Sayfa 29/31 İlkİlk ... 192728293031 SonSon
Arama sonucu : 248 madde; 225 - 232 arası.

Konu: Tarım Haberleri

  1. #225
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Hayvancılık kredisi alanlar battı

    Ziraat Bankası kanalıyla verdiği sıfır faizli hayvancılık kredisini alanlar ödemede zorluk yaşıyor.

    AA muhabirinin sektör temsilcilerinden aldığı bilgiye göre sıfır faizin cazibesine kapılan sektör dışından pek çok yatırımcı, borcunu ödeyemediği için kurduğu işletmeyi satılığa çıkardı. Hayvancılık kredileri, 2 yılı ödemesiz 7 yıl vadeli büyük ve küçükbaş hayvancılıkta ahır, ağıl yapma, süt sağım tesisi kurma ve hayvan alımını kapsayacak şekilde verilmişti. İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ali Gülkaynak, üst limiti 7 milyon 500 bin lira olan faizsiz krediyi çoğunlukla, doktor, avukat, turizmci, mühendis, tekstilci gibi hayvancılık sektörüyle hiçbir ilgisi olmayan kişilerin kullandığını kaydetti.

    Gülkaynak, "Sektör dışından gelip yatırım yapanlar zarar etti. Geri ödemesini yapamayan çok sayıda işletme satılığa çıkarıldı, kapananlar var" dedi.

    Yatırım artı işletme şeklinde büyük çaplı kredi kullananların ödemede sıkıntı yaşadığını vurgulayan Gülkaynak, "Hayvancılığı bilmeyenler, kredinin cazibesine kapılarak yatırım artı işletme şeklinde kredi aldılar. Büyük umutlarla işe girdiler. Yüksek karlar hedeflediler ama hüsrana uğradılar. O dönemlerde gebe düve alımı için 7 bin liraya kadar kredi alanlar, şimdi aynı düveyi 4 bin liraya satıyor. Elindeki malın değeri yüzde 40-50 düştü. Bu krediyle kurulan çok sayıda işletme satılık" diye konuştu.

    Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük ise sıfır faizli hayvancılık kredilerinin faturasının hayvancılığı bilmeyenlere ağır olduğunu söyledi. Eskiyörük, "Sıfır faizli krediye herkes balıklama atladı. Talep artınca 4 bin lira olan düveyi 7 bin liraya aldı. Şimdi 4 bin liraya satamıyor. Sadece ucuz para almak amacıyla sektör dışından işe girenler büyük sıkıntıya girdi" ifadesini kullandı.

    Kurulan çiftlikler hayvan varlığını artırdı

    Kredilerle kurulan çiftlikler sayesinde Türkiye'nin canlı hayvan varlığı önemli oranda artığını belirten Eskiyörük, şunları kaydetti: "Çiftlikler hayvancılıkta arz talep dengesini de bozdu. İthalatında önü açılınca çiftlikler hayvanla doldu. Artan hayvan varlığı ile damızlık hayvan fiyatları aşağıya çekildi. Süt üretimi artığı için fiyatlar düştü. Hayvanlarına kaba yem üretecek arazisi olmayanlar yükselen yem fiyatları nedeniyle maliyetlerini karşılayamadılar. Hayvancılığın en büyük gideri kaba yem. Bunları hazır almak, hayvanları lokantadan beslemekle eşdeğer. Oluşan bu tablo sonucunda krediyi alanlar borcunu ödeme derdine düşerek çiftlikleri satılığa çıkardı."
    Milliyet

    http://www.haber3.com/hayvancilik-kr...i-2137645h.htm

    ========================================

    İlk günden sonucu belli bir olaydı. Bu konuda olabildiğince uyarıcı olmaya çalıştık.
    Bir büyük spekülasyonla kazananlar kazandı, kaybedenler kaybetti en başta ülkemiz ve ülkemiz hayvancılığı kaybetti.
    Beceriksizlik mi dolanddırıcılık mı adını siz koyun.

  2. #226

    Esas

    Türkiye, Dünyanın yedinci büyük tarım üreticisi
    Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), "Tarımsal Politikalar: İzleme ve Değerlendirme 2013 raporu yayınlandı. Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde Türk tarımının dünyanın 7. büyük ekonomisi olduğu bir kez daha vurgulandı. Böylece daha önce Gıda ve Tarım Örgütü ve OECD'nin raporlarına giren Türk tarımının elde ettiği bu başarı yeni yayınlanan raporla bir kez daha tescillenmiş oldu
    ANKARA (ANKA) - Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), "Tarımsal Politikalar: İzleme ve Değerlendirme 2013 raporu yayınlandı. Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde Türk tarımının dünyanın 7. büyük ekonomisi olduğu bir kez daha vurgulandı. Böylece daha önce Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) ve OECD'nin raporlarına giren Türk tarımının elde ettiği bu başarı yeni yayınlanan raporla bir kez daha tescillenmiş oldu.
    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, OECD'nin, "Tarımsal Politikalar: İzleme ve Değerlendirme 2013" raporuna yer verildi. Açıklamaya göre raporda, Türkiye'nin küresel olarak önemli bir tarım ürünleri ihracatçısı ve dünyanın 7. büyük tarım ürünleri üreticisi olduğu belirtildi.
    OECD tarafından yayınlanan raporun 22. bölümünde Türkiye'nin tarımsal politikalarına yer verildi. Türkiye'nin ana ticaret ortaklarının AB, ABD ve Orta Doğu olduğu belirtilirken 2012 yılında üreticilere verdiği tarımsal destek miktarının OECD ortalamasının 5 puan üzerinde olduğuna da vurgu yapıldı.
    Her yıl yayınlanan raporla, Türkiye'nin de dahil olduğu OECD üye ülkeleri ile Brezilya, Çin, Kazakistan, Rusya, Güney Afrika ve Ukrayna'nın tarım politikaları takip ediliyor ve değerlendiriliyor. Raporda değerlendirilen 47 ülke, küresel tarımsal katma değerin neredeyse yüzde 80'ini oluşturuyor.

    -OECD'DEN TARIM STRATEJİK PLANINA TAM PUAN-

    Raporun ana politika araçları başlığı altında ise, Türkiye'nin tarımsal politikaları oluştururken gözetilen stratejik hedefleri sıralandı. Buna göre, gıda güvenliği ve gıda güvenilirliğinin sağlanması ve AB'nin tarımsal yapısı ile ülke tarımsal yapısının uyumlaştırılması konuları ele alınıyor.
    Ayrıca, raporda 2013-2017 yıllarını kapsayan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Stratejik Planı'nda da, tarım sektörüne yönelik tarımsal üretim ve arz güvenliği, gıda güvenilirliği, bitki ve hayvan sağlığı, tarımsal altyapı ve kırsal kalkınma ile kurumsal kapasitenin geliştirilmesi konularının yer aldığına vurgu yapılıyor.
    Raporda ayrıca, Türkiye'nin havza bazlı destek programı, tarım sigortaları, indirimli krediler ve kırsal kalkınma alanında yaptığı çalışmalar değerlendiriliyor.
    Böylece OECD'nin yayınladığı bu son raporla birlikte Türkiye'nin, 2011 yılından beri tarımsal hasıla bakımından dünyanın 7. büyük ekonomisi olduğu bir kez daha belgelenmiş oldu. (ANKA)
    (HGS/ÖZK)

    http://www.haberx.com/turkiye_dunyan...9687,636).aspx

  3. #227

    Esas

    300 bin vatandaş mevsimlik tarım işçisi olarak çalışıyor
    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 300 bin vatandaşın mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştığını belirterek, Ankara, Antalya, Giresun, Hatay, Mersin, Kayseri, Konya, Malatya, Manisa, Nevşehir, Ordu, Sakarya, Samsun, Uşak, Düzce illerinin yoğun mevsimlik gezici tarım işçisi göçü aldığının tespit edildiğini söyledi
    ANKARA (ANKA)-
    CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın soru önergesini yanıtlayan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2009 yılında yürüttüğü "Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Stratejisi ve Eylem Planı" çalışmaları kapsamında il valiliklerinden toplanan verilere göre 300 bin vatandaşın mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştığının tahmin edildiğini belirtti.
    Bakan Eker, söz konusu çalışma kapsamında; Ankara, Antalya, Giresun, Hatay, Mersin, Kayseri, Konya, Malatya, Manisa, Nevşehir, Ordu, Sakarya, Samsun, Uşak, Düzce illerinin yoğun mevsimlik gezici tarım işçisi göçü aldığının tespit edildiğine işaret etti.
    Başbakanlık Genelgesi doğrultusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca başlatılan "Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Projesi (METİP)" çerçevesinde özellikle kurumlar arası işbirliği artırılarak, ulaşım güvenliği yönünde önemli ilerlemeler kaydedildiğini ifade eden Bakan Eker, şöyle dedi:
    "Ayrıca söz konusu seyahatler sırasında yaşanan kazaların önüne geçilmesi amacıyla, Emniyet Genel Müdürlüğü'nce göç alan ve veren iller arasında ulaşım ile ilgili koordinasyon sağlanmaktadır. İl/ilçe giriş ve çıkışlarında, özellikle gece saatlerinde trafik denetimleri artırılmış, mevsimlik gezici tarım işçilerinin taşındığı otobüs ve minibüslerin yetki belgeleri ile zorunlu sigortalarının bulunup bulunmadığı, araçların trafiğe uygun olup olmadığı, taşıma (yük ve yolcu) kapasitesinin üzerine çıkılıp çıkılmadığı, sürücülerin araç kullanma ve dinlenme sürelerine uyup uymadıkları, çıkış yaptıkları illerden başlamak üzere, güzergâh üzerinde titizlikle kontrol edilmekte, eksiklikleri bulunan araçların hareketlerine izin verilmemektedir." (ANKA)
    (MG/ÖZK)

    http://www.haberx.com/300_bin_vatand...9457,165).aspx

  4. #228
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Çiftçi nasıl dayansın

    TÜRKİYE’nin en büyük, dünyanın ise sayılı büyük holdinglerinden Koç Holding 2000 yılında Şanlıurfa’da kurduğu Harranova çiftliğini kapatmaya hazırlanıyor.


    Harranova çiftliği Türk tarım ve hayvancılığında son yıllarda yaşanan güçlüklere daha fazla dayanamadı.
    Karacabey Ziraat Odası Meclis Başkanı Nuri Karaca’nın şimdi ne dediğine ve gerçekleri nasıl ortaya koyduğuna bakalım:
    “Koç Holding 2000 yılında Koç-Ata adı altında önce besi çiftliğini faaliyete geçirdi. Daha sonra 2006 yılında TAT konserve ile salçalık domates üretimine başladı ve bu üretimi 12-13 bin dekarlık bir alana yaydı.
    Koç Holding dünyanın en yüksek girdi fiyatlarına (ürün maliyeti) ve en düşük ürün fiyatlarına ancak 12 yıl dayanabildi ve sektörden çıkma kararı aldı.
    Koç Holding Kamuoyunu Aydınlatma Platformuna (KAP) 14 Ekimde yaptığı duyuru ile tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin karlılık durumunun beklentilere cevap vermediği gerekçesi ile durdurma kararını bildirdi.
    Son 10 yılda 2.2 milyon çiftçi, çiftini, çubuğunu satarak köyünü terk etmektedir. Türk tarım ve hayvancılığının bu duruma düşmesinin en önemli nedeni ürün itlalatıdır. Türkiye son yıllarda ne bulursa ithal etmiş, gümrük vergileri ile kendi çiftçisini hiç koruyamamıştır. Türkiye günümüzde daha önceki yıllarda önemli ihraç ürünleri olan mercimek, fasulye, pirinç, buğday, susam, ceviz, pamuk gibi ürünleri ithal etmektedir.
    Son yıllarda üretim patlaması yapan ve 2013’de rekoltesi 5.5 milyon tona ulaşan (Türkiye’nin yıllık ihtiyacı 4.5 milyon ton) mısırı bile ithal etmekte olup, bu da Türk çiftçisinin mısırını, girdi fiyatları büyük bir artış göstermesine rağmen (Mazot 4.5 TL) geçen yıldan daha düşük bir fiyata satmasına yol açmıştır. (Örneğin ayçiçeği de aynı şekilde)
    Herkes aklını başına toplamalıdır, bu böyle devam edemez. Bu sektörde çalışan insanların mesleği terk etmesi, Koç Holding’in çekilmesine benzemez.
    Çiftçiler bu ülkenin çimentosudur. Böyle bir durum ülkede çok büyük bir sosyal çalkantı yaratır ki hiçbir açılım, saçılım bu sosyal kaosu gideremez.
    En kısa zamanda tarım ve hayvancılığa verilen destekler artırılmalı, bu suretle bu insanların sektörü terk etmemeleri sağlanmalıdır. Bu insanlar bir giderse dönmezler.
    İşletme büyüklükleri çıkacak olan Veraset Kanunu’na dayalı olarak 10-15 yıl içerisinde rasyonel seviyelere getirilebilir. Tarım ürünlerinin ithalatı derhal zapt-ı rapta alınmalı, sektör düzelenine kadar vergi ve fonlar yüksek tutulmalıdır.
    Son söz: Koç Holding’in en fazla 10 yıl dayanabildiği bu stratejik sektörde biz dededen kalma gerçek çiftçiler sonsuza kadar dayanırız. Yalnız borçsuz, çoluk çocuğumuzu doyurabilecek bir standart istiyoruz.



    Yalçın Bayer

    Hurriyet Gazetesi

    31. 10. 2013


    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...n=yazarsonyazi


    Koç holdingin dayanamadığı sektörde çiftçiler elbette dayanamaz.
    Ama yürütülen tarım politikalarının acaba "Tarım ve hayvancılık gelişsin çiftçiler dayansın" üzerine mi yoksa "Tarım ve hayvancılık yok edilsin, biten sktör, tarım arazileri ve sular birilerine teslim edilsin" mi üzerine kurulu olduğunu hiç düşündünüz mü?
    Örnek mi:
    Sıfır faizle 6-7 yıllık ödemelerle 6-7 bine inekleri üreticilere verirsiniz. Hemen bir hafta sonra piyasayı ithal ete boğarsınız. Bir anda fiyatı 2-3 bine düşen inekler yüzünden bu işe gönül veren tüm üreticiler iflas eder.

  5. #229

    Esas

    Her Gün Büyüyor ve Ne Yapacağımızı Şaşırdık

    Karabük’te seraya dikilen domates fidesi 5 ayda ağaç gibi büyüyerek 9 metre kare alanı kaplaması görenleri hayrete düşürüyor.

    .............. Seraya gelenler domates fidesini böyle görünce fotoğraf çekiyorlar. Bu fide sadece tek kök. Normalde domates fidesi en fazla bir metre boyunda olur. Bu fideyi ben anlamadım ve sürekli de uzama yapıyor. Çok güzel tadı var ve sert. Bu gidişle serayı kaplayacak. Beni de merak sardı ve gece gündüz gelip bakıyorum. Neredeyse 3 ton’a yakın domates var” dedi...............
    Bölgeninsesigazetesi
    Haberin tamamı:http://www.bolgeninsesigazetesi.com/...-sasirdik.html

    http://www.bolgeninsesigazetesi.com/...-sasirdik.html

  6. #230

    Esas

    "Tarımda Avrupa şampiyonuyuz"
    23 Kasım 2013 Cumartesi 15:14
    Son Güncelleme: 20:07
    Bakan Mehdi Eker, "Türk tarımı iyi yolda. Dünya devleri ile yarışan Türkiye, Avrupa'da şampiyonluğu kimseye bırakmıyor. Türkiye, 188 ülkeye bin 663 çeşit tarımsal ürün ihraç ediyor" değerlendirmesinde bulundu
    ANKARA - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, yaptığı yazılı açıklamada, stratejik bakış açısıyla ele alınan tarım sektörünün son yarım yüzyılın en istikrarlı dönemini yakaladığını kaydetti. Uygulanan etkin ve istikrarlı politikalarla, tarımın son 9 yılın 8'inde büyüyerek dünyanın 7'nci, Avrupa’nın ise en büyük tarımsal ekonomisi olduğunu belirten Eker, bu başarının Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve OECD tarafından da tescillendiğini ifade etti.

    Tarımsal milli gelirin, 2002'de 23,7 milyar dolar iken, 2012'de 62 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Eker, tarımda kişi başı milli gelirin de bin 64 dolardan 3 bin 591 dolara çıktığını kaydetti.

    Tarımsal ihracatta da önemli başarılara imza atıldığını ve tarım ürünleri ihracatının 10 yılda 4 kat artarak 16 milyar dolara yükseldiğini bildiren Eker, "Türkiye'yi 188 ülkeye bin 663 çeşit tarımsal ürün ihraç eden bir ülke konumuna getirdik. Tarımı stratejik sektör olarak ele aldık, 83 yıldır beklenen Tarım Kanunu’nun da içinde olduğu sektörler ilgili 15 kanunu hayata geçirdik’’ ifadesini kullandı.

    Eker, tarımsal kredi faiz oranlarının düşürülerek, sıfır faizli kredi sağlandığını belirterek, cari faiz oranlarının konulara göre sıfır ile yüzde 7,5 oranında uygulandığına işaret etti. Eker, Ziraat Bankası ile Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan kredilerde de yüksek artış sağlandığını belirtti.

    Kredilerdeki geri dönüş oranının yüzde 98'ler seviyesinde olduğunun altını çizen Eker, "Çiftçimiz, üreticimiz kredisini artık tıkır tıkır geri ödüyor. Eski günler geride kaldı. Artık geliri iyi olan çiftçi kardeşlerimiz borcuna sadık. Aldığı krediyi zamanında ödemenin keyfini yaşıyor" değerlendirmesinde bulundu.

    Tarımsal amaçlı verilen hibe desteklerinin eski parayla 9 katrilyona yükseldiğini belirten Eker, son 11 yıllık dönemde çiftçilere toplam 60 milyar lira nakit tarımsal destek verildiğini vurguladı.

    Eker, çiftçilere mazot desteğinin ilk kez iktidarları döneminde verildiğini ve kimyevi gübre desteğinin doğrudan çiftçiye ödendiğini belirterek, şunları kaydetti:

    "Prim desteği verilen ürün sayısını 4’ten 17’ye çıkardık. Prim desteği bu yıl 2,4 milyar liraya çıktı. Verimlilik esaslarına göre 30 adet tarım havzası belirledik. Türkiye’de hangi bölgede, hangi üründen en iyi verim alınacağını belirleyerek, tarımın gücünü artırdık. Doğal afetlere karşı çiftçinin emeğini koruyan tarım sigortası uygulamasını ilk defa biz başlattık. Kuraklık, don ve diğer tabii afetlerden çiftçimizi korumak için sigorta poliçe bedelinin yüzde 50’sini karşıladık.

    Kırsal kalkınma hamlesini başlattık, ilk kez tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması, ambalajlanması gibi tarımsal sanayi tesisleri kuran girişimcilere yüzde 50 hibe desteğini biz sağladık. Çiftçimizin tarlada, bahçede en çok kullandığı tarımsal makine ve ekipmanlara yüzde 50 hibe desteği verdik."

    Hayvancılık kredileri hakkında da bilgi veren Eker, 2002'de 83 milyon lira olan hayvancılık desteğinin bu yıl 2,5 milyar liraya yükseldiğine dikkati çekti. Son 11 yılda 12 milyar lira hayvancılık desteği verildiğini ve hayvancılığın sıfır faizli kredi kapsamına alındığını vurgulayan Eker, son 3 yılda 200 binin üzerinde üreticiye yaklaşık 7,2 milyar liralık faizsiz kredi kullandırıldığını bildirdi.

    Eker, arazi küçüklüğü ve parçalılık sorununa karşı toplulaştırma çalışmalarına hız verildiğini belirterek, 2002 yılına kadar 41 yılda sadece 450 bin hektar arazi toplulaştırması yapılmışken, 11 yılda 4 milyon hektarın üzerindeki alanda toplulaştırmanın bitirilerek parçalı arazilerin birleştirildiğini kaydetti.

    AB ile uyum çalışmaları

    Avrupa Birliği (AB) ile uyum çerçevesinde gıda ile ilgili 100'ün üzerinde yeni yönetmelik çıkarıldığını belirten Eker, denetimlere ağırlık verildiğini ve denetçi sayısının artırıldığını ifade etti.

    Vatandaşların AB standartlarında güvenilir gıdayı tüketmesini sağladıklarını kaydeden Eker, kontrolsüz ilaç satışının önlenmesi amacıyla da reçeteli zirai ilaç satışının başlatıldığına dikkati çekti. Eker, şöyle devam etti:

    "Yerli tohumculuğu destekledik, tohumluk üretimimizi 145 bin tondan 2012 yılında 647 bin tona çıkardık. Yerlihibrit sebze tohumu kullanım oranını yüzde 10'lardan yüzde 50'lere taşıdık. Tohumluk ihracatımızı yüzde 540 artırdık, 2012 yılında 120 milyon dolar tohumluk ihracatı yaptık. Türkiye’yi tohum ihraç eden bir ülke konumuna ulaştırdık.

    Dünyanın 3'üncü büyük Bitki Gen Bankasını açtık. Su ürünlerini ilk defa destekleme kapsamına aldık, alabalık üretiminde Avrupa’da 1'inci sıraya yükseldik. Avrupa’da tüketilen her dört çipura-levrekten birisi Türkiye'den gidiyor. Ülkemizde ilk defa bir bölgenin şap hastalığından ari hale getirilmesini sağladık.

    Sürdürülebilir büyümesini devam ettiren, Tarımsal Gayrisafi Yurtiçi Hasılası 150 milyar dolara ulaşmış, tarımsal ihracatı 40 milyar doları aşmış, parçalı arazilerini birleştirerek, 14 milyon hektar alanda arazi toplulaştırmasını tamamlamış, 8,5 milyon hektarlık sulanabilir alanın tamamı suya kavuşmuş bir Türkiye temel hedefimizdir."

    http://www.dunya.com/tarimda-avrupa-...uz-209236h.htm

  7. #231
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Tarımsal Öğretimin Önemi ve Sorunları

    Prof. Dr. İbrahim Ortaş,

    Çukurova Üniversitesi, [email protected]



    Dünyanın en eski eğitim mesleğidir tarım. Yerleşik hayata geçen insan toplulukları tarım yapmaya başlamakla birlikte, bilgi ve görgülerini doğrudan gelecek kuşaklara aktarma yolu ile bir tür eğitim uygulamaktaydılar. Artan nüfus ve oluşan tarımsal üretimin depolanması konusunda yaşanan sorunlara karşılık kendi çaplarında araştırmalar ve yaratıcılıklar sergilemişlerdir. İnsanlığın 15 bin yıllık geçmişinden (Göbekli Tepe kazıları 15 bin yıl öncesine kadar) günümüze kadar tarım, toplayıcılıktan endüstriyel (biyoteknoliji-nanoteknoloji) tarım sürecine kadar önemli bir gelişme gösterdi. İnsanlığın yerleşik tarım hayatı tarihi aynı zamanda bir insanlık tarihidir.



    Artan Dünya Nüfusu Tarımsal Üretimi Zorluyor



    İlkel komünal hayattan, sanayi toplumuna kadar olan uzun süreçte, tarım, geliştirilen ilkel tarım teknikleri ile üretimi sağlamış. Sanayi devrimi ile birlikte tarımda makineli sürece geçildi, gübreleme, sulama teknikleri, tohumda ıslah çalışmaları 1900’lü yılların son çeyreğine kadar verim artışını sağlanmıştır. Ancak son yüzyılda dünya nüfusu ciddi oranda arttı ve bugün dünya nüfusu 7 milyarı aştı. Tarım topraklarının miktarı artmadığı gibi, amaç dışı kullanım nedeniyle azalmaya uğradı. Günümüz tüketim toplumlarında 7 milyar insanın günden güne gıda talebi artmaktadır. Ancak günümüz tarım eğitimi ve teknolojisi ne yazık ki tarımsal üretimi daha fazla artıramamaktadır. Özellikle ülkemizde son 10 küsur yıldır uygulanan tarım teknikleri ile buğday, mısır ve diğer bitkilerde verim artışı hep aynı kalmaktadır. Tarımda verim artışının sağlanması, önümüzdeki yıllarda artan nüfus artışının doğa üzerinde daha ciddi baskılar oluşturacağını ve yeni arayışlara neden olabileceğini gösterecektir. Günümüzde tarım,bu bağlamda epey önem arz etti.2008 yılında dünyada görülen buğday ve pirinçfiyatlarının artışı, sonrası bazı ülkelerin vakit kaybetmeden, tahıl ihracatını durdurduğunu gördük.



    Tarım Daha da Önemli Hale Gelmektedir

    Bu bağlamda tarım hep önemli olmakla birlikte,önümüzdeki yıllarda toprağa olan ihtiyaç daha da artacaktır. Birçok gelişmiş ülke,gelecekte toplumlarına yeterli gıda sağlayabilmek için Afrika'da geniş miktarda tarım arazisi satın almaktadır.

    Bu bağlamda tarım ve toprak bugün çok önemlidir. Artan gıda talebi ve fiyatlarının yüksekliği de ciddi bir mesele. Endüstriyel tarım yöntemi sonucu, ürün kalitesinin sağlık eksenli olarak sorgulanması, ekolojik tarım tekniklerinin daha derinden araştırılmasını zorunluluk haline getirmektedir. 1980’li yıllarda başlayan biyoteknoloji, tarımda halen beklenen ürün artışını sağlayamamıştır. Türkiye, tarım teknikleri, kimyasal ilaç, gübre, tohum ve enerji yönünden dışa bağımlı durumdadır. Çiftçiler, son yıllarda tarımsal üretimin pahalıya mal olmasından ve satış fiyatlarının oldukça düşük olmasından yakınmaktadır.

    Üretim artışındaki stabil durum, üretimin pahalı olması ve tarım teknikleri yönünden dışa bağımlı olmamız, ciddi eleştiri konusu olmakla birlikte, sorunun çözümüne yönelik bilim kuruluşlarının cevap verdiğini söylemek zordur.



    Tarım Eğitimi, İleri Temel Bilimler ve Mühendislik Bilgisi Gerektiriyor

    Tarım biliminin günümüzde temel bilimler ile iç içe olması, ileri hassas tarım teknikleri ve mühendislik bilgisini gerektirmektedir. İleri bilgi teknolojisi bilgisine sahip olunmadan, yeni bitki ıslah çalışmaları, tarım teknikleri, tarımsal kimyasal mekanizmalar geliştirilemez. Son yıllarda katıldığım bütün uluslararası bilimsel toplantılar, biyokimya, moleküler biyoloji, ileri düzeyde fizik ve matematiğin tarım biliminde kullanıldığını göstermektedir.Uzaktan algılama, ileri istatistik, iklim değişimleri, çevre kimyası ve mikrobiyolojisi, biyoteknoloji, nanoteknoloji, moleküler biyoloji gibi alanlardaki bilgiler kullanılarak tarımsal araştırma ve üretim yapılmaktadır. Bütün bu alanların tümü temel bilimlerin iyi kavranmasını ve inovatif yaklaşımları içeriyor. Bugün ıslah, genetik bilimi, uzay çalışmaları, gıda ve sağlık konuları çoğunlukla tarım ve tarıma dayalı alanlar ile doğrudan ilgilidir; ancakkongrelerde sunulan çoğu konuşmayı ve yayınlanan çoğu makaleyi eğitimimizin yetersizliği nedeniyle, anlamakta zorlandığımızı belirtmek zorundayım.

    Ülkemizin tarım eğitiminin çağın gereğine uygun olarak yeniden organize edilmesi kaçınılmaz görünüyor. Tarım ve gıda zinciri gibi geniş bir alanda topraktan insan sağlığına kadar olan spektrumda,konuları derinlemesine anlayacak ve kavrayacak akademik bilgiye sahip bir mühendislik eğitimi zorunlu görünüyor. Günümüz Ziraat eğitimi yukarıda belirtiğim sorunları çözmekte yetersiz kalıyor.



    Tarım Eğitimi Yıl Dönümleri Sembolik Kutlama yerine Sorunları Tartışıldığı Platformlara Dönüşmelidir



    Tarım Eğitiminin168. yıllının kutlandığı sembolik törenlerinartık ötesine geçmemiz gerekiyor. Tarım eğitimi yıl dönümünde tarımın eğitiminin sorunları ve yeni alternatif yaklaşımlar sorgulanması yapılmalı. Ayrıca geçmişten günümüze tarımın sorunlarıve tarım eğitiminin nitelikli hale getirilmesi konulu, forum ve beyin fırtınalarının yapılması gerekiyor.Tarım bilimcileri olarak, insanlığın gıda üretimi ve üretim planlanmasında sorumlu olan mühendisleri olarak, bu sorunlara artık duyarsız kalamayız.

    Tarım hep önemliydi; ancak yarın daha da önemli olacak. Artan nüfus baskısının toprak ve çevre üzerindeki olumsuz etkisi, iklim değişimlerine bağlı olarak yetersiz üretim, ürünlerin kalitesi, sağlıklı gıda üretimi, raf ömrün uzatılması için kullanılan kimyasalların toplum sağlığı üzerindeki etkisi, katma değeri artırılmış endüstriyel gıdalar gibi konuların tümü ciddi araştırma ve eğitimgerektiriyor. Geleceğe yönelik, plan program ve öngörülerin oluşturulması ve gerekli önlemlerin alınması yine, bilimselve güçlü bir tarım eğitimi ile sağlanabilir. Bütün bu sorunlar ancak tarımın ve tarımsal mekanizma ve planlamaların bilinmesi ile aşılır.



    Sürekli Eğitim Şart

    Günümüzde bilginin katlamalı olarak gelişmesi beraberinde sürekli eğitimi de zorunlu hale getirmiştir. Bu bağlamda ziraat fakültelerinin sürekli eğitime önem vermesi ve aralıklarla mezunlarını yeni bilgiler ile donatması kaçınılmazdır. Çiftçi eğitim seminerleri, yeni bulguların doğrudan çiftçiye kazandırılması ayrıca önemlidir. Doğaya açık işleyen mesleğin bilim insanlarının akademik kaygılara dayalı çalışmalar yerine somut sorun çözmeye dayalı araştırmalara yönelmesi tarım eğitiminin diğer önemli bir konusudur.

    Bertrand Russel’ın sözü örnek verilebilir: ABD’ de, “Herhangi bir çiftçinin turpu gür çıkmadıysa, Wisconsin Üniversitesi yönetimi profesörü turp üreticisine gönderir, inceleme yaptırır ve konu ile ilgili bilimsel izah alır.”Günümüz Türkiye’sinde ise Çiftçi, Tarım Bakanlığı ve Üniversite arasındaki ilişki kopuktur. Ülkemizde tarımsal yayım hizmeti yetersizliği tarımsal eğitimimizin diğer önemli bir sorunudur. Üniversite toplum ilişkisi, yayım ve teknik yardım hizmeti yapılmadığı gibi, kamuoyu tarafından da bu husustabir talep oluşmamaktadır.



    Tarımsal Öğretimin Nitelikli Geleceği Tehlikededir

    Tarım eğitimininbu bağlamda en ciddi sorunu, ÖSYM sınav sonuçlarına göre 200.000.sıradaki öğrencilerin böylesi önemli bir meslek eğitimini tercih etmeleridir. Açıkçası yetersiz akademik bilgiye ve kapasiteye sahip öğrencilerin doğal olarak geniş bir ilgi alanı olan mesleğin bir bütün olarak anlaması ve öğrenmesi de zor olacaktır. Öğrenciler ile yaptığım bazı sorgulamalarda İngilizceyi hiç bilmedikleri, bazı temel tarım kavramlarını bilmedikleri görülüyor. Son sorumluluk hepimize ait. Bu durum, ileride mesleğin akademik fidanlıklarının da zayıflamasına, ayrıca bugün birçok yönden girdi yönünden dışa bağımlı tarımımızın yarın daha bağımlı hale gelmesine neden kapı açacaktır. Uzun vadeli olarak, tarım eğitimi ve biliminin tehlike çanlarının çaldığını şimdiden görüp önlem almakgerekir. Hiç zaman kaybetmeden liseden temel bilimleri iyi öğrenmiş, akademik kavrama yeteneği iyi olan öğrencileri ziraat fakültelerine kazandıracak mekanizmalar üzerinde çalışmak zorunda.

    Bu bağlamda Türkiye’de akademik ve araştırma alt yapısı tamamlanmış uluslararası ölçekte ileri düzeyde eğitimi ve araştırma yapan bir fakülte ve üniversitemizin olması birçok yönden önemli olacaktır.



    Öneri olarak;

    1.Yeterli akademik kadroya sahip olmadan yeni Ziraat Fakülteleriaçılmamalı,

    2. ÖSYM sınav sonucuna göre,Ziraat Fakültelerinin ilk 5000 sıralamasındaki adaylara burs verilmeli,

    3.Tarım eğitimi yeniden revize edilmeli ve kaliteli eğim sürecine geçilmeli,

    4.Tarım Eğitimi Anabilim dalı kurulmalı,

    5. İleri Tarımsal Araştırma Merkezleri ve Enstitüler Kurulmalı,

    5. Bakanlıklara bağlı Tarımsal Araştırma Enstitüleri, üniversiteler ile organik bağ oluşturmalı,

    6. Üniversite, tarım teşkilatları ve çiftçi arasında sistematik yayım faaliyeti başlamalıdır.



    Sahip olduğumuz coğrafi yapı, ekolojik koşullar ve toprak yapısı yönünden gıda üretimi hususunda kendi kendine yetebilecek şanslı ülkelerin başında gelmekteyiz.Ancakbugün yukarıda belirtiğim birçok nedenden dolayı, tarımda teknoloji ve girdi yönünden dış bağlı duruma gelmiş bulunmaktayız.Ayrıca birçok ürünü de ithal ediyoruz. Bu tabloyu Türkiye hak etmiyor. Başta tarım bilimcileri olmak üzere hepimize büyük görevler düşüyor.

    Tarımın ilk başladığı, insanlığın karnını doyurarak geliştiği bu topraklarda aç kalmamak için şimdiden tarıma ve tarım eğitimine önem vermeliyiz. Öncelik tarımsal öğretimi nitelikli hale getirmek olmalıdır. Temel tarımsal araştırmalara ayrıca öncelik verilmelidir. Türkiye'nin bu konuda iyi yetişmiş tarım bilimcileri var ve bu kişiler, bu sorunun üstesinde gelebilecek güçtedirler.



    9 Ocak 2014 Adana

  8. #232

    Esas

    Sürdürülebilir tarım için su kaynakları korunmalı
    http://www.dunya.com/surdurulebilir-...li-217622h.htm

Sayfa 29/31 İlkİlk ... 192728293031 SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •