|
|
Sv.serenler'in sohbet arasında Bankaların çiftçi kredisi adı çiftçileri birbirine kefil yaparak adeta tüm köyü iflas ettirmesi tespiti benim açımdan en çarpıcı bölümdü..
Evet sayın AUDİ bankaların asıl amacı, verilen krediyi geri almak değilmiş maalesef, çiftçinin aldığı krediyi ödeyememesi ve toprağını böylece elinden almasıymış...Buna inanmakta zorluk çektim...
Tarım ve hayvancılık böylece yok ediliyor
Oysa önümüzdeki yüzyıllarda savaşlar su ve gıda için olacak...
kaçıranlar bu linkten izleyebilirler programın tamamını
http://tvarsivi.com/player.php?y=25&...-19%2011:17:00
ilk 30 sn reklamdan sonra başlıyor program.
Forum kurallarını okumak için tıklayınız
Bunları yapmayınız okumak için tıklayınız.
Forumun Altın Kuralı : Forumda okuduğunuz bilgileri fikir vermesi amacıyla ve mantık süzgecinden geçirerek değerlendirin. Hiç kimse sizi tanımadan size para kazandırmak heveslisi değildir. Hayatta karşılaşmadığınız ve adını soyadını dahi bilmediğiniz bir kişinin tavsiyesi ile senet almaya kalkışmayın, sonu %99 hüsran olacaktır..
Not: Forumumuzda dini ve siyasi ile futbol taraftarlığı yazıları kabul edilmiyor.
Forumumuz yeni adresinde eski gelenek ve kurallarıyla yoluna devam edecektir. Lütfen üyelik kaydınızı yapınız:
http://www.hisse.net/topluluk/register.php
Eline, diline sağlık Mustafa kardeşim.
Hepinize güzel ilgi ve destekleriniz için teşekkür ediyorum.
Bugün proğramı seyrettiniz. Anladığım kadarıyla sanırım beğendiniz de. Hepinize bu konuda teşekkür ederim.
Seyrettiniz de olayın bir de kamera arkası var tabii ki. Asıl ilginç olanı da bence bu. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum:
Bugün günlerdir gerçekten ağır bir konu olan tarım ve sulama konusunda uykusuz ve stres içinde hazırlandığım proğramı sunmaya çalıştım. Hatta acaba şu mu eksik, bunu mu atlarım korkusuyla epeyce gerildim. Öyle ya en başta yakınlarım, oğlum, eşim, ailem, Hisse Net'teki dostlarım, TOPRAKSU'dan mesai arkadaşlarım, Tarım Bakanlığındaki çalışanlar, üniversitedeki değerli hocalarım, çiftçiler, 2400 sulama kooperatifi yöneticisi, sulama birliği yöneticileri ve Türkiye genelinde yüzbinlerce kişi canlı yayında izleyici olacaktı. İtiraf etmek gerekirse bu oldukça ağır ve üzerinden kalkılması ağır bir sorumluluktur.
Bu da doğal olarak üzerimde oldukça stres ve gerilim yükü oluşturdu. Proğramın en zor bölümü olan giriş bölümünde oldukça heyecanlandım da tabii ki. Bu sıkıntımı önceden başta yapımcımla, forumda da sevgili Yağmur'la olmak üzere bazı dostlarımla paylaştım. Kendileri sağolsunlar bana bu işi başaracağım konusunda epeyce moral destek verdiler. Burada yeri gelmişken onlara tekrar teşekkür etmek istiyorum.
Yapımcımız Çetin Ünsalan bey değerli bir uzmanımızın öneri ve uyarısı sonucu proğram için beni 1 ay kadar önce aradı.
Konu hakkında yarım saat kadar görüştük. O görüşmede Çetin beyin konuya oldukça hakim değerli bir insan olduğunu fark ettim. Ayrıca haberci ve ekonomi uzmanı. Tabii algı gücü de oldukça yüksek biri.
Sohbetteki görüşme sonucu bu konuların ülkemiz için çok önemli olduğunu, mutlaka duyurulması ve gündeme gelmesi gerektiğinden hareketle hemen proğram yapmamızın mümkün olabilip olamayacağını sordu.
O anki haleti ruhiyemle bu işin oldukça ağır olduğunu kendimi bu iş için hazırlamam gerektiğini, değindiğim konuları kamuoyuna açıklamadan önce mutlak tekrar araştırıp çek etmem gerektiğini söyleyerek biraz zaman istedim. Konu hakkında yaklaşık bir aydır tekrar hazırlık ve araştırmalar yaptım. Meslekdaşlarımla, konuyla ilgili üniversitedeki hocalarımla, sulama konusunda çalışanlarla, sulama kooperatifleriyle uzun görüşmeler yaptım. Geçen hafta bugün proğramda örnek gösterdiğim kooperatiflerden biri olan Nallıhan Bozyaka kooperatifine ve sulama sahasına ziyarete gittim. Neticede bildiğim doğruların değişmediği ortaya çıktı.
Tüm hazırlıkları tamamladıktan sonra bildiğiniz gibi bugün proğram sunumunu gerçekleştirdik.
Proğramda süre 45 dakika olmasına rağmen tüm sorunları ele alamadık. Değinmek istediğim birçok konuya ya zaman kalmadı, ya da konuya hiç giremedik.
Konuya ilerki günlerde devam edeceğiz. Konuşulacak daha çok şey var.
Proğramın bittiği andan itibaren çok yoğun bir telefon trafiği başladı, gün boyu telefonum susmak bilmedi. Sağolsun konuya ilgi duyanlar tebrik ve teşekkürlerinin yanısıra konuyla ilgili istek ve görüşlerini dile getirdiler.
Dedim ya bu konu ülkemizin en önemli dertlerinden biri.
Eğer toprağımızı ve suyumuzu da kaybedersek bu defa gerçekten çok şeyi kaybetmiş olacağız. Satılan bir bankayı, sanayi kuruluşunu, telekomu vb. bir unsuru yeniden belki kurabilirsiniz yerine başka bir kurumu ikame edebilirsiniz. Ama toprak ve suyun başka alternatifi yok. Bunları satarsanız veya kötü kullanım sonucu vasfı kaybolursa yerine başka bir şeyi koymanızın imkanı yok.
Bu durumda artık herşeyinizi kaybetmiş duruma düşersiniz.
Yani bu konu gerçekten hassas bir konu.
İsrail ve Suriye'nin 30 yıldır ama açık ama gizli savaşının altında yatan asıl nedenin bizim herhangi bir köyümüzden çıktığı kadarlık Golan tepelerinden çıkan bir avuç su için olduğunu unutmayalım.
En başta sevgili oğlum, eşim yakın arkadaşlarım olmak üzere hepinize hassasiyetleriniz ve destekleriniz için tekrar teşekkür ediyorum.
Zamanlamayı ayarlayamadığım dan TV de izleme fırsatı bulamamıştım ama ekteki linkten izleme fırsatı buldum. http://tvarsivi.com/player.php?y=25&...-19%2011:17:00
Sulama hakkında biraz bilgim vardı, ABD gibi bir ülke su yönetimin Pentagon'da olması ve bizim ülkemizde ise herhangi bir kurumun denetiminde olmaması daha doğrusu denetimsiz olması korkunç derecede dehşet verici bir olay. Bu topiğin başlığı SU HAYATTIR..su olmazsa hayat olmaz çok basit ama genede ne kıymet bilmez insanlar olduğumuz gerçeği bir daha yüzümüze çarptı...
Bende narenciye işiyle uğraşan bir insan olarak bazı hatalarımın farkına vardım sanırım bundan sonra bu hataları tekrarlamayacağım, Mustafa abime de bu vesileyle sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Mustafa abi başlarda biraz tutuk ve heyecanlıydı ama zaman ilerledikçe daha akıcı ve güzel bir sunum yaptı, bu çok faydalı programdan sonra yenilerini sabırsızlıkla bekliyoruz.