Daha önce sorulduysa bilimiyorum. Sn JonDowes,
Merkez bankasının para bastıgını emisyon rakamından anlarız ne kadar güvenilir *?
Bir de 1 sene zarfinda enflasyon yüzde 12 iken aynı süreçte yüzde 20 para emisyonu artarsa devaulasyon olmuş olmaz mı ?.
Printable View
Daha önce sorulduysa bilimiyorum. Sn JonDowes,
Merkez bankasının para bastıgını emisyon rakamından anlarız ne kadar güvenilir *?
Bir de 1 sene zarfinda enflasyon yüzde 12 iken aynı süreçte yüzde 20 para emisyonu artarsa devaulasyon olmuş olmaz mı ?.
Emisyon sadece kağıt paradır ve nispeten önemsizdir. Emisyonun 10 katı olan kaydi para çok daha kolay büyütülebilir. Birileri bankada var olan paralarını gidip nakten çekmediği sürece emisyon artsa ne olur artmasa ne olur? MB kasalarında boş boş yatan banknotun bir anlamı yoktur. Aslolan bilgisayar parası yani M1'dir.
Devalüasyon yabancı paralara karşı olan değer kaybıdır. Emisyon ve M1 artışı ise öncelikle iç değerle alakalıdır. Yani fazla para önce devaluasyon değil, enflasyon yaratır. Faizle dizginlenmezse de orta vadede kurlara yansır ve devalüasyon yaşanır. Ancak tanım olarak "para miktarı artışı" ile kur yükselişi birbirinin eşiti değildir. Biri neden, biri sonuçtur.
..............
Dolar teknik durum:
https://c2.staticflickr.com/2/1764/4...f1ec7d45_b.jpg
TL faizi çok cazip! Cesaret edebilene... diyen bir yorum:
https://www.bloomberg.com/view/artic...fully-tempting
Yerli kredi derecelendirme kuruluşu haberi sonrasında aslında başladığımız noktadan pekte uzaklaşmadığımızı söyleyebiliriz. Aynı şeyleri yapmak farklı sonuçlar getirmediğine göre 2. tur çokta uzak olmasa gerek
iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Tahvil faizi global kriz dönemi seviyelerine geri dönerse ne olur? Banka endeksi o dönemden kalma desteklerine kadar düştü; aşağısı derin bir boşluk:
https://c1.staticflickr.com/1/919/43...3c2fe531_o.png
Sayın jondowes
Bir amerikalı elinde neden 10 yada 30 senelik tahvil tutar? Stratejisi nedir ? kısa vadede alım satım yapmak mı ?
Özellikle bu kadar uzun vadeleri anlayamıyorum..
O tahvilleri "bir Amerikalı'nın tuttuğunu" neden düşündünüz ki;
1. ABD'deki yatırım fonları
2. ABD'deki emeklilik fonları
3. ABD'deki hedge fonlar
4. Dünyanın tüm Merkez Bankaları
5. Dünyanın tüm ulusal yatırım fonları (emtiacı'lar)
6. Dünyanın tum ul'arası tahvil fonları
7. ABD'nin tüm sigorta şirketleri
8. Dünyanın tüm sigorta şirketleri
9. FED, IMF, Worldbank, vs.
Bunların portföy büyüklüklerini bir alt alta yazın. Paralarının yüzde kaçını Amerikan tahvili almaya ayırmışlardır tahmini bir rakam belirleyip o toplam meblağ ile çarpın... Bakalım ne kadar yapıyor :)
spoiler: Amerikalı "bireyler" atıl paralarıyla (eğer ev almamışlarsa) ya hisse alır ya da kafalarına uyan bir fon alır. Başka bir ihtimal yok. Gidip manuel olarak ABD tahvili alan Amerikalı sayısı 2. ligde bir stadı doldurmaz.
Alıcıları incelediğinizde görebileceğiniz gibi doların rezerv para olması, ABD tahvilleri -nam US Treasuries- talebini oluşturan en büyük ve temel faktör. Bunu tamamen bir kenara koyarsak ve "uzun vadeli tahvil neden alınır?" sorusuna cevap vermek istersek:
Sigorta şirketleri ve emeklilik fonları; uzun vadeli yükümlülük ve risklerini örtmek için prim tahsilatlarının büyük kısmını çok uzun vadeli varlıklara yatırma ihtiyacı duyarlar. Çünkü genelde kısa vadeli getiriler düşüktür ve sürekli kısa vadeli getiriyi temdit etmek (TR'nin aksine) zarar ettirir. Hem nakit akışı hem getiri oranlarını sabitlemek üzere uzun vadeli varlık almak zorundadırlar. Yani; 10-30 yıl vadeli Amerikan devlet tahvillerinin "yapısal ve stratejik" olarak en büyük alıcısı sigorta şirketleri ve emeklilik fonlarıdır. Ancak ana faktörün (rezerv para) ağırlığı nedeniyle tüm borçlanma toplamının içerisindeki payları %10'dan fazla değildir.
Sayın Dowes bu nedir ?
Zihni sinir mi normal bir çözüm müdür ?
SPK, cezai müeyyide gerektiren, 'içeriden bilgi edinerek hisse alımı' yapılmasına dair düzenlemeyi 31 Ağustos'a kadar kaldırdı.
hisse.net kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Kısaca; Türkiye'ye özgü anlamsız/yanlış bir hareket.
Merhaba JonDowes
yarın mevduat dönüşüm var 24 ünde MB kararını bekleme amaçlı 10 günlüğüne 19.00 ile bağlamak mı yoksa 42 gün 20.00 civarı oranla bağlayıp geçmek mi doğru hareket olur karar veremiyorum. Mb faiz artışı yapacak olsa 10 gün beklerken kaybettiğim faizi kalan 32 güne yedirip üzerine kar yazabilmek için 10 gün sonra 32 günlük 20.31 in üstünde bağlamam gerekir kabaca.Siz olsa idiniz tercihiniz ne olurdu?
MB faiz arttırsa bile bu sefer çok yüklü bir oranda olmayacak gibi. Bu artışın piyasaya yanması da 2-3 hafta içinde ancak tamamen biter. Bu nedenle fazla kafa yormaya gerek yok; bağlayıp geçin derim.
Bloomberght de yayınlanan sorunlu kredileri olan bazı bankalarla ilgili tablodaki verilere dayanarak tek tek bankalar bazında yorum yapabilir misiniz?
Ek 19378
I. Grup - Standart Nitelikteki Kredi ve Diğer Alacaklar
II.Grup - Yakın İzlemedeki Kredi ve Diğer Alacaklar
III.Grup -Tasfiye Olunacak Alacaklar/Tahsil İmkanı Sınırlı Kredi ve Diğer Alacaklar
IV.Grup - Tasfiye Olunacak Alacaklar / Tahsili Şüpheli Krediler
V .Grup - Zarar Niteliğindeki Krediler ve Diğer Alacaklar
Yönetmeliğe şuradan bakabilirsiniz: http://www.resmigazete.gov.tr/eskile...20160622-3.htm
"Sadece faizle" geçinmek için ne kadarlık bir birikim gerekir? $1.000 aylık harcama izni için şahsi fikrim:
https://c2.staticflickr.com/2/1804/4...c0c5a233_b.jpg
benim şahsi gözlemim de bu yönde. dünyanın en abuk sabuk finansal zihni sinir fikirlerini parası olmayanlardan/idare edemeyenlerden dinliyorum, sonra da niye paraları olmadığı veya idare edemediklerini daha iyi anlıyorum.
ikinci bir sorunda paraların büyüklüklerini anlayamamaları, bir noktadan sonra kafaları almıyor. 100.000TL ile 10milyon doların farkı kalmıyor belkide ikisi de ulaşılamaz oldukları için. hele hele milyar dolar devlet bütçeleri filan tamamen hikaye sınıfına giriyor bir kulaktan giriyor öbüründen çıkıyor. reiste onun için katrilyon demeye bayılıyor bence :)
Sayın Dowes, aynı hesabı bende yaptım daha önce.Burada enflasyon olarak ABD deki %2 enflasyonu baz alıyorum.Ayrıca Eurobond faizi şu anda %8 ancak tüm hayatımız boyunca faiz ile geçineceksek eurobond faizinin 4% e düşeceği dönemlerde de hayat standarımızı düşürmeden yaşayabilmek için anaparamızın mevcut ihtiyacın 2 katı kadar olması gerekiyor. Yine en az 2M ve üzeriUSD gerekli bu iş için ve dolayısıyla 35% gelir vergisi ödenecek. Bunun bir istisnası Eurobond yatırım fonları, zira 10% stopaja tabi sadece. Orada da vade sonuna kadar beklenecek, örneğin akbank ın nitelikli yatırımcılara yönelik sabit getiri garantili usd yatırım fonu var ve TR 2023 vadeli eurobonduna yatırım yapıyor sadece. Vade sonuna kadar kupon ödemesi yok, karşılığında 10% stopaj var.
Planı hemen devreye sokarsanız neden eurobond faizinin 4'e düşmesini bekleyesiniz ki :) Şu an 25 yıllık Eurobond alsanız 25 yıl boyunca o faiz garanti sonuçta. Kısa vadeli Eurobondların faizi zaten düşük, onlara girmek ne kısa vadede ne uzun vadede anlamlı değil.
ben 10 yıllık eurobonlara bakarak bunu söyledim ancak 25 yıl içinde durum aynı, 25 yıl sonra faiz 4 e inerse faiz gelirimizi korumak içöin bugünden anapara tutarı ayarlanmalı . benim hesaplarıma göre bu rakam 5M usd, senelik %2 enflasyon ve 35% gelir vergisi düşüldükten sonra faizi ile , eurobond getirisi 4e düşse dahi çok yüksek standartlarda yaşanabilir
25 yıl sonra %4'e indikten sonra, eğer o kadar bekleyebildiyseniz, elbette o günün şartlarına uygun yeni yatırımlara girersiniz. O dönemin faizinin kaç olacağı bugünün seçimlerini etkilemez (aynı şey 10 yıl için de geçerli o bağlamda). Eurobond kadar uzun getiriyi sabitleyen başka yatırım zaten yok. Şu anki kupon getirileri oldukça iyi; ne ABD enflasyonu ne faizin stopajı, getiriyi reel anlamda bile negatife çekemez gibi. Bunun tek istisnası: ülkenin risk priminin çok daha kötü noktalara gelmesi ve yakın gelecekte Eurobond faizlerinin çift basamağa gitmesi olur. Baz beklenti bu değil ve bu kadar kötümser bir yatırımcının zaten 25 yıllık TR tahviliyle işi olmaz.
%8 den aldığınız eurobondun %4 e düşmesini niye dert ediyorsunuz?
hatta ben bu konuda biraz araştırma yapmıştım önceden, paramın %70 luk kısmını SP500 endeksine yatırmayı planlıyorum, 30% luk kısmı ile de Eurobond almayı.KRiz dönemlerinde eurobond getirileri ile, normal zamanlarda da SP500 deki paylarımı satarak daha fazla getiri elde edebilirim diye bir hesap yapmıştım :)
%8 den alıp örneğin 10 sene sonra %4'ten satmak çok karlı ve mantıklı, ama hemen gidip %4 ile aynı enstrumana girmek neden?. Muhtemelen o tarihte cazip alternatifler olacaktır.
Benim eurobond ile ilgili tek çekincem doların enflasyondan feci şekilde dayak yediği uzun periyotlar. Örneğin 2003-2013 aralığı. Bunun gibi 10-15 senelik bir döneme denk gelirse alım gücü açısından sıkıntı yaşanabilir.
Bunun (doların enflasyondan uzun süreli dayak yemesi) tekrar etme olasılığı nedir derseniz bilmiyorum. Ama bu risk orada duruyor.
Örneğin 10 sene sonra%4 e düşerse;
11 ci yıl ile , 25 ci yıl arasında alacağın %8 lik getirinin büyük bir kısmını 10 cu yılda ''avans'' olarak alabileceksin.
2003-13 dönemine bakacaksak önce 2003'te Eurobonda girenlere ne olmuş ona bakalım :)
2003 yılında bizim 2030 dolar eurobond'un fiyatı 110'dan 140 dolarlara çıkmış... Bu "uçuş"a rağmen bileşik getirisi %8.40 civarındaymış... O rallinin tepesinden bile olsa TR2030 alıp da halen tutanlar, eğer aradaki bol dalgalı denizlerde satmadan dayanabildilerse; hem 8.40 getiriyi elde etmeye, hem de güncel piyasadaki sermaye kazancını tutmaya devam ettiler. Dolar enflasyonuna yenildiklerini pek sanmıyorum. Twitter'da da yazdığım gibi emerging eurobond'lardaki risk primi payı oldukça yüksek... ABD enflasyonu için gerekli marj fazla fazla var. Kuponun yarısını bile anaparaya eklemeye devam etseniz anaparanın alım gücü korunur.
Çok doğru o nedenle eurobond bence uzun vadeli ve nefesini uzun süre tutabilen yatırımcılar için geçerli bir enstruman. 2003 yılında 140 dolardan eurobond alan eğer 2010-2013 arasında paraya ihtiyaç duydu ya da cazip sandığı bir yatırım aracına geçmeye karar verdi ise enflasyona yenilmiş olabilir. Hem de epey bir miktarda. Hele bir de 2003'te 1.6TL'lerde bir döviz kuru ile girip, 2010'lu yıllarda 1.7'li bir kur ile çıkış yapmış ise.
Evet 15-20 sene o paraya ne olursa olsun dokunmayacağım diyebileceklere çok güzel fırsatlar sunacağı aşikar. Ama insanoğlunun karar alma mekanizmasına ve sabrına çok uygun bir enstruman değil. 15-20 yıl içinde mutlaka reddedilemeyecek ve inanılmaz avantajlı olacağı *sanılan* bir taş takılacaktır ayağa.
eurobondun alış fiyatının önemi var mı ? örnek :
US900123AL40 kodlu,15/01/2030 vadeli,1,350.000 fiyatlı, 5.937 kupon faizli ve yıllık getirisi %7,32 olan eurobond
ile
US900123CQ19 kodlu,24/10/2028 vadeli,934.000 fiyatlı, 3,062 kupon faizli ve yıllık getirisi %7,24 olan eurobond
arasında ne fark var ?
getirileri ve vadeleri benzer, sadece fiyatları farklı. ucuz olanı almanın bir getirisi var mıdır
Birinin kupon oranı daha yüksek ancak nominal alış fiyatı da buna paralel daha yüksek. Nakit akışı anlamında ufak bir fark yaratır ama karar mekanizmasına etkisi olmaz. Tek bakmanız gereken yer: bileşik getiri ve vadeler. Bir de 2030 çok daha likit bir kağıt uzun yıllardır gösterge olarak kullanıldığı için bu nedenle makası da daha dar olacaktır.
Rusya'nın yabancı rezerv olarak tuttuğu ABD tahvili miktarı:
Kasım 2017 > $105 milyar
Mayıs 2018 < $30 milyar (tam tutar açıklanmadı)
TCMB'nin yabancı rezerv olarak tuttuğu ABD tahvili miktarı:
Kasım 2017 > $61 milyar
Mayıs 2018 < $33 milyar
Fiyatı düşük olan için bir dezavantaj daha var. Eğer fiyat ilk itfa fiyatının altında ise eurobond ana para geri ödeme tarihinde bu fark için istisnasız olarak gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekiyor diye biliyorum. O yılki kazanç durumunuza göre ana para kazancınız üzerinden %34.9999999'a varan oranlarda vergi ödemeniz gerekebilir.