TH ile Lebalep

Ben Aralık sonundan bu yana elimdeki özel banka hisselerini boşaltıp nakde döndüm ve hala da ful nakitteyim. Halk Bankası hissesine dönersek, son 4 yılda pişmiş tavuğun başına gelen bunun başına gelmedi. 4 sene boyunca durum sürekli daha da kötüye gitti. İşte en son baktığımızda kârlılığın sıfırlandığına şahit oluyoruz. Zaten bankanın kendisi ilan etmedi mi "bizim amacımız kâr elde etmek değildir" diye. Son bilançoya baktığımızda bir kaç kalemle oynayarak teknik olarak çok cüzi de olsa minik bir kâr açıklandı. Böyle bir hisseye girmenin artık ne cazibesi kaldı ne de mantığı çünkü OFAC sıfır ceza kesse bile bu bankanın rasyoları artık cazip değil.

BİST'te altın kural şu olmalı: En başta kamu kağıtlarından, ondan sonra da profesyonelce yönetilmeyen şirketlerin hisselerinden uzak durmalı. Hisse satın almak isteyenler hissesini satın alacakları şirkete bakmalıdır. Hisse almak demek aslında şirket satın almak demektir. Eğer bir şirket liyakatla, profesyonelce yönetilmiyorsa; kurumsal hedefleri kârlılığı artırmak, pazar payını mümkün olduğunca genişletmek, hissedarların özellikle de azınlık hissedarların haklarını gözetmek, düzenli olarak temettü vermek gibi amaçları yok ise o şirketin hissesinden uzak durmalıyız.

3-4 F/K'dan işlem gören özel banka hisseleri varken 12 F/K'dan işlem gören, liyakatla değil de emir komuta ile amatörce yönetilen, amacı kâr elde etmek olmayan, sermaye yeterlilik rasyosu alt eşiğin 1 tık üstünde olan, bilançoda bir kaç kalem oynatmakla zar zor çok cüzi bir kâr açıklayabilen bir bankanın hissesi artık cazibesini yitirmiş demektir, hatta OFAC ceza kesmek yerine Halk Bankasına bir kaç yüz milyon dolar para verse bile bu durum değişmeyecektir (TH'nin şahsi görüşüdür).

Adamlar mevcut yatırımcıların katılma halklarını kısıtlayarak tahsisliye gittiler ve 1 günde bankanın piyasa değeri 2 katına çıkmış oldu. Hisseler %100 sulandırıldı, böylece yukarı çıkış potansiyeli de kısıtlanmış oldu.

3-4 yıl önce fırsat varken OFAC ile uzlaşmaya gidilmesi gerekiyordu ve ben böyle bir olasılığa oynamıştım. Tabi bundan para kaybettim. Profesyonel ve işini bilen bir yönetim işbaşında olmadığı için uzlaşma fırsatları hep heba edildi. Nasıl S400'leri alırken kilit bir Nato üyesi olarak ciddi bir mantık hatası yapıldı ve bu hatanın üzerine diğer hatalar inşa edildi ise; ayni "inat stratejisi" çerçevesinde Halkbankası uzlaşmasında da benzer mantık hataları yapıldı.

Dediğim gibi; OFAC Halkbanka sıfır mali ceza kesse, sıfır yaptırım uygulasa bile ortada yatırım yapmaya uygun bir HALKB göremiyorum ben. Kamu hissesi olması ve profesyonelce yönetilmiyor olması zaten başlı başına bir sorundur bana göre. O yüzden bu hisseye ancak ve ancak şu anki seviyeye oranla çok ciddi bir iskonto var ise girerim aksi taktirde ben yokum.

OFAC'tan veya ABD'deki yargı sürecinden gelmesi muhtemel olumlu bir haber olursa bu tahtadaki spekler özellikle de BY tipi speklerle algolar hisseyi yukarıya taşıyacaklardır. Tahtada müthiş bir hacim eşliğinde bir çıkış yaşanabilir ama ben bu çıkışın geçici olacağına inanıyorum çünkü şirketin temel rasyoları artık iyi değil. Böyle bir senaryo gerçekleşirse; bunun akabinde ortaya çıkması hemen hemen garanti bir yukarı hareketi hisseden çıkış fırsatı olarak değerlendirmekte ve buradaki yatırımı özel banka hisseleri ile trampa etmekte fayda olabilir.

Pegasus hissesi bana çok kazandırdı çünkü korona yüzünden öyle bir satış yedi ki 70 tl den 23 tl ye bir kaç haftada iniverdi ve böylece müthiş bir alım fırsatı sundu. Gelgelelim Pegasus son 18 ayda 3.6 milyar tl zarar açıkladı yani her ay için 200 milyon tl zarar. Buna rağmen hisse 70 tl nin altına pek gelmiyor, gelse bile bu alım fırsatı olarak görülüp yeniden kendini yukarıya atıyor. Hisse toplanmış durumda. Ben geçen yılın son aylarında elimdeki PGSUS'ları 75 tl civarından satıp çıkmıştım ve bir daha da alıp satmadım, uzak durdum. Hem PGSUS hem de THYAO'da önümüzdeki aylarda bedelli bir sermaye artırımı ihtiyacı ortaya çıkabilir. İşte, hem bedelli riski hem de Kovit probleminin hala devam ediyor olması beni bu kağıtlardan uzak tutuyor. Gerçi THYAO bir kamu kağıdı olduğu için onu almayı düşünmem ama PGSUS takibimdedir.

Sportif A.Ş. hisselerini takip edelim, özellikle de BJKAS ile GSRAY'ı. Sportif hisselerin hepsi sermayelerini çoktan yitirmiş hisselerdir, hatta sermayelerini yitirmekle kalmamışlar sermayelerinin kat be katı eksiye geçmişler. Örneğin BJKAS 240 milyon tl sermayesini yıllar önce yitirdiği gibi şu anda 1.7 milyar tl ye yakın eksidedir (özsermayesi). Bu kağıtlar birer yatırım enstrümanı değildir bunun altını çizeyim. Çünkü hemen hemen her yıl zarar ederler, kâr yazsalar bile minnacık bir kâr yazarlar ve bu kârın bilançoya hiç bir olumlu etkisi olmaz, temettü verme ihtimalleri sıfırdır çünkü ortada kâr filan olmadığı gibi devasa boyutlarda eksideler. Sportifler sürekli olarak ana ortak olan kendi derneklerini fonlar. Bu tür hisselerde ancak kumar oynanır. Eğer kumar masasından kâr ile kalkma olasılığımız yüksek ise bu kağıtlara neden girmeyelim? BJKAS 5 yıl önce %66 bedelliye gidip sermayesini 400M tl ye çıkarmak istemişti ama SPK buna izin vermedi. Son 5 yılda şirketin mali durumu kötüden daha kötüye gitti. Artık bir sermaye artırımı gündeme gelebilir. Böyle olursa, FENER'in son sermaye artırımında (veya TSPOR'un bir önceki sermaye artırımında) başına gelen bunun da başına gelir. FENER'in son sermaye artırımında hisse haber öncesi gördüğü eski fiyat bazında 44 tl'den 8.5 tl ye (5.9x3.5-12.5) düşmüştü (5.9 tl yeni fiyat bazındaki dip) yani %80 düştü bir kaç ayda ve de müthiş bir alım fırsatı sundu. Akabinde de 5.9 dan 55 tl ye yuvarlak 9 katına çıktı. İşte bu tür bir fırsattan bahsediyorum.

BİST'teki bireysel yatırımcıların büyük çoğunluğu cahil, tecrübesiz, kumar sevdalısı, yatırım yapmanın anlamını dahi bilmeyen, saçma sapan nedenlerle kağıt alıp satan bir güruhtur. Bu güruh sportif a.ş. kağıtlarını çok sever çünkü onların borsa mantalitesine çok uygundurlar. Bir rulet masasına otururken masadaki 49 numaradan 45'i kırmızı ise hemen hemen gözü kapalı kırmızıya oynayabilirsiniz. Bekleyelim bakalım, ne zaman 49 numaradan 45 i kırmızı olursa biz de o zaman kırmızıya oynarız. Kırmızı olmaz da siyah olursa biz de o zaman siyaha basarız parayı.

İş Bankasının 1200'den fazla şubesi var. Şubesiz/İnternet bankacılığın ön plana çıktığı ve her gün daha da güçlendiği günümüzde bu sayı çok fazladır ve 3 te 1 azaltılması gerekiyor kanımca. 800 şube yeterli olur. Bilgi teknolojileri kökenli yeni CEO bu gerçeği biliyor olmalı.

Sportif a.ş.lerin en büyük fonksiyonu hatta kuruluş nedeni kendi derneklerini fonlamalarıdır. Aslında böyle bir şey SPK kurallarının ihlali oluyor ancak her nasılsa kanuna aykırı olmasına rağmen göz yumuluyor. Siz bir A. Ş.nin ana hissedarı olsanız ve sürekli olarak şirketin kasasından borç para alsanız ve bunu yıllar boyunca 10 yıl 20 yıl gibi devam ettirseniz dğer hissedarlar, denetmenler, SPK buna ne derdi? Müsaade ederler miydi? Demek ki ya burada bir çifte standart var ya da danışıklı bir dövüş.

5 yıl arka arkaya zarar edilirse TTK'ya göre yönetim kurulu görevden alınıp kayyum atanması gerekir ancak sportif a.ş.lere bu kanun maddesi uygulanmıyor. Acaba kanunların uygulanması şirketten şirkete değişiyor mu bu ülkede? "A şirketi isen kanun hükmü uygulanır, B şirketi isen uygulanmaz, C şirketi isen belki uygularız belki uygulamayız" şeklinde bir uygulama söz konusu olmalı. TC bir hukuk devleti mi, değil mi? İşte en önce buna karar vermek lazım. Cevap evet ise kanunları herkese uygulayın, cevap hayır ise kanun çıkartmaya zaten hiç gerek yok.

SPK;sermayelerini kaybetmiş borsaya kote şirketlere 6 ay gibi bir süre tanıyıp bu durumun acilen düzeltilmesini talep etmelidir. Artık bedelli mi yaparlar veya tahsisli mi veya blok hisse satışı mı, bu durum bir an önce düzeltilirp şirketin eksi olan sermayesi tekrar artıya dönmeli. Bunu yapmayanlarla yapamayanlar derhal borsa kotasyonundan çıkarıtımalıdır.

Mesela BJKAS. 240 milyon TL sermaye yıllar önce yitirilmiş, bu da yetmezmiş gibi bunun 7 katı eksiye geçip 1.7 milyar TL lik bir eksi özsermayeye ulaşılmış. Bu rakamın çok büyük kısmı geçmiş yıllara ait zararlardan oluşuyor ve şirket hala kan kaybetmeye yani zarar etmeye devam ediyor. En son mali yılda 400 milyon TL zarar yazdı. Bu durum nereye kadar devam edecek? SPK ile denetleyiciler bu duruma daha ne kadar seyirci kalacaklar? Bu işin sonunu gerçekten de çok merak ediyorum.

Tüm bunlara rağmen BİST'te işlem gören sportif a.ş. hisseleri anormal derecede popüler. Bir yatırım aracı olmakla uzaktan yakından alakası olmayan bu hisselerin müşterisi her zaman var. Buradan şu gerçek çıkıyor: TR'deki bireysel yatırımcılar bilinçsizdir, kumar oynamaya her zaman meyillidir.

Peki, bunun sonucu ne? Şu: Yukarıda bahsettiğim gerçeğin farkında olan vur-kaççı konsorsiyumlar ve havuzlar sportif tahtalardan çok güzel para kazanırlar çünkü her daim müşterisi olduğu için doldur-boşalt operasyonları için biçilmiş kaftandır bu tahtalar.

TTK madde 376 der ki sermayenin 3 te 2 si yitirilmiş ise borca batıklık söz konusudur. Bırakın 3 te 2 sini 3 te 3 ü yitirilmiş hem de yıllar önce, bu da yetmemiş kat be kat eksiye geçilmiş ve bu durum yıllar boyunca devam etmiş, ama ne SPK ne Ticaret Bakanlığı ne de başka bir yetkili kurum bununla alakalı hiç bir işlem yapmamış ve yapmaya da niyeti yok. Siz hala BİST'e neden yabancı yatırımcı gelmiyor diye merak ediyor musunuz?

Üzerinde karar verilmesi gereken en ivedi konu yukarıda dediğim gibi TC'nin bir hukuk devleti olup olmadığı mevzusudur. Bu sorunun cevabı belli olmadan bu ülkeye yatırımcı filan gelmez.

Benim ana hissedarı olduğum bir A. Ş. var ve ben düzenli olarak her ay şirketten para tırtıklıyorum (borç alıyorum,) aldığım borçları ne ödeyecek gücüm var ne de niyetim. Bu durum 20 yıldır devam ediyor. Bilançolarımda bu durumu hiç saklamıyorum, her şey ayan beyan ortada, hatta medyaya demeçler vererek bu yaptığımı 85 milyona ilan ediyorum. Bilançolarımı denetleyen bağımsız denetim kurumu, bağlı olduğum SPK bunu biliyor hem de taa başından beri. Hiç bir şey gizli değil. Ama bu yaptığıma herkes göz yumuyor ve ben de şirketin kasasını her ay tırtıklamaya devam ediyorum. Artık gittiği yere kadar. Sporytiflerdeki olay budur.

Herhangi bir A. Ş.'de böyle bir şey yapılsa, bunu yapanları oyarlar hiç affetmezler. Bunu yapan ana hissedar ceza yer, hapse bile atılır. Sportif a.ş. olunca durum değişiyor. Başka bir ülkede karşınıza çıkmayacak bir TR gerçeği.

Bu ülkeyi seviyorum, harbiden seviyorum çünkü unique bir ülke eşi benzeri yok bu dünyada. Her 2 durumdan 1 i "güler misin ağlar mısın" durumu. Zaten böyle ülkelerde havadan para çok kolay kazanılıyor. Katılımcıların bilinçsiz olması havadan para kazanmak isteyenler İçin büyük bir avantajdır.

Bir süre önce Halkbank hissesi almaktan dolayı mağdur olmuş ve bu hisseden çıkar çıkmaz tövbe ve yemin etmiş birisi baktım tekrar Halkbanka girmiş. Bu ülke insanının ana profilini gözler önüne seren çok güzel bir örnektir bu.

Tekrar efeyim: Borsanın %90'ı psikolojidir, buna algı da diyebiliriz. Algıyı yöneten borsayı da kontrol eder.

Eğer borsa 2 silindirli bir motor olsaydı bu motorlardan birinin adı açgözlülük olurdu, diğerinin ise korku. İşte borsayı sürükleyen 2 ana güç budur.

Halkbank hissesinden tövbe yemin ederek ayrılan arkadaşın yeminini bozarak tekrar Halkbank hissesi satın almasının nedeni tamamen psikolojiktir çünkü bu hissede kaybettiği para o arkadaşın canını yakmaktadır ve kaybettiği parayı geri almak için tövbesini yeminini bozup tekrar bu kağıdı almıştır, yaptığı işin doğru veya yanlış olduğunu hiç analiz etmemiştir, yaptığı şey tamamen dürtüseldir, içindeki sesi dinleyip mantık ile alakası olmayan bir icraatta bulunmuştur.

Bu arkadaşın yapmış olduğu icraat tipik bir icraattir ve bu ülkede buna çok sık rastlanır.

Kamu hisselerinden uzak durmak gerekir, nedenlerini yukarıda verdim. Bu kadar acı tecrübeye rağmen hala kamu hisselerinin peşinden koşuyorsanız bir ateist olarak Allah size akıl fikir versin derim.

Şu anda bu ülke bir türbülanstan geçiyor ama geleceği çok parlak, müthiş bir potansiyele sahip. Bu potansiyele erişmesi bilemediniz bir jenerasyon alır.

Kanımca iiçinde bulunduğunuz durum Çin'in 1970 lerin sonundaki veya güney Kore nin 1990 ların başındaki duruma çok benziyor yani ekonomik anlamda çağ atlama sürecinin tam arifesindeki karışık durum söz konusu sizde. Doğru bir ülke yönetimi ile ülkeniz hak ettiği refaha kavuşacaktır.

aldım yeşil çayımı bir solukta okudum :) ellerinize sağlık. işim gereği çevre-teknoloji-gıda-enerji gibi konuları sıkı takip ediyorum. Yurtdışında bayadır var ve ülkemize yavaş yavaş geliyor ve gelmeye devam edecek gibi duruyor ama Bu gelişmelerin etkileneceği sektörler gıda-org gübre-enerji-yeniden kullanım-tekstil vb alanlar gözüküyor. Ama aklıma şu soru geliyor Türkiye bu sistemi ne kadar destekler-desteklemek ister mi -desteklemeye devam eder mi? Bu tarz hisselere yatırım yapıp beklemek mantıklı mı diye düşünüyorum, yukarıda yazdığı olaylardan ötürü? Sizin düşünceniz nedir hocam.

Alıntı:

---

Originally Posted by TRENDHOUND

Kelepir fiyatına işlem gören bir banka hissesi ISCTR. Müthiş bir potansiyele sahip. 800 milyar liraya yakın konsolide aktifleri olan bu bankanın şu anki kovit döneminde bile yılda banko 12 milyar tl net kâr yazması icap ederdi yani aktiflerin %1.5 i kadar. Normal zamanlarda ise aktiflerin %2.5'i asgari elde etmesi gereken yıllık kâr olurdu yani 20 milyar tl. Yönetimin aklını başına alıp gereken reformları bir an önce hayata geçirmesi gerekiyor. Nedir Bunlar?

1- Öncelikle karmaşık hisse yapısını tek 1 hisseye dönüştürmeli. Borsada işlem gören ISATR ISBTR ISKUR hisseleri toplanmalı, toplanamayanlar da çağrı yoluyla son 3 aylık hareketli ortalamadan satın alınmalı, veya da mevcut rayiç bedeller üzerinden İSCTR hisselerine dönüştürülmelidir.

---

Sayın TRENDHOUND,

Topiğinizi bende okuyor ve görüşlerinizden faydalanıyorum.

İşkur hisseleri sermayede pay sahibi olmayıp intifada senedidir. Özel hükümlere tabi olup sahibinin izni olmadan hakları kısıtlanamaz diye biliyorum.

Sırf bu yapıldığı için oluşan hoşnutsuzluk bu hissenin zaten borsadan toplanmasını imkansıza yakın kılmaktadır.

Satınalma fiyatı bu konuda deneyimli bağımsız bir kuruluş tarafından belirlenmelidir.

Alıntı:

---

Originally Posted by environment60

aldım yeşil çayımı bir solukta okudum :) ellerinize sağlık. işim gereği çevre-teknoloji-gıda-enerji gibi konuları sıkı takip ediyorum. Yurtdışında bayadır var ve ülkemize yavaş yavaş geliyor ve gelmeye devam edecek gibi duruyor ama Bu gelişmelerin etkileneceği sektörler gıda-org gübre-enerji-yeniden kullanım-tekstil vb alanlar gözüküyor. Ama aklıma şu soru geliyor Türkiye bu sistemi ne kadar destekler-desteklemek ister mi -desteklemeye devam eder mi? Bu tarz hisselere yatırım yapıp beklemek mantıklı mı diye düşünüyorum, yukarıda yazdığı olaylardan ötürü? Sizin düşünceniz nedir hocam.

---

Önümüzdeki yıllarda şu sektörler öne çıkacak: Alternatif enerji, gübre dahil ziraat, gıda, yeniden dönüşüm, tarla arazi türü gayrimenkul. Bunlar da senin yukarıda yazdıklarınla örtüşüyor.

Alıntı:

---

Originally Posted by balık

Sayın TRENDHOUND,

Topiğinizi bende okuyor ve görüşlerinizden faydalanıyorum.

İşkur hisseleri sermayede pay sahibi olmayıp intifada senedidir. Özel hükümlere tabi olup sahibinin izni olmadan hakları kısıtlanamaz diye biliyorum.

Sırf bu yapıldığı için oluşan hoşnutsuzluk bu hissenin zaten borsadan toplanmasını imkansıza yakın kılmaktadır.

Satınalma fiyatı bu konuda deneyimli bağımsız bir kuruluş tarafından belirlenmelidir.

---

Selam Balık. İSKUR hisseleri pay sahibi değil, bunu biliyorum. Ancak bunların banka tarafından geri alınması her zaman mümkündür. Zaten %28.8 lik bir halka açıklık oranı var İSKUR'un yani borsada işlem gören İSKUR sayısı 2,458x0.288=708 adettir. Piyasada işlem gören İSATR hisse sayısı ise 1,000x0.24=240 adettir. Piyasada işlem gören İSBTR sayısı ise 29,000x0.2578=7.476 adettir. Bunların banka tarafından geri alımı sorun teşkil etmez. Banka kurucu hisseler dahil hepsi için çağrı yapabilir tabii rayiç fiyatından veya biraz primli olarak, çağrıya katılmayanların hisseleri belirli bir orandan İSCTR'ye dönüştürülür mesela 1 İSKUR için 80,000 İSCTR, 1 ISATR için 50,000 İSCTR, 1 İSBTR için 7,000 İSCTR verilir filan gibi. Sonuçta da bunların tümüne ödenecek para yuvarlak olarak 350+70+250=670 milyon tl gibi olur ve bu rakam banka tarafından rahatlıkla karşılanacak bir rakamdır. Bankanın 1 aylık net kârına tekabül ediyor işte, ciddi bir rakam değil. Bunun 2 katı bile ödense yine bir sorun yaratmaz. Sonuç olarak tüm hisse yapısı tek bir hisseye dönüşmüş olacak yani İSCTR'ye. Şu anki düşük fiyatı dikkate alıp bankanın hisse geri alımı yapmasında büyük fayda var. Bu geri alımların bir kısmı İSKUR İSATR İSBTR'nin dönüştürülmesi için kullanılır.

environmet, sana yakın geçmişte başımdan geçen bir olayı anlatayım: 2015-2016 yıllarında EEX borsasında işlem gören CO2 emisyon sertifikalarının taban yapmış olduğunu gördüm ve bu sertifikaların roketlemeye hazır olduğuna inandım. Asgari 50 milyon euroluk bir CO2 emisyon sertifikası (EUA Spot = free to hold allowances) yatırım fonu kurmaya karar verdim ancak etrafımda beni destekleyen hiç olmadı. Bu fona para koyacak yatırımcı bulmakta müthiş zorluk çektim, hiç kimse bana inanmadı. Maslak'taki bürosuna gittiğim BİST'e kote bir girişim sermayesi yatırım ortaklığının müdürü benimle dalgasını bile geçti. 50 milyon euroluk hedefim yerine sadece 10 milyon euro bulabildim ki bunun yarısı benim kendi sermayem idi. 2016 yılında 4-5 euro aralığından 10 milyon euorluk CO2 sertifikası satın aldım Lüksemburg menşeli yatırım fonum kanalıyla (vergiden muaftır). Ben aldıktan sonra 1-2 sene daha sertifikalar 4-6 euro aralığında seyretti ancak gelgelelim şu anda fiyat 56.5 euro. Euro bazında son 5 yılda 1 e 12 kazandım. Benim kendi sermayem olan 5 milyon euro şu anda 60 milyon euro oldu. Sözün özü, önümüzdeki yıllarda hangi sektörlerin ön plana çıkacağı sorusunun cevabını bulmak hiç de zor değil.

Alıntı:

---

Originally Posted by TRENDHOUND

..........Şu anki düşük fiyatı dikkate alıp bankanın hisse geri alımı yapmasında büyük fayda var. Bu geri alımların bir kısmı İSKUR İSATR İSBTR'nin dönüştürülmesi için kullanılır.

---

Borsada işlem gören İSKUR İSATR İSBTR'lerin geri alımında / dönüştürmede kullanmak için banka 150 milyon lot gibi bir hisse geri alımı yapıp bunları depoya atmalıdır. Böylece bir nebze olası fiyat artışlarına karşı kendini hedge'lemiş olur.

Sabır bilgi emek ile kazanmak çok güzel

Alıntı:

---

Originally Posted by TRENDHOUND

environmet, sana yakın geçmişte başımdan geçen bir olayı anlatayım: 2015-2016 yıllarında EEX borsasında işlem gören CO2 emisyon sertifikalarının taban yapmış olduğunu gördüm ve bu sertifikaların roketlemeye hazır olduğuna inandım. Asgari 50 milyon euroluk bir CO2 emisyon sertifikası (EUA Spot = free to hold allowances) yatırım fonu kurmaya karar verdim ancak etrafımda beni destekleyen hiç olmadı. Bu fona para koyacak yatırımcı bulmakta müthiş zorluk çektim, hiç kimse bana inanmadı. Maslak'taki bürosuna gittiğim BİST'e kote bir girişim sermayesi yatırım ortaklığının müdürü benimle dalgasını bile geçti. 50 milyon euroluk hedefim yerine sadece 10 milyon euro bulabildim ki bunun yarısı benim kendi sermayem idi. 2016 yılında 4-5 euro aralığından 10 milyon euorluk CO2 sertifikası satın aldım Lüksemburg menşeli yatırım fonum kanalıyla (vergiden muaftır). Ben aldıktan sonra 1-2 sene daha sertifikalar 4-6 euro aralığında seyretti ancak gelgelelim şu anda fiyat 56.5 euro. Euro bazında son 5 yılda 1 e 12 kazandım. Benim kendi sermayem olan 5 milyon euro şu anda 60 milyon euro oldu. Sözün özü, önümüzdeki yıllarda hangi sektörlerin ön plana çıkacağı sorusunun cevabını bulmak hiç de zor değil.

---

Günaydın sayın hocam, gelecek için okumaya, araştırmaya devam ediyorum. Günümüzde fonksiyonel gıdalar yurtdışında oldukça popüler ve yavaş yavaş ülkemize geliyor ve bu tip çalışma yapan firmalar var. Yenilenebilir enerji konusu ülkemizde biraz saçmalamaya başladı. Devlet katkısını almak için gelişi güzel tesisler kuruldu ileride büyük problemler çıkacaktır. Gübre konusunda ise ülkemizin çok hazır olduğunu düşünmüyorum çünkü ülke olarak sabırsız bir toplumuz ama yurtdışında gübre konusunda çok güzel işler yapan firmalar var. Hatta bir firmayı davet ettim ama bana TR'nin henüz hazır olmadığını söylediler. Geleceği okumak için çok okuyorum araştırıyorum çünkü yakında evladım olacak ona yol göstermem lazım.

Genç adamsın environment, önüne daha nice fırsatlar çıkacaktır aceleyle karar verme

gözlemeye devam hocam piyasaları, şirket faaliyet raporlarını okuyorum. Beğendiklerimi izlemeye aldım.