Sessizce takibe devam edenlerdenim.Emeği geçen herkese teşekkürler
Printable View
Merhabalar,
Forumu 4 senedir takip etmeyim ve sanırım buradaki hedef kitleye de uyan bir profildeyim. Sessiz takipçilere yapılan çağrı ile hisse.net'teki ilk mesajımı göndermek istedim. :)
Borsayı yaklaşık 1.5 sene incelemelerimden sonra, 2014 yılı ile birlikte hisse alımlarına başlamıştım. Her ay belirli bir miktarda tasarruf ile 1.5- 2 sene alım yaparak ilk portföyümü oluşturdum. Bu zaman dilimden sonra ise hisse arası ağırlık değiştirme, borsanın veya hisselerimin ciddi yükseldiği zamanlarda oransal olarak dengeleme amaçlı müdahale ediyorum. Şu sıralarda daha çok alım modundayım diyebilirim. Bu 4 yıllık süreçte hisselerim zaman zaman değişse de portföyümün büyük kısmını TUPRS, SODA ve HEKTS oluşturmakta. Kalanlar da beklentimin olduğu, yatırım yapan, satış sorunu olmayacağına inandığım 4-5 hisseden oluşuyor. Bununla birlikte mutlaka döviz ve gram altın da bulundurmaya özen gösteriyorum, özellik ilk başlarda sadece mevduat-borsa şeklinde ilerlerken, geçtiğimiz 2 yıl içerisinde ülkemizin gerçeklerinin daha da farkına vardığımdan, mevduatı olabildiğince azaltarak gr. altın ve dövize yöneldim. Yeni yeni faiz oranlarının tatmin edici seviyelere gelmesi ile mevduata da yer verebilirim diye düşünüyorum. Yaşım genç olduğu için borsadaki miktarı yüzde 60 civarına kadar çıkarabilirim önümüzdeki günlerde, ama bunun ötesine geçmeyi pek de düşünmüyorum. Belki ileri de bir yurtdışı düzeltmesi olursa, ETF'ler veya yurtdışı borsalarında yatırım yapmayı düşünebilirim. Bu başlık ile hedge stratejisinin de önemini görmüş oldum, bunu da inceleyeceğim.
Tüm katılımcıların nezdinde, Sayın Cautionary'e bu başlık için ayrıca teşekkür ediyorum.
Sn.Cautionary,
Sessiz takipci tanimina en cok uyanlardan biri de benim herhalde. Sizi cok uzun zamandir takip ediyorum. Yaslarimizin birbirine yakin oldugunu tahmin ediyorum. Borsaya ilgim universite'de ogrenci oldugum 95-99 yillari arasinda basladi. Donem donem portfoyu tamamen bosaltsam da, bu zamana kadar hisse senedi piyasalarini hep takipde kaldim. Eskilerden, yazilarina/yorumlarina ozlem duydugum KMX, BB gibi ustatlari bugun goremiyorum fakat neyse ki siz paylasimlara devam ediyorsunuz.
Merhabalar,
Bir sessiz takipçi de benim. Yeni başlık açılınca çok sevindim. Eski başlığın tamamını okumuştum, zevkle takip ediyorum. Temettü hissesi biriktirmeye Halil Buhur sayesinde başlamıştım. Biriktirdiğim hisseler Froto ve Adana B idi. Sonrasında ihtiyaç olduğu için sattım! Froto o zamanlar yanlış hatırlamıyorsam 16 tl , adana b ise 2.4 civarında idi. Aselsan 2015'te %100 bedelsiz verdikten sonra 9 tl maliyetle biriktirmeye başlamıştım, ihtiyaçtan onu da sattım. Burayı takibe başladıktan sonra aselsan, brisa ve poltk biriktirmeye başladım azar azar.Umarım bunları uzun süre biriktirebilirim. Ayrıca gram altın biriktiriyorum her ay. BES ve büyüyen çocuk sigortası mevcut ayrıca. Makul seviyelerde tasarruf ederek yatırım yapmaya çalışıyorum.
Başlık çok faydalı ve zevkli. Katkıda bulunan arkadaşlara teşekkürlerimi sunuyorum.
iyi geceler...işportföyün bu yeni elektirikli araçlar ile ilgili yeni fonu hakkında bilgisi olan var mı?
Herkese merhaba,
Fitness yaptığım dönemde hem bilgi edinebilmek hem de aynı amacı edinmiş insanları görerek kendimi motive edebilmek için zindetukiye.com sitesini takip ediyordum. Bu başlık da yatırım açısından benim için aynı işlevi görüyor. Bu nedenle katılım sağlayan herkese teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız :)
28 yaşındayım ve özel sektörde elektronik mühendisi olarak çalışıyorum. Borsayı, uzun vade yatırımı ve temettü yatırımcılığını aynı anda tanıdım. Yani borsaya ilk adım atışımda, borsa benim için uzun vadeli bir yatırım demekti. Böylece borsa macerama 2015 Kasımda, 14.30 Tl gibi bir fiyattan (düzeltişmiş fiyatla 7.15) 1 lot aselsan alarak başladım. Benim şansım, çalıştığım şirkette temettü yatırımcılığı konusunda donanımlı ve bana yol gösterebilecek kişiler olmasıydı. Sonrasında faaliyet raporu, bilanço vs. okumadan, Halil Buhur'dan, iş arkadaşlarımdan ve kanalfinans.com'dan temettü şirketi olduğunu duyduğum şirket hisselerinden bilinçsizce almaya başladım. Bu hisseler adana, adel, aksa, akmgy, boluc, brisa, cimsa, fmizp, gubrf, hekts, isgyo, isyat, tavhl, ttrak, tuprs, sise, soda, trkcm gibi temettü veren hisselerdi. Bunlara ek olarak yine bilinçsiz bir şekilde büyüme beklentisi olan asels, bagfs, deva ve parsn aldım. Bir ara portföyde 32 farklı şirketin hisse senedi olunca ve şirketleri takip etmem gerektiğini idrak edince portföyü daraltmak için yöntemler aramaya başladım. Bunun için satışlar, karlılık, marjlar gibi çeşitli bilanço kalemlerini ve rasyoları kullanarak formüller geliştirmeye çalıştım. Ancak bu yöntemlerle geçmişe dönük testler yaptığımda piyasanın farklı şirketler için farklı fiyatlamalar yaptığını gördüm. Bunun üzerine ben de portföyümü iki gruba bölüp karlılığında düzenli artış olan, sermayesi belirli bir miktardan büyük hisselere ve bunlara nazaran daha düşük sermayeli ve sürmekte olan yatırımları nedeniyle beklentiye sahip hisselere yatırım yapmaya başladım. Bu karar sonrası portföyüm aşağıdaki şirketlerden oluşuyor:
aksa
asels
brisa
cimsa
hekts
kords
parsn
poltk
soda
sise
tuprs
Bir de portföye dahil etmediğim, portföyün %20'sine yakın nakitle de kısa vadeli al-sat yapıyorum. Ancak bu hisseleri de kötü bir sürpriz yapar da elimden çıkaramazsam, elimde kaldığında strese girmeyeceğim UVY'ye uygun hisselerden seçiyorum. Bu hisselerden son ikisi indes ve petkm oldu ve her ikisi de ne yazık ki çok kötü sürpriz yaptılar :)
Hisse senedi portföyünün %30'u kadar da altın, döviz ve çeşitli fonlara dağıtılmış BES var.
Hatalarımdan ders çıkararak yatırım hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Şu sıralar içinde bulunduğum yoğun dönemi atlattıktan sonra yatırım stratejilerimi iyileştirmek için ciddi şekilde kafa yoracağım. Şu an izlediğim yol ve portföyümle ilgili olumlu olumsuz her türlü eleştiriden büyük memnuniyet duyarım.
Şimdiden teşekkür ederim. Herkese bol kazançlar :)
bugün itibari ile maliyet düşürmek için yaptıgım alımlara ara verdim.anladım ki bi dip yok şu an boşuna cırpınıyoruz.o yüzden bırakdım kendi haline bakalım sonumuz ne olacak
Alımlara devam, iki yeni bir hisse ekledim portföye gubref ve deva aldım...ama x tl kadar tabii ki.
Toplam alımlarım 50x tl oldu...seçime kadar ki dibin 88-92 bin arasında oluşacağını bekliyorum...zaten 93 binler görüldü...işler beklediğim giderse seçime 60x tl hisse ile girerim.
verdiğim grafiğe göre sat sinyali devam edene kadar hedge poz devam.
Ayin 13 unde maaş yatsın da az daha alayım diye bakıyorum, hatta bir an önce temmuz 15 gelsin de hazır ucuzken onu da alayım diye hevesliyim. Iyi ki basladigimda elimde toplu para yokmuş portföyü 120.000 den bu yana yarıya indirebilirmişim.
yalnız şöyle bir şey önermem lazım..hisse alım zamanlamanız maaş yatma zamanı olmamalı...yani likit fonda belli bir miktar paranız olmalı, oradan uygun zamanlarda uygun gördüğünüz hisselerden alım yapmanız lazım.
eğer kenarda köşede böyle bir likit birikiminiz yoksa, önce böyle bir birikim yapmanız lazım..en azından hisse alımları öncesi 2 aylık hisse alım fonu gibi bir fon kenarda olmalı.
Sn cautionary hangi hisse yeterince düştü hangisi alıma uygun bunu doğru tahmin edebilecek bilgi ve tecrübe olmadığında benimki de fena bi yöntem sayılmaz. Ornegin geçen ay petkim yüzde 20 düşünce likit fonu toptan gomebilirdim petkime. Oysa maaş taktiğiyle geçen ay 5.10 dan ekledim bu ay da heralde 4.50 altin da ekleme şansım olacak. Yani özetle çok çok uzun vadeli baktigim için istatistiksel olarak o gün yüzde beş düşen hisseyi alacak likit fonun ozellile direnc destek bilmeyen grafik cizemeyen birisi icin anlamı olur mu bilmiyorum.
Portföy biraz büyüyence dediğiniz olur ama bizim gibi uzun vadeli düşünen insanlar için ekrana bakma sıklığı haftada birden fazla olmamalı diye düşünüyorum, alim içinde maaş günü gayet uygun.
şahsen benim borsaya özel bir likit birkimim falan yok uygun görürsem gram altın ve/veya dolar bozdurup girerim.
bunlarda likit diyebilirsiniz evet likitler ama varolma sebepleri borsaya kaynak olmak değil portföy olmak.
nihayetinde herkesin portföyde VOB dur SWAP tır tarzı şeyler olmuyor, hisse fon zaten en uzağı dolar ve altın alan adam endekse güvenmiyordur.
20.03 de ilk topiğe yazdığım portföyümü yaklaşık üç ay içinde aşağıdaki şekilde revize ettim :Alıntı:
43 yaşında bir beyaz yaka olarak ilk 11'imi sizinle paylaşmak isterim . Borsaya 95 yılında İşbankası ATM'lerinde başlamıştım , sanırım aynı sene de bıraktım ve geçen seneye kadar kazandığımdan tasarruf edemedim . Geçen sene sonbahar aylarında bir arkadaşımın kanıma girmesiyle tekrar başladım . Temel analiz yapmıyorum . Teknik analizin zaten temel analizin bir göstergesi olduğunu düşünüyorum . Hareketli ortalamaları takip ediyorum ve kademeli alış yapıyorum .
İlk 11'e gelirsek( ağırlıklarına göre) :
Temettücüler :
Froto
Tavhl
Trkcam
Sise
Eregl
Aksa
Enerjiciler :
Zoren
Enjsa
Genç yetenekler :
Poltk
Ozrdn
Yanlış transfer :
Iztar
Bu topiği aylardır takip eden biri olarak özellikle Sayın Cautionary ve Sayın Dudu' ya teşekkür ederim .
Herkese bol şans !
Froto
Tavhl
Trakcm
Sise
Soda
Sahol
Otkar
Portföyü çeşitlendirmek için Goldtr ve Gumustr aldım . Bunlar hatırı sayılı karlar bıraktılar .
Fakat işin en tatlı yanı XU030 satım , dolar alım , Kardemir Alım , Petkim Satış varantlarından elde ettiğim karlar oldu .
Bu sayede zarar ettiğim pay satışlarını fazlası ile kompanse edebildim .
Herkese bol şans !
Biraz cesaret olsun, biraz da ne zaman alım yapılır konusuna örnek olsun diye alımlarımı yazıyorum..belki para kaybeden, ya da morali genel gidişat nedeniyle bozuk olan arkadaşlar kızıyorlar.
Nazara inanan biriyim, ne kadar başarılıyım gibi bir derdim yok...hatta yazdığım işlemlerden genelde aleyhime gelişmeler oluyor...hatta geçen gün endeks düşerken portföyüm düşmedi dedim, ikinci seans endeks kadar düştü portföy:)
yani, aslında hem zaman ayırıp, hem de şu hisseyi aldım, bunu alıyorum vs yazmak fedakarlık oluyor benim için...kimse bu kadar portföyünü ve yaptığı işlemleri açık açık yazmaz.
bu tür zamanlarda korkmadan işlem yapabilmek önemli, hem buna örnek olsun diye böyle kötü zamanalrda işlemlerimi yazıyorum...hem de borsanın hiç tepki vermeyecek, sonsuza kadar düşecek gibi gözükdüğü böyle zamanlarda pasiflerden çok güzel alımlar gerçekleşebiliyor...kademeler boş zaten, panikle satış yapanlar olabiliyor...bu şekilde %5 aşağıdan alım yaptığım hissenin, günü artıda kapadığı bile oldu.
sonuçta, ilk koşul, her ne şart ve koşulda olursa olsun portföye ve dolayısıyla hisselerine güvenmek...alındıladığım esajı yazarken kan gövdeyi görütüyordu, endeks %3 yakın eksideydi, şu an ner3deyse artıya geçecek.
evet, başka bir deyişle portföyü endeks satım kontratı ile hedge etmişsniz:)
umarım 1-2 yıl sonra çok daha fazla kişi portföy koruma yöntemini uygular...hemen yarın işlem yapın demiyorum, en azından açın okuyun, ne olduğunu öğrenin...kendinize güvenene kadar 1 kontratı geçmeden işlem yapabilirsiniz.
sizce neden bu kadar sakin işlem yapabiliyorum bu tür zamanlarda,
i-) 100x tl nin sadece x tl si ile hisse alıyorum her seferinde, işler yolında giderse portföyü 200x tl ye kadar çıkarma şansım var.
ii-) portföy u-30 satım kontratı işle koruma altında, düşüşlerden pek etkilenmiyorum,
iii-) gerekli ve yeterli zihinsel hazırlık yapıldı, bilgi birikimi yeterli.
ama en önemlisi, riskler dağıtılmış durumda...şunu da hazırım, endeks buradan 7x.xxx lere kadar da düşebilir...bu seviyelere düşene kadar alımlar devam edecek.
ayrıca, kriz anlarında hissenin temeli tekniği kalmaz...amaç sadece portföyü kurtarmaktır, pek çok kredili, ya da gereğinden fazla mala gömülü portföy bu tür zamanlarda fiyata bakmadan satar...belki de kendi değil, kurum satıyordur, krediyi kapamak için.
Zaten 2 numaralı aksiyon hayati önem taşıyor. Birde portföydeki kağıtlar endeksin sert düşüşlerinde görece daha dayanıklı kalıyorsa artıda oluyorsunuz. Şahsen ky nin kredili işlem yapmasını doğru bulmuyorum. Sadece merak ettiğim satım yada akım kontratını aracı kurumdan mı alıyorsunuz? Kendi kurumumun uygulamasında bulamadığım için soruyorum.
Yatırım tavsiyesi değildir.
Zaten çokta anlamam bu işlerden!
sığ piyasalarda işlem yapmak doğru değil...varant dediğin bir kaç yıllık mazisi var ve piyasa yapıcı 1-2 kurum var...vadeli işlemler 10 seneyi aştı ve artık neredeyse spot işlem hacmini geçiyor...varanta göre çok daha derin bir piyasa ve 1-2 kurumun at koşturması çok mümkün değil.
varant tan kesinlikle uzak durulmasını...hedge işlemleri için vadeli işlemleri öneririm..hatta hisselerde vadeli işlem de önermem..bir hisseyi alınan pozisyonlara göre yönlendirmek mümkün..ama u-30 da bu yönlendirme çok zor.
Benim de sormak istediğim soru buydu. Sanırım kontrat alım satım işleri viop'tan yapılıyor ve şubeye gidip sözleşme imzalamak gerekiyor. Yakın zamanda sözleşme işini halledeceğim ama işlem yapabilmem için kuralları ve işleyişi biraz daha sindirmem gerekiyor.
Hisse senedi portföyüm düzenli alımlarla büyümeye devam ediyor. Son düşüşlerde biraz gaza bastım. Şişecam ve soda uçmasa iyiydi [emoji3] planladığım alımları bitirmemiştim daha. Biraz daha bekleyip fırsat kollayacağım ya da diğer ucuzlayan hisselere kaydıracağım alımları.
Kendimce alım için bir kriter belirledim. Bu kriteri de topiktekilerin eleştirmesini isterim
Maliyetim 200ema altında kalana kadar alım yapma hakkı veriyorum hisse için. Düşüş trendine giren bir hisse için de olabildiğince 55 ema'in altında tutmaya çalışıyorum. Bu sayede bir kurala bağlı kalarak daha sabırlı davranabiliyorum. Bu kriter için sise ve petkm örneklerini verebilirim. Peki sizlerin görüşü nedir bu alım kriteri için?
ilk topiğe ekelediğim bir yazıyı izninizle tekrar eklemek istiyorum, topikte yatırım adına konuşulan çok şey olsa da tasarruf adına yazılanlar sınırlı o açıdan faydalı olacaktır.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
sozluk'te hemen hemen her hafta "neden omrumuzu zengin sirketleri daha zengin etmek icin heba ediyoruz" tarzi basliklar aciliyor ve cok az insan bu konuda gercekten somut adimlar atiyor. madende, fabrikada calisip aldigi maas zaten ucu ucuna yeten veya yetmeyen mavi yakalilari anlayabiliyorum ama ortalamanin ustu maas alan beyaz yakali olup da finansal ozgurluk icin planlama yapmayan veya bu konuda bir amac bile belirlemeyen insanlari bir turlu anlayamiyorum. bir insan neden surekli sikayet ettigi ve kendisini mutsuz eden bir konuyu duzeltmek icin bir sey yapmaz ki?
finansal ozgurluk herkesin ulasmak icin cabalamasi gereken hedeflerden biridir. su anda calistigim sirketle is gorusmesine girdigimde su anki mudurum artik kliselesmis "uzun vadede kariyer hedefin nedir?" veya "x yil sonra kendini nerede goruyorsun?" tarzi bir soru sormustu, ben de durustce bir cevap verip "uzun donem kariyer hedefim kariyerimin olmamasi" deyince adamcagiz sasirmisti. sonradan uzun vadedeki hedefimin finansal ozgurluk oldugunu anlatinca olayin bu kadar da abes olmadigini gordu.
ornegin kendime 37-38 yaslari arasinda yani bugunden itibaren 7 yillik donemde tamamen finansal ozgurluk ilan edip emekli olma hedefi koydum ve bunun gerceklesip gerceklesmeyecegini zaman gosterecek. bu konuda bir plan yapip ilk adimlari atmak bile olumludur cunku en azindan somut bir seyler yaptiginizi gosterir.
finansal ozgurluge daha erken yasta ulasabilmek ve sozlukte bir coklarinin deyimiyle "modern kole" (aslinda sahsen katilmadigim bir deyim) olmaktan kurtulmak icin atilabilecek bazi adimlari siralayayim (not buradaki liste belli bir onem veya oncelik siralamasina tabi degil. ornegin 24 numara 17 numaradan daha onemli olabilir de olmayabilir de):
1.) para biriktirmenin ilk kurali para kazanmaktir. kazanmadiginiz seyi biriktiremezsiniz. kazandiginiz paranin ilk etapta temel ihtiyaclarinizi gidermesi, daha sonra da geriye para artmasi gerekir. bu yuzden mevcut bir isiniz varsa uzun sure issiz kalmamaya dikkat etmeniz gerekmektedir. mevcut isinizden memnun degilseniz yeni bir is aramaya baslayabilirsiniz ama yeni bir is bulmadan eski isinizden ayrilmayin ("maymunlar yeni bir dal tutmadan eski dali birakmazlar" diye bir soz var, bunu hatirlayin).
2.) turkiye'de yasiyorsaniz ve maasinizi turk lirasi uzerinden aliyorsaniz maasi alir almaz dolar veya euro'ya cevirin. boylece uzun vadede paraniz durdugu yerde deger kaybetmez. kazandiginiz paranin degerini korumasi en az degerine deger katmasi kadar onemlidir. nasil kazanilmayan para biriktirilemezse degerini surekli kaybeden ve enflasyon karsisinda eriyen para da biriktirilemez (biriktirilse de bir sey ifade etmez). dolar veya euro bir yatirim araci degil ama uzun vadede paranizi erimekten kurtaran araclardan biridir (bir digeri de altin). dolar bazli yatirimlar turkiye'de uzun vadede kolay kolay deger kaybetmez.
3.) finansal ozgurluk icin en onemli kavramlardan biri para biriktirmektir. ilk adimda parayi kazandiniz, ikinci adimda kazandiginiz paranin durduk yere erimesinin onune gectiniz ve simdi sirada ucuncu adim var. bu adimda da masraflarinizi kisarak gereksiz masraflardan kurtulacaksiniz ve kazandiginiz paranin daha buyuk bir kismi cebinizde kalacak. ilk olarak bir ay boyunca harcadiginiz paralari listeleyin ve nereye ne kadar para harcadiginizin farkindaligini olusturun.
4.) simdi bir aylik temel harcamalarinizdan olusan bir butce hazirlayin. aylik harcamalariniz arasinda bazilari olmazsa olmaz kategorisindedir (ornegin kira, elektrik faturasi ve yiyecekler). bazi harcamalar daha cok "luks" kategorisinde olacaktir ve bazilari iki grubun arasinda (olsa da olur olmasa da olur seklinde) olacaktir. tum harcamalarinizi bu uc kategoriye ayirin ama is burada da bitmiyor.
5.) is burada bitmiyor cunku bazi "temel harcamalar" ayni zamanda "luks harcama" da olabilir. ornegin odemeniz gerekenden fazla kira oduyorsaniz bu harcama bir anda temelden lukse sicrayabilir. bir oda eve ihtiyaciniz varken 2-3 odali ev tuttuysaniz, gereksiz yere luks bir yerde ev tuttuysaniz, hemen hemen hic kullanmayacaginiz halde bazi seylere fazladan para odediyseniz (ornegin sitedeki yuzme havuzu gibi) burada durup dusunmek gerekiyor. tabi ki hayatin gerceklerini de dusunmek gerekiyor. ornegin istanbul'un avrupa yakasinda yasiyorsaniz ucuz kira odemek icin gunde 2-3 saatinizin yolda gecmesi de hic karli degil cunku stres katsayiniz artacaktir (bir de ise arabayla gidip geliyorsaniz arabaya yapacaginiz masraf kiradan fazla olabilir).
6.) calistiginiz sektorde buyuk sehirde calisip yasama zorunlulugu yoksa buyuk sehirlerden uzak durmaya calisin. atiyorum a, b ve c isimlerinde 3 tane sehrimiz olsun. burada a mega-buyuk bir sehir, b orta buyuklukte bir sehir ve c kucuk sehir. a sehrinde daha cok is bulma imkaniniz var ve maaslar da daha yuksek ama ayni zamanda masraflar da deli gibi yuksek. b sehrinde maaslar da masraflar da daha dusuk ve c sehrinde yine maaslar da masraflar da epeyce dusuk. ilk bakista ucu de ayni yola cikiyor gibi ama oyle degil. bir arastirmadan hatirliyorum, buyuk sehirlerde kucuk sehirlere gore maaslar %30 oraninda daha yuksekken masraflar %60-70 oraninda daha yuksekti ve kucuk sehirlerde yasayanlar kara geciyordu.
7.) imkaniniz varsa ortalamaya vurdugunuzda gelirlerin turkiye'den cok daha yuksek oldugu abd, kanada, avustralya, avrupa gibi yerlere cikabiliyorsaniz cikmaya calisin. buralarda birkac senede biriktireceginiz para sizi turkiye'de yillarca ihya eder. tabi bunu soylemesi yapmasindan daha kolay ve herkesin bunu gerceklestirme imkani yok, bu yuzden bu madde uzerinde fazla durmuyoruz. bunu yapmanin en "kolay" yolu turkiye'de ofisi olan bir uluslararasi sirkete girip 1-2 sene sonra yurtdisindaki ofislerden birine transferinizi istemek. son donemlerde bu sekilde yurtdisina cikan cok insan var.
8.) elini verenin kolunu kaptiramadigi hicbir servis saglayicisiyla uzun donem kontrat yapmayin. ozellikle kablolu tv, dijital tv gibi platformlara fazla para dokmeyin. gunumuzde hemen hemen her sey internetten izlenebilmekteyken insanlarin tv izlemek icin neden para harcadigini ve bunun icin neden 1-2 yillik uzun kontratlar yaptiklarini anlayabilmis degilim.
9.) hayatinizdaki "gizli masraflari" aciga cikarin. mesela cogu insan 3 yilda bir bilgisayar ve telefon yeniledigi icin bu masraflar uzun vadede goze gozukmez. 3 yilda bir bilgisayara ve telefona 1,500'er lira veren biri bu donemde sirf bu iki alete bile 3 bin lira vermektedir. bu da 3 yila bolununce ayda 83 liralik bir masraf cikar. cogu insan aylik butce yaparken "yeni bilgisayar ve telefon parasi" diye kenara 83 lira ayirmaz ama aslinda olmasi gereken budur. yilda bir aldiginiz seylerin fiyatini 12'ye, 2 yilda bir aldiginiz seylerin fiyatini 24'e, 3 yilda bir aldiginiz seylerin fiyatini 36'ya bolerek aylik masrafiniza ekleyin. boylece aylik masrafinizin gercekte ne oldugunu daha net bir sekilde gorursunuz. ha bu arada elektronik esyalari surekli yenilemek zorunda degilsiniz. ozellikle laptop ve telefon gibi pahali esyalari yenilemeden once kullanabildiginiz kadar kullanin.
10.) hicbir yere gereksiz yere faiz veya ceza odemeyin. faturalarinizi zamaninda odeyin.
11.) finansal ozgurlugunuzu ilan etme konusunda hirsliysaniz kendiniz gibi bu konuda hirsli olan insanlarla beraber olun. arastirmalara gore arkadaslari savruk olan insanlar daha savruk oluyor cunku insanlar beraberce para harcamayi ve bazi konularda arkadaslarindan geri dusmemeyi seviyorlar. aslinda bunun tam tersi olmasi mantiga daha uygun olurdu. simdi bir insan dusunun, arkadaslari luks meraklisi oldugu icin kendisi de luks meraklisidir ve onlardan "geri kalmamak icin" parasini bolca harcamaktadir. aslinda bu kisi parasini biriktirse uzun donemde arkadaslari birer birer borc bataginda yuzerken kendisi finansal olarak onlardan fersah fersah ilerde olacaktir ama cogu insan uzun vadeyi degil kisa vadeyi dusundugu icin gosteris yapmasini saglayan seylere para harcayarak bunu "sosyal statu yatirimi" olarak goruyor.
12.) 11. maddede soylediklerim sadece duz arkadaslar icin degil iliskiler icin de gecerli. para harcamayi seven, her yerden masraf cikartan sevgiliden de uzak durmaya calisin. en basit ve goze carpan ornek olarak dugun masraflarina dikkat cekmek istiyorum. bazi insanlar "hayatimda bir kere evleniyorum" deyip oyle bir dugun masrafi yapiyor ki bu masrafin geri odenmesi 3-4 yil suruyor. halbuki butceye uygun ve sade bir nikahla evlenilse o para cepte kalacaktir veya bir yatirim olarak geri donecektir. son yillarda ozellikle avrupa'da sade ve masrafsiz nikah torenleri giderek daha da tutuyor.
13.) gelelim tatil konusuna. yilda bir defa 2-3 hafta tatil yapip yil boyunca biriktirilen tum parayi bu tatile yigmak, sonra yilin 11 ayini melankonide gecirmek (veya daha da kotusu yil boyunca tatilden dogan taksitleri odemek) mantiga uygun mudur? hayir. o zaman neden herkes bunu yapiyor? cunku insanlarin cogu uzun donem dusunme yetisinden yoksun ve herseye kisa donemlik olarak bakiyor. tatil yapmayin demiyorum, tatil her insan icin gereklidir ama tatilinizi en luks yerlerde yapmak zorunda degilsiniz. ben sahsen yillik izin kullanmayi biraktim. yilda 3 hafta (yani 15 is gunu) izin kullanip butun sene tatil ozlemi duymak yerine yil boyunca 15 farkli cuma gununde tatil kullanip haftasonlari "mini tatile" cikiyorum. boylece hem yerel takildigim icin daha az masraf gidiyor hem de yilda bir degil 15 kere tatile cikmis oluyorum.
14.) bu arada tatil demisken kamp yapmayi ogrenin. 4-5 gunluk otel parasina alacaginiz kaliteli bir kamp cadiri ve kamp malzemeleri sizi yillarca idare edecektir ve bir kere alisinca kamplar otel tatillerinden cok daha eglenceli gecmektedir.
15.) saglikli beslenin. cogu zaman sagliksiz yiyecekler (ornegin fast food veya kutuda gelen dondurulmus yiyecekler) daha ucuz olsa da uzun vadede kaybedeceginiz sagligin degeri daha fazla. gunumuzde saglik giderlerinin bir cok insanin en gider kalemini olusturmasinin bir yana sagliksiz insan hayattan zevk alamaz.
16.) finansal ozgurluge kavusunca "emekli olup" tasinacaginiz yeri belirleyin ve orada yatirim yapmaya baslayin. atiyorum kucuk bir sahil kasabasina tasinmak istiyorsaniz simdiden oralardan taksitle ev bakin. bu sayede kendinizi her ay kenara para koymaya zorlamis olacaksiniz. zaten cogu kucuk kasabada ev fiyatlari da daha ucuz olacagi icin yapacaginiz yatirim buyuk sehirlerden daha ucuza gelecektir. ustelik boyle bir yatirim yaparsaniz yaz tatillerinde gideceginiz yeri de belirlemis olursunuz ve bu tatillerde yapacaginiz masraf da epeyce duser.
17.) yatirim cok onemlidir. sirf disinizden tirnaginizdan arttirdiginiz parayla finansal ozgurluk ilan etmeniz cok zor. biriktirdiginiz paranin bir sekilde buyumesi gerekiyor. bunun icin de yatirim yapmaniz gerekiyor. gunumuzde binbir cesit yatirim kanali var ve bazilari cok riskliyken bazilari daha az risk tasiyor. kendinize en uygun yatirim kanalini belirleyip onun inceliklerini ogrenin. bu biraz zaman alacak ama uzun vadede cokca ekmegini yiyeceksiniz.
18.) disardan yiyecek soyleme isini mumkun oldugunca azaltin ve evde yemek yapmayi ogrenin. boylesi hem daha saglikli, hem yeni bir hobi edinmis oluyorsunuz hem de yemeginizde ne oldugunu bilmis oluyorsunuz. yemek endustrisinde (ozellikle mutfakta) calisanlar genelde disarda yemeye sicak bakmazlar cunku o mutfakta nelerin dondugunu en iyi onlar bilirler.
19.) ozellikle giyecek konusunda marka takintiniz olmasin ama kalite takintiniz olsun. ornegin 2-3 senede bir yeni bir mont alacaginiza kaliteli bir mont alip 10 sene giyin. aynisi ayakkabi ve botlar icin de gecerli. bununla beraber kisa surede tukenen seyler icin (ornegin abur cubur yiyecek veya tuvalet kagidi) ille de en kalitelisini almaniza gerek yok. bunlarda en ucuzunu alabilirsiniz.
20.) minimalizm felsefesiyle yasamayi ogrenin. ortalama bir evde bulunan esyalarin yarisi veya yarisindan daha azi kullanilmaktadir. hemen hemen herkesin evinde "bir gun lazim olur" diye alip atmaya kiyamadigi seyler mevcut. bir sey satin alirken "bir gun lazim olur" diye degil "bugun buna ihtiyacim var mi?" diye bakarak alip almama konusunda karar verirseniz uzun vadede cok tasarruf edersiniz.
21.) kazandiginiz paranin bir kismini "yokmus" gibi gorun. ornegin ayda 10x lira kazaniyorsaniz sanki maasiniz 8x liraymis gibi davranin ve 8x ile gecinmeye calisin. butcenizi de gercekci olarak buna gore yapin. uzun vadede buna alisacaginiz icin yatirim yapabileceginiz para giderek artacak ve paranizin verimi artacaktir.
22.) yukarda "yeni bir is bulmadan elinizdeki mevcut isi birakmayin" demistim ama bu is aramayi tamamen birakmaniz anlamina gelmiyor. isinizden olesiye memnun bile olsaniz 6 ayda bir cv'nizi yenileyip birkac ise basvurun. bu sayede son donemde degisen is piyasasi konusunda guncel bilgi sahibi olursunuz, isverenlerin nelere deger verip vermedigini gorursunuz ve sansliysaniz su anki isinizden daha iyi sartlar sunan bir is bulabilirsiniz. bu her zaman tutmaz ama 3-4 yilda bir tutsa bile kar edeceksiniz.
23.) yukarda bilgisayar, telefon gibi pahali urunleri aylik olarak bolun ve butcenize ekleyin demistim ama simdi de tam tersini soyleyecegim. gunluk olarak tukettiginiz seylerin gercek fiyatini anlamak icin yillik hesaplamalar yapin. ornegin disarda kahve icmek icin gunde 5 lira harciyorsaniz bu size koymaz ama yilda 1825 lira harcamak (ayni hesaba geliyor) koyabilir. bu bakis acisi da yaptiginiz bazi gunluk harcamalari kismaniza yardimci olabilir.
24.) araba almaya mecbur degilseniz almayin. gunumuzde arabalar konfor ve rahatlik demektir ama vergisiydi, taksidiydi, bakimiydi, trafik cezasiydi, tamiriydi derken arabalarin faydasindan cok masrafi var. isyeri yakin mesafedeyse bisiklet dusunulebilir. bu arada ayda yilda bir arabaya isiniz dusuyorsa satin almak yerine kiralamak cok daha ucuza geliyor.
25.) mutfak alisverisinizi yaparken belli bir plana gore yapin. ornegin supermarkete gittigimde cogu zaman aldigim seyleri "bu pazartesi, bu sali, bu carsamba" diyerek kategorilere sokuyorum ve hangi gun ne yiyecegimiz, hangi yiyecegi neden aldigimi biliyorum. her hafta bittiginde ne ac kalmis oluyorum ne de cope giden yemek oluyor. en son cope yemek artigi atali 3-4 sene olmustur.
26.) kisin evde donla gezip isiticiyi kokleyeceginize 1-2 kat giyinip isiticiyi birkac derece dusururseniz faturaya epeyce yansiyacaktir. birkac sene once normalde satin almayacagim fiyatta pahali bir battaniye almistim ve en basta sucluluk duygusu duymustum ama o battaniye beni sicak tuttugu icin dogalgaz faturalarindan yaptigim tasarrufla o battaniyenin parasi kim bilir kac kere cikmistir.
27.) araba kullanacaksaniz da cok dikkatli kullanin. gerekirse yollarin kalabalik oldugu veya havanin kotu oldugu zamanlarda araba kullanmamaya calisin. bu sayede hem daha az kaza yaparsiniz, hem arabanin omru uzar, hem de trafik cezalarindan yirtarsiniz.
28.) bir sey satin alirken mutlaka ama mutlaka indirim kuponlari ve ozel firsatlar arayin. donanimhaber olucusu olun demiyorum ama bir seyi daha ucuza alma sansiniz varsa bunu degerlendirin. ornegin kislik giyecekler yazin, yazlik giyecekler kisin ucuz olur.
29.) bugun yemek yapmaktan ev tamirine kadar hemen hemen her seyi youtube'dan ogrenebilirsiniz. bunu degerlendirin.
30.) artik kullanmadiginiz eski esyalari bir sekilde geri donusum yoluyla yeniden kullanima sokmayi deneyin. internette bu konuda binlerce fikir mevcut ve hemen hemen her esyanin geri donusturulebilecegini ufak bir google aramasiyla gorebiliyorsunuz.
31.) pazarlik etmeyi ogrenin. inanir misiniz, pazarliklar sadece kucuk esnaflara ait bir kavram degil. bugune kadar buyuk magaza zincirlerinden pazarlik yaparak indirim koparan insanlar bile gordum. bazi magazalarda defolu mallara ozel indirim yapiliyor ve bazi magazalarda fazladan indirim kuponlari oluyor. turkiye'yi birak yurtdisinda bile pazarlik yaparak fiyat indirimi saglayacaginiz magazalar var.
32.) ne nerede ucuzsa oradan alin. mesela bazi marketlerde sut daha ucuzdur, bazilarinda et daha ucuzdur, bazilarinda meyve daha ucuzdur. genelde bir markete gidince tum alisverisinizi oradan yaptiginiz icin sut ucuzmus deyip girdiginiz bir markette meyveden kazik yiyebilirsiniz. onun yerine sutu sut nerede ucuzsa oradan, meyveyi meyve nerede ucuzsa oradan, eti et nerede ucuzsa oradan alin. yiyeceklerini 5-6 farkli marketten alan ve yedigi herseyi indirimli alan insanlar taniyorum.
33.) calistiginiz isyeri ogle yemegi vermiyorsa evden sandvic veya ufak bir paketle yiyeceginizi getirin. bir klise olacak ama yurtdisinda kurumsal firmalarin para icinde yuzen kodaman mudurleri bile disarda yemektense evden getirdikleri ogle yemegi pakedini yiyorlar. turkiye'de disarda yemek bir statu sembolu gibi gozukuyor ama bu boyle olmak zorunda degil.
34.) yasadiginiz sehirde kutuphane varsa kitap okuyacaginizda oraya gidin. gunumuzde kutuphanelerde muthis bir kitap cesitliligi var ve cogu zaman yeni kitaplar bile oluyor. bazi kutuphanelerde uyeler o anda mevcut olmayan kitaplari siparis verip getirtebiliyorlar ve bazi kutuphanelerde e-kitap uygulamasi oluyor.
35.) kendinizi psikolojik olarak emeklilige hazirlayip motive edebilmek icin emekli olunca tasinmayi dusundugunuz yerin (mesela bir sahil kasabasi veya dag evi) resmini cekip odanizin duvarina ve bilgisayarinizin duvar kagidina yapistirin. gereksiz para harcama durtunuz geldiginde bu sizi motive edecektir.
36.) bilgisayariniza adblock veya benzeri programlar yukleyin. boylece hayatinizda %95 oraninda reklamlari cikartmis olacaksiniz. ne kadar az reklama maruz kalirsaniz o kadar az para harcama durtunuz olusacaktir. televizyon da izlemiyorsaniz reklamlara neredeyse hic maruz kalmayacaksiniz demektir.
37.) "tuttugum takima destek olmak icin her sene lisansli urun almak zorundayim" diye dusunuyorsaniz karilarina ve metreslerine bile milyon dolarlik arabalar alan futbolculari unutmayin. bir saatte ortalama bir vatandasin 5-10 senede kazandigi parayi kazanan futbolculara "destek" olmayi unutun, kendinize destek olun.
38.) gereksiz gururlar yapmayin. ikinci el veya kullanilmis esya almak kimseyi eksik veya kotu bir insan yapmaz. bazen bir esyanin az kullanilmis temiz bir versiyonunu sifirinin yari fiyatina veya ceyrek fiyatina bile bulabiliyorsunuz.
39.) indirim kovalayin ama sirf bir yerde indirim var diye ihtiyaciniz olmayan seyleri de satin almayin. ornegin el kremlerinde indirim var diye gidip 100 tane almayin. ne alirsaniz alin kullanacaginiz kadar alin ve fazlasindan kacinin.
40.) tatil konusuna deginmistim ama ille de tatile cikacaksaniz kimsenin gitmedigi donemlerde (sezon disi donemlerde) gidin. tatilinizi cok daha ucuza getirirsiniz hem de sessiz, sakin ve huzurlu bir tatiliniz olur.
41.) coursera, lynda gibi egitim sitelerinden egitim alin ve bazi konularda yeteneklerinizi arttirin. uzun vadede kariyerinize cokca faydasi olacaktir.
42.) para biriktirmeye ne kadar erken yasta baslarsaniz o kadar erken yasta emekli olursunuz.
43.) ailenizle yasama imkani varsa bu imkani sonuna kadar kullanin. ne kadar uzun sure faturalariniz ve kiraniz olmadan yasayabilirseniz o kadar cok para biriktirirsiniz. yine gunluk masraflarinizi karsilayan bir is (mesela gece yatmali isler veya yurtdisinda uzun sureli insaat projeleri) bulabiliyorsaniz baliklama atlayin cunku maasinizin tamami cebinizde kalacak demektir.
44.) yasadiginiz yerdeki vergi sistemini iyice ogrenin ve hile yapmadan ama sistemin size verdigi haklari kullanarak verginizi dusurebildiginiz kadar dusurmeye calisin. vergi iadelerinizi asla unutmayin.
simdi diyeceksiniz ki "ona para harcama, buna para harcama, ben oyle rahibe hayatini ne yapayim? insanlar dunya'ya bir kere geliyor ve gencliklerinde eglenmeyeceklerse ne zaman eglenecekler?" bu gecerli bir kaygi ve buna da cevaplarim var:
1.) burada "hic para harcamayin, ot gibi yasayin" demiyorum. para mutlaka harcanacak. hayatta cok para harcanarak yapilacak herseyin az para harcanarak yapilacak versiyonu da bulunabilir. ornegin herhangi bir tatile biri x lira harcasa bir digeri 10x lira harcasa burada ikinci eleman ilkine gore 10 kat fazla mi zevk almis oluyor?
2.) yukarda bahsettigim bazi seyleri yaparak "ot gibi yasamak" bir yana yasadiginizi daha da hissedeceksiniz. ornegin yilda bir tatile gitmek yerine haftasonlari mini tatile cikmak, otelde kalmak yerine kamp yapmak, disarda kimin nasil yaptigi belli olmayan yemekleri yemek yerine kendi yemegini yapmak gibi aktiviteler insana uzun vadede daha cok zevk verir.
3.) bir yanda 25-40 yaslari arasi disini sikip sonra ozgurluk ilan ederek hayatini yasamak var. diger yanda savurganlik yaparak 65-70 yasina kadar, belki olene kadar kole gibi calisarak mutsuz olmak var. hangisi kulaga daha hos geliyor? bu tabi ki sizin seciminiz.
4.) bir sure sonra para biriktirme aktivitesinin kendisi bile zevkli gelmeye basliyor ve sanki hayat bir bilgisayar oyunuymus, biriktirdiginiz veya tasarruf ettiginiz paralar da kazandiginiz puanlarmis gibi geliyor. emekliligine 30-40 yil kalan birine emeklilik sonsuz otedeymis gibi gelir ve hicbir motivasyon vermez. emekliligi 5-10 yil otede olan insanlar da daha motivasyonlu olurlar cunku cok yakinda ozgurluklerini ilan edeceklerdir.
5.) kisa bir kariyere sahip olmak insani sacma sapan bir cok hirstan arindiriyor. onceki calistigim asiri kurumsal sirkette calisanlara "10 yillik kariyer planlari" yapiliyordu. ben de kariyerimin ancak o kadar uzun olacagini tahmin ettigim icin bu tur hirslara kapilmiyordum ve hala kapilmiyorum. su asamada isyerinde yukselip yukselmemek gram umurumda degil ve cogu insanin yasadigi isyeri stresleri benim yanimdan bile gecmiyor.
6.) gunumuzde insanlar eski gunlere gore cok daha uzun yasiyor. eskiden insanlar 40 yasinda vefat edermis ama bugun ortalama bir insan omru 80 seneye dayandi ve gelisen tip ve teknolojiyle beraber bunun giderek de artmasi bekleniyor. ben 50 yil sonra 80 yasima geldigimde ortalama insan omru 100 yili gecmis olacak. o zamana emeklilik yasi da 75-80'i gecmis olur. boyle bakinca 40 yasinda emekli olma fikri hic de kotu degil. zaten 40'lar eskinin 30'lari gibi derler (40s are the new 30s).
peki finansal ozgurlugu ilan edince nasil yasayacagiz ve nelere dikkat edecegiz?
1.) artik finansal ozgurlugunuz varsa calismaya ihtiyaciniz yok demektir. bu durumda istanbul gibi buyuk sehirlerde yasamaniza gerek yok. ege'de bir sahil kasabasi, burdur'da bir dag kenari, karadeniz'de bir orman dibi gibi herhangi bir yerde yasayabilirsiniz. bu durumda masraflariniz da otomatikman dusecektir, yani emekliligini istanbul'da gecirmek isteyen birine gore kara gececeksiniz demektir.
2.) o zamana kadar bulmadiysaniz omrunuzun geri kalanini beraber gecirip mutlu olabileceginiz kafa denginiz birini bulun. yalniz yasamaktan hoslaniyorsaniz da 1-2 ev hayvani alabilirsiniz.
3.) ucuz ama zevkli olabilecek yeni hobiler edinin. dunya'yi ve dogayi bir oyun tahtasi olarak gorursek dusuk butceyle yapilabilecek o kadar cok sey var ki.
4.) ufak bir arazi alip meyve-sebze yetistirmek istiyorsaniz bu isten anlayan birilerinden veya bir kitaptan isin inceliklerini ogrenin. "duse kalka ogrenirim" diyorsaniz ilk birkac yiliniz ogrenmeyle ve hatalarinizdan ders almakla gececegi icin bu surede mahsul beklemeyin.
5.) havasi surekli sicak bir yerde yasamaya karar verdiyseniz kislik esyaya ihtiyaciniz olmayacak demektir. havasi surekli soguk olan bir yerde yasamaya karar verdiyseniz de klima masraflariniz az olacak demektir. nerede yasamaya karar verirken bu tur ayrintilari da unutmayin.
ayrica notlar:
1.) burada coluk cocuga karismayi hesaba katmamisim. cocuk basina emeklilik planiniz 5 yil kadar ertelenir. bunu hesaplamalariniza ekleyebilirsiniz.
2.) ya hic evlenmeyin ya da sadece bir kere evlenin (soylemesi kolay tabi). her evlenip bosanmada masraflariniz ve borclariniz katlanarak artacaktir. erken emeklilik ve finansal ozgurluk konusunda israrciysaniz sizinle ayni fikirde olan bir es secin. esinizi iyi secmezseniz ve bu konuda ayni fikirde olmayan biriyle hayatinizi birlestirirseniz bir yandan siz para biriktirmeye calisirken ote yandan diger taraf parayi har vurup harman savurur.
3.) dikkatinizi cekerse hicbir yerde "kredi kartinizi yirtip atin" demedim. kredi kartinin da kendince faydalari var ama bu baska bir entry'nin konusu. kredi kartiniz varsa her ay hesabi sifirlayacak sekilde kullanin. aksi taktirde zarar edersiniz.
4.) finansal ozgurluk uzun vadede belki de omur boyu surecek bir alman disiplini sahibi olmayi gerektirir. surekli gaza gelip bir seylere heveslenen ve sonradan fikir degistiren biriyseniz (ornegin her hafta diyete baslayip carsamba gunu iptal edenlerdenseniz) finansal ozgurluk yolunda basarili olabilmek icin epeyce disiplin gelistirmeniz gerekiyor cunku finansal ozgurluk hata kabul etmez. ornegin epeyce para biriktirip sonra yatirimlarinin getirisiyle yasayan bir insan gaza gelip tum parasini borsada yanlis bir hisseyi alarak batirabilir ve yeniden is hayatina donmesi gerekebilir. bir insana her gun ise gitmek koymaz da finansal ozgurluk ilan ettikten sonra ise donmek feci koyar.
5.) yukarda da dedigim gibi sagliginiza cok dikkat edin. saglik insanin elindeki en buyuk sermaye olmakla beraber sagliginizi kaybetmenizin de bir suru maddi ve manevi goturusu var. gunumuzde saglikli beslenmek pahali ama emin olun ki sagliginizi kaybetmek, doktordan doktora kosmak, surekli ameliyat olmak ve operasyonlar gecirmek daha pahali.
6.) basta ozel saglik sigortasi olmak uzere sigorta konusuna dikkat edin. ozellikle finansal ozgurluk ilan ettikten sonra saglik masraflarinizi cikartmaniz gerekecek ve yasiniz ilerledikce sigorta masraflariniz artacak.
17.03.2016 07:57 ~ 20:43 diesel1907
evet..tasarruf olmadan asla...esas olarak şu an yaptığımız işi çok iyi yapıp, daha iyi kazanacağız...sonra bu kazandığımızdan daha iyi tasarruf yapacağız...sonra bu tasarrufu da değişik yatırım araçlarında değerlendireceğiz.
üçlü saç ayağı gibi düşünün...bir ayak olmayınca uzun süreli yıkılmadan ayakta kalabilmek mümkün değil.
Hayırli olsun.devasa diş borç ve kriz beklentim nedeniyle borsada daha satış görülecegini ve daha diplerden mal alacağım kanaatindeyim...çünkü kim seçilirse seçilsin kaçınılmaz olarak bankacılık sektörü darbe yiyecek.. doğal olarak reel sektörün karliliginda da azalma olacak.
MI MAX cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Hisse bazlı değerlendirmelere burada girmek ne kadar doğru olur bilemedin ancak üstadların fikrini almak için de değinmeden edemedim. Endeks ve hisseler göçerken froto oldukça diri duruyor. İlk çeyrek bilançosu güzel gelmişti ancak satış adetlerine baktığımızda ilk çeyrek geçen yılın bir miktar altındayken mayıs ayıyla beraber bu fark daha da artmış durumda. Şirketin ihracatı dolayısıyla şu anda bu olumsuzluk fiyatlara yansımadığı hatta karlılık daha da yükseldiği halde bu durum bir miktar şüpheye de sebebiyet veriyor. Benzer nitelikteki toaso zirvesinden oldukça uzakken frotonun bu durumundan kıllanmadım değil olumsuz bir günde %10 da onu verirler mi acaba diye düşünüyorum. Ya da endeks toparlamaya başlarsa diğerleri giderken o yerinde sayabilir mi acaba. Froto birçok uzun vadeli yatırımcının gözde kağıtlarından olduğundan burada yazmakta beis görmedim.
Sektörün içinde olan biri olarak ihracatta sorun yok iç pazar sıkıntılı.Sebebide üfe ve tüfe arasındaki fark.Üfe %18 civarı iken tüfe %12 civarı.Üreticinin maliyeti artarken aynı oranda tüketiceye yansıtamaması.Ülkemizde malesef iktisattan anlayan iktisat politikaları olan geleceğe yönelik hamleler yapan yöneticiler yok.Alım gücü düşen toplumla ekonominin çarklarını döndürmek ne kadar mümkün.Deli gözüyle bakılan abd baskanının bu günkü açıklamalarına bir bakın.Tıcarette dost ve düşman ülkeleri ayıracağım diyor.Öncelikle abd işcisi kazanmalı diyor.Bizde ise durum tam tersi öncelikle işveren kazanmalı alt kesim hakkına razı gelmeli.Malesef aramızda gelişmiş toplumlar ile 50 yıl fark var ve bu farkın kapanması mümkün değil.
SM-J710FQ cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Froto 2 degil 30a gelse zil takar gule oynaya girerim :) ilk alima basladigimda 18 idi... Tabi suanki belirsizlikten 55 civarinda satmistim. Saglam durusuyla en guzel hisselerden oldugunu soylemeye gerek yok.
Borsa düşüşü bitirdigi an otomotiv alaninda girecegim hisse ya tofas ya da froto.
20 TL den Froto almak icin bekleyenler oldugunu biliyorum.
Hazirlasinlar paraciklari.
O seviyede alacak cesaretleri kalirsa tabii..
Syg,
İzlemeyenler için ;Pasif gelir yaratmanın formülü.
https://www.youtube.com/watch?v=ZQpD53RoSng&t=57s