Printable View
Ben de oyle biliyorum. Mideye inerse sorun yok ama yedigimiz kuru uzumde virus varsa elimize bulasacaktir. Elimizi de burnumuza agzimiza surersek o zaman enfekte oluruz. Benim anladigim bu....SM-A505F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.Alıntı:
Originally Posted by dimitris
hatta koronalı oldugunu belgeleyebilirse %3 ye kadar müsade etmeli. ölüm oranından fazla peşinat almak herşeyden önce günahtir.Alıntı:
Originally Posted by dimitris
Ayhan basgan der ki;
2 yada 3 hafta once 5 kiliosunu 10 tl ye aldığım patatesin 5 kilosu 20 tl olmuş
Likeladim [emoji106]Alıntı:
Originally Posted by Butikali70
Mideye inerse sorun yok -->doğru virüs mide asitinde yaşayamıyorAlıntı:
Originally Posted by WYATT EARP
yedigimiz kuru uzumde virus varsa elimize bulasacaktir. Elimizi de burnumuza agzimiza surersek...
şimdi hocam teoride öyle de
"viral yük" dediğimiz bir şey var. yani siz 3-5- (hatta bin tane de neyse onu hayal edemeyibilirsiniz), 3-5 tane diyelim biz ona, virüsü böyle cansız yüzeylerden aldınız da, elinize yüzünüze sürdünüz de bulaştı diye bir şey aslında yok.
ne demek yok: şu demek, evet virüsü oradan oraya taşımaya taşırsınız ama siz bağışıklığı 0 olan bir kemoterapi hastası değilseniz, ya da bağışıklık baskılayan başka bir şey kullanmıyorsanız bu şekilde cansız yüzeyden gelip geçecek virüs sizi hasta edecek bir sayıda olamaz.olmaz. belirli bir sayı gerek. iyiki de öyle yoksa şimdiye neslimiz kururdu.
hatta mesela canlı bir bulaş kaynağıyla ortalama 15 dakika filan aynı ortamda bulunmak gerek aslında normal insanı hasta edece kadar virüs kapmak için. ama bunu söyleseler zaten gevşek olan halk iyice gevşer...bir de tabi nereye ne kadar sayıda virüs gelmiştir bilemiyoruz... belki o tarikat camisindeki deli gibi birileri öksürdü tükürüğünü buladı (öyle bir sayı için anca bu tip manyaklıklar gerek)...yoksa normal lojistik zinciri içinde markete, koli içinde gelen paketli gıdaya filan hiçbir şey olmaz.
gel gör ki memleket psikopat dolu ve korkuyoruz? eğer öyleyse de ne yapıyoruz her yerde varmış gibi davranıyoruz.
ne yapabiliriz peki (cansız yüzeyler için?)
mümkünse, üstünüzü başınızı dışarıdan gelince doğrudan yıkayın. makineye atın yani.
yıkanmayan şeyleri de balkon gibi, teras gibi, tercihen güneş ışığının doğrudan gelebileceği bir yere koyun bırakın, ya da bir odayı buna ayırın penceresini açın. ertesi gün kullanın.
ayakkabılarınızı da evin içine almayın.
hocam mesela, diyelim sizin mahalledeki a101'de cumartesi yağma oldu, bi paket makarna bile kalmadı (mesela dedik)Alıntı:
Originally Posted by Calibra
o 101'ler hemen alarm verir, gerekirse depolar gece açılır, kamyoncular sabaha kadar çalışır o tedarik sabah 8 de kapıda olur personel normalde 8.30da mı geliyor 8de gelir, 7^de gelir, dükkanı açar, o tedariği de rafa dizer.
kısacası
bizde işçi hakkı diye bir şey yok.
buna şükretmek mi gerek bilmiyorum ama
almanyada çok çok afedersiniz
..seniz kimse pazar günü depo/antrepo açmaz, ..seniz 1 tane kamyoncu bulamazsınız, zaten pazar günü açık market de yok.
kısaca böyle.
bulgaristan filan da küçük ülkeler
yani az nüfuslu, dar ekonomik hacimli ülkede her alanda üretici yoktur, çok normal değil mi bizim bile çok alanda üretimimiz yok...
zaten ölçek ekonomisi gereği sadece belli kar edebileceği şeyler üretiyordur, kalanı AB ülkelerinde geliyordur.
bu plan normalde işliyor
ama AB şimdi kendi derdine düşünce plan da suya düşmüş oluyor
demin bir yerde bir soru okudum..
su an buyuk istanbul depremi olsa .neler yasariz diye dusundunuz mu hic..