15 yıldan bahsediyorum ne 3 günü? Ne 9 ayı?
Adam 15 yıl önceden başladı şöyle batacağız böyle biteceğiz.
O dedikten sonra Türkiye'ye birkaç Türkiye daha eklendi bırak krizi
Printable View
Sizi ret listeme almıyorum....
Uçuk,kaçık yorumlarınızı,kara mizah....:kahkah:.......:kahkah:.......
http://i4.ofpof.com/content/ytj4ac5o...keofsrw4dl.jpg
ODEA 100 K + Eski 12.40 ( 40 gün),sonra 12.10 oluyormuş.
Ben doların refaranduma kadar yatay ve bu seviyelerden biraz daha aşağıya geleceğini düşünüyorum. Ancak refarendumdan sonra yukarı yönlü hareketini, mevduat faizleri bu seviyelerde kalır ve enflasyon artışı devam ederse parelel olarak yukarı yönlü hareketini sürdürür. Dolar eğer 3.80 iseviyeleri gördü ise o seviyeleri mutlaka görür. Ama çok önemli bir durum olmaz ise ben o seviyeleri yılın üçüncü çeyreğinde bekliyorum.
Hem dolar düşük kalsın hemde faizler düşsün ikisi bir arada olmaz....ya faizler artacak büyüme düşücek işsizlik artacak reel sektör zor duruma girecek...yada döviz artacak..başka yolu yok..hem faiz düşük hem dolar düşük olamaz birinden vazgeçilecek..
Karar'dan İbrahim Kahveci'nin köşe yazısından bir bölüm...Tamamını okumak isteyen arkadaşlar içinAlıntı:
Bakınız, 2016 yılında bankaların faiz gelirleri tam 194 milyar 732 milyon liraya ulaşmıştır. Oysa aynı dönemde bankaların faiz giderleri 103 milyar 389 milyon liradır. Yani faiz makası yüzde 88 gibi anormal bir seviyeye çıkmıştır.
Para ne ticaret yapana gitmiştir;
Ne de tasarruf yapanda kalmıştır.
Para, adeta aracılık sistemine (bankalara) kalmıştır.
http://www.karar.com/yazarlar/ibrahi...-su-orani-3360
Değerli katılımcılar , aslında hepimizin çok sıkıntılıyız, yazamadığımız ama hepimizin yazılmayanı bile okuyabildiği bir dönemdeyiz. Burada okuyan- yazan herkes bar- pavyon harcamadan birikim yapan, ülkesi için çalışmış- çalışmakta olan insanlar. Bu alınteri birikimlerin erimemesi için ekstra emek harcamaktayız. Finansal okuryazarlık ( normal okuryazarlığı bile halledememişken ) çoğunda olmadığı için ; buralarda kendine göre yön arayan, bilgi arayan çok.
Benim acizane tavsiyem ; siyasi konulardan uzak ( zaten etrafımızda tüm gün siyasetle yaşıyoruz ) , sadece gerçek para piyasaları ile ilgili önemli hususları ( hangi banka daha fazla faiz veriyor gibi ) yazalım. Sonuçta hiç yoktan bazı kişiler soruşturma geçiriyor ve ailesiyle birlikte mağdur oluyor.
T-Bank 32 gün miktar önemli değil 12,25
Odea 32 gün 12,40
Şekerbank 32 gün 12,30
T-bank....her vade için Dolara %3,95 alt limit 5000
Aktifbank....30-44gün Dolar repo %3.75 ( mev.kar. %3,84) alt limit yok.
Burgan....Eski müşteri Dolar % 3,5 Yeni %4
Akbank....Dolar% 3,15
12.40 Icbc 45 gün yeni müşteri
Reeskont kredilerinin ödenmesinde Dolar kurunu 5,3 lere çekmek benim paramın (Merkez Bankasının parası) bir takım şirketlere ayrımcılık yapılıp peşkeş çekilmesidir ( tıpkı BES deki %25 devlet katkısında olduğu gibi), ben borcumu 3,77 den ödedim, kimin ne ayrıcalığı var. 1 puan faizi arttırmaktan korkup benim paramı değersizleştirmekten korkmayanlar hak yemekten korktukları zaman zaten tl de değerlenir, işsizlik te azalır. Faiz artırmaktan korkan faizi tamamen kaldırsın da külliyen işsizlik sıfırlansın. 40 yıldır Türk lirasında mevduattaydım, şimdi gavurun parasından medet ummak zorunda kaldım, üzgünüm.
Biraz önce aldığım son oranlar. YKB 40-60 güne yüzde 12. Yeni para ve temdite aynı oran.
Fiba yüzd 12.15, swap 12.50 35 güne.
Burgan yüzde 12.25, swap 12.55. Yeni ve temdite aynı oran.
ingbank iyiymiş, teşekkürler jon dowes.
% 12 ile devam.
odea dolar 3,40 teklif edildi,kabul etmedim.
Sent from my General Mobile 4G using hisse.net mobile app
Kerem bey yazdıklarınıza maalesef katılmıyorum. Dedikleriniz pekala olabilir. Bizim neden sürekli bir büyüme derdimiz var... Çünkü her yıl nüfus 500,000 kişi net olarak artış gösteriyor. Arkadan sürekli bir nüfus geliyor. Bu nüfusa iş, aş, araba ve ev lazım... Büyüme bırakınız durmayı azalması bile genç işsizlikte %25 lere geliyor...
İşte tamda bu nokta zurnanın zırt dediği noktadır. Enflasyon yaratıp, paranızı değesizleştirip, büyümeyi referans alıp genç nüfusa iş alanı yaratırsınız...
Burada karar vermek gerekir; nüfus planlaması yapıp, az doğumu teşvik edip, fazla doğumdan vergi alıp, faizi aşağıya çekip enflasyonu sıfıra dayamalı mı tıpkı AB gibi yoksa %3 büyümek için enflasyon yaratmak mı?
En ideali %2 enflasyon %2 faiz ve %2 büyüme ve hafif nüfus kontrolüdür...
Maalesef bu tercihlerin en tehlikelisi şu dur?
Arkadan deli gibi genç bir nüfus güruh şeklinde gelir....
Gelen bu nüfus için %5 büyümek için %5 enflasyon hedeflenir...
Ama; enflasyon %10 lara dayanmışken büyüme %2 lere şıkışıp kalmış genç nüfusda işsizlik gırtlak seviyesine gelmiştir... Hayat ateş pahası olmuş, gelirler azalmıştır....
İşte şu an Türkiye'de olan da tam bu dur... Enflasyon son derece şiddetli ama büyüme bilakis küçülmektedir...
Kısaca buna KRİZ de diyebilirsiniz....
USD konusuna gelince 3,69 tepe 3,52 dip olucak şekilde yatay bir bandda kalıp referandumu bekleyecektir...
Evet i mi yoksa Hayır mı beğenir bilemiyorum... Eğer beğendiği sonuç çıkarsa 1 ay da 3,36 TL beğenmedi sonuç çıkarsa ilk durak 3,80 oradan 3,94 oradan 4,15 TL olucaktır. 4,15 TL üzeri 4,16 TL oldu mu TCMB radikal faizi basar işte o an mevduat faizleri %20-25 bandına oturur... O sebeble USD da kazanç ta çok zarar da... Bence sepeti %50 %50 yapmak daha mantıklı gibi...
Eski çalıştıgım işten kalan bir YKB hesabım var.
2015 de bir kaç kez e-vadeli hesap kullanmıştım.
Her ay sms atıp 11,55 öneriyorlar.
Şimdi baktım 32 gün üstüne yine 11.55 diyorlar.
Şebeye gitmeden gelen teklif bu.
eğer 100 bin dolar civarı ise paranız , odea oksijen 3,75 ile çok iyi. Üstelik 32 gün bağlanmıyorsunuz. Gecelik işliyor. Ani döviz hareketlerinde hiç faiz zararınız olmadan al- sat yapılabiliyor. Aile fertlerinin üzerine oksijen açtırarak 50 ve katları yapıyorum.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının başkanlık sistemini risk olarak değerlendirmesi ve yurt dışı yatırımcının hukuki güvenlikten uzaklaşılacağı algısı ve kaygısı; EVET çıkması durumunda doları yükseltecekmiş gibi geliyor...Diğer taraftan HAYIR çıkması durumunda da yeniden seçime gidilebileceği ve bu durumunda yeni bir istikrarsızlık oluşturacağı değerlendirilmesi yine yukarı yönlü trend oluşturabilir...Ama ben accayip kara gözlü olarak TL'de kalmakta devam etmekteyim...
Ekonomiyide borsa gibi görmek lazım. İyi olduğu zamanlar kazandırır, kötü gittiği zamanlar kaybettirir. Ama en güzel özelliği kötü gittiği zamanlar kazanç elde etmiş olanlar kaybetmeye başlar, Böylece alttaki dip dalgası ile diptekiler yukarı çıkar. Bu dinamik bir süreçtir. Ve işte bu dinamik süreç sayesinde fırsat eşitliği mümkün olur. Hiç kriz çıkmayan hep gelişen bir ekonomi düşünün güçlü her geçen gün gücüne güç katar fırsat eşitliği zedelenir. En büyük zenginler kriz dönemlerinde yakalanan fırsatlar ile ortaya çıkmıştır. Bugün sahip olduğumuz en büyük buluşlar ve icatlar büyük savaşların ve yıkımların tetiklediği bir süreçte gelişmiştir. İnsan aklı kötü olmadan iyinin tanımını yapamaz. Zira iyi ve kötü tamamen birbirlerine göre bağıl kavramlardır. Referansı yok ederseniz neyin iyi neyin kötü olduğu algılanamaz. Örneğin şu an içinde bulunduğumuz ekonomik şartları büyük ve erişilmesi zor mükemmel derecede iyi şartlar olarak tanımlayan bir referans yaratılabilir. Ekonomik krizlerden ve buhranlardan korkmayalım. Bu tür anomalilerin insanlığın ve yarattığı ekonominin gelişim sürecinde birer zorunluluk olduğunu görelim. En iyi olanın kazandığı, zayıf olanın kaybettiği bu doğal sürece karşı koymaya çalışmamalıyız. Bizi öldüremeyen sadece daha güçlü kılar.
Ancak tam olarak dibe vuran dipten destek alarak yukarı çıkabilir. Aşağı doğru düşenin destek alıp yukarı çıkabileceği bir atalet yoktur. En kötü olan dibe vurmayı engelleyerek dip ile yüzey arasında sıkışmaktır. Insanlar gerçek anlamda kendi sınırlarına kadar zorlandıklarında ideolojik zırhlarından sıyrılıp gerçek performanslarını gösterecek olan hayatta kalma içgüdülerüne dönebilirler. Halk böyle bir zorlamayla 100 yıla yakın bir süredir karşılaşmadı. Karşılaştığında göstereceği performans en rafine ve kuvvetli şekilde tezahür edecektir.
Daha önceden takip ediyordum ama yeni üye oldum.Herkese merhaba.
Nuvo'dan internet üzerinden çok cüzi bir miktar euroyu %1.5 tan 33 günlük bağladım.Oranları fazla araştırmadım.Para boş kalmasın diye bağladım.
Paranın değerinin kalmaması işte ekonomiyi dibe vurmayla yüzey arasında tutan oyun. Paranın değer kaybedebiliyor olması dibe vurmayı engelleyen en önemli unsur. Zira para değer kaybettikçe ağırlık azalıyor ve dibe yaklaşırken hız kesiliyor ve dibe varmaya işte tamda o paranın değer kaybetmesiyle oluşan yanıltıcı rekabet gücü engel oluyor. Bu yanıltıcı oyun aynı zamanda bu sanal ve yanıltıcı rekabet gücüyle gerçek gelişmeyi ve katma değerli imalatı engelliyor. O yüzdendir ki tam dibe vurabilmek için para gibi stratejik değeri belki 2. 3. planda olan bir metadan çok daha önemli bir dinamik gerekli oluyor. Almanlarda 2. dünya savaşı, japonlarda atom bombası, Güney korede insafsız bir açlık ve fakirlikle tetiklenen yaşam savaşı. Paranın değer kaybetmesine bu kadar önem atfetmeyelim zira tamda bu etki dibe vurmayı erteliyor. Bize geçici bir rahatlama sağlıyor. Aslında paranın değer kaybetmesi morfinin süresini uzatıyor.
Mevduat değerlendirme konusunda enpara iyiydi lakin şuan oranlar düşük en iyi temdit oranı hangi bankalarda
Sent from my Grande using hisse.net mobile app
eur faiz oranları hk bilgisi olan var mı? oldukça düşük, 1,5 üzerinde bir oran duymadım
en iyi faiz oranına sahip bankayı nasıl öğrenebiliriz
Selamlar Selka
Benim düşüncelerime katılmadığınızı belirtmişsiniz ne güzel böyle medenice fikir paylaşımıda bulunmak ..Aslında benim düşüncemle sizin düşünceniz paralellik arzediyor...3 çocok daha çocuk dendiğini biliyorsunuzdur..bu da ciddi bir genç işsiz demektir..gelişmiş ülkeler gibi kontollü nufus yerine kontrolsüzce cocuk yapın deniyor...buda işsizlik demek minimum yüzde 5 büyüme yakalamak demek ..kısaca aslında sizin dediklerinizle benim dediklerim aynı şeyler...paranızı değerli tutar vesürekli nufus artışına izin verirseniz batarsınız...üretim üretim üretimm ..ihracat ihracat ihracat...buda kurları baskı altında tutarak olmaz...ya büyüme istihdamdan vazgelicek yada döviz düşürülüp büyümeden vazgeçilecek...nufus her zaman çok artacak çünkü cehalet seviyemiz çok yüksek...
Akbank temdit 500K 11,75 bağlandı.
Kerem bey sanırım daha iyi anlaştık. Diyalog kurmak belki de şu an en çok ihtiyaç duyulan şeydir. Trollük yapmak asla istemem. Liberal bir düşünceye sahip bir kşiyim. İnsanlar gibi herşeyin doğrusuda vardır yanlışıda. 3 çocuk aslında yanlış değildir. Anne ölür, baba ölür, yerine iki çocuk geçer artı bir 3.cü dengeli bir nüfus artışıdır... Bu doğru bir düşüncedir...
Yanlış olan, bu 3 çocuk için altyapı yatırımlarının siyasiler tarafından yapılmamış olmasıdır. Yani; bu çocuk, eğitim ister, ulaşım ister, enerji ister, ev ister, araba ister, iş ister, sağlık ister... İşte sizler bu altyapıları siyasi olarak hazırlar ondan sonra en az 3 çocuk istersin...
Lakin genç nüfusta işsizlik %25 lere dayanmışken 3 çocuk istemek bence yanlış bir istektir...
Bakanlıkta çalışan bir kadrolu devlet memuru mühendisin maaşı 3500-4000 TL iken oturulabilecek evlerin 500,000 TL lere dayanması MAKRO EKONOMİ de ki çarpıklık demektir..
Yol, köprü, tünele kimse karşı değil, ama imalat sanayii olmadan bunlarda makro ekonomiyi kurtarmaz...
Yanıbaşımızdaki komşularımızda ki alevlere duyarsız kalmamız mümkün değil.. Müdahele şarttı lakin 80,000,000 nüfusu 5 büyük ile sığıştrırıp Suriye gibi bir cenderede mücadele etmek ve bu devasa nüfuslu şehirlerde bu gözü dönmüş teröristlere karşı bu şehirlerin güvenliğini sağlamak amacı ile tonlarca para harcamak...
İstanbul 15,000,000; Ankara 6,000,000 İzmir 5,000,000 olmuş... Antalya dahi 1999 da geldiğim zaman 600,000 idi şimdi 2,500,000 olmuş.. Devasa Şehirlerimizde Güvenlik harcamalarına verilen nakit ile her yıl SÜTAŞ ve PINAR kurulabilinir...
Düşünün AB en önemli finans, ekonomi, turizm ve sanat başkenti Amsterdam 600,000 kişi....
Ülkemizde sürekli bir yaşam şekli tartışması da bitmeyen hikaye... Makro ekonomiyi en fazla törpüleyen, geciktiren, ihmal eden kavram... Bırakın herkes kendisi olsun... Sünni camiye gitsin, alevi cemevine gitsin, inançsız olan ateist olsun... Karışmayın... Rahat olun.. Serbest olun, herkes özgür olsun....
Herkes bildiği gibi yaşasın...
Sizler ekonomiyi düzeltip, sünni de olsa, alevide olsa, atesit te olsa medeni insan gibi yaşasın, para kazansın ve geleceğe batı gibi ümit ile baksın...
Neyse...
Cari dengeleri dengelememiz ve dövize olan ihtiyacımızı çok hızlı bir şekilde azaltmalı ve şehir planlarımızı derhal gözden geçirmeliyiz..
İnovasyon ağırlıklı üretim için çaba göstermeli Tarım ve Hayvancılıkta küçük ve orta ölçekli üreticiyi koruyacak kooperatifçilik gibi kurumları derhal ayağa kaldırmalıyız. (Hollanda ve AB gibi bir çok ülkede Tarım ve Hayvancılık hala koop. usulüdür)
O sebeble 3 çocuk asla yanlış değildir yanlış olan; bu ülkede yapılabilecekler içinde 500 kalem iş içinde 498 tanesini yapmayıp işe 499.cu dan başlayıp 3 çocuk yapın demek oluyor...
[QUOTE=selka;22303]Kerem bey sanırım daha iyi anlaştık. Diyalog kurmak belki de şu an en çok ihtiyaç duyulan şeydir. Trollük yapmak asla istemem. Liberal bir düşünceye sahip bir kşiyim. İnsanlar gibi herşeyin doğrusuda vardır yanlışıda. 3 çocuk aslında yanlış değildir. Anne ölür, baba ölür, yerine iki çocuk geçer artı bir 3.cü dengeli bir nüfus artışıdır... Bu doğru bir düşüncedir...
Yanlış olan, bu 3 çocuk için altyapı yatırımlarının siyasiler tarafından yapılmamış olmasıdır. Yani; bu çocuk, eğitim ister, ulaşım ister, enerji ister, ev ister, araba ister, iş ister, sağlık ister... İşte sizler bu altyapıları siyasi olarak hazırlar ondan sonra en az 3 çocuk istersin...
Lakin genç nüfusta işsizlik %25 lere dayanmışken 3 çocuk istemek bence yanlış bir istektir...
Bakanlıkta çalışan bir kadrolu devlet memuru mühendisin maaşı 3500-4000 TL iken oturulabilecek evlerin 500,000 TL lere dayanması MAKRO EKONOMİ de ki çarpıklık demektir..
Yol, köprü, tünele kimse karşı değil, ama imalat sanayii olmadan bunlarda makro ekonomiyi kurtarmaz...
Yanıbaşımızdaki komşularımızda ki alevlere duyarsız kalmamız mümkün değil.. Müdahele şarttı lakin 80,000,000 nüfusu 5 büyük ile sığıştrırıp Suriye gibi bir cenderede mücadele etmek ve bu devasa nüfuslu şehirlerde bu gözü dönmüş teröristlere karşı bu şehirlerin güvenliğini sağlamak amacı ile tonlarca para harcamak...
İstanbul 15,000,000; Ankara 6,000,000 İzmir 5,000,000 olmuş... Antalya dahi 1999 da geldiğim zaman 600,000 idi şimdi 2,500,000 olmuş.. Devasa Şehirlerimizde Güvenlik harcamalarına verilen nakit ile her yıl SÜTAŞ ve PINAR kurulabilinir...
Düşünün AB en önemli finans, ekonomi, turizm ve sanat başkenti Amsterdam 600,000 kişi....
Ülkemizde sürekli bir yaşam şekli tartışmasıda bitmeyen hikaye... Bırakın herkes kendisi olsun... Sünni camiye gitsin, alevi cemevine gitsin, inançsız olan ateist olsun... Karışmayın... Rahat olun.. Herkes bildiği gibi yaşasın...
Sizler ekonomiyi düzeltip, sünni de olsa, alevide olsa, atesit te olsa medeni insan gibi yaşasın, para kazansın ve geleceğe ümit ile baksın...
Neyse...
Cari dengeleri dengelememiz ve dövize olan ihtiyacımızı çok hızlı bir şekilde azaltmalı ve şehir planlarımızı derhal gözden geçirmeliyiz..
İnovasyon ağırlıklı üretim için çaba göstermeli Tarım ve Hayvancılıkta küçük ve orta ölçekli üreticiyi koruyacak kooperatifçilik gibi kurumları derhal ayağa kaldırmalıyız. (Hollanda ve AB gibi bir çok ülkede Tarım ve Hayvancılık hala koop. usulüdür)
O sebeble 3 çocuk asla yanlış değildir yanlış olan; bu ülkede yapılabilecekler içinde 500 kalem iş içinde 498 tanesini yapmayıp işe 499.cu dan başlayıp 3 çocuk yapın demek oluyor...[/QUOTE
Aklın yolu bir tamamen katılıyorum düşüncenize helede 500 tane yapılması gereken kalem için 499. dan başlamak çok doğru bir tespit..sohbet için tşk ederim...
Faizlerle devam edelim. Uzun yazılarınız için daha uygun başlıklar bulunabilir veya açılabilir. Emeğinizin boşa gitmemesi adına burada devam etmeyin; silinecektir.
"Hoş geldin beş gittin" faizleriyle uğraşamam o yüzden bana en başından en sonuna aynı faizi verecek banka lazım.
Bunlar:
1 Cepteteb -11,50 (92 gün)
2-Enpara - 11,50
Şartsız şurtsuz, kafam rahat. Uzun vadede böylesi daha kazançlı :cool: