Sayfa 4/4 İlkİlk ... 234
Arama sonucu : 32 madde; 25 - 32 arası.

Konu: Kur Savaşları...

  1. #25
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    ABD tarafı Çin'in parasını dolara endeksli tutarak ihracatını ve dolayısıyla ülkesindeki istihdamı koruduğunu iddia ediyor. Tabii Çin'de sermaye hareketi külliyen yasak, kurlar çoklukla sabit ve bankalar da devletin. Faizler de sabit, devlet belirliyor. Bankalar, pasifleri Çin halkının mevduatından oluşan, aktifleri de önemli bir miktarı batık, ama devlet tarafından dağıtılan kredilerden oluşuyor. Yani hem kur hem faiz de kontrollü ve sistem sorunlu. Böyle bir ortamda sermaye hareketi kontrolü olması zorunlu! Tekrar edelim: Böyle bir ortamda ABD'nin hayal ettiği gibi Çin'de sermaye hareketi serbestisi ve dalgalı kur olamaz, sistem sorunu başlar.

    Çin de defansını şöyle yapıyor. Biz kuru dolara karşı sabit tutarak korunuyoruz ama ABD de para basarak (adı QE2) bu yolla parasının değerini düşürerek kendi ihracatını arttırıyor!

    ABD'nin kur ve ihracat gidişatının son sekiz yıldaki özeti şöyle. ABD doları son sekiz yılda yüzde 30 değer kaybetmiş bulunuyor. Buna karşılık ABD ihracatının kendi GSYİH oranı olarak büyüklüğü de (çeyrekler itibarı ile veriliyor) 2002 yılındaki yüzde 9 değerinden 2008 ortasında yüzde 13 değerine çıkıyor, ama sonra kriz ve değerlenen dolar ortamında ise düşüyor. Sonra da dolar değeri gene düşmeye başlayınca ihracat tekrar artıyor ve gene yüzde 12-13 aralığına geliyor. Yani hem ABD, hem de Çin paralarını farklı metotlarla devalüe edip, ihracatı destekliyorlar. Ancak fark ABD serbesti taraftarı, Çin'in yaklaşımı ise yasakçı! Ama bu da bir zaruret aslında.

    http://www.aksam.com.tr/2010/11/13/y..._gundemi_.html


    ++++++++++++++++++++


    Boşuna "Kur savaşları" demedik bu başlığın adına..

    Kur Savaşının altında yatan ulusların "ekmek kavgası"..

    İhracat..İstihdam..gibi yaşamsal konular..


    Bunlara aldırmıyor görünen ve "değerli Türk Lirası onurumuzdur" özdeyişini saçmalıklar literatürüne bağışlayan yöneticilerimiz, nereden gelirse gelsin her türlü paraya bağrımızı açarken günü kurtarıyorlar..

    Cari açık gerçek bir tehdit boyutuna ulaşmışken, ihracatın ithalatı karşılama oranı % 50 lere düşmüşken hala rahatlarsa (G 20 toplantısında yol gösterici laflarına bakmayın) bence tümüyle cahillikten kaynaklanıyor..

    Eğer daha da vahim bir nedene dayandırılmıyorsa..

  2. #26
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    'Kur savaşları'nda ateşkes

    Küresel krizden bu yana beşinci kez bir araya gelen G-20 ülkeleri, 'kur savaşları'na son verilmesi konusunda mutabakata vardı.

    Güney Kore'nin başkenti Seul'de gerçekleştirilen zirvenin sonuç bildirgesine, 'döviz kurlarının piyasada belirlenmesi, ülkelerin esnek kur rejimi uygulamaları ve rekabetçi rejimlerden uzak durması' yansıdı.


    http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...arinda-ateskes



    İnandınız mı?

    Siyasetçi demek, "zor durumda söz verip, arkasını dönünce bildiğini okuyan şahıs" demektir..

  3. Esas

    Boyle birseyin imkani yok, dolari imha edip kendi ihracatini destekleyip cari acigini kapatmaya calisan malak ABD icin diger ulkeler bekleyip ureticisinin olmesini saglamayacak, sadece bizim ulkemizdeki ureticiler mahvolacak, cevabi da cok acik, sicak para ekonomisi, herkes hakettigini yasar.

    Ayrica bu malak ABD doviz kuruyla cani istediginde oynuyor, millet oynayinca mi sorun oluyor, adi ustunde Malak ABD.

  4. #28
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Kur ve değerlenme

    Dünya şikayetçi, çünkü ABD QE2 adlı parasal genişleme programını uyguladığı zaman ABD sadece kendi para arzını artırmış ve sadece ABD ekonomisini etkilemiş olmuyor. ABD içinde likidite artışı ABD'nin düşük getirileri nedeniyle yurtdışına göç ederek, yani dışa doğru sermaye hareketi yaratarak, fonların gelişen ülkelerin daha yüksek getirilerine doğru yönelmesini getiriyor. Bu fonlar gelişen ülkelere girdikten sonra dolardan mahalli paraya dönüyor ve mahalli para cinsinden varlıklara yatırılıyor. Bu yatırım kamu kağıdına olabileceği gibi, bir gecelik yatırım bile olabiliyor. Böylece fonların aktığı gelişen ülkede dolar bolluğu oluyor, dolar bir miktar değer kaybediyor ve mahalli paraya yabancı talebi arttığı için de mahalli para değerleniyor.

    Bu durumda ikinci etki de gelişen ülke mahalli Merkez Bankası'nın piyasadan içeri giren dövizi satın almak zorunda kalması oluyor. Bu yapılırken de mahalli para arzı artıyor. Bu artan mahalli para arzı da sonra açık piyasa işlemleri ile ortalıktan çekilirken (buna sterilizasyon deniyor), bu operasyon mahalli faiz haddi üzerinde de yukarı doğru baskı yaparak daha fazla fon girmesine yol açıyor. Gelişen ülke mahalli Merkez Bankası da bu arada büyük miktarda döviz rezervi biriktirmiş olmakta. Kurların aşırı değerlenmesi ise bilindiği gibi gelişen ülkede cari denge üzerinde kötü etki ve baskı yapmakta.

    Şimdi, G-20 ülkelerinin anlaşamamasından hareketle ekonomi politikası konuştuğumuza göre, QE poltikasının hangi G-20 ülkelerini kur değerlenmesi açısından çok zorladığını da ortaya koyalım.

    J.P.Morgan 2010 Eylül ayında ülkelerin dış ticaret ağırlıklı reel döviz kurları endeksinin son verilerini yayınlamış. Bu ülkelerin paralarının 1990-2010 arasındaki ortalama reel değeri ile son yıldaki reel değerlerini Eylül 2010 itibarıyla hesaplamış. İktisatçı Martin Wolf'un Financial Times gazetesindeki incelemesine 2010'da hangi ülkelerin paralarının geçmişe göre değerlendiğini ve hangi ülkelerin paralarının kendi geçmişine göre değer kaybettiğini görmek mümkün. Geçmişe göre, Brezilya parası 2010 Eylül ayında yüzde 73, Endonezya parası yüzde 43, Rusya parası yüzde 39 , Avustralya parası yüzde 31, Çin parası yüzde 13 ve Güney Afrika parası yüzde 11 aşırı değerlenmiş. (Türk parası geçmişine göre aşırı değerlenmiş görünmüyor.)

    Parası değer kaybeden ülkeler ise Arjantin yüzde 27, Güney Kore yüzde 17, Birleşik Krallık yüzde 13 ve ABD yüzde 8 olarak diziliyorlar.

    Euro ve Yen'de ise değerlenme veya değer kaybetme görülmüyor.
    Analiz 2008 krizinin başlangıcından bu yana yapılırsa, Brezilya parası ve Endonezya parası ciddi boyutta değerlenme yaşarken, Güney Kore ve Birleşik Krallık parası önemli boyutta değer kaybı yaşamış bulunuyor. Kriz başından bu yana da ABD Doları başladığı yere dönerken, Japon Yeni de reel değerlenme yaşamış bulunuyor.
    Özetle dünyada büyük ekonomilerin paralarının geçmişe göre çok büyük oranda farklılaşmış olduklarını söylemek mümkün değil. O zaman ülkeler arasındaki sermaye hareketini canlandıran nedir?

    Dünyada bugün gerçekleşen, reel ve nominal olarak düşük kamu ve özel borcu olan ve hızlı büyüyen gelişen ülkelere, borç oranı yüksek ama faizleri düşük gelişmiş ülkelerden fon akmasıdır. Yani yazının başında anlatılanlar gerçekleşmeyi tam anlatıyor. Türkiye de bu tür fon alan bir ülke!

    Bu durumda gelişen ülkeler krizde başarılı oldukları için ceza görüyor olmakta.
    2010'da gelişen ülkelere sermaye akışı IIF verilerine göre 825 milyar dolara varacak. 2009'da 581 milyar dolardı. Yani hızla artıyor. Peki ne yapılması gerek? Bu noktada ülkemizde pek anlaşılmayan veya anlaşılsa da gündeme getirilmeyen bir ekonomi teoremi herkes tarafından anlaşılmak zorunda (TİM ve Mehmet Büyükekşi de artık anlasa iyi olur)

    Sermaye hareketine açık bir ülkede, ki ülkemiz 1989'dan beri sermaye hareketine açık, 'impossible trinity' teoremine göre para politikası (yani faiz) ve döviz kurunun ikisini birden kontrol etmek mümkün değil. Ya biri ya da öbürü kontrolunuzda, diğeri de piyasaya bağlı. İkisini de kontrol etmek istiyorsanız, sermaye hareketini ya yasaklayacaksınız ya da yavaşlatacak kadar 'dişlilerin arasına' kum atacaksınız!


    http://www.aksam.com.tr/2010/11/18/y...egerlenme.html


    +++++++++++++++++++++++++

    Türk parası geçmişine göre aşırı değerlenmiş görünmüyor verisine inanmak olası değil..

    Sıcak paraya önlemler konusu ilginç..

    Cari denge oranının eksi % 5.4 le gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek olan Türkiye ile ilgili sorunlar (Ne durumda? Ne yapmalı?) iyimser iktisatçılarının en önde gideni Deniz Gökçe'nin yarınki yazısında bulacağız..

  5. #29
    Duhul
    Jun 2005
    İkamet
    TÜRKİYE
    Yaş
    49
    Gönderi
    4,024

    Esas

    euro/usd 1.31 deki boşluğu kapatmak üzere aşağı süzülüyor buradan dönmesi lazım


  6. #30
    Duhul
    Oct 2008
    İkamet
    Istanbul
    Gönderi
    4,151
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Eurodaki (parite), 5 Kasimda (1.4230 da) baslayan "serbest düsüs"......bitecege benzemiyor....
    7 Haziran ve 10 Eylülden gecen destekdeyiz su anda......Kirildigi an...(eli kulaginda) 1.26 lar ve belkide 1.19/1.15 lar yine ihtimal dahilinde.
    W= Haftalik grafikde...düsen kanal bandi
    O zamana kadar Almanya euro icin yeni ve daha genis taahhütler verirse...(Weber basladi bile sinyaller vermeyede...Merkeli ikna etmesi zaman alacak gibi )belki ortalik durulabilir. Domino taslari ha bire düsmeye devam ediyor. Yunanistan, Irlanda derken...beklenen Portekizin yaninda... Ispanyada destege muhtac hale geldi. (bugünkü faiz orani....5,72% de ve cikmaya devam ediyor!)Kiyamet Fransaya gelince kopacak gibi....
    ECB... Almanyanin onayi olmadan...pek bir sey yapabilecek durumda degil.

    Valla hayatta bugünleri görecegimize inanmazdim...Euro..."ana para birimim" oldugu halde...1,37 lerde komple eurodan cikip....TL ye girdim.... Dandik paranin etkisinden kurtulmak icin...Doyce Mark'in gitmesiyle...dünyada "saglam para birimi" diye bir deyimde kalmadi....ne yazikki
    Ve...sakin YEN yada Isvicre Franki deyip...beni güldürmeyiniz.

  7. Esas

    Euro/USD ilk hedef 1.28 sonra 1.25.

  8. #32
    Duhul
    Jun 2005
    İkamet
    TÜRKİYE
    Yaş
    49
    Gönderi
    4,024

    Esas

     Alıntı Originally Posted by nerkan Yazıyı Oku
    euro/usd 1.31 deki boşluğu kapatmak üzere aşağı süzülüyor buradan dönmesi lazım

    Boşluk kapandı buradan yukarı dönmesi lazım

Sayfa 4/4 İlkİlk ... 234

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •