Originally Posted by
abka
benim düşüncem:
deprem-hastalık vs. Bunlar sebeptir...yaratıcı(en büyük senarist) sana rol verir..o rolu en iyi oynaman önemlidir(görevini ifa etmen)..istediği zamanda seni o filim(dünya hayatı) den çeker alır.insanı zigottan ,2 hücreden yaratana , bir şey diyemezsin.
Ve buna göre ''sizi canlarınız-mallarınızdan artırmak-eksiltmekle imtihan edeceğiz'' ile inanc test edilecektir..peygamberler bile öldürülmüş,agacın kovuğunda içinde kesilmişlerdir..yani herkes bu sınava tabi...
bu mantığa göre binlerce vefatın aynı mantığı yok..kimisi günahlarına kefaret..belki kaçak yapan müteahhit ölmüş ve cezasını cekecek.binlerce farklı olay var.. ölen çocuk,zaten masum,direk ebedi cennetine girecektir.
Tevekkül-kader,tamamen farklı..sen ,bilimin,aklın tüm imkanlarını kullan en mükemmel evler yap...tüm tedbirlerden sonrası olanlar kaderin olur.yoksa 2 ton yerine 1 ton demir kullan ..çökünce kader olmaz...cinayettir.
Kaleminizle masaya şöyle bir nokta koyun..işte biz o noktadan bin kat daha küçük zigot iken,ana rahminde karanlık... Bu hale geldik..her kademede bin secenek varken en doğrusu seçildi..ve insan yaratıldı...buna inanıyorsam(zaten olan bir şey) her şeye inanırım...mitokondrideki alt yapı,paris şehrinde yok...mitokondri dediğimiz hücrenin pek çok parçasından biri..
Bu konular günlerce konuşulsa bile bir yere varılmaz..inanç felsefesi en karışık konu..
bence direk sorgulayacağımız: Mühendis,usta başı,belediye,bakanlık ve diğer tüm yetkililer...ben senin sırtını kaşıyayım sen benimkini kaşı olayı..imar affından başlayarak her yetkili sorumludur.