Sayfa 1/5 123 ... SonSon
Arama sonucu : 37 madde; 1 - 8 arası.

Konu: Yaşanmış gerçek bir hikaye...

  1. #1
    Duhul
    Nov 2010
    İkamet
    (TR) ANKARA
    Gönderi
    6,566
    Blog Yazıları
    2

    Esas Yaşanmış gerçek bir hikaye...

    Bu genç bilim adamının öyküsü “tıp etiği” derslerinde anlatılan bir konudur. Bu anlatılan genç ve yaşanılan olay tamamen gerçektir.

    Şunu bir düşünün; Siz bilmek için ölür müsünüz? Ülkeniz için, sevdikleriniz için, namusunuz için ölebilirsiniz. Peki ya bilmek için, öğrenmek için, anlamak için canınızı verir misiniz? İşte bu genç bilim adamı bir gerçeği ortaya çıkarmak için canını vermiştir.

    O bilimin daima ilerlemesini savunuyordu. Ancak tıp bilimi “ölüme yakın yaşanan deneyimler” konusunda kör bir bilinmeze takılmıştı. Bu gerçeğin ortaya çıkarılabilmenin tek yolu bilinçli bir insanın ölmeden önce neler hissettiğini ölürken anlatmasıydı. Bunu yapacak gönüllüler olmayacağı için bilim bu noktada tıkanmıştı.

    Bir süre sonra her büyük sorun gibi bu sorun da kendi kahramanını ortaya çıkarttı. Genç bir tıp araştırmacısı bu deney için gönüllü oldu. ancak yasalardan korkan hocaları kabul etmedi. Genç Adam bilimin tıkanmasını, bilginin tükenmesini, bilinmezliğin duvarlarına çarpmayı içine sindirememişti. Ne yapması gerektiğine karar verdi. Her akşam çalıştığı masanın üzerine teybini koydu. Teybi çalıştırıp amacını anlattı ve önündeki beyaz sayfanın üzerine tüm insanlık için iki kelimelik bir notu kalemi kıskıvrak tutarak yazdı. Son bir defa karşısına baktı. Teyp her şeyi kaydediyordu. Sonra hiç tereddüt etmeden, elleri bile titremeden keskin usturayı kabından çıkardı ve sol bileğindeki ana damarı kesti.

    Ölmeden önce en son yaşanan deneyimleri keşfedecekti. Bilmek için ölüyordu. Kan damarından fışkırmaya başladı. Kanın fışkırma sesini teyp bile kaydetmişti. Hızla kan kaybederken hissettiklerini sesli olarak anlatıyordu. Kendi kanının kokusunu burnundan hissediyor, kendisine ait birşeylerin kolundan dışarı akışını baygın gözlerle seyrediyordu. O ölünceye kadar amacını unutmadı, hem söyledi hem yazmaya çalıştı….

    Kapısını kırıp odasına giren polisler gördüklerine inanamadılar. Üzerinde bir kitap, bir not defteri, bir kalem ve de kayıt cihazı bulunan bir masanın üzerinde bir kişi yüz üstü düşerek ölmüştü. Yüzünün yarısı kanıyla kırmızıya boyanmıştı. Masanın üzerinde onun tüm insanlığa, size ve bana, bilime inanan her kişiye iki kelimelik bir notu vardı; o bize “KALKIN ve YÜRÜYÜN” diye not bıraktı. Bizden daha iyiye, daha güzele ulaşmak için sürekli çaba göstermemizi istiyordu.

    Lütfen Unutmayın; engeller olabilir, eksik ve yetersiz olabilirsiniz, yolunuz tıkanmış olabilir, kendinizi yorgun, kimsesiz ve çaresiz hissedebilirsiniz. Tüm bunlar sizin birşeyler yapmanız gerektiğini gösteriyor; KALKIN ve YÜRÜYÜN! Unutmayın ki önce insanlar bir yere giderler, sonra insanlığı oraya götürürler. Siz de bir şey yapın, bir şey olun, bir şeyleri değiştirin, bir şeyi daha iyi yapmayı öğrenin. Öğrenin! Düşünün! Konuşun! Düşleyin! Yaşayın! Kendinizi ölüme adamak zorunda değilsiniz. TV’ti kapatın, birkaç kitap alın Okuyun, okuyun, okuyun…..

    ….ve UYANIN

  2. #2
    Duhul
    Sep 2011
    İkamet
    Yesilkoy, Istanbul, Turkey, Turkey
    Gönderi
    382

    Esas

    Adam haklı beyler

  3. #3
    Duhul
    Oct 2010
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    4,681

    Esas

    Bari neler anlattığını da yazsanız.

  4. #4
    Duhul
    Oct 2010
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    4,681

    Esas

    İyi de kalkıp yürüyeceğiz de nereye?
    Niçin yürüyeceğiz?
    Ne kadar yürüyeceğiz?
    Ne zaman yürüyeceğiz?
    Peki bu kadar yürümeye değer mi?

    Biz duralım ne gelecekse ayağımıza gelsin daha iyi olmaz mı?
    Yorulmaya ne gerek var ki?

  5. #5

    Esas

    Hikayeyi okurken parağrafları dönüp dönüp tekrar okudum , yazdığı iki satırla , ne alaka anlamadım. Damarını keseceğine ,uyku ilacı içseydi , deneyim için daha çok zaman kazanırdı , iki kelimeden daha fazla yazardı. LÜTFEN UYUMAYIN başlayan parağraf Hikayeyi ekleyen kişiye aitse , motive etmek için güzel öneriler sıralanmış. Ne yazıkki günümüz şartlarında , çaresizlik, engeller, tıkanan yollar, maalesef ne çok okumakla, ne kendini geliştirmekle, ne düşlemekle ne yürümekle aşılması çok zor. Yüksek lisans diplomalı , birçok genç , sadece iş bulma derdinde. Uyanık olsalar ne yazar . Son olarak hikayenin kahramanı deney için pisi pisine ölmüş.

  6. #6
    Duhul
    Feb 2004
    İkamet
    Karadenizin yeşillikler diyarı..şehri İstanbul .
    Yaş
    59
    Gönderi
    39,562
    Blog Yazıları
    1

    Esas

    Gerçekse olay gerçekten '' moh yoluna gitmiş '' kısaca.....

    Forum kurallarını okumak için tıklayınız
    Bunları yapmayınız okumak için tıklayınız.


    Forumun Altın Kuralı : Forumda okuduğunuz bilgileri fikir vermesi amacıyla ve mantık süzgecinden geçirerek değerlendirin. Hiç kimse sizi tanımadan size para kazandırmak heveslisi değildir. Hayatta karşılaşmadığınız ve adını soyadını dahi bilmediğiniz bir kişinin tavsiyesi ile senet almaya kalkışmayın, sonu %99 hüsran olacaktır..

    Not: Forumumuzda dini ve siyasi ile futbol taraftarlığı yazıları kabul edilmiyor.

    Forumumuz yeni adresinde eski gelenek ve kurallarıyla yoluna devam edecektir. Lütfen üyelik kaydınızı yapınız:
    http://www.hisse.net/topluluk/register.php

  7. #7

    Esas

    Sn .YATIRIMCI topik sahibine başarılar dilerim, hayırlı olsun. Sn.Güneysu , aynen öyle hiç uğruna gitmiş. Psikolojik sorunları varmış demekki. Aslında hikayenin hangi kaynaktan alındığı önemli.

  8. #8
    Duhul
    Oct 2010
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    4,681

    Esas

    "engeller olabilir, eksik ve yetersiz olabilirsiniz, yolunuz tıkanmış olabilir, kendinizi yorgun, kimsesiz ve çaresiz hissedebilirsiniz. Tüm bunlar sizin birşeyler yapmanız gerektiğini gösteriyor; KALKIN ve YÜRÜYÜN! Unutmayın ki önce insanlar bir yere giderler, sonra insanlığı oraya götürürler. Siz de bir şey yapın, bir şey olun, bir şeyleri değiştirin, bir şeyi daha iyi yapmayı öğrenin. Öğrenin! Düşünün! Konuşun! Düşleyin! Yaşayın! Kendinizi ölüme adamak zorunda değilsiniz. TV’ti kapatın, birkaç kitap alın Okuyun, okuyun, okuyun…..

    ….ve UYANIN " diyorsun arkadaşım.

    Okuyalım Okuyalım da ne okuyacağız.Neden okuyacağız?
    Tamam bişeyleri değiştirelim de neyi değiştireceğiz?
    Önemli olan bu soruların cevbapları bence.

    Bu arada çözüm önerisi de çok zayıf kalmış, TV yi kapatın bir kaç kitap okuyun. O kadar kolay mı arkadaşlar. Bence çok zor. Uyutulan insanların TV den diziden uyanıp da kitap okuması, hele hele ne okuyacağını bilmeden okuması.

Sayfa 1/5 123 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •