedeniyle karlılığın azaldığına dikkat çeken Bayraktar,

    "Bu nedenle çiftçimiz maalesef ürününün karşılığını tam olarak alamıyor. Kar edemeyen çiftçi de ekimden vazgeçiyor. Son 10 yılda toplam işlenen tarım alanı 26.8 milyon hektardan 25.8 milyon hektara gerileyerek yaklaşık 1 milyon hektar alan tarım dışında kaldı" dedi.



    Küçük çiftçi tarım dışına itiliyor

    Son dönemlerde bazı çevrelerce küçük tarım işletmelerine sahip çiftçileri çiftçi saymayan, "köylü" sayan bir anlayış sergilendiğini ve bunun küçük çiftçileri üretimden uzaklaştırdığını söyleyen Bayraktar şunları kaydetti:

    "TZOB olarak böyle bir anlayışı kabul etmiyoruz. Örnek olabilecek ülkelerde tarımda yeniden yapılanma teşviklerle yönlendirmelerin de bulunduğu bir program çerçevesinde tarımı bırakan, çiftçilerin arazileri bir arazi ofisinde toplanarak diğer çiftçilere, işletmesini büyütmek isteyen çiftçilere uzun vadeli kredilerle bu arazilerin verilmesiyle sağlanmıştır."

    Küçük çiftçilerin, tarımı terk etmelerinin sağlanması ile tarımda yapısal dönüşümün gerçekleştirilemeyeceğini vurgulayan Bayraktar, bu insanların yeni istihdam alanları yaratılmasıyla işsiz kalmalarının önlenmesi ve bu durumdaki çiftçilere AB'de olduğu gibi emeklilik hakkı tanınması halinde böyle bir dönüşümün kabul edilebilir hale geleceğini söyledi.Türk çiftçisinin gelirlerinin artırılması için de üretim ve verim artışının yanı sıra ürünlerin daha iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Şemsi Bayraktar, çiftçilerin, tarımda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ürünlerini kendi organizasyonları ile pazarlamak zorunda olduğunu dile getirdi.



    4 milyon 100 bin aile tarımla geçiniyor

    En son 2001 yılında yapılan Tarım Sayımı sonuçlarına göre Ülkemizde; 3 milyon 76 bin tarım işletmesi ve 4 milyon 100 bin tarımsal faaliyette bulunan aile bulunuyor. Ortalama işletme büyüklüğü 61 dekar. Toplam tarım arazisinin yüzde 58'i 100 dekardan büyük işletmelerce, kalanı (yüzde 32) daha küçük işletmeler tarafından işleniyor. Arazisi olmayan 54 bin işletme dışındaki 3 milyon 22 bin işletme, 12.3 milyon parça arazi üzerinde tarım yapıyor. Ülkemizde 10'dan fazla parsel sayısına sahip 214 bin, 6-9 parça araziye sahip 484 bin işletme bulunuyor. Bu yapı, tarım sektörünün temel sorunlarından biri. Çünkü verimsizlik, gelir azlığı sorunlarının başında bu sorun yatıyor.

    Tarım ürünlerindeki fiyat artışı Türk çiftçisinin yüzünü güldürmüyor. Bunda üretim maliyetlerindeki artış ve ürünün çiftçiden ucuz alınması etkili. Tü...

    http://www.referansgazetesi.com/habe...36&KOS_KOD=102

    Turk tarımı nasıl aracılara peşkeş çekilir, çiftçi ekimden vazgeçirilir ve işsizler ordusuna katılır guzel bir şekilde özetlenmiş.

    Sn.Serenler'ın yukarıda göndermiş olduğu yazıda Gıda uretiminin ne kadar stratejik olduğunu net olarak ortaya konmuş..

    Biz bu kafayla gidersek, tarım arazilerimizi yabancılara satar veya kiralar, sonra onların yetiştirdikleri urunleri belirledikleri fiyatlardan alabilmek için karın tokluğuna çalışmaya başlarız..

  2. #74
    Duhul
    Feb 2006
    İkamet
    Mandalina bahçesinde...
    Gönderi
    3,232
    Blog Yazıları
    2

    Esas

    Çiftçinin enflasyonu


    Gıda fiyatları artıyor. Bundan çiftçinin büyük kazanç elde etmesi gerek. Ama gerçek farklı. Üretim düştüğü için köylü de sıkıntı çekiyor. Üstelik bu arada maliyetler de hızla artıyor.
    Tarımda girdiler belli. Sürmek için mazot, atmak için gübre ve tohum. Su genellikle Cenabı Allah’tan. Emek de kendinden. Zaten tarla küçük. Ziraat odaları sorunları haykırıyor. Duyan yok. Ne de olsa tarımın milli gelir içinde payı yüzde 11’e düşmüş. Düşmüş de neden? İlgisizlikten. Tabii bir de bilgisizlikten.
    Tarımda satın alınarak kullanılan girdilerin toplam maliyet içindeki payı son derece önemli. Çünkü tarımda işçi çalıştırma hâlâ çok yaygın değil. Kaldı ki, belli ürünler hariç toplam maliyet içinde küçük bir paya sahip.
    Fakat son aylarda gübredeki fiyat artışları gerçekten dudak uçurtacak düzeyde. Örneğin, geçen ekimde 20-20-0 (Azot-Potas-Fosfor) içerikli gübrenin kilosu 40 kuruştu. Şimdi 96 kuruş. Yani yüzde 140 artmış.
    Tarlalar gübresiz kalıyor

    Bir başka çok kullanılan gübre de üre. Geçen sonbaharda 60 kuruş olan bu girdinin şimdiki fiyatı 94 kuruş. Artık göreli olarak az olsa da kendi içinde çok yüksek, yüzde 56! Keza toprağa ekimden sonra atılan amonyum sülfatın kilosu da aynı sürede 38 kuruştan 62 kuruşa çıkmış: Artış yüzde 63. CAN 26 diye bilinen (Kalsiyum-Amonyum-Nitrat) gübrenin fiyatındaki artış ise en makulü: Yüzde 46.
    Mazottaki fiyat artışı bir yılda yüzde 33. Daha da artacağını öngörebiliriz. Ancak tohumluktaki sıkıntı daha da büyük. Tohumdaki fiyat artışının mazottan aşağı kalır yanı yok. Geçen yıl bazı tohumlukların fiyatı yüzde 80 artmıştı. Bu yıl da artacağı görülüyor. Tohumun pahalı olmasını bırakın bir yana, kaliteli tohum bulunmuyor bile.

    Şimdi kimileri diyebilir ki, tarımın maliyetleri hızla artsa da tarımsal ürünlerin de fiyatları artıyor. Doğru. Ama küçük köylü yine de bundan sıkıntı çekiyor. Çünkü unutmayalım ki, küçük çiftçinin finansman sorunu sürüyor. Köylü yıl boyunca hem yer içer hem de tarlasına masraf yapar.
    Ürün ortaya çıktığında da parasını peşin alamaz ve tüccara piyasanın altında bir fiyata (hemen para isterse) verir.

    CHP’nin tarım kurultayı
    Türkiye’nin bugün en büyük sosyal sorunlarından biri tarımın yok sayılmasıdır. Gençler işsiz ordusuna katılmak için kentlere göçmüşler, köyler ise sanki huzurevlerine dönüşmüştür. Eldeki işgücü budur. Toprak büyüklüğü de yetersizdir. Çiftçi yaşlıysa, bilgisizse ve yeniliğe kapalıysa, hele parasal sermayesi yok ve girdi fiyatları uçmuşsa tarım nasıl ayağa kalkacak?
    Devletin tarımı daha verimli ve daha cazip hale getirmek için müdahaleci olması şart. Dünyanın her yerinde tarım destekleniyor. Oysa Türkiye’de IMF ve Dünya Bankası’nın yanlış telkinleriyle tam tersi yapıldı. Gerçek reform yapılamadı.
    Köylünün bu iktidar partisine ne denli yoğun oy verdiği malum. Ama şimdi büyük bir hüsran içinde olduğu da görülüyor. Yani bir umut dalı bulsa isyanını sandıkta dile getirecek. CHP de bunu görerek 4 Haziran’da Urfa’da bir tarım kurultayı topluyor. Doğru teşhis, doğru zamanlama, doğru hareket. Çünkü çiftçi bir sahip arıyor.

    Hurşit Guneş

    http://www.milliyet.com.tr/Default.a...05.2008&ver=37

    Sorunlar belli, Tarımcılık gerçek reform bekliyor, bu sorun acilen çözülemezse gelecekteki sorunlar çok daha buyumuş bir şekilde karşımıza çıkacak..

  3. #75

    Esas

    pirinçte Myanmar'daki nergis kasırgasının spekülasyonu bitmiş gibi görünüyor.
    Attached Images Attached Images

  4. #76

    Esas

    Buğday düşüş trendine soluksuz devam ediyor.
    Attached Images Attached Images

  5. #77

    Esas

    Türkiye'de tarımın sorunlarından kurtulabilmesinin çok önemli iki yolu var,

    Birincisi sulama sistemlerinin tamamlanması. Ben Gap TV'de bir programda duymuştum, salma sulama ile 100 litre ile sulanan yer , yağmurlama sistemi ile 10 litreyle, damlama sistemiyle 1 litreyle sulanıyor. Bu durumda inanılmaz boyutta büyük bir israf var su kullnımında. Üstelik salma sulama yapılan yerlerde toprak tuzlanması tarım toprağının kaybedilmesine yol açıyor. Yapılacak şey tüm devlet görevlileri tarafından biliniyor ama pek de bir çaba yok.

    Bana kalsa salma sulama tamamen yasaklanmalı ve bu tip tarım yapılan yerlere su verilmemeli , ama çiftçinin mağdur edilmemesi için uzun vadeli düşük faizli ve birkaç yılı ödemesiz kredi verilmeli.

    İkinci en önemli şey gerçek anlamda koopertifçilik yapılması.Yine Gap TV'deki bir programda Almanya örneği verilmişti ben daha sonra kendim de aynı şeyin Fransa'da da yapıldığını öğrendim ve bu sistem de devletin tarım görevlileri biliyor ama icraat yok.

    Avrupa'daki kooperatifçilikte sistem şu çiftçinin tüm girdileri ve çıktıları kooperatif üzerinden karşılanıyor , bu durumda gübre,mazot.. vs gibi tüm girdileri toptan olarak ve daha ekonomik bir biçimde kooperatif alıyor ve bunu çiftçiye dağıtıyor çiftçi de ürünü koopertife veriyor pazarlamayı kooperatif yapıyor ve ürün elden ele dolaşmadan tüketiciye ulaşıyor.

    Bunun için organize olmak lazım ama bu bizde yok .

    Bu yüzden hep gelişmekte olan bir ülke olacakmışız gibi geliyor bana.

  6. #78

    Esas

    Tohumda dışarıya bağımlı olmamak da toplum sağlığı açısında son derece önemli,genetiği ile oynanmış tohumlarla yapılan tarım bizim sağlık harcamalarımıza çok fazla para harcamamıza neden olmaktan başka bir şeye yaramaz.Kanser artıyor bunun en önemli kaynağının yediklerimiz olduğu söyleniyor.

    Tarım ve sağlık politikaları, günlerce tartıştığımız faizin 0,5 puan arttırılması probleminden ne kadar fazla önemli olduğunu sanırım hepiniz takdir edersiniz.

    En büyük özelliğimiz, herhalde enerjimizi büyük problemlerimizin yanında saçma sapan olan şeylere harcamamız.

  7. #79
    Duhul
    Feb 2006
    İkamet
    Mandalina bahçesinde...
    Gönderi
    3,232
    Blog Yazıları
    2

    Esas

     Alıntı Originally Posted by hirohito Yazıyı Oku
    Tohumda dışarıya bağımlı olmamak da toplum sağlığı açısında son derece önemli,genetiği ile oynanmış tohumlarla yapılan tarım bizim sağlık harcamalarımıza çok fazla para harcamamıza neden olmaktan başka bir şeye yaramaz.Kanser artıyor bunun en önemli kaynağının yediklerimiz olduğu söyleniyor.

    Tarım ve sağlık politikaları, günlerce tartıştığımız faizin 0,5 puan arttırılması probleminden ne kadar fazla önemli olduğunu sanırım hepiniz takdir edersiniz.

    En büyük özelliğimiz, herhalde enerjimizi büyük problemlerimizin yanında saçma sapan olan şeylere harcamamız.
    Sn hirohito,

    Tesbitleriniz son derece doğru, ama basiretimiz bağlanmış geleceğimizin olduğu alanlarda enerjimizi harcamamız gerekirken kısır döngu içerisinde suni gundemle uğraşıyoruz..Umarım en kısa zamanda gerekli reform çalışmaları yapılır.. Ama çok zayıf bir ihtimal..

  8. #80

    Esas

     Alıntı Originally Posted by latino1122 Yazıyı Oku
    Sn hirohito,

    Tesbitleriniz son derece doğru, ama basiretimiz bağlanmış geleceğimizin olduğu alanlarda enerjimizi harcamamız gerekirken kısır döngu içerisinde suni gundemle uğraşıyoruz..Umarım en kısa zamanda gerekli reform çalışmaları yapılır.. Ama çok zayıf bir ihtimal..
    Sayın latino1122

    Gerçekten suni gündemlerle uğraşıyoruz, ama benim canımı en çok sıkan şey , bizde problemlerin çözümünü gerçekleştirecek (az da olsa) insan gücü var bu kullanılamıyor, bir ülke için bundan daha acı bir israf olabilir mi ?

Sayfa 10/20 İlkİlk ... 89101112 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •