Sayfa 17/18 İlkİlk ... 715161718 SonSon
Arama sonucu : 138 madde; 129 - 136 arası.

Konu: Su hayattır!

  1. #129
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Bu kanunla bütün sular özelleşecek

    Yusuf Yavuz

    TMMOB, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın hazırladığı 'Su Kanunu Tasarısı' konusunda kamuoyunu uyardı: "Bu, su kanunu değil, suyun tahsisi kanunu. Geleceğimizin satışı anlamına gelen bu tasarıdan bir an önce vazgeçilmeli!"

    Dünyada 'su kısıtı' çeken ülkelerin arasında anılan Türkiye'nin yakın zamanda su fakiri ülkelerden biri olacağı belirtiliyor. Ancak bu gerçeğe rağmen Türkiye'nin sınırlı su kaynaklarının yönetimine ve kullanımına ilişkin yıllardır süregelen çok başlılık bu konudaki en büyük eksikliklerin başında geliyordu.

    BAKANLIK 'SU KANUNU TASARISI' HAZIRLADI

    Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan ve kamuoyunun görüşüne sunulan Su Kanunu Tasarısı, bu eksikliği gidermeyi amaçlıyor. Tasarının yasalaşması durumunda Türkiye'de su konusunda yetkiler tek elde toplanacak. Bir başka deyişle Türkiye'nin bütün suları Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na bağlanacak.

    TMMOB, BAKANLIĞA GÖRÜŞÜNÜ İLETTİ

    Ancak görüşlerini almak için bakanlıkça sivil toplum örgütleri ve meslek odalarına gönderilen tasarıya yönelik görüşlerle birlikte tepkiler de gelmeye başladı. Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na ilettiği 'Su Kanunu Tasarısı'na ilişkin görüşünü kamuoyuyla paylaştı.

    DEVLET KENDİ SULARI ÜZERİNDEKİ HAKLARINDAN VAZGEÇİYOR

    Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın hazırladığı tasarının su için temel bir kanun değil, 'su tahsis kanunu' olduğu görüşü savunulan TMMOB metninde; "Su Kanunu Tasarısı, ekosistemin sürdürülebilirliğini, suyun kendini yenileyebilme kapasitesini göz ardı eden, suyu toprağın bütünleyici parçası olarak görmeyen; orman içi sular, akarsular, içmesuyu kaynakları, jeotermal sular gibi hiçbir ayrım gözetmeden; tarımsal kullanım, içmesuyu gibi farklı amaçları göz önüne almayan ve su kullanım haklarını ihlal ederek hiçbir koşul gözetmeksizin su kaynaklarının tahsisi için özelleşmesi temeline dayanan ülke su politikaları doğrultusunda ortaya konan bir belge olarak düzenlenmiştir. Devlet kendi suları üzerindeki kendi haklarından vazgeçmektedir" ifadelerine yer verildi.

    IRMAK, GÖL VE YERALTI SULARI TEKELLERE SATILACAK

    Suyun ticari bir meta olarak piyasaya sunulmasının son adımı olarak özelleştirme amacına hizmet etmesi açısından yasa tasarısında suya bir 'kaynak' olarak yaklaşıldığı ve yalnızca kullanıma yönelik bir meta şeklinde ele alındığının altı çizilen metinde, "Tasarı ile 'yeraltında bulunan durgun veya hareket halindeki sular ile kaynak suyu, memba, çay, dere, nehir, ırmak, tabii ve suni göller ile geçiş ve kıyı suları' yani yeraltı sularını ve yüzeysel sularını kapsayan tüm su kaynaklarının 49 yıllığına devredilmesi, özelleştirilmesi, ulusötesi ve yerli tekellere satılması öngörülmektedir" denildi.

    'KANUN, SUYUN TAHSİSİNE ODAKLANMIŞ'

    Tasarının, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki topluma ait ülkenin tüm su varlığının en kısa yoldan özel sektöre devrini düzenleyen bir kanun tasarısı olduğu ileri sürülen TMMOB metninde, "Kanun temel olarak 'su tahsis'ine odaklanmış, diğer tüm düzenlemelerin tamamına yakını 'tahsisi' diğer bir ifade ile satışı kolaylaştırmak üzere; kıt bir kaynak olan su kaynaklarının arzı, kullanımı, dağıtımı ve kontrolü düzenlenmiştir. Suyun kullanımlar arasındaki tahsisinde sadece verimlilik standardı ölçüt olarak kabul edilmiştir. Suyun yönetiminde temel bilgi birikimini sağlayan ölçümlerin özel bilgi ve tecrübe isteyen bir iş olması ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin kapatılması sonucu bu birikimin yok olması nedeniyle bu konudaki görev için 'Bakanlık yapar ya da yaptırır' ifadesi birikim ve alt yapı bakımından belirsizdir" görüşü savunuldu.

    KURUMSAL YAPI DAHA KARMAŞIK HALE GETİRİLİYOR

    Tasarıda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve DSİ’nin görevleri arasındaki çakışmaların daha da arttırıldığı ve yetki ve sorumlulukların belirsizleştirildiği görüşü savunulan TMMOB metninde, taslağın su ile ilgili bütün yasa ve yönetmelikler gözetilmeden hazırlandığı vurgulanarak, mevcut parçalanmış kurumsal yapının daha da karmaşık hale getirildiği öne sürüldü.

    SULAMAYA SAYAÇ TAKILMASI ÇİFTÇİYİ DAHA DA FAKİRLEŞTİRECEK

    Kanun taslağında, "asgari su akışı" gibi ekolojik olarak doğru bir tanımlama olmadığı öne sürülen tartışmalı tanımlamalara yer verildiği kaydedilen metinde, "çevresel hedefler ve su kalitesi gibi suyun niteliğine ilişkin kavramlar geçiştirilmiştir. Söz konusu kanun ülkenin suyla ilgili tüm politikalarını yansıtması gerekirken, su hakları, atık sular, sınır aşan sular, doğal kaynak suları vb. pek çok konu 'kapsam' dışında bırakılmıştır. Sulama amaçlı su kuyularına otomatik sayaç okuma sisteminin takılması ile küçük çiftçinin daha da fakirleşmesine yol açılacaktır" denildi.

    TASARI HAK TEMELİNDE YENİDEN DÜZENLENSİN

    Su Kanunu Tasarısı'nın nasıl olması gerektiğine ilişkin TMMOB'un önerilerine de yer verilen metinde, "suyun gerçek ya da tüzel kişilere tahsis edilmesi, kamu denetiminden çıkarılması politik, ekonomik sorunların yanında toplum sağlığı açısından tehdit unsuru olacaktır. İleride telafisi mümkün olmayan, geleceğimizin satışı anlamına gelen bu tasarıdan bir an önce vazgeçilmeli, geleceğimiz için yaşamsal önemdeki su varlığımızın kullanımı toplum ve doğa için bir hak temelinde yeniden düzenlenmelidir" görüşüne yer verildi.

    ======================================

    Satılacak bir şey kalmayınca en sonunda toprak ve su kaynaklarımıza ölümcül darbeyi vurmya hazırlanıyorlar.
    Satılan tesisleri, fabrikaları, işletmeleri, bankaları belki yeniden kurabiliriz.
    Peki ya satılan suları ve toprakları nasıl geri getiririz? Bunları yoktan var edebilir miyiz?

  2. #130

    Esas



    suları boşa harcamayalım

  3. #131
    Duhul
    Sep 2008
    Yaş
    33
    Gönderi
    4,847
    Blog Yazıları
    37

    Esas

     Alıntı Originally Posted by Serenler Yazıyı Oku
    Bu kanunla bütün sular özelleşecek

    Yusuf Yavuz

    TMMOB, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın hazırladığı 'Su Kanunu Tasarısı' konusunda kamuoyunu uyardı: "Bu, su kanunu değil, suyun tahsisi kanunu. Geleceğimizin satışı anlamına gelen bu tasarıdan bir an önce vazgeçilmeli!"

    Dünyada 'su kısıtı' çeken ülkelerin arasında anılan Türkiye'nin yakın zamanda su fakiri ülkelerden biri olacağı belirtiliyor. Ancak bu gerçeğe rağmen Türkiye'nin sınırlı su kaynaklarının yönetimine ve kullanımına ilişkin yıllardır süregelen çok başlılık bu konudaki en büyük eksikliklerin başında geliyordu.

    BAKANLIK 'SU KANUNU TASARISI' HAZIRLADI

    Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan ve kamuoyunun görüşüne sunulan Su Kanunu Tasarısı, bu eksikliği gidermeyi amaçlıyor. Tasarının yasalaşması durumunda Türkiye'de su konusunda yetkiler tek elde toplanacak. Bir başka deyişle Türkiye'nin bütün suları Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na bağlanacak.

    TMMOB, BAKANLIĞA GÖRÜŞÜNÜ İLETTİ

    Ancak görüşlerini almak için bakanlıkça sivil toplum örgütleri ve meslek odalarına gönderilen tasarıya yönelik görüşlerle birlikte tepkiler de gelmeye başladı. Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na ilettiği 'Su Kanunu Tasarısı'na ilişkin görüşünü kamuoyuyla paylaştı.

    DEVLET KENDİ SULARI ÜZERİNDEKİ HAKLARINDAN VAZGEÇİYOR

    Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın hazırladığı tasarının su için temel bir kanun değil, 'su tahsis kanunu' olduğu görüşü savunulan TMMOB metninde; "Su Kanunu Tasarısı, ekosistemin sürdürülebilirliğini, suyun kendini yenileyebilme kapasitesini göz ardı eden, suyu toprağın bütünleyici parçası olarak görmeyen; orman içi sular, akarsular, içmesuyu kaynakları, jeotermal sular gibi hiçbir ayrım gözetmeden; tarımsal kullanım, içmesuyu gibi farklı amaçları göz önüne almayan ve su kullanım haklarını ihlal ederek hiçbir koşul gözetmeksizin su kaynaklarının tahsisi için özelleşmesi temeline dayanan ülke su politikaları doğrultusunda ortaya konan bir belge olarak düzenlenmiştir. Devlet kendi suları üzerindeki kendi haklarından vazgeçmektedir" ifadelerine yer verildi.

    IRMAK, GÖL VE YERALTI SULARI TEKELLERE SATILACAK

    Suyun ticari bir meta olarak piyasaya sunulmasının son adımı olarak özelleştirme amacına hizmet etmesi açısından yasa tasarısında suya bir 'kaynak' olarak yaklaşıldığı ve yalnızca kullanıma yönelik bir meta şeklinde ele alındığının altı çizilen metinde, "Tasarı ile 'yeraltında bulunan durgun veya hareket halindeki sular ile kaynak suyu, memba, çay, dere, nehir, ırmak, tabii ve suni göller ile geçiş ve kıyı suları' yani yeraltı sularını ve yüzeysel sularını kapsayan tüm su kaynaklarının 49 yıllığına devredilmesi, özelleştirilmesi, ulusötesi ve yerli tekellere satılması öngörülmektedir" denildi.

    'KANUN, SUYUN TAHSİSİNE ODAKLANMIŞ'

    Tasarının, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki topluma ait ülkenin tüm su varlığının en kısa yoldan özel sektöre devrini düzenleyen bir kanun tasarısı olduğu ileri sürülen TMMOB metninde, "Kanun temel olarak 'su tahsis'ine odaklanmış, diğer tüm düzenlemelerin tamamına yakını 'tahsisi' diğer bir ifade ile satışı kolaylaştırmak üzere; kıt bir kaynak olan su kaynaklarının arzı, kullanımı, dağıtımı ve kontrolü düzenlenmiştir. Suyun kullanımlar arasındaki tahsisinde sadece verimlilik standardı ölçüt olarak kabul edilmiştir. Suyun yönetiminde temel bilgi birikimini sağlayan ölçümlerin özel bilgi ve tecrübe isteyen bir iş olması ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin kapatılması sonucu bu birikimin yok olması nedeniyle bu konudaki görev için 'Bakanlık yapar ya da yaptırır' ifadesi birikim ve alt yapı bakımından belirsizdir" görüşü savunuldu.

    KURUMSAL YAPI DAHA KARMAŞIK HALE GETİRİLİYOR

    Tasarıda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve DSİ’nin görevleri arasındaki çakışmaların daha da arttırıldığı ve yetki ve sorumlulukların belirsizleştirildiği görüşü savunulan TMMOB metninde, taslağın su ile ilgili bütün yasa ve yönetmelikler gözetilmeden hazırlandığı vurgulanarak, mevcut parçalanmış kurumsal yapının daha da karmaşık hale getirildiği öne sürüldü.

    SULAMAYA SAYAÇ TAKILMASI ÇİFTÇİYİ DAHA DA FAKİRLEŞTİRECEK

    Kanun taslağında, "asgari su akışı" gibi ekolojik olarak doğru bir tanımlama olmadığı öne sürülen tartışmalı tanımlamalara yer verildiği kaydedilen metinde, "çevresel hedefler ve su kalitesi gibi suyun niteliğine ilişkin kavramlar geçiştirilmiştir. Söz konusu kanun ülkenin suyla ilgili tüm politikalarını yansıtması gerekirken, su hakları, atık sular, sınır aşan sular, doğal kaynak suları vb. pek çok konu 'kapsam' dışında bırakılmıştır. Sulama amaçlı su kuyularına otomatik sayaç okuma sisteminin takılması ile küçük çiftçinin daha da fakirleşmesine yol açılacaktır" denildi.

    TASARI HAK TEMELİNDE YENİDEN DÜZENLENSİN

    Su Kanunu Tasarısı'nın nasıl olması gerektiğine ilişkin TMMOB'un önerilerine de yer verilen metinde, "suyun gerçek ya da tüzel kişilere tahsis edilmesi, kamu denetiminden çıkarılması politik, ekonomik sorunların yanında toplum sağlığı açısından tehdit unsuru olacaktır. İleride telafisi mümkün olmayan, geleceğimizin satışı anlamına gelen bu tasarıdan bir an önce vazgeçilmeli, geleceğimiz için yaşamsal önemdeki su varlığımızın kullanımı toplum ve doğa için bir hak temelinde yeniden düzenlenmelidir" görüşüne yer verildi.

    ======================================

    Satılacak bir şey kalmayınca en sonunda toprak ve su kaynaklarımıza ölümcül darbeyi vurmaya hazırlanıyorlar.
    Satılan tesisleri, fabrikaları, işletmeleri, bankaları belki yeniden kurabiliriz.
    Peki ya satılan suları ve toprakları nasıl geri getiririz? Bunları yoktan var edebilir miyiz?

    http://gazeteciyazaryusufyavuz.wordp...raklik-kapida/



    Sularımızı yabancılara sattılar, kuraklık kapıda!


    Prof. Dr. D. Ali Ercan’dan önemli uyarı: Türkiye büyük bir kuraklık ve susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya!

    Yusuf Yavuz

    Mevsim normallerinin üstünde seyreden sıcaklıklara kuraklık haberleri de eklenince Türkiye’nin dört bir yanındaki üretici birliklerinden endişeli açıklamalar geliyor. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “yeterli suyumuz var endişeye gerek yok açıklaması yaparken, Tarım Bakanı Mehdi Eker kuraklık endişesi taşıdıklarını belirterek “inşallah önümüzdeki günlerde yağış olur” dedi. Nükleer fizikçi Prof. Dr. D. Ali Ercan ise su fakiri ülkeler arasında bulunan Türkiye’nin önümüzdeki yaz ve takip eden yıllarda büyük bir kuraklık ve susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

    Nükleer Fizikçi Prof. Dr. D. Ali Ercan, 20 Ocak günü Ankara’da kaydedilen ‘+6’ derece sıcaklığın çok büyük bir sapma olduğunu belirterek, uzun yılların istatistiklerine göre 20 Ocak’taki sıcaklığının ortalama ‘-1’ derece olduğunu dile getirdi.

    http://gazeteciyazaryusufyavuz.wordp...raklik-kapida/


  4. #132
    Duhul
    Mar 2006
    İkamet
    İsRANTbul / 34,5
    Gönderi
    16,810

    Esas

    Su hayattır!

    Sv.Mustafa ağabeyim (Serenler) topiğin başlığını kendi mesleği icabı "Su hayattır" olarak açmış...

    Bende bu bağlamdan yola çıkacak olursam yaşadığım kent İstanbul'da hayat durmak üzere diyebilirim...

    NOKTA (.)

  5. #133
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas



  6. #134
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas



  7. #135
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Konya resmen kurudu

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26914935.asp

    Suyu bilinçsizce kullanmanın, mevcut yeraltı ve yerüstü su rezervlerinin büyük kısmının binyılların birikimi olduğunu, dedelerimizden bize miras kaldığını, torunlarımıza da miras bırakmamız gerektiğini düşünmeden hesapsızca kullanılmasının hazin sonucu bir defa daha ortaya çıktı. Bu nesil büyük bir açgözlülükle ulaşabildiği her şeyi çekirge sürüsü gibi bitirdi yok etti.

  8. #136

    Esas

    22 Mart Dünya Su Günü;

    Amaç, gittikçe artan temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasıdır.

    Su vücudumuzdaki organ, doku ve eklemlerin en önemli ve temel bileşenidir. Vücudumuzdaki her organın varlığı suya bağlıdır. Vücudumuzun %75'i sudan meydana gelmiştir. Canlılar için su en önemli hayat iksiridir.

    Doğanın hayatını devam ettirmesi için de, su döngüsü ve etrafında şekillenen doğa olaylarını göz önüne aldığımızda, olmazsa olmaz madde sudur.

    İçme, kullanma ve diğer su kaynaklarının temiz ve kullanılabilir durumda kalması ve gelecek canlı nesillerine temiz ve kullanılabilir şekilde aktarılması canlıların hayatını devam ettirebilmesi için en önemli konudur.

Sayfa 17/18 İlkİlk ... 715161718 SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •