Üstat, sizin nickiniz "piyasalarınruhunuokuyanadam" olmalıydı. Öngörüleriniz çok yerinde,tutarlı ve isabetli. Eğer kitap yazarsınız ilk sipariş verenlerden olurum.
Printable View
Merhaba Serkan bey
Aslında emaya göre şuan hareket etmiyorum ama etmeli miyim diye merak ediyorum.
Sonuçta mantığım uzun vade biriktşrme için, ortalamanın altına düşenleri o ay almak mantıklı diyor.
Şuan ucuz da olsa pahalı da olsa tüm belirlediğim hisselerden eşit miktarda alıyorum. Yani ay başındaki alım sonunda her hissenin toplam TL karşılıkları eşitlemiş oluyor
Türkiye yunanistan teknik görüşme kararı aldı Bloomberg ht
Ne tekniği ise dolar fincan kulpa devam
taylor durden tweetinde gördüm.
powell yıllarca düşük faiz gider bu iş demiş.
önemli .
Kerim Rota bu forumda uzun süredir anlatılan, beyaz yakanın reel gelirindeki gerilemeyi, bir örnek üzerinden çok güzel anlatmış.
https://www.paraanaliz.com/2020/ekon...mpression=true
ONEPLUS A5010 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Merhaba,
Mesajınızı ye gördüm. Ben uzun vadede öncelikle geçmişten gelen kanalları kullanıyorum. Oralar iyi alım yerleri olabiliyor. Ortalama konusu hisseye göre değişiyor. Kiminde günlük kiminde haftalık bakıyorum. 50 100 200 günlükler en çok kullanılanlar. Uzun vadede dolar bazlı olarak da bakmak lazım grafiklere. Tl olarak fiyat eski dibine gelmese de dolar olarak geldiği zaman da oralardan yukarı dönebiliyor
MI 5s cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Sn jacksparrow roman gibi bir yazı bir cirpida okudum, bu başlığın bence iki mottosu var biri tasaaruf diğeri yatırım.. bu paylaşım neden bunları yapmamız gerektiğini tokat gibi yüzümüze vuruyor.. hem bu müthiş yazı hem de daha önceki faydalı paylaşımlar için teşekkürler.
1. "Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir."
Bu söz ne Einstein'ın, ne de sıklıkla ona atfedildiği üzere Benjamin Franklin'in. Politik metinlerde çok fazla kullanılan bir söz bu. Einstein'ın gerçekten sarf ettiği sözleri bünyesinde barındıran The Ultimate Quotable Einstein adlı eserde, sözün Rita Mae Brown'un 1983'te yayımlanan Sudden Death adlı kitabında geçtiği belirtilmiş, ancak muhtemelen ondan daha da eski. Ayrıca söylemeye gerek yok, bilimsel olarak deliliğin tanımı da bu değil.
Kaynak = https://evrimagaci.org/einstein-tara...0s%C3%B6z%20bu.
https://evrimagaci.org/albert-einste...ri-nelerdi-265
Bu linkten ise Einstein'ın dini inancı ile ilgili söylediklerini bulabilirsiniz. İlk zamanlar spionozanın panteizmini kabul edip sonrasında agnostisizme kaydığını söylüyor.
İlk sözü söylemediği kesin diğerlerini de kuvvetle muhtemel söylememiştir.
Saygılar
Yıllardır konuştuğumuz konu. Somut örnekler, anlamayı kolaylaştırıyor.
Benim hikayem Barışa benziyor. Ben de mühendislik mezunuyum, Barış 97 de, ben 99 da Gsm şirketinde çalışmaya başlamışım. Ev alma zamanlarımız da benzeşiyor.
Beyaz yakalı olmanın altın dönemleri 2000-2010 arasıydı bence.
Bende kendi hikayeme çok benzettim. Yeni nesil beyaz yakalılar bizim kadar şanslı değiller maalesef.
Öte yandan sosyal medyada bu yazıya çok garip tepkiler gördüm. Olay o kadar siyasallaşmış ki son 15-20 yıla ilişkin en ufak eleştiride hemen infaz etmeye kalkan bir kitle oluşmuş bu durum endişe verici.
Halbuki yazı ekonomik verilerle yapılmış bir analiz yazısı. Beğenmeyen kendi verileriyle karşıt bir yazı hazırlar. Bu kadar basit...
kesinlikle , herkesin kendi yaşamıyla kesişen bir yazı.
hele o yazıda geçen , asgari ücretin 6 katına işe girilmesi bile beyaz yakanın güncel durumunun ne kadar sıkıntılı olduğunu ortaya koyuyor. 2013'ten itibaren çöküşte...
Geçen hafta bir arkadaşım daha eski bankamdan ayrıldı. 10 yıllık uzman (net 5.5k), Avrupaya yazılım (bx design) öğrenmeye gitti.
2012 de maaşımın 13 asgari ücret olduğu günler aklıma geldi bianda. Kaldı ki çevremdeki en yüksek maaşlı da ben değildim şirkette.
Sağlam geriye dönüş oldu ve olacak önümüzdeki dönemde.
-sıfır araba alınamayacak
-ev almak çok çok zor olacak
-yıldızlı otellerde tatil yapmak birkaç yılda bir olabilir ancak
-telefon, lcd tv vb gibi elektronik eşya almak bütçeyi iyice zorlayacak.
Benim gibi 70 li yıllarda doğanlar bu dönemi çocukluk ve lise yıllarında gördüler. Üniversitedeyken bi nebze durum düzelmişti. İşe başladıktan sonra bi 5 yıl sonra yani 2003-2004 yıllarında olması lazım sıfır araba alabilmiştim. Halbuki babam 1990 yılında 1980 model arabasına 24 yıl çalışarak ulaşabilmişti, kooperatif borcunun bitmesinden hemen sonraydı.
Şuan sanırım herkes kazandıklarıyla tl dışı varlıklarda birikim yapıyordur, altın, döviz, eurobond vs...
Şöyle diyeyim,
Ortalamanın altına neden düştü? Bunu iyi incelemek lazım. Uzun vade biriktirmek için teknik açıdan iyi, ortalamanın altında olan hisseler uygundur. Tabi böyle bir hisse bulursan söyle beraber alalım diyenleri duyar gibiyim [emoji1]. Teknik açıdan iyi ortalamanın üzerinde balon oluşmamış hisseler de tercih edilebilir. Ama tekniği kötü ortalamanın ve altındaysa büyük olasılıkla çöküşe girmiş hisseleri topluyorsunuz demektir.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
kendi adıma kamuda alışılmamış bir ücretle işe başladım. o dönemde gerçekten çok süper bir maaştı. 80000 TL uzman maaşıydı bizimkiler herhalde 3 misline yakın idi...sonraki yıllarda epey eridi ve bu erime halen devam ediyor...
madem ki geçmişten söz açtınız ve geleceğe ışık tutacağını düşünüyorsunuz bu süper ücrete rağmen 2500 DM ( doyçe mark yaklaşık 1300 Euro yapıyor) bedelli askerlik için para bulamamıştık... o dönemlerin tekrar gelmesinden korktuğumu belirtmek istedim
Buradaki verilerde dediğinizi doğruluyor.
https://ekonomihukuk.com/blog/yillar...lar-karsiligi/
Bence alım gücüne de bakmak lazım. Esas önemli olan o
teşekkürler
alım gücü mesela arabada aynı idi çünkü dolar fiyatı bir yana yukarıda forumdaşların belirttiği ve yazıda belirtildiği gibi araba almak neredeyse imkansız hale gelecek. benzin gibi fiyatlar zaten dünya ile paralel olacak. ama satınalma gücü olarak değerli olmayan ihraç edilemeyen mallar dünya fiyatlarına paralel olmaz. bu paralellik bugünkü dünyada çok çabuk sağlanır yani emeğimiz ucuz ama hayatımız pahalı olacaktır bundan sonra...
Aslinda dolar da yillar icerisinde bir enflasyon gordugü icin fark tablodaki kadar degil...zaten asgari ucret dolar bazinda iyi degil ...
mesela cindeki asgari ucret dolar bazinda bizi geçiyor su an... ancak ekonomimizin bizim kusagin oncesinde de bazi donemler gercekten cok kotu olduğunu kabul etmek gerekiyor.. en basitinden kemal sunal in orta direk saban filmi sener şen in ciplak vatandas filmi bize bunu gosteriyor...
Ancak bence burada onemli olan nokta şu... bizim ve tüm gelismekte olan ülkelerin eline bir firsat gecti... biz bu firsati nasil değerlendirdik... güney kore nasil degerlendirdi singapur nasil degerlendirdi... neden su an tedarik zincirlerini çinden tasimak isteyen şirketler bizi tercih etmiyor.. su an romen leyi bizi neden ikiye katlamak uzere ... neden tum dunyada dolar deger kaybederken bizde bu sorunlar oldu...
https://m.aksam.com.tr/ekonomi/2001-...7h/haber-21577
Bu haberde 2001 krizinin hazineye yukledigi borç 380milyar tl denilmiş...
https://www.google.com/amp/s/www.yen...-6-287920h.htm
Burada da hazinenin simdiki borcu var... arada özellistermelerimiz vs. Var.
Yillar icerisinde maaslar asgari ucrete yaklasti.. ülkenin yuzde 40i asgari ucrete yuzde80i de asgari ucretin iki katina kadar olan maasa calisiyor... issizlerin sayisi calisanlari gecti...
Beyaz yakayi zorlu bir dönem beklediği acik... herkesin kendi gelirinin altinda yasayip elinden geldigince tutumlu davranmasi lazim ... aksi halde emeklilik doneminde cok sikıntilar görulebilir .. cocuklara uc bes bisey birakamazsak belki de onlar tum hayatlarında sıkıntı yasar... ben sahsen bir ailede tasarruf kulturunun gelenek olmasi gerektigini dusunuyorum zaten tum topluma bu kultur yayilmali...bir nesil kendini belki de feda etmeli ama hem o kulturu cocuklarina kazandirmali hem elinden geldigince bir sermaye birakmali hem de yatirim yapmayi finansal piyasaları ögretmeli... insallah hepimiz kendi sistemimiz dogrultusunda bunu yapabiliriz... sonuc hic finansal dunyaya dikkat etmemekten hic birikim ve yatirim yapmamaktan daha iyi olacaktir
Çok güzel paylaşımlar olmuş. Son dönemin özetini de "emeğimiz ucuz ama hayatımız pahalı olacaktır bundan sonra" cümlesi tarif ediyor sn tovbekar ın...
Muhteşem anlatım,elinize sağlık.
Bu konuda sık sık finansal özgürlük kazanmak ve kendimizi finansal olarak güvende hissetmek için yapılması gereken birikim miktarından bahsediliyor.
Cehaletle sulanmış topraklarda akıl sahibi insanlarının güvende hissetmesini sağlayacak bir kapital tanımlı değildir.
Yapılması gereken tek yatırım, aklı, adaleti ve vicdanı içselleştirebilmiş insanların yaşadığı bir coğrafyaya göç etmek.
"Benden geçti" demeden.
Kendimizi düşünmesek bile, çocuklarımızın, torunlarımızın insan gibi yaşam standartlarına sahip olması için.
LM-G710 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
aslında barış ve sinem'den önceki dönem reel ücretler seviyesi bakımından daha şanslı idi. barış ve sinem bu dönemin sonunu yakaladılar. O dönem toplu iş sözleşmelerinin ve sendikalaşma oranının daha yoğun olduğu bir dönemdir. düşük ücretler kademeli olarak kıdemli maaşlarını da etkiler. o dönemden bu döneme ülkemizde gsyih a göre sanayi/hizmet sektörü oranı sanayi aleyhine bozulmuştur. eğitim düzeyi vasatının artması ile birlikte hizmet sektörüne üniversite mezunu girişi artmıştır. bunların yarattığı yedek işçi gücü ordusu beyaz yakalının maaşları üzerinde baskı oluşturmuştur. devletin zaman zaman uyguladığı popülist zamlardan da faydalanamamaktadırlar, hak arama sendikalaşma oranı sıfıra yakındır. artan hane halkı borcu ile işverenin verdiği maaşa razı olmaktadırlar. son verilere göre ülkemizdeki üç gençten biri işsizdir; bu önümüzdeki dönem bu grubun maaşlarını ve (emeklilik, sosyal haklar gibi ) imkanlarını da tehdit edecektir.
Bu sık sık benim de aklima geliyor.Ama 4 Eylül de Atatürk ün baskasinin ödünç elbisesiyle yaptigi isler aklima gelince mutlaka böyle.gitmeyecek düzelecek diyorum.
Tek korkum cekincem ulke nufusunun multeci akiniyla degismis olmasi.
Geri meseleler illaki duzeltilir....
"Bir ülkenin bağımsızlığı yabancıların lütuf ve merhametine bırakılamaz."M.Kemal ATATÜRK
Amin Maalouf, Doğu'dan uzakta adlı kitabında bu konuyu çok güzel işlemiş idi. Lübnan iç savaşında ülkesini terk ederek Fransa'ya yerleşen roman kahramanı savaştan sonra ülkesine döner ve eski arkadaşları ile yüzleşir, geçmişiyle hesaplaşır.
Kitaptaki "Her insanın gitmeye hakkı vardır, onu kalmak için ikna etmesi gereken ülkesidir" cümlesi ise romanın özeti gibi aklımın bir köşesinde yerini almıştı.
Kerem Rota’nın yazısındaki dönemde çalışıyordum, halen çalışmaya devam. Yaş 47. O dönemdeki birikim ve kariyerin faydasını görüyorum. Özel sektörde üst düzey yöneticiyim. 35 hatta 40 yaş altı beyaz yaka için hayat çok zor maalesef.
Amma moral bozduk yahu...ülkemiz de borsamız gibi...git gellerimiz çok. Enseyi karartmamak lazım. Genç arkadaşlara düşen, çok çalışıp alanında en iyilerden olmak. Yapabildiğinde tasarruf, bir de makul reel getiri elde etmeye çalışmak.
Ülkemiz 10 yıl sonra çok daha iyi bir durumda olabilir, o zaman geldiğinde biz hem işimiz ile, hem de birikimlerimizle hazır olmalıyız.
2007-2008 yıllarıydı ülkenin en büyük holdinglerinden birinin şirketinde çalışıyorum.Kıdemli uzman pozisyonundayım. Maaşım gayet tatminkardı ama benden o yıllarda 13-14 yaş büyük olan müdürüm benim aldığım maaşın 4 katını alıyordu. 2009 yılında emekli olduğunda o yıl vakıf sandık, özel primler, tazminat vb ile eline 800.000 TL geçmişti. 2009 yılı için muazzam bir paraydı. Zaten çalışırken 3-4 dairesi ve bodrumda yazlığı vardı kendine ait. Ona bakıp ne şanslı derdim. Şimdi sanırım bizden 13-14 yaş küçük olanlar bizlere aynını diyorlardır.
Şuan maalesef birçok beyaz yakanın hayali yurt dışına çalışmaya gitmektir. Bizim çoğumuzda o hissiyat oluşmamıştı. Krizlerde çıksa sonrasında mutlaka toparlanma olup maaşlar vs olması gerektiği yerlere geliyordu. Günümüzdeki erozyon yoktu. Ancak şuanki bu erozyon sadece ekonominin bozulmasından değil ülke kaynaklarının adilce dağıtılmamasından da kaynaklanmakta.
Ama birgün düzelir umudunu yitirmeden çalışmak hiç düzelmez beklentisi ile de tasarruflu yaşamak, birikitrmek lazım