Sayfa 3/5 İlkİlk 12345 SonSon
Arama sonucu : 33 madde; 17 - 24 arası.

Konu: kıllanıYORUM

  1. #17

    Esas

     Alıntı Originally Posted by Achiles Yazıyı Oku
    Telaş sardı ortalığı, birden rüzgar yön değiştirdi, yazarlar ağız...

    Galiba,

    Erken seçim ola, hayrola..

    Dengeler değişir..

    de

    Karışacak ortalık...

    Aktütün-Dağlıca Baskınıyla başlamıştı, başka bir kalkışmayla bitecek muhtemelen...

    Ne olursa olsun, sonunda faturayı yine TSK ya keserler..

    Erenler PKK nın kafasız olduğuna kanaat getirip, tekrar karşısına dikildi..

    En liboş, ikinci cumhuriyetçi, anti-laik, ve eski solcuları bile pes ettirdi PKK-DTP..

    İmdi Aponun ipiyle kuyuya inenler, bedel ödeyecekler..
    DTP TBMM den çekilme kararı aldı..Bu istifa anlamına geliyor mu, geliyor galiba..

    Hemen maddelere bakalım:

    http://www.tbmm.gov.tr/anayasa.htm
    ANAYASA

    MADDE 84. – (Değişik: 23.7.1995 - 4121/9 md.) İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit edildikten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır.

    Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.

    82 nci maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir.

    Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir.

    Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin milletvekilliği, bu kararın Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu kararın gereğini derhal yerine getirip Genel Kurula bilgi sunar.

    ----------------------------------------------------------------------------------------

    MADDE 77. – (Değişik: 31.5.2007-5678/1md)Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir yapılır.

    Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi, Anayasada belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara göre de seçimler yenilenir. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir.

    Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer.

    -------------------------------------------------------------------------------------------

    MADDE 78. – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.

    Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.

    Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.

    (Ek : 27.12.2002 - 4777/2 md.) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.

    ----------------------------------------------------------------------------------------
    22 Temmuz 2007 de Genel Seçimler yapılmıştı. 28,5 ay geçmiş. Ancak kelimesi 30 ay süresini istisnaya bağlıyor, %5 ise 3 ayda erken seçim yapılır diyor, 30 ay aranmaz yani..

  2. #18

    Esas

    Yani şimdi anasayfaya Gamze Özçelik ya da Ali Kırca videosunu koy, tıklanma rekoru kırar..ee koysunlar o zaman..şaşırdılar yahu..bunların yazarlarından biri kalkıp da biz ne yapıyoruz, nedir bizim gazetenin ana sayfasındaki rezillik diyemiyor mu?

    Zamana bakın, Yenişafağa, Tarafa bakın..

    Aydın Tataroğlu pardon Doğan kontrolünü kaybetti galiba iyice..kaç milyar dolardı sahi?

  3. #19

    Esas

    ABD Afganistan'da başarılı olamaz. Medyaya yansımıyor, muazzam bir sansür var ancak, ABD Afganistan'da resmen hanzoca bir uygulama içinde..

    Arada başka Avrupa devletlerinden de asker öldürmüyor değil Taliban ve El Kaide..Ama asıl amaç ABD askeri öldürmek..Türk askerleri rahat rahat dolaşabiliyorlar. Bunda Türkiye'nin sıcak çatışma bölgelerinde görev almaması kadar, Türk askerinin normal saygılı tavır ve davranışlarının da etkisi var.

    Örneğin,

    -Ramazan ayında bir ABD askerinin Afgan Polis karakoluna girip de sigara istediğini, Ramazan ayında olduklarını hatırlatan bir Afgan Polisi karakolun içinde dövmeye başlaması üzerine, Afgan Polisi ve ABD askerlerinin birbirlerine girip 10 a yakın kişinin öldüğünü,

    -Kabil'in içinde ana caddeden intikal eden ABD konvoylarının, sivil halktan kendilerine 50 m. den fazla yaklaşan herkesi, uyarmadan çoluk çocuk demeden öldürdüklerini, bu şekilde 37 kişiyi öldürdüklerini,

    -Yapılan mutad yol kontrollerinde, durup dururken Afganlının üzerinden çıkan Kuranı Kerimi yere atıp çiğneyerek, kavga çıkardığını ve sonucunda ölümlerin yaşandığını,

    -ABD askerlerinin mal olduğunu, cahilliklerinden yanlarına yaklaşılamadığını, konuşulamadığını,

    biliyor muydunuz?

    Diğer Avrupa ülkelerine ait askerlerde, Türkiye'de dahil, belli bir seçkinlik, bireysel temsil yeteneği, mesleğine görgü ve bilgisine has bir temayüzlük var..Ancak ABD ordusu çok enteresan bir ordu..it kopuklardan teşekkül edilmiş, sadece korkunç bir teknoloji ve ekonomik güçle dönen bir çark..Algılaması gerçekten zor..

    Geçenlerde toplum mühendisliğine uygun bir hareket çekildi Türk toplumuna, kimse kavrayamadı..

    ABD, Türkiye'den Afganistan'a ilave asker talebinde bulundu, diye duyulsaydı. Hemen anti-amerikancı toplum sesinin yükseltecek, hayır biz ilave asker göndermek istemiyoruz, ABD kendi conilerini göndersin denecekti..

    Ama, ABD Afganistan'da sıcak çatışma bölgelerine Türkiye'den asker istendi diye duyurulunca,

    Biz, Başbakan, sıcak çatışma bölgesine göndermeyiz, biz geri bölgeye gönderdik, eğitim, sağlık, alt yapı konularında yardımcı oluruz..diye tavır alındı..

    Bunun üzerine ABD; o zaman sıcak çatışma bölgelerinde eğitim desteği verin diye bir şeyler mırıldandı..

    Sanki, biz ABD nin ilave asker talebini kabul eden bir taraf olarak değil de, sıcak çatışma bölgesine ilave asker talep eden ABD ye karşı çıkarak, eğitim için ilave asker gönderen, mağrur bir tavır takındık..

    Özetle, ilave asker istediler ve aldılar

    Afganistan Bölge Komutanlığı Türkiye'ye geçiyor. Umarım Afganistan'dan şehit haberi gelmez..Zira bunu kimse halka anlatamaz..

  4. #20

    Esas

    Hani bütün çiftçiler kanola ekecekler ve 10-20.000 Euroluk paket halindeki makinalarda yakıt elde edecekler ve traktörlerini bu yakıtla çalıştıracaklardı..Ne oldu? Devlet pekala bu işi sadece çiftçiler için sınırlayabilirdi..

    Bu kanola yağından mazota benzer bir akaryakıt elde eden sistemler paket halinde tasarlandı, hatta bayilikleri ortaya çıktı da satılmaya da başlanmıştı..Muhtemelen çok daha ucuzları da tasarlanıp satılacaktı, seri üretime hele bir seri halde başlanabilseydi..küçük 2x2 metre ölçülerinde kabaca 250-300 kwa lık jeneratör boyutlarındaki paketlerdi bunlar..Kanola yağına bir kaç katkı maddesi katılıyor ve maliyet 3 de 1 civarına çıkıyordu yanlış hatırlamıyorsam..

    Çiftçiler bu paket makinayı tek başına alamıyorsa belki köy olarak alacaklar, isteyen kanola yağını götürüp verecek akaryakıtını alacaktı..Bu sayede artık tamamen makinalaşan çiftçiliğin temel gideri olan akaryakıt maliyetlerini oldukça düşürebileceklerdi..Aynı eskiden köylerde değirmen işleten aileler gibi belki de bu işi bir aile üstlenecekti..

    Muhtemelen arabalarını da dizellerinden alacaklar, onların da yakıtını buradan halledeceklerdi..

    Muhtemelen köylere kanola akaryakıtı almaya gelen şehirliler de olacak, bunlar gelmişken bir de suyu meşhur çeşmeden doldurabildikleri kadar içme suyunu da bidonlarla bedavaya almak gibi hobiler edinecekler, ya da hazır akaryakıtı, içme suyunu da almışken bir de bu işi haftasonuna denk getirip, bir de pikniği aradan çıkartacaklardı..

    Yine yanlış hatırlamıyorsam bir Güney Amerika ülkesi, büyük oranlarda kanoladan elde edilen akaryakıtı kullanıyor şu an..şu ilginç Chavezin ülkesi galiba..

    Gemilerle, depo kapasitesi arttırılmış kamyonlarla, otobüslerin içine özel dizayn edilmiş gizli depolarla, akaryakıt kaçakçılığı yapan teşkiller her halükarda bu mevzuya da el atacak, ve seri halde kanola akaryakıtı şehirlere sürülecekti..

    Akaryakıt fiyatlarının oldukça yükselmesiyle, artık kullanılmayan hatta yeni yasaya göre yasaklanan, akaryakıtlı kombiler belki tekrar revaçta olacaktı..Belki de son geleceği konuşulan doğalgaz zammı tam da bu eski akaryakıtlı kombilere dönüşü tetikleyecekti..

    Ne buna dev petrol şirketleri, doğalgaz şirketleri kısaca enerji kartelleri, ne de vergi kaybına uğrayacak olan devlet müsaade edebilirdi ve etmedi de...Ucuz enerji tam bir hayal..İliğimize kadar sömürmek varken kimse size ucuz enerji ürettirmeyecektir..

    Mühendislik eğitimi, kitap kadar bir eşanjörün, nasıl olur da o kadarcık bir alanda koskoca bir boylerin yaptığı işi yaptığına akıl erdirmeye zor yetmişti vakti zamanında...

    Biri de kalkıp bir alet tasarlasa, güneş enerjisiyle çalışıp, akülerini şarj edip, ısıyı bir kimyasal bloğa toplayıp, geceleyin de salarak, koskoca evin ısınma maliyetini bedavaya getiren bir alet..korkarım gabi gibi ortada dolanırsa öldürülecektir, hayatta yaşatmazlar..

    Bir ev tasarlamışlar, komple yalıtımlı..sadece bir mum ile bütün ev ısınabiliyor..zannımca bu işin sırrı yalıtımda gizli..bir gün biri tasarlayacaktır..

  5. #21

    Esas

    MALİYET

    Huy olmuş işte..Ne zaman birşey görsem fikir sahibi olmadığım, satılık bir şey, maliyetini çıkarmaya çalışırım. Bu bir dubleks ev olabilir, ya da bir iş makinasına çukur kazdırmak da olabilir. Yumurtanın, sütün, yoğurtun, ya da rakının da olabilir.

    Size bir link, bazı şeylerin maliyelerini hesaplayıp veriyor. Aslında çok profesyonel bir yazılım şirketinin, sebilullah hizmeti..

    Ev maliyeti;

    http://www.maliyetbul.com/hesaplama-araclari.php

    Boya, çatı kaplama, alçıpan maliyetleri;

    http://www.maliyetbul.com/ha03-hizli...esaplayici.php

    Ve benim en sevdiği link;

    Parasal Bir Tutarı TEFE/ÜFE ile Günceleme Hesabı;

    http://www.maliyetbul.com/ha09-04-pa...eme-hesabi.php

    virgül yerine nokta işaretini kullanın; 1.20 gibi..

    diğeri, enflasyonun açıklama zamanı itibarıyla, ay bitip de diğer ayın ilk haftasına girince, o ayın enflasyonu hesaba dahil oluyor..şu an için hala, şimdiki zaman; Kasım 2009 olacak..

    İlginç bir şekilde Ocak 2009-Kasım 2009 farkı % 5 enflasyona tekabül ediyor. (TEFE-ÜFE karışık)

    Gel de kıllanma..

  6. #22

    Esas

    Tek katlı 100 m2 kullanım alanı, 10 m2 balkon, bodrum yok, maliyet; 89.000 lira, malzeme 1 nci sınıf

  7. #23

    Esas

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25042213/
    Gümrük muhafaza dinleme yapabilecek
    Gümrük muhafaza ekiplerine kaçakçılıkla mücadelede etkinlik sağlanması için telefon dinleme yetkisi verilmesi öngörülüyor.

    İSTANBUL - Gümrük Müsteşarlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Tasarısı Taslağı'nda kaçakçılıkla mücadelede daha etkin olunabilmesi amacıyla Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü'ne iletişimi tespit etme, dinleme ve bunları kayıt etme yetkisi öngörülüyor.

    Kanun tasarı taslağı Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı.

    Gümrük Muhafaza ekipleri, teknik araçlarla izleme yapabilecek ve gerektiğinde yetkili kurumlarla bu konuda işbirliğine gidebilecek.
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Bir Gümrük Muhafaza muhabbetidir gidiyor..Bütün hudut güvenliğinin askerden, jandarmadan alınması ve ABD deki gibi özel bir birim kurarak bu birime verilmesi, dinleme yetkisi verilmesi, silah ithalatı kanunu..

    Bütün hudut güvenliğinin gümrük muhafazaya, ya da şu anki anlamı genişletilerek Gümrük-Hudut Bekçilerine verilmesi konusu lastikli bir iş..Bütün Türkiye'nin hudut güvenliğini sağlamak için kaç kişi gerekir sorusu don lastiği gibi..50.000 kişilik kadro açılsa, niye 50.000 kişi denemez..

    Tabi olayın askeri boyutunda, hudut birliklerinin savaşta en önemli görevi, ölürken geridekilere 15-45 dakika kazandırmak gibi bir mesele var ki, orasını nasıl hallederler onu da bilemem..nasıl olsa savaş çıkmayacağına göre sorun da yoktur hani

    Polis için değil de, Hudut Polisi(Bekçisi) için ağır silah kavramı daha anlamlı oluyor, ya da bu mesele anlamını buluyor..

    Zırhlı Keşif Araçları, bunların üzerine monte uçaksavarlar, mayınlar, gözetleme radarları, helikopterleri, 4x4 arazi araçları, bunların belki kurşun geçirmezleri, termal kameralar ve devamında bu yeni birime yapılacak binalar, lojmanlar, sosyal tesisler bunların inşası, alt yapısı, kazan dairesi, trafosu, mefruşatı....milyar dolarlık pazar ve dolayısıyla rant da var bu işte..

    Çapanoğlu var bu işin içinde..
    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Ergenekon davası sanıklarından birinin anlattığından korkarım daha da ucuz bu dinleme aletleri..30-40.000 dolara eski VHS Video Playerlara benzeyen, bu aletler, baz istasyonlarının arasına girerek baz istasyonu gibi davranıyor..Yüzlerce kanalı tarıyor, ses tanıması yapıyor, aynı anda onlarca kayıt yapabiliyor..nedense galiba Danimarka, Norveç, Finlandiya Kanada kökenli bu aletler..tabi İsraili de unutmamak lazım..

    Efendim beni dinlemiyorlar..Tam tersi önce herkesi dinliyorlar..Gerekli konuşmayı yakalayınca o numaraya dair gerekli ise dinleme kararı çıkarıyorlar..Çünkü dinlenme şüphesi içindeki zat, zaten akrabasınının, şoförünün, şoförünün kız arkadaşının üzerine kayıtlı numara ile bu işi yapıyor..

    Dinleyenler, sokağına yanaşıyor, o sokağın baz istasyonundaki görüşmelerden, dinlenecek zatın telefonunu yakalıyorlar, sonra gerekli dinlemenin neticesinde, kayda değer birşeyler varsa, hemen dinleme kararı alıp, gerekli hukuki zemini hazırlayıp boşluğu dolduruyorlar..Siz olsaydınız bunu böyle yapmaz mıydınız

    Peki siz olsaydınız, elinize fütursuzca dinleme imkanı sağlayan bu alet ile, keyfi dinleme yapmaz mıydınız?

    Siz ey borsacılar, İMKB nin ya da aracı kurumun karşısına çömüp, büyük speklerin konuşmalarını dinlemez miydiniz, alış satışlarını, hangi hisseyi ne zaman nereye kadar kaldıracaklarını, kendi ağızlarından duymak istemez miydiniz?

    Dinleme, ayağa düştü, herkes dinleniyor haberiniz olsun..

    Ee beni dinleyecek olan dinlesin kardeşim, benim kimseden korkum yok mu?..Mesele korku meselesi mi, özgürlük, demokrasi, insan hakları meselesi mi? Senin özelinin ne idüğü belirsiz kimselerin kayıt cihazlarında, senden habersiz kaydedilmesi meselesi mi?
    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Gümrük muhafaza dinleme yapacakmış;
    -Aloo..iphonu gelirken getir tamam mı..sorarlarsa kardeşime dersin..
    -Tamam kutusundan çıkarırım..sendekinin kutusunu atmadın demi, getirince ona kor, gittigidiyor da satarız..
    -Yok yok duruyor..getir sen, bi de gelirken viagra getir..

    Ahoooouuuuııııınnnnn...Alo merkez evin önündeyiz, çökecez gırtlaklarına..

    Beyaz mı...yaw o CIA nın işi..Afganistandaki tarlalardan direk..taze taze..

  8. #24

    Esas

    Kozmik odadan Gladyoya, Gladyodan Soğuk Savaşa, Soğuk Savaştan 2 nci Dünya Savaşı sonrasına uzanma..

    Marshall Yardımından Truman Doktrinine, Rockerfeller'e, İsrailin kuruluşuna, NATO'ya ve BOP' a uzanan süreç, derleme..


    111 yıllık kahpe plan

    Marshall Yardımı"yla sömürüldük

    Hibe adı altında borçlandırmayı amaçlayan Marshall Yardımı, Türkiye"yi emperyalist tekellere açmaktan başka bir işe yaramadı.

    Türkiye"yi her zaman yolunacak kaz gibi gören ABD için ülkemiz aynı zamanda ileri bir karakoldu. Haziran 1947"de Harvard Üniversitesinde bir konuşma yapan dönemin ABD Dışişleri Bakanı George Marshall, Avrupa ekonomilerini tekrar kalkındırmak için çok geniş kapsamlı bir program önerdi. Dünyadaki durumun son derece karışık olduğunu ifade eden Marshall, şunları söylemişti: "Avrupa"nın önemli miktarda ek yardıma ihtiyacı var. Amerika Birleşik Devletlerinin, dünyadaki ekonomik durumu eski normal haline getirmek için elinden gelen yardımı yapması gerekiyor. Bu iyileşme sürecine yardımcı olmaya istekli ülkeler, eminim ki Amerika Birleşik Devletlerinden tam bir işbirliği ve destek görecektir."

    Borç değil, tuzak

    Marshall Planı; buna katılmak isteyen her Avrupa ülkesine Amerikan mali yardımı, malzeme ve makinesini öngörüyordu. ABD, kamuoyunda "Marshall Yardımı" olarak bilinen bu anlaşma çerçevesinde, 1949-1951 yılları arasında Türkiye"ye ekonomik yardımlar yaptı. Türkiye, artık Batı yanlısı bir politika izlemeye başladı. 1948"de Marshall Planı"nın diyeti Türkiye"yi emperyalist tekellere daha fazla açmaktan başka bir işe yaramadı. Bu yardımla Türkiye, ABD"nin bölgedeki taşeronu yapılmak istendi. Hedef, Amerikan sanayiine pazar açmaktı. Bir borç tuzağı olan Marshall Yardımı ile Türkiye hibe adı altında borçlandırımış ve ekonomisi adeta çökertilmiştir.

    Tavuk ithal ettik

    Ayrıca Türkiye 11 Mart 1947"de IMF"ye, 14 Şubat 1947"de de Dünya Bankası"na üye oldu. Türkiye"nin yediği diplomasi kazığının bir benzeri de dünyayı sömüren bu iki kuruluşa üye olmasıyla başladı. Yıkım halindeki Avrupa ekonomisine ve üçüncü dünya ülkelerine verilen kredilerin adı, Dünya Bankası"nın döokümanlarında, "İhraç Kredileri" idi. 1950"li yıllarda Türkiye, ABD"den tavuk bile satın aldı.

    Savaş artıkları Türkiye"ye

    1946 yılında yapılan 10 milyon dolarlık anlaşma, ABD"nin işine yaramayan malzemeleri satın almamızı öngörüyordu.

    ABD ile 1945 yılında yapılan anlaşmanın ardından Türkiye tavizler vermeye başladı. 27 Şubat 1946 tarihinde yapılan 10 milyon dolarlık anlaşmaya göre Türkiye, ABD"nin işine yaramayan savaş artığı malzemeleri satın alacaktı. Ancak bunların ya fabrikaları kapanmış, ya da üretimleri durmuştu. ABD, işine yaramayan bu malzemeler için Türkiye"yi bir pazar olarak kullanıyordu. Bu artıkları kullanamadığımız gibi, ithal ettiğimiz yedek parçalar için de 4-5 kat döviz ödemiştik. Bu durum, ABD"nin Türkiye üzerinde oynadığı kazık atma diplomasilerindenden biri olarak tarihe geçiyordu.

    Truman Doktrini

    1946 yılında dünyanın en tartışmalı kurumu olan CIA"yı kuran ABD Başkanı Truman, 12 Mart 1947"de Kongre"de yaptığı bir konuşmada, Sovyet tehdidine karşı hazırlanmış, kendi adıyla anılacak Truman Doktrini"ni açıkladı. Truman, ABD"nin "komünizm tehdidi" altındaki devletlere mali ve askeri yardım yapacağını söyledi. Truman"a göre Amerika, komünizm ile silahlı mücadele veren ve dış ülkelerin baskısı altında bulunan devletlere mali ve askeri yardım yapmalıydı (Burada kastedilen ülkeler Yunanistan ve Türkiye"dir).

    Bize 1, Yunan"a 3[/B]

    Bu amaçla Kongre"den 400 milyon dolar kullanma izni istedi. Kongre"nin 22 Mayıs"ta bu isteğini kabul etmesi üzerine Türkiye"ye 100 milyon, Yunanistan"a ise 300 milyon dolar yardım yapıldı. Doktrin, Amerika Birleşik Devletleri"nin uluslararası politikasının değiştiğini ve Sovyet düşmanlığının bu yeni politikada temel esas olduğunu dünyaya ilan etti. Askeri yardım amaçlı doktrin, ABD"nin desteğini arayan Türkiye"de başlangıçta memnuniyet yaratsa da daha sonraki yıllarda ikili anlaşma ile getirilen sınırlamalar bir takım sıkıntılar doğurmuştu. Truman Doktrini, dünyanın iki bloğa ayrıldığını ve Sovyet-ABD mücadelesinin, yani soğuk savaş döneminin başladığını ilan etmişti.

    Türkiye, ABD"nin bölgedeki taşeronu yapılmak istendi. Yardımın hedefi Amerikan sanayiine pazar açmaktı.

    Üretimleri durmuş askeri malzemeleri kullanamadığımız gibi, yedek parçaları için de 4-5 kat döviz ödemiştik.

    Avrupa"ya ekonomik desteğe, işte bu adam ismini verdi.

    ABD Dışişleri Bakanı George Marshall, sözde komünizmi önlemek gayesiyle yapılan ve aralarında Türkiye"nin de bulunduğu bazı ülkelere yapılan Marshall Yardımı"nın isim babasıydı. Marshall, II. Dünya Savaşı"ndan sonra Avrupa"nın iktisadi kalkınmasına ve dünya barışına yaptığı katkılardan dolayı 1953"te Nobel Barış Ödülü almıştı. Aynı zamanda general de olan Marshall, altta dönemin ABD Başkanı Harry Truman"la birlikte görülüyor. Truman"ın kim olduğunu hatırlatmakta fayda var. Hiroşima ve Nagazaki"ye atom bombası atılması kararını veren, 1948 yılında İsrail"in kurulmasını destekleyen, Soğuk Savaş dönemini başlatan ve CIA"yı kuran isim Truman"dı.

    Doğu Bloku ülkeleri istemedi.

    Türkiye dahil 16 Avrupa ülkesi, Amerika"ya sunulmak üzere bir Avrupa ekonomik kalkınma programı hazırlamıştı. Bu program üzerine Amerika 3 Nisan 1948"de Dış Yardım Kanunu"nu çıkardı. Amerika bu kanuna dayanarak yürürlüğe koydu-ğu Marshall Planı ile daha ilk yılında İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Türkiye, Hollanda, Lüksemburg, İsviçre, İzlanda, Avusturya, Norveç, Danimarka ve İsveç"e 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardım yaptı. Marshsall Planı, Sovyetler Birliği"ni kapsamasına rağmen, Doğu Bloku üyeleri buna katılmak istemedi.

    Rockefeller: Hiçbir masraftan kaçınma

    MARSHALL Yardımı"nın ne olduğunu ünlü Amerikan tekeli Rockefeller"in patronu olan Nelson A. Rockefeller, dönemin ABD Başkanı Eisenhower"e 1956 yılında yazdığı mektubunda şöyle anlatıyor: "İktisadi yardımlarda, ABD"nin karşılık beklemeden yardım ettiği ve işbirliği yapmak isteğinde samimi olduğu intibası oluşturulmalı. Elimizdeki bütün propaganda imkanlarıyla durmaksızın, az gelişmiş ülkelere yapılan Amerikan yardımının karşılıksız bir yardım olduğunu, ard niyet taşımadığını bütün kafalara sokmalı, bu konuda hiçbir masraftan çekinmemeliyiz. Bu arada ideolojik savaşa ara vermemeliyiz. Bu ülkelere yatırım yapan kapitalistlerimiz, teknik eksperlerimiz ve diğer uzmanlarımız az gelişmiş ülkelerin milli ekonomilerinin bütün dallarına girmeli, onları bizim çıkarlarımıza göre geliştirmelidir. Bu ülkelerdeki politik bakımdan güvenilir yerli işadamlarının ulusal çabaları da teşvik edilmelidir."

    Churchill, İnönü"yü ikna için Adana"ya geldi

    ABD ile ilişkilerin seyrine bakıldığında, Atatürk döneminde bağımsız iki devlet ilişkisi İkinci Dünya Savaşı sonrasında yeniden Türkiye aleyhine dönmeye başladı. 1941-1944 yıllarında, ABD ve batılı ülkeler Türkiye"yi kendi yanlarında savaşa sokmak için büyük uğraş verdi. 1940"ta Almanya"nın Fransa"ya saldırması, İtalya"nın da Almanya"nın yanında yer almasıyla savaş Akdeniz"e de yayıldı. Bu durumda İngiltere ve Fransa, üçlü ittifak gereği Türkiye"nin de savaşa katılmasını istedi. Müttefikler özellikle Kuzey Afrika"da yenilen Almanya"yı, Balkanlardan atmak için, Avrupa ve Balkanlarda Almanya"ya karşı girişecekleri savaşlarda, Türkiye"nin de yer almasını istiyordu. Müttefiklerin bu kararı 1943"de Adana"ya gelen Churchill tarafından Cumhurbaşkanı İnönü"ye iletildi. Ancak, İsmet İnönü"nün izlediği ince dış politika sayesinde Türkiye bu savaştan kayıpsız çıktı. Türkiye, tüm baskılara rağmen, tarafsız kalmayı başarabildi.

    ABD"yi aktif hale getirdi

    Truman Doktrini"nin, önemli bir sonucu, aldığı yardım sayesinde Türkiye"nin Sovyetler"e karşı kendini daha rahat hissetmesiydi. Ayrıca bu yardım Türkiye ile Batı Bloğu arasındaki ilişkileri iyileştirmiş ve Türkiye"nin NATO"ya girmesini sağlayacak sürece katkıda bulunmuştu. Doktrin, kendisinden sonra gelecek olan Marshall Planı"na da öncülük etmişti. Doktrinin ardından ABD, geleneksel dış politikasını değiştiriyor ve I. Dünya Savaşı sonundaki tutumunun aksine dünya siyasetinde aktif bir rol üstleniyordu.

    ARAŞTIRMA :

    Ceyhun BOZKURT

    Fatih ERBOZ

    Selda Öztük KAY

Sayfa 3/5 İlkİlk 12345 SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •