Bitcoin yukarıdakilerden dolaylı olarak etkilenen bir varlık ama betası yüksek. Bu yüzden %4 ekside bugün. İçsel değeri yok ama betası gaması deltası volatilitesi var.
Printable View
Bitcoin yukarıdakilerden dolaylı olarak etkilenen bir varlık ama betası yüksek. Bu yüzden %4 ekside bugün. İçsel değeri yok ama betası gaması deltası volatilitesi var.
Entropinin yükselmesi en başta ktiptoları vurur, onlara ciddi şekilde negatif etki eder
Türkiyede 19+20+36+64= 139 profesyonel kulüp var ama sadece 4 tanesi halka açık ve borsada işlem görüyor. Hepsinde de dernekler ana ortak, ayrıca imtiyazlı hisselerin sahibi de onlar. Zarar Odaklı olan bu sportiflerin finansman ihtiyacı borsadaki yatırımcılar tarafından sağlanıyor. Tamamen derneğin tasarrufunda olan yönetimler kafalarına göre para harcıyor, kasa boşalınca bedelliye gidip kasayı dolduruyorlar, sonra kasayı tekrar boşaltıp tekrar bedelliye gidiyorlar. Sportiflerin işleyiş esası böyle, tamamen borsadaki yatırımcıların cebini boşaltmak üzerine kurulu bir sistem kurmuşlar. Gelgelelim herkes mutlu, dernek mutlu, cepleri belirli aralıklarla boşaltılan yatırımcılar daha da mutlu. Bu nasıl oluyor ben çözemedim.
Borsadaki yatırımcıların saflığını avantaja çeviriyor halka açık sportifler. Halka açık olamayan diğer 135 sportif de bu fırsat penceresini kullanmalı, onlar da halka açılsın, İçsel değeri olmayan hisseleri millete yüksek fiyattan kakalayıp kasayı doldursunlar, sonra kasayı boşaltıp bedelli yapsınlar, kasayı tekrar doldurup tekrar boşaltsınlar, sonra tekrar bedelli yapıp kasayı tekrar doldursunlar, bu döngü sürekli devam etsin, finansman ihtiyaçlarını borsadaki yatırımcılar karşılasın, nasıl olsa millet cebini boşaltılmasından mutlu oluyor. Milletin saflığından istifade etmeleri lazım.
Hatta bu iş 139 profesyonel sportif ile sınırlı kalmasın, amatör takımlar da ayni cihete gitsin, haka açılıp finansman yükünü yatırımcıların sırtına yüklesin. Ortam buna çok müsait, yatırımcılar kulüpleri finanse etmeye dünden razı, adamlar mutluluktan uçuyor bedellilere katıldıkça. Böylece ülkedeki tüm futbol kulüpleri finansman sorununu kökünden çözmüş olur. Sportif hisse yatırımcılarından Allah razı olsun, onların sayesinde kulüpler ayakta kalıyor.
Millet sportif hisselere yatırım yaptığını sanıyor. Onlar yatırımcı filan değiller ama yatırımcı olmakta ısrar ederlerse Allah onların yardımcısı olsun çünkü gerçekten de Allah'ın yardımına ihtiyaçları olacak. Sportif A.Ş. ler TTK 376. maddeye tabidir ve büyük çoğunluğun bundan haberi bile yoktur muhtemelen. Nedir bu 376. madde? Açın okuyun.
İçsel değeri yok gibi gözüküyor ama güvensizlik gibi önemli bir kaynaktan besleniyorlar. 2000'lerde hızlanan, 2008'den sonra iyice azan, 2020'den sonra ise çıldıran kağıt para basma politikası insanları korkuttu. Gümüş ve altın paraların kullanıldığı dönemlerde bile işler çığırından çıkabilirken kağıt parayla oynanan bu güven inşa etme oyununun yan etkileri olacaktı mutlaka.
Toplumun eğitim ve gelir düzeyi en düşük kesimini sosyolojik olarak inceleyelim.
Arabeskçi, türkücü adı altındaki tipleri
Abuk sabuk reality programları yapan şovmenleri
Her konuda uzman yorumcu ekibini
Ayak üstü kırk yalan söyleyen politik figürleri
Futbolcu, antrenör, yönetici tayfasını
İzlediği maçı saatlerce yorumlayan garip şahısları
...ve daha unuttuğum bir çok lüzumsuz kişiyi zengin etmeyi başarıyorlar.
ABD'nin 36 trilyon$ borcuyla teknoloji hisseleri başta olmak üzere bazı değerler arasında bağlantı kurmuştum.
Muhteşem 7'linin piyasa değeri 17 trilyon$, Cripto piyasası 3 trilyon desek, ilave olarak ABD öğrenci kredileri, riski yüksek ticari gayrimenkul kredileri gibi tespit ettiğim birkaç kalemi daha eklediğimde 36 trilyon$'a ulaşıyorum.
Bu hesap size saçma geldiyse şunu sorayım;
her borcun mutlaka ipoteği vardır. ABD'nin 36 trilyon$ finansal borcunun gene finansal karşılığı nedir? Bu ilişkiyi anlamak önemli bence.
İçsel değer gerçekten de yok kriptolarda. Zaten bu yüzden tahvil getirilerine aşırı hassaslar. Tahvil getirisi 1 birim arttığında ktiptolar 3-4 birim düşüyor. Borsa endeksleri arasında Nasdaq tahvil getirisine en hassas olanı çünkü getirilerdeki artış Nvidia Palantir Tesla vs gibi köpük yapmış spekülatif hisselerin finansman kaynağını kurutuyor. Nasıl kurutuyor? Çünkü Carry Trade'in czaibesi azalıyor. Hem kriptoların hem de Nasdaq'taki spekülatif hisselere giren paranın önemli kısmı buradan gelir. Mesela bugün Nvidia tam anlamıyla çakıldı.
Sportif hisseleri taşıyanlar muhtemelen bu kesime giriyordur yani tam anlamıyla bilinçsiz ve de bilgisiz kesim. Kamikaze borsacı hepsi. Maalesef devletin resmi kurumları toplumun bu kesimini kurtlar sofrası ortamında korumuyor. En başta Md 376 yı aktive etmiyorlar, böyle yaosalar bu sportiflere yıllar önce kayyum atanırdı. Tamamen politik nedenlerle kanun uygulamaya sokuluyor çünkü 10 milyonlarca taraftarın oyunu riske sokmak istemiyorlar. Büyük bir hatadır bu. Ana hissedar olan Dernekler arka arkaya bedellilerle, sonu gelmeyen bedelli süreçleriyle yatırımcıların hayatını karartıyor ama SPK buna seyirci kalıyor.
Sportifler gelişmiş bir borsada işlem görüyor olsaydı ana hissedar olan derneklerin analarından emdiği süt burunlarından gelirdi. Onlar şu 2 mevzuda muhteşem bir avantaja sahip: Yatırımcı kitlesinin bilinçsiz ve cahil olması, resmi kurumların seyirci kalıp uzun yıllar boyunca TTK'daki ilgili maddeleri uygulamaması. Türkiye gibi bir ülkede faaliyet gösterdikleri için ne kadar şükretseler az.
Hesap doğru, ABD kamu borcu 36 trilyon dolar, 2024 GSMH si ise 27 trilyon dolar. Kamu borcunun GSMH ye oranı %133. Bu oran yüksek mi? Evet yüksek, her takvim günü 3 milyar dolar faiz ödüyor ABD Hazinesi. Peki, tehlikeli bir seviyede mi? Hayır. Neden? Geçmişte yüksek kamu borcunun tetiklediği krizlerle karşılaltırırsam hiç de tehlikeli sularda olmadığı bariz. Kamu borcu kaynaklı bir ekonomik kriz yaşanması için borcun GSMH ye oranının %300 ün üzerine çıkması gerekiyor denebilir. Buralara gelmeden ciddi bir kriz yaşanmaz. O yüzden %133:bir anlam ifade etmiyor.
Yelpaze hocam, siz İngilizce biliyorsunuz sanırım. 150 milyar dolarlık Bridgewater fonunun kurucusu Dalio son 100 yılda çıkan ekonomik krizleri küresel çapta tek tek inceledi ve bunu bir kitap olarak yayınladı. Çıkan krizlerin nedenleri, kriz arifesinde ve ertesindeki ekonomik durum detaylı olarak veriliyor her kriz için. 150 den fazla krizi incelemiş adam. Bu kitabı tavsiye ederim. Orada göreceksin ki gelişmiş ülkelerde kriz çıkmadan kamu borcu GSMH nin 4-5 katına çıkabiliyor.
Elimizde harika bir emsal var: Japonya. Uzun yıllardır kamu borcu yıllık GSMH sının %250 si civarında seyrediyor ki ABD deki oranın 2 katıdır. Son 15 yıldır durum böyle. Ne oldu, Japonya ekonomisi çöktü mü? Hayır çökmedi. Peki Japon Yeni göçtü mü? Hayır göçmedi, tam tersine aşırı değer kazandı. 70 yıl önce 1950 lerde 1 dolar 800 küsür JPY alıyordu. Şimdi ise 158. Hatta 10 sene kadar önce USDJPY 65 e kadar bile düşmüştü yani JPY aşırının da aşırısı değerli hale gelmişti hem de kamu borcu GSMH nin %250 si kadarken. Demek ki kamu borcunun GSMH ye oranının bırakın %133 olmasını %250 olması bile gelişmiş bir ekonomi için sorun yaratmıyor. Geçmişteki düzinelerce krize baktığımda aynen bunu görüyorum.
Japonya ekonomisi çok ilginç gerçekten. Her yıl devasa bütçe açığı verir, yıllık GSMH nın %8-10 u gibi ama öte yandan cari fazla verir. Her yıl düzenli olarak bu kadar bütçe açığı veren bir ekonomi haliyle GSMH ye oranla %250 gibi çok yüksek bir kamu borcuna sahip olacak. Enteresan olan ise JPY nin böyle bir durumda değer kazanması.
Peki, Türkiye'de kamu borcunun GSMH ye oranı nedir? Sadece %25. Bu durumda TRY nin değerli olması gerekmez mi? Mantık öyle diyor ama tam tersi oluyor. Son 3 yıldır devam eden yüksek dereceli enflasyonist ortam TR'nin kamu borcunun GSMH ye oranının %40 lardan %25 e düşmesini sağladı. TR dünyada kamu borcu en düşük ülkeler arasındadır. AKP sağolsun onlardan Allah razı olsun, çiftçiyi emekliyi asgari ücretle çalışanları bitirdiler yok ettiler ama ülkenin kamu borcunu ciddi şekilde düşürdüler. Öte yandan çiftçisi emeklisi asgari ücretlisi bunu hakketti, çünkü bunların çoğu AKP'ye oy verdi, şimdi de sonuçlarına katlansınlar.
Ekonomik krizleri 2 ana kategoriye sokabiliriz, gelişmiş ülkelerdekiler ve gelişmekte olan ülkedekiler. İlkindeki krizler deflasyonist türdendir ve kamu borcunun GSMH ye oranla %400-500 gibi aşırı yükselmesi sonucu ortaya çıkar, ikinci kategoridekiler ise ödemeler dengesi yüzünden çıkar kamu borcu yüzünden değil (çünkü onlarda kamu borcu zaten hep düşük seyreder). Bütçe, dış ticaret ve cari açıklar gelişmekte olan ülkelerde ödemeler dengesi krizine neden olur ve bu da ekonomik kriz çıkarır. TR'deki krizler de hep bu türden oldu. TRdeki krizlere baktığımızda kriz arifesinde kamu borcunun nadiren %60 lara çıktığına tanık oluyoruz. 1994 deki Çiller krizinin tam arifesinde TR kamu borcunun GSMH ye oranı sadece %44 idi. Kamu borcu göreceli olarak çok düşük olduğu için TR gibi az gelişmiş ülkelerdeki ekonomik krizleri tetiklemez, onları 3 lü açıklar dolayısıyla da ödemeler dengesindeki bozulma tetikler.
Sportif hisselere bulaşanları sert bir şekilde eleştiriyorum ama öte yandan ben de nadiren de olsa bunları alıp satıyorum. Benim eleştirim bu hisselere yatırım gözlüğü ile bakanlaradır yoksa kumar oynadığının bilincinde olup da kısa vadeli gir çık yapanlara değil. Siz ne yaptığınızın bilincinde iseniz sizi eleştirmek bana düşmez.
Ben zaten ufak denecek paralarla hobi olarak düzenli şekilde kumar oynayan biriyim. Aslında benim parasına oynadığım briç ve 5 kartlı poker bana göre kumar değil ama teknik anlamda kumardır çünkü parasına oynuyoruz. Neden kumar değil diyorum? Çünkü her 2 oyun da zeka oyunudur, hatta pokerin zekaya ek olarak psikolojik boyutu da var. Eh durum böyle olunca zaman zaman sportif hisselerde kumar oynamaktan çekinmem tabii şartlar lehime olduğunda.
Briç oynadığımda rakiplerimin kim olduğu önemli değil çünkü 30 yıllık briç oyuncusuyum, her milletten insanla bu oyunu oynadım ve kendime de güveniyorum. Polonyalılardan çekinirim gerçi, çok zeki adamlar. Ama iş pokere gelince masaya oturmadan önce rakiplerimi tanımak isterim ki ona göre strateji geliştireyim. Pokerin bir şans oyunu olduğuna inananların sayısı ne kadar çok ise o kadar iyi çünkü pokerde şans faktörünün etkisi sınırlıdır.
Türkiye ile ilgili mesela 94 krizindeki ve sonraki dönemlerde iç ve dış borç oranları bence önemlidir. İç borcunuz nihayetinde para basılarak ödenir ve biter ya da enflasyonist ortamda mesela en güzel misal buna Almanyanın dünya savaşlarından sonraki dönemleri , borçlar önemsizleşir. dış borç ise maalesef fakirleşmeyi had safhaya çıkarır. oranları bilmiyorum ama iç borç ve dış borç değişimleri ve şu planda ülkeden yapılan transferler az gelişmiş ülkelerde tetikleyici olmakta...
içsel değer diye bahsettiğiniz nedir bilmiyorum. cehaletime verin. altın ile ilgili kızılderililer "beyaz adam altının yenmediğini anladığında iş işten geçmiş olacak" dediğinde noktayı koymuştur. Lale devrindeki kriz hakeza benzer değil midir. sırf birileri alıp satıyor diye veya değer veriyor diye mesela dogcoin alanları aklım almıyor...
Bırakalım coinleri altın için bile değer izafidir. Egede afişler var şu zamanlarda. Denizli Tarım fuarı şu tarihler arasında EGS ... merkezinde... yıllarca Egsnin bir şirketinin değersizleşmiş ama adı kalmış bir kaç lot hissesi bir aracı kurumdaki hesabımda kalmıştı... afişi görünce hiç olmazsa adı bari kalmış dedim... sahi bu içsel değer 100 000 dolar ediyor mu? 1 coin değeri yarın yazılım silindiğinde acaba bir yerlerden kazılıp çıkarılabilecek mi? Ben satın aldığım değerin bir şekilde kendi tahtamda ağırlık sağlamasını talep ederim. bu yüzden başkalarının verdiği sanal değerlere kapalıyım...
Finansal krizler konusu çok karmaşıktır ve vaka bazında tek tek incelenmelidir. Kategorize etmek mümkün değil.
-Mesela Japonya vakasında herkes GSYH, borç, cari fazla gibi finansal faktörlere odaklanırken ülke nüfusunun azaldığı ve verimliliğin dünya çapında en yüksek seviyeye ulaştığı gerçeklerini göz ardı eder. Finansal piyasalar bir şekilde ele verir.
-1929 büyük buhranının suçu başkan Hoover'a yıkılır halbuki tüm kartlarını doğru biçimde kullanmıştı. 2008 krizi başladığında toplum 1929'da olduğu gibi altına hücum seçeneğine sahip olsaydı biz 2009 yılında Bernanke yada Obama'yı değil ABD'nin Generallerinin adını duyacaktık zira ABD büyük bir savaşla krize karşılık verecekti. 1929'da Hoover askeri kartları oynamadığı için ve kağıt para ekonomisi henüz şimdiki gibi yükselmemiş olduğundan buhrana dönüştü, Roosvelt ise tam tersini yaptı. ABD 1945'den sonra savaş ekonomisini sürdürdü, direkt olarak ordusunu kullandı ve şimdi de vekalet savaşları şeklinde yapmaya başladı.
-Türkiye krizlerinin Merkezi yönetim borcuyla alakası yok çünkü osmanlı geleneği gereği devlet otoritesi, kamu maliyesini, vergiler ve devaluasyonlar yoluyla hep sağlam tutmaya meyillidir ancak dış borçlar da hep yüksektir. Burada hassas nokta dış borç ödeme gücüdür ve krizlerin ardında yatan problemin cari açık olmasının nedeni de dış borç ödeme gücüne ilişkin soru işaretlerini tetiklemesidir. Merkezi bütçe dediğiniz TL dengedir yani halkın ve iç piyasa ekonomisinin gücüyle orantılıdır. Vergi ödeme ve devaluasyona dayanma gücüne dayalı bu sistem içten beslemeli olduğundan kara delik gibi gittikçe küçülerek büzüşür. Osmanlı bunu sıfır noktasına kadar yaşadı, tarihte sıfırlanmış nadir örneklerdendir. Dış borcun dayanağı ihracat ve turizm gelirleridir ve bu içsel değil dışsal bir konudur ancak iç dengeyi de direkt ilgilendirir. Cari açık patladığında borç yenileme sorgulanır ve ortaya çıkacak bir panik kurları yukarı iterek sistem bizim sırtımızda, ayakta kalmaya çalışır. Sonuç olarak cari denge çok önemlidir, borç ödeme gücünü etkiler. AKP dönemi medeniyet tarihinin en olağanüstü dönemi olduğundan yıllık 40-50 milyar$ cari açık ve 500 milyar$ borç pek rahatsız etmedi ancak koşullar normale döndükçe ülkeler de görmezden geldikleri problemlerle yüzleşmeye başladı. Aşırı açıktan korkmayanlar şimdi borç yenileme sorunu yaşarsa Trump onlara adres olarak savaş ekonomisini gösterecek.
O zaman bu filmi size göre:)
https://www.imdb.com/title/tt0128442/
Tüm dünyanın kağıt para, kağıt hisse senedi ve hatta dijital kripto varlıkları bile, bu kadar yüksek tutarlarda yatırım aracı olarak kabul ettiği ve yüksek hacimde trade ettiği koşullarda finansal kriz beklemek pek akılcı olmaz. Sert türbülanslar olabilir elbette.
Peki Risk ve fırsatlar nelerdir?
Bu derece karmaşık bir sistemde herşeyi düşünmeye çalışmak mümkün olmadığına göre basitleştirmek gerekir. Benim yaklaşımım bu yönde bir denemedir ve en son noktada jeopolitik yorum yapmaya da müsade eder.
ABD'nin aylık dış ticaret açığı 78 milyar$ civarı
-Bunun 25,4 milyar$'ı ucuz üretim bölgesi Çin ile ticaretten kaynaklanıyor.
-20,5 Milyar$ ise en katma değerli ve markalı ürünlerin geldiği Avrupa'dan.
Çin ürünlerinin enflasyona olumlu katkısı politikacılar için de avantaj olduğuna göre ABD ile Avrupa arasındaki transatlantik ticaret Çin ile ilişkilerden çok daha kritik. 1000$'lık şaraplar araba fiyatına çantalar, ileri teknoloji makineler ve silahlar, uçaklar vs. Çin ürünlerinden farklı bir guruptan söz ediyoruz ve ABD ithalatında 2. sırada!!!
Aynı durum iki kıyı arasındaki finansal ilişkiler için de geçerli. Sanılanın aksine, küresel finansta Avrupa baş rolde, para akımlarının ana istasyonu denebilir bu nedenle Avrupa ile ilgili gelişmeler çok önemli.
TH çok ama çok yakında yeniden ortak olacağız gibi bir his var içimde 😁
2024 yılı bütçe açığı 2,1 Trilyon olarak gerçekleşmiş, yaklaşık 70 milyar$. Cari açık 8-9 milyar$ civarı olabilir.
Açıkları GSYH'ye bölünce sorun yok demek mümkün ama GSYH performansında da TL'nin değerli oluşu ile tüketimin payını göz önüne almak lazım.
Açıkları milli gelire oranlamak politikacıların çok işine gelen bir davranış olsa da sonuçlarından kaçamayız. Faiz ve sosyal güvenlik ödemelerinin neden olduğu yük para piyasalarını direkt etkiler. 2024 geride kaldığına göre 2025'i tahmin etmeye çalışabiliriz.
En iyimser bakış açısıyla ilk yarıda dış ticaret ve iç ekonomik faaliyetler geçen yıla göre zayıf seyredecek ve 2024'ün vergi tahsilat performansının altında kalınacak. Vatandaşın enflasyona karşı tüketimi artırma hamlesinin 2025'de zayıflaması da muhtemel. Bu faiz oranlarıyla tasarruf daha mantıklı bir hareket. Şirketler bir süredir stokları düşük tutuyordu. Belki ilk yarı stok kaynaklı ithalat eğilimi bütçeye destek olur? İç piyasada canlılık pek kolay olmayacak gibi, en azından deflasyon etkisi olabilir? Faizler ise düğüm noktamız. Hızlı bir düşüş olumsuzlukları giderebilir diyenler var ancak böyle bir bütçe açığıyla hızlı faiz indirimleri kolay değil, üstüne ABD'de de eğilim tersine döndü. En azından birkaç ay daha sert politika değişiklikleri beklememek lazım.
Parasal sıkışıklığın borsaya etkisi en iyi ihtimalle dalgalı seyir diyebiliriz. TL değerini koruduğu sürece hisse senetleri dahil tüm varlık sınıflarında, yurtiçi ve yurtdışı yerleşikler sükunetini koruyacaktır. Sistemin en savunmasız ve hassas noktası varlık değerleri bence. Beklenti; faiz oranları ve TL'nin değerinde kademeli hareketin varlık değerlerini sarsmayacak şekilde gerçekleştirilmesi.
ABD verileri BİST üzerinde doğrudan etki yapıyor daha doğrusu hakim oyuncular böyle istiyorlar böyle yapıyorlar, endekste ağırlığı yüksek olan kağıtlara yüklenip volatilite yaratıyorlar ve ortaya ABD piyasaları ile pozitif korelasyonlu hareketler çıkıyor. Orası düşünce burası da düşüyor.
Kuvantum teorisi der ki her maddenin bir dalga boyu var ki doğrudur, bu kanıtlandı. Gezegenlerden tutun da electronlara kadar her şeyin bir dalga boyu var. İşte bu noktada modern fizik ile klasik fizik ayrışıyor. Partiküller arasında da bir bağıntı mevcut. Dalgaboyları süperimpoze edildiğinde tepeler çakışınca momentum büyür. Gelgelelim ABD ile TR dalgaboylarının birbirini sönümlemesi lazım ama bunun tersi oluyor. Bunun nedeni borsadaki hakim oyuncuların zaten çok sığ bir borsa olan BİST'te istedikleri gibi at koşturabilmeleri ve piyasaya istedikleri gibi yön verebilmeleri.
Dün ABD PPI verisi (ÜFE) beklenenin çok altında geldi. Bugün gelecek CPI (TÜFE) de muhtemelen öyle gelecek. Enflasyon kontrol altında anlayacağınız. Bu da borsaya pozitif yansımalı.
UST10Y %4.8 civarında ve kritik olan %5 in 20 baz puanı altında. Oldukça yüksek seyrediyor ama bu yüksekliğin yarıdan fazlası beklentikerin üzerinde seyreden ekonomik büyümeden kaynaklanıyor yani enflasyon kaynaklı değil. Bu da ekonomi ve borsa için olumludur. Tabi %5 i yaşarsak işler değişir, bu durumda psikolojik faktörler de devreye girip olumsuz etki yapar.
AEFES i takipteyim. Piyasa aşırı tepki verdi ve hisse 3 te 1 düştü 2 haftada. TR Rusyanın düşman ülkeler listesinde değil, Putinin kayyım kararı yanlış olmuş ve yakın vadede düzeltilir diye düşünüyorum.
Bu ayki PPK toplantısında faizlerin bir 250 baz puanı daha indirilmesini bekliyorum.
Yelpaze hocam bunlar neden dengeli bütçe yapmıyorlar anlayamıyorum. Bahsettiğin 2 küsür trilyonluk bütçe açığı GSMH nın %4.5 i gibi, aşırı değil ama yine de yüksek. Kamu borçlarının çok düşük olması (GSMH'nın %25 i gibi), cari açığın çok düşmesi bir teselli ama yeterli değil.
Piyasa çok durgun, bankalar hariç düzgün oranlarda kar elde eden kurum yok gibi. Piyasanın 250 baz puanlık bir indirme daha ihtiyacı var.