Sayfa 1/64 1231151 ... SonSon
Arama sonucu : 509 madde; 1 - 8 arası.

Konu: Cari Açık

  1. #1

    Esas Cari Açık

    Cari açık sorunu, finansmanı için ödenen faiz ne kadar sürdürülebilir.Enflasyonu düşürmek için daha nelere katlanmamız lazım.Türkiye deki önemli bir AVM de mağaza kapattık.Kira 9500 Euro+2500 ytl aylık masraf, günlük ciro ise 100-150 ytl arasındaydı.Bu alışveriş merkezinde 100 mağaza bulunmakta(bilinen markaların hepsi var) ve çoğu yukarıda yazdığım ciroyu yapamıyor.Kontrat 5 yıllık olduğu içinde kapatmaktada büyük sıkıntılar var.

  2. #2

    Esas

    lütfen yorum yapın,ölmedik daha yaşıyoruz...

  3. #3
    kıtır Guest

    Esas

     Alıntı Originally Posted by sampolyon Yazıyı Oku
    lütfen yorum yapın,ölmedik daha yaşıyoruz...
    sn sampalyon,
    kusura bakmayın ama bir şey sormak istiyorum acaba bu mağazayı açarken hiç bu masraflar bu mağazada karşılanamayabilir umduğum işi yapamayabilirim ya da bu masraflar için benim cirom şu kadar olmalı kesin gerekli olanın 2-3 mislini yaparım gibi hesaplar yaptınız mı? hiç fizibilite çalışması yaptırdınız mı?

  4. #4

    Esas

    ben sıkıntıdan yanlış yazdım
    kira 4500 euro 10 milyar falan yapıyo işte
    yaptık tabi,sadece biz değilki Türkiye deki en önemli 100 firma girdi buraya
    herkes balıklama atladı.
    Marka olmayan giremiyor zaten

  5. #5

    Esas

     Alıntı Originally Posted by kıtır Yazıyı Oku
    sn sampalyon,
    kusura bakmayın ama bir şey sormak istiyorum acaba bu mağazayı açarken hiç bu masraflar bu mağazada karşılanamayabilir umduğum işi yapamayabilirim ya da bu masraflar için benim cirom şu kadar olmalı kesin gerekli olanın 2-3 mislini yaparım gibi hesaplar yaptınız mı? hiç fizibilite çalışması yaptırdınız mı?
    Aslına bakarsanız o çalışmaları ben yapmadım.Bizim patronda yapmadı.Gidip AVM yi gördüğümüzde oraya balıklama atladık.Bu lokasyonda bir AVM belkide hiç yoktur.Sorun bizim mağazanın iş yapmaması değil,bu AVM de hiç bir mağazanın iş yapmamasıdır.Bizim mağaza bu AVM de en çok iş yapan mağazadır.Şimdi burada mağazası olan bazı markaları yazıyorum.
    Carrefour
    Teknosa
    Teknolojix
    Flo
    Zara
    ve bilinen bütün markalar
    sorun bizim zarar etmemiz değil,piyasanın çok kötü olmasıdır.Piyasada kriz var,2001 krizinde bu kadar sıkıntı yoktu.Bu kriz gün geçtikçe derinleşmektedir.

  6. #6

    Esas

    arkadaşlar reel sektörlerde faaliyet gösteren arkadaşlar lütfen yazsınlar.Senetlerin ve çeklerin ödenmediği,piyasalarda daralmaların olduğu duyumları alıyoruz.lütfen yazın

  7. #7

    Esas

    TERCÜMAN gazetesi yazıları
    19 Temmuz 2008 Cumartesi

    Yabancılar neden düşük kur istiyor?


    EKONOMİK Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD )’nün 30 üyesi var. Bu otuz üyenin çoğu Avrupa’da bulunan ülkelerdir. Ayrıca ABD , Kanada ve Japonya da üyedir.

    OECD raporunda , Türkiye için “Değerli YTL ile yaşamayı öğrenin... yapısal Reformlar ve mali disiplini sürdürün” diye tavsiyede bulunuyor. Türkçe’de bu gibi tavsiyelere uygun atasözleri var... Birisi “Bekâra karı boşamak kolaydır”... Bir diğeri “Uzaktan davulun sesi hoş gelir”...

    Türkiye’nin cari açığı bu sene 50 milyar dolardan fazla olacak... Bu açığın büyük kısmını OECD ülkelerine karşı veriyoruz... Bu ne demektir ? Biz bu ülkelerle yapmış olduğumuz ekonomik ilişkiler sonucu döviz kaybediyoruz... Bu ülkeler kazanıyor.

    Cari açık bir kader mi?

    NEDEN biz dış açık veriyoruz? 1980íli yıllara kadar dış açık vermemizin nedeni , teknolojide geri kalmışlıktan ileri geliyordu. O zamanlar Türkiye teknoloji üretmiyordu.. Ar- Ge yapmıyordu. Bunun için teknoloji ithal ediyordu. Teknik olarak üretemediği parçaları ithal ediyor, Türkiye de montajını yapıyordu.

    Bu gün durum değişti. Bu günde sanayi üretiminin yüzde 70íi ithal aramalına dayanıyor. Türkiye iplik üretirken, şimdi ithal ediyor.. Hayvancılık ülkesi olmasına rağmen , deri ithal ediyor. Pamuk ihraç eden ülke iken, pamuk ithal eden ülke olduk. Bunun nedeni YTL’nin değerli olması ve kurun düşük olmasıdır.

    Uygulanmakta olan dalgalı kur politikası, kur dengesini sağlamıyor. Çünkü içeride faiz oranı yüzde 20 , dışarıda yüzde 5ítir. Bunun için Türkiye'ye kısa vadeli sermaye giriyor. Giren sıcak para , fırsatçı sermaye , özel sektörün dış borçlanması , cari açıktan fazla olduğu için , döviz arzı artıyor. Kur baskı altında kalıyor. Değerli YTL yani düşük kur nedeniyle ithal edilen mal ve hizmetler içeride üretilen mal ve hizmetlerden daha ucuza geliyor. İş adamı içerideki iplik fabrikasını kapatıyor. İthalat yapıyor. Bu yolla işçi derdinden de kurtulmuş oluyor.

    İthalata bağımlı ekonomi

    SONUÇTA üretimin yapısı değişti.. İthalata dayalı bir üretim yapısı oluştu. Türkiye bu yapıdan kurtulmazsa cari açığın altında kalır. Kurtulması için bir geçiş dönemi içinde aşırı değerli YTL’den kurtulması gerekir. Kur artarsa özel sektörün toplam 172 milyar dolar tutan dış borcunun maliyeti de artar. Bu nedenle bir geçiş dönemi içinde diyorum. Eğer kur artarsa, Türkiye bu cari açıktan kurtulur. Üretimi dışa bağımlı olmaktan kurtulur. Ancak OECD ülkeleri de senede 50 milyar dolar döviz kazancından mahrum olur. Siz olsanız , yılda 50 milyar dolar döviz kazancını kaybetmek istermisiniz ?

    Bunun içindir ki OECD ülkeleri, değerli YTL ile yaşamayı öğütlüyor.
    Bunun içindir ki, ABD ve diğer sanayileşmiş ülkeler kendilerin yılda 50 milyar dolar kazandıran AKP ve Tayyip Erdoğan’ı istiyor.

  8. #8

    Esas

    Cari açık FATİH ÖZATAY

    31/07/2008

    YAZDIR | YOLLA



    Uzun bir aradan sonra Radikal’de yeniden yazmaya başladıktan sonraki ilk yazılarım genellikle cari açık sorunu üzerineydi. ‘Cari açık için yapılabilecekler’ falan gibi iddialı başlıklar da atmışım. O ‘mümtaz katkıma’ karşın aradan geçen sürede cari açık sorununu çözemedik, bari bugün yeni bir liste vereyim.
    İlk madde: Merkez Bankası faizleri aşağıya indirecek. Elini tutan yok, mümkünse yüzde 12 falan olsun. 10 değil 12, çünkü biraz da reel faiz vermek gerekir.
    İkinci madde: Rekabet gücümüzü artıracağız. Sorumluluk alanları rekabetle ilgili olan sayın bakanlarımızdan ‘rekabet gücümüzü mutlaka artırmamız gerekir’ şeklinde açıklamalar bekliyoruz. Köşe yazarları olarak bizler de elbet üzerimize düşeni yaparız.
    Üçüncü madde: Büyüme hızımızı yüzde 10’un üzerine çıkaracağız. Ama bunu verimliliği artırarak yapacağız. Bütün işletmelere ‘verimliliği artırın’ talimatı gönderilecek. Özel kesim kamu kesimi ayrımı yapılacaksa, özel kesime ‘lütfen’ deriz, olur biter.
    Dördüncü madde: Üretim hızla artırıldı ya, bu artışın ithal girdi kullanımını tahrik etmemesi için ithalatı caydırıcı önlemler de alınmalı. Nakliyecilerin kullandığı akaryakıtı farklı renkte boyayabiliriz mesela. İthal malları taşıyanlara farklı renkten, mesela mor olabilir, akaryakıtı yüksek fiyattan satabiliriz. İthal mallarını da ara malları ve nihai mallar olarak ikiye ayırıp, bu malları taşıyanlar için farklı renk (açık mor ve koyu mor) ve farklı fiyat uygulamasına gidilebilir. Eğer bir kamyon, her iki maldan da taşıyorsa, taşınan malların değerine göre ağırlıklı ortalama alınarak motorin fiyatı hesaplanabilir.
    Beşinci madde: En iyisi, ihracat ve ithalat için farklı kur uygulamak. Merkez Bankası faizi indirecek ya, ihracat kurunu da yüksek bir yere getirebilir (mesela bir avro 2.5 lira olabilir). Çeşitli aralıklarla bu kur yükseltilebilir.
    Altıncı madde: Cari açık düşürülecektir.
    İtiraf edeyim bu listeyi son günlerde okuduğum bazı yazılardan esinlenerek hazırlamış bulunmaktayım. Orijinal fikir benim değildir. Ben sadece aktardım sizlere. Eksiklerden elbette sadece ben sorumluyum.
    Yazının yukarıdaki ciddi bölümünden sonra biraz da eğlenmeyi hak ettik sanırım... Cari açık büyük bir sorun. Rekabet gücümüz açısından yerli paranın uzun bir süredir değerli olması da öyle. Değerli lira bilançolar üzerinden ilginç bir dinamik yaratıyor. Onca kriz deneyimimize karşın, şirketler kesimi döviz cinsinden borçlarını giderek artırıyor. Bu durumda kurun hızla yükselmesi şirketler kesiminin bilanço yapısını zayıflatma riskini taşıyor ve büyüme hızını düşürücü yönde çalışıyor.
    Bu dinamik bizleri sevimsiz bir çıkmaza götürme potansiyeline sahip. Şu: Ortada bir dengesizlik var, o dengesizliğin alışılageldik çözüm yollarından biri çok daha büyük bir dengesizlik yaratabiliyor.
    Bu sevimsiz dinamik yüzünden öyle eylemsiz oturmayacağız elbette. Olmazsa olmaz koşulun mali disiplin olduğunu unutmamak gerekiyor. Ama nasıl bir mali disiplin? ‘Ne olursa olsun mali disiplin değil’, artık ‘farklı bir mali disiplin’ ve farklı bir uygulama çerçevesi gerekiyor. Bu açıdan yenilerde açıklanan Orta Vadeli Program’a bakmakta yarar var. Önemli eksiklerine karşın doğru yönde atılmış bir adım bu.

Sayfa 1/64 1231151 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •