Sayfa 162/172 İlkİlk ... 62112152160161162163164 ... SonSon
Arama sonucu : 1369 madde; 1,289 - 1,296 arası.

Konu: Maillerimize gelen Guzel hikayeler...

  1. #1289
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    LÜTFEN BU MAİLİ HERKESE GÖNDERİN!


    Sual: Birçok mailde, bu maili, şu kadar kişiye gönderin gibi ifadeler oluyor. Özellikle bayanlar arasında çok rağbet görüyor. Mesela deniyor ki:

    1- Gönderirseniz bir mucizeyle karşılaşacaksınız, göndermezseniz başınıza şu felaketler gelir.

    2- Şehitlerimiz için Fatiha zinciri oluşturuyoruz, bu maili alan herkes 3 Fatiha okusun ve bu maili 3 kişiye göndersin.

    3- Bu iletiyi aldıysan, artık siz de salevat zincirinin bir parçası oldunuz demektir. Şimdi, yapmanız gereken, 5 salevat getirmek ve bunu en az 20 kişiye göndermektir.

    4- Allah hiç bir zaman yanıltmaz, Allah’ın isimlerinin yazılı olduğu bu mesajı 9 kişiye gönderirseniz, yarın güzel haber alırsınız, eğer göndermezseniz şanssızlık 9 sene peşinizi bırakmaz. Ertelemeyin, bunlar Allah’ın isimleridir. Allah’ın adı geçti, artık göndermek zorundasınız.

    5- Resulullahı rüyada gördüm bunu herkese duyurun! Duyuran şu nimetlere kavuşur, inanmayan belalara maruz kalır.

    6- Bu duayı 7 kapıya dağıtanın muradı hâsıl olur, inanmayan ise musibete uğrar. 1251 yılında birinin eline geçirmiş, 7 yapıya dağıtmış, zengin olmuş. Sonra bir fakirin eline geçmiş, inanmamış, evi yanmış ve çocuğu ölmüş.

    7- Bu mail 13 kişiye gönderilirse 13 gün sonra murada kavuşulur. Gönderilmezse başa şu belalar gelir.

    8- Bu maili şu kadar kişiye göndermek milli ve dini bir davadır. Göndermeyen bizden uzak olur.

    9- Lösemi hastası olan kızımın ilaç parası için yardıma ihtiyacım var. Lütfen yardım edin ve bu maili herkese gönderin. Bu maili başkalarına iletmeyenlere yazıklar olsun!

    10- Yakında bazı mail adresleri paralı olacak, ancak bu maili şu kadar kişiye gönderirseniz o zaman sizinki ücretsiz olacak.

    11- Bu maili ileten herkes için Microsoft, 245 Euro verecektir. Ne kadar çok kişiye gönderirseniz, o kadar çok para kazanırsınız.

    12- Bir hacker rekor için Türkiye'deki bütün kullanıcıların adreslerini imha edecektir. Sakın listenize rea adlı bir msn adresi kabul etmeyin! Listenizden biri kabul ederse siz de hacklenirsiniz. Sakın kabul etmeyin ve bu maili herkese gönderin!

    13- … diye bir mail adresi sizi eklerse sakın kabul etmeyin! Bu virüs Meksika üzerinden yayılmıştır. Son 2 günde 5000 kişinin Messenger’ına girerek, bilgisayarlarını çökertmiştir. Bu maili herkese gönderin!

    14- Virüs tuzakları, dur durak bilmiyor. Yine bir mail zinciriyle yeni bir virüs, bilgisayarlara dadandı. O yüzden sakın bu maili açmayın! Bu uyarıyı bütün sevdiklerinize gönderin!

    15- Bütün hastaneler Türkiye’nin her yerinden ulaşılabilen tek bir telefon numarasında birleştiler. Bu telefonu aradığınızda, en yakın ambulans, olay yerine gönderiliyor. Sizin ihtiyacınız olmasa bile, sevdiklerinize bir gün lazım olabilir.

    16- Bu maili herkese gönderip, linkteki ankete katılmazsanız vebal altında kalırsınız.

    Böyle mailleri herkese göndermek mi gerekir?

    CEVAP

    Hayır. Bunları göndermemekle kimse vebal altına girmez. Aksine, göndererek bunlara alet olmak, bizi vebal altında bırakabilir. Milli ve dini dava denen mailleri çok kimseye göndermekle, kimse yapacağı işten vazgeçmez. Anketler de böyledir. Yardım isteyen mailler de genelde yalan çıkmaktadır.

    Bunların hepsinde, çeşitli menfaatler veya art niyetler vardır. Özellikle dini içerikli olup, göndermezseniz başınıza felaketler gelir denen mailler, misyonerlerin daha önce mektup yoluyla yaydıkları Şeyh Ahmet Vasiyetnamesi türünde hurafelere benziyor.

    Mucizeyle karşılaşacaksınız diye gönderilen maillerin ne kadar cahil kişiler tarafından yazıldığı meydandadır. Mucizeler, sadece Peygamberlerde görülür. Mucize kelimesini başka anlamda kullanmak yanlıştır.

    Fatiha veya salevat zinciri oluşturuyoruz demek de uygun değildir. Herkes istediği kadar okuyabilir. Okumak ve insanlara göndermek için, belli bir sayı tayin etmek, bid’atlerin ortaya çıkmasına ve yayılmasına sebep olur. Allah’ın ismi geçti diye de göndermek gerekmez. Bilakis göndermemek gerekir. Allahü teâlânın ismini böyle işlere alet etmek çok çirkindir.

    Herkese gönderin denen bütün bu maillerde, siyasi veya maddi menfaatler de vardır. Bu tür mailleşmelerle, mail adreslerinin reklâmı yapılıp, spam mail arayanlara, mail adresi de bulunmaya çalışılıyor. Mesela, bir mail adresinin 10 Ağustos 2005’te ücretli olacağı söylendi, ücretsiz kullanmak için, bu maili şu kadar kişiye gönderin dendi. Bu tarih geçtikten sonra her sene, aynı mailler, farklı tarihler verilerek gönderilmeye devam ediliyor. Bunların ve mail gönderdikçe para kazanacaksınız denilen maillerin de yalan olduğu ve altında çeşitli menfaatlerin olduğu meydandadır.

    Bu tür mailleri hiç kimseye göndermemeli, zaten çoğunda yalan yanlış bilgiler bulunuyor. Bunları hemen silmeli, imha etmelidir. Sözümüzü kabul edecek biriyse, bize göndereni de ikaz edip bunlara alet olmamasını söylemelidir!

  2. #1290
    Duhul
    Mar 2004
    İkamet
    Ankara
    Gönderi
    3,641

    Esas

    *BİN AYNALI ODA*
    Çok uzaklarda bir yerlerde, bir tapınak varmış. Bu tapınakta bir
    oda bin ayna ile kaplıymış. Bir gün, nasıl olmuşsa, bir köpek tapınakta
    kaybolmuş ve bu odaya gelmiş. Kendinden bin tane birden görünce düşmanı
    zannettiği görüntülere karşı havlamaya başlamış. Bu havlamalar ve dış
    göstermeler kendisine bin katı geri dönüyormuş. Köpek daha da
    saldırganlaşmış. Gittikçe kontrolden çıkmış ve sonunda, öfkeden oracıkta
    ölüvermiş.
    Bir süre sonra başka bir köpek daha tapınakta kaybolmuş ve aynı
    aynalı odaya gelmiş. Bu köpek de diğeri gibi etrafının bin tane köpekle
    çevrili olduğunu sanmış. Sevinç içinde onlara doğru kuyruğunu sallamış ve bu
    ona bin adet neşeli kuyruk sallaması olarak geri dönmüş. Köpek mutlu ve
    cesur bir şekilde tapınaktan çıkış yolunu bulmuş.
    *Diğer insanların içindeki güzellikleri görüyorsanız, kendi
    içinizdeki güzelliği keşfetmişsiniz demektir. *

  3. #1291
    Duhul
    Mar 2004
    İkamet
    Ankara
    Gönderi
    3,641

    Esas

    Çok güzel bir ders!

    Amerika'da bir üniversitede, profesör derse şöyle başlamış :
    " - Düşünün ki bugün dünyanın son günü. Yarın bu saatte her şey bitecek.
    Kurtuluş şansınız yok. Bugün ne yapardınız?... "
    Tüm öğrencilerden birçok değişik cevap gelmiş :

    - İbadet eder, Tanrıdan günahlarımı affetmesini dilerdim.
    - Tüm sevdiklerimle vedalaşırdım.
    - Ailemle zaman geçirirdim.
    - Anneme veya babama giderdim.
    - Arkadaşlarımla yarım saat eski günlerdeki gibi basket oynardım.
    - Barbekü partisi yapardım.
    - Tüm sevdiğim yemekleri son bir defa yerdim.
    - Yatar uyurdum.
    - Ormanda son defa dolaşırdım.
    - Güneşin doğuşunu ve batışını son defa seyrederdim.
    - Akşam yıldızları seyrederdim.
    - En sevdiğim yemeği hazırlar, tüm sevdiklerimi akşam yemeğe davet ederdim.
    - Piknik yapardım.
    - Hayatta en çok gitmek istediğim yere gider, orada ölümü beklerdim.
    - Jet uçağına binerdim.
    - Üzdüklerimi arar, özür diler, beni affetmelerini isterdim. vb.
    *****
    Hoca bütün hepsini tahtaya yazmış. Sonra gülerek sınıfa dönmüş ve demiş ki :
    " - Bunları yapmak için dünyanın son günü olması şart mı?.. "

  4. Esas

    Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yaşanmıştır.

    Olay Alfred Hitchcock'un meshur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici. Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız?

    Kendisi Bünyan'li olmayan, politikayla uğraşmis ve halen Kayseri'de
    yaşayan işadamı, Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde,
    bir benzin istasyonuna girer. Lokantaya oturur ve orada kalabalık
    toplulukla birlikte bir ufak rakı içer. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için, lokantadan çıkar. Ancak dışarısı hem zifiri karanlik hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası baslamıştır.

    Benzin istasyonuna yaklaşık 300 metre mesafedeki, Bünyan'a dönüs yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip Bünyan'a ulasma derdindedir. Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir kaç adım ötesini bile görememektedir. Gelip geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farıni fark eder.

    Arabanin, tam önünde yavaslamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve
    arabaya biner. Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister.

    Ama o da ne? Araba da kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse yok.
    Birden paniğe kapılır. Korkuyla, hemen arabadan atlayıp oradan kosarak
    uzaklasmak ister ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizleri baglanmış, hareket edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja dogru yaklaşır. Adam dua etmeye baslar. Tüm günahlari için tövbe eder. Arabayı durdurması için Allaha yalvarır.

    Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak, sert
    virajdan arabanın dogru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece
    yaklaştıkça, Allah'a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de
    bir el dişarıdan uzanır direksiyonu çevirir.

    Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır. "Ya Allah
    koru beni..." deyip kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan
    dişarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine
    gelir. Defalarca üç Kulfu-bir Elham okuyarak, Bünyan'a yürüyerek
    ulaşırr ve bir kahvehaneye girer. Üstübaşı ıslak ve şok haldedir.
    Kendisini tanıyanlar hemence sobanın başına alırlar. Eline bir çay
    verirler. Bir müddet sonra kendisine gelir. sesi tireyerek, başına
    gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak
    istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk
    taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir
    sessizlik olusur.

    Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki
    kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada,
    gelenlerden birisi, diğerine şunları söyler :
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    - Baksana, şu sobanin başında oturan geri zekalı, bizim araba yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binip-inen kişi değil mi?



    ALINTIDIR

  5. #1293

    Esas

    İNSAN VÜCUDU HARİKA / THE HUMAN BODY

    http://www.vimeo.com:80/6505158

    Müthiş bir animasyon...
    Sonuna kadar mümkünse büyük ekran (sağ alttaki simgeye tıkla) izleyin...

  6. #1294
    Duhul
    Jan 2009
    İkamet
    İzmir
    Yaş
    51
    Gönderi
    19,321
    Blog Yazıları
    45

    Esas

     Alıntı Originally Posted by ASPİRİN Yazıyı Oku
    İNSAN VÜCUDU HARİKA / THE HUMAN BODY

    http://www.vimeo.com:80/6505158

    Müthiş bir animasyon...
    Sonuna kadar mümkünse büyük ekran (sağ alttaki simgeye tıkla) izleyin...
    Gerçekten de müthiş hocam, aslında vücudumuzda o kadar çok harika şey var ki bu harika animasyon bile bizi dehşetler içinde bırakıyor.

  7. Esas

    90 Saniyede Ortadoğu Tarihi

    http://www.mapsofwar.com/ind/imperial-history.html


    sürükleyici

  8. #1296

    Esas

    MÜkemmel Bİr Yazı

    Düşümde Tanrı ile konuştum.
    "Demek benimle görüşmek istiyorsun?" diye sordu Tanrı
    "Eğer zamanın varsa." dedim.
    Gülümsedi,
    "Benim zamanım sonsuzluktur." dedi.
    "Ne sormak istiyorsun bana?"
    "İnsanoğlunun seni en çok şaşırtan davranışlarını."
    Tanrı şöyle cevapladı sorumu:
    "Çocukluktan sıkılırlar, büyümek için acele ederler
    ve sonra çocukluklarını özlerler.
    Para kazanmak için sağlıklarını kaybederler
    ve sağlıklarını geri kazanmak için para verirler.
    Gelecekten endişe ederken bugünü unuturlar,
    böylece ne bugünde ne gelecekte yaşarlar.
    Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar, hiç yaşamamış gibi ölürler."
    Bir süre sessizce oturduk, sonra tekrar sordum:
    "Bize vermek istediğin hayat dersleri var mı?"
    Tanrı bir gülümseme ile yanıtladı sorumu:
    "Kimseye kendinizi sevdiremezsiniz,
    yapabileceğiniz kendinizi yalnızca sevilmeye bırakmak."
    "Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın."
    "Zengin bir insan hayatta en çok şeye sahip olan değildir,
    en az şeye ihtiyacı olandır."
    "Sevdiğiniz insanları bir kaç saniyede yaralayabilirsiniz,
    ama yaralarını iyileştirmek yıllar alır.
    "Affetmeyi, affederek öğrenirsiniz."
    "Sizi çok seven insanlar vardır, ama duygularını nasıl
    ifade edeceklerini bilemeyebilirler."
    "İki kişi aynı şeye bakabilir ama farklı şeyler görebilir."
    "Bazen başkaları tarafından affedilmek yetmez,
    siz kendiniz de kendinizi affetmelisiniz."

Sayfa 162/172 İlkİlk ... 62112152160161162163164 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •