3. Dünya Savaşı

[palasarte]

TCMB operasyonu başarılı olabilir mi?

Operasyonun başarılı olabilmesi bir tek şarta bağlı: Avrupa'dan olumlu sinyaller gelmeli. Yoksa, yabancı yatırımcı, spekülatör vs için, "yolcudur abbas, bağlasan durmaz".

Şimdi yabancı gözlüğü takalım ve Türkiye'ye bakalım. TL bazında yatırım yapılabilir bir ülke. Faiz oranları fena değil, borsada da durum, ehh.. Ama tek problem var, yaptığınız yatırım, yabancıların hızlı çıkışı ve bunun sonucu kur artışı ile negatif bir getiriye dönüşebilir.

Bu durumda Türkiye'de kalmak veya yeni yatırım için, kur riskine karşı ya ilave prim ya da kurun artmayacağına dair garanti istersiniz (geçmişte yabancılara bu tip örtülü garantiler verilmiştir). Beklentiniz, ya faizlerin risk primini içerecek şekilde yükselmesi ya da kurun baskı altına alınmasıdır. Kuru baskı altına alcak şey ise, daha çok sıcak para gelmesi (ilave risk primi ile olur), ithalatın düşmesi, yatırımların azalması (faizlerin artması burada da yardımcı olur) vs vs'dir. TCMB'nin döviz satması değil. Çünkü herkes biliyor ki; bu konuda cephane sınırlı. bir yerden sonra satılmayacak. Ama bu durumun yabancıyı rahatlatan bir yönü de vardır: Türkiye'den hızlı çıkış halinde, çıkış kapısında sıkışma olasıdır. Ama TCMB döviz satmaya başladıysa, hem de hacimli, sıkışma ihtimali düşer. Bu, onlar için avantajdır. Ben yabancı olsam, çıkış düşünüyorsam, TCMB'nin hacimli sattığı bu günleri daha fazla düşünürdüm (ama TCMB de akıllı davranıyor. 1 milyar gösteriyor 300 satıyor vs.).

Sonuç: basma yetkiniz olmayan bir para ile durumun içerisinden çıkabilmek zordur. Basma yetkiniz olana yönlenmek daha doğru yol olabilir. Ama bunun için de çok geç oldu. şimdi şu andan itibaren faiz arttırmak, pes etmek olacak ve TCMB güvenini zedeleyecektir.

Daha önce de değindiğimiz gibi, bu, Kasım'da yapılmalıydı. Munzamlarla oynamak yerine faizlerle oynanmalıydı. KAdeme kademe artışlar ile hem enflasyonla hem de cari açıkla mücadele verdiğiniz imajı çizerdiniz, hem de dövizde, sizin istediğiniz sınıra kadar gelirdiniz. Gelmiyorsa, küçük küçük döviz satışları/alışları ile bunu desteklerdiniz. Karma güzel bir sistem olurdu. Ve yabancı da istediği risk primini aldığını düşünüyorsa, kalırdı ve hatta pozisyonuna ilaveler yapardı.

Faiz, uzun zamandan beridir, öcü muamelesi görüyor. Halbuki faiz, kendi para birimi ile sınırsız para basma yetkisine sahip olduğu için, bir merkez bankasının en büyük silahıdır.

Hocam sizin öngörüler bir bir tutuyor. sizin dediğiniz yerlere geliniyor. şu an merkez bankası faiz ve döviz satışı yoluyla dengeleme yapıyor gözüküyr.

[palasarte]

Bunu da 11.Haziran.2011'de yazmışız.

Bu yazdıklarımıza göre;

Lehman'ın batırılması 1. denemeydi. Ve olumlu sonuç vermedi. Veya bu yolla mevcut duruma yol açıldı.. şimdi 2. denemede sıra. Bir Avrupa ülkesinin veya bankasının batışı.

Operasyon gayet basit: Yunanistan'ın fişi çekilir. Avrupa'da bankalar arası güven bunalımı, likit problemi baş gösterir. Arkasından 1-2 banka, ve sonrası 1 ülke daha vs vs.

Herşey Sarkozy ve Merkel'in elinde. Bu 2. operasyonu durdurursa onlar durduracak. Ya da fiş çekilecek.

Eğer durdururlarsa (plana tam ikna olamamak, Çin'in onları iknası vs gibi sebeplerle), plan bozulacak ve AB, ABD'nin de güvenini kaybedecek. Kartlar yeniden dağıtılacak.. Süreç böyle gelişirse ABD, kredi kuruluşları aracılığıyla bu defa Avrupa'da başka bir ülkeyi hedefe alabilir. Ama, bu oyunu tek başına sürdürmesi de hiç kolay olmaz.

hocam şu an bu senaryo mu devrede

[palasarte]

üstad niye son yazı ile bu topiki bitirdiniz anlayamadık.şahsıma ben çok bilgileniyor ve dünyada yaşananları farklı gözlükten görüyordum. bu forumlarda ıvır zıvır yazanlar baştacı edilirken sizin topik pek ilgi çekmedi sanırım.ona mı kızdınız. ama bakarsanız televole programları her zaman siyasi ekonomik entelektüel programlardan daha fazla rayting alır. ona takılmaın derim. malesef halkımız kendine yarınki endeks ve hisse destek dirençleri verenleri daha fdazla tercih ediyr.halkımız popüleri bilimselden daha fazla tercih eder.

[palasarte]

Türkiye Genel resminin söyledikleri;

MB'nin munzam artışlarının pek bir fayda getirmeyeceğini, çeşitli forum ortamlarında, belki de 3-4 ay önce belirtmiştik. %100 faizlere alışmış bir neslin, gelişmiş ülkelerdeki gibi, 1 puanlık artışlardan etkilenmesi söz konusu olamazdı.

Bizim ekonomistlerimizin temel sıkıntısı, çeviri ekonomisti olmaları. Kendi ülkesinin şartlarını bilmemeleri. Yurt dışından çeviri ile çokca vakit harcadıkları için, oralardaki %1 lik faiz artışlarının ekonomiyi nasıl frenlediğini iyi bilirler. Ama bu, bizim gibi gelişen ekonomilerde pek sökmez.

Gelişen ekonomilerde halkın yıllardır bastırdığı gereksinimleri vardır (ev, araba vs gibi). Ve bu ülkelerde nüfus sürekli büyür. Her yıl yüzbinlerce evlilik olur ve yeni evler açılır. Bu ülkelerde talebi frenlemek çok güçtür. Doymamıştır ve genç bir nüfusa sahiptir. Bu tip ülkelerde %1 lik faiz artışları talepleri frenleyemez. Brezilya da bizdeki gibi sinyaller veriyor. Geri dönmeyen kredilerde sürekli artış var. Çünkü halk düşük faizleri bedava para gibi kabul ediyor.

Bir de bankaların bir tricki var. Size faizi aylık söylerler, yıllık değil. Aylık %0,9 derler. Bu faiz sonra % 0,95'e çıkar ve siz "hmm pek de artmamış..kullanacağım" dersiniz. Geçmişte %5'lerle kullanmışsınızdır.

3-4 ay önce söylediğimiz şeyler, bugün İş yatırım genel müdürü tarafından da söylenmiş: " Faiz arttırımı tek seçenek " diye. Bu durumu bozabilecek tek şey; Avrupa tarfının batmasıdır. Diğer tüm parametrelerde, faiz arttırılacaktır. Bu da, iskontolamada paydayı arttıracağından, tüm varlık değerlerinde düşme yaratacaktır.

adam haziranda bunları yazmış.daha ne denir? sn karazeybek keşke devam etsneiz.