Sayfa 4/8 İlkİlk ... 23456 ... SonSon
Arama sonucu : 60 madde; 25 - 32 arası.

Konu: Hayvancılık

  1. #25

    Esas

    ANKARA (ANKA)-
    Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre 17-19 Aralık tarihleri arasında Menemen Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde Hayvancılık ve Hayvan Yemleri konulu Çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştay Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde yapıldı. Çalıştay'da; hayvancılık üretim durumu, pazarlama ve ithalat - ihracat, yem bitkilerinin üretim durumu, pazarlama, ithalat - ihracat ve meraların kullanımı, destekleme modelleri ve desteklemelerin alternatif yem bitkileri ve hayvan besleme stratejileri konuları tartışıldı.
    http://www.haberx.com/hayvanciligin_...1278,171).aspx

  2. #26
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Eniştemiz Fransa Türkiye’yi Niçin Öptü?

    Hani bir söz vardır: Düğün değil bayram değil eniştem beni niye öptü?

    Tarım Alanında Şövalye Liyakat Nişanı (Chevalier dans I'Ordre du Merite Agricole), bu yıl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e verildiği haberleri basında geçince konu; tarım basın ve yazarları ‘’Eniştemiz Fransa Türkiye’yi Niçin Öptü, Bakanımız Nasıl Şövalye Oldu, Niçin Şövalyelik Nişanı Verildi’’ gibi başlıklarda yer aldı. Yazılarda Türkiye’nin canlı hayvan ve et ithalatında Avrupa Birliği ülkelerinin birinci, Fransa için Avrupa Birliği içerisinde Türkiye’ye en çok hayvancılık ürünü satışta yine birinci sırada yer aldığı bu yüzden Bakana şövalyelik nişanı verildiği yorumları gerçekleşti. Türkiye’nin 250 milyon TL’lik hayvan ithalatından memnun olan Fransa’nın memnuniyetini hayvancılığımızı Türkler kurtardı şeklinde dile getirdiği, verilen şövalyelik nişanının Fransa’nın bu sevincinin ifadesi olabilir mi soruları basınımızda yer aldı.

    Yazının devamı:

    http://www.adanafikirplatformu.org/yazi.php?id=1869

  3. #27

    Esas

    Canlı hayvan ve et ithalatı fiilen durduruldu
    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 3 yıl boyunca et fiyatını düşürmek için yaptığı canlı hayvan ve et ithalatını fiilen durdurdu. Bakanlığın bu kararı almasında son aylarda çok sayıda süt ineğinin kesilmesinin etkili olduğu ifade edildi.
    Ali Ekber YILDIRIM

    İZMİR - Hükümet canlı hayvan ve kırmızı et ithalatını fiilen durdurdu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ithalat yapacak firmalara kontrol belgesi vermeyerek ve ithalat için veteriner hekim görevlendirmeyerek ithalat yasağını fiili olarak uygulamaya başladı. İthalatın durdurulmasına ilişkin kararın yakında açıklanması bekleniyor.
    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu kararı almasında son aylarda çok sayıda süt ineğinin kesilmesinin etkili olduğu ifade edildi.

    İthalatın durdurulması 3 yıldan beri ithalat baskısı ile çok zor bir dönemi geçiren besicilerin rahat nefes almasını sağlayacak.

    DÜNYA'nın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile hayvancılık sektörü temsilcilerinden edindiği bilgiye göre canlı hayvan ve kırmızı et ithalatının resmen durdurulmasında süt ineklerinin kesilmesi ve karkas et fiyatının 16 liradan 13 liraya kadar düşmesi etkili oldu. Bakanlık, et fiyatındaki düşüşü önlemek ve ithalat baskısını kaldırmak ve sektörü psikolojik olarak rahatlatmak için ithalatı yasaklama yoluna gittiği ifade ediliyor.

    İthalat fiili olarak durdu

    Avrupa Birliği'ne verilen taahhütler çerçevesinde ithalatın resmen yasaklandığının açıklanamayacağını belirten sektör temsilcileri, bakanlığın yetkilerini kullanarak ithalatı durdurduğuna dikkat çekiyor. Bilindiği gibi canlı hayvan ve et ithalatının yapabilmesi için Bakanlık kontrol belgesi düzenliyor. Ayrıca, ithalatın fiili olarak gerçekleşmesi için ithalatçı firmanın talebi üzerine bakanlık resmi olarak veteriner görevlendiriyor. Veteriner hekim ithalatın yapılacağı ülkeye giderek hayvan seçimine katılıyor. Veteriner hekim denetiminde ve raporu doğrultusunda ithalat yapılıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ithalatçı firmalara kontrol belgesi vermeyerek ve veteriner hekim görevlendirmeyerek ithalatı fiili olarak durdurdu.

    3 yılda 3 milyar dolar ithalat

    Hükümet, 2009'un son aylarında kırmızı et fiyatının çok yükselmesini gerekçe göstererek 2010 Nisan'ında gümrük vergilerini düşürerek ithalat kapılarını açtı. İlk olarak kasaplık canlı hayvan ithalatına izin verildi. Daha sonra besilik hayvan, kurbanlık ve küçükbaş hayvan ithalatına izin verildi. Buna rağmen et fiyatında istenen oranda düşüş sağlanamayınca karkas et ithalatına da izin verildi. Son 3 yılda toplam 3 milyar dolarlık canlı hayvan ve karkas et ithal edildi. İthalat nedeniyle besiciler ve süt hayvancılığı yapanlar büyük zarara uğradı. Zarar eden birçok işletme kapandı veya el değiştirdi. Koç-Ata Çiftliği ve McDonalds gibi büyük işletmeler ithalata ve yüksek yem fiyatlarına dayanamayarak sektörden çekildi. Birçok işletme besilik hayvan ihtiyacını ithalatla karşılamaya başladı. Ancak, yem fiyatındaki yükselme özellikle saman fiyatının 1 liraya kadar yükselmesi buna karşılık çiğ süt fiyatının düşmesi süt ineklerinin kesilmesine neden oldu. Süt inekleri kesilince kırmızı et fiyatı düştü. Üretici daha çok mağdur oldu. Öncelikle ithalatta gümrük vergileri artırıldı ancak bu da çözüm olmayınca Hükümet, 2008'de olduğu gibi daha büyük bir krizi önlemek ve karkas et fiyatını belli bir seviyede tutmak için ithalatı durdurmaya karar verdi.
    İthalat hükümet programında

    Resmi Gazete'de yayımlanan 2013 Programı'nda,2009 yılı ikinci yarısından itibaren sürekli bir artış eğilimine giren kırmızı et fiyatlarının düşürülmesi için 2010 yılında başlatılan kasaplık canlı hayvan ve et ithalatına değinilerek şu görüşe yer verildi:"2011 yılı ile 2012 yılı ilk 8 ayını kapsayan dönemde yaklaşık 500 bin büyükbaş kasaplık canlı hayvan ile 1,7 milyon küçükbaş canlı hayvan ve 132 bin ton kırmızı et ithal edilmiştir."

    http://www.dunya.com/canli-hayvan-ve...176297h-p1.htm

  4. #28
    Duhul
    Aug 2010
    İkamet
    BALIKESİR
    Gönderi
    324

    Esas

    ''Zamla bir yere varamayız''
    Bakanlık, iç pazarı desteklemek amacıyla Türkiye'ye ithal et girişini yasakladı.
    Güncelleme:29 Aralık 2012 10:16

    Ekim ayında canlı hayvan ithalat vergisini yüzde 30’dan yüzde 40’a, karkas vergi oranını ise yüzde 75’ten yüzde 100’e çıkaran Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye'ye ithal besilik hayvan ve ithal et girişinin yasaklandığını duyurdu.

    Kurban Bayramı sonrası talepte meydana gelen düşüş sonrası iç pazarı hareketlendirmek amacıyla hükümet, 2009 yılı sonunda başvurduğu et ithalatından vazgeçti.

    Bayram sonrası et talebinde görülen yüzde 50 oranındaki düşüş, et fiyatlarındaki düşüşü de beraberinde getirdi. Bayram öncesi 16 liraya çıkan karkas etin kilosu, bayram sonrası 14 liraya geriledi.

    Fiyatlardaki düşüşün yanı sıra yem maliyetleri nedeniyle iyice güçleşen besiciliği desteklemeyi amaçlayan hükümet, çareyi ithal besilik hayvan ve ithal et girişini yasaklamakta buldu.

    Sektör yetkilileri ise bakanlığın kararı sonrası et fiyatlarının yükseleceğini kaydederek, üreticilerin sıkıntılarını çözmeyeceğini savunuyorlar. Dışa kapalı bir sektörün gelişmesinin mümkün olmadığını dile getiren sektör temsilcileri, üreticiyi zor sokan maliyetleri düşürmenin kaçınılmaz olduğunu belirtiyorlar.

    ''DIŞA KAPALI BİR SEKTÖR GELİŞEMEZ''

    Etçi Et Yönetim Kurulu Başkanı Emin Arslan, çiftçiye destek amaçlı ithalata getirilen engellemenin yanlış bir karar olduğunu kaydederek sıkıntısının ileriki dönemlerde daha fazla yaşanacağını belirtti.

    ''Zam yaparak bir yere varamayız. Üreticinin maliyetini nasıl aşağı çekeriz noktasında hiçbir çalışma yapılmıyor. Sadece zama yönelik çalışma yapılıyor'' diye konuşan Arslan, çiftçinin en büyük derdinin yem maliyetleri olduğuna dikkat çekerek öncelikle yem konusuna bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi.

    Et fiyatlarının dünya piyasasının neredeyse üç katına kadar yüksek olduğu bir ülkede ithalatı engellemenin kimseye fayda getirmeyeceğini bildiren Arslan, dışa kapalı bir sektörün gelişemeyeceğini vurguladı.

    1996 yılında kapanan ithalatın 2010 yılında açıldığını hatırlatan Arslan, ''14 yıl boyunca dışa kapalı bir ekonomiyle hiçbir yere varılmadığını gördük. Bugün hayvanı olmayan Arap ülkelerinde ortalama kıymanın fiyatı 5 dolarsa bizde şu anda 20-25 liradan çiftçi zarar ediyor. Ülke ekonomisini kapatıp bir yere varmamız mümkün değil. Dışa kapattığın bir sektör yok olmaya mahkumdur, gelişmesi mümkün değildir'' diye konuştu.

    Bu yönde bir karar alınmasının en önemli sebebinin son dönemde talepte görülen düşüş olduğuna dikkat çeken Arslan, Kurban Bayramı sonrası et talebinde her yıl görülen yüzde 25'lük düşüşün bu yıl yüzde 50'ye ulaştığını belirtti.

    ''KARKAS ETİN KİLOSU 20 LİRAYI BULUR''

    Çok fazla ineğin kesilmesi, ballığın bollaşması ve bayram sonrasına denk gelmesi gibi etkenler nedeniyle bu kadar büyük oranda bir düşüş görüldüğünü ifade eden Arslan, söz konusu düşüşün geçici olduğunu, Ocak ayında sonra işlerin yeniden düzeleceğini söyledi.

    Talepteki düşüş, yüksek arz nedeniyle karkas etin kilosunun 14 liraya kadar gerilediğini bildiren Arslan, son alınan kararla birlikte Mayıs-Haziran aylarında karkas etin kilosunun 20 lirayı bulabileceğini sözlerine ekledi.

    ''KISIR DÖNGÜ İÇİNE GİRİYORUZ''

    Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, Türkiye'de şu anda asıl sıkıntının besleme maliyetinin yüksekliği olduğunu kaydederek, 2-3 sene öncesinde yem fiyatlarının besi maliyeti içerisinde yüzde 35 dolayında olan payının yüzde 60 üzerine çıktığını belirtti.

    Rahatsızlık duyulan noktada çalışma yapılmasının daha doğru olacağını bildiren Yalçındağ, besicinin kendi yeminin belirli bir bölümünü üretebilir duruma gelmesi gerektiğini dile getirdi.

    Hayvan ve yemin dışarıdan alınarak kar edilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Yalçındağ, besicilerin kendi ihtiyaçlarının bir bölümünü karşılar duruma gelmeleri gerektiğini söyledi.

    Dünyada besiciliğin birkaç şekilde yapıldığını kaydeden Yalçındağ, ABD, Avustralya, Yeni Zelanda gibi geniş araziye sahip ülkelerde uçsuz bucaksız meralarda neredeyse sıfır maliyetle yapıldığına değindi.

    Yalçındağ, Türkiye'de ise besiciliğin belirli alanlarda yapıldığını, bu belirli alanların arkasını araziye bağlanması gerektiğinin altını çizdi.

    Hala piyasada düşük kapasiteyle çalıştıklarını bildiren Yalçındağ, etin karkasına gelecek zammın canlı hayvana da yansıyacağını, kısır döngü içerisine girmek yerine rahatsızlık duyulan noktada tedaviye başlamanın daha doğru olduğunu belirtti.

  5. #29

    Esas

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, canlı hayvan ve et ithalatını fiilen durdurduktan sonra yeni bir kararla dişi hayvan kesimine 3 ay süreyle yasaklama getiriyor.
    Ali Ekber YILDIRIM

    İZMİR - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 3 ay süreyle büyükbaş dişi hayvan kesimini yasaklıyor. Son aylarda hızlanan inek kesimini önlemek amacıyla alınan yasak kararını Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl ve İlçe Müdürlükleri uygulayacak. Bu amaçla il ve ilçe müdürlüklerine konuyla ilgili yazının bu hafta ulaşması bekleniyor. Canlı hayvan ve karkas et ithalatının fiili olarak durdurulmasından sonra dişi hayvan kesiminin yasaklanması ile düşen karkas et fiyatını artırması bekleniyor.
    2009 yılı sonunda karkas etin kilosunun 16-17 liraya çıkması üzerine Hükümet kasaplık canlı hayvan ithalatına izin vererek fiyatı düşürmeye çalıştı. Ancak, fiyat düşüşü olmayınca daha sonra besilik canlı hayvan ve karkas et ithalatına da izin verildi. İthalatın artması ile karkas etin kilosu 12-13 liraya düştü. Ancak yüksek girdi fiyatları nedeniyle yerli besicilerin karkas et maliyeti 14-15 lira olduğu için ithal etle rekabet edemedi. Birçok besi işletmesi kapandı. Yem fiyatının artması ve samanın kilosun 1 liraya ulaşması sadece besicileri değil süt hayvancılığı yapanları da büyük sıkıntıya soktu. Çiğ sütün litresi 70 ile 90 kuruş arasında bir fiyata alıcı bulurken samanın kilosunun 1 liranın üzerine çıkması süt hayvancılığı yapanları inek kesimine zorladı. Bakanlık önce ithalatı fiilen durdurarak şimdi de dişi hayvan kesimini yasaklayarak hayvancılıkta yerli üreticileri korumaya ve kurtarmaya çalışıyor.

    İthalatın durması inek kesimini durdurmaz
    Hükümetin canlı hayvan ve et ithalatını fiilen durdurması hayvancılık sektöründe genel olarak olumlu karşılandı. Ancak, bu kararın tek başına dişi hayvan kesimini durdurmaya yetmeyeceği ifade ediliyor. Gümrük vergilerinin artırılması nedeniyle ithalatın zaten durma noktasına geldiğini hatırlatan sektör temsilcileri: "Gümrük vergileri artınca ithalat cazibesini kaybetti. Bu önlemlerin alınmasında çok geç kalındı. İnek kesimi hızlanınca kırmızı et fiyatı düştü. Şimdi ithalatı durdurmak inek kesimini engellemez. İneğini kesenler ithal canlı hayvan veya et yüzünden kesmiyor. Yem ve diğer girdiler çok pahalı olduğu için zarar ediyor. Çiğ süt fiyatı yerinde sayıyor. Süt sanayicileri fiyatı düşürmekten söz ediyor. Ocak-Mart dönemi Ege ve Trakya'da süt üretiminin arttığı aylardır. Bakanlık, süt fiyatlarını yukarıya çekecek önlemler alamazsa inek kesimini yasaklamakla durduramaz. Çok büyük felaket olur" görüşünü savunuyor

    Süt ve ürünleri teşvik edilmeli
    Türkiye'nin en büyük hayvancılık işletmesi olan Saray Halı Tarım ve Hayvancılık AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Necati Kurmel, kasaplık hayvan ithalatının durdurulmasının tek başına damızlık (süt veren) ineğin kesilmesine engel olamayacağını belirterek görüşlerini DÜNYA'ya şöyle açıkladı: "Bu hususta gerçek ve kalıcı çözüm, süte olan talebin artırılması, süt hayvancılığının desteklenmesidir. Örneğin, okula süt, kışlaya süt, süt üreticisine prim, süt işletmelerine destek verilmeli. Başta süt tozu olmak üzere süt ürünleri ihracatı teşvik edilmeli. Bu gerçeği görmek için konunun uzmanı olmak gerekmez. Gerçek açık ve basittir. Hayvanın üremesi dişiye dayanır. Süt veren doğurgan dişiyi kasaptan kurtaramazsan, hayvancılık yok olur."

    Besiciler ithalatın durmasından memnun
    Adana'da faaliyet gösteren ve yaklaşık 10 bin baş besi hayvanı kapasiteli Şahbazlar AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahbaz da, canlı hayvan ve et ithalatının durdurulmasının çok yerinde bir karar olduğunu belirterek, "Bakanlık yerli besicinin yaşadığı sıkıntıları görerek doğru bir karar aldı. Bu kararı destekliyoruz. Ancak içeride yeterli miktarda besi materyali yok. Şimdi süt inekleri de kesiliyor. Besi materyali daha da azalacak. Bu konuda en azından ithalatın bir süre daha devam etmesi gerekir. Besici, küçük hayvanı alıp burada beslesin ve öyle kessin" dedi.

    İnek eti ile dana eti ayrılsın


    İzmir ve Ege'deki en büyük perakende zincir mağazalarının Et Direktörü Hüseyin Özşenoğulları, inek kesiminin yasaklanması kararının çok doğru olacağını söyledi. Balıkta avlanma yasağı olduğu gibi hayvancılıkta da hem dişi büyükbaş hem de kuzu için belli dönemlerde kesim yasağı olması gerektiğini savunan Özşenoğulları DÜNYA' ya şu bilgileri verdi: " İnek kesimi birkaç ay yasaklanmalı. Ayrıca piyasada dana eti ile inek eti birlikte satılıyor. Daha doğrusu inek eti de dana eti diye satılıyor. Avrupa'da inek eti ile dana eti ayrı satılır. Tüketici de inek etini veya dana etini bilerek alır. Nasıl koyun eti, kuzu eti veya inek peyniri, koyun veya keçi peyniri ayrı kategorilerde satılıyorsa inek eti ile dana etinin de ayrı satılması gerekir. Et ve Balık Kurumu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin et ihtiyacını karşılıyor. Oradaki kriter sadece dana eti olmalı. Yani inek eti satılmamalı. Bu ayrım yapılırsa inek kesimini kontrol etmek durdurmak daha kolay olur. İthalatın durdurulması inek kesimini durdurmak için yeterli değil. Sektörün asıl sorunu kaliteli kaba yem açığıdır. Öncelikle bu sorunun çözülmesi gerekir."


    http://www.dunya.com/disi-hayvan-kes...176540h-p2.htm

  6. #30

    Esas

    Ahi Evran Üniversitesi ve Kırşehir Kent Konseyi'nin düzenlediği "1. Tarım Çalıştayı"nın sonuç bildirgesi açıklandı.


    KIRŞEHİR - Ahi Evran Üniversitesi (AEÜ) ve Kırşehir Kent Konseyi'nin düzenlediği "1. Tarım Çalıştayı"nın sonuç bildirgesi açıklandı.

    AEÜ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, üniversitenin Fen Edebiyat Fakültesi'nde gerçekleştirilen, üreticiler, çiftçiler, öğretim üyeleri, sanayiciler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı 1. Tarım Çalıştayı'nda gündeme getirilen sorun ve çözüm önerilerinin yer aldığı sonuç bildirgesi hazırlandı.

    Bildirgede, kalitesi ile İstanbul et piyasasında önemli bir yeri olan Kırşehir'e 'Organize Besicilik Bölgesi' kurulması talep edildi.

    Kırmızı et ithalinin besicilerin geleceğe dönük projeksiyonuna engel olduğu vurgulanan bildirgede, Kırşehir'in Türkiye'nin et üretiminin yüzde 20'sine talip olduğuna işaret edildi.

    Bildirgede, şu ifadelere yer verildi:
    "Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı Kırsal Kalkınma Bileşeni (IPARD) proje desteklerinden ve kırsal kalkınma desteklerinden ilimiz çiftçilerinin ve özellikle besi çiftliklerinin yararlanması için önlemlerin alınması gerekmekte. Kırmızı et ithali, Kırşehir besicilerinin geleceğe dönük projeksiyonuna engel olmaktadır. Zira, Kırşehir besicileri, ülkemizin kırmızı et üretiminin yüzde 20'sini karşılamaya talip olduklarını vurgulamışlardır. Kasaplık sığır işletmelerinde, gübre ve kesimhane atıklarının yönetimi ve beraberinde biyogaz ve organik gübre üretimi konusunda büyük altyapı projelerinin il düzeyinde ve ilgili Bakanlıklar nezdinde desteklenmesi ve 'Organize Besicilik Bölgesi'nin kurulması yönünde girişimlerin yapılması gerektiği açıklanmıştır. Organize besicilik bölgesi için Kırşehir-Çiçekdağı arasında besiciliğin yaygın olduğu uygun bir alanda entegre bir organize hayvancılık bölgesinin kurulması gerektiğine değinilmiştir."

    Besici ve bakıcı sıkıntısı

    Kasaplık sığır yetiştiren çiftlik sahiplerinin, Ahi Evran Üniversitesi bünyesinde 'besicilik ve veteriner teknikerliği' önlisans programları ile 'hayvan bakıcılığı' sertifikasyon programlarının açılması konusunda taleplerinin olduğu ifade edilen bildirgede, işletme sahiplerinin, hayvanların bakım ve beslenmelerini zamanında yapabilen insan gücüne ihtiyaç duydukları vurgulandı.
    Bildirgede, tarımsal sanayiye alt yapı desteği sağlamak için yeterli sayıda soğuk hava depoları ile kesimhanelerin inşa edilmesi gerektiği kaydedildi.
    http://www.dunya.com/turkiyenin-et-u...ip-176763h.htm

  7. #31

    Esas

    Bakanlığın yasaklamasına rağmen dişi hayvan kesiminin devam ettiğini söyleyen (TDSD) Başkanı Erdal Matraş, durumun gelecekte hayvan ırkı için risk oluşturabileceğini belirterek, yasağa rağmen dişi hayvan kesiminin 6 kat arttığını söyledi
    Gamze ŞENER
    dunya.com
    İSTANBUL - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın dişi hayvan kesimine 3 ay süreyle getirdiği yasak hayvancıyı 'kesmedi'. Söz konusu yasak bazı il ve ilçelerde uygulanmaya başladı. Ancak dericilere göre yasağa uyan yok. Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı ve Matraş Deri Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Matraş, yasağa uymanın aksine, dişi hayvan kesiminin 6 kat arttığını belirtti. Orta vadede durumun hayvan ırkı için büyük bir tehlike oluşturabileceğini söyleyen Matraş, büyük baş deri işleyen fabrikalara gelen derinin aylık yüzde 5'ten yüzde 30'a çıktığını söyleyerek, "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yasağı hani? Şu anda ben bu yasağa uyulmadığını iddia ediyorum, bunu ispat da edebilirim" dedi.
    Ali Ekber Yıldırım'ın DÜNYA Gazetesi'nde 31 Aralık 2012 tarihinde çıkan haberine göre, inek kesimini azaltmak adına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 3 ay süreyle dişi hayvan kesimini yasaklayacağı duyurulmuş; söz konusu kararın bir hafta içinde tüm Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl ve İlçe Müdürlükleri'ne gönderileceği belirtilmişti. Geçtiğimiz aylarda ithalatı durduran bakanlığın, her iki adımla yerli üreticiyi koruması amaçlanıyor.

    "Her an büyük bir müdahale gelebilir"
    Bakanlığın yasağa uyulmamasından haberdar olacağını ve yakın zamanda duruma müdahale edebileceğini ifade eden Erdal Matraş, "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bu rakamları çok sıklıkla kontrol ettiğini düşünüyorum. Durumun farkındalar. Her an büyük bir müdahale gelebilir. Her ilin il sağlık müdürlükleri var. Kesim hanelerde ve mezbahalarda da denetçileri var. Tahmin ediyorum bu bilgiler onlara ulaştırılıyordur" değerlendirmesini yaptı.

    Hayvan ırkı tehlikede
    Kesilmeyen ineklerin sütünün para etmemesi, et fiyatlarının artması ve deri ihtiyacı yüzünden kesilmeye başladığını söyleyen Matraş, durumun gelecekte hayvan ırkı için risk oluşturabileceğini hatırlatarak, "Çok yakın geçmişte kurban bayramını geçtik. Kurban bayramında kesilen hayvanların yüzde 70'i dişiydi. Bu memlekette hayvancılığa verilen destekler süt üretimine gitmiş. Şimdi de hayvanlar kesiliyor" diye konuştu.

    Bir ülkenin eti yoksa, sütü nasıl olur?
    Türkiye'de hayvan olmasına rağmen 2009 yılından bu yana kesim yapılmadığını söyleyen Matraş, 2009'dan bu yana yaşanan gelişmeleri şöyle özetledi: "2009'dan 2011'e kadar Türkiye'de hayvan vardı. Türkiye daha sonra bir et krizi yaşadı; eti yetmedi ve et ithal etti. Ancak kesim kilosuna ve yaşına gelmiş olmasına rağmen kesilmeyen hayvanlar vardı. Bunun bir temel sebebi vardı; bu hayvanlar dişiydi. Hükümetin 2002 yılında hayvancılığa verdiği teşvik 80 milyon TL iken 2009-2010 yıllarında bu 1.5 milyar TL'ye çıktı. O dönemde bu ülke etsiz kaldı ancak süte boğuldu. Asıl soru şu: Bir ülkenin eti yoksa sütü nasıl olur? Çünkü doğum yaptıklarında biri dişi, biri erkek çıkıyor. Genelde yüzde 50-50'dir. Et krizi yaşadık, sütümüz boldu, öğrenciler ücretsiz dağıttık. Çünkü dişi hayvanımız boldu. Et besiciliğine yatırım yapılmadı. Dolayısıyla ette bolluk, sütte yokluk çekildi."

    Yasak var ama uygulama yok
    Deri Tanıtım Grubu Başkanı Lemi Tolunay da dişi hayvan kesiminin arttığını doğrularken, "Okullara 2 yıldır süt dağıtılıyor. Bu da dişi hayvandan temin ediliyor. Ama dişi hayvanı da yaş süreci dolunca kesilmesi lazım. Bana göre kesimler bu nedenle yapılıyor. Bakanlığın bir sınırlaması var ama uygulanmıyor" dedi. Tolunay, deri fiyatlarına yönelik açıklamasında ise "Deri fiyatları bu aralar stabil. Kişisel görüşüm düşüş beklemiyorum ama ileriye doğru yükselme de olmayacak. Bu stabil hali devam edecek" diye konuştu. Fiyatların oldukça değişken olduğunu hatırlatan Tolunay, "Geçtiğimiz yıl Çin'de iç pazar nedeniyle bir talep patlaması oldu ayakkabı sektöründe. Bu ayakkabıların yapıldığı hayvan cinsi de Avustralya ve Yeni Zelanda. Bir anda Avustralya kuzusunun ham deri fiyatları yüzde 40 fırladı. Çünkü talep çok arttı. Birçok global dengeler var" dedi.

    Damızlık kesimine adli soruşturma
    Bursa Valiliği 11 Ocak, Balıkesir Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü 14 Ocak, Uzunköprü Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü ise 8 Ocak tarihlerinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yasağını uygulayacaklarını açıkladı. Her iki açıklamada da gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi büyükbaş ve küçükbaş hayvanların kesimlerinin yasaklandığı duyuruldu. Yazılı açıklamalarda: "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün yazılı talimatı doğrultusunda damızlık vasfını yitirmiş, 2004 yılından önce doğanlar, tedaviye cevap vermeyen, kırık ve çıkık gibi cerrahi sebeplerle kesimi gereken büyükbaş hayvanlar, resmi veteriner hekim tarafından verilen muayene raporu doğrultusunda kesime gönderilecek veya kesimhane resmi veteriner hekimi tarafından Antemrtem Muayene Raporu doğrultusunda tanzim edilerek kesim yapılacaktır" denildi. Hatta Bursa Valiliği açıklamasında "Alınan kararlara muhalefet eden kesimhane sahipleri ve sorumlularına para cezası kesilecek, durumun tekrar ederse adli soruşturma açılacaktır" sözlerine yer verdi.
    http://www.dunya.com/disi-hayvanlar-...di-178872h.htm

  8. #32

    Esas

    MANİSA (İHA) - Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde, geçmişte her hanede koyun üretimi yapılmasından dolayı “Hacı Tuğlu” olan adı “Koyuncu” olarak değiştirilen köyde şimdi koyun kalmadı.
    Koyuncu köyü Muhtarı Bilgi Bacak, ilçe merkezine 8 kilometre mesafede bulunun köylerinde 60 hanede 145 nüfusun yaşadığını kaydetti. Köyün tarihini araştırmak için bir çalışma başlattıklarını, edindikleri bilgilere göre köyün eski adının Hacı Tuğlu olduğunu ifade eden Bacak, “Milli Mücadele döneminde, bu bölgede önemli başarılar kaydeden Hacı Tuğlu’nun adı köyümüze verilmiş. O yıllarda Celal Bayar ve arkadaşları, köyümüzde bulunan Karahallı İbrahim evini karargah olarak kullanmışlar. Ancak, baş gösteren salgın bir hastalık nedeniyle köy halkının çoğu yok olmuş. Bu olayın ardından köyümüzün çevresindeki Emirler ve Kışlalı köyünden bizim buraya göç edilerek yeni bir köy kurulmuş. O tarihte, yeni kurulan köyde her hanede koyun üretimi yapılmasından dolayı köyün adını Koyuncu koymuşlar" dedi.
    Ancak bugün köyde sadece bir hanede koyun üretimi yapıldığını kaydeden Muhtar Bacak, "Çünkü köyde hayvanların otlayabileceği mera kalmadı. Genç nesil şehirlere yerleşti. Orta yaşlı ve ihtiyar vatandaşlar ise bu işi yapamıyor. Koyuncu köyünde artık koyun kalmadı” diye konuştu.
    http://www.haberx.com/koyuncu_koyund...6924,765).aspx

Sayfa 4/8 İlkİlk ... 23456 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •