DMO ile şirketin sözleşmesi var. Bu sözleşme ile DMO (bir nevi alım garantisi vererek) toplam 30.000 araç alımı yapacak.
Printable View
DMO ile şirketin sözleşmesi var. Bu sözleşme ile DMO (bir nevi alım garantisi vererek) toplam 30.000 araç alımı yapacak.
Fatih Altaylı konusunda sana katılıyorum ve bir detay ilave etmek istiyorum , mesela Altaylı seni programa çağırdı senin uzman olduğun konuya biraz çalıştı ve rejiye de konunun uzmanı kendine bi şeyler fisildayacak bir adam koydu ama yetmez asil numarası sen lafı söylerken hemen kendinden emin bir şekilde senin lafını tekrarlamak mesela sen kusadasinda deniz kırmızıdır derken daha seninle ayni fazlı kırmızıdır diyor bu sayede sanki herşeyi bilirmiş gibi görünmeyi beceriyor olmazsa küfür ediyor , bir zaman evvel stadyumda yaparsa locada dayak yiyor ama hic tınmaz sanki o değildir dayak yiyen başkası ,Murat la hemen ayni karakter o yüzden kankalar.
Büyük ihtimalle belediyelerde kapışacak. Devletten yani bizim maaşlardan beslenen iş adamlarınada zorla aldırırlar. 1 yıl sürer, bilemedin 2 yıl. Bakalım sonra ne yapacaklar.
İlk 5 yılda satışa çıkarırlar, bir dünya devi alıp kendi arabalarını üretmeye başlar. Satışı parlatırlar, "neleri başardık dünya devi peşimizde" diye. Satanlar bizim vergilerle cepleri dolu ayrılır. TOGG hikaye olur belki dünya devinin bir markası olarak göstermelik bir müddet devam ettirirler. Altay tankı ve Türk telecom da olduğu gibi kaybeden yine çalışanlar olur..
Yukarıda TOGG dan bahsetmiştim. Bu şartlarla yani devlet parası ile üretirler ama hiç bir ekstra özelliği olmayan o arabayı o fiyata piyasada tutturamazlar demiştim.
Peki nasıl tutunur. Bir otomobil fabrikası kurarsanız, piyasada nasıl tutunur satış yaparsınız.?
Bunun için deha olmak gerekmiyor, YOLU BASİT. Geçmişte tutunan marka ların yöntemlerine bakarsanız, hepsi aynı yolu izlemişler.
Üç Ana yöntemi var.(Benim bildiğim)
1. Yol: Mercedes gibi bir markaysanız, yeni bir ürün çıkardığınızda, piyasada tutunması sorun olmaz. Örneğin iş jeti yaptı sattı diyelim. Üzerinde mercedes markası olduğu için müşteriside hazırdır. Sattığı iş jeti değil, mercedesin geçmiş tecrübesi ve bilgi birikimidir, mercedes'e duyulan güven algısıdır. Mercedes, teknolojik ne yapsa satar, piyasada tutunur.
Birinci yol, piyasada tanınıp güvenilen markanız vardır bunu sunacaksınız. TOGG da yok.
2. Yol: Tesla gibi piyasaya çıkarsınız. Sizde olan özellikler, piyasadaki diğer araçlarda yoktur. O zaman piyasada tutunursunuz. Tesla yeni kurulan otomotiv geçmişi olmayan bir firmaydı. Ama çıkar çıkmaz kısa sürede tutundu ve dünya devi oldu. Neden.? Birincisi arkalarında siyonist medya ve ülke vardı bunu saymayalım diğeri ise uzun menzil ve otonom kullanım sundu. Elektrikli diğer markalar 200-300km arası ortalama menzil sunarken Tesla 400km üzeri menzil sundu. Diğer markalarda tam otonom sürüş yokken Tesla tam otonom sürüş özelliği sundu. Lüks arabalarla aynı fiyata satışa çıktı ve piyasada kaldı.
İkinci yol diğer markalarda olmayan çok önemli bir veya birden fazla özellik sunacaksınız. TOGG da yok.
3. Yol. Japon Honda'nın, Güney Kore'li Hyundai'nin Çekoslovak Skoda'nın yaptığını yapacaksınız. Diğer arabalardan daha ucuza satacaksınız ama belli kaliteyide tutturacaksınız. Honda Türkiyeye geldiğinde bizim tofaş'ın şahin doğanından farkı yoktu. Tenekeler birleştirilmiş araba diye satılıyordu ama ucuza. Skoda aynıydı, sağ sol tekerlekleri içe dönük çarpıktı, ucuza satılıyordu. Hyundai ilk geldiğinde yine ucuzdu. Hem Türk piyasasında hemde dünya piyasasında tutundular. Aradan 10 yıllar geçti ve kaliteyle beraber fiyatıda artırdılar. Dünyada tutundular.
Üçüncü yol, rakiplerinden çok daha ucuza satacaksın. TOGG da yok. Lüks araba fiyatına satacaklar.
Ucuza satabilmeleri için hemen hemen herşeyi içerde üretmeleri lazım. Elektrik motorunu bile ithal edecekler. Türkiye'de Elektrik motorunu dünya kalitesinde üretecek en az 10 şirket ve üniversite vardır. Ama yok gitti İngiliz Bosch dan alıyor. Pil'i yabancı şirketten alıyor. Bu arabada en önemli şey pil dir. Tesla'nın ilk işi kendi pil fabrikalarını kurmak oldu. TOGG un ilk işi hangi yabancı firmadan pil alalım araştırması oldu. Pil'i dışarıdan alıyorsan piyasada şansın yok. Çok çok ekstra ilave özelliğin olursa o zaman belki şansın olur. Arabayı çok ucuza verirsin ki ithalsen yapamazsın veya otonom yazılımın dünyanın en iyisinden 2 kat iyi olur filan. Yok, TOGG da yok. tamamen halkın sırtına yüklenmek amaçlı yola çıkılmış bir proje.
Bu kadar parçayı ithal ederken ucuza devlet desteği olmadan satamazsın. Ucuza çıkarsa bilinki devlet aradaki farkı karşılıyordur yani çalışanın vergileridir.
direksiyon İsveç Autoliv firması.
Motor İngiliz Bosch
Mekanik-aktarma organları Alman EDAG
Şasi İngiliz Myra
Tasarım İtalyan Pininfarina
Batarya-pil Çin merkezli abd şirketi farasis.
Block Chain yazılımı abd Ava Labs Inc. Diğer yazılım içerde deniyorda detay yok.
Piyasada araba satabilmen için izlemen gereken yollardan hiç birini izlemedin. O zaman amacın belli senin kardeşim.
Ben üçüncü yolu izlerdim. Marka yeni o zaman birinci yol geçersiz, pil teknoloji bizde var anca dünyanın önünde değil, otonom yazılımda bizde havacılıkta var ancak seviyesini bilmiyorum. Karaya uyarlamak lazım. İkinci yoluda izleyecek durumun yok, o zaman üçüncü yol.
Bizde arabayı üretecek her şey var. Ucuzada getirirsin. Yazılımları tusaş, aselsan, havelsan, hangisi istekli ise. Üçüde yazılım konusunda dünya deviler. Otonom İHA yazılımları bu firmalarda. Arabaya uyarlayacaklar, kolay değil ama 10binlerce ileri düzey eğitim almış mühendisleri var. Kolayca yaparlar ve dünya standartlarında olur. Diğer her şeyi Türkiyede yaparsın. Yazılımla beraber batarya en önemlisi. İleri teknoloji batarya üreten 2 firmamız var. Dünyanın en önünde değiller geriden geliyorlar ancak bizde pahalı araba satmayacağız. Tesla 600 km diyorsa biz 350 km diyeceğiz. Fiyatımızda ona göre olacak. İYİ kalitede çok uygun fiyatlı bir araba üretip %80 yerli üretimle satarız. Zamanla kaliteyi ve teknolojiyi artırırız. Menzilde Tesla'yı yakalar geçeriz.
Hem fabrikamız kazanır dünya devi olur, hem yüzbinlerce çalışanımız kazanır para yurt içinde kalır, hem parça üreten yan sanayiler kazanır para yurt içinde kalır, hemde sattığımız milyonlarca araba ve yan sanayi kazanç vergilerinden devlet kazanır.
YOLU BUDUR. Denenmiş ve her seferinde başarı sağlamıştır. Son deneyenler Hindistan ve İrandır. İran'ın Türkiyede motorlu araç fabrikası var.
Olmaz bu iş dediğimde siyasetçiler gibi boşa atmıyordum, bilgim dahilinde yazıyordum.
Ha bir de uzun ama en sağlıklı yol var. Otomotiv veya teknoloji sektöründe faaliyet gösteren küçük şirketlere devlet ön ayak olur ve üç beş fabrika birden kurulmasını sağlar. Bu şirketlere teknoloji desteği verir, ortak olarak para desteği verir. HİBE YOK. Şirket başarı sağladıkça şirket sahiplerine devlet payını satar. Devlet yardım ediyorsa her lirasını doğru kullanıyorlarmı diye denetlemek zorunda.
Son not. KKTC de Yakın Doğu Üniversitesinde Günsel isminte otomobil üretiliyor ve BATARYASINI KENDİLERİ ÜRETİYORLAR. KKTC kendi bataryasını üretip 500 km menzil sunuyor. KKTC de yapıyorlar ama Türkiyede yapmıyorsun.
.
Rusya nükleer tehdidi tırmandırarak söylemeye devam ediyor.
Geçmişte batı ve Rus farkını yazmıştım. Batılılar(gerçekte batıyı yöneten ibrani kökenli yahudiler) işlerini yavaş yavaş alt oyarak gizlice yaparlar. Yüzüne gülüp namuslu kibar adaletli görünürken dolaylı yollardan senin altını oyarlar ve belli süre sonra bakmışsınki batmışsın. Nasıl battığını bile anlamazsın. Çok sabırlıdırlar onlarca yıl hatta yüzlerce yıl tırnak tırnak kazar oyarlar altını.
Ruslar ise yüzüne karşı vuracam der sonrada vurur. Açık yapar. Erkek gibi savaşır.
Şu anda da onu yapıyorlar. "Nükleerle vururum kardeşim" diyorlar.
Bunu daha öncede yazmıştım hatırlatayım dedim. Hatta şunuda yazmıştım. Rusya henüz Ukrayna ya girmemişti ve "girmeye niyetim yok ama nato ya almayın" diyordu. Bende demiştimki Ukraynaya saldıracak bunlar. Ruslar söyledimi yapar gizli iş çevirmez demiştim. Ukrayna ya girdiler. Belkide abd nin hedefi buydu.
Sonra demiştim ki, "Rusya nükleer le vuracaksa Ukrayna yı vurmamalı. Ukraynayı nükleer le vurması Rusya yı bitirir. Vuracaksa abd, ingiltere, israil ve fransa yı aynı anda vurmalıdır. almanya seçimlik." demiştim.
Ukrayna yı nükleerle vurması Rusya ya savaşı kazandırmaz. Ukraynada nükleer yüzünden girilemeyen bölgeler olur. Rusya dünyada nükleer kullanan soykırımcı ulus olarak bilinir. Dünya karşılarına geçer. Batı aynı yerde güçlü durduğundan Rusya nın altını aynı güçle daha fazla bağırarak oymaya devam ederler ve Rusya eni sonu çöker. Rusya nın düşmanı Ukrayna değil Ukrayna yı maşa olarak kullanan batılılar(arkasındaki ibraniler)
abd yide tek başına vuramaz abd füzeleri karşı atağa fransa, ingiltere ve israil den başlar. Hali ile bu ülkeleride abd ile beraber vurmaları gerekir. Rusya batıyı gafil avlayamazsa Rusya füzeleri ateşledikten bir kaç dakika sonra batı füzeleride havalanacağından hem batı ve israil biter hemde Rusya biter. Rusya nın kurtuluşu pek yok. Bir şekilde gafil avlaması gerekir.
Valla şaka maka nükleer savaş yavaş yavaş yaklaşıyor. Şimdilik bizi bağlayan bişey yok. Nükleer savaş biterse afrikalılara veya Çin ayaktaysa Çin e biat etmeye başlarız. Değişen bişey olmaz öptüğümüz ayak değişir. Detaydan bahsetmedim tabiki dünya savaşı dönemlerinde kıtlık korkunç olur, en az 10-20 yıl çok kötü fakirlik ve sürünme olur. Ama batı ve kuzeyde nükleer serpinti olmayan bölgeleri paylaşabiliriz, oradanda bir kazanç olabilir erken kalkarsak.
Togg un yukarıda da yazıldığı gibi gerçek olmayan müşterilerle geçecek ilk yılları sonunda durumu göreceğiz , yani emniyet ,milli eğitim falan filan bu aracı envanterine alacak en büyük müşterisi devlet olacak sonra ne ka da r gider yukarıda yazılanlar doğru anlaşılırsa gider ama bu tank isine dönerse ki oradaki hikayeyi okumuştuk tam bir fiyasko olur , herşeyi biliyor görünmekle bilmek ve kontrol edebilmek arasında büyük fark var , thy de sanıyorum Temel Kotil in bir akademisyenligi ve uzmanlığı işi götürdü fakat simdi ki genel mudur artistik hareketler yapıyor diye okumuştum.
Bu arada sansür yasası bize neyi ne kadar konusabilecegimizi söyler ,okumadim ama merak ediyorum fakat ülkemizde pratik ve teorik de hep farklı olmuştur hemen her konuda .
abd nin siyonist kanalı demaks da belgesel izliyordum. Dağda ormanda bayırda uçurumda amatör kişiler kendi evlerini yapıyorlar.
İkinci sezon 6. bölümü internet sitesinden dün seyrettim. 3 Çocuklu aile, dağda kendi arazilerinde 2+1 banyo mutfak veranda filan normal ev yapıyorlar.
Eve solar sistem(Güneş panelleri ile elektrik üreten sistem) kurarak evin tüm elektrik ihtiyacını karşılayacaklar.
Solar sistem kuruldu, sistemi kuranlar "2 yılda kendi parasını çıkarır" dediler. Çüşş dedim. Aslında dememem lazımdı. Bizim 80 yıldır soyulduğumuzu bildiğimden, hatta nasıl soyulduğumuzu bile bildiğimden çüşş dememem lazımdı, boşluğuma geldi. Refleks.
Bugün oturdum hesap yaptım. amerikada 2 yılda kendini amorti eden solar sistem, bizde 30 yılda kendini amorti ediyor. hatta 30 küsür yılda ben kısa kısa hesapladım.
Bu neyi gösteriyor. Aradaki 28 yıllık paranın, haketmeyen birilerinin cebine girdiği. Ülkemizin sisteminin bozuk olduğu.
Tabi 28 yıl tam değildir, az veya çok olabilir. Ülkelerin maliyetleri bazı konularda belli sebeplerle değişiyor. Her ülkede farklılık gösterir. Ülke petrol çıkarıp ihraç ediyordur, o ülkede petrol ucuzdur. Petrol üretmeyende pahalıdır. Ama çüşş dedirtecek kadar değildir. amerikada 2 yılsa bizde üç olur dört olur 1 yıl olur ama 30 küsür yıl olmaz.
Hesabıda koyayım belki hata yapmışımdır uyarırsınız.
Önce amerika. Fiyat için 3600 usd dediler. Evin tüm ihtiyacını karşılayacak dediler. 5 kişilik koca aile.
Önce abd de solar sistem aylık ne kadar harcamaya denk geliyor onu bulalım. Normal mi anlayalım.
2 yıl 24 ay eder.
Evin aylık harcaması 3600usd/24gün=150 dolar. Yani amerikalı aileler ayda 150 dolarlık ortalama elektrik kullanıyorlarmış.
150 doları bizim kurla çarpınca anormal görünüyor. Bunun sebebi bizim kur normal değil bu bir. abd ortalama geliri BİZE GÖRE yüksek bu iki. Son artışla abd de saatlik ASGARİ(en az) ücret 15 dolar oldu. Günde 8 saat çalışılıyor. 8saatx15usd=120usd günde. Ay muhasebede 30 günden hesaplanır. Günlük 120usdx30gün=3.600usd aylık gelir. Tamda solar sistemin fiyatına denk geldi. Bir aylık ASGARİ ÜCRETLE alınabiliyormuş.
Tam zamanlı asgari ücretle çalışan biri ayda 3600usd kazanıyor. Ayda 150 dolar elektrik parası normal. Hesap doğru görünüyor.
Bize gelelim.
Aylık elektrik harcamamızı hesaplayalım, evin tüm ihtiyacını karşılayan bir solar sistemi alırsak, kaç yılda parasını çıkarıyor bulalım.
Şimdi internetten baktım evin tüm ihtiyacını karşılayacak en düşük sistem 3KW. Bekar olarak düşünmeyin aile olarak düşünün.
3KW sistem yaklaşık 120binTL.
Ayda kaç TL lik elektrik tüketiyoruz. Türkiye ortalaması 200KW=316 TL. Şirketler farklı olduğundan bölgeye göre üç beş TL oynayabilir.
Aylık kullanım 316TL
Yıllık: 316x12=3.792TL
30Yıl:3.792x30=113.760TL. 30 yılda elektriğe verdiğimiz para bu.
Hesap bu.
Üstelik piller ve solar panellerin ömrü bildiğim kadarı ile 20 yıl civarı. 20 yıl sonra sistemi yenileyeceksin. Normalde sistem yetersiz hale geleceğinden 30 yıldada kurtaramıyorsun.
Sömürge ülkeyiz diyorum inanmıyorsunuz.
Her ay emeğinizin TAHMİNİMCE en az %40'ı çalınıyor.
Bizim ülkenin her konuda sistemi böyle.
Atatürk öldüğünden beri böyle. Her yıl dozu artıyor.
mesut yılmaz ın yarı fiyatına veren Azerbaycan yerine Rusya dan 2 kat fiyatla bize gaz borusu döşediği yıllarda güneş ve rüzgar enerji sistemleri yeni gelişmeye başlamıştı. Almanya, Çin başta olmak üzere bu teknolojiye hücum etmişlerdi. Bizde aynı yıllarda mesut yılmaz liderliğinde Rus borusuna hücum etmiştik, döşemiş, "nasılda başardık" diye övünmüştük.
Şimdi biz güneş ve rüzgar teknolojilerini ithal ediyoruz. Bizde yapılıyor görünenlerde montaj. Ana teknolojik parçalar ithal.
mesut yılmaz gaz borusunu ülkeye döşedi gitti. Ailesi TR nin en zenginlerinden biri haline geldi. Halk ise 30 küsür yılda ... devamını bağlayamadım ama anladınız siz... mesut yılmaz sadece biri... 1938 den beri böyle. Uğruna kavga ettiğiniz, sevdiklerinizle tartıştığınız mesut yılmaz gibi siyasetçilerle 30 yılda anlatabiliyormuyum.
Her neyse. İşime bakayım.
.
Eklemesem olmayacak.
Üstteki yazıyı tamamlama amaçlı.
Son 10 yıldırda batarya teknolojileri, yapay zekâlara, KUANTUM BİLGİSAYAR TEKNOLOJİSİ'ne aklı olan ülkeler hücum etti.
Peki biz neye hücum ettik.?
İthal ettiğimiz parçalarla otomobil yapıyoruz, pilini Çinli firma üretecek. fatih altaylı gibilerde otomobili öve öve bitiremiyor. mesut yılmazı Rus borusunu bize döşedi diye öve öve bitiremeyenlerde vardı. "Karadenizden boru geçmezdi biz geçirdik" diye TV lerde ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. Bugünde %70 ini ithal ettiğimiz otomobiller parlatılıyor.
Çocuklarımız ise "yaw bizde niye elektrikli otonom otomobiller Çinden 10 kat daha pahalı" diye düşünecekler.
Bugünki seçimlerimiz yüzünden.
Dedelerimizin seçimlerin cezasını biz çektik. Bizimkilerin cezasını çocuklar torunlar çekecekler.
İçeride üretmekle ithal parça ile üretmek arasında dağlar kadar fark var. TV deki soytarılar bunu sulandırıyorlar. Mercedesinde şu parçası Çinden bu parçası Malesya dan diyorlar. Çindeki fabrikasıda Mercedesin. Sadece teknoloji gerektirmeyen parçaları çok ucuzsa yabancı fabrikadan alıyorlar veya henüz kendilerinin üretemediği teknolojik parça varsa. Örneğin otonom yazılımı yoksa gidipte bunu satın almıyor. Otonom yazılım firmasını satın alıp devamını kendisi geliştiriyor. Frimayı satın alıyor ürünü değil. Pili almıyor pil teknolojisini satın alıp kendi devam ediyor. Ama lastik nerede ucuzsa, koltuk nerede ucuzsa oradan alıyor. Çin se Çin, Hindistan sa Hindistan. Lastik, koltuk ileri teknoloji değil.
Çoğunu yabancıdan satın alan şirket uzun vadede yaşayamaz.
Yazılımda fena değiliz ancak biraz yükselen yazılım şirketlerimizi hemen matbaada sıfır maliyetle bastıkları USD ler ile satın alıyorlar. Yine dımdızlak kalıyoruz. Beş para etmez USD nin işçisi oluyoruz.
Bugün savunma sanayiimiz, İHA larımız varsa, onların fabrikaları 1970 li yıllarda yapıldı. O fabrikalarda İHA üreten mühendislerimizi bugün olmasaydı daha iyi olurdu dediğimiz LAİK üniversitelerimizde yetiştirdik. Bugün, 1970 lerde kurduğumuz İHA fabrikalarının, teknoloji fabrikalarının meyvesini yiyoruz. Onlar kurmasaydı, bugün İHA yerine hurma satarak övünmeye çalışırdık. TV maymunlarıda "ben hurma ağacı dikerler dedim, onlar diikemezik dediler. İşte diktik" diye övünürlerdi.
Devlet kendi rakamlarına inanmıyor.
2006 dan beridir enflasyon rakamları gerçeği yansıtmıyor diyordum. O dönem kimse anlamıyordu, son iki üç yılda abartı çok çok artınca insanlar görmeye başladılar.
Resmi enflasyon şu an %85 civarı açıklanıyor. Ama devletin para aldığı hizmetlere ve cezalara %112 zam geldi. Onlar ayar diyor.
Maaşlara ise geçen seneki gibi devlet resmi enflasyonu kadar zam yapacaklar. Hali ile aradaki fark kadar fakirleşeceksin.
Gerçek enflasyon %112 ise, sen maaşına %85 zam almışsan, aradaki fark %27. Bir yılda ortalama %27 fakirleşmişsin demektir.
Basit anlatımı ile, geçen yıl tam maaşınla 1.000 TL lik hizmet ve ürün alabiliyorken. Bu sene tam maaşınla aynı hizmet ve ürünlerden 730 TL lik alabileceksin.
Hali ile aynı kalitede ürünü daha az alacaksın veya azaltamıyorsan sağlığa zararlı daha kalitesizini alacaksın. hastane ve ilaç masrafın artacak. Sonuçta hayat kaliten düşecek.
Ortalama 100 TL ye aldığın katkısız saf peyniri, %80 i nişasta olan peynirle değiştireceksin. Fiyatı 50 TL olacak ama içinde 20 TL li peynir olacak, 80 TL nişasta ve peynir altı suyu. tat yaklaşık peynirle aynı ama içerik çoğunluk nişasta.
Özaldan beridir sabit gelirlilerin ve çoğu esnafın yaşam kalitesi böyle böyle düşüyor.
---
TOGG SUV'unun kaç TL ye tam şarj olduğunu yazmışlar, tam düzene uygun bit tutar. Yaklaşık 700 TL. Eğer dışarda doldurursan 700TL.
Benim dizel araçla aynı fiyata doluyor.
Nasıl hesapladım.
Bir kaç hafta önce istanbula arabamla gitmiştim. Yaklaşık 600 KM yi yarım depo ile gittim. Geliş de aynı. 600TL ye yarım depom doldu o tarihte. TOGG ise 500km yi 700 TL ye gidiyor.
Du yaw, benim araba daha az yakmış. Benimki 600km, 600TL. TOGGunki 500km 700TL. Aslında TOGG un 500 km si fabrika verisi, gerçekte bundan daha az gider.
Yıllar önce okuduğum haberlerde elektrikli araçlar benzinli araçlara göre 4 kat daha ucuza yakıt kullanacak gibi şeyler yazılıyordu. Neredeyse bedavaydı. Buyrun buradan yakın. USD 3-4 TL lerdeyken ne demiştim.? 20 TL olsada bu ülkede ithalat ihracattan fazla olur. Çünki sistem sömürü sistemi. Başka türlüsü olmaz. hangi parti gelirse gelsin değişmez. Kazara sahte Gandi kılıçdaroğlu TEK BAŞINA gelsin. Yine düzeltemez sistemi ve Eceviti nasıl 80 yıldır tek başına başa getirmedilerse, iyi bir insanıda(çakma Gandi yi kast etmiyorum) bu ülkenin başına getirmezler. Getirtmezler. Dün CIA Pakistan devlet başkanına suikast düzenledi. Adam ölmedi ama geçmişte pek çok siyasetçisini öldürdüler. abd den(ibrani kökenli siyonist düzenden) uzaklaşan devlet başkanlarını öldürüyorlar. Kendi başkanları bile olsa. Bizde de pek çok siyasetçiyi öldürdüler. Tüm dünyada küçük ülkelerde yaklaşık aynı.
Ev elektiriği ile doldurursan yarısından daha az tutuyor ama sabaha kadar şarj edeceksin ve uzun yolda ev elektriği yok. Ayrıca müstakil evin olacak, arabana kablo yetişecek filan.
Hükümetin yanında yer alan medya, ön tarafa ev elektriği fiyatını yazmışlar. Bende tersini yaptım tabiki.
sözcünün köşeden aşırı taraflı yazarı murat muratoğlu, yaşam kalitemizin düşme şekillerinden birini örneklerle anlatmış.
Bende bu tür örnekler veriyorum arada sırada, murat dahada detaylandırmış. Netçede o bol para ile yazıyor, benimki bedava ve tarafsız görüş. Bu lavuk kendi sürüsünün adamı başta değil diye böyle suçlayıcı yazıyor. Kendi adamı başta olsa tersini yapacak iyi taraftan bakacak.
Yazısını okumak lazım. Buyrun linki.
https://www.sozcu.com.tr/2022/genel/...dahafazlahaber
Kuralımız neydi.?
Birilerinin cebine ürettiğinden fazla para giriyorsa, mutlaka ve mutlaka o para başka birilerinin cebinden çıkıyordur.
Ege Cansen hocanın yazısından bir bölüm.
Enflasyon ve ona bağlı olarak ortaya çıkan hayat pahalılığının (gelir artışının fiyat artışlarından düşük kalması) hane halkını canından bezdirdiği 2022 birçok firma için altın yıl olacak galiba. Yılın ilk 9 ayı içinde bankaların (bir yandan kötü alacakları büyümeye devam ederken) diğer taraftan kârları 286 milyar liraya fırlamış. Geçen yıl aynı dönemde bu sayı sadece 57 milyarmış. Artış oranı %400. Yine ilk 9 ayda İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda hisse senetlerinde işlem gören ilk 100 firmanın kârı 239 milyar lira olmuş, bu rakam bir yıl önce aynı dönemde sadece 98 milyar liraymış. Yani %140 artmış. Üstelik bu artış, 2021'de de 2020'ye göre %140 artan kârlar üstüne gelmiş. Hisse senetleri fiyat artışlarındaki yükseliş ise baş döndürücü düzeyde. Endeks yılbaşından bu yana TL cinsinden %150, dolar cinsinden %55 artmış. Gayrimenkul fiyat endeksi (2017=100) yılbaşında 230 iken şimdilerde 550. Artış oranı %140. Görüldüğü gibi ortada sadece mal ve hizmet fiyatları enflasyonu (TÜFE-ÜFE artışı) yok. Aynı zamanda "Varlık Fiyatları Enflasyonu" (Asset Price Inflation) da var.
Orta ve alt gelir grubu için Son 2 yılın toplam GERÇEK enflasyonu %200 ile %300 aralığında. Her gelir sınıfının enflasyonu farklılık gösterir. Hatta her kişininki az çok fark eder. Kiradaysan, ev sahibi olana göre farklıdır. Araban varsa olmayana göre farklıdır. Bol ürün yetiştirilen ova kenarındaysan, ovalardan 300 km uzakta dağda yaşayana göre farklıdır. Maaşlı isen farklı değilsen farklı dır. Arsan, dükkanın varsa farklı yoksa farklıdır. vb.
Üst gelir sınıfı, en üst diyelim, aylık harcamaları aylık gelirlerinin çok çok önemsiz bir kısmı olduğu için onların enflasyonu çok farklıdır, farklı hesaplanır. gayrımenkullari, stokları, birikimleri hepsini hesaba dahil etmek gerekir.
O sebeple üst gelir gurubunu katmadım ve orta alt gelir grubuna geniş aralık verdim, 200 ile 300 arası dedim.
Uzatmayayım.
Ege hocanın yazısından; bankaların kârları enflasyonun çok çok üzerinde artmış. 1 yılda %400. 100 firmanın kârları ise 2 yılda toplam %300 ün üzerinde artmış. Bunlar üst gelir grubu ve son 2 yıllık enflasyonları büyük ihtimalle GERÇEK hesap yapılırsa SIFIR filandır. Belki eksidir. BOLCA sahip oldukları geyrımenkullerin fiyatı 10 kat artmıştır. gelirlerininde binde birini aylık gider olarak harcıyorlardır vs.
Alt gelir grubunun son 2 yıllık ortalama enflasyonu az söyleyeyim %200 desek. Maaşları çok söyleyeyim 2 yılda yaklaşık %100 ile %150 arası arttı. yani enflasyonun epey altında gelirleri arttı. Fakirleştiler.
En başta yazdığım kuralımızı okuyun. Bu fakirleşen kalabalıkların paraları yok olmadı. Ürettikleri aynı, çalıştıkları aynı ama gelirleri azaldı.
100 üretirlerken aldıkları maaşla 100 birim mal alıyorlardı.
Şimdi ise yine 100 üretiyorlar ama aldıkları maaşla 80 birim aynı maldan alabiliyorlar. ALAMADIKLARI 20 BİRİMİN PARASI NEREDE.?
İşte Ege Cansen hoca yazmış. Ülkenin bazı kesimleri aşırı kazanmışlar.
100 üretirlerken aldıkları maaşla 100 birim mal alıyorlardı.
Şimdi ise yine 100 üretiyorlar ama aldıkları gelirle artık 200 birim aynı maldan alabiliyorlar.
Fazladan ceplerine giren 100 birim, 20 şer birim kaybedenlerin paraları.
Yaw bu yazılar aslında nobel kazanacak yazılar. üzerine tez yazılır ve prof olunur. Hakkatende her bir cümlesi ile 100 kişi ayrı ayrı prof. luk alır.
Medyaya bakıyorsun. tonla maaş alan kelii felli adamlar BOŞLAR. SIFIR. Resmen odunlar. Tabi medya soyanların elinde olduğundan kendi sülüklerinden kişileri ekranlara çıkarıyorlar. Onlarda çıkar gruplarının işine yarayanları söylüyorlar. Beni ekranda hiç gördünüzmü.? Ben görmedim çünki bir programa çıkarıyorlardı, çıkmak istemedim. Eskiden Show tv nin şaka programına yakalanmıştım da. istanbulda kuruçeşmede bowling salonun daydım. Kameraları gizleyip tuzak kurmuşlar. Bizde haftada bir gidiyoruz. denk geldik tuzağa düştük. Programa çağırdılar gitmedim. Tuzağı başında anlamıştım, o sebeple çekimim komik değildi. Bu da öyle bir anıydı.
Ali Cemal e destek anlamında bir iki noktanın altını çizmek istiyorum ,
1- Televizyonda on yıllardır konuşan akademisyen politikacı ve gazeteci müsveddeleri hep " İrak , güneydoğumuz neden önemli çünkü orada petrol var lafını söylediler durdular asil neden bu mu asla asil neden tv 1 kez rastladigim Ersan Sen in dediği gibi Kenan ilinin eski heveslileri tarafından ele geçirilmek istenmesi bu hep gizlendi tv de , bütün sorunlarımızın temeli de bu ekonomik krizler , terör vb. hepsi bunun üzerinden degerlendirilmezse asla doğru noktaya ulaşılamaz .
Bununla ilgili 1 yıl kadar önce Abdullah Ağar bir gündüz programında israille ilgili bir şey fark ettim dediği anda Oylum Talu , simdi bir reklama gitmemiz lazim döndüğümüzde ayni yerden devam edeceksiniz demişti, döndüğünde mesele unutulup gitmişti keske programı bulup gösterebilsek.
2- Çakma Gandi ve ekibinden biri de gelse isler değişmez zaten bu kadrolar birbirlerinin islerini sorunsuz çözerler oysa kendi partilerinin alt tabakalarının yüzüne bakmazlar.
3 -Mesut Yılmaz in yurtdışındaki lakabı yüzde 10 Mesuttu bildiğim 2006 da sanıyorum akp tarafından aklandı
Bugün İstanbul İstiklal caddesinde terör saldırısında hakkın rahmetine kavuşan vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet sevenlerine başsağlığı diliyorum. Seçimlere yaklaştıkça bu tür saldırıların olabileceğine dair 1 ay önce bir arkadaşla konuşmuştuk.....Oyun oynanmaya devam ediyor maalesef.
Desidero dan desteği aldık. Bende özal ailesini %10 cu olarak duymuştum. Devlet bankaları kredilerinden %10 alıyorlarmış. Daha sonra ülkemiz epey gelişti tabi.
---
Adanalı'yada katılıyorum. Hatta süper delikanlı fatih altaylı da bugünki yazısında katılmış. Yazısının ilgili kısmı şu.
"Bombacının telefonla görüştüğü kişiler arasında bir MHP'li ilçe başkanının(hükümet ortağı parti) bulunduğu iddiası, söz konusu ilçe başkanının "Sahte belge ile adıma telefon çıkarmışlar" şeklindeki savunması gibi pek çok karanlık olay peş peşe ortaya çıkıyor.
Bu konu ile ilgili yazı yazmak şu andan itibaren çok sıkıntılı."
Bu yazı dolayısı ile bende düşüncelerimi yazabilirim. altaylı yazmasaydı bu konudaki düşüncelerimi yazamazdım. altaylı nın yazdığından daha ağırını yazamam.
Bilinen bir gerçek var, bu tür bir DIŞ saldırı her hangi bir ülkede olmuşsa, ülke halkı lider etrafında kenetlenme ihtiyacı hisseder. Dışarıdan bir saldırı olduğunda sürünün doğal davranışıdır bu, sürü elemanları hemen birbirlerine yaklaşır lideri takip eder ve düşmanlıklar unutulur. Tehdit geçince yine düşmanlıklar hatırlanır.
Tüm dünyada siyasetilerde bunu çok çok iyi bildiklerinden dış tehdidi oy almak için hep kullanırlar.
Bu saldırıyı abd yaptı desek. abd nin bu tür saldırıya ihtiyacı yok, akp yi tekrar seçtirmek istese, biden akp liderini abd ye çağırır, gülerek fotoğraflar verirler. Ülkemizin piyasasına hakim siyonist bankalar doları kendi kendine al-sat işlemleri ile düşürür ve siyonist dev şirketlerimiz stok dolarları satmaya başlar, talep de etmezler. Dolar düşmeye başlayınca aynı hızlada akp oyları artmaya başlar.
Bombaya ihtiyaç yok. Her eski seçimde hem avrupa liderleri hem abd liderleri akp lideri ile boy boy fotoğraf verdiler. Onu istiyorlardı.
DIŞ terör bombalarının patlaması o anki ülke hükümetine çok yarar. Buda akp dir. akp ye yarar. abd ve batının akp yi tekrar seçtirmek için bombaya ihtiyaçları yok. dolar'ı düşürmeleri yeter. Düşürmek içinde bizdeki bankalara emir vermeleri yeter. Dolar yükselirken bankaların etkisini delilleri ile her seferinde yazmıştım.
O zaman bombayı pkk mı patlattı.?
pkk yada hiç benzemiyor.
Birincisi Kız bir kere Kürt değil. Yada Türki müslüman ülkelerden devşirilmiş biri değil. Kuzey afrikalı tipi var. Suriyeden gelmiş ama Suriyelide değil. Ailesi yada kökeni Kuzey afrikalı olmalı.
İkincisi kız Afrin'den gelmiş. Afrin neresi.? Türkiyenin kontrolundeki bölge. akp oraya kendi yarattığı öso denen grupları yerleştirdi. kız Türkiyenin desteklediği grupların kontrolundeki Afrinden giriyor.
Üçüncüsü pkk ve ypg saldırıyı sahiplenmiyor red ediyor. Red etmesi kesin delil olmaz neticede terör örgütüdür, yapmadığı saldırıyı sahiplenebilir, yaptığı saldırıyı red edebilir. Kız Kürt olmadığı için ve Afrinden girdiği için pkk nın saldırıyı sahiplenmemesi ilk iki delili doğruluyor. Çok önemli değil ama neticede küçükde olsa dikkate alınabilir.
Dördüncüsü nüde süper delikanlı fatih altaylı yazmış. Kızın hükümet ortağı MHP'li ilçe başkanı ile telefonda görüştüğünü iddia ediyor. Köşesinde korkmadan yazdığına göre, altaylı bu konuda kesin emin olmalı. Bilgi çok çok sağlam yerden gelmiş olmalı yoksa bu yazıyı yazanı bizim hükümet öttürür. altaylı korkmadan yazdığına göre çok sağlam olmalı.
Maalesef ülke bu halde.
Bizim bir generalin gizli konuşması açıklanmıştı. Suriye savaşının başladığı yıllar. general "Suriyeye girmek için bahane yaratmak kolay. Suriye tarafına geçer, Türkiye tarafına 2 bomba attırırım. Suriye attı diye hücum ederiz." Bu anlama gelen açıklamalar yapmıştı.
Devlet bu şekilde yönetiliyor.
Üzülmeyelim, diğer dünya ülkelerinden farkımız yok. Belki Asyanın ücra köşelerinden bir kaç istisna ülke çıkar.
Ali Cemal Abi selamlar
Ons altın ile ilgili daha önce yıl sonu için projeksiyonunuz vardı sene sonu için özellikle 2023 için öngörüleriniz oluştu mu? varsa paylaşabilir misiniz?
Saygılarımla.
Batman, ons altınla ilgili 2023 görüşüm oluşmadı o konuda hiç düşünmedim. Epeydir piyasayı derin takip etmiyorum. Yüzeysel.
2022 başında yazdığım ons tahmini geçerli gibi. Ukraynadaki Rusya-Batı ülkeleri savaşı çok büyüdü, nükleer tehditler filan uçuştu işler kızıştı.
Belirsizlik savaş konusunda hala var ama dünya ekonomisi konusunda endişeler hafif azaldı.
İlginç bir bilgi.
İlgili olanlar bilir, çok pahalı yazılımları, yazılım grupları kurarak üretip, bedava dağıtan yazılımcılar vardır. Bu gruplardan kendi yağı ile kavrulanlar bağışla yaşarlar. Pek çok grupda dev teknoloji şirketleri tarafından desteklenirler.
Örneğin microsoftun office paketinin benzerini üretip bedava dağıtan gruplar var. Bende apache nin open office i var ve işimi görüyor.
Yapay zekânın temelini oluşturan yazılım paketi openCV de bu gruplardan biri tarafından üretildi desem doğru olmaz. İntel firması yazılımcıları tarafından üretildi ancak sonrasında herkese açtılar ve bedava olarak dileyen alıp kullanabiliyor. Bende geçmişte bir kaç kez aldım ve kullandım. Pek çok gelişmiş yapay zekâda bildiğim kadarı ile openCv den geliştirilmişler. Detay'a hakim değilim uzatarak hatalı bilgi vermeyeyim. Yazılım teknolojileri o kadar hızlı ilerliyorki yetişemiyorum.
Herkese açık, kaynak kodu herkesçe görülebilen yazılım uygulamalarına open source(açık kaynak) uygulamalar deniyor. Yazılımcı iseniz yazılım paketinin geliştirilmesinede gönüllü katkıda bulunabiliyorsunuz. Müracaat etmeniz gerekiyor. Tabi açık kaynak kodunu görürsünüz ama dağıtılan paketin kodu o kodmudur her yazılımda emin olamazsınız. Mesela bitcoin kodu siyonistlerin elinde. Açık kaynak ama gördüğünüzle kullanılan aynımı emin olamam. Güvenmem. Kritik uygulamalar açık kaynak da olsa ben güvenmem oda ayrı konu.
Bir saat önce ise yine böyle açık kaynak bir paket gördüm. İlginçliği şurada, aracınıza bu uygulamayı yüklüyorsunuz ve aracınız otonom otomobil haline geliyor. Kendi kendine gidiyor, adaptif olarak öndeki ile mesafeyi koruyor, durup kalkıyor filan. Çok detaya bakmadım ama mutlaka ,tabela okuma, ışıklarda durma, engelde(yaya, bisikletli, köpek vb.) otomatik frenleme filan vardır. bunları lise bebeleri bile yazabilmeye başladı. Yapay zekâ temel paketleri herkese açık, alıp kendi uygulamanızı yazabiliyorsunuz. Yazdığınız uygulama ilede bir kaç yılda dünya devi olabilirsiniz. Dünyanın şu an en zengin adamı Elon Musk da öyle başladı. PayPal ı yazdı sattı oradan yürüdü. Tabi tek başına yazmamıştır en az bir arkadaşı daha vardır. Yazılım Dehası odur, pazarlamacı dehası budur.
Bu otonom paketini yazanda yazılımcı bir genç. Daha doğrusu başlatan bu, sonra ekibe devrediyor sanırsam. İsmi George Hotz.
Her neyse...
Sitesi bu. https://comma.ai/vehicles
Firma destekleri yok o sebeple olsa gerek yazılımı para ile satıyorlar. Yazılım açık kaynak kodlu yani paketi yazanların arasına karışabilirsiniz.
İnternetten aracınıza 30 dakikada videosunu seyrederek kurabiliyormuşsunuz. Aracınız otomatik vites olacak, son yıllarda üretilmiş olacak. Sitede 200 model araçta kullanılabildiği yazıyor. Listesini yayınlamışlar. Türkiyede üretilen toyota larda listede var.
Paketin fiyatı 1900 USD civarı. Dolar 3 TL iken 6bin TL ye sahip olabilecektiniz. Güzel hâyâl. Şimdi öyle değil. siyasetçiler sağolsun yada olmasın :)
Yazılım geliştikçe kendini otomatik güncelleştiriyor. Aracın internete bağlı olması yeterli. Soru cevap sayfasıda var. İlgilenenler bakabilir. https://comma.ai/faq
Bu arada haberin türkü internet sitesi ve sahibi hakkında ekonomi bağlantıları sebebi ile arada dokundurmuş ve ibrani kökenli yahudi demiştim. bluumberg ht in ortağı olan turgay ciner aynı zamanda haberimin türk gazetesininde(şimdi internet sitesi) sahibi.
Artık biliyorsunuzdur devletten beslenmek isteyenler hemen medya sahibi olmak isterler. Medya ile devlete eskiden baskı kurar istediklerini alırlardı, şimdi akp ye baskı kuramıyorlar bu sebeple yalakalıkla beslenmeye çalışıyorlar.
Bu ara bilgiden sonra ekonomi kanalı sahibi turgay ciner e niye geldim. murat bardakçı yüzünden.
murat bardakçı geçen gün bir belge yayınlıyorum diyerek Atatürk'ün son osmanlı padişahı vahdettin'e linç emri verdiğini yazdı. Belgenin ne kadar doğru olduğunu bilemem. Biliyorsunuz 2011 li yıllarda ordu generalleri sahte imzalı bir belge ile hapislere tıkılmışlardı. Başlangıç yani sarı öküz o albay olayıydı. bende yazmıştım, albayı ele geçirirlerse generaller de gider diye. gitti.
murat bardakçının ve süper delikanlı fatih altaylı nın patronu turgay ciner. Bu adamın sadece tipine bakarak ibrani kökenli yahudi demiştim. O zaman internette bu konuda haberde yoktu, şimdi epey var. Adamın tipi su katılmamış ibrani tipi. Devlet ve medyası sayesinde kısa sürede ülkenin en zenginlerinden biri haline geldi. Ülkenin sahibi ibraniler olduğundan aynı yola ibrani olmayan biri girse aynı başarıyı gösteremez. Önü açılmaz tersine engellenir.
Her neyse.
turgay cinerin medyadaki ortağı abd li siyonist ibrani bloomberg ler. Eski new york belediye başkanı.
murat bardakçı nın babası ilhan bardakçı 1975 - 1985 yılları arasında Suriye, Irak ve Libya'ya gizli belge kaçırdığı için vatana ihanetle yargılanıp 15 yıla mahkum olmuş bir vatan haini. Sonra Almanya ya kaçırıyorlar. CIA kaçırmıştır. celal bayar ı idamdan kurtarıp götürenlerde onlardı. abd ajanı celal bayar DP yi kurmuş, başına kullanışlı aptal adnan menderesi koymuş, sonrada 10 yılda ülkeyi abd ye teslim etmişlerdi. Eğitim sistemini ve sanayiyide abd ye teslim etmişlerdi.
bardakçının anne tarafı olduğu gibi sabetay mezhebi üyeleri. yani ispanyadan osmanlıyı ele geçirmek amaçlı gönderilmiş ibraniler. Bunlar geldikten 100 yıl sonra osmanlı Türk düşmanı olup sonrasında duraklama dönemine giriyor sarayda Türk kalmayıp sapıklaşıyorlar. Sonrada osmanlı çöküyor.
İspanyayıda 100 yıl içinde ele geçiriyorlar. Ele geçirdikleri dönem güney amerika ispanyollar tarafından keşfedilip koca kıta katlediliyor. Tüm altınları yüzyıllar boyu gemilerle batı avrupaya taşınıyor ve avrupanın gelişme çağı başlıyor. Sonrası malum dünyaya bu güne kadar kan kusturuyorlar.
Her neyse... konuyu dağıtmayayım. Ne diyordum. BIST amma yükseliyor değilmi.? katar lılar yükseltiyordur herhalde. BIST in %10 ortağılar. Bunlar bi yerde kâr satışına geçerlermi.? Bilmiyorum.
Son yazısında Abdurrahman Yıldırım borsa uçacak kaçacak anlamı çıkarabileceğimiz şeyler yazmış. Mümkündür. Yükseltenler yükseltebildikleri kadar yükseltip millete verirler. Önlerinde engel yakında yok. Sadece 2023 haziranda seçimler var. Oradada muhalif grup ile sorun yaşamazlar. Netçede hepsinin sahibi abd.
Buraya nereden geldim. Anastasia Romanova'nın acıklı hayatını okumaya başlamıştım. Kendime geldiğimde bu yazıyı bitirmiştim. Çok ilginç bir beynim var. İşe yaramaz.
.
Kalemine küreğine sağlık Ali Cemal abi keyifle okuyoruz. :wave:
Syn alcemal Murat Bardakçının o videosunu bende izledim,son günlerde yalakalıktan geri kalmıyor,yani fesli kadir olma yolunda gibi,diğer yazılarınada katılıyorum:)
Batman, refaba sağolun.
Amaç Atatürk'ü halk gözünde değersiz hale getirmek.
abd emri ile çalışanlar bunu 10yıllar boyu düzenli olarak yapıyorlar. siyonistlerin ve Ruslar ın davranış tarzını yazmıştım. Ruslar düşündüklerini ve söylediklerini hemen yaparken, siyonistler yüzyıllar boyu gizlice yavaş yavaş tırnakları ile kaza kaza istediklerini uygulamaya çalışırlar.
Açıkta iken sizden gibi görünürler. Dürüst namuslu iş adamıdırlar. herkes gıpta eder. Gece ise toplanırlar ve altınızı oymaya devam ederler. Komşunuzu size karşı yavaş yavaş örgütlerler, "bak linç emri vermiş" derler, mahalle bekçinizi doldururlar, mahalle bebelerini doldurular, esnafı doldururlar, okullarda kuran kurslarında çocuklarınızı size karşı doldururlar, bir bakmışsını tüm mahalle size düşman. Ama bu siyonist size hala iyi davranıyor, seni ben kurtarırım sana yardım ederim diyor.
Böyle davranışları var. Binlerce yıldır böyleler, genlerine işlemiş.
Atatürkü'de 100 yıldır karalıyorlar. Özellikle tarikatları kullanıyorlar. kafanızda "aaaaa Atatürkün kötü huylarıda varmış." diyorsunuz. Halbuki hangimiz meleğiz.? Hangimiz hatasızız.?
Atatürkün 100 tane iyi yaptığı şey 10 tane kötü yaptığı şey varsa, 100 tane iyiden bahsetmeyip sürekli 10 tane kötü yanı ılımlı şekilde aklınıza kazırlar. İyi yanlarını unutursunuz. Kötü yanlarına odaklanırsınız. Bir müddet sonra yalan kötü şeylerde eklemeye başlar. Gerçek kötülere alıştığınız için yalan kötü şeylerde doğrudur diye düşünmeye başlarsınız.
Örneğin doğru olarak "alkol kullanırdı, düşmana sertti, ingilizlere ülkeyi teslim eden vahdettine linç emri verdi" vb ılımlı olumsuz gibi görünen şeyleri beyninize kazırlar, "sonra genç kızları severdi, doğuda Kürt aşiretleri kadın çocuk demeden öldürün emrini o verdi" diye yalan söylediklerinde onada inanmaya hazır hale gelirsiniz.
Bu şekilde ahlaksızlığın profesyoneli olmuşlardır. Kendi halkını kendilerine düşman ederler. Böler, her iki tarafada silah verir birbirlerine düşman ederler. Alevi sunni, Türk Kürt diye ayırırlar. Bunu medyadaki satın aldıkları adamları ile yaparlar. O köşeden yazarların arkasında kim var yazılarından anlarsın. tabi bu konuya odaklı ve tecrübeli isen.
Her neyse işime bakayım.
Ali Cemal abi selamlar
Abi gözünü seveyim şu yaz saati kış saati uygulaması hakkında bizi aydınlatıver. Bir rapor var deniliyor böylesi daha tasarruflu vs. iddialar var yıllardır yanlış yapılmış meğer, raporu görebilsek bi o yüzden bunlara güvenemiyorum içim rahat değil. Bu işte de siyonistlerin parmağı var de rahatlayalım :)
Saygılarımla
:) :) :)
yaz saati kış saati konusuna eğilme gereği hiç hissetmedim.
Aslında teknik ve ticari bir konu.
Teknik çünki saat değişince ne kadar tasarruf edildiğini teknik elemanların hesaplaması gerekir. Çok fazla parametresi olduğundan çok zor bir iştir. Bu hesabı özellikle her devlet verisi medyada güvenilmez olarak söylenen akp döneminde yapıyorlarsa, hesaba nasıl inanacaksın.?
Ticari çünki sen saati değiştirmiyorsan, en fazla ticaret yaptığın ülkeler değiştiriyorsa uyumsuzluklar olur. Aslında bu uyumsuzluklar nedir bilmiyorum ama mutlaka sorun oluyordur.
Birde çocukların okul hikayesi var, o konuda kim doğruyu söylüyor bilemiyorum. İnsanlar alışkanlıkları değiştiğinde sinirlenip kolay yalan söyleyebiliyorlar.
Yani bu konuda bir görüşüm yok. Kötü oldu diyenllerde medyadaki yalancı takımı, iyi oldu diyenlerde. Bende o hesabı yapamam zaten yapmamda, yaptıramazlar abicim. 200 milyon avro ya yaparım ilgililere duyrulur. Sonuç güvenilir olur.
Ali Cemal , çocukken bir uzay 1999 dizisi vardı ay üssü alfa , bir macera da komutan könig hastalanır ve bir makinaya bağlarlar , bu sırada ay yüzeyine bir gemi gelir , gemi iniş yapar ve herkesin akrabası dostu gemidedir sizi arıyorduk bulduk derler , millet çok mutludur ancak komutan könig e gelen dostlar gösterildiğinde bunlar iğrenç yaratıklar der , sonra mücadele baslar kimse komutana inanmaz aklını oynattigini düşünürler , oysa hastayken bağlandığı makina bu yaratıkların beynini ele geçirmesini engellemiştir nedense bu bölüm seni okuyunca aklıma geliyor arada sırada.
Desideronun yazısını görünce uzun zamandır ilk defa sesli güldüm. Düşündüm de en son 2 gün önce sesli gülmüştüm. Biri ani bişey söylemişti bende "hahiho" diye gülmüştüm. Tabi hafiften sıyırınca 2 gün gülmemek uzun geliyor. :) :) :)
Benim gibi adamlar yarı delidir. O sebeple hiç bir kimseye gruba uyum sağlayamayız. Yanlız doğar yanlız ölürüz. Belki de biz normaliz herkes delidir abicim, ondanda emin değilim. ::Sad:
Ege Cansen hocanın son yazısını okudum da.
Her seferinde hangi uyarıyı yapıyorum.?
"Üretmeden biri para kazanıyorsa, o para mutlaka ve mutlaka başkalarının cebinden çıkıyordur."
Ege hoca da dolaylı yoldan bu konuya girmek istemiş ama o kadar çok zırvalamış ki. Hiç bu kadar çok yanlış(BANA GÖRE) yazdığını görmemiştim.
Teori ile gerçekleri sonuçlandırmaya çalışmış ve abartmış.
Kalkmış yine enflasyonu çalışanların maaşlarının yükseltilmesine bağlamış. Halbuki çalışanların maaşları afrika ülkeleri seviyesinde. Ama pek çok alanda üretim Avrupa ülkeleri seviyesinde. Bizim işçi, aynı işi yaptığı hatta daha çok çalıştığı Avrupalı işçinin maaşının en çok beşte birini alıyor ve sosyal haklarıda batıya göre beşte birden azdır ama hala maaşları suçlu göstermeye çalışıyor. Bunama belirtileri bunlar.
Bizde enflasyonun tek sebebi var, ülke devletinin talan düzeninde olması. 1938 den beridir böyle ve giderek dozu artıyor. Tek sebep bu ve Ege hocanın içinde olduğu grup bu talan düzenini kuran ve faydalanan kesim olduğundan o konuya hiç girmiyor.
Bir süredir yazarlar hakkında yazmıyordum ama bu sefer Ege hoca benim koyduğum "Üretmeden biri para kazanıyorsa, o para mutlaka ve mutlaka başkalarının cebinden çıkıyordur." ekonomik kuralına yaklaşmaya çalışmış, o dikkatimi çekti. Tabi hedefinde siyasiler vardı ancak asıl suçlu kendisinin içinde bulunduğu siyonist grup. O siyasileri yetiştiren, partileri kurduran, para ve medya desteği ile oralara getiren sizin grup. Siyasiler maşa, maşayı tutan sizin grup dingil... Bak kızdım yaw.
Benim koyduğum ekonomik kuralı 100 yaşındaki bu adam yeni bulamaz veya anlayamaz. Birileri benden kopyaladı ve yaydı ise bir yerde okumuştur. Yada evrilip kendisi görmeye başlamıştır dicem ama daha çok bunamaya gidiyor gibi.
Biraz köşeden yazar okudum, sürekli üst gelir seviyesinde olan insanların haklarını savunuyorlar.
süper delikanlı fatih altaylı, son 72 yazısını İstanbul'un en zenginlerinin yaşadığı mahalledeki golf sahasını demirören denen grup bişey yapacakmış da onu anlatıyor.
Başkası özel hastane sahiplerine cilve yapıyor.
Yazdıklarında son derece haklılar tabiki yolsuzluğu hırsızlığı yazacaklar ancak savundukları kişiler zaten güçlü olanlar. Onlarında savunulması gerek ancak asıl güçsüz olan 60 milyon kişinin savunulması gerek. Köşeden yazarların asıl işi budur. 100 yıldır günlük köşe yazarlarını okurum altaylı nın gariban işçileri (ultra zenginlerin golf sahasını canla başla ısrarla koruduğu gibi) cansiperane savunduğu yazısını hatırlamıyorum. Aslında tek yazı bile hatırlamıyorumda, o kadar da kötü değildir mutlaka yazmıştır bir kaç tane diye ihtimal veriyorum.
Medya grupları devleti soyamasalar, hepsi bu kafa ile batardı. Patronlarının Devletten(veya devlet destekli) yağmaladıkları ile maaş alıyorlar.
Bir kısmı kâr açıklıyor ancak o kâr sadece bu düzen de elde edilir. Devlet düzgün olsa şu anki medya bu kafayla kâr etmesi sıfır ihtimal. Düzgün medya yükselir ve mevcut medya geri kalır, reklam kaynakları kururdu.
Her neyse, işime bakayım...
Altılı masa denen garabet kendileri başa geçerse getirecekleri bazı kanun ve uygulamalardan bahsetmişler.
Çoğu göstermelik şeyler. Asıl önemli olanlar ise yapılamaz nitelikte.
Neden yapılamaz nitelikte.? Çünki yargı sistemi işini yapmıyor ve yapamıyor.
Örneğin; Danıştayın yetkilerini artırıyoruz demişler.
Kral yetkisi versen ne olur.? Danıştayın gücü yokki.?
akp döneminde 10binlerce siyasi yolsuzluk belirlediler. Hemde belgeli ispatlı.?
Ne oldu.?
Hangi siyasi yada belediye başkanı hesap verdi ceza aldı.? İktidardakilerden hiçbiri, diğerlerinden hesap veren oldu çünki güç ellerinde değil.
Peki Danıştay suç belirleyince ne olacak.? Savcı devralacak, Polis tutuklayacak, hakim ceza verecek. Sanırım aşağı yukarı böyle işliyor.
Hangi savcı birini tutuklayabildi.? akp ilk dönemlerinde iktidar tarafı siyasileri ve çevresini tutuklayan bir kaç savcı vardı, hepsi işten atıldı.
Polisin, savcının, hakimin işini yapmıyor ve çoğu zaman işini kaybetmemek için yapamıyor.
Yapmayanlar fetö nün savcıları hakimleri polisi gibi suçlu olanlar veya adam hırsız, başka hırsızlıktan pay alıp işlem yapmıyor. Bunların hepsi kötü karakterli suçlular. Bunların yaptığı vatana ihanet.
Birde yapmak isteyipte yapamayanlar var. Yapsalar işlerini kaybedecekler o sebeple görmemezlikten geliyorlar.
YARGI SİSTEMİNİ DÜZELTMEDEN İSTEDİĞİN KANUNU, GENELGEYİ, YÖNERGEYİ ÇIKAR. HİÇ BİR ŞEY OLMAZ.
İktidardakine yine kimse bir şey yapamaz ama muhalefettekilerden bazılarına yaparlar.
Yani altılı masa bildiğimiz geçmiş siyasilerin benzeri.
Ülkede değişen bişey olmayacak. Belki yolsuzluklar epey azalır. Ama bugüne kadar yapılanlar, yapanların cebinde kalır.
Geçmişe hesap sormazsan bu ülke ayağa kalkamaz, huzur bulamaz, yolsuzluk hırsızlık zihniyeti değişmez. 1980 den başlayıp bugüne kadar geleceksin. Daha eskiye delil şahit bulman zor olur. Bulursan onlarada işlem yap.
Ya geçmişi gömelim.
GÖMEMEZSİN. Çünki yapılanlar az uz değil, dünyayı çaldılar.
Adam olduğunu göstermek için önce kendi yolsuzluğa bulaşmış elemanlarına ağır ceza vereceksin. Sonra diğerlerine hesap sorma hakkı kazanacaksın.
Yargı sistemini düzelt, temizle, siyasetçiyede hesap soracak bağımsız güç ver. Ama öyle bir sistem kuracaksınki, kötü niyetli savcı hakimde ağır ceza alabilmeli. Çünki sevmediği siyasetçiye takan savcı hakimde ayıklanmalı. Bunu yapamamalı. Sonra kendi siyasetçini yargıya taşı. Sonra 1980 e kadar in.
Sonra kanun çıkarmaya başlarsın.
Sevgili kardeşim ali cemal merhaba, oto tamircilerinin dolandırıcılık yöntemlerini yazmışşın, eşim arabanın sağ dikiz aynasını kırmış ve kapıyı hafif çizmiş, sanayiye gittim bakımcı ustamla muhabbet sonrası kaportacı ve boyacı ile görüştüm kapı 1000 tl dikiz aynası 950 tl ama ısrarla 35 tl ye parça aldılar dikiz aynasını tamir ettiler 100 tl kaportacıya zorla verdim pasta ilede kapı tertemiz oldu, hepside temiz insanlar, tabi ben calışan oldugumu söyledim muhabbet ettim çayımı sigaramı içtim onlardan farklı olmadığımı üstün yada alçak, sevgiyle yaklastım sonuç para bile zorla verdim, yaklaşım çok önemli, insanların karşısındakinden beklentisi anlayış, esnaf işçi çalışanlar dolandırıcı olamazlar mümkün değil, adamına göre davranıyor olabilirler, merhaba ustam kolay gele nasılsın soyle bir sıkıntı var ne yapabiliriz deyince yol gösterirler, işçi esnaf çalışan muhabbeti olunca yazayım dedim, yazdıklarını fırsat oldukça okuyorum başarular dilerim
Alternatif bir parti önderi aranmasını anlamıyorum. Neden kendimize bir önder, lider vb. aramayı kendimize layık görüyoruz? Adamlar her dünya görüşünden bir araya gelmişler ve kendinizi kendiniz yöneteceksiniz diyor ama biz ısrarla hayır bize bir önder lazım diyoruz. Şu an öyle bi medya bütünlüğü var ki dünyanın en mükemmel insanını bile getirip aday yapsanız yalan haber ve yıpratma saldırılarıyla seçime kadar prestijini yerle bir ederler. Ama muhalefet akıllı. Daha zaman varken avcıların önüne tek bir av göstermiyor. Öyle olunca Onlar da saldırı güçlerini pek çok adaya yayarak verimsiz davranmak zorunda kalıyorlar.
Ali Cemal abi sağlık bakanının mavi kuşlu ortamda hastane randevusu alıp gitmeyenler böyle başkalarının hakkına girmeyin demesini doğru bulmuyorum. Bu çok sık tekrarlanan bir problemse bu durumda randevu alıp gitmeyene ve iptal işlemi yapmayana 3-6 ay yeni randevu alamazsın diye yazılıma ek yapsalar bu sorun ortadan kalkmaz mı?
Saygılarımla.
Ülkemiz düzeninde bu ülkeyi düzeltebilecek birinin çıkması mucize olur. Yükselmesine medya ve devlet kurumları izin vermez. Sadece kendi işlerine yarayacak emir erleri içinden en kullanışlı olanı seçip yükseltiyorlar. yada trump gibi ülkenin en zenginlerinden ve tanınmışı olacaksın. Arkanda kendi medyan olacak paran olacak. Bizim ülkenin zenginleride siyonistler ve onların izin verdiği talan düzeni zenginleri. Aklı ile çalışarak düzgün para kazanıp zengin olan ülkede duruyormu emin değilim. Geçen yıl Biri kendi oyun yazılım şirketini 1.8 milyar dolara sattı. Para ile yurt dışına gitti ise şaşırmam. Düzgün insan ülkede kalmıyor. Geçen yıl 30bin iyi eğitimli ülkeyi terk etti.
Bende geçen gün yeni bir lastikçiye gittim. hem çok iyi işçilik yaptı hemde tahminimin yarısı para istedi. Bu adamı bırakmam.
Evet denk geliyorsun arada. Bu çevrede 1 iyiye rastlıyorsan 3 de kötüye rastlıyorsun. Birde herkes aynı olamaz Rehab. Herkesin yetiştirilme tarzı ve hayat boyu karşılaştığı sorunlar farklı. İnsan ilişkilerimiz farklı. Farklı olmamız kimseyi kötü yapmaz iyi de yapmaz. Mesela tayyip erdoğan diyelimki siyasetçi değil veya fetullah gülen veya Bursa'lı badeci hoca. 4 kişi çarşıya çıksak mahalleli ile en iyi onlar anlaşırlar, onların yanında mahalleli tarafından hıyar muamelesi görürüm. Bu onları iyi beni kötü yapmaz.
Sonuca gelirsem sosyal olmayan insanlara kazık atayım diğerlerine atmayayım diye bir mantık yürütürsek o bir yere varmaz. Doğru olmaz. Herkese İŞ AÇISININDAN aynı muameleyi yapmalı ama istediği müşteri ile istediği arkadaşlığı yapabilir. Biri doğru öbürü yanlış değil.
Her neyse, insan ilişkileri ile ekstra iyi muamele alabilirsin bedavada yaptırabilirsin ama diğerlerine kazık atmanı gerektirmez. Kazık atıyorsan ... bugün keyfim yerinde fazla ağır yazmayayım diyorum yaw... Hava güzel yeni bir teknoloji öğreniyorum filan.
NOT: Şunuda ekleyeyim. Kazığı atan herkese atıyor. Kişi seçmiyor. Ben gittim ilk dakka sorunu anlatıyorsun fiyat veriyor. İlk dakka sıfır parça takacağım dedi, parçanın sıfırı bin tl. Her neyse detaya girmeyeyim. Kazığı kafadan atıyor. Benim farkım FARKINDALIK. Diğerleride aynı parayı veriyor ve doğal sanıyorlar. Huzurla güvenle gidiyorlar.
Bursalı badeci hocayı bilirsiniz. Cemaati var. Cemaatindeki aileleri badeleyip duruyor. babayı badeliyor, anayı badeliyor, ailenin oğlunu kızını badeliyor. Cemaat bunları doğal sayıyor. NEDEN? Gerçeğini bilmiyorlar ve sürü haline getirilmişler. Sürüden çıkarsa itiraz ederse hayatı bitecekmiş gibi algılar hale getirmişler. Sürüden çıkamıyor. Keseyim hem ağırlaşacak hemde evrime girmem gerekecek. Siyoniste bağlayayımmı emin olamadım ama hava güzel.
.
Sorun kalkmaz ama azalır. Ayhan'ın yazdığına göre 1 aylık süre zaten varmış.
ceza vermek doğru olurmu emin değilim. Adamın biri randevu almış gitmiş ama bakmış kuyruk var. Beklemiş saatlerce muayene olamamış. Randevu saati çoktan geçmiş. Dönmüş gitmiş. Bu türden de var.
Ceza doğru olmaz. Asıl sorun sağlık bakanında. Bu sorunu çözmesi, üzerinde düşünülse çok kolaydır.
Örneğin ben ülkenin vergi problemini 3 dakkada çözerim. Bilemedin üçbuçuk dakika. Çok kazanan hiç vergi vermiyor, az kazanan maaşının %60 ını dolaylı direk vergi diye veriyor. Herkesin AZ miktarda vergi vermesini üçbuçuk dakikada sağlarım. Bugünkinden çok vergi toplanır vermeyenlerde verdiği için ve gönüllü vergi verirler, bununlada gurur duyarlar. Üç buçuk dakika.
Ama hükümet, siyaset öyle bir yer değil. Ülkenin kestirmeden zengin olayım diyen akbabalarının yeri. Bu akbabalarda çevrelerine kendileri gibilerini doldurduklarından, çözüm üretecek kalitede kimse kalmıyor. Bir sürü akbaba yemek yiyorlar, iş yapan yok.
Ana problem orada. Sağlık bakanı ve çevresindeki akbabalar sorunu görecek ve çözecek kapasitede değiller. Devlet bozuk. Niye bozuk? Siyonistler abicim. Siyoniste bağladığıma göre rahat çekilebilirim.
Sevgili alicemal kardeşim, hayatımda edindiğim tecrubeler (kazık) sayısı çok, bu sayıyı çoğaltmamak için merdiven taktiği yapıyorum, nedir bu biriyle tanıstıgımda kazık yemessem ıkıncı basamak duzeyıne cıkıyorum veya stabıl duruyor kısaca bu, bana devamlı badeciler tarikatlar bahsı açıyorsun, aklında bu sekılde izlenim olusturmusum demekkı, benim bakış açım aklımı kiraya vermemek inanan bir insanım evet ama ne yaptıgının farkında olmayan degılım, okumayı seven dusunerek hareket etmeye çalısan biriyim herseyden max verim min zarar ile hareket etmem çok pirpirikli olmama sebep veriyor, inanç ile ilgili, paskal teoremi bilimsel, hissetmeye çalışarak bir ağacı böceği vs düşünerek inanılabilir diye de fikrim var, kabalığı şiddeti sevmeyen, öğrenmeyi sevdiğim için konular hakkında tartışmayı araştırmayı konuşarak fikir edinmeyi benimsemişimdir, siyonistleri de bilmem ama çok eskiden turizmde çalışmamda gördüğüm bir gerçek günümüzdeki hali açıklayabilir belki, bazı ezoterik tüccarlar birbirlerine destek oldukları işleri bozulsa bile yardımlaşmaları sayesinde ayakta dururken, kıskançlık şiddet kabalık kadına eglenceye duskunluk gibi sebeplerle çok kişinin dükkan kapattığını görmüştüm, dürüst sevgi dolu aklını kullanan inançlı toplum üyeleri ile hem bireysel hemde toplumsal refah ileri düzey yakalanabilir düşüncesindeyim, son olarak ne yenilirse o çıkarılır düşüncesiyle üç kuruş fazla için haksız kazanç elde edip kısa vadede halkı enayi yerine koyanlar silinmeye böyle yaşam tarzıyla asıl kaybeden olduklarını anlamaları uzun sürmeyecektir burda hayatımda uyguladıgım merdıven basamak dusuncesı etkılı olmaktadır, bir konu hakkında bilgi edinmek için uzaktan dağa bağırmak eleştirmek olsa olsa eko yapar, dağın yanına gelip sormak lazım, dağ gibi bilgilisini bulmak lazım bence
Geçenlerde 6 -7 aydır, işi olmadığı için çalıştırmadığım benzin motorlu testereyi çalıştırmak istedim çalışmadı, muhtemelen içinde uzun süre, yağlı benzin kaldığından buji oksitlenme yapmıştı , herneyse sonuçta çalıstıramadım. Bu iş ile ilgili tamircilerin bulunduğu Ankara/Ulusta bir iş hanındaki tamirciye götürdüm. Neyi var diye soran kişiye neyi olduğunu bilmediğimi ancak en son 6-7 ay once çalıştığını, sonra çalıştıramadığı söyledim..Tamirci Motorun ipini iki kez çekti..3 çekmesinde '' Pır pır veya tır tır '' nasıl duyduğunuza bağlı, sesi çıkardı..bu ses çıkınca bir daha ipi çekseniz motor çalışacak. Bu sesi duyan tamirci herhalde birsey bilmediğimizi düşünerek veya çalışan motoru arızalı diye getirdiğimi düşünse gererek..Testere burda kalacak yarına tamirini yapıp verebilirim dedi. karburatör arızası felan var gibi pek mantıklı olmayan açıklamalarda bulundu..Hemen yaparsa beklıyeceğimi , hemen yapamıyorsa makinayı götüreceğimi söyledim. Biraz duraksadı an itibarıyla yapamayacağını söyledi..
Testereyi 20 mt ilerde başka bir dükkana dötürdüm. Tamirci testerenin ipini çeker çekmez çalıştı. Zaten ilk girdiğim tamircide bir daha ipi çekse çalışacaktı..Tamirciye borcumu sordum. borcunuz yok birsey yapmadıkkı dedi...Diger tamirci testereyi bir gun alı koyup sağını solunu temzileyip verecek en az 500 tl alacaktı.Ertesi gün yine aynı yere gel zaman kaybı , işinizin beklemeside cabası.Her daim kötü niyetli kazıkçı tabir ettiğimiz tipler iş hayatında, bakkalda , lastikçide ,pazarda,lokantada karşımıza çıkıyor.
Sn Palmet, bu tür yakıtlı araçları uzun süre çalıştımadığınızda benze rdurum olur, önce 4-5 sefer çekin çalışmaz, sonra bırakın 3 5 dk, sonra, tekrar çekin 2 veya 3 . çekişte çalışır.
Maalesef bazı ustalar, giyiminize, ayakkabı mont markanıza kdr bakıp ona göre muamele yapar. Kimse hakkına razı olmaz.