Printable View
burda vergi borcu silinmis sirket derken, kimse incelememis sanirim. devlet tahakkuk eden borcunu yada sirketin beyan ettigi borcu silmis degil.
rapor miktari ve uzlasma denildigine gore bunlara mufettisler borc cikarmislar, uzlasma kurulu ile sirket anlasmis.
silinen bir sey yok.
USD de bu akşam üstü başlayan hareketin sebebi konusunda yorumu olan varmı?
Abd ye gidip gitmemeyi düşünüyormuşuz
3-4 kuruş kur artışı ya da düşüşüne yorum yapılacak bir kısa vade başlığı değil burası kanımca...
VİOP başlıklarında bulabilirsiniz o tür yorumları.
Burada makro dedikodular var...:)
Devlet adına mufettisler borc cikarmislar, devlet adına uzlasma kurulu ile şirket anlaşmış.
Devlet yaptığın hatalı işlemden dolayı ceza kesmiş ama yandaşa kolaylık yapalım, uzlaşma adı altında silinmiş. Silinmemiş olsaydı tahsil edilecekti değil mi? Bu durumda affetmiş oluyor alacağını, bunun adı vergi olsa ne olur olmasa ne olur. Alacağın ismine takılmakla af yapılmış olmuyor ne güzel müslümanlık oh ne alaaa!!!
Cuma günü 5.696 yada bugün 5.688 dende alım imkanı verdi Bünyamin
iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
"Diyanet ABD'ye gidip görgüsünü artıracak!"
onlar tereddütte olabilir ama anlaşılan diyanetin hiç bir tereddüdü yok..
https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem...racak-5426136/
Bu dolari vob da 3 5 ay once 13 kurus makasla satiyorlardi ne aptallikti muthis kazandi mb vobdan o makasi savunanlar vardi birde 13 kurus la aciliyordu vade
Ne aptalca seylerdi
Vergi tarhiyatlarında uzlaşmalar, özellikle de merkez uzlaşma kurulunun uzlaşma sonuçları çok çarpıcıdır.
Uzlaşma, adı üstünde son derece subjektif bir konudur.
Doğal olarak idarenin her olayı değerlendirmesinde (konu, yıl, tutar vs9 , dışarıdan bir kişiyi her türlü düşünceye sevk edebilecek hususlar ve sonuçlar olabilir.
Yetki sınırları açısından merkezi uzlaşma kurulunun uzlaşabileceği (2 milyon tl nin üzerindeki vergi resim harç tutarı ve bunlara ilişkin cezalar) tarhiyatlarda uzlaşma sonuçları çok şaşırtıcı ve dedikodu malzemesi olabilir.
Sonuçta, uzlaşma, uzun sürecek bir yargı sürecini bitirip uygun bir tutarın kasaya konulması, yargının ve idarenin yükünün azaltılması vs gibi gerekçelerle, teknik olarak çok iyi işleyen ve sıkça başvurulan bir yasal müessesedir.
Doğal olarak tarhiyat tutarlarına ve uzlaşılan miktarlara, vergi mükellefinin kimliğine bakılarak yapılacak dedikoduların sonu gelmeyecektir.
sn. yasar 213. sayili vergi usul kanunu diye sacma salak ne oldugu belli olmayan bir vergi hukukuna sahip olan bir de bunu daha sacma salak bir 6183 sayili amme alacaklari kanunu ile besleyen bir ulkede subjektif unsurlardan bahsetmenin anlamsizligi benim temel vurgu noktamdir
burada bir subjektiflik soz konusu ise o da olsa olsa tek tarafli olarak devletin uyguladigi vergi rejimi baskisidir.
sn hayek...vergi kanunları üzerindeki kanaat ve uslubunuz bana bu konularda uzman olduğunuzu düşündürüyor. Ben sadece vergi uygulayicisiim. Teorisyen değil. o nedenle iki vergi yasası hakkındaki degerlendirmenize diyecek bir şeyim yok.ancak yazınızın sonundaki "vergi rejimi baskısı" hakkında şunu söyleyebilirim...vergi dediğimiz şey zaten arkasında devletin gücü ve de yaptırimi olan metazori bir konudur. Özde ozgurluk falan içermez. baskı diye vurguladiğıniz şey de verginin temel karakteristiğidir. her yerde, her devlette bu böyledir...
USDTRY_12/2019_VIS 5,8034 USDTRY_12/2020_VIS 6,3380
Hakikaten Allah belanı versin diye bir şarkı da varmış.
https://www.youtube.com/watch?v=6jfTSuWIYTs&t=109
Mesleğe başladığım 70'li yıllarda, vergiyi halka benimsetmek için sloganlar süslerdi vergi dairelerinin giriş kapılarını...
- Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır...
- iradesiyle kendini vergileyen halk millettir.... gibi.
Bunlardan ilki, oldukça subjektif bir ifadedir. Kutsal kazanca atıfta bulunarak halkı zayıf yerinden yakalama gayretindedir. Halkımız pek pabuç bırakmaz bu konularda böyle yaklaşımlara.
İkinci slogana gelince, devlet düzenimiz düşünülecek olursa, teknik olarak doğru bir ifadedir.
Vergiyi yasa haline getirerek bürokrasiye uygulatan halkın seçtiği kişiler, halkın temsilcileridir.
Denecek bir şey yok.
Kimin devleti, ya da kimin egemen olduğu devlet diyerek tartışmayı başlatmazsak tabi.
Sildikçe devam ediyorsunuz sonra neden ceza aldım .. Biraz sakin ..
Vay anasina...Buyuk bas Fetoculer bir bir disari cikarken en alt seviyedeki Fetoculeri dogduklarina pisman ediyorlar.
Askeri Lise ogrencilerine muebbet cezasi veriyorlar.
Buna benzer bir durum Dogu da var. 20 yas alti cok sayida gence PKK nin sehir yapilanmasi sucundan muebbet cezasi verdiler...
Bir kez daha anladikki Turkiye Cimhuriyeti hukukun gucu ensesi kalinlara islemez...
suriyede kimse yardım etmesede mülteci şehirlerini kuracagız diyenler
izmir gibi evet yanlış duymadınız izmir in bir köyünde 30 yıldır elektirik yokmuş
https://www.mynet.com/parasizliktan-...r-190101191085
boşuna tartışmanın anlamı yok
ne vergisi olursa olsun son 6 yıldır 40 milyar usd bu halka degil suriyelilere harcanıyor vede harcanmaya devam edilecek hemde misliyle
begenmedigim degil, bastan sona mantik sinirlarini zorlayan bir vergi kanunu ve bunu koruyup kollayan amme alacaklari kanunu ! bastan sona sacma
bir onceki konuya atfen ben ornegin vergi mufettisi olsam bugun Turkiye'de bir teftis yapip ceza kesmek yada idari yaptirim uygulamak istesem bunu yapamadigim tek (bakin tek diyorum) bir sirket bile olmaz. takir takir keserim istedigime istedigimi.
sonra uzlasma icin belli bir rakam ustu icin subjektif diyorsunuz. surec zaten bastan sona subjektif.
ne kadar vergi sevici bir dunya olduk bu arada ! temel soru devletin vergi toplamasi icin daha fazla zorlayici ve kisitlayici bir alan yaratmasi olmamali. devlet dediginiz mekanizma zaten subjektif kriterler cercevesinde calisan bir mekanizmadir. buna ne kadar gelir ve yetki alani yaratirsaniz "bir kesmin kayrildigi" bir duzen icinde olursunuz.
bu devlet olgusu oyle kutsal mutsal falan bir sey degildir. aksine kim baski unsuru olarak daha orgutlu ise (ornegin bugun ogretmenler, yarin polisler vs.) onun ekonomik olarak kayrildigi sistemin verimli kaynaklarinin aktarildigi yerlerdir.
vergilerin ya da cezalarinin bir grup lehine silinmesi yada diger gruba (mesela dogan) baski unsuru olusturmasida bir ornektir.
vergi hukuku ve amme alacaklari ile ilgili fikirlerim fazlasi ile mevcut ama bunu aktarmanin bir onemi de yok. cunku oncelikli olarak teorik duzeyde bazi hususlarin toplumsal uzlasma duzeyinde bir evreye gelmesi lazim. yoksa mevcut duzende o olmus , yerine yeni birseyler karalanmis cok da onemli degil
anlaşıldı...siz vergi teorisi konusunda uzmansiniz...bu beni aşar...vergi uygulaması konusunda (eski mesleğim olur) şunu belirterek konuyu kendi açımdan kapatayım...vergi müfettişi öyle önüne gelene, dilediğine vergi incelemesi yapıp tarhiyat isteyemez...sadece kendine verilen görev çerçevesinde inceleme yapar...neyse .. vergi teorisi son derece uzmanlık isteyen bir konudur..
devlet dediginiz mekanizma zaten subjektif kriterler cercevesinde calisan bir mekanizmadir. buna ne kadar gelir ve yetki alani yaratirsaniz "bir kesmin kayrildigi" bir duzen icinde olursunuz."
böyle yazmışsında kapitalist şirketleri kayıran devletlere sizin hayek baba bir isim veriyo muydu? Bu liboş mantığa bitiyorum devlet böyle ne idiğü belirsiz bir mefhum piyasaya çomak sokuyor. Halbuki şirketler kendi vereceği vergiyi de kendi belirlese ne güzel olur.Hani şu adam smith abimizin gizli eli de düzenlemede yardımcı olur. Mesela hayekçi devlet nasıl olur? 1984 de ingiliz işçileri maden grevindeyken onlara yurtdışından filan gelen dayanışma paralarına milli egemenlik için el koyan tarafsız devlet liberal teoride güzeldir.Ama gel gelelim 2008 de goldman sucks vamirleri batarken kamu parasıyla 780 milyar dolar kurtarma paketi hazırlayan devlet ne tarafsız ne güzel bir devletdir öyle. Neyse ya hayek denen herifin devlet üzerine görüşlerine girmeyelim.
hala devlet diyorsunuz, kurtarna paketi diyorsunuz, devlet gorusu diyorsunuz. siz ne diyorsunuz !? siz sosyalistlerin eline Allah kimseyi dusurmesin, siz adamin yattigi yatagi bile kendinizden bilirsiniz.
libos tavirlarida hos degil, hem solcu olacaksin hem paranin konusuldugu forumda her gun yazacaksin. idealizm nerede kaldi
bir son söz...vergi sevicilik diye olgu yoktur...hemen herkesin den insanın tabiatına, ekonomisine terstir böyle bir durum...hastalıklı bir kişilik halidir...anormaldir...ama devlet denen örgütlenmelerin hemen tamamı ancak vergi ile ayakta durur...varoluş sebebi olan görevleri ancak öyle ifa edebilir...sizin bu konuda bir başka önerimiz varmı sn hayek? bakın vergi Usul kanunu ve AATUHK konularında önerileriniz bir yana vergisiz bir devlet örgütlenmesi inanın Teâlânın bedava elektriginden bile daha heyecan verici bir buluş olurdu...
ben vergisiz bir devlet orgutlenmesinden hic bahsetmedim sn. yasar. ben devlet vergi almasin ve gorevlerini !!! ifa etmesin demiyorum. sadece devletin fütursuzca alanini genisletmesini ve bunun tum dunyada hizla gelismesine elestri getirdim.
213 ve 6183 ile ilgili konuyu her zaman konusuruz hatta bu FİLMİN yargıda ki olmazsa olmaz sacayagi olan 2577'yi de dahil edelim. ama bu forumun konusu degil bi de gerekli mi ???!!!
valla ne gerekli ne değil sizin alanınız anlaşılan. konuyu açan sizsiniz. neden gereksiz olduğuna da siz karar vermeyesiniz ki? ben zaten numara vererek belirlediğiniz vergi yasalarını tartisabilmekten ne kadar uzak oldugumu ifade etmiştim.
degistiremeyecegimiz şeyleri uzman gibi sanalda tartışmaktan ben şahsen yoruldum..iyi geceler..
Hsbc veriyor genelde
iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Ölmüş teröristin yaşlı ablasının yakalanması neden bu kadar önemli ilk haber oluyor.Marifet yıllardır dibimizde olan lideri paketleyebilmekti.
ABD’li Federal Savcılar, Halkbank temsilcilerinin 5 Kasım Salı günü ABD’deki mahkemeye katılmadığı taktirde mahkemenin yaptırım kararlarına sahip olduğunu belirten bir açıklama yayınladı.
Şimdi bu haberle birlikte BIST i tutamazsın bugün...
Oysa dönemin Susurluk Raporu’nu yazan Başbakanlık Teftiş Kurulu Müfettişi Kutlu Savaşâ€™ın kaleme aldığı bir paragraf, meselenin siyasi bir kopuşun değil, iktisadi bir sürekliliğin ürünü olduğuna işaret ediyordu. Bazı şirketlerin kredi ilişkilerini incelerken, Susurluk’un toplamını da aşan bir manzarayla karşılaştıklarını söylüyordu Savaş ve “Ortaya ürkütücü bir tablo çıkmıştır†diyordu. Raporun geleceğe de projeksiyon tutan paragrafı şöyleydi:
“Milyonlarca doların ve milyarlarca TL’nin kamu bankalarına dönüşü mümkün görülmemektedir. Bankalar kendi kârlılıklarını azaltma pahasına belli kişi ve firmaları finanse etmiştir. Krediler tam bir bataklıktır… Bankalarda cereyan eden olayların parasal boyutu, kamuoyunun ‘Susurluk’ olarak algıladığı olaylar toplamını aşacaktır. Ve banka olaylarını genel kirlenmenin sebebi veya sonucu değil, hızlandırıcısı olarak kabullenmede isabetsizlik olmayacağına inanılmaktadır. Çünkü kirliliğin hedefi para ve paranın sağlayacağı güçtür.â€
124 sayfalık rapordaki bu kısa değerlendirmede ifadesini bulan şey; bizatihi Susurluk’u da doğuran, Özal’ın marifetiyle devlete yerleşmiş bir siyasal ahlakın kamu kaynaklarını yönetme biçimiydi.
Şimdi de aynı yolda olan bir kamu yönetimi ama sonucların 2001 krizinden farklı olacağını iddia edenler var, göreceğiz.