Arama sonucu : 3 madde; 1 - 3 arası.

Konu: Aman Allah'ım, Paşam ne diyorsun sen?..

  1. Exclamation Aman Allah'ım, Paşam ne diyorsun sen?..

    Tokat Paşa: Ben de bomba attırdım
    Kendisininde bir iki bomba attırdığını itiraf eden Emekli Korgeneral Altay Tokat, Şemdinli bombasını şöyle yorumladı: O bomba mesaj içindi ama beceriksizce yaptılar....

    Emekli Korgeneral Altay Tokat, Güneydoğu'da görev yaparken bölgeye yeni gelen hakim ve memurlar 'işlerini ciddiye alıp, hizaya girsinler' diye bomba attırdığını söyledi. Tokat, "Mesaj vermek istemiştim" dedi.

    Emekli Korgeneral Altay Tokat 1999 yılında orgeneral olmasına kesin gözüyle bakılırken emekli edilen bir asker. 2002'de Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılması iktidar ortaklarından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin önüne geldiğinde, o sırada Bahçeli'nin başdanışmanı olan Tokat buna engel olmuş ve Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanlığı'na atanmıştı. Korgeneral Altay Tokat Aktüel Dergisi'nde Semin Gümüşel'in sorularını yanıtlarken Taşkesen olayından Şemdinli'ye, Büyükanıt'ın atanmasından YAŞ'A kadar çok tartışılacak açıklamalar da yaptı.

    ASKERİ PİRAMİT: Görevi aksatacak bir gruplaşma değil de, yukarıya doğru bir piramit var. Bu piramitte yukarıya doğru çıktıkça daralmadan kaynaklanan çatışmalar meydana geliyor: Yükselme çatışması! Şûra kararları yargı denetiminde olmadığı ve şahsi tercihler öne çıktığı için gruplaşmalar oluyor. Denetimin olmaması ilişkilerde gerginlik yaratıyor. Küçük fraksiyonlar oluşabiliyor. Büyükanıt'ı istemeyen bir grup var. Siyasi bir grup! Bu, Şemdinli'de de belli oldu.

    DİNLEME YAPAN BELLİDİR: MİT, asker, jandarma ve emniyet. Boş verin! Beni bile dinliyorlar. Türkiye'de dinlenmeyen yok. Dinleyerek ceza alan birini gördünüz mü? Hep dinlenenler ceza aldı. Bu da geri kalmışlığın bir parçası.

    ŞEMDİNLİ'DE HATALILAR: Bunların milisleri olan o kitapçının bir grubu vardır. Bizimkiler de 1998'den sonra baskıyı kaldırınca meydanı boş buldular. Bu milislerin hareketlerini tesbit etmek için bir grup görevlendirilmiştir. Silahlı Kuvvetler'in veya devletin istihbarat unsurları delilbulmak için onları gözetim altında tutacak şekilde hareket ediyor. Fakat başarılı bir hareket yapmamış, hata yapmışlar. Şemdinli'de o istihbaratçıların dışarıdan kontrol etmeleri gereken hedefi izlerken yaptıkları, hatayı bir suikasta çevirip yargıya götürmek... Astsubayların dört avukatı varken, öbürlerinin 300 avukatı varken 55'e düşürdüler. Bu bile yeter! Sonra da 39 yıl ceza geliyor. Hiçbir hukukçu uzman bunun doğru olduğunu söyledi mi? Bu kadar süratli bir yargı Türkiye'de oldu mu? Oraya atılan bomba "Arkadaş, dikkat et, onu yapma" demek için, vazgeçirmek, ikaz için de atılmış olabilir. Ama bunu beceriksizce yaptılar.

    ÜSTLER BİLMEZ: Genel emirler verilir. Harekatın konsepti içerisinde icraatlar vardır. Bölgedeki kişi durumdan görev çıkarır. Ama üst kademe bilmez. Üst kademe sadece "Bölgede milis kuvvetleri kontrol altına alın" diye emir vermiştir.

    BEN DE ATTIRDIM: Benim zamanımda ben de bomba attırdım. Bir, iki kritik noktaya. Boş yerlerdi! Meselem mesaj vermek. Batıdan gelen memurlar, hakimler işin ciddiyetini anlamıyor. Çok koordineli ve iyi çalıştık. Baktım, sonradan işler sakinleşince işi basite almaya çalıştılar. Rast gele dolaşıyorlar, şunu bunu yapıyorlar. Onun üzerine şunlar bir hizaya gelsin diye evlerine yakın iki yere attırdım. Ondan sonra anladılar ki çok dikkatli olmalılar. Bir musibet bin nasihatten iyidir. Öylece onları eğittim ben.

    Yaşar Paşa'yı istemeyenler var
    Yaşar Paşa'nın genelkurmay başkanlığına gelmesini istemeyen gruplar var. Siyasette de, Silahlı Kuvvetler'de de var. Hükümetin bir bölümü, bölücüler, bazı dinci gruplar, tarikatlar da istemiyor. Ancak herkes yasalar içinde kalmaya mecbur. Teamüllere göre de Yaşar Paşa'nın bugün en üst konuma gelmesi, mevcut şartlar içinde artık dönülmez bir pozisyonda bence. Hükümet ısrar eder ve Yaşar Paşa'yı getirmezse 30 Ağustos'a kadar bekletecek. O zaman işler daha da çıkmaza girer, krize gider. Krizde ekonomi büyük zarar görür.

    (Sabah Gazetesince Aktüel dergisinden özetlenmiştir.) - haber7.com

  2. Esas

    TSK'ya vurulan en ağır darbe
    Murat Yetkin


    Ankara'da Cumhuriyet döneminde TSK'ya en ağır darbelerden birinin Altay Tokat'ça vurulduğu konuşuluyor

    Aslında başlığı biraz popülist yaklaşıp, emekli Korgeneral Altay Tokat'ın soyadına kafiye kurup 'Askerin imajına içeriden tokat' yazmak da mümkündü.

    Bir yandan Başbakan Tayyip Erdoğan neredeyse gün aşırı ABD Başkanı George Bush'a telefon açıp, Irak'taki PKK varlığına karşı somut destek istiyor. Bir yandan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD'de, Avrupa'da, Rusya'da, hatta işgal altındaki Irak'ta kapı kapı dolaşıp terörizmle mücadelede Türkiye'ye karşı çifte standart uygulanmamasını istiyor.

    Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök giderayak ordunun neredeyse üçte birini PKK ile mücadele amacıyla Irak-İran sınırına yığıyor; birkaç gün sonra yerini alacağının kesinleşmesi beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı Başbakan'la iki saate yakın bir toplantıya gönderiyor. Güvenlik güçleri her gün PKK ile mücadelede yeni şehitler veriyor, hâlâ dağlarda binlerce militanla çatışıldığı söyleniyor. Diğer yandan yıllarca PKK ile mücadelede yer almış bir emekli general çıkıp, sivil görevlileri, hakimleri, savcıları rehavete kapılmamaları amacıyla 'birkaç bombayla' uyardığını, söz meclisten dışarı, böylelikle 'eğittiğini' açıklayıveriyor.

    Genelkurmay, yayınlar üzerine harekete geçti, soruşturma açtı. Ama yargıdan hâlâ bir soruşturma haberi gelmemişti akşam saatlerine kadar. Tokat, dün Genelkurmay'ın soruşturma açıklaması sonrasında da attırdığı bombaların gerçek bomba değil, 'eğitim bombası' olduğunu söylemiş gazetecilere. Acaba bundan 11-12 yıl önce, Tokat, Olağanüstü Hal Asayiş Bölge Komutanı iken eğitim bombasına maruz kalan savcılar, hâkimler şimdi hangi noktalara terfi etmiş, olaydan nasıl etkilenmişlerdir, ya da etkilenmişler midir?

    Tokat'ın anlattıkları doğru mudur?

    Ne kadar doğrudur? Ne kadarı doğrudur?

    Çünkü Tokat'ın daha önce de dile getirdiği, şimdi tekrarladığı 'Özkök benim sayemde Genelkurmay Başkanı oldu' iddiasının büyük ölçüde, nasıl diyelim, yaşanan gerçekliğin ötesinde olduğunu Ankara'yı birazcık bilenler biliyor.
    Tokat'a göre, az kalsın 2002 yazında dönemin hükümeti, DSP-MHP-ANAP koalisyonu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görev süresini uzatacakmış, ama 1999'da emekli olan ve o tarihte MHP lideri Devlet Bahçeli'nin danışmanlığını yapan Tokat, 'Olmaz öyle şey' demiş, Bahçeli de onu dinleyerek 'Olmaz' demiş, yani Tokat sayesinde Özkök Genelkurmay Başkanı olabilmiş. (Özkök, dün Tokat hakkında soruşturma açtırmaktan çekinmedi.)

    Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılmasının o tarihte ortadan ikiye bölünmüş ve Meclis'te birinci parti olma niteliğini yitirmiş DSP yönetiminin, Başbakan Bülent Ecevit ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel'in, perde arkasından MHP'li Meclis Başkanı Ömer İzgi'nin girişimiyle gündeme getirdiği doğru. Bu konunun 30 Haziran günü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e çıkarıldığı da doğru. Yine MHP'li Savunma Bakanı Sebahattin Çakmakoğlu'nun da devrede olduğu biliniyor. Ancak Kıvrıkoğlu, böyle bir görev uzatma yasasının o Meclis'ten çıkmayacağının Tokat'tan çok fazla farkındadır zaten. Çakmakoğlu'da, Bahçeli de ve tabii Sezer de farkındadır. Nitekim Bahçeli 2003'te, İzgi'nin girişiminin kendisinden habersiz yapıldığını da açıklamıştır. Tokat'ın ben yaptım demesi, halk deyimiyle, 'kahve dövücünün hınk deyicisi' gibi davranmaya benziyor.

    İnsanın aklına, acaba Tokat'ın eğitim bombalarının da aynı söylem gücünün ürünü mü olduğu geliyor.

    Genelkurmay, tam da Yüksek Askeri Şûra toplantıları öncesi, tam da Şemdinli, Harp Okulu olayı gibi sıkıntıları yatıştırmaya çalışırken, şimdi kendi içinden gelen bu ağır suçlamayı soruşturacak.

    Soruşturmanın sonucu ne olursa olsun, Tokat'ın söyledikleri PKK ve yandaşları için gümüş tepside sunulmuş bir propaganda fırsatı verecek; bundan böyle Tokat'ın sözlerinin Türkiye'nin uluslararası davalarında karşısına çıkarılması sürpriz olmamalı.

    İşin bir başka acı yanı var. Orgeneral yapılmamış olmasına hayıflanan Tokat'a, emekliliği öncesinde korgeneral rütbesiyle Eğitim ve Doktrin Komutanlığı gibi kritik bir görevin teslim edilmiş olması.

    Demek ki bir dönem Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eğitim programlarının ve uzun dönemli planlarının hazılanmasında bu anlayış etkili olmuş.

    Ankara'da, Tokat'ın sözlerinin Cumhuriyet döneminde TSK'ya vurulmuş en ağır darbelerden biri olduğu konuşuluyor.

  3. #3

    Esas

    Semdinli deki bomba mevzuu tamamen pkk eskiyasinin isidir...

    1. hicbir aptal, o kalabalikta, o merkezdeki bir yere gunduz bomba momba atmaz, atamaz, sahsi isi icin bile yapamaz..

    2. O icerideki soysuz terörist bozmasi 1.5 saniye icinde, 60 mkarelik bir alandan arka tarafa KACAMAZ.........


    SEMDINLI, NET BIR SEKILDE, PKK dumenidir...

    GERISI HIKAYE, ileride HIKAYE oldugunu gorduklerinde bazi kit akillilar...
    GEcen zamana yanacaklar...
    BUNLAR her zaman her yerde bize KIN duymaktalar...

    Hicbir vatandasin konustugu DIL kimseyi rahatsiz etmedi...

    KONUSTUGU (1700'lerde ingilizler tarafindan uydurulan) dil dedikleri SEY,
    ILE SOKAKTA vatandasa küfür eden kişilerin konusmasi TÜRK ü rahatsiz ediyor... Teröristi destekledikleri icin rahatsiz ediyor...
    Mutlaka sonlarini kendileri hazirlayacaklar... Filistin gibi kendi sonlarini...

    xxxxxxxxxxxx...
    Son düzenleme : M.Işılak; 02-11-2006 saat: 02:24. Sebep: küfür içeren kısımlar filtrelenmiş ve düzeltilmiştir...

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •