...:::vobelıt:::...

Rusya'nın elinde bulunan USD EUR ve altın bizim sisteme geçebilir mi. Böyle bir durumda ABD ve ab nin tavrı ne olur

EUR/USD - Euro US Dollar

Real-time FX


0.9959
-0.0076
(-0.75%)

Ağustos ayında rekor dış ticaret açığı tahmin ediyorum.

Çok değerli yazılar var, beğenerek öğrenerek okuyoruz. Yalnız arkadaşlar bu ülkede sürdürülemez bir diye birşey yok ki niye olsun.

Neydi o laf bu ülkede iki şey ulamıyordunuz. Hah işte onları olamıyorsunuz onun dışında herşey olur, sürdürürüz evelallah.

Doğalgaz sorunumuz olmaz..
Fiyat pahalı olabilir..
Ab kendi derdine düşmüş..
Yaptırım yapamaz..
TR üzerinden ihtiyacını görme derdine düşecektir çoğu malda..
Bu kışı ölmeden geçirirseler.
Ukrayna da savaşı uzatırsa Rusya sendelemeye başlar...
Bu kış önemli

SNE-LX1 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

Alıntı:

---

Originally Posted by deniz43

Hayır.Yukarıdaki fiyat avrupada serbest piyasada oluşan spot fiyat.Biz doğalgazı büyük ölçüde boru hatları ile Rusya,İran,Azerbeycan'dan alıyoruz,kabaca %25'ini de serbest piyasadan LNG olarak alıyoruz.Boru hatları ile alınan doğalgazın fiyatları sözleşmelere göre değişiyor.Bazıları petrol fiyatına göre uyarlanan fiyatlar,yenilenen sözleşmeler ise hem petrol fiyatı hem de serbest piyasa fiyatını içeren formullere sahip.

https://www.paraanaliz.com/2022/duny...ek-mi-g-35972/

Avrupa Kışı Çıkarabilecek Mi?

---

Cevabınız için teşekkür ederim Sn. deniz43 hocam, en azından buralardan gol yemeyellim bari...

BloombergHT'ye 2 sanayici çıkmış "bankalar niye kredi vermiyor,anlayamıyoruz diyorlar", biz de ekonomi gündeminden bu kadar kopuk olmanıza, ekonomi yönetiminin son aldığı kararların ne manaya geldiğini idrak edememenize hayret ediyoruz.

Yüksek enflasyon bankaların sermayesini aşındırıyor.Ve enflasyon muhasebesi uygulanmadığından bankalar reel olarak etmedikleri karlar üzerinden yüksek tutarlı vergiler veriyorlar ve bu vergiler de sermayeyi aşındırıyor.Bu nedenle banka sahiplerinin "tedbirli bir tacir" olarak hareket etmesi gerekiyor,hele de merkez bankasının yayınladığı yeni talimatlardan sonra:

Alıntı:

---

Originally Posted by deniz43

Aynı sermaye ile banka tarafından 1 yıl önce kaç milyon ton petrol,kaç milyon ton buğday ,kaç milyon ton bakır alınabiliyordu,şimdi ne kadar alınabiliyor.Ya da daha basit olarak anlatmaya çalışayım ,yüksek enflasyon ortamında dükkan sahipleri yakınır,"sattığım malı yerine koyamıyorum" der.Çünkü yüksek enflasyon işletme sermayesini reel olarak eritmiştir.Bankalar da diyelim 1 yıl önce 1000 şirketin kredi ihtiyacını karşılayabilirken ,%100 enflasyon sebebiyle işletme sermaye ihtiyacı çok artan 1000 şirketin artık kredi ihtiyacını karşılayamaz ,daha az sayıda şirketin kredi ihtiyacını karşılayabilir çünkü kendi sermayesi de yüksek enflasyonla büyük ölçüde aşınmıştır.Bankaların teminat göstererek merkez bankasından ya da diğer bankalardan borçlanarak para ve kredi yaratma kabiliyetleri vardır,ama bu sermayelerine bağlıdır ve sermaye yeterlilik rasyosu ile sınırlıdır.Eğer yüksek enflasyon ortamında , şişen tutarlarda ,aynı sayıda firmaya kredi verebilmesi için sermayesini artırması gerekir.
Sanayi şirketlerinde duran varlıklar olarak ,arsalar,fabrikalar,teçhizatlar,yıpranma payı da dikkate alınarak enflasyon ortamında değer kazanırken, yüksek borçlu firmaların düşük faiz ortamında borçları reel olarak azalırken ,bankaların -neredeyse- tüm sermayesi para olduğu için sermayeleri yüksek enflasyon ortamında reel olarak erir,bir de reel olarak elde etmedikleri kazançlar üzerinden yüksek vergi verir..
Tabii bankaların düşük mevduat faizi ve merkez bankasından düşük faizle borçlanıp yüksek marjla kredi vererek elde ettiği kazançlar var,eğer buradan elde edilen kazançlar reel olarak banka özvarlıklarında bir artma sağlıyorsa,şirket sermayesindeki yüksek enflasyon nedeniyle meydana gelen erimeyi telafi ediyorsa, ancak o zaman banka reel olarak kar etmiş diyebiliriz.

BDDK'nın son verisi Mayıs 2022 ye ait

Bankacılık sektörü öz kaynakları(milyar dolar)(kaynak:BDDK)

2020 Mayıs:80.257
2021 Mayıs:73.073
2022 Mayıs:61.937

---

Alıntı:

---

Originally Posted by deniz43;bt1791

Biraz daha detaya girersek:

Bilançoda Özvarlıklar:Ödenmiş sermaye+yedek akçeler+sabit kıymetler ve menkul değerler değerleme farkları+DÖNEM KARI/ZARARI+geçmiş dönemler karı/zararı'nın toplamından oluşur.
Bu denklemde ödenmiş sermaye bankanın ya da şirketin kuruluş dönemine ve ortaklar ilave sermaye koymaya karar vermişlerse,sonraki dönemlerde toplanmış ödenmiş sermayeyi temsil edip özvarlıklarda faailiyet dışı olarak bulunurlar,yedek akçeler de geçmiş dönemlerde elde edilen kazançlardan olağanüstü dönemlerde kullanılmak üzere ayrılmış olan kısımdır.Bu denklemde belirleyici olan net dönem karı/zararı'dır.Eğer dönem karından bir dağıtım yapılmamış ise,şirketin öz varlıkları elde edilen kar kadar artmış olur,Eğer reel olarak elde edilen bir kar yoksa ise şirketin öz varlıklarının tutarı reel olarak düşer, yüksek enflasyon döneminde elde edilen nominal karların zahiri olduğunu,gerçekte zarar ettiğini ifade eder.
Enflasyon muhasebesinde üretici fiyat endeksi kullanılır ve özvarlıkların üretici fiyat endeksine göre ne ölçüde arttığı belirleyici olur.Son Haziran 2002 TUİK verisine göre üretici fiyat endeksindeki yıllık artış %138.3'dür.

---

Alıntı:

---

Originally Posted by deniz43

Ekonomi yönetiminin bütün amacı seçime kadar "durumu idare etmek", ama seçimden sonra iktidarda kalmaya devam ederlerse,kendilerinin de o zaman ne yapacakları hakkında bir planı olduklarını zannetmiyorum.Mevcut durum makroekonomik dengeler açısından sürdürülemez bir dengeyi ifade ediyor.Seçimlere kadar bu tür gece yarısı kararnameleri ile ekonomide bir ödemeler dengesi krizi ile çöküş olmadan köprünün öteki tarafına geçilebilir mi, %49 ihtimal veriyorum.
[/B]

---

Ben de tamamen aynı fikirdeyim. Aslında bu durum yeni de değil son birkaç yıldır böyle: KGF kullanımı, MB rezervlerinin satılması, MB'nin yılın son günü kara geçirilip hazineye para aktarılması, dolar korumalı mevduat, bankalara yapılan türlü baskılar (aktif rasyo vb.).. bunlar hep günü kurtaran, sürdürülemez, sorunu bir yerden başka yere aktaran çözümler. Ancak şu da var, 2023 seçimlerini mevcut iktidar alırsa beş yıl daha süresi olacak, sorunları o zaman düşünürüz deyip önümüzdeki on ay daha sonrası yokmuş gibi kararlar alıp uygulamalar yapması normal. Dolayısıyla ben ani bir kriz beklemiyorum, iktidarın elinde tam yetki var, daha ağır önlemler alarak her sorunu bir şekilde seçim sonrasına erteleyebilir. Sonrasında ödenecek bedel önemsiz, siyaseten sadece şu on ay önemli, bedeli ne olursa olsun bu dönem atlatılır.
Her şekilde ekonomide ve piyasalarda önümüzdeki bir yıl (on ay + iki ay da seçim sonrası curcunası diyelim) çok heyecanlı geçecek.

Alıntı:

---

Originally Posted by HATAKE

avrupa şimdiye kadar kendisine dokunmayan tiranlara stratejik enerji altyapısını teslim etmenin bedelini ödüyor

---

Petrol krizi zamanından şu anda yaşananların ne farkı var.
Savaş bitsin doğalgaz fiyatları düşsün yine ucuz enerjinin cazibesine kapılıp gidecekler.

Şu parantezide açalım. Dışa bağımlılığı azaltmak için nükleeri seçen fransa şu anda en az etkilenen ülkelerden biri.
İlave olarak karbon salınımında da avantajlı.

Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi