|
|
Değerli PİNKY abimiz, Madagaskar resimleri ve gezi notlarını buradan bizimle paylaşmanıza izin veren sn.Turgay Tuna'ya ve onları bize aktaran size candan teşekkürler... Sağlık ve huzur dolu günler dilerim.
Bu fakir ülkenin en önemli gelir kaynakları arasında vanilya ve karanfil başı çekiyor.Aslında bir orkide türü olan vanilyanın en kalitelisi Madagaskar topraklarında bulunuyor.Tabii, bundan da anlaşıldığı gibi, Madagaskar bir orkide ülkesi ve doğasında elliden fazla orkide türü yetişiyor.
Madagaskarlılar’a Malgaş adı veriliyor, ülkede konuşulan dile de Malgaşça. Malgaş dili Afrika’nın Bantu diliyle,Borneo ve Malay dillerinin karışımından ortaya çıkmış değişik bir dil. Adada 18 değişik etnik toplum yaşıyor ve bu toplumları oluşturan insanlar geçmişte Afrika, Borneo, Komor Adaları, Hindistan gibi ülkelerden gelmiş insanların karışımından ortaya çıkmış. Gerçi, ülke nüfusu içinde Arap, Çin, Pakistan kökenli Madagaskarlılar da var.
T.Tuna
Geçmişte Hindistan ve Çin’ den getirilmiş olan pirinç ülkede yaşayan insanların en önemli besin kaynağı. Kuzeyden güneye ülkenin iç platoları pirinç tarlalarıyla kaplı..Pirinç unundan yapılan çok güzel bir ekmekleri olduğu gibi, yine pirinçten yapılan,”Ranovola” adında ulusal bir meşrubatları var. Aslında, Madagaskar’ın ikliminde muzdan şeftaliye, portakaldan mangoya, ekmek ağacı meyvesinden bezelyeye kadar hemen her çeşit meyve ve sebze yetiştiriliyor ve batılıların parasıyla hemen bütün her şey oldukça ucuz. En ucuz olan şey de el sanatları. Bizim paramızla 2-3 YTL’ye birbirinden güzel, alışık olmadığımız ülkeye özgü el sanatı çok güzel şeyler alınabiliyor ve çok ucuza yemek yenebiliyor.. Bilhassa, ada olmasından kaynaklanan bu ülkede deniz ürünlerinin çeşitliliği ve ucuzluğu insanın iştahını kabartacak nitelikte.Örneğin 10 YTL karşılığında güzel bir ıstakoz ziyafeti verebiliyorsunuz kendinize.. Hem de bu ıstakozla iki üç kişi karnını doyurabiliyor. Balık ve tavuktan sonra ülkede tüketilen iki çeşit et var.. Biri domuz biri de Zebu adı verilen Afrika orijinli hörgüçlü sığır. Domuz etini Hıristiyanlar yiyor.. Zebu ise en çok tüketilen kırmızı et. Şiş kebabından soteye, ızgara biftekten kavurmaya kadar her bir şeyi yapılıyor ve oldukça da lezzetli bir tat..
T.Tuna
18 Milyonluk ülke nüfusunun % 45’ni Hıristiyanlar,% 10’unu Müslümanlar, geri kalanını da atalardan gelen geleneksel animist inançlı insanlar oluşturuyor. İster Hıristiyan,İster Müslüman ya da animist olsun, tüm ülke insanları ruhlara, cinlere ve büyüye inanıyorlar. Astrolog adı verilen büyücülerin çok saygın bir yeri var ülkede..Evlilikten sünnete, ölen bir kişinin toprağa verilmesinden bir evin inşasına kadar,onların uygun gördükleri vakit ve verdiklere önerilere göre hareket ediliyor. Yoksa, astrologların dediklerinin tersini yapmak uğursuzluk ve lanetlerle karşı karşıya gelmek demek. Bir de, kendilerinden uzak durdukları, lanet yağdırdıklarına inandıkları kötü büyücüler var..Malgaşlar kötü ruhlardan çok korkuyor, bu nedenle de yaşamlarında belirli ölçüler içinde uğursuzluklarına inandıkları şeylerden uzak durmaya çalışıyorlar.
Ülkedeki ölü gömme adetleri de oldukça ilginç. Ölen bir kişinin cesedi, mezara yerleştirildikten iki üç yıl sonra yerinden çıkartılıp tekrar eve getiriliyor ve iki üç gün evde tutulup yeni baştan kefenlenerek defnediliyor.. Bu iki, üç gün boyunca herkes, ölünün ruhunun şerefine Rum şişelerini dikip sarhoş oluyor, danslar edilip şarkılar söyleniyor, zebular kurban ediliyor ve hemen bütün köy halkının katılımıyla ölü evinde büyük bir şenlik yaşanıyor.
Evet, Madagaskar turizme yeni yeni açılan henüz ucuz, sakin ve oldukça şaşırtıcı bir ülke. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Madagaskar, doğasıyla ve henüz gün ışığına çıkartılmamış toprakaltı zenginlikleriyle geleceğini bekliyor.
T.Tuna
Bir cenaze töreni
Part 1 Madagascar Island Ark - Before It's Too Late