...:::Beyaz Yaka için Yatırım Koçluğu...:::

Ben de buradaki çoğu insan gibi hissesini alacağım şirketlerin sahibine önem göstermeye çalışıyorum. Şimdiye kadar Koç, Oyak, İş ve Sabancı gruplarının dışında bir hissem olmadı.

Benzer düşünen arkadaşların/abilerin patron araştırmasını nasıl yaptığını merak ediyorum. Sanıyorum bu işte önsezi ve tecrübe önemli ancak belki benim gibi az tecrübelilerin de uygulayabileceği bazı yaklaşımlar vardır.

Mesela şu anda güzel fiyatlara gelen PETKM'i takip etmeye çalışıyorum. Ortaklık yapısına baktığımda yüzde 51 ile büyük ortağın SOCAR Türkiye olduğunu gördüm. SOCAR Global ise Azerbeycan Devlet petrol şirketiymiş. Patron araştırmasında bu yüzeysel bilgilerin daha derinine nasıl inebilirim? Ya da en iyisi tanıdığım grupların dışarısına çıkmamak mıdır?

Alıntı:

---

Originally Posted by tovbekar

peki sn cautionary
son dönemlerde verdiğiniz borçların ne kadarını geri alabildiniz? tamam kişiler ayrı millet ayrı diyebilirsiniz ama ben tam tersini iddia ediyorum. millet kişilerin toplulaşmış hali ise biz sanırım eskisi kadar sadık değiliz borçlarımıza...belki yatırım ile doğrudan ilgili değil ama kapitalist ahlakın bile yatırım anlamında bağları olduğunu düşünür isek değişimin yatırım davranışlarına etkisi de değerlendirme konusu yapılamaz mı ya da yapılmamalı mı?

---

Allah a şükür bugüne kadar verdiğim borçların hepsini geri aldım...zaten prensip olarak, üstüne su içip, gönül rahatlığıyla hayata devam edebileceğim miktarları borç veriyorum...mesela çok yakın bir arkadaşıma 15 bin tl veriyorum, adam battı, ödeyemedi, dert etmem...mesela ablama 20 bin veriyorum, işler kötü gitti ödeyemedi...sorun yapmam.

burada borca sadakat önemli, 3-5 yardım ederim, ama borç veriyorsam vadesi bellidir ve geri ödenmesi gerekir...bu konuda oldukça disiplinli biriyimdir...herkese borç vermem, borcum var diye gece rahat rahat uyuyamayacak adama borç veririm...aksi düşüncede olan adam da adam değildir benim gözümde.

yani, sizin borç verdiğiniz karakter zaaefiyeti içinde olan birileri olabilir(ya da duyduğunuz gördüğünüz bir kesim)...çoğunluk, kendi çevremde olduğu gibi, borcuna gayet sadık..ve namus mertebesinde önem veriyor.

Sen sen ol iş gurubu,OYAK ve koç dışına çıkma..benden demesi.

Alıntı:

---

Originally Posted by hobolo

Ben de buradaki çoğu insan gibi hissesini alacağım şirketlerin sahibine önem göstermeye çalışıyorum. Şimdiye kadar Koç, Oyak, İş ve Sabancı gruplarının dışında bir hissem olmadı.

Benzer düşünen arkadaşların/abilerin patron araştırmasını nasıl yaptığını merak ediyorum. Sanıyorum bu işte önsezi ve tecrübe önemli ancak belki benim gibi az tecrübelilerin de uygulayabileceği bazı yaklaşımlar vardır.

Mesela şu anda güzel fiyatlara gelen PETKM'i takip etmeye çalışıyorum. Ortaklık yapısına baktığımda yüzde 51 ile büyük ortağın SOCAR Türkiye olduğunu gördüm. SOCAR Global ise Azerbeycan Devlet petrol şirketiymiş. Patron araştırmasında bu yüzeysel bilgilerin daha derinine nasıl inebilirim? Ya da en iyisi tanıdığım grupların dışarısına çıkmamak mıdır?

---

MI MAX cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Alıntı:

---

Originally Posted by Cautionary

Allah a şükür bugüne kadar verdiğim borçların hepsini geri aldım...zaten prensip olarak, üstüne su içip, gönül rahatlığıyla hayata devam edebileceğim miktarları borç veriyorum...mesela çok yakın bir arkadaşıma 15 bin tl veriyorum, adam battı, ödeyemedi, dert etmem...mesela ablama 20 bin veriyorum, işler kötü gitti ödeyemedi...sorun yapmam.

burada borca sadakat önemli, 3-5 yardım ederim, ama borç veriyorsam vadesi bellidir ve geri ödenmesi gerekir...bu konuda oldukça disiplinli biriyimdir...herkese borç vermem, borcum var diye gece rahat rahat uyuyamayacak adama borç veririm...aksi düşüncede olan adam da adam değildir benim gözümde.

yani, sizin borç verdiğiniz karakter zaaefiyeti içinde olan birileri olabilir(ya da duyduğunuz gördüğünüz bir kesim)...çoğunluk, kendi çevremde olduğu gibi, borcuna gayet sadık..ve namus mertebesinde önem veriyor.

---

bir ara bir işletmeye ortak olduğumda Ankara Ostimde profilleri incelemiştim. hiçbir işadamı borç ödeme peşinde değildi sadece borçlar çevriliyordu (1999-2000). işletme battı ve şirketin borçları en küçük ortak bana kaldı en azından benim bulduğum borçlar ( ki epey fazla idi). ortaklardan biri büyük ortak halen bana borcunu ödeyeceğini söyler mi bilmem ama o dönem maaşımdan ödediğim 10 000 dolar gerçekten çok büyük para idi...
borçları çevrilmesi işleri şimdi genele yayıldı. memur işçi esnaf hepsi borç ödeme değil çevirebilme peşinde... insanlar borç istediğinde benim inancım çerçevesinde yazılır ( Bakara suresi , borç miktarı, ödeme vadesi ve şahit le yazılmak durumundadır) veya en azından sorarsın ne zaman ödeyeceksin? ama görüyorum ki ne zamanlar bir türlü gelmez ve utancınızdan isteyemezsiniz ama o utanmadan hayatını lüks harcamalarıyla devam ettirir...
geçen yıl babamın vefatında sıkıştım birilerine 2007 ve 2008 yıllarında vermiş olduğum 11 000 lirayı ödeyip ödeyemeyeceğini sordum ( o zamanki dolar kurlarıyla yaklaşık 6000 dolar yapıyor hak geçmesin dersen sen bilirsin dedim tamam pazartesi hallediyorum ( Ağustos ayı) diyerek başladı, o g-hafta sonraki hafta ay vs derken geçen günlerde aradım paraya ihtiyacın varsa destek çıkayım diye utandı mı hayır? Land Roverına binmeye ve yaşantısına devam ediyor...
olmayana verilenlere elbette dönüp bakmazsınız... o paraların gelmesi veya gelmemesi önemli değil ama maalesef toplumumuzda müthiş bir değer aşınması söz konusu... inanan veya inanmayan farketmiyor... kefil olup da perişan olan nicelerini tanıyorum etrafımda ve artık borç veren de kalmadı... korkarım gitgide değerlere sahip olanlar azınlıktan nadirliğe doğru gidiyor...

Alıntı:

---

Originally Posted by Cautionary

bu durumda, hisseler de tuvalet kağıdı olur tabii ki.

aşırı kötümser yaklaşımlara gerek yok...biz borcuna sadık bir milletiz, osmanlı nın borcunu bile ödemişiz...cumhuriyet tarişhinde değil borcunu ödememe, yeniden yapılandırma, hair-cut denen borcun kırpılması vs tarihimizde yok.

eurobond (bu arada euro işlemin yapıldığı bölgeyi gösterir, yankeebond, samuraibond gibi abd ve japonya bölgesi bond lar da var...çoğu eurobond zaten usd bazlıdır..her bölgede usd bazlı bono ihracı yapılabilir).

eğer pasif yatırımı tercih ediyor ve yakın takip etmek istemiyorum diyorsanız...vadesiz ya da vadeli usd tutmak yerine eurobond alınabilir...şu günlerde hem faizler yükseldi, fiyat düştü...alım için uygun zamanlar bence.

not: ben ülke dışı yatırım yapmıyorum ilke olarak..ne hisse, ne bond...ülke içindeki fırsatları değerlendiriyorum, çeşitlendirme için mevcut ülke içi imkanları yeterli buluyorum.

---

sayın cauti, işin bir de ödememek değil ödeyememek kısmı var. devamlı artan cari açık ülkeyi nereye götürür? yakın geçmişte rumlar keyiflerinden mi, borçlarını ödemediler. şüphesiz bu konular tatsız konulardır, kim bindiği geminin batmasını ister? lakin can kurtaran yeleklerinin de yerini bilmek gerekir.

Alıntı:

---

Originally Posted by tovbekar

bir ara bir işletmeye ortak olduğumda Ankara Ostimde profilleri incelemiştim. hiçbir işadamı borç ödeme peşinde değildi sadece borçlar çevriliyordu (1999-2000). işletme battı ve şirketin borçları en küçük ortak bana kaldı en azından benim bulduğum borçlar ( ki epey fazla idi). ortaklardan biri büyük ortak halen bana borcunu ödeyeceğini söyler mi bilmem ama o dönem maaşımdan ödediğim 10 000 dolar gerçekten çok büyük para idi...
borçları çevrilmesi işleri şimdi genele yayıldı. memur işçi esnaf hepsi borç ödeme değil çevirebilme peşinde... insanlar borç istediğinde benim inancım çerçevesinde yazılır ( Bakara suresi , borç miktarı, ödeme vadesi ve şahit le yazılmak durumundadır) veya en azından sorarsın ne zaman ödeyeceksin? ama görüyorum ki ne zamanlar bir türlü gelmez ve utancınızdan isteyemezsiniz ama o utanmadan hayatını lüks harcamalarıyla devam ettirir...
geçen yıl babamın vefatında sıkıştım birilerine 2007 ve 2008 yıllarında vermiş olduğum 11 000 lirayı ödeyip ödeyemeyeceğini sordum ( o zamanki dolar kurlarıyla yaklaşık 6000 dolar yapıyor hak geçmesin dersen sen bilirsin dedim tamam pazartesi hallediyorum ( Ağustos ayı) diyerek başladı, o g-hafta sonraki hafta ay vs derken geçen günlerde aradım paraya ihtiyacın varsa destek çıkayım diye utandı mı hayır? Land Roverına binmeye ve yaşantısına devam ediyor...
olmayana verilenlere elbette dönüp bakmazsınız... o paraların gelmesi veya gelmemesi önemli değil ama maalesef toplumumuzda müthiş bir değer aşınması söz konusu... inanan veya inanmayan farketmiyor... kefil olup da perişan olan nicelerini tanıyorum etrafımda ve artık borç veren de kalmadı... korkarım gitgide değerlere sahip olanlar azınlıktan nadirliğe doğru gidiyor...

---

Yanlış anlamayın ama aşırı iyi niyetlisiniz anladığım. Bu ülkedeki halkın çoğunluğu range rover'a binse bile birilerinden borç ister ve ödemek için de hiç acele etmez. Borcu isterseniz suçlu çıkarsınız ve bir de inancından dolayı faiz mi istiyorsun felan der. Sonra da nasıl kandırdım diye düşünür içinden. Tabi gerçekten muhtaç olanlar da var ve onlara yardım etmek vicdani sorumluluktur ve inanır mısınız bu profildeki insanlar zaten para vs. istemiyor. Birkaç acı tecrübeden sonra öğreniliyor bu. Son yıllarda bir arkadaşım bilmem kaçıncı evi, bir diğeri de birkaç milyon mertebesindeki evi almak için borç istedi, net bir dille veremem dedim, bozuldular ama bu cevabı verdiğim için çok memnun oldum.

Aslında ülkenin durumu da çok farklı değil. Göz göre göre yıllardır cari açık veriyor bunu da azaltmak yerine artırıyor, sonra sağa sola gidip el açıyor ve borçlu olarak faizi kendi belirleyebileceğini düşünüyor üstüne de, aynı durum.
Dünyada şöyle bir sistem tarihte hiç olmuş mudur, adama 1 ton buğdayı ödünç vereceksin, 2 yıl sonra 700 kilo olarak geri ödeyecek sana. Borç alıp vermek bankaların görevi, borç isteyenin muhatabı bankalar olmalı kim olursa olsun.

Alıntı:

---

Originally Posted by wiseinvestor

Yanlış anlamayın ama aşırı iyi niyetlisiniz anladığım. Bu ülkedeki halkın çoğunluğu range rover'a binse bile birilerinden borç ister ve ödemek için de hiç acele etmez. Borcu isterseniz suçlu çıkarsınız ve bir de inancından dolayı faiz mi istiyorsun felan der. Sonra da nasıl kandırdım diye düşünür içinden. Tabi gerçekten muhtaç olanlar da var ve onlara yardım etmek vicdani sorumluluktur ve inanır mısınız bu profildeki insanlar zaten para vs. istemiyor. Birkaç acı tecrübeden sonra öğreniliyor bu. Son yıllarda bir arkadaşım bilmem kaçıncı evi, bir diğeri de birkaç milyon mertebesindeki evi almak için borç istedi, net bir dille veremem dedim, bozuldular ama bu cevabı verdiğim için çok memnun oldum.

Aslında ülkenin durumu da çok farklı değil. Göz göre göre yıllardır cari açık veriyor bunu da azaltmak yerine artırıyor, sonra sağa sola gidip el açıyor ve borçlu olarak faizi kendi belirleyebileceğini düşünüyor üstüne de, aynı durum.
Dünyada şöyle bir sistem tarihte hiç olmuş mudur, adama 1 ton buğdayı ödünç vereceksin, 2 yıl sonra 700 kilo olarak geri ödeyecek sana. Borç alıp vermek bankaların görevi, borç isteyenin muhatabı bankalar olmalı kim olursa olsun.

---

Aslında eskiden kimse kredi falan çekmezdi, ev alırken,araba alırken eksik kalan para eş dostdan tamamlanırdı.Bence çok iyi bir dayanışma ve dostluk emaresiydi.Ama o zaman borçlu da borcuna sadıktı.Giderek batı toplumlarına benzememiz aslında çok kötü.Bu işin sonu evsiz kalan akrabana eşine dostuna bakmamaya kadar gider.Bizler yapmayız da 2 nesil sonra bizde de batı gibi bencillik ,dayanışma eksikliği falan yerleşir gider.Acı ama durum bu.

Alıntı:

---

Originally Posted by HAKEM

Aslında eskiden kimse kredi falan çekmezdi, ev alırken,araba alırken eksik kalan para eş dostdan tamamlanırdı.Bence çok iyi bir dayanışma ve dostluk emaresiydi.Ama o zaman borçlu da borcuna sadıktı.Giderek batı toplumlarına benzememiz aslında çok kötü.Bu işin sonu evsiz kalan akrabana eşine dostuna bakmamaya kadar gider.Bizler yapmayız da 2 nesil sonra bizde de batı gibi bencillik ,dayanışma eksikliği falan yerleşir gider.Acı ama durum bu.

---

Dostum konu yardımlaşma değil, ana fikir muhtaç olmamasına rağmen sizden para istenmesi, yoksa karşılıksız da verilir yerine göre. 4 ev varken 5.'si için gelip borç istiyorsa bunda art niyet aramak lazım. Üstelik bir de dini alet edip faizsiz ödemeye çalışmak veya zamana yaymak vs. şark kurnazlığının son noktasıdır. Bu kağıt para dediğiniz şey 1200'lerde icat edilmiştir. Dolayısıyla ondan önce kullanılan madene dayalı para sisteminde enflasyon yok zaten. Dolayısıyla o zamanki şartları eksip görüp bugüne uyarlayamazsınız. Borç vereceksen de altın gibi enflasyondan koruyacak birşey üzerinden verilebilir -ki buna bile yanaşılmıyorsa dediğim gibi kimse kendini çok akıllı zannetmesin, insan bir defa aptal yerine konulur.

Burada birikimin öneminden ve bileşik getirinden söz ediyoruz. Gidip bankaya yatırdığımız mevduat, enflasyonun gerisinde kalıyor, aynı şey değil mi, burada da yine borcu veren enayi yerine konuluyor. Bu para konusunu en iyi yahudiler anlar, yahudi olduğu için zengin değil, paranın ne olduğunu anladığı için zengindirler. Hristiyanlar az anlamıştır, protestanlar daha fazla anlamıştır içlerinden, müslümanlar ise maalesef hiç anlayamadı, belli dönemler hariç.