Dedigimiz, millet ucuza verir vermez degil, cogunluga %8.45 zam, yillik fiyat artisi %35.7
Gercekler bunlarken dangalagin biri, sinirlar Menderes doneminde cizildi diyor.
Printable View
Evet aynen katılıyorum , para bolluğu da oluştu bir kesim insan çok az kazanıyor ama aile birlikte yaşadığı için yani her çocuk eve bir miktar koysa Total rakam yüksek görünüyor, sahte bir refah içinde görüyorlar kendilerini , bu da var .
A101 , BİM , şok Başta enflasyonun kaynağı hep yazdım her yerde söyledim , pek çok a101.icin üretilen ürün berbat ötesi , geçen ay sok dan 500 ml sızma Lio yağ aldım ve buzdolabında donmadi hatta buzlukta 12 saatte zor dondu leş gibi yanık motor yağı kokusu vardı Prina yağı , işte herkesin oh be cennet varmis dediği bu marketler cehennemin kapısını araladı.Hepsi hökumetin adamı kimse dokunmaz , biz kendi kendimizi zehirlerken , lafta emperyalistlerle savaşalım , gerçek emperyalist babamda olsa bana pislik yediren, bunu denetlemeyen, göz yuman dir.
Sızma diye şalvar giyip yol kenarında pamuk yağı ile karıştırdığı zeytinyağını satan dan başlıyor.
Bizde kendi mikroplugumuz dahil herşeyi abd İngiliz e havale etmek moda oldu önce bı adam olalım da ondan sonra görelim bakalım ne yapabilirler.
Hemşehrilerimin Facebook guruplarında kilosu 2 liradan satılık yaş kayısı ilanları görüyorum. Çocuk yiyor diye pazarda kilosu 20 liradan hanım aldı. Bu fiyat farkını benim aklım almıyor. İlkokul ikinci sınıf için ocak ayında özel okula 24 bin verdim. Yeni belli oldu, kitap ücreti 3.800 lira imiş. Bu fiyat İstanbuldaki sıradan bir özel okulun ilkokul 2.sınıfı için. Bu gidişat karşısında yarınlarımızı nasıl kurabilirim plan dahi yapamıyorum artık. Allah sonumuzu hayretsin.
Hâlâ aynı kafadalar. 60 yıldan fazla geçti.
En azından gerçek nedir diye çeşitli tarih kitapları bile okumuyorlar. İnsan bir merak eder yaahuu. Acaba benim bildiklerim doğru mu diye. Hep hakaret . Sıkıştığında tek kurtuluş yolu hakaret edip kavga çıkarmak.
Çocukken yapardık bunu.
Oyunlarda. Mızıkçılık derdik. Şimdi laga lugaya getirmek deniyor. Tahrik ederek saldırıyor ve senin psikolojini bozarak çökertiyor ve kaçıyor.
Ağa babalarından böyle öğrendiler çünkü.
Saygılar
AKP’li belediye çöpleri ormana dökerken böyle yakalandı
https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem...landi-6554242/
Tarihi geçmiş covid ilacı verilmeye devam ediliyor
Bursa'da corona virüs testi yapılan hastaya verilen ilacın son kullanma tarihinin geçtiği ortaya çıktı.
https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik...liyor-6554176/
Bakın gıda ve sağlık işi o kadar ciddi ki asla gözükapalı alışverş yapmayın, heryerden yiyip içmeyin..
bizzat kendim gıda ambalajı üreticisiyim , ne imalatlara giriyorum nelerle karşılaşıyorum bilseniz.ve şu an ne bir denetleme var ne de kural. Herkes kafasına göre üretiyor. Fırıncısıda, yağcısıda sebzeciside peynirciside..
Misal zeytinyağını sadece nova veradan alırım. Peynir işi bilindik markalar..
Sebze meyve + balığı bile metro marketten alırım, çünkü kurumsal ve üretim kurallarına uyan tek firma bana göre..
Ve burada herkese en büyük önerim tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırın tüm ailenize. Bu kuralsızlık ve özellikle gıdada ki hileler yüzünden ciddi hastalıklar olcak uzun vadede.. bugün en kötü özele gitseniz daha ilk tetkikler 500-1000 tl.. tamamlayıcıda 15 tl verip çıkıyorsunuz endoskopi kolonoskopi bile olsanız. Bu mülteciler vs derken 5 sene sonra devlet hastanelerini kimse kullanamayacak..
Az çok yazdıklarımdan siyasi görüşümü anlamışsınızdır ancak acı bir gerçeği söyleyeceğim ki o da yapılan emekli, memur , asgari maaş zamları en ideali bu. Siz gerçek enflasyon %35 ( ki bence daha fazla ) oranında zam yaptığınız anda herşeyin fiyatı %70 artar, sonra emekliye vs %70 zam yaparlar o zamanda %150 artar fiyatlar ve böyle bir döngüye gireriz. Şu an emekliye,memura vs gerçek oranda zam yapıldığı anda ülke olarak iflas ederiz.
İlaçta miadı geçen ilaçları firma iade alır, etkinliğini kontrol eder, etkinlik belli bir yüzdenin altına düşmemişse yeni etiket basıp piyasaya sürer.
Çok bilindik bir olaydır. Bundan 20-25 sene öncesinde çoğu ilaçta miad diye bir şeyin olmadığı söylenir.
Bence sıkıntı edilecek bir şey değil. Özellikle tablet formundaki ilaçlar doğru nem ve sıcaklıkta saklanırlarsa sadece etkinlikleri azalır. Hayatı tehdit edecek şekilde bozulmazlar.
bu bir yanılsama bence..
iki şey aynı anda yapılmalı:
* vergiler düşürülecek
* ücretler kademeli biçimde gerçekçi hale getirilecek..
şu anda halkı umursamıyor sadece yüksek vergiler ile siyasal islam projesini devam ettiren (demografik yapıyı değiştirip iktidarı garantilemek, yandaş stk ve medyanın destklenmesi vb) bir yapı var..
bu proje için vergileri yüksek tutuyorlar..
oysa vergiler düşürülürse maliyet enflasyonu düşer.. sizin dediğinize benzer bir enflasyon ilk başta yine olacaktır ama daha az şiddette ve en öenmlisi yapısal olarak işler yoluna girecektir.. neden sonuç ilişkisi daha sağlıklı çalışmaya başlayacak ekonomide..
ama istedikleri bu değil.. daha doğrusu ekonomi umurlarında değil.. zira oy verenler ekonomik gerekçelerle oy vermiyor..onlarda bunu biliyor..
Bir yalanı ne kadar uzun süre söylersen o kadar gerçek olarak kabul edilmeye başlar..
Mesela abdülhamid zamanı toprak kaybı olmadığı
yada chp nin camileri yıktığı gibi..
Oysaki menderes dönemindeki cadde açacaz diyerek (vatan caddesi) gibi bir cami katliamı başka bir dönem olmamıştır..
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-90316h.htm
Bütün bunlara rağmen yandaş kesimden mevcut yönetime bir tek uyarı yok arkadaş sanki uzaydan besleniyorlar .
Bazı akrabalarımla bile papaz oldum bu yüzden kardeşim , kime oy verirsen ver ama yanlışları gör ve uyar ki düzelsin diyorum adamın ağzı açılıyor, kilişşdaroglu şöyle demiş böyle demiş , yaw temel sorunlar parti meselesi değil ülke meselesi , burada tek ses olmazsa , kim olursa olsun bu kazığı yeriz diyorsun adam anlamıyor ,cahillik diz boyu .
Evet bu uyduruk denetimsiz besinler bizi surundurerek öldürecek , bakalım o zaman tatlilarinda bile paranızla bile zor eriseceginiz balları kullananlar size merhamet edecek mi ??
Olmadı sağlık ocağından torba torba hap getirip yutariz artık .
Hocam bu durumda aspirin, minoset vb hapları eğer kendi iç ambalajından çıkarmamışsak tarihi yıl geçse de kullanabiliriz.
Ama mesela şurup açıp bir miktarını kullandıysak veya merhem açıp birazını kullandıysak ağzını tam kapasak bile skt geçtiyse kullanmamalıyız. Doğru mudur?
SKT geçmiş ürünlerin kullanılmasını her ne sebeple olursa olsun başkasına önermem (başka bir şey yüzünden kötü bir hal gelir başına sonra ilaca bağlarlar sıkıntı çıkar) ama kendim kullanırım eğer bir takım sebepler yüzünden kullanmak zorunda kalırsam. (ilaç piyasada bulunmuyordur, o sırada eczaneye ulaşmak zordur vs)
SKT ne kadar geçtiği de önemli. Zaman uzadıkça saklama şartlarından dolayı bir takım istenmeyen başka bozulmalar doğabilir. 1 ay - 3 ay falan geçmiş ise çok takmam kafaya. (tablet formlarından bahsediyorum) Sonuçta ilacın miadı geçerken evde geçiyor orada sıcaklık nem kim bilir ne alemde. Eczanelere son zamanlarda bunları ölçen sistemler yerleştirildi.
Evet krem/şurup tarzı bozulmaya daha müsait onlar direk çöpe.
Bazı gıdalarda da öyledir, çalıştığım gıda fabrikasında son kullanma tarihi (2 yıl) geçen ürünler iade olarak gelirdi, kalite kontrolden biri kapağını açar tadına bakar iyi derse suyu değişip yeni ambalajla yeni tarih basılıp tekrar piyasaya verilirdi iki yıl daha uzardı ömrü. (bu yapılan yanlıştır, örnek diye verdim)
Kuru ilaçlar bozulmaz, mikrobiyolojik bozulma mümkün değil, ışıktan sıcaktan oksijenden etkilenmeyecek ilaçsa (çoğu öyledir) kimyasal/fiziksel bozulma da olmaz ya da ihmal edilecek kadardır, yıllarca kullanılır birşey olmaz.
Çöpe atmak israftır.
Sol sağ kavramlarının bizde tam karşılığı yok da onun için. Bu çoğunlukla tarihimizle ilgili, İslam-Türk sentezinde bir Rönesans yok mesela, çünkü öyle güçte bir kilise hiç var olmuyor. Çünkü hilafet/halifelik de olsa, %100 bir şeriat uygulaması yok, çoğu uygulama değiştirilmiş yumuşatılmış durumda, ruhban sınıfı büyük çoğunlukla yönetime ortak değil dönem dönem güçlense de, çünkü kurumsal da değil, iktidar çok güçlü ruhban sınıfını asla kendine ortak etmiyor, dini padişahlar bir güç unsuru olarak kendisi bizzat kullanıyor paylaşmıyor. Uzun mevzular.
Normalde, tarihe baktığımızda, sağ Cumhuriyeti kuruluş felsefesini savunur, statükocudur, sol Demokrasiyi değişimi savunur, modernisttir. Sağ aynı zamanda demokrasiye karşı devleti de savunur, çünkü bazı güç odakları, kişiler, demokrasiyi alet ederek ve cahil yönlendirilmiş menfaatçi halk kitlelerini provake ederek sistemi ele geçirebilir. Demokratik Cumhuriyet büyük bir tehlike karşısında geçici olarak olağanüstü yetkili bir idareci seçerse buna diktatör denir, yani demokratik bir kavramdır, geçicidir, daha etkin ve gerekli bir yönetim ihtiyacına binaen meclisçe verilir. Diğerine ise tiran denir, sistemi zorla veya kandırarak ele geçirir, süresizdir, belirsizdir. Yani sağ da gereklidir, yoksa demokrasi zıbıtabilir.
Kurucu/kurucu meclis devletin temellerini atar ve bunları kaim kılmak adına, koruyucularını kurumsallaştırır. Vardı ya bunların bir geyiği, atanmışlar seçilmişleri mi denetleyecek meselesi, o işte. O atanmış aslında ilk kurucu meclisin görevlendirdiği kimse, vazifesi Cumhuriyetin temellerini korumak..
Atatürk kurucu, dolayısıyla sağcı veya solcu kalıbına tam uymuyor. Ya da dönemine göre değişiyor. Yaptığı şey devrim, dolayısıyla sosyalist devrimle benzeştiriliyor ve sosyalistler devrimci diye sahip çıkıyor, laiklik sekülerizm konularında da devrim yapıyor ama yukarıda tarihsel gelişimine bakmaya çalıştığımızda, sadece bu sağ ve sol için yeterli değil. Cumhuriyeti kurduktan sonraki dönemde aslında sağ oluyor, mevcuda itiraz eden, eskiyi talep edenler de sol. Yani bu kalıplarla mevzuyu anlamak imkansız.
Atatürk'ü anlamış birisinin ben Atatürkçüyüm, Kemalistim demesi de aslında uygun değil. Zaten Kemalizm kelimesinin bir ideolojileştirilmesi süreci var, Kadrocular Hareketi Şevket Süreyya Önder filan, bizzat Atatürk bunları önce ihtar ediyor, sonra İnönü bunlara çokça sahip çıkmasına rağmen kapattırıyor. Yani tarihsel bir gerçeklik bu, kendisinin bizzatihi idolleştirilmesine, Kemalizm adı altında bir ideoloji yaratılmasına tepkisi var. Tabi günümüzde Kemalizm kelimesi Atatürkçülükle eş anlamlı da kullanılıyor, halk terminolojik bir anlam yüklemeden kullanıyor. Veya kendimizi tarif etmek için, karşıt grup bizi tarif etmek için yapıyor, biz de bunu bilerek kullanıyoruz. Ama yaratılmaya çalışılan ve Atatürk'ün bizzat karşı çıktığı hareketi incelerseniz, nüvelerinde, biraz Turancılık, yoğun bir 'özgün sosyalizm', ve elitist teknokratlar vesayetinde devletçilik ilkesi yoğun bir Cumhuriyet felsefesi vardır. Aslına bakarsanız sonraki 40-50 yıllık döneme bakılırsa buna benzer de bir şey yaşanıyor, ama başrolde bunlar yoklar, daha çok Amerikancı ve yeşil kuşak projesine uygun elitistlerin vesayeti var. Yani işte Ergenekon diye de peşine düşülen bu grup hiç bir zaman aslında etkin değil, ne zaman güçlense kafaları eziliyor, ama hiç yok olmuyorlar da.
Kuruluş felsefesi yeterli. Çok da basit. Mevcut haliyle gerçekleştirilebilmiş Misakı Milli sınırları üzerinde, tam bağımsız, laik, halkçı, bazı temel konularda devletçi, ülkeyi kuran halklara Türk Milleti denir diyen, sosyal demokrasi ile idare edilen bir Cumhuriyet.
Bir ırk üzerinden siyaset yapmanın veya dini siyasete alet etmenin hatta bizzat Cumhuriyete alternatif bir idare arzulayacak şekilde siyasi parti kurmanın normal şartlarda imkansız olması lazım. Bunlar olmayınca ne kalıyor geriye, sağ ve sol. Cumhuriyetçiler, Demokratlar.
Biz hala Cumhuriyet devrimlerini aşamadık, hala Cumhuriyetin temel değerleri sorgulanıyor. Geç kalmış ve mikro milliyetçilik akımlarına maruz bırakılmış halkın bir kesimi, dış tahriklerle destekle, biz ayrılacağız ayrı bir devlet kuracağız diyor, Cumhuriyet devrimleri esnasında küsmüş/küstürülmüş bir kesim, hala Osmanlı hayalleriyle yaşıyor, Osmanlının bile uygulamadığı yaşamadığı bir siyasal İslami rejim arzuluyor. Dillerinden düşürmedikleri Fatih'i, tarihçiler Roma İmparatorluğunun devamı Kayzer kabul ediyorlar, çünkü adam İmparator, devasa bir coğrafyanın sömürge şeklinde iç işlerinde yarı bağımsız dış işlerinde bağımlı devletlerinin üzerinde bir yapı. Bir devlet bir imparatorluğa nasıl benzeyecek, o dillendirdikleri uygulamalar o imparatorlukta bile yoktu ki, 4 ncü Murat zamanı içkiyle ilgili yaşananlar bariz örnek mesela.
Dolayısıyla, belki de normal olanı bu, bunların yaşanması gerekiyordu, yaşanıyor. Ve halk ahlaksızlığın ahlakını tecrübe ederek öğreniyor. Komünist bir belediye başkanı var malumunuz, çok ilginç bir örnek, bazı şeyleri anlamak için incelemek lazım, devletler ölçeğinde iflas eden bir sistem ama yerel ölçekte gayet de başarılı, idealize edilmiş bir örnek, diyor ki geçenlerde program yapmışlar, yaw diyor kayyum atanan başkan XX milyon lira makam gideri altında harcama yapmış, hala onu ödemeye çalışıyorum, ben aynı dönemde 50 bin lira harcadım makam gideri diye, normalde bütçenin en fazla %10 u kadar borçlanabilirsin, bunlar bütçenin 40 katı borçlanmışlar, öde öde bitmiyor. Yani mevzu bu, mevzu buyken, diğer şeylerin hepsi teferruat değil de nedir?
Selamlar..
Super anlatim.. aynen imzami atiyorum her cumlesine.
SM-N935F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Benim ülkedeki sola çakma Atatürkçü çakma kemalist demem de ondandır, sol değişimi dönüşümü savunurken
kurulu düzeni (cumhuriyeti)değiştirmeyi hedeflemiştir
kurulu düzeni değiştirmeye güçleri
yetmeyince 12 eylülle önleri kesilince kemalist olmuşlardır
ve maalesef
günümüzde artık çok farklı bi yerdeler, tamamen halka karşı tamamen emperyalizmin kucağındalar.
Ezcümle
Türkiye de sağ ve muhafazakar kesim devletçidir devletin yanındadır, Ondandır ki horlandığı hor görüldüğü dönemler de bile devletin güvenlik güçlerine bi misket kadar taş atmamışlardır,
atmazlar.
Asla sanıldığı gibi pısırık elleri taş tutmaz değillerdir, bunu da 15 temmuzda göstermişlerdir.
2023 seçimlerinin kaybedilmesinin en büyük müsebbibi troller olacaktır diye düşünüyorum.
Bence Osmanlı bir yanilsamadir benim bunu anlamam 40 yılı aştı gencligimizde çevremizden Osmanlı şöyleydi böyleydi görüşleriyle buyutulduk ve Osmanlıyı anlamaya çalışanlar bir çeşit hain di , bugün ogrendiklerim ve teyit ettiğim bilgiler aslında Osmanlı'nın gerçek çekirdek tebaası olan Türk unsurlara aslında hiç iyi davranmadigi yönünde , bir mektup okutmak için 3 köy uzağa yürüyen köylümüz , bazı safsatacilarla bir gecede cahil oldular sanki herkes medrese , enderun mezunuydu.
Yine ticaret ve zanaat alanları azınlık veya gayrimüslim unsurlar tarafından yönetildi hesapta çok vergi verdiler falan densede Galata bankeri olup Osmanlıya borç verir hale geldiler bazı yerel gayrimüslim unsurlar hariç bu ülkede hep refah içinde yaşadılar .
Osmanlı'nın son halifesi , çıplak kadın resmeden nü resim meraklısı bir şahistı , sıfatına baksan sanki 5 vakit namaza 5 daha ekleyen biri .Osmanlı da din aslında devletin tekelindeydi , maktul İbrahim Paşa'nın katli fetvası bile bunu gösteriyor.
Mısır'a gelin giden kocası mısır prensi olan bir hatun var ismi Neslişah Sultan di sanırım sanki Hollywood starı , bugün Osmanlı dizisi izleyen abiler ve ablalar onun bebek te oturan cemaat ten bir farkının olmadığını bilmez .Sanırlar ki kendileri gibi başı kapalı yemek pişiren çocuk büyüten köy kadını.
Süleyman Beyi pek sevmesemde devlet adamıdır , " benim ispatanin bir köyünden bu makama gelebilmek cumhuriyetin bir faziletidir " demişti.
Cumhuriyet her zaman çok iyi uygulanmadı ,bazı elitler makamlarını halkı ve halkın değerlerini aşağılamak için kullandılar , bugün bunun hesabı görülüyor , ancak çözümü ve doğruyu cumhuriyet içinde bulmak bizi kurtaracak iken farklı bir yönetim biçimine evrildik batı sanılanın tersine bu ülkede Siyasal Islamciligi güçlendirdi bu sayede Anadolu Müslümanlığıni öldürdü , tek adam rejimini destekledi bu sayede her istediğini uygun santajlarla (ekonomik ve siyasi) bir gecede aldı , alıyor .
Bunları görmemek için kör olmak lazım diyeceğim ama zaten aşkın gözü kördür derler.
Şu an devletin neredeyse tüm üst düzeyini oluşturan Trabzon ve Rizeliler Osmanlı döneminde hangi üst düzey mevkide idiler bilen var mı?
Kadir Mısıroğlu, Yavuz Bahadıroğlu neden bu kadar Osmanlıcı idi?
Nasıl kutsal kitapları tam olarak okumayanlar fanatik dindar oluyorsa tarih konusu da böyle.
Atatürk 1919 da Samsuna yola çıktığında İstanbul'un yarıdan fazlası gayrımüslimdi. Şimdi ise Atatürk'e düşmanlık edenler sözde Müslümanlar.
Bu ne yaman çelişki böyle.
Ülkenin çıkmazı aşmazı, dilemması ceddiyle/kültürüyle barışık olmamasıdır, sanki bu millet bu topraklara cumhuriyetle beraber geldiği anlayışı, milli mücadelenin de küffara karşı değil osmanlıya karşı verildiği gibi algılanmasıdır
geçenlerde
Tuluyhan uğurlu bi tv kanalında
''ülkede muteber sanatçı olmanın yolu yaradana uzak, osmanlıya düşman olmaktan geçer'' mealinde bi şeyler söylemişti
ben o sanatçı kelimesini muhalif ve solcu olarak düzelteyim.
Geçenlerde bir Trabzonlu dostuma hemde Damadın karşı köyünden , dedim ki Trabzon ve Rize lilere 50 yıl siyaset yasağı koyacaksın bu ülkede bana döndü müteahhit ligi unuttun dedi :)
Bugün geçer akçe Osmanlı kılıç kalkan ekibi , mehter falan filan , halbuki dünyada adam yerine koyulmuyorsak ve fakirlik dahil ne yaşıyorsak Osmanlı dan gelenler yüzünden , bir çivi üretemeyen imparatorluk masallariyla büyüdük .
İsmet Özel adında bir şair var kendisi komünist şimdi İslamcı ama şairliği gibi Islamciligi da değişik , onun lafı " Osmanlı Osmandan Vahidettin e bir ihanet kültürüdür ".
Maraş Dondurmacısı Mısıroğlu Lozan Zafer mi Hezimet mi diye kitap yazmış sallamış durmuş , Lozan da ne şartlar altında görüşmelerin yapıldığını Lord Curson un görüşmeleri terk edip treni istasyonda beklettigini " bakın bu sarklilar halı pazarlığı yaparlar son anda isteklerimizi kabul edecekler " dediğini istediklerini alamadıklarında İsmet Paşa'nın yurda döndüğünü bilmezler zannediyorlar hemen gitti imzaladı geldi .
Lozan a hezimet diyen anlayış ,neredeyse Irak tezkeresiyle ( bazı duyarlı Akp milletvekillerininde hayır demesiyle , geçmedi ) Trabzon limanını bile ABD ye vereceklerdi .
milli mücadele hem küffara hem de osmanlıya karşı verilmiştir..osmanlı istanbulun ve devletin anahtarlarını haçlılara vermiştir..net bir gerçek..haçlılar ile birlikte hareket etmiş bir osmanlı var.. osmanlı Türk tarihinin bir parçasıdır ama bu realite nettir, nitekim sonunda ingiliz zırhlısıyla ülkeyi terketmişlerdir..
Osmanlı Türk tarihindeki sayısız devletmizden birisidir.. islamcılar sadece osmanlıyı öne çıkararak hatta cumhuriyetin değerlerini bile yok ederek öne çıkararak haçlılar ile işbirliği yapıyorlar.. abd ile görüşmek için takla atmaları suriyede abd nin istediği her şeyi yapmaları listede sadece bir kaç tanesii..abd istedi diye israille bile barıştılar..mülteciler haçlılar istiyor diye bize geliyor ve islamcılar buna çanak tutuyor..komediler.. milli ve yerli değil haçlı işbirlikçisidirler..
gayet net oluyor gerçekler bunlar.. sen yukarıda kendi yazdıklarına bak.. sol, muhalefet gibi kavramları ayrıştırmak için yazıyorsun, milli olmamakla suçluyorsun ama tam tersi.. şuursuz olanlar belli..
akape bariz biçimde haçlılar ile işbirliği içinde.. yurtdışı toplantılarda yüzlerinde güller açıyor onlarla birlikteyken..