Aslında atılan adıma bakıldığında adım doğru bir adım, yani yanlış bir strateji değil. Ayrıca yurt içi likiditeyi rahatlatmak için (yurt dışı borçlanma kapasitesinin sabit olduğu kabul edildiğinden) geriye kalan *tek* yol bu gibi gözüküyor. (ROM ve ZK ile oynamak gibi daha tehlikeli ve riski yollar dışında)
Mehmet Şimşek'i geriye kalan nispi olarak daha az riskli olan tek yolu zorladığı için eleştirmek ne kadar doğru bilemiyorum. Mehmet Şimsek'in geçmişte de daha tutarlı politikaları desteklediğini düşünüyorum ancak politik baskı ile 2015-2016 yıllarındaki suni faiz indirimlerine karşı olmasına rağmen kabul etmek zorunda kaldı. Yani tcmb'nin yaptığı hatalar Mehmet Şimşek dışındaki dinamikler sonucu oluştu. Tüm karar Mehmet Şimşek'e kalsaydı, o zaman da sıkı para politikasına devam edecekti.
Sistemi bir bütün olarak görüp hatalı kararların sorumlularını iyi tespit etmek gerekli bence.