Kolay degil, 83 Milyon'luk koca bir genc ulus, 19 yillik kanserden kurtulacak.
Fransa'nin telasi bundan bence.
Printable View
Ben o kadar umutlu değilim. Diyelim ki seçim oldu. AKP sadece %30 aldı. Koalisyon hükümeti İYİ, CHP tarafından kurulabilecek bir meclis aritmetiği ortaya çıktı. RTE görevlendirmeyi vermez, eski hükümet ile yola devam derse, bunu engelleyebilecek bir güç var mı. RTEyi seçim kaybettiğinde saraydan çıkaracak bir güç var mı. Siyasal İslam seçimle gelir ama seçimle gidenini ben hatırlamıyorum, ortada bu kadar yolsuzluk, hırsızlık var iken.
Lenovo P1a41 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
https://www.youtube.com/watch?v=29ars6k4a_Q
Bu hangi yuzle orada oturuyor bilmem ama bu ulus bunlari bir daha affetmez.
https://www.youtube.com/watch?v=Of5E4lvgnyc
Be 17 25 Erdogan diyor.
https://youtu.be/LyBoQHaWZoU
Lenovo P1a41 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
SultanHamam Laleli KapalıÇarşı da yeşil soğan en iyi fiyatları, 3 farklı büfeden
Alış 7.4050
Satış 7.4200
Bankalarla SerbestPiyasa alış satış farkının sebebini anlamayadım.
ABD Başkan adayı Joe Biden, Türkiye de muhalefeti destekleyerek Erdoğan iktidarını değiştirmeyi hedeflediğini açıkladı.
https://www.ensonhaber.com/dunya/bid...alefete-destek
Böyle birseyi direk ve alanen söylerler mi acaba aklımda deli sorular bu durumu Tayyip kendi lehine çeviririmi muhalefetin tepkisi ne olur acaba biz bu zamana kadar kimseden destek almadık şimdi de almayız mottosu yermi acaba ama bir CHP li olarak şunu soyliyim bu ülkede kolay kolay sol bir hükumet başa getirmezler gelmesi çok ama çok zor yılların algıları insanların damarına işledi taaa menderesten bu yana CHP ve sol kesim üzerinde hep algı yapıldı komünist mi dersin ismet İnönü nün ikinci dunya harbine gitmeyerek çiftçileri mağdur etti algısı mi dersin din üzerindeki oyunları mi dersin vs vs bitmez yıllarca bu ülkeye ajanlar sokarak sol partileri sindirmeye çalışan abd mi simdi CHP yi destekleyecek mis hiç sanmıyorum onlar ancak çıkarlarını destekler şuan Tayyip i istemiyorlar ama kimi istiyorlar ona bakmak lazım
Siz biraz şaka olarak söylemişsiniz ama böyle birşey gerçekten çok olumlu sonuçlar verebilir bence de. Bazen düşünürüm, mesela atıyorum, Obama başkanlıktan ayrıldı, vereceksin aylık 10 milyon dolar maaş, Türkiye'yi tam yetkiyle yönetsin, ama ekonomi, yaşam standartları vb kıstaslar da koyacaksın, bu kıstaslara göre ülkeyi daha iyi hale getirecek. En azından bizim bir kısım çıkarcı, cahil ahlaksız seçmene hoş görünmek için abukluklar yapmaz, ilim ve akıl ne diyorsa onu yapar, ama tabi çok ütopik bir hayal oldu. Bu arada Obama derken, illa o değil, yani dünya politikasında tanınan ve sevilen biri manasında söyledim...
Obama başa geçsin 3 ay sonra eline Kuran alıp kürsüye çıkmazsa, Ayasofya da cuma namazı ertesi açıklamasında dıjjj güçler ekonomimize saldırıyor demezse ben de yumurta kabuğundan bugün çıkmışımdır.
Ben ne yazik ki sizin kadar umutlu değilim.
Her ülkenin vatandaşı hakkettiği gibi yaşar. Biz de hakettiğimiz şekilde yaşıyoruz. Herkes özgürce tercihlerini yapıyor. Sonuca da ağlamak yok.
Selamlar
MI 5s cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Az durun beyler. Kalbinizde pislik yok biliyorum ama söyledikleriniz manda - himaye düzenine çok benziyor. Olmaz öyle şey.
Bizim içimizdeki aslanları daha yavruyken boğan onlar zaten . Merak etmeyin daha çooook Atatürk'ler yetiştireceğiz.
Ama işimiz zor işte. Bizim sorunumuz siyasetçiler değil halk .
https://i.pinimg.com/736x/60/c4/56/6...15555d09fd.jpg
Beni Şikayet edenler utansın.!!!
Ankara icadı ‘kur rejimi’ nasıl çöktü?
ugurses1 ugurses1
22 saat önce
Dalgalı kur rejimi, şok emici esnekliği nedeniyle para politikasının bağımsız biçimde çalışmasını sağlar. Sermaye hesabı serbest iken hem faizi hem de döviz kurunu kontrol etmek mümkün değil. Ankara’da 2018’de kurulan “başkanlık rejimi” ile birlikte ekonomi yönetimi hem kuru hem de faizi kontrol etmeye yönelik bir “denemeye” girişmişti. Çok doğal ki döviz rezervi eriterek bunu bir süreliğine sürdürmek mümkündü. Tek sorun şu ki; Ankara’da ekonomi yönetimi “bunu başardığını” sanıp aşırı bir özgüvenle devam ettirdi. Dalgalı kur rejimindeydik ama belli kur seviyesi savunuluyor, bu seviye aşılınca yeniden daha yukarıda bir seviye savunuluyordu.
Adına ne ‘dalgalı kur rejimi’ ne ‘yönetilen dalgalı’ ne ‘sabit kur rejimi’ ne de ‘peg rejimi’ denilebilecek uydurma bir kur rejimi, gün gelip rezervler sona yaklaşınca çöktü.
Ağır çekimde tren kazası
Son 10 günde Türk Lirası hızla değer kaybetti. Bu satırların okurları ile parasal dengeleri yakından izleyenler için, bunun gerçekleşmesi sürpriz değildi.
Peki ne olmuştu da 4 Ağustos haftası Kurban Bayramı bitiminde döviz kurları tırmanışa geçerek 10 Temmuz tarihine göre yüzde 10 artmıştı?
Merkez Bankası verilerine göre; 10 Temmuz-7 Ağustos arası dönemde bankacılık sistemindeki toplam döviz ve altın mevduatları 18.2 milyar dolar artmış. Bunun yarıdan fazlası, bu 5 haftalık dönemin son iki haftasında gerçekleşmiş.
18.2 milyar dolarlık artışın kabaca 7.5 milyar dolarlık kısmı altın ve euronun diğer paralara karşı çok yükselmesi nedeniyle değer artışı içeriyor. Bunu dikkate almamak gerekiyor; geriye kalan net 10.7 milyar dolar yurtiçi yerleşiklerin (bireyler ve şirketler) TL ödeyerek döviz ve altın alımlarından kaynaklanıyor.
Bu 10.7 milyar dolarlık artışın 4.5 milyar doları sadece tek başına en son hafta, 7 ağustos haftası gerçekleşmiş. Son 5 yılda en büyük haftalık artışlardan biri.
Bu 5 hafta içinde yaklaşık 1.5 milyar dolarlık bir yabancı yatırımcı çıkışı da gözleniyor.
Böylece bu 5 haftada toplam 12.2 milyar dolarlık bir döviz talebi piyasaya girmiş.
Döviz girişleri kurumuşken döviz talebinin artması döviz kurlarını yukarı iter. Nitekim öyle de oldu. Neye rağmen? Kamu bankalarının dolar kurunu 6.85’te tutmak için döviz satmalarına karşın.
Öyle anlaşılıyor ki; Ankara ‘arka kapı’ yöntemleriyle kamu bankaları aracılığı ile kuru savunamaz hale düştü. Kuru savunmayı bıraktı. Uzunca süredir kuru belli seviyelerde savunmak için 100 milyar dolara yakın rezerv eriten Ankara, yolun sonuna geldi. Son kurşunları atarak kuru piyasaya bıraktı. Ne olduğu bilinmeyen uydurma kur rejimi de çökmüş oldu. Geçmişten beri çalışan ve efektif döviz alışverişi ile işleyen Kapalıçarşı döviz piyasasında ise paralel ve daha yüksek kurdan paralel piyasa da yeniden canlandı.
Madalyonun diğer tarafında ise döviz kurunu 6.85’te tutmak için bir yandan milyarlarca dolar rezervi eriten ekonomi yönetimi, bu döviz talebinin arkasında, öz be öz yerleşikler ile daha önce ‘Türkiye hikayesini’ satın almış ama işler rayından çıkmaya başlayınca çıkışı tercih eden yabancıların döviz talebi olduğunu bilinmesine karşın “dış güçler bize operasyon yapıyor” diye açıklamalar yapmıştı.
Tüm yabancı kurum ve bankalara TL verilmesi engellendiği için artık “dışarıdan saldırı argümanı” geçersiz kalıyordu.
Kur yükselişi artık daha fazla rezerv eritilerek tutulamaz hale gelince kamu bankaları eliyle “arka kapıdan” döviz satışı bırakıldı; ya da en azından kur seviyesi savunmasına ara verildi. Böyle olunca; rezervlerin eritildiği ve artık bu yolla savunma yapılamayacağı sinyali verilmiş oldu. Kur daha da yukarı çıktı. Kabaca yüzde 5’lik artış bu duruştan sonra geldi.
Son bir aya bakılırsa döviz kuru yaklaşık yüzde 10 artmış oldu. Merkez Bankası’nın da kendi politika faizinin de altında verdiği parayı kesmesinden sonra bu yükseliş biraz duruldu.
Düşünce: “İnecektim”
Bu durulmadan sonra CNNTÜRK’te yayına çıkıp açıklamalar yapan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, kurların inip çıkacağını söyleyerek “Önemli olan kurun seviyesi değil, rekabetçi olup olmamasıdır. Türkiye tarihinde ilk defa rekabetçi bir kur düzeyiyle ekonomisini dönüştürebilecek bir yapıya kavuştu. Biz diyoruz ki turizmin gelmesi için, ihracatçı için benim para birimim daha cazip olsun, daha rekabetçi olsun.”
Son bir yılda aşırı kredi büyümesini beslemek için faizi negatif reel faiz seviyesinde tutan, bunu sürdürebilmek için de TL’den kaçan yerleşik ve yabancı yatırımcıların döviz talebini kur artmasın diye karşılarken 60 milyar dolarlık döviz rezervi eriten (taze döviz girişleri de hesaba katıldığında 100 milyar dolar) siyasetçi, kur zirve yaptığında bize bunu “TL rekabetçi oldu” diye açıklıyor.
Peki ne için yapılmış bu? Bakan konuşmasında bunu söylüyor; “Burada esas konu şu, finansal güvenlik noktasında, ekonomik altyapı noktasında Türkiye’nin bütün bu dalgaları kontrollü şekilde yönetip yönetemediğidir”
‘Finansal güvenlik’ için dalgalar yönetilmiş. Asıl sorun şurada ki; iktidar partisi yıpranmasın ve oy kaybetmesin diye yani iktidardaki partinin bekası için, paramız TL faizi negatif reel faize çekilerek savunmasız bırakılmış, hiçbir iktisadi anlamı olmayan kur seviyelerini savunmak için döviz rezervleri eritilmiş, asıl bu yolla Türkiye’nin ekonomik ve finansal güvenliği tehlikeye atılmıştır.
Ülkelerin döviz rezervi tutmasının amacı; olağanüstü durumlarda ülkenin en başta ekonomisini çalışır halde tutabilecek, ithalatını yapabilecek bir ‘yedek akçe’ bulundurmasıdır. Bu eritilmiştir.
Dış güç değil, yurttaşlar
2018 Haziran seçimlerinden sonra kurulan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” sonrasında oluşan yönetim, ekonomide maceracı bir yol izlemeye başladığından, 2019 başından bu yana geçen bir buçuk yılda, yerleşik yurttaş ve şirketlerin döviz hesaplarındaki artış kabaca 50 milyar dolardır. Buna 15.5 milyar dolarlık yabancı yatırımcı çıkışı da eklendiğinde 65.5 milyar dolarlık bir döviz talebi ortaya çıkmıştır.
Bu yeni yönetim biçimi, çerçevesi olan bir makroekonomik program ortaya koyamadığı gibi, mevcut sorunları ve dengesizlikleri de derinleştirmiştir. Sadece iki kanalda bir buçuk yılda ortaya çıkan 65.5 milyar dolarlık talep, bu dengesizliklerin ve güvensizliğin bir sonucudur.
Bu temel sorun ve dengesizlikler çözülmek yerine, semptomlara dönük “söndürme” çabası bir politika sanılarak uygulanmıştır. 65.5 milyar dolarlık bu talep, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri sonuna kadar eritilerek döviz kuru frenlenmeye çalışılsa da, bu bir buçuk yıllık dönemde kurlar yüzde 40 artmış, yani TL yüzde 30 değer kaybetmiştir.
Sonunda bize yapılan açıklama ise ‘TL’nin rekabetçi bir düzeye kavuştuğu’dur.
Peki o zaman neden 60 milyar dolarlık rezerv neden heba edildi? Tutarsız ve bir çerçevesi olmayan politikaların fotoğrafı bu: Kuru savunmak için rezervler eritilsin, beceremeyince “biz zaten rekabetçi kur istiyorduk” denilsin.
1994’te birkaç puanlık bir faiz düşüşü sağlayabilmek için ekonomiyi krize sürükleyen; yüzde 130’a yakın kur artışına, enflasyonun yüzde 150’lere dayanmasına, faizlerin yüzde 400’lere fırlamasına ve ekonomik durgunluğa sebep olan dönemin Başbakanı Tansu Çiller de 2001 yılında Mehmet Ali Birand’a verdiği söyleşide, “ihracat patlaması için yapıldığından” bahsediyordu.
Ancak bu defa 26 yıl sonraki fark şurada; Türkiye’nin şirketler kesimi aşırı borçlu, bunun da önemi bir kısmı dövizle.
Türkiye aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyen, liyakatsiz, popülist ve kibirli politikacılar elinde, kazandıklarını ‘mehter adımlarıyla’ bir adım geriye götürerek heba etmekten uzaklaşamadı. Bedeli ise toplum ödüyor.
Uğur Gürses
Biden açıklamayı patlatmış
Abd yi seçilen başkanların mı yönettiğini sanıyorsunuz.!!
Bir at arabası düşünün tek yönlü yolda.!!
Araba hep aynı at yorulunca sadece at değişiyor.!!
Ha obama
Ha Trump
Ha clinton
Ha G.W Bush
https://lh3.googleusercontent.com/pr...1mMBKbOyOkPujk
Biden in açıklamaları ilaç gibi geldi bunlara.Aralık 2019 da yapıldığı söylenen açıklama nedense şimdi servis ediliyor.Bir süre daha gündemi değiştirecek konu çıktı.Hep dış güçlerin suçu.
Selam dostlar.
Sepet kur tüm zamanların en iyi haftalık kapanışını yapmış. %1 yukarıda direnci var (oradan kar satışı gelirse şaşırmam ancak genel anlamda yön belli). Bir sonraki orta vadeli direnç de oradan %8 daha yukarıda.
Dolar/TL son 17 yıldır, aylık grafikte bir önceki -rekor- zirve oluşumunun üstünde kapanış yaptığında, bir daha eski zirvesini belirgin şekilde aşağı kırmamış ve özellikle son 7 yıldır da, bu durumda orta vadede yine eski zirvesine göre en az %20 yükselmiş. Dolayısıyla aylık kapanışı dikkatle takip etmek lazım.
Kurun rakamsal karşılığının büyümesi, fiyat hedeflerine dar bir perspektiften bakılmasına sebep oluyor. 7.10'dan 7.30'a bir hareket büyük olarak algılansa da, sadece %3'lük bir yükselişe tekabül etmekte.
Kur yeni zirveler yaptığında tüm gözler anlık fiyata çevrilmekte bu yüzden arbitraj fırsatları göz ardı edilmekte. 1 ay sonra esnek usdtry kontratları da geliyor - çok kontrat çok fırsat.
Biden'ın aleyhimizdeki görüşlerinin kamuoyunda daha fazla yer alması döviz için olumludur. Çünkü ABD seçimleri yaklaştıkça, sadece akıllı para değil artık küçüğünden büyüğüne tüm yatırımcılar, demokratlar lehine süregelen anketleri satın almaya çalışacaklardır. ABD seçimlerinin sonucunu ise şimdiden öngörmek güçtür: Sebebi demokratların -hükmettikleri- basına, Silikon Vadisi'ne, Hollywood'a ve diğer globalist unsurlara güvenerek, ideolojik olarak aşırı uçlara kaymaları ve olabilecek en kötü adayları çıkarmalarıdır.
Joe Biden, en az 10 senedir bizim hal yasasısın çıkartılmasına engel oluyormuş! :-) Dış güçlerin oyunu. :-) Hükümet hal yasasını 2010 dan beri çıkaracak ama niyeyse bir türlü çıkamadı. Ah Joe Biden, neden engel oldun hal yasasının çıkmasına?
https://eksisozluk.com/5957-sayili-hal-yasasi--2288008
https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/hal-yasasi
ABD yi kim yönetiyor.????!!!!
Dünyayı kim Yönetiyor.??????!!!!
https://m.youtube.com/watch?v=Wc0Nf_jD718
En fazla düşündüğüm konu,iktidar dövizi baskılamak için merkeze verdiği emirlen merkezin 3 kamu bankasına aktardığı dolarcıkların dolar borcu 11 milyar dolara çıkmıştır,bunu nasıl ödeyecekler zarar yazdıkları için,üstelik hareket alanlarıda daraldı,her söylemlerinde halkı telkin etmeye çalışıyorlar,oysaki içlerinde fırtınalar kopuyor,ne yapacaklarını bilemiyorlar,esasında işin gerçeğini bildiklerinden biz,bize yeterizin arkasına sığınmaya çalışıyorlar,damat zaten bir maşa haline gelmiş,o bilmiyormu ekonomiyi,boşunamı iktisat okudu,hepsini biliyor,bildiğinden palavra sıkarken devamlı gözleri kıpraşıyor,kendi,kendine sırıtıyor,uzman olanlar yüz okumasını çok iyi bilir,ama bu ortamda uzman olmayada gerek yok,aklı selim insanlarda herşeyi biliyor,öyle bir sarmalın içine girildiki çıkış yolları tıkandı,gündemi değiştirmek için devamlı doğu akdeniz olaylarını kaşıyorlar,bakalım filimin sonu nasıl bitecek,gözleri halkın şu sıralar 200 milyar dolar tasarrufunda,döviz almasınlar diyede alım vergisini yükseltiyorlar,adamın borcu var,iş bağlantısı var almayacakta ne yapacak,Arjantin,Venezuelle bu şekilde batmıştı,üstelik onların petrolüde var,bizim ise bir mokumuz yok herşey ithal,zaten bize en büyük darbe turizmden geldi,%90 üstü kayıbımız var,dış,iç borç yekünü çok yüksek,bazı yalamalar diğer ülkelerinde borcu yüksek diyordu,ne var bunda diyorlardı,ama biz o ülkelerden farklıyız,çünkü bütün gözleri bizim vatan toprağında,ayrıca sonbaharda kapıya dayandı,peşi kış,virüsün etkisi daha sert olacak,aş,iş işi sakata binecek,bakalım çıkış yolu nasıl olacak.
Yukarıda hal yasasını özellikle yazdım. Hal yasasını çıkarmadığı için köylünün çiftçinin sömürülmesini 10 yıldır çözemeyen bir zihniyet var. Bunlar bozuktur, takiyye yapıyorlar.
Asgari ücretten 1/3 kesinti yapıp, taksi plakasından götürü vergi alan zihniyet bozuktur, takiyye yapıyordur.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe ise Dövize erişimi zorlaştırmak istiyorlar. Ancak parasını bankada tutan vatandaşın sisteme olan güveni sarsılabilir.
Acaba istediğim zaman paramı çekebilir miyim ! tedirginliğinin yaratacağı güven erozyonu, başka hasarlara yol açar. Umarım bir an önce vazgeçerler dedi.
https://cumhuriyet.com.tr/haber/dovi...ekiyor-1758742
Komutan Logar, bir cisim yaklasiyor.
İhalelerde çantacılar vardır. Bunlar aslında ihaleye girmeyecektir ama ortamı kızıştırırlar ve sonra da ihaleden çekilmek karşılığında, asıl ihaleyi almak isteyen kişiden para alırlar. Tabiki bu ek maliyet de teklife yansır.
Bunların bir de seçimlerde görülenleri vardır. Adamın aslında seçilmek gibi beklentisi yoktur . Ama aday olur. Oy toplar , toplayabildiği kadar .
Seçim yaklaşınca da duruma göre, iddialı bir adaydan parasını alıp onun lehine yarıştan çekilir.
Doğu Akdeniz deyince aklıma geldi de niye geldi ben de anlamadım. Çıkıp biraz kafamı dağıtayım.