Sayfa 11/11 İlkİlk ... 91011
Arama sonucu : 85 madde; 81 - 85 arası.

Konu: Cari Açık nereye kadar problem olmaz ?

  1. #81
    slck Guest

    Esas

    Koç Finansal Hizmetler Başekonomisti Cevdet Akçay, vergiyi tabana yaymamış bir Türkiye`ye yabancı sermayenin ikinci dalgasının gelmeyeceğini, bu ikinci dalganın gelmemesi halinde de cari açığın ciddi problem olacağını söyledi. Akçay, cari açığın bile vergi reformuyla büyük ilgisi olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti: `Türkiye eğer vergi düzenini adam gibi oturtamazsa, orta uzun vadede cari açıkla ilgili hiçbir şey yapamaz. Vergi reformunu düzeltmemiş, vergiyi tabana yaymamış, vergi oranlarının düşürülmediği Türkiye`ye yabancı sermayenin ikinci dalgası gelmez. İkinci dalga gelmezse de cari açık ciddi problem olur.`` Türkiye`de orta uzun vadede önlemlerin hep göz ardı edildiğini ifade eden Akçay, sorunlar kısa vadede düzeltilmek isteniyorsa, orta uzun vadeyle ilgili doğru kararların alınıp buna göre sinyaller verilmesi gerektiğini vurguladı. Şu anda bu yönde bazı şeylerin yapılmaya çalışıldığını, ancak bunun yeterli olmadığını savunan Akçay, `Özellikle vergi reformu tarafında çok kuvvetli, çok sağlam gitmek lazım. Vergi tabanını yaymak bence oy kaybettiren değil, oy kazandıran bir şey`` diye konuştu. Akçay, Türkiye`nin artık rakamlarla ilgili pek problemi kalmadığını, ancak rakamların kalitesinin, mali gelirlerin kalitesinin hala çok düşük olduğunu söyledi. VERGİ ADALETSİZLİĞİ


    Vergi gelirlerinin yapısının da çok kötü olduğuna dikkat çeken Akçay, `Vergi adaletsizliği diz boyu. Bunların hepsi yabancı yatırımcıları çok fena bezdiren şeyler. Yabancı yatırım, böyle bir ortama gelmez. Servis sektörlerine gelir, hazır zaten... Ama Çorum`a, Tokat`a gelip fabrika kurup mal üretmesi çok zor. Yerinden yatırımın gelmesi için reform sürecinin tamamlanması lazım`` görüşünü dile getirdi.

  2. Esas

    yawww bunlarında işi vergiden indiregandi yapmak!

    walla bu dolar böyle giderse yedik aywayı!!!

    heee tersi de olsa yedik aywayı !!!

    yani her durumda yedik aywayı!!!

    japonların zamanında kendi içinde düştükleri makro ekonomi kitaplarında ders olarak anlatılan durum gibi bir durum içindeyiz...

  3. Esas

    ama bu iş en çok enerji şirketlerine yarıyor... 2008 insani olmayan karlar açıklayacaklar...

  4. Esas

    Özelleştirmeler, aslında büyük planın bir parçası. Seneler boyunca yöneticiler, seçilmişler, atanmışlar, idareciler bir "global güç" tarafından yolsuzluk, rüşvet ve verimsizliğe itiliyor; kamu kurumları, kimsenin inkar edemeyeceği derecede, köhneleşiyorlar. Asıl sahipleri olan halkın öfke odağı haline geliyorlar. Bunları "tek parça haline" satıp kurtulmanın en iyi çare olduğuna inandırılıyorlar. Bu fikirler uzun yıllar içinde beyinlere kazınıyor.

    Şimdi gelelim işin parasal boyutuna. Kamu işletmelerini zarara iten "güç", hükümete de "cari açıkla büyüme" modelini empoze ediyor. Bu "güç" Merkez Bankamızı da kontrol altında tutarak, uzun seneler boyunca "yüksek faiz-düşük kur" modelini uygulatıyor. Neticede tüm ülke ekonomisi "sıcak para" desteği ile ayakta durur hale geliyor. Ülkenin yere yapışmaması için, sıcak paranın çıkmaması gerekiyor. Bunun için "dünyanın en yüksek faizi" veriliyor.

    Ancak bu da yeterli olmuyor.

    Döviz arzının yüksek seyretmesi şart. Bunun için döviz girişine ihtiyaç var.

    Şimdi iki öğeyi birleştirelim.

    1-Satalım kurtulalım denen kamu işletmeleri
    2-Döviz girişi ihtiyacı.

    Denklemin sonucu = Özelleştirme yolu ile yabancıya satış. IMF ve Dünya Bankasını idare eden "güc"ün asıl hedefi.

    Şimdi sizin sorunuza cevap vermek daha kolay oldu.

    Özelleştirme serisi olmasaydı, döviz arzı bu kadar yüksek olmayacak, döviz kurları çok daha yüksek seviyelerde oluşacaktı. Kamu borçları yine patlayacak, faizler fırlayacak, enflasyon hedeflemesi iyice sapıtacaktı. Döviz borcuna girmiş şirketler yükselmiş olan kurların etkisi ile sarsılacaklardı.

    Özelleştirmeler ile bu "sarsıntı" sadece geciktiriliyor. Satacak birşey kalmayınca veya faizler artık daha fazla arttırılamayacak hale gelince (halkın yeter demesi ile) yukarıda saydıklarım yine olacak.

    özelleştirme yoluyla yabancı para girişine karşı mısınız?
    fakat başka ne yolla olabilir?
    ya turizm yoluyla olacak, ya çin'in başardığı outsourcing yoluyla veya finansal piyasalar yoluyla ki en ufak bir kıvılcımda s&p kredi notumuzu düşürüyor. yapılabilecek en acil yöntem özelleştirmeydi
    cari açık olacak ithalatımız ihracatımızdan fazla olduğu sürece cari açık vereceğiz ne yazık ki

  5. #85

    Esas

    Bu holdinglerde basekonomist, zirtekonomist, zartekonomist gibi sifatlarla calisan manüplatörler bende mide birakmadilar.

    [QUOTE=slck;2593161]Koç Finansal Hizmetler Başekonomisti Cevdet Akçay, vergiyi tabana yaymamış bir Türkiye`ye yabancı sermayenin ikinci dalgasının gelmeyeceğini, bu ikinci dalganın gelmemesi halinde de cari açığın ciddi problem olacağını söyledi. Akçay, cari açığın bile vergi reformuyla büyük ilgisi olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti: `Türkiye eğer vergi düzenini adam gibi oturtamazsa, orta uzun vadede cari açıkla ilgili hiçbir şey yapamaz. Vergi reformunu düzeltmemiş, vergiyi tabana yaymamış, vergi oranlarının düşürülmediği Türkiye`ye yabancı sermayenin ikinci dalgası gelmez. İkinci dalga gelmezse de cari açık ciddi problem olur.`` Türkiye`de orta uzun vadede önlemlerin hep göz ardı edildiğini ifade eden Akçay, sorunlar kısa vadede düzeltilmek isteniyorsa, orta uzun vadeyle ilgili doğru kararların alınıp buna göre sinyaller verilmesi gerektiğini vurguladı. Şu anda bu yönde bazı şeylerin yapılmaya çalışıldığını, ancak bunun yeterli olmadığını savunan Akçay, `Özellikle vergi reformu tarafında çok kuvvetli, çok sağlam gitmek lazım. Vergi tabanını yaymak bence oy kaybettiren değil, oy kazandıran bir şey`` diye konuştu. QUOTE]

Sayfa 11/11 İlkİlk ... 91011

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •