Çiftçiye 9 milyar lira destek yolda
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, 2013 yılı bütçe teklifinde yer alan tarımsal destek ödemeleri hakkında bilgi verdi
http://ekonomi.haberturk.com/makro-e...a-destek-yolda
Çiftçiye 9 milyar lira destek yolda
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, 2013 yılı bütçe teklifinde yer alan tarımsal destek ödemeleri hakkında bilgi verdi
http://ekonomi.haberturk.com/makro-e...a-destek-yolda
QUO VADIS – 2 (KÖYLÜLERIN GIDIŞI)
Yazar: Muzaffer Abla
Ordaaa, biir kööy var uzaktaaaa
Gitmesek deeee, görmesek deeee
Ooo köööy bizim köyü müz düüüür!
Hadi canım, neden senin köyün olsun ki?
Üstelik, üstüne para verseler almazsın ki!
İple bağlasalar kalmazsın ki!
“Bak şu çocuklara yanaklarından kan damlıyor maşallah, her gün taze yumurta, gerçek tereyağ, temiz hava… Ahhh ah gelip buralarda yaşayacaksın, cennet cennetttt”nakaratlarını okuya okuya, geçer gideriz çamurlu sokaklarından köylerin.
O köy bizim değildi, hiç bir zaman da bizim olmasını istemedik zaten.
Bizim steril dünyamızın uzağında, hoş ve naif bir motif olarak durmalıydı yerinde.
Yerini de, sınırını da bilmeli, saygıda kusur etmemeli, çocukların gözlerinden büyüklerin de ellerinden öpmeliydi.
Kuru kayısı, incir, üzüm, buğday, biraz koyun, biraz da pamuk…
Hepsi o kadar.
Köylüden kimse hazzetmedi, ama ne hikmetse köylü adı dillerden de düşmedi.
Osmanlıda da böyleydi, Cumhuriyette de böyle.
Köylülük bir Anadolu efsanesi oldu, gazla doldu doldu, uçtu.
Anadolu’nun böyle efsaneleşmiş balonları ünlüdür.
Örneğin, “Türkiye gıda üretimi açısından kendine yeten bir ülkedir”
Değil tabii, yetmiyoruz. Eskiden de yetmiyorduk.
“Anadolu Ana’dır, Anadolu Berekettir…”.
Haberiniz yok mu?
Anadolu bereketini de, Ana’lığını da kaybedeli bir kaç bin yıl oldu.
Şu dünyada en hoyrat, en uzun süredir ve en yoğun kullanılmış (sömürülmüş) topraklara sahibiz.
Elde kalan kıraç, tuzlu, organik maddenin sıfırı tükettiği, kireçli, alkali topraklardan umut bekliyoruz.
Seyhan-Ceyhan, Kızılırmak, Yeşilırmak, Menderes, Gediz, Göksu, Sakarya nehirlerinin delta düzlükleri ile, Bursa, Antalya dolaylarının bir avuç toprağı olmasa, tüm millet Konya Ovası’nın buğdayına talim ederdik ki, şu günlerde o da (Orta Anadolu’nun durum buğdayı) bitti.
Elimizde, iyi topraklar diye övündüğümüz (onlar da can çekişiyorlar ya) yerler de sanayi, turizm, kentsel büyümenin baskısı altında, tarım dışına çıkmaya başlamıştır.
Önemli mi?
Neden?
İster “kader” deyin, ister “tarihin sayfalarında eskimenin bedeli”, ister “akılsız başın cezası”…
Sonuç olarak, Anadolu toprakları bitmiştir.
Anadolu köylüsü de bitmiştir.
Ben diyeyim 5, siz deyin 7 yıl.
Ama 15 yıl değil.
15 milyon genç.
Köyleri bırakıp kentlere gelecek.
Kalanlarıyla birlikte, köyler
Koskoca birer sığınma evi olacak.
Kıraç, soğuk, verimsiz topraklarda yoksul yaşlılar;
Yeşili, suyu bol topraklarda da üç kuruş parası kalanlar
ölümü bekleyecekler.
Onlar da edince ebediyete intikal
Rüzgarlı havalarda sokaklarda dolaşan toz kümelerinden gayrı,
hiç bir şey kalmayacak, Anadolu köylerinde.
…
Kayseri’nin, Sıvas’ın köylerinde, buğday ekiyor kahraman Anadolu köylüsü
- Kolay gelsin, verim ne kadar?
- İyi bakarsan 200 verir. (dekara 200 kilo diyor. Bu 60 yıldır değişmeyen rakamdır. Yoksul Afrika ülkeleriyle aynı verim. Doğru dürüst toprağı olan, verimli tarım alanlarında bu rakam 600 kilonun altına düşmez, 1000 kilo verimi olan yer de vardır Türkiye’de, ama Anadolu’nun verimsiz toprakları yüzünden ülke ortalaması 217 kilodur).
Bu vatandaş en iyi koşullarda, ektiği buğdaydan dekara 10 lira zarar edecek.
- Zarar edeceğini bile bile neden ekiyorsun?
- N’idim?
- Gitsene burdan
- Çucukla gettile zati, 47 hane köyde üç hane kaldı geriye.
Sıvas’ın Ulaş İlçesi’nin Derbent köyünde 12 bin dekar alanda buğday ekiyor köylüler.
Köyün meydanında koskoca bir değirmen taşı.
- Vay canına, bunda bulgur mu yapıyorsunuz?
- Ne gezer, bulguru da, ekmeği de, sütü de şehirden alıyoruz…
Nafile bir umutla, kandırmayı ve kandırılmayı bekleyen zavallı insan yumakları
Efsane Anadolu’yu terkediyorlar.
Mezralar çoktan boşaldı
Böylelikle koyun bitti.
Üç vakte ithal koyun bulunamazsa.
Oltu Kebabı da, Ezine Klasik de tarih olacak.
Anadolu’nun öz halkı, yörükleri, Sarıkeçilileri ve Karakeçilileri mecburi iskana tuttuk.
“Dağ bayır dolaşmayın, oturun!” dedik.
Toroslarda keçiyi yasakladık.
Şimdi keçi ithal ediyoruz
Sığırı da, buğdayı da, portakalı da,
Tekiri de, midyeyi de, kalamarı da…
İthal ediyoruz.
İthal ediyoruz çünkü dünyada gıda ucuz.
Çünkü çok!
Çok, çünkü zenginlere ürettikleri fazla fazla yetiyor.
Yoksulların paraları yok, zaten insandan da sayılmıyorlar.
Bu nedenle istatistiklere dahil değiller.
Onları çıkartırsak, geriye kalanlara gıda bol ve ucuz.
Gıdayı artık sanayici üretiyor.
Tarımın adı da ‘gıda üretimi’ oldu.
Şimdilerde ekmeğe, ineğe, tavuğa, domatese ‘mal’diyorlar.
Herbirini nicelikleriyle ‘değer’ sayıyorlar.
Niteliği çoktaaan unuttuk.
Çiftliğin yeni adı “tarım işletmesi” oldu, çiftçi de işletmeci.
Bilseniz kimler kimler merak edip girdiler bu işlere?
Mesela, dünyanın en büyük çiftliğini kim kurdu?
Hayatta bilemezsiniz
Benetton!
Patagonya’da, sen git 970.000 hektar (9.7 milyon dönüm) arazi al.
“O nasıl bir rakam?” derseniz, Türkiye’nün yüzölçümü 77.9 milyon hektar.
Varın gerisini siz ölçün.
Çiftliğinde koyunları var.
Meee meeee diye bağırır.
Luciano baba’nın çiftliğindeeee.
Yaaa, işte böyle , sen kalk tam 300 bin baş koyun da koy çiftliğe.
Ne gerek var ki bu kadar koyuna?
Herhalde uyumadan önce saymak istiyor…
Kazak yapacak tabii.
“Köylüden alsa olmuyor mu yünü, onlar da para kazansalardı?”
Bu soruyu soran biri yoksul kalmasın da kim kalsın?
Ayrıca Luciano Texas’da dev bir çiftlik daha kurdu, orada da pamuk yetiştiriyor.
Yünlüler Patagonya’dan, pamuklular da Texas’dan.
Köylüye hiç gerek yok gördüğünüz gibi.
Köylü gidiyor.
Köylülük bitiyor.
Zaten istenen de bu.
Değişmeye, dönüşmeye direnen; hayatı toprakla gök arasına sıkışmış vaziyette geçiren; ilkelliği sosyolojik tabirler sayesinde aşabildiği sanılan köylüyü dünyanın hiç bir yerinde istemiyorlar artık.
Eskiden istiyorlar mıydı?
Sahi, Kabil Habil’i neden öldürdü?
…
1950’de dünya nüfusunun %70’i kırdaymış;
2000 de bu oran %50 lere düşmüş;
2050 projeksiyonları da %38 olarak görüyor dünyadaki kırsal nüfusun oranını.
Köylüler tüm dünyada gidiyorlar.
Ama Türkiye’dekiler daha hızlı gidiyor.
Daha çok köylü, kentte, modern hayatın bir parçası olmak istiyor.
AVM’lerin koridorlarında alışverişin şehvetine kapılıp
Başka bir dünyanın parçası olmak istiyorlar.
Yıllardır buyrukları altında ezildikleri memurlar, mühendisler arasına karışsın çocukları istiyorlar.
Bodrum’da, Belek’de tatil yapmak da istiyorlar…
Onları köyde tutmak için hiç bir nedenimiz yok artık.
O ki hayat bir balondur, biz gazımızı dolduralım.
O köööy bizim köyümüz düüüür
La la la laaa laaaaaa…
emeklerinize tşkler
Bu da "Organik Tarım Müzesi"
Ziraat Yüksek Mühendisi Yalçın Engiz: "Bir üniversite öğrencisi organik tarım konusunda A'dan Z'ye her şeyi burada bulacak, gece bile açığız" şeklinde açıklama yaptı.
http://www.cnnturk.com/2012/yasam/di...1.0/index.html
Ayva Mucizesi
Araştırmacılar her geçen gün ayvanın yeni bir şifasını keşfetmektedir.
http://www.haberler.com/ayva-mucizesi-4055156-haberi/
Türkiye'de 86 bin bitki türü koruma altında
Biyolojik çeşitliliğin gelecek nesillere aktarılmasını hedefleyen Ankara ve İzmir'deki tohum gen bankalarında 86 bin bitki türü muhafaza ediliyor
http://www.posta.com.tr/yasam/HaberD...ticleID=146802
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2 bin 500 yeni tarım danışmanı alınacağını açıkladı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bütçe görüşmeleri başladı. Bakan Mehdi Eker, burada yaptığı konuşmada, 2 bin 500 yeni tarım danışmanı alınacağı müjdesini verdi. Daha önce 7 bin 500 tarım danışmanı alındığını hatırlatan Eker, “Bunlar kırsalda köylerde çalışacak. Köylerde çiftçinin yanında, bahçesinde, merasında, ahırında, onun yanı başında hizmet sunacak. Böylece sayı 10 bin kişiye ulaşmış olacak. Alım süreci başladı. ÖSYM yakın tarihte ilana çıkacak. Prosedür tamamlanıp en geç 2013 Ocak ayına kadar bunlar çalışmaya başlamış olacak.” diye konuştu.
http://www.ekotrent.com/sosyal-guven...smani-alinacak