Bugday uretimi artirilabilir mi ? Bak simdi tekirdagda donume 400 kg bugday alıyoruz ...cek cizgiyi tekirdagdan abd ye dogru ayni enlemde ayni iklim sartlarina sahip abd nin denk gelen eyaletinde donume 1.100 kg bugday aliniyor...
Printable View
Bildiğim kadarıyla şeker kamışı çok düşük maliyetli. Biz pancar kullandığımız için pahalıya geliyor.
Ancak stratejik ürün nedeni aşağıda
“Fransa ile İngiltere arasında 1793-1815 tarihleri arasında yapılan Napolyon Savaşlarına kadar Avrupa ana şeker kaynağı olarak kamış şekerini kullanmaya devam etti. Bu dönemde İngiliz Donanması, Fransa'nın başta kamış şekeri olmak üzere mal ithalatını önlemek amacıyla limanlarını ablukaya aldı. Böylelikle Avrupa kıtasına şeker girişi durdu. Bu andan itibaren kamış şekerinin yerini alması amacıyla Avrupa'da şeker pancarı tarımı çok hızlı bir şekilde yayılmaya başladı.”
Ha eskiden millet şeker alamaz imkanı varsa pekmez yaparmış.
https://www.zmo.org.tr/genel/bizden_...od=9724&tipi=2
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Konu findik olsa tamam, dunya fiyatlarini kontrol etmek bizim icin mumkun ama o kabiliyet yok, rant yok, algi oyunu yok.
Ilgi gormuyor.
Arap Baharı buğday ve ekmek fiyatlarının %100 artması sonucu başlamıştı. Mesela Tunus, olaylar orada başladı, bir kaç ay önce ekmek fiyatları %100 artmış. Suriye'de de aynısı olmuştu.
Bizde 3,5-4 milyon ton fazladan buğday ithalatı vardı. Fakat bu son sene 7 milyon tona çıktı. Türkiye un üretiminde dünyada ilk 4'ün içindedir. Makarna ihracatında da dünya şampiyonu diye biliyorum. Geçmiş senelere göre iki kat buğday ithal edilmiş. Fakat un ve makarna ihracatı artmamış. Yani yüksek ihtimal geçen sene kendi kendine yeterli olmaktan çıktık.
Anadolu buğdayın anavatanı. Bu topraklarda belki 10.000 yıldır üretim yapılıyor. Bizim topraklar işlene işlene çoraklaştı. Ne kadar gübreleme yapılsa, damla sulamaya geçilmeye çalışılsa da( kaldı ki bu çalışmalar maliyetleri arttırır) olacak bu kadardır.
Manisa'nın bazı bölgelerinde( her yerinde değil, bu yerler isimlerinden belli olur mesela Yağbasan gibi) bire 137 alınan yerler gördüm.
Abd ise genç, diri topraklar. Onlar daha uzun yıllar yüksek verim alırlar.
sadece Abd değil, Meksika'da da yüksek verim var.
Mark Twain( babası çiftçiymiş ve 11 yaşındayken vefat etmiş) üretilemeyecek tek şeyin toprak olduğunu söylemişti. Bunu çok güzel ifade etmişti de şimdi bulamadım.
Konu dışı tespit;
Bu konuyu sevmemin sebebi, konu çeşitliliği. Evlilikten, Yapay Zeka, tarihi olaylar, en sonda tarım ve şeker pancarı. Yok yok konuda. :) Şikayetçi miyim, asla! :)
Hollanda çok şişirilmiş bir balondur. Türkiye tarımsal üretimde dünya 9.cusudur. Hollanda ilk 20'de yok. Fransa bile 12.ci sıradadadır. Tabii Fransa tarımına 11 milyar dolar destek veriyor. Biz 3 milyar dolar civarında veriyoruz. Fakat ihracatta Hollanda ürünleri öne çıkar. Kendisi üretmez, mesela bizden, Ukrayna'dan falan alır, paketler satar. Tarımsal üretimde Almanya ve İngiltere de ilk 20'de yok.
Tarım ülkesi dediğiniz Hollanda, buğday ithalatında dünyada 8.sıradadır.
agalar , ev alınırmı alınmazmı dan ne ara nişasta bazlı şekere,mısır şurubuna geldik ?
Eğitimli, bilgili insanların detaycılığı :)
Yüksek IQ-EQ lu kişiler şehirleşme trendinden, makro ekonomik göstergelere kadar herşeye bakarken detayda boğulup büyük resmi kaçırıyor mu yoksa?
Halbuki mahsulünü satan dayı, biz öyle miydi böyle miydi diye düşünene kadar; ya daireyi alıyor yada parayı altına bağlayıp geçiyor galiba. BAM_BAM_BAM.
....mükerrer
Her birey ekonomist gibi düşünmek zorunda değil.. Bankacılar bile bu havada 600-700.000 kredi çekip ev aldı.. Sıkıntı kişinin konumu.. Kimisi ömür boyu bir ev hayali kurar kimi beş senede bir daire adetlerini çoğaltır.. Kimi dükkan alıp kiraya verir.. Konu bu yüzden nişasta bazlı şekerden küresel su politikalarına kadar genişler.. Sahi ileriki yıllarda İstanbul 50 milyon olursa su nereden gelecek acaba:wave:
Nasıl anlamadım insanlığın temel gıdası olan et süt peynir tereyağı verimsiz bir iş mi?Doğru mu anladım söylediklerinizi? Ne yememizi bekliyorsunuz peki mesela soya mı? Et yemeyen insan aptallaşır ve üremesi organları durur soyu tükenir bir süre sonra. Zaten amaçta bu insan nüfusunu azaltmak. Aşırı su acaba hayvanlar mı tüketiyor yoksa imalat sanayi mi? Bu kadar çok ürünün üretilmesine ihtiyaç var mı mesela? Dayanıklı tüketim malının garantisi neden 2 3 yıl da 30 3-40 yıl değil? Kim koyuyor bu kanunları? Neden insanlar eskiden tamir ederken şimdi yenisini almaya zorlanıyor? Mesela neden tamir parası nerdeyse yeni ürün parasıyla aynı? Büyüme denen olay burada devreye giriyor işte ekonomimiz büyüyor ya büyürken sularımız boşa gidiyor sonra gidip develeri vuruyorlar ve işte bunlar sularımızı tüketiyor diye bu yalanı satıyorlar . Sonra ineklerin gazı ve dışkısı suları kirletiyor ama sanayimiz kirletmiyor diyorlar. Bu arada karbondioksit salınımı iyi birşeydir. Bitkilerin temel besindir çünkü.
Arap ülkeleri gibi su pahalı olur, verecek parası olmayan çeker gider, veya katlanır.
İstanbulda meyve sebze de pahalı. Tarlada 1 lira olan şey burada 6-7 lira. ama tarlanın olduğu yerde gelir seviyesi de düşük.
İnsanlar "yüksek gelir + yüksek yaşam maliyeti" ile "düşük gelir + düşük yaşam maliyeti" arasında seçim yapacaklar.
Aynen şu anda olduğu gibi.
Ha tabi gönül ister ki kanal istanbul gibi tatlı suları yok eden projelerle bu su sıkıntısı erkene çekilmesin.
Sizin bu yazdıklarınızın çoğuna katılıyorum. Et yemek lazım tabii de, büyükbaş hayvancılık verimsizdir. Uruguay'da Arjantin'de verimli. Mesela Kastamonu, Karadeniz yaylaları gibi yerlerde Jersey ırkı olmak şartıyla yapılabilir ama Konya'da olmaz. Bazı ırklar hiç uygun değil, dolandırılıyor bu işe girenler. Krediyle girenler batıyorlar zaten. Türkiye'de Küçükbaşa, keçiye uygun yerler var. Mesela şeker konusu...Şeker bir moleküldür,bağlardan biri farklı olsa şeker olmaz.Şekere en yakın molekül alkoldür. Yani mısır şekeri ve pancar şekeri arasında hiç fark yoktur. Mısır şekeri 5-7 kat daha ucuzdur. Karbondioksitin piyasada kuru buz olarak bilindiğini, çok pahalı bir ürün olduğunu, seracılıkta verimi %30 arttırdığını, bu forumda senelerce ben yazdım. Fakat havadaki karbondioksit emisyonunun belli bir değerin üstüne çıkmaması lazım. Neyse ben hiç yazmamış olayım, işallah yanılırım. Büyükbaş hayvanlara virüs konusunu yani...
Abi benin yazdığım başlık vardı. Kendi kendime yazıyordum. İti kopuğu musallat oldular, yönetim de buna engel olmayınca, bir de hastalık vurduydu o sıralar, kapattıydım başlığı. Yazı yazmak dünyanın en zor işidir. Unutkanlığa, hafızaya çok iyi geliyordu. Benim yüzümden başlığın konusu dışına çıkıyor, kusura bakmayın. Şinci bir yazı okudum, çok iyi buldum, onu da ekleyeyim, bir daha konu harici yazmam.
Alıntı:
“Olgunluk tezahür etmeye başladığında, yıllarımı saydım ve bundan sonra, yaşadığımdan çok daha az zamanım kaldığını keşfettim.
Kendimi, bir şekerleme paketi kazanmış küçük bir çocuk gibi hissediyordum: Önce büyük bir zevkle ve iştahla yedim, ama azalmaya başladıklarını bir kez hissedince, şimdi teker teker, tadını çıkararak yiyorum.
Artık yasaların, kuralların, uygulamaların ve yönetmeliklerin tartışılıp durduğu ve hiçbir işe yaramayacağını bildiğim sonsuz toplantılara ayıracak zamanım yok.
Takvim yaşlarına rağmen hâlâ büyümeyen aptal insanlara destek olmak için de zamanım yok.
Vasatlıkla uğraşmak için de zaman ayıramam.
Şişmiş egoların bulunduğu toplantılara katılmayı hiç istemiyorum.
Artık dalaverecilere ve çıkarcılara tahammül etmiyorum.
Başarılı olmuş insanların yerine geçmeye can atan, onlara ve eserlerine zarar vermeye çalışan şu kıskanç insanlara hiç tahammülüm kalmadı.
Üst düzey bir makam için yapılan kavgaların kötü sonuçlarına tanık olmaktan nefret ediyorum.
İnsanlar içeriğe değil, sadece başlıklara bakar oldular. Benim zamanım ise, başlıklarla uğraşmayacak kadar değerli artık.
Öz'ü istiyorum, ruhumun acelesi var. Pakette şimdi daha da az şekerleme kaldı..
İnsan onurunu ve gerçekleri savunan, sorumluluktan kaçmayan, başarılarından dolayı şişinmeyen, kendi yanlışlarına gülebilen, vaktinden önce ‘oldum’ demeyen, insan olmayı anlamış insanlarla yaşamak istiyorum.
Asıl olan, yaşamı değerli kılmış eylemlerinizdir.
Yaşamın sert darbelerinden yumuşak bir ruh ile çıkmayı başarabilmiş ve başkalarının yüreğine dokunabilen insanlarla çevrili olmak istiyorum.
Evet, olgunluğun bana getireceği o doluluğu yaşamak için acelem var.
Elimde kalan tek bir şekerlemeyi bile yitirmek istemem. Şimdiye kadar yediklerimin hepsinden çok daha nefis olacaklar.
Amacım, sevdiklerim ve vicdanımla barış içinde ve yaşamdan da tatminkâr olmaktır.
Umarım sizin için de aynısı olur, çünkü her hâlükârda oraya varacaksınız.” (Mário Raul de Morais Andrade-Olgunluğun Kıymetli Zamanı)
Sn ayvagöbek nbş ve şeker pancarındaki glukoz metabolizması üzerine uzun bir entry yazacaktım nbş zararlı falan diyecektim ama sizin entrynizdeki alıntıladığınız muhteşem yazıyı okuyunca ne bileyim başka düşüncelere daldım,adamın yazdıkları baya ufkumu açtı dense yeridir,bildiğim şeylerdi gerçi ama derli toplu okuyunca çok etkilendim,bir nevi a buymuş benim hissettiklerim yalnız değilmişim düşüncelerimde oldu..Nbş zararlıdır kısaca deyip konuyu kapatayım.Alıntı için teşekkürler sevgiler saygılar.
2023 te herşey çok iyi olacak. Bunun işaretlerini 2011 de almıştık. Vizyonumuz çok güzeldi. Başarıyoruz.
Kümeslerde yaşayan insanlar metropollerdeki AVM OTEL TURİZM vb hizmet sektörleri de çökünce malak gibi aidatlarını kiralarını ödeyemeyince fiyatlamalar altın + dolar eurobond getirisine göre nerelerde olur belli olmaz. Fiyatlamaları TL ile bakan aldanır.
Ölçü basittir. Herhangi bir yatırım TEFAS İŞ PORTFÖYÜN Eurobond TDG ve IPV fonlarının altında getiriyorsa gerçek enflasyona yenilmiştir. Çıtanız bu iki fonun ortalama getirisini yenmek olmalı. Yenemiyorsanız özsermayeniz erimiş demektir.
https://youtu.be/SDgVK421Gf0
Uçakla seyahat ederken niraz bakınmakta fayda var. Turkiye sadece istanbul değil
SM-A505F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Bursa yı tavsiye ederdim ama bazı semtler İstanbul hayli solladı.. Kümes mevzusuna gelince .. Bir dönüm bahçeli köy evinde bile yaşasan kümestesin unutma..Müstakil evde olanlar bilsin ki kargaşa ortamında çaresiz ilk onlar kalacak.. Apartman site türü yerlerde birlik olup korunulabilir ama müstakil evde hele de köydeysen... Savunmasız çaresiz saldırıya açıksın.. O yüzden olumlu bakalım olumlu olsun.. Bu ülke çok badireler atlatmış kadim ülke.. Anlamayanlar zaten testten geçemeyecek.. İnsan dünyada pozitif enerji yaymalı yoksa negatif enerji tonla mevcut.. Bknz youtube.
15. kattaki demedim.. Çok katlıya bende karşıyım.. Nasıl bir ortam olacağını tahmin edemeyiz ancak müstakil eve beş eşkiya tiplinin girmesi siteye girmesinden kolay.. Güvenlikli site olayına da inanmıyorum ama komşuluk olan bir apartmanda iseniz daima bir whatsApp hattınız olmalı bizim gibi.. Sitemiz 52 daire ve herkes neredeyse aktif kullanıcı.. Bir elin nesi var iki elin sesi var demek istedim.
Her evin kendine özgü eksileri ve artıları vardır. Ama bu noktada apatman dairesini ( site icindede olsa) mustakil bir evden daha pozitif bulmak biraz zorlama gibi geliyor bana.
Müstakil evin olsun,derdin güvenlik olsun, bu zamanda o işi çözmek cok kolay. Eski zaman yontemlerini dahil etmiyorum bile :)
SM-N770F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Evet Bursa'da yeni yapılan evler güzel , Mudanya ve İzmir yolu tarafında (Nilüfer ilçesi) özellikle.
Konum olarak harika bi yerde olsa dahi üzerine para verseler oturmayacağım şehirlerden (Not bursalıyım) Doğudan aşırı yabancı göçü alması , kötü şehirleşme, sınırlı iş olanakları, muhafazakar olması büyük etken.
İstanbul'un tek alternatifi "bana göre" İzmir olur diyorum.
Gayrimenkul alacağım il/ilçe için ilk kriterim : son seçimdeki oy durumuna bakarım.
Syg.
Ben hiç kimsenin kaygılarını yersiz görmem.
Bırakın, sel bekleyen üst kata, bomba bekleyen bodrum kata, yiyecek kıtlığı bekleyen köyüne, benzin kıtlığı bekleyen işyerinin tam karşısına taşınsın. Su kıtlığı bekleyen suyu, para kıtlığı bekleyen parayı depolasın.
Gün gelir o kişi haklı çıkar, "vay be" dersiniz.
Haksız çıkarsa sıkıntı yok zaten. :)
Bir iki yıl önce başka bir senaryoyu düşünerek gidip 6 litre kolonya almıştım. O ihtimal gerçekleşmeyince dedim tüh be 6 litre kolonya elde patladı. :)
Ama hiç kimsenin aklına gelmeyecek bambaşka bir olay oldu ve o kolonyaları ellerimize ve kapılara sıka sıka birkaç ayda tüketiverdik. Hatta bittiği için üstüne 4 litre daha alıp attım kenara.
Saçma bulacağımız, hayatta olmaz yahu diyeceğimiz her şey, bir bir gerçekleşiyor bu ülkede veya dünyada.
Büyük bir felakette göktaşı tsunami deprem nükleer savaş vs gibi büyük şehirde olursan elektrik gitti su gitti telefon kesildi. Ne yapacan apartmanda? En fazla 5 10 günde yiyecek suyun bitecek marketler kapalı tuvalet sorunu vs vs.Böyle bir ortamda büyük şehirde güvenlik daha bir problem olur. Müstakil evde kuyun varsa suyun bitmez bi jenaratör birazda dizelin olsun müstakil olduğu için daha çok yiyeceğin olur meyven sebzende bahçeden gelir . Yani karşılatırınca bence müstakil şehirden uzak daha mantıklı. Tabi onunda dez avantjları vardır illaki onuda siz sayın
Take shelter (sığınak) diye bir film var bence izleyin tam bu foruma göre :)
Ev almak en iyi bir yatırım. 2011 de açıklanan 2023 vizyonuna göre kişi başı milli gelir ortalaması 25bin$ olacak. Az kaldı 3 sene sonra kişi başı milli gelir bugünkü 6bin$ dan tam x4 kat artacak. O zaman bugün pahalı deyip almadığınız evler dolar bazında tam 4 kat artmış olacak.
Doları Euroyu Altını bozun ev alın, ve 3 sene sonra zengin olun. 2023 vizyonu ta 2011 de planlandı ve işler tıkır tıkır yürüyor!
Kooperatife girdim bankalara ve müteahhitlere fazla para kaptırmamak için. Eyt çıkar ya da çıkmaz en geç 2025 de emekli oluruz o günleri görürsek tabi.
hisse.net kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Zamanında koperatife girdim dyp çalışanlarının kurduğu bi koperatif. Süleyman demirel 1. Üye daireyi yapıp ona hediye edeceğiz ne yaparsa yapsın demirel başbakan koperatif 250 üyelik. 3 senede nitecek. 3 sene geçti aidatlaeı tıkır tıkır ödüyoruz. Temel kazısı bitti . 5 blopun temeli hızlı şekilde kazıldı durdu. Belediyeden sorun çıktı dediler. 2. Sene sonu kızgın bir şekilde genel kurula gittik sinirliyizde başkanı devirecrğiz yeni yönetim seçeceğiz. Bizim kooperatif 250 kişi ama genel kurul 1000 kişilik salonda yapılıyor ve salon neredeyse full dolu. Divan başkanı seçimi oldu yönetime müthiş tepki var oylar bi sayıldı 180 bizim aday 170 falan karşı aday topluyorsun 350 oy 250 kişilik kooperatif 350 oy var yaklaşık 70 80 kişide gelmemiş nasıl iştir. Başkanlık seçimine geçene kadar gürültü patırtı tanımadığımız bir sürü mafyavari adam divan başkanı ve hükümet komiseri jandarma bölgesinde olduğumuzdan takviye jandarma istedi. 100 e yakın jandarmada geldi. Başkanlık seçimi oylar kullanıldı bizim aday kılpayı önde bir kavga çıktı. Mevcut yönetimi devirmek isteyen bizlere bi araba sopa. Jandarma zor kurtardı. Genel kurul iptal bir sonraki toplantıda 450 üye olamayacağına ilişkin itiraz sonuzu üyelerin 250 dem sonrası genel kurula alınmadı. Bu arada iptal sonrası bizim seçtiğimiz divan başkanını bürosunda döve döve komalık etmiş birileri qdam 5 gün sonra öldü. Bu defa genel kurul polis bölgesinde ve 500 e yakın polis var. 250 ye yakın kişi girdik genel kurulu mevcut başkan yok. Denetim kurulu raporu okundu ibra edilmedi. Tekmadayla girdik seçime kazandık. Sonra bi öğrendik ki bizim 250 üyeli koperatifte 100 ün üstünde ekstra üye kaydı yapılıp para toplanmış yetmemiş genel kurula yakın 70 in üstünde sahte üye yapmışlar seçimi kazanmak için neyse yeni başkan hevesle başladı 2 yılın sonunda genel kurul olduğunda bizim temeller aynen duruyordu bizim başkan halen sahte üye ayıklamakla uğraşıyor. 5 yılın sonunda atıyorum toplam 10 milyarbtl (eski para ile )ödemişsem 10 milyar alıp çıktım bizim es kooperatif tam 18 yıl sonra bitti. Millet şimdi oturuyor evlerinde. Kooperatife girdim 3025 de bitecek diyince aklıma ilk ve tek kooperatif maceram geldi. Tövbe ettim bi daha koooeartife girmedim