Bana kalırsa.

Alıntı:

---

Originally Posted by rosense

Hocam orası maalesef bizim KÖYÜN kahvehanesi gibi dedi kodu şu aralar canım sıkıldı bende sizin gibi bişi yakalarmıyım diye sayfaları çeviriyorum boşuna zaman kaybı ....

---

Evet, muhabbet kısmı, değerli bilgilerin kaybolmasına sebep oluyor. Onun çözümü yok gibi.

yinede OVP den bayağı bahsedilmiş, bankalara destek filan.

Herhalde bankalara destek gelecek kısmı satın alınıyor gibi. başka mantıklı açıklama göremedim.
Bankalar destek demek, fakirden alıp zengine vermek demek. Millet biraz daha hafifleyecek, banka üst çalışanları ile, büyük para sahipleri biraz daha semirecek.

Eski film.

İşin kötüsü ise, yabancı banka ağırlığı ortaklıklarla beraber %70 in üstünde. Yani bankaya halkın cebinden koyduğun her devlet yardımının %70 i dışarı kâr payı olarak çıkıyor. Türkiyedeki Hırsıza versen, paranın yurt içinde kalması demek, hırsızın parayı harcayıp millete dağılması demek.
Ama yurt dışına çıkınca, para tamamen gidiyor.

Her neyse... değiştirme şansımız olmadığına göre, kendimizi korumaya bakacağız.
:Sad:

Bugün USD düştü. Her fırsatta yükselen USD yi ne düşürdü.? 625 ek faiz bile kalıcı düşüş sağlamadı. MB piyasaya VIOB a girdi yine kalıcı düşüş sağlayamadı.?
Ne düşürdü.?

Görünürde sebebi yoksa. Yarın neyin düşürdüğünü anlarız.

Eğer OVP de, bankalara halkın parasını-vergisini verecek düzenlemeler yapılmışsa.

O zaman anlayacağızki.?

hükümetle damat, bankalarla anlaşmış. Siz dövizi düşürün, bizde size halkın sırtından para verelim.

OVP den sonra bankalara para aktarımı varsa ve USD 6 TL altına düşerse.

Bu adamlar bankalarla paarlık yapmış demektir.

Buda teröristle pazarlık yapmaktan farklı değil.
Hoş adamlar antrenmanlı, apo ilede az pazarlık yapmadılar, haburda çiçeklerle karşıladılar filan. Bi ara apo ve sürüsüne laf söylemek cesaret isterdi. Bi türkücü var, ona laf söyleyenler zor duruma düşmüşlerdi.

Her neyse... ülke hırsız yuvasına döndü, her yerden saldırıyorlar. banada istanbul ve elazığdan saldıran 2 hırsız var.
Biri devlet kurumu, alenen şantaj yapıyor, yüzlerce kişiyi haciz ve icra ile tehdit ediyorlar. Diğeri istanbulda bi kooperatif. Kaçak kat çıkıp üstüne yatmışlar, cezayı üyelere ödetiyorlar. Olacak işmi. Katil olmak işten bile değil...

damadı dinlemeye 1 dakika dayanamadım. Bir insanoğlu nasıl bu kadar yerin dibine girebilir aklım hayalim almıyor.

Milletin suratına bakarak söylediklerine bak.

evrimle açıklayabiliyorum ama katlanması imkansız.

Hep söylerim, böyle bir dünyayı aklı başında bir canlı yaratmış olamaz. Allah bu işi şeytana vermiş olmalı.

Nihayet damat konuşmasını bitirmiş. Bu herifi ilk defa dinleyecektim, sırıtarak konuştuğunu görünce hemen kapadım TV yi.
Aynısını gandi bozuntusu kılıçdaroğluda yapıyor.

Kendi tuzları kuru. Ülke batsa onlar yine kral hayatı yaşayacak. O sebeple problemlerden bahsetmeleri ve sahipleniyormuş gibi görünmeleri hepsi sahte.

O sırıtmaları yokmu, "ben sahteyiiim" diye bağırıyor.

Netçede bi halt çıkmadı ama hükümet gibi dibine kadar palavrada sıkmadı. Netçede adam teknik eğitim almış. Halimize gülüyor ama yalanıda bi yerde tutuyor, sınırsız değil.

Konuşma başında ülkenin bu hale gelmesini fetö ye ve gezi olaylarına bağlaması iğrençti.
20 yılda sıfırdan edindikleri servete bakmaları, ülkenin bu hale nasıl geldiğini açıklamaya yetiyor.

Bankalarlada dün endişemi belirttiğim gibi anlaşma yapmamış herhalde.

BIST açısından yön değiştirici bişey olmadı.

Sanırım biraz yalpaladıktan sonra hafiften çıkmaya başlar. Bu ay içinde USD 6 TL altına inerse, aralık 110bin hedefim tutar.

Tabi dün bankalara ekstra bişey verilecek diye USD düştü BIST çıktı ise. Bugün işler zor.

Baştada söylediğim gibi. Aralığa kadar BIST, sora altın seviyesine bakacağız. Alım için uygun yerlerde ise alırız.

Programda yapabilecekleri tek şey. Vergileri artırmak.
Birde ormanlar, göller ve dağlar dan satmadıkları kaldıysa onları satışa çıkarmak.

Köy hikayemi okuyanlar hatırlarmı.
Köylü ormanı, madeni, gölü, dereyi, merayı verdikten sonra, kendi memleketinde köle durumuna düşüyor. Kendi doğal kaynaklarını kendi elleri ile BEDAVA veriyor ve sonra kendisi para ile faydalanmaya başlıyor.

Aynı KIZILAY gibi.

Kanı bedava veriyorsun ama senin kana ihtiyacın olduğunda sana kızılay para ile satıyor. Sonra TV de bakıyorsun kızılay reklamı. Şu kadar filistine somaliye yardım yaptık. Senin kanın onlarada bedava. Bi tek sen kölesin. Kızılay başkanı TV de çıkıyor, hükümete 100 bin TL ye altından yapılmış rozet takıyor.

Senin kanın yahu. Altına döndü, bazı insansıların cebine girdi.

Eskiden kanı bedava verirdin, kızılayda sana bedava verirdi. O zamanlar azda olsa İNSANDIK.

Şimdi kanını bile ticarete döndürüp ceplerini doldurmak için kullanıyorlar.

Eskiden her fırsatta kızılay a kan verirdim.
Artık vermiyorum. Sadece eşin dostun ihtiyacı olduğunda hastaneye gidip bizzat ihtiyacı olana veriyorum. Araya kızılayı sokmuyorum.

Daha önce ne yazmıştım. KGF denen bankaların verdiği krediye hazine garantisi verilmesi.

Bu direk hırsızlık. Başka hiç bir şey değil.
Daha önce yazmıştım. Büyük tüccarsın, hali ile en az bir banka müdürü ile sıkı fıkısındır.
Git yeni şirket kur, bankadanda 100 milyon dolar kredi çek o müdürden. Artık müdürün imza yetkisi ne kadarsa o kadar. Müdürle anlaş. Müdür krediyi KGF ye soksun. Normalde vermemesi gereken krediyi versin.
3 ay geçsin şirket battı desin.
Banka KGF den krediyi alır zararı olmaz. Müdürle 100 milyonu paylaş. 100 milyon kimden çıktı senden benden.

Köy kuralı neydi. Üretimi artırmadan birinin cebine para giriyorsa, o para diğerlerinden çıkıyordur.

KGF olmadan bunu devlet bankalarından zaten yapıyorlardı. Sadece en tepeye kadar bölüşmen gerekir. Önce ayakkabı kutusunu hazırla diyeceksin tepelere. Ama özel yapamıyordu çünki sahibi var, nefes aldırmaz, anında çeker yanına yeni kurulan şirkete 100 milyonda ne diye. Ama devlet bankasının sahibi yok. Aynen futbol takımları gibi yiyen yiyene...

Şimdi banka kredilerini inceleyeceklermiş. Acaba sorunlu kredi ne kadar.?
Yaw her sene zaten açıklanmıyormu. KGF kredi bilgisinide devlete göndermiyorlarmı.?

Şu bankalar akp döneminde canımızı aldılar doymadılar...

Eğer banka sorunlu kredilerini inceleyeceğiz demişse. Bu BIST açısından iyi, bizim için kötü haber. Banka yöneticilerinin indiragandi ettiği krediler ve hakkaten batık kredileri bi şekilde düzenleyecekler. O düzenlemenin ucu her halukarda bize girecek. BIST de değil HALK a.

Diğer konuda şirketlerin borç yapılandırması.
Tabi buda bize girecek. Çünki hakedenden daha çok haketmeyen hırsız şirketlere destek çekilecek.
Neydi. Üretmeden alıyorsan, diğer çoğunluğun cebinden alıyorsundur.

Fakat bu 2 şeyde BIST için olumlu ama halk için olumsuz haber.

Vay canına.

Dünyada teknoloji çok hızlı gelişiyor. Biz ise her zaman olduğu gibi uzaktan seyrediyoruz.

Yapay zekâ aldı başını gitti. Uzun vadede hiç bir meslek kurtulamıyor. Yapay zekâ yı yazan yazılımcılar bile kurtulamıyor. Kod yazan yapay zekâlar var.

Özellikle avukatlık gibi ezbere dayalı işleri, avukatlardan çok daha doğrulukla yapabiliyorlar.

İnanılmaz olan, gözleme ve yoruma dayalı doktorluk mesleği. Testlerde, yapay zekâ yazılımı, uzman doktorlardan daha doğru teşhis koymuş.

Sigorta şirketlerinde, gelen hasarları değerlendirip, ödeme yapılıp yapılmayacağına, yapılacaksa ne kadar yapılacağına karar veren, yüksek maaşlı uzman elemanlar var. Onların yerini yapay zekâ çoktan aldı.

Şoförleri, pilotları saymıyorum, onları zaten herkes biliyor, o konuda organik şoförü(:he:) olmayan otonom araçlar hızla her yeri kaplayacak.

Kültürel bilgi yarışması. Çinde yapılıyor ve yapay zekâ kazanıyor. Tabi olay bilgi miktarında değil. Tabi yapay zekâ bilgi yarışmasını kazanması normal. Depola dünyanın bilgisini bilgisayara yarışmayı kazan. Olay öyle değil. Burda önemli olan, yapay zekâ nın soruyu anlaması olayı. Ne kadar hafızanda bilgi taşırsan taşı, sorulan soruyu duyup anlamlandıramazsan, o bilgi bi işe yaramaz. Burada önemli olan, soruları doğru olarak anlamlandırabilmesi. Ondan sonra yanıtı vermesi bilgisayar için kolay olan kısım.

Görme konusunda epey bir yol kat ettiler. İnsanları ayırd edebiliyorlar ve daha ilerisi, mimiklerini anlıyorlar, yaşını cinsiyetini ırk ını ayırd edebiliyorlar. tabi net görürlerse. tahmin konusunda henüz bizden iyi değillerdir çünki biz ortam tahminini yoruma katabiliyoruz. Hanımlar gününde uzaktan hamama giren kişinin cinsiyeti belli değilse, kadındır diyebiliyoruz. Bilgisayar o bağları kurabiliyormu henüz bilmiyorum. İlerde kurabileceği kesin, sıra gelmedi.

Görme işinde çok ilerlediler, şimdi duyduklarını DOĞRU anlamlandırmayıda başarıyorlar.

Hareket kabiliyetleride meşhur ASIMO nun 2 ayak üzerinde denge kontrolunu başarması ile çok gelişti.

BORSA da zaten yapay zekâ lar dans ediyor. Büyük kurumlarda alım satıma insanların karıştığını pek sanmam. özellikle batıda. Onlarda siyasetten çok ekonominin geleceği alım satım kararlarını etkiliyor. Bizde anlamsız etki çok var, robotlar o kadar başarılı olmayabilir. Bizde özel durum çok oluşuyor. Mesela kendi ülkende parasızlıktan intihar edenler, açlıktan ölen bebekler varken, somali ye 8 milyar yardım yaptık diye sevinebiliyoruz. Devlet okulları parasızlıktan kırılırken, özel okullarda öğrenci başına 5bin TL yardım yapıyoruz. Suriyedeki yüzbinlerce asker denen insanlara maaş verebiliyoruz. Böyle rezilliklerimiz var. BIST de uzun vadede yapay zekâ lar, su kaynatabilir.

İşin ilginci ise. Yapay zekâ lara karşı, karşılarında insan varmış gibi çeşitli organizasyonların kurulması.
Adamın biri yapay zekâ siyahları tanımıyor diye organizasyon kurmuş. IBM firması yapay zekâ ların aldıkları kararları sorgulayan yazılım geliştirmiş filan.

Yapay zekâ lar, sosyal açıdan ve kültürel açıdanda yerlerini almaya başladıklarının ilk sinyallerini verdiler.

İşte milyar dolarlık soru.

Peki yapay zekä yeterince geliştiğinde, herşeyi ile insanla aynımı olacak. İnsanların duyguları, iç güdüleri filan var.

Evet aynı olacak.
İnsanı fazla abartmayın. İnsanların %80i, gördüklerini, duyduklarını tekrar eder. Yeni bişey yaratmaz. Doğruyu yanlışı bilmez. Birileri bu doğruder, bu yanlış der, onlarda ezberler.
Yani bilgisayarlardan bir farkı yok insanların %80 ninin. O sebeple yapay zekä ya sahip robotların insandan farkı olmayacak, tersine, yapay zekä lar, daha insan olacak.

Neden daha insan. Çünki bu %80 dediğim insanlar, ezberlerinde olmayan, ilk defa rastladıkları bişeyle karşılaşınca, sapıtıyorlar.

Ya doğru davranışı seçecek, ya yanlış. %50 şansı var.

Ama her seferinde yanlışı seçmeyi başarıyorlar. Robot yazılımlarda hiç olmazsa %50 doğruyu seçme şansı olur.

Bu arada kasiyerleri unuttum. Yapay zekâ en çabuk kasalarda kendini gösterdi.

Kipa, migros, eski tansaş gibi büyük marketlerde kasiyerlerin yanında, insansız kasalarda bir kaç yıldır var.
Ama yazılımları kötü olduğundan, yeterince faydalı olmadılar. İyi bir yazılımla, şu an o mağazalardaki katlanmak zorunda kaldığımız insan sayısı yarı yarıya düşerdi oda en az.

Son bi kaç yıldır, kasiyer kızlar çok fazla dolandırıcılık yapmaya başladı. Benim başıma en az 3 kez geldi.
Ürünleri alıyorum, son ürünüde torbaya koyuyorum, bakıyorum tezgahta almadığım bişey daha var. Kız kasadan geçiriyor, düt sesini duyuyorsun. Kız ürünü iptal ediyor. Farketmesen o ürününde parasını ödemiş olacaksın ve fiş te çok ürün olduğu için kontrol etmeyeceksin. Zaten kaçınız fişi kontrol ediyor tüm rakamlar doğrumu diye.

Fişleri daha çok kadınlar kontrol ediyorlar, kasiyer kızlarda bu sebeple, ürün sayısı fazla olan erkeklere yapıyorlardır bu numarayı.

Kasiyer kızlarımızın dolandırıcılık sayısı artmış olmalıki, artık iptalleri kendileri yapamıyorlar. Şefi çağırıyorlar. Benim başıma 3 kez geldi. Üçündede kasiyer kızı suçlamadım çünki aldıkları şey 10 TL yi geçmez ve resmen Trajedi. Yani kızı suçlamaya utanırsın, acınacak durum.

Bu niyette olan kızlar, kasanın çevresine çok fazla ürün yığıyorlar ve farkedersen, karışıklıkta geçmiş olmalı numarası yapıyorlar.
Maaşı ne yapıyorsun tamamını taksitemi bağladın.? Hoş çok az maaş alıyorlar ya...

Kasiyerler giderse en çok ben sevinirim herhalde. Çok çektim çok, bildiğiniz gibi değil. :rtfm:

Hırsızlıkları değil sorunum, insani davranışlar sergilemeleri çok sinir bozucu. :he:

Mesela sıraya riayet etmezler, senden sonra gelenden sipariş alırlar.
Garsonlar aralarında muhabbet eder, ihtiyacın olduğunda bakmazlar. Yada tependen ayrılmaz, rahat nefes alamazsın.
Markette elinde ağır eşya yürürsün kenara çekilmez sen çekilirsin.
10 eleman muhabbettedir, bişey soracaksındır, soracak kimse bulamazsın.
Ekmek tezgahında 20 dakka beklersin kimse olmaz, sora şişman kızımız arkadaki odadan çıkar. "Ekmekleri ordamı yapıyorsunuz diye sorarsın." "Yok dışardan geliyor." der. O zaman arkada 20 dakka ne yaptın.? Ya muhabbet ya sigara.
Masan kirlidir temizlenmez ama 2 garson birden, muhabbetli bi masada yada bol bahşişli masada vakit geçiriyordur, sen hep beklersin.

İşte bu insani sebeplerden, gitsin insanlar gelsin robotlar.
:rules:

E ülkede onbinlerce genç işsiz kalacak. Sora senin karşına hırsız yada et satan kızlar olarak çıkacaklar.?

Zaten onun kurtuluşu yok. Ülke oraya gidiyor. Rusya yı yahudiler ele geçirdiğinde, rus kızlar tüm dünyaya et satmak için dağıldılar. Bizdede epeydir başladı, hızlanarak artar. Robotlar bu işi hızlandıracak sadece.

Hani nerde ülke bilinci.? Hani ülke bilincine sahiptin.? Gençleri işsiz bıraktın.!!!
yaw o iş başka bu iş başka. Gençleri ben işsiz bırakmadım, ülke politikaları böyle. Azınlık bir grup, çoğunluğu soyuyor. Bu politika benim eserim değil, temelleri taaaa 80 yıl öncesine dayanıyor.

Bu arada amazon firması kasiyersiz mağaza açmaya bu sene başlamış ve 3 yıl içinde 3000 kasiyersiz mağaza açacakmış.
süper.
Kasiyerler işsiz kalmaz, güvenlik görevlisi olsunlar. Hırsız sayısı katlanarak artıyor ülkemizde ve dünyada.

Borsa yönünü değiştirecek haftasonu bişey olmadı.
Sadece bi belediyenin önünde bi adam kendini yaktı. İşsizmiş.
Geçen aylarda bir kişide meclis önünde kendini yaktı, geçinemiyormuş.

Ülkede 2 kişi kendini yaktı, açlıktan ölen samsunda bir bebek oldu, bi adam yine intahar etti parasızlıktan.
Hükümet ise yabancı ülkelere yaptıkları yardımları ablatıyor. Her yıl 8 - 10 milyar diye savuruyorlar. Rakamlar öyle ise 40-50 milya yabancı ülkelere "hesapta" yardım yapmışız.

20 sene önce baskın medyamızın tamamı yahudi elindeydi. meclis önünde kasa fırlatan esnafın biri yüzünden medya yaygarayı koparmış, hükümet değişmişti.
Toplantıda kitap fırlatılmış, yahudi medyası yaygarayı koparmış hükümet değişmişti.

Yahudiler en küçük olayları bile hükümete baskı aracı olarak kullanıp, maddi çıkar elde ediyorlardı. Ya milyarlık teşvikleri öne alınıyordu, ya boğazda ilave yapı izni alıyorlardı, ya özelleştirilen bir firmayı kapıyorlardı, yada yüklü kredileri devlet bankasında onaylanıyordu.

Yahudiler ülke halkını soymak için kullanıyorlardı. O zamanlar mutlulardı.
Şimdi ise yahudi ermeni medyası yine etkin. Ama ana kanalları kaptırdılar. İnternet haber siteleri yine yahudi elinde. bloombergHT, NTV, fox tv yine sahibi yahudiler, halk tv ise kontrolleri altında, bazı gazetelerde öyle.

Ama halkın büyük kesimi bunları takip etmediğinden, tüm ankara yansa kimsenin haberi olmayacak.

Hani eski yöntemde, haberi oluyordu milletin ama yahudiler bunu devleti soymak için bilinçli yapıyorlardı.
Şimdiyimi istersin, eskiyimi...

Al birini vur ötekine. 2 kötüden birini seç, alternatif olarak iyi yok.

Dovizde hala satan yok. Herkes ne olur ne olmaz diye elinde doviz kenarda bekliyor.

Satan olmadığından, piyasaya girip ihtiyaç üzerine bir firma doviz almaya kalktığındada fiyat yükseliyor olmalı. Dovize hücumda görünmüyor. Satece satan olmadığından, en küçük talepte yükseliyor olmalı.

Turizm gelirleri olan dovizde ellerde tutuluyor olmalı. Oteller dovizi bozmamış olmalılar.

Bu direnci damat kıramadı.
Tabi 130 milyar dolar civarı bankadaki dovizin sahibi kurumlar ve gerçek kişiler yani sade ve az şekerli vatandaş. Vatandaşın elinde kurumlardakinden daha fazla doviz varmış.

Buda ilginç. Nasıl da halkı dovize şartlandırmışlar. Bu şartlandırma, abd ve ingiliz oyunu. Onlara bağlanalım diye, yahudi gazeteleri ve TV leri ile hem kültürel yozlaşma yaptılar, hemde dolarizasyona şartlandırdılar.

Hükümetle damadı, kasımdaki abd seçimi bitince, bizdede doviz düşer diye bekliyorlar.
ABD seçimi yüzünden baskı yapılıyor düşüncesindeler.

Bu arada gözler sendikasyon kredilerinde.
Bankalar yenileyebilecekmi.?

İyide devlet bankaları hariç yerli banka yokki. Büyük bankaların hepsi ya tamamen yabancı bir DEV bankanın kolu, yada ortağı. Kredilerde faiz yükselsede almakta sorun olmaması gerekir, eğer olursa, ABD ye destek amaçlı bilinçli yapılıyor demektir.

Bu arada adam enflasyon hedefi önce %20 sonra aşağı düşüreceğiz dedi ama devletin belirlediği ÖTV yede ortalama %50 zam yapmışlar. Hayırlı uğurlu olsun. %50 zam yap, hedefim %20 de YERSEN. Resmi enflasyon rakamı nasıl olsa gerçeği yansıtmıyor, açıklanan rakamı %20 ye göre ayar yapın derim olur biter.

Elektrik ödemelerim apartman aidatı kadar oldu. Elektriğe zamlar devam ederse kira ile yarışacak herhalde.
Resmi Enflasyon rakamı uydurma değilde gerçek olsaydı %50 olurdu.
Son 15 yılda %8 filanda çok açıkladılar ama hepsi uydurmaydı, %20 nin altına hiç düşmedi.

Bu arada epeydir ÜFE rakamı hep TÜFE nin 2 katına yakın açıklanır. Ben öyle gördüm, nadiren tersi olur.
Bakkalı düşün. Hükümetin açıkladığı enflasyon rakamlarına göre,
Aldığın malın fiyatı hep %50 artıyor, ama sen satarken %25 zamla satıyorsun. 5 yıl böyle gitse, aldığın fiyatın altında satıyorsun demektir.?

Peki niye devlet hep ÜFEYİ, TÜFE den daha büyük açıklıyor, 2 rakamda uydurma.!!!

Sebebi şu olmalı.
Kiralar ÜFE ye göre belirleniyor. Asgari ücret ve emekli maaşı zamları ise TÜFEye göre.
E belirleyenler kimler, vekil denen insanlar. Bu adamlar devlet vasıtası ile kazandıkları milyarları nereye yatırıyorlar, gayrımenkule.
Tanıdığım vekil var, 20 yıldan fazla vekillik yaptı. Adam ticaretten anlamaz, tamamını gayrımenkule gömdü. Yüzlerce dairesi ve arsası var. Bu adam hırsız olmayan vekillerden. Bide yolsuzluğa batan bakan, vekil ve belediye başkanlarını düşünün. Onlarda daha çok kiraya verdikleri gayrımenkul olmalı.
TÜFEyi hep yüksek açıklamalarının sebebi yine kendi cepleri olmalı.

Nasıl bir aşağılık düzen ama.

Bir tanede huzur verici haber okudum.
Her yerden hırsızlık haberleri yağıyor, bu haber nadirde olsa bizim iyiliğimiz için çalışan kurumları kaldığını, henüz yok edilemediğini gösteriyor.
Ta 1960 da kurulmuş bir kurum.

Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, 7 yeni yerli tohumu ıslah edip tescil ettirmiş. Yani bu tohumu ek, bitkiyi üret, sonra o bitkinin tohumunu yeniden ek ve yine ürün al.

Çoğunuz şaşıracak, zaten öyle değilmi.? HAYIR değil.

İthal tohumlar ve yurt içinde yabancı firmaların ürettiği tohumlar, genetikleri ile oynanmış. Sadece bir sene ekebiliyorsun, ertesi sene yine o yabancı firmadan tohum almak zorundasın. Ürettiğin bitkinin tohumunu yine eksen ürün alamıyorsun.

Bu izinleri verenler hükümetlerin bakanları. HALKI yabancı şirketlerin tohumlarına mahkum ettiler. Kendi ceplerini doldurdular.

1960 da kurulmuş şirket ve hala çalışıyor. Henüz siyasetçi şirketi kapatmamış, belkide fark etmediler. Yabancı şirketler belkide bu haber üzerine siyasetçiye "kapattırın" diyecekler..

Haber huzur vericiydi.
1980 den beri halk için yapılmış bir iş gördünüzmü... Her yapılan daha önce yapılanların, bazı kesimlerce paylaşılması üzerine...

Birde aselsan, roketsan, havelsan, TAI-TUSAŞ üretimleri huzur verici ama o firmaların içide akp döneminde tarikatlarla doldurulmuş. Bir kısmı fetö sebebi ile atılıyor ama yerine diğer tarikatları dolduruyorlar. Böyle giderse onlarında ömrü uzun sürmez.
Zaten bu firmaların da temelleri 1970 li yıllarda atılmış. Son dönemlerin eseri değiller.

Sömürgeciler harekete geçmiş.

Otomotiv sanayimizi anlatmıştım. Tamamen bu ülkeyi sömürmek amaçlı teşkilatlanmış. İhraç ettiğimiz araçlara ve yedek parçalarına ödediğimiz tutarla, yurt dışına sattığımız araçlardan aldığımız tutar aynı. Yani koca otomotiv sanayimizin bu ülkeye doviz katkısı SIFIR.
Ama üretebileceğimiz parçaları da üretmeyip yurtdışındaki yahudi firmalarından aldıklarından, otomotivde dovize bağımlı durumdayız.

Bu asalaklar, son aylarda iç pazarda satışlar %50 düşünce panik yaptılar. Bu yıl satışları düştüğü halde gelirleri düşmedi arttı, sebebini yazmıştım. Ama böyle giderse önümüzdeki yıl gelirleri çok düşecek. Panik yapmışlar. Devletteki 4 ekonomi bakanını ayarlamışlar, toplantı yapacaklarmış.

Ne diyecekleri açık, "aman destek"
Peki halkı temsil eden bu bakanlar ne diyecek. "Siz vergi veren bu ülke vatandaşı için 80 yıldır ne yaptığınızı anlatın, bende size bu vatandaşın vergisini destek olarak vereyim." diyecekler değilmi.!
Güldünüz tabi... "Bizim bu işte çıkarımız ne olacak" diyecekler. Gülmeyin, vekil akrabam var, kendi şehrinden her gelene aynı şeyi söyledi, "benim bu işte çıkarım ne"
Ayrıca kasa sıfırlayan bakanlarıda biliyorsunuz.

Önümüzdeki 4 ayda %70 oranında iç pazarda daralma bekliyorlarmış.

BIST için kötü haberdi bu. Hemde çok kötü... Değişme ihtimali, kasımdan sonra dovizin 5 TL civarına düşmesine bağlı.

Bu arada tekstil üretiminde işçilik hariç üretim tamamen doviz fiyatlarına endeksli diyor bir tekstilci, bunada çok şaşırdım. Pamuk, gübre, tohum filan ithal ettiğimizi biliyordumda, diğer neyi ithal ediyorsun. Makine desen bizde yapılıyor, boya desen bizde yapılıyor.? Neyi ithal ediyorsun. Büyük oranda kredili çalışıyor olmalılar, kredi fiyatlarıda dovize bağlı. Acaba bumu.?

İnşaatçılarda bi kaç yıldır zora düştüler, batanlar oldu. Böyle giderse büyüklerden topu dikenler olacak. Halkın sırtından yaşatmaya devam ediyorlar.
0,98 kredi veriyoruz diyorlar ama sahtekarlık. Ederi 500bin eden evi 600bin fiyat koyup 0,98 faiz diyorlar. Fiyatı 700bin koy SIFIR faiz de. Daha çok kandırırsın.
Zaten bu yöntem onlarca yıldır uygulanıyor, kimsede ses çıkarmıyor. Faizi fiyata ekleyip 12 ay 24 ay sıfır faiz diye reklamlar çıkıyor.
0,98 faizli diye yutturulmaya çalışılan son kampanyanın tek avantajı 120 ay vadeli olmsı. Bu sebeple alanlar olur.

Birde yabancıya gayrımenkul alım kolaylığı getiriyorlar. Zaten almaları çok kolay bu seferde vatandaşlık verelim diyorlar.

Batıda kim isterki Türkiye vatandaşlığını. Kimse. Sebebi batıda Türkiyenin görüntüsü. Yerli Medya bizi nasıl uyutuyor, kendi çıkarlarına uygun şekillendiriyorsa, batıdada aynı. ABD li damat var geçen yaz beraberdik, ABDnin ortadoğuda yaptıkları ile ilgili bilgi sıfır. Kendisi yüksek eğitimli bilinçli bir ABD li. Tek bildiği, abd ortadoğuya barış götürdü. 8 yıl öncede bir ingiliz gençle muhabbetim odu oda başka damatdı, oda aynı şeyleri biliyor. Anlatamıyorsun. Türkiye dahil tüm ortadoğuyu vahşi ülkeler olarak görüyor. vahşi görünüyor ama vahşeti yaratanlar ingiliz-abd-israil-fransa ve diğer destekçi avrupa ülkeleri.

Her neyse... batıda kimse istemez vatandaşlık tabi istisnalar hariç. En çok savaş altındaki zengin araplar, biraz ruslar belki paralı çinliler varsa onlar ister. Zaten evleride onlar alıyorlar.

Artıya geçtiğime göre portfoyun son durumunu yazayım.
Yanlız daha önce bahsettiğim istanbul daki hırsız kooperatif yöneticileri yüzünden, özel sektör borçlanma araçları fonu parasını çekmek zorunda kaldım. O sebeple oranlar değişti, artık sadece BIST banka ve BIST şirket var.

BIST banka %33
BIST şirket %67

K/Z %10,54

Endex aralıkta 110bini görürse, bende +%30 u geçicem gibi görünüyor. Hedefim buydu.
Kasım sonu aralık başı gibi hisse portfoyunu sıfırlamayı planlıyorum.

3 gün istanbul arası verdim, bi 100bini geçirememişsiniz.

Gözlemlerime dayanarak hayvandan pek bir farkımız olmadığını görmüştüm.
Panik anlarında, aynı hayvanlar gibi davranırız. Karşımızdakine gücümüzün yeteceği kanısındaysak yine hayvanlaşırız. Cinsel konularda hep hayvanızdır.

En şaşırdığım şey cinsel sinyal gönderen kadınların çevresinde fır dönen erkekler.

Mart ayında çiftleşmeye hazırım sinyali çakan dişi köpeğin etrafı nasıl hırlayan erkeklerle dolar. Bir birlerine hırlarlar en güçlüsü dişiyle çiftleşir, diğer leri şans beklerler, bi köşede dişiyi yanlız yakalarmıyım diye bölgeden ayrılmaz.

Aynen insanlardada var. Kolay gibi görünen kadınların kıçının çevresi hep mart erkekleri ile doludur. Güçlü hisseden hemen konuya girer, güçsüz hissedenler zamanını fırsatını beklerler.

Kadının ve erkeğin evli bekar olması farketmiyor.

Asıl yazmak istediğim konu başka.

Bilgi eksikliğin varsa, çok kolay yönetilirsin.

Hemen sürüye katıp sağmaya başlarlar.

Her yıl şahit oluyoruz. Parana piyasanın şu kadar üstünde faiz verecem. Millet %20 veriyor ben %50 verecem.
Yada evi şu fiyata al, aylık 3bin TL kira garantisi veriyorum. O bölgede o evlerin kirası 1000 TL. Adam 3bin veriyor.

Ekonomik bilgin yoksa kolay kanar, soyulan sürüye katılırsın.
Banka %20 faiz veriyorken bu adam hangi işi yapacakta 1 senede paranı ikiye katlayacak.? Bişeyler söyler, ekonomik bilgin yoksa gittin.

En çokta korkularımızı kullanırlar. Cennet cehennem.
Başımıza gelen her kötü olayı, suç işlememize bağlarlar, iyiyide kendi yüceliklerine.
Nerden, ne sebeple kötülük geliyor, nerden ne sebeple iyilik çıktı bilgin yoksa, sağılan sürüdesin.

Korkmaya o kadar çok meyilliyizki. Bugün şahit oldum.

Bilgin yoksa hemen korkarsın.
Mesela bir şelalenin üstündesin. Suya dalacaksın. Şelalenin derinliğini biliyorsan, korkmadan atlarsın. Bilmiyorsan korkarsın.

Bataklık kenarındasın, karşıya geçmen lazım. Bataklıkta yılan varmı, timsah varmı, batıyormu bilmiyorsan korkarsın. Biliyorsan, uygun yerden korkmadan geçersin.

Kadın bir misafirimiz var henüz 60ına gelmemiş.
İstanbuldan yeni geldi ege kıyısına. Bizim buralar 2 gündür biraz fırtınalı, hafif kapalı.
Kadını, İstanbuldan çocukları aradı, egede hortum olacakmış, izmir, kuşadası, muğla kıyıları filan ayvayı yediniz. Kadın hemen internete daldı 120 km fırtına diyorlar. Sağdan biri geliyormuş, soldan biri, birleşecekler kusursuz hortumu oluşturacaklar.

Kadın bir korkmaya başladı sormayın gitsin. Bilmediği bir coğrafyada, bi kaç korkutan haberle kendinden geçti.
Bu kadını kolaylıkla sürüye katar sağmaya başlarsın.
"Evet doğru korkunç olacak, evler dayanmaz, ilk oluyor, hemen şunu yapmalıyız. O iş için hadi para toplayalım." diyebilirsin.
Yeteneğine göre bişeyler uydurursun, din adamlarının yeteneğini tartışamayız.

Kadın sağılmaya hazır. Ayıp ediyorum ya kadına, ama bilimsel gözlem gibi okuyun. Kadın bilime katkı sağladı.

15 yıldır ege sahillerinde yaşadığımdan, hava durumlarını iyi bilirim. Mevsim geçişlerinde fırtınalar olur.
Ayrıca sürekli haber okuduğumdan, son yıllarda akdeniz ve karadenizde küçük hortumların cam ve naylon seralara zarar verdiğinide biliyorum. Küresel ısınma sonucu, bizim büyük denizlere bakan kıyılarımızda hortumlar görülmeye başladı. Ancak ev yıkacak kasırgamız henüz türkiyede yok. Akdeniz ve Karadenizdeki gibi, Egede hortumda yok. kasırgalar ve büyük hortumlar okyanuslara kıyısı olan yerlerde olur. Sıcak deniz akıntısıda lazım.

İşte benim bu konudaki bilgim, zerre korkmamama sebep oluyor. Kadın ise hiç bilmediği bir konuya denk geldi, korktu ve soyulmaya hazır. Kötü niyetli biri lazım sadece. Bazende iyi niyetle başlıyor, paralar gelmeye başlayınca, para insanı bozuyor.

Her neyse. ABD neden islamı düşman gösterdi kendi halkına. Bombaları atan terör yaratan islam örgütlerini, bizzat abd hükümeti yarattı. Neden kendine düşman yaratıp halkını korkutuyor.?

Yunan hükümetleri. Hiç ihtiyaçları olmadığı halde neden sürekli Türkiye sınırlarını kaşıyorlar ve Türkiyeyi kışkırtıyorlar. Türkiye ile neden hep düşmanıymış gibi bağ kuruyor. Ermeniler neden hep Türkiye ile sorun yaratıp düşmanca tavır sergiliyor.?

Hükümetlerin neden düşmana ihtiyaçları var.?

Halklarını düşmanla korkutup, bir araya toplayıp birlik olmak. Sonrada korkmuş halkı istediği gibi yönetebilmek için.
Bunu, sürüyü ağılda toplayıp sağmak olarakta çevirebilirsiniz.

Olmadığım 3 günde bakalım borsa yönünü değiştirecek bişey olmuşmu.

BIST e bakışımı açıklamıştım. Tekrar hatırlatayım.
Kasım sonu aralık başına kadar bir miktar yükseliş bekliyorum. 110bin yakalarsam sevinecem. Geçerse sürpriz olur. Nasıl geçer, hükümet güçlü ülkelerle bi anlaşmalar filan yaparsa, yani sanal bahar yaratırsa, 110bini geçebilir, ama öyle bir sanal bahar görünmüyor. Yada bizim millet insafa gelir bütün dolarlarını devlete "somaliye yardım etmesi için ve bi kaç saray daha için hibe ederse" USD 5 i görür BIST de 120 bini. Öyle bişeyde imkansız. Sebebi bizim milletin zekileşmesi değilde, hükümetin koyun gütme performansı çok düştü.

Netçede aralık başı 110bin umudum var. Aralıkta banka ve şirket bilançoları, 2018 için bağlanmadan önce BIST den çıkacam. BIST deki büyük oyuncu bankalar ve FON lar, 2018 bilançolarını iyi göstermek için BIST i yukarda kapamak isteyecekler gibi görünüyor.

Ülke ekonomisinin kötüye gittiğini bu forumda açıklamama zaten pek ihtiyaç yok. O zaman neden yükseliş bekliyorum. Çünki kısa vadede hala bi şekilde şirketler kârlılıklarını yüksek tutmayı başardılar. Belki şirketlerin büyük kısmı bilanço oyunları yaptı. Bir kısmı ihracata çalıştığından zaten iyiydi. Araba şirketlerinde satış düştü ama kur farkı bu sene artı yazdı onlara bu sebeple çok kâr yazdılar ama bu iş sadece 1 seneye özeldi, bankalar yine devlet teşviklerininde yardımı ile yine enflasyon ve üzerinde kârlar açıkladılar, BU SENE İÇİN KURTARDILAR. Önümüzdeki senede kurtarabilirler çünki bi yerden zarar yazdıklarında diğer taraftan bi kural çıkarıp, yeni bir ücret icad edip geçirebiliyorlar. Ama uzun vadede geçirebilecekleri canlı insan sayısı çok azalacak, gelecekleri karanlık. Şöyle düşünün, atın üstünde bankalar, at gittiği müddetçe rahatlar ama at yıkıldıysa bankada yıkılır. Bankaların kendi ayakları yok. Sadece iş bankasının var çünki sanayi şirketlerine sahip.
At da müşteriler.

Ülke ekonomisinin kötüye gittiğide açık. Sadece dolaylı verilere baksanız yeterli. Dolaylı verilerde o kadar açıkki. Kör olmak lazım görmemek için yada sürü içindeyseniz göremezsiniz, tek gördüğünüz öndeki koyunun kıçı olur.

Devlet hovarda ev lideri gibi evdeki herşeyi satılığa çıkardı bitirmek üzere. En son İNANILMAZ AMA BOR MADENLERİMİZİ SATILIĞA ÇIKARMIŞ DİYE DUYDUM. Araştıracam ne kadar gerçek. Bor madeni o kadar değerliki. Biz henüz tam olarak işlemiyoruz bor madenini. İşlesek petrol değerinde. Her türlü madde üretiminde katkı maddesi. Deterjan aldım, BOR katkılı. Diğer deterjanlardan daha temiz yıkadı, daha ucuz ve kimyasal koku yok. Açık kapta tut, yıkama esnasında etrafa kimyasal kokuda yayılmadı.

Her şeyi satılığa çıkarmışsan, dovizleri altınları verin diye yalvarmaya başlamışsan zaten başka şeye bakmaya gerek yok.
Üstüne birde suriyede katil sürülerine maaş veriyoruz ve Türkiyedeki suriyelilerin sağlık ve eğitim masraflarını filan karşılıyoruz.

Her neyse...
Planım kısaca bu dicem ama yine uzattım.
Birazda haber araştırayım, geçen bi kaç günde BIST i etkileyecek olaylar olmuşmu.?

Son yıllarda merkez bankaları altın toplama işine girmişler. Özellikle Rusya. Her ne kadar toplam talebin %10 u kadar alsalarda, önemli işaret. Toplayanlar arasında ilk üçte ÇİN in olmamasına şaşırdım. Geleceğin parası olarak USD hariç kendi kontrollerindeki bir birimi hayata geçireceklerse, ALTIN önemli bir seçenek. Diğer alternatif ise, DİGİTAL PARA'lar. ABD o konudada önde gidiyor, bitcoin i epey yaydılar. Çin ne düşünüyor acaba, onun planı çok önemli.

Epey eski yazılarımda, özellikle son 70 yılda dünyayı büyük ölçüde yahudilerin yönettiğini, daha öncede batı ülkelerini yönettiklerini epey bi anlatmıştım. Her türlü insanlık dışı yöntemi kullanıyorlardı. Özellikle savaşlar ve krizler en önemli araçları. Gizli servislerle ülke yönetimlerini belirlemeleri ise ikinci en önemli araçları sayılır. Peki geleceğimizde yahudi kontrolundemi geçecek. Dünyada 12 milyon yahudi ve 7 milyar diğer insanlar var. 7 milyarı tam anlamıyla köleleştirebileceklermi. Sanırım tek rakipleri Çin şu anda ama Çin'inde askeri kabiliyetleri, ABD ile baş etmeye henüz yeterli değil. 20 yıl sonra yetebilir ancak şu an Rusya olmasa batı ülkeleri Çini 3 ayda yerle bir eder. Peki 20 yıl sonra baş edemeyecekleri bir ülkenin GÜÇLENMESİNE İZİN VERECEKLERMİ. Şu an için Çini içten parçalamaya ve ekonomik numaralarla engellemeye çalışıyorlar. Ancak Çin yönetimi akıllı bir politika ile hızlı ilerliyor. tersine ABD ise 50 yıldır aşırı para bolluğu ile obezleşip aptallaşmış durumda. ABD de çin ile GELECEKTE baş edemeyeceğini, kendilerinin dolayısı ile yahudilerin yok olacağının farkında(sanırım). Bundan tek kurtuluş yolları, HEMEN BİR DÜNYA SAVAŞI ÇIKARARAK çini bombalarla dümdüz etmek. Asya ve ortadoğuda her yerde karışıklıklar artıyor. Rusya, Çin ve ABD pek çok yerde karşı karşıya eller tetiklerde bekliyorlar... Şu an için savaş beklenmiyor ancak yahudiler dünya savaşını kurtuluş olarak görüyorlarsa, karışıklıklar hızlanacaktır. O sebeple şimdiden büyük şehirlerden taşınmanın planlarını yapsak iyi olur. 2 nükleer bomba en büyük şehirlere, ülkeyi teslim al. Niye yıllarca savaşacaksınki.

Elon Musk tan bahsetmiştim ama buradamı yazdım bilmiyorum. Dahi muamelesi görüyor ama dahi olmadığını gördüm. İyi bir girişimci o kadar. Pek çok saçma sapan yatırıma büyük paralar gömdü, oradan belliki dahi değil. Sadece otomobil ve pil üretimine odaklansaydı, bugünki zor duruma düşmezdi. Ama tünel trenleri ve uzaya yolculuk gibi bilgi birikimi olmadığı yerlere hücum etmekte aceleci davrandı. Şimdi şirketi elinden almaya çalışıyorlar ve başardılar gibi görünüyor. O şirketide yahudi yatırımcılar sahipleniyor gibi. Ford'u, wolkswageni, audi yi filan, önce batma noktasına getirip sonrada ele geçirdiler diye biliyorum. Medya ve yargı elindeyse, herhangi bir şirketi kolayca batma yada hızla zenginleşme noktasına getirebilirsin. Dünya medyasının(TV,gazeteler,dergiler,internet haber ve paylaşım siteleri) %85 i yahudilerin kontrolunde diye biliyorum.

Bişeyin başkanı Ali Osman Akat isimli şahıs, çok güzel bilgiler paylaşmış. Benim için değerli bilgilerdi. Yanlız adamın ismine şaşırdım. İsminde hem Ali, hemde Osman var. Tarihi geçmişi bilenler için çok şaşırtıcı bir durum.
Okumak isteyenler için link koyayım.
https://www.bloomberght.com/haberler...erika-merkezli

Dış borç çevirme konusunda panik yapılıyordu. Panik yapılmaması gerektiğini yazmıştım. Bizde dış borç alanların büyük kısmı, ya yabancı bir büyük bankanın türkiye şubesi ya ortağı, yada yabancı dev firmaların ortağı ve şubesi. Borç kolaylıkla alınır ama faizi biraz artacaktır. Ayrıca hükümete baskı yapmak amacı gütseler, işi abartabilirlerdi ama kendi şirketleri zarar ederdi, o sebeple ölçüde tutmak zorundaydılar. Hali ile bir konuda bilginiz varsa, o konuda korkunuz olmaz. Borçları çevirmeye başlamışlar. Kısa vadede korkmaya gerek yok. Uzun vadedede korkmamak için de, şimdiden önleminizi alın. Bilgi şart.

USD ye baskı yapan 3 gelişme olmuş. Dünyada USD düşüş trendinde, Türkiye idlib konusunda Rusya ile anlaşmış, abd yede kaş göz işareti ile cilve yapmışız. Üçüncüsüde borç çevirme durumumuzun çıkmazda olmadığı görülmüş ve ekonomistlerin YARATTIĞI sanal korku bir ölçüde aşılmış. Ekistradan bizim ekonomistler bu ülkeyi hep FED faizleri ile korkuturlar. O korkuda hafif azalmış. Geçmişi hatırlayanlar, FED faizleri tepelerdeyken bizim borsanın ralli yaptığını bilirler. Ama medya ekonomistleri, BÜYÜK OYUNCULARIN pozisyon almalarını kolaylaştırmak için, seyreden kalabalıkları dönem dönem belli bir yöne sürmek konusunda epey deneyimliler.

Bizim hükümet, seçimler yaklaşırken yine dünyanın önde gelen liderleri ile buluşup fotoğraf vermeye başladı. ABD, Almanya ve Rusya.

Her seçimden önce akp ye destek veriyorlar. akp kazansın istiyorlar.
Sebebi akp ile çok hızla ülke olarak güç kaybediyoruz. Güç kazanmamızı hiç bir ülke istemiyor.

ABD, Almanya ve Rusya. Bu üç ülke rakip ülkeler ve birbirleri ile düşmanlar. tarihte çok savaşmışlar. Gelecektede savaşacaklar. Ancak Türkiye söz konusu olunca ORTAK HAREKET EDİYORLAR. Mesela Türkiye ile olan anlaşmazlıklarda, bu 3 ülkede yunanistan ve ermenistana destek veriyor. Ülkemizde faaliyet gösteren terör örgütlerine bu 3 ülkede destek veriyor.

3 ülkede Türki cumhuriyetlerle bağ kurmamızı engellemeye çalışıyor bu sebeple Azerbaycan ile olan sınır bağlarımızı koparmaya çalışıyorlar, o konuda ermenistanın işgal politikasına hepsi destek veriyor. Türki cumhuriyetlerde çok fazla doğal kaynak var ve Türkiye bu kaynakları belli ölçülerde teknolojiye çevirebilir. Güçlü bağ kursak, Türki cumhuriyetlerle geleceğin dev devletleri arasına girebiliriz.

Buna engel olunmaya çalışılıyor. Türklerin saldırgan olduğu biliniyor, güçlenmemizi haklı olarak engellemeye çalışıyorlar. Çünki kendileride saldırgan ve işgalciler. rakipleri engellemek doğal hakları.

Şimdide bizim hükümeti güler yüzle karşılayıp, sıra ile fotoğraf verecekler. Seçimlerdede bizim bilgi yoksunu halk, bu fotoğraflardan etkilenecek. "vaaaay, bizim reiz kimlerle el sıkışıyor ya. Büyük ülkeyiz büyüüük. Helal olsun reizimize."

Geçen haftalarda USD alıcıları çok hevesliydi, her sabah USD 3-5 TL yükselişle başlardı. Bu sabah 1 TL de olsa düşüşle açılmış. USD alıcıları heveslerini kaybettilerse, bugün yarın 6 TL altını görebiliriz. Bu ne demekti, endeks 100bin üzerine atacak. Planlar işliyor.

Elektrik faturam iyice yükseldi. Yine zam haberi var. Artık ısıtma gideride içinde olan apartman aidatı öder gibi elektrik faturası ödüyorum. Bu paranın bir kısmı hırsızların cebine giriyor. Böyle giderse, elektrik ödemelerim ev kirası gibi olmaya başlayacak.

Dünyada altın fiyatının düşmesi ve Tr de USD nin düşmesi ile, TR deki gram altın fiyatıda düşüyor. Bu benim için iyi haber. Farklı bir gelişme olmazsa, yıl sonuna doğru hisse den çıkıp altına girmeyi planlıyorum. Hemde kasımda sülaleye bir bebek daha katılıyor, onada altın almalıyım.

Sanal lale devrinin sonuna doğru geliniyor. 10 senedir bunlar iyi yıllar diye her rastladığım cahil insana söylüyordum. Çok kötü günler bizi bekliyor diyordum. Tabi beni beklemiyor çünki bilgi her şeydir. Bilgin varsa her dönemde en azından durumunu sabit tutmayı başarırsın. İlaveten Aç gözlü ve hırslı isen, malını mülkünü artırabilirsinde.

Her krizde, ülkemizde ve dünyada büyük kalabalıklar fakirleşirken, milyoner, milyarder sayılarıda artar. Köy sisteminde ne anlatmıştım. Üretim artmadan birileri zenginleşiyorsa, ceplerinden çıkan para mutlaka ve mutlaka, başka birilerinin cebine giriyordur. Milyoner sayısı artma sebebide bu. Çoğunluğun parası devlet aracılığı ile azınlığın cebine girer, milyoner, milyarder sayın artar. Devletler yani köy sisteminde muhtar, hep zengine, güçlüye çalışır. İnsanoğlunun %80 ninin doğasında bu var. %20 de yok.

Çok kötü yıllar bekliyor. Neden.?

Önceden krize girerdik ama bir kaç yılda çıkardık. Ama o zaman tarlalarımız, arsalarımız, fabrikalarımız bizim ve devletin elindeydi. Devlet borcu azdı, halkın borcu yoktu ve geleceğimizide borçlanmamıştık.

akp döneminde geleceğimizi yap işlet devret modeli ile borçlandırdık. Çocuk ve torunlarımıza hiç geçmedikleri köprülerin borçlarını ödeteceğiz. Zaten geçersede ücret ödiyor, geçip geçmemesi fark etmiyor.
Aileler, kredi kartları, ev kredileri, araba kredileri, normal krediler olmak üzere yüz milyarlarca dolar borçlu. Hem devlet borçlu, hem halk yüksek oranda borçlu. fabrika ve şirketlerimizde yabancıların elinde, üztelik eğitim sistemimizinde içine ediyoruz. henüz tüy dikemediler ama dikecekler gibi görünüyor. Çünki bir sonraki seçimleride akp zihniyetinde birileri kazanacak. Umut görünmüyor.

Hali ile şirketlerini kaptırmışsın, bankalar gitmiş, tarlalar arsalar madenler ormanlar limanlar barajlar gitmiş, halk gırtlağa kadar borçlu, çocuklarını torunlarını üç beş küşüye borçlandırmışsın. Gelecek krizlerde artık tekrar belini doğrultamayacaksın. %40 ımız sefildi, %60 ımız sefil olacak. Sadece %20 civarı hırsız ve şanslı kesim krallık yaşayacak. %60, %40 dan ölesiye nefret edecek ama hizmetçileride olacaklar.
Brezilyaya hoş geldiniz. Güney afrika cumhuriyetine hoş geldiniz. Kolombiyaya hoş geldiniz. farkımız kalmamak üzere.

IMF ile anlaştıkmı acaba.?
Anlaştıysak, dolar aşağı doğru hızlı salınır.

IMF de nerden çıktı.?

Örnekle anlatalım.:wu:

Koca bir çıftlik var. Çiftliğe ait tarlalar, büyük ve küçük baş sürüleri, meyve bahçeleri ve zirai makineler, ayrıca bi sürü işçi. Çobanlar, bahçıvanlar, ziraatçiler, veterinerler, ürünleri işleyenler, bakıcılar, şoförler, ev hizmetçileri vb...

Çiftliğin bir patronu var.
Patron tek başına onlarca işçi ile baş edemez o sebeple KÂHYA tutar.
Patron, kâhya ve bi sürü işçi var.

Patron her yıl gelir elde etmek zorundadır, bu sebeple işçileri sürekli çalışır vaziyette tutması gerekir. İşçiler kaytarmamalıdır, hırsızlık yapmamalıdır ve yeterince çalışmalıdır. Yoksa patron para kaybeder.

Kendisi baş edemediği içinde işçilerin başına KÂHYA koyar.

İşte IMF bu kâhya dır.
Patron borç veren ülkeler ve işçilerde bu ülke halkıdır.

kâhya, patronun çıkarlarını kollar. Verdikleri maaşın karşılığını almak ister.

Türkiyeye borç veren ülkelerde, bizim ülke yöneticileri hovardalık yapmasın, halk çalışsın borçlarını ödesin diye başımıza IMF yi kâhya olarak koyar. IMF bize şunu yapma bunu yap der. Kurallar koyar. Amacı borç verenlerin paralarının geri dönmesini garantilemektir. Bu arada eline geçirmişken, borç veren ülkelerin çıkarına siyasi dönüşümlerde yaptırmaya çalışır, gelecektede bu ülke halkını çalıştırıp kazanabilmek için kurallar koydurmaya çalışır. BORÇ ALMIŞSAN BU KURALLARI KABUL ETMİŞSİN DEMEKTİR.

İşin doğrusu ülkeyi soyan siyasetçilerin varsa, IMF ile burun buruna mutlaka kalırsın.

Sonuca gelelim.

Şimdi bizde IMF ismine alerji olduğundan, IMF kendi adı ile gelmemiş. mak kinsey adı ile gelmişler. İsmine ne derseniz deyin, isterseniz kâhya deyin, isterseniz usta başı, isterseniz idari işler müdürü, isterceniz polis. yaptığı iş aynıdır. Borç verenin çıkarlarını korumak amaçlı seni kontrol etmek.

IMF nin yerine aynı işi yapacak olan kurum mak kinsey gelmiş diyorlar.

Böylece fırıldak siyasetçiler, IMF ye muhtaç olmadık diyebilecekler kendi sürülerine. Zamanında sizi IMF den kurtardık diya bas bas bağırıyorlardı, IMF ye 5 milyar dolar borç verelim diyorlardı.

Tabi ne dediklerinin önemi yok, önemli olan ne derlerse desinler kabul etmeye meyilli büyük bir nüfusumuzun olması. Bu nüfus, çaresizlikler sonucu akp ve tarikatlara sığınmış durumda. Onları kendilerine yakın görüyorlar. alternatif gibi görünen chp, kendini halktan uzağa konumlandırmış. uzaktan hakaret edip duruyorlar, halk onlara oy vermiyor çünki kendilerinden görmüyorlar. Olayın dinlede alakası yok, dışlanmışlıkla alakası var. chp güruhu, halk denen eğitimsiz kesimi dışlamış durumda, okullarından mahallelerinden attılar.

her neyse...

mak kinsey, imf nin yerini dolduracak deniyor. Ne kadar doğru göreceğiz. Mak kinsey batıdan tonla milyar dolar borç getirip, içerde polis koltuğuna oturursa, IMF miz hayırlı uğurlu olsun demektir.

Mak kinseyin şu anda oturduğu koltuk, polis koltuğu. İşin yarısı tamam. Şimdi dolar çuvallarını getirmeli ve kurallarını koymalı. Onu bekliyoruz.

İlk duvara tosladık, eylül imalat PMI 42.7 ye düşmüş. Bu çok düşük bir rakam. BIST için çok kötü bir haber. Normalde çakılması gerekir. geleceğe dair umutda yok çünki. 20 yıldır yöneticiler aynı, şu ana kadar düzeltemedikleri bi şeyi bundan sonrada düzeltemezler.

Ancak bu haberle BIST çakılmaz. Normalde çakılması gerekir dedim. Bizde ne normalki.? USD 6 nın altına inerse, bist 100bin üstünde kalır. mak kinsey haberleri, USD ye baskı yapıyor olmalı.

Büyük oyuncular, tahminimce, bu haberle satacak olanları bi kademe aşağıya inip bekleyeceklerdir.

Pek çok AVm de lüks markalar kepenklerini kapatıyorlar. Yabancı lüks markalardan bazıları ülkeden çıkıyor. Buda bolluğun bittiğine işaret. Lüks alan orta sınıf üstü ve soradan görmeler, artık daha az harcıyor. Orta sınıfın önemli kısmı, fakirleşerek alt sınıfın üstüne yerleşti zaten. Migros, karfur gibi orta sınıfa hitab eden marketlerin raflarındaki sağlıksız ucuz ürünlerin bollaşmasından belli.

Otomobil satışları içerde son 3 ayda çakıldı. Dış satış azda olsa yavaşladı, diğer lokomotif olan inşaat ise 2 yıldır halktan alınan serumla ayakta tutulmaya çalışılıyor.

İmalat PMI ını 7 ayda 55 den 42 ye indirmek için büyük beceri gerekir. gerçekten mucize. Küçük çapta savaşa girsen yada büyük bir krize girsen ancak böyle olur.

A dur ya biz suriye ile savaştayız. Orada 60 bin katile maaş veriyoruz. Hükümet kriz mriz yok ama keriz çok diyor.

Bankacılık sektörü ağustos rakamları açıklanınca. BIST ciddi satış yemiş görünüyor.

Aslında rakam toplamlarına bakarsan, yeterli oranlarda miktar artışları sağlamış. Ancak kârlılık oranında sorun var. %12 küsür artmış görünüyor.

Önceki enflasyon rakamlarına göre yeterli bir rakam ancak yeni enflasyon rakamlarına göre kötü bir rakam.

Aslında geçici bir gösterge. Çünki enflasyon son aylarda hızlı arttı. kârlılık oranı ise son 1 yılı kapsıyor.
Bankaların yeni verdikleri krediler, yeni enflasyona göre faiz içeriyor ancak bilançoya yansıması gelecek yıl olacak.

Çok düşük gelen imalat PMI endeksinin üzerine birde bankacılık kâr rakamının düşük gelmesi, ister istemez oyuncuları bocalattı.

FON yöneticileri, şimdi ne yapsak diye kara kara düşünüyorlardır. Gelecek hesapları yapıyorlardır.

Tabi benim pozisyonda kararmaya başladı.

Biraz sağlıklı düşünmenin zamanı.

USD yavaşta olsa 5 TL civarına doğru ilerlemeye devam etmezse, büyük oyuncular ve FON yöneticileri BIST konusundaki kararlarını değiştirebilirler.

Şu an USD yönüne bağlıyız gibi görünüyor.

Yıl sonu 110bin hedefim biraz daha karardı.

6 TL altında kalırsa, hala umut var demektir.

bizim pavyonlarda şarkıcıların başına doğru 1 dolarlık banknotları, şak şak şak sayanlar var.
mak kinsey de onlar gibi TV ler önünde 1 dolarlıkları şak şak şak diye savursa, bizim millet çok etkilenir. Dolar zenginiyiz diye ağlaşmaya başlarlar.
Durumda düzelir. Ama kimsenin aklına gelmez bu şimdi.

eylül TÜFE %6.5, yıllık TÜFE yaklaşık %25

Kendi uydurdukları hesaplama yöntemlerine göre bile %6,5. Bu demektirki en az %20 enflasyon olmuş.
Normalde her eylül, enflasyon normalin üzerinde gelir. Neyse.

Bankalar açısından bakarsak. Geçen yıl enflasyon %10-12 civarıydı, krediyi %23 civarı satıyorlardı. kârlarıda enflasyon üzerinde geliyordu.
Ama şu an enflasyon %25, krediyi %35 den satıyorlar. Ancak açıklanan kârlar, %23 den sattıkları krediye göre.
Yani bankalar açısından durum geçici. Mİ?
Normalde mevduatları, para stoklarını yüksek oranda artırmışlar, buda gelecekleri için iyi haber. sadece kâr rakamlarında sorun var, onun sebebinide açıkladım.

Sanayi yavaşlamasaydı durum geçiciydi. İnşaat yavaşlamasaydı durum geçiciydi. %35 den sattıkları krediler bilançolarda görünmeye başlayınca kâr rakamlarıda enflasyonu geçecekti.

Ama bankalar hep büyüdü.

Ülkenin 2 lokomotifi otomotiv ve inşaatda büyümüştü. Şimdi otomotiv ve inşaat küçülüyor. Hali ile bankaların verdikleri kredilerde azalıyor.
Yinede banka kârlarına çok kötümser bakmamak gerekiyor.

USD düşerse, otomotiv satışları düzelir. İnşaat düzelmez. Bunun için batı ile barışması, suriye savaşını bırakması orayı Rusyaya devretmesi gerekir. ABD ye devrederse, oradan ABDnin yetiştirdiği terör grupları yine anamızı ağlatır.

USD 6 nın üstünde, hükümetin yapabileceği pek bişey kalmadı. ya mak kinsey dolarları şak şak şak diye saçacak, yada Suriyeden çıkıp orayı gerçek sahiplerine devredeceğiz.

Psikolojik seçenekse, brunsonu brakmak. Hükümet son konuşmasında bırakma sinyali verdi. Bu işi hukuk halledecek dedi. Ama söyleme tarzı o kadar tehdit ediciki, millet başka türlü anladı.

Yıl sonu 110 hedefi gümlemiş görünüyor. Hisse pozisyonlar aynen duruyor.

Büyük oyuncular, genelin tersine yıllar boyu hareket bile yapabilirler. tabi eger gelecekte durumun düzeleceğini görmüşlerse.
%90 emindim 110binden, şimdi %60 filan...

Henüz pozisyon bozmayacağım. İşin ilginci büyüklerde o kadar hevesli değiller hisse satmaya.

Şimdide ayın 12 si beklenecek galiba.

Her kriz görünen ve görünmeyen büyük sorunlar yaşatır.

Kısa vadede görüyorsunuz, zora düşen şirketler, devlet yardımları ile ayakta tutulanlar, zamlar yüzünden daha az ve daha kalitesiz aylık malzeme alabilen aileler, batanlar.

Ama kuralımız neydi, birileri para kaybediyorsa, kaybedilen para buhar olup uçmuyor. Mutlaka ve mutlaka başka birilerinin cebine giriyor.
Hali ile ileriki yıllarda milyoner sayılarımızın dahada arttığını göreceksiniz.

Birde uzun vadeli etkileri var. Doviz değeri çok yükseldiğinden, bu ülkedeki herşey, elinde doviz bulunduranlara göre çok ucuzlamış oluyor. Heleki ABD firmalarına göre.

Dünyada sadece ABD karşılıksız para basıyor.
Ne kadar basarsa bassın, USD nin değeri düşmüyor. Yani en azından para basıldı diye düşmüyor. Siz kendi matbaanızda, karşılığı olmayan 10 milyar basın, ertesi gün TL nin değeri yerlere iner. Ama USD ne kadar basarsa bassın düşmüyor. Sebeplerini anlatmayayım uzun sürer ama ana sebep ordusu ve dünyaya hakim medyası.

Şimdi ABD de, devletten durmadan trilyon çeken finans devisiniz. Bu paraları hem kredi verirsiniz, hem devlet tahvilleri alırsınız ama EN GÜZELİDE, GİDERSİNİZ İSTEDİĞİNİZ ÜLKEDEN İSTEDİĞİNİZ KÂRLI ŞİRKETLERİ SATIN ALIRSINIZ. Size maliyeti sıfır. Kaç paraysa alırsınız fark etmez zaten parayı matbaada basmışlar sana vermişler.

Bi tek ABD değil, dünyada kabul edilen geçerli parası olan tüm ülkeler için, ülkeniz ucuz halde. Gelirler satılık tüm İYİ şeylerinizi alırlar.

Dün 2 haber okudum. Karadenizde bir çay fabrikamız satılmış, Bursada japonlar çelik fabrikası kuruyor.

Kurulu işletmeyi satmak, tarla, arsa satmak, cinayetle eşdeğer.
Japonların Bursada kurduğu fabrika ise kabul edilebilir bir şey. Para getirip iş sağlıyorlar ve belki ihracat yapacaklar. Ancak kazandıkları paranın tamamını japonyaya götürecekler. Bu sorun. NEDEN. Çünki bizim yurt dışındaki şirketler kârlarını Türkiyeye getirmiyorlar. Getirseler japonların götüreceği para telafi edilmiş olur.

1980 den beri kaç şirketi sattık. Nerdeyse tüm kârlı şirketleri. Her yıl bu şirketlerin kârları milyarlarca dolar olarak yurt dışına gidiyor. Satarken aldığımız dövizlerde zaten faiz ve ithalat olarak yine yurt dışına çıktı.

En kötüsüde yurt dışında çalışan Türk firmalar gelirlerini Türkiyeye getirmiyor. Ben olsam getirirmiydim.??? İşte mesele burda. getirmezdim. Hırsız dolu bir ülkeye kim parasını getirir. Hırsız bile getirmez. Çaldığı paralarla namuslu ülkeye gider. devletin seni soyuyorsa, orada iş bitmiştir, o ülkenin geleceği yoktur.

Her yıl, bu halkın emeği yasal ve yasal olmayan yollarla yurt dışına taşınıyor.

Bu yazıyı tekrar öne çıkarayım. Gerçektende herkesin okuması ve bilmesi gereken bir konu ve çok anlaşılır olarak yazmışım.
Bide başlık koyayım.
__________________________________________________ _______________________________________________

Yahudilerin kurduğu ve kontrol ettiği emperyalist sistem.

Piyasa sisteminde, hiç piyasalarda oynamasan, hiç dovizle alakan olmasa, hiç ticaretin olmasa, her gün aynı işte, aynı saat, aynı maaş, aynı üretimi yapsan bile.... -BAKIN HERŞEY AYNI, HİÇ BİR GÜNAHIN SEVABIN YOK-

Yinede cebinden para çıkabilir, fakirleşirsin, veya cebine para girebilir, zenginleşebilirsin.
Bildiğin yolla cebine para girip çıkmaz. Farkında bile değilsindir, fakirleştiğinin yada zenginleştiğinin.

ÖRNEK basit.


Bir köyde Ahmet'le Mehmet var.

Mehmet hep aynı işi yapıp aynı parayı kazanıyor. 1000TL maaşı var.
Köyün bakkalı veli var. Bakkalda herşey 1 TL.
Mehmet 1000 TL ye 1 ay 1000 tane ürün alıp ailesini geçindiriyor.

Ahmet'in cebine ise her ay maaş olarak 1000USD giriyor ve o dönem 1USD 1TL ye karşılık geliyor, yani cebinde 1000 TL karşılığı USD var.

Ahmet'le Mehmet her ay bakkaldan 1000 adet ürün alıp, eşit zenginlikte yaşıyorlar.

Derken USD değeri 2 katına çıkıyor. Ahmet'in cebindeki USD nin TL karşılığı 2000 TL oluyor.

Mehmet aynı... hiç bir fark yok Mehmet de, aynı iş, aynı üretim, aynı maaş... Ama bak şimdi ne olacak. Mehmet nasıl zenginleşip fakirleşecek.

Ahmet USD 2 katına çıkınca, 2000 TL ye bir ayda gitti bakkaldan 2000 tane mal aldı. Zenginleşti. Hiç bir emeği yok. Kimseden çalmadı ama zenginleşti.

Bakkal Veli malı fazla satınca elinde azaldı, kalana zam yaptı. Malın tanesi 1TL değil 1.50 TL oldu. Her bir malın fiyatı 1.50 TL olunca Mehmet 1000TL si ile her ay aldığı gibi 1000 tane ürün alamadı, 660 tane alabildi. Ahmet çok aldı ama Mehmet daha az aldı. Fiyat arttığı ve 2000 yerine 2660 tane mal sattığı için, bakkal Veli nin kazandığı parada arttı.

ARKADAŞLAR. ÜRETMEDEN, BİRİNİN EVİNE FAZLADAN ÜRÜN GİRİYORSA, MUTLAKA O ÜRÜN-PARA BAŞKASININ CEBİNDEN ÇIKMIŞTIR. ORTADA HIRSIZLIK OLMASA BİLE.

Bakkalda ürün 1.50 TL olunca Mehmet o ay evine 1000 adet mal gütüremedi. Mehmet ve ailesi fakirleşti. Ahmetlerin cebine giren para, hiç bir fark olmadığı halde, Mehmetlerin cebinden çıktı.

Tam terside aynı.

Ahmetin cebindeki USD değeri düştü. 500 TL oldu. Ahmet o ay 1000 tane ürün alamadı 500 tane aldı. Veli ürün satamayınca fiyat kırdı, malları 0.75 kuruştan satmaya başladı. Mallar ucuzlayınca, maaşı aynı olduğu halde Mehmet daha çok mal aldı, ailesi bolluğa kavuştu zenginleşti.

Mehmet zenginleşti ama üretim aynı. O zaman Mehmet'in evine giren zenginliğin, birinin cebinden çıkmış olması lazım. Oda Ahmet'in cebinden çıktı.

Üretim aynı, ahmet mehmet ve velinin çalışma saatleri emekleri aynı. Ama kontrolleri dışında zenginleştiler yada fakirleştiler.
haramzade oldular yada mağdur oldular.

ÜRETİM AYNI İSE, BİRİLERİ ZENGİNLEŞMİŞSE, BU ZENGİNLİK DİĞERLERİNİN CEBİNDEN ÇIKMIŞTIR

Aynısı, tarla fiyatları içinde geçerli. USD olması şart değil.

10bin TL eden arsan vardı, 2003 de yabancıya satış serbestleşince, tarlan şu an 1milyon TL ediyor.
Sen tarlayı sattın, 1 milyon TL ye köyde bir sürü mal aldın. Her eşyin fiyatı arttı. Tarlası olmayanları fakirleştirdin. SEN ÜRETİMİ ARTIRMADAN ZENGİNLEŞMİŞSEN, DİĞERLERİ FAKİRLEŞMİŞTİR, ONLARIN CEBİNDEN ALMIŞSINDIR.

Kapitalist sistemde bunun telafisi vardır.

Her şey kanun ve kurallara uygunsa. DEVLETİN HIRSIZ DEĞİLSE. Birinin tarlası 10binden 1 milyona çıkmışsa, bu artan paradan tüm köy faydalanır. 1 milyona gider bol meyve alırsın, manav hayri kazanır, bol ekmek alırsın, fırıncı ökkeş kazanır, evine kat çıkarsın, kalfa kazanır, müteahhit kazanır, kumcu, pencereci, çimentocu, tuğlacı, işçi kazanır. Onlar kazanınca daha çok harcarlar, diğerleri kazanır.

Kapitalist sistemin düzeni budur. Birinin serveti artmışsa, bu herkese yayılır.

Fakat bu sistem devletin kurallara tam uyduğu ülkelerde işler. Ahlaksız devletin olduğu ülkelerde, izandan çıkış derecesine göre değişir.
(Birde kuralsız ithalat, zenginliğin herkese yayılmasını engeller. yabancıyı ve ithalatçıyı zengin eder, ülkenin emeği dışarı çıkar. Tarlanı 1 milyona sattın ama kalktın kendine oğluna wolkwagen SUV aldın paranın yarısını almanlara verdin, bi sürü pahalı elektronik aldın, paranın bi kısmını japona, amerikalıya verdin. Paranın köye katkısı olmadığı gibi lüks yaşamaya başladın, kalan köylü kendini fakir ve aşağıda hissetmeye başladı. Gençler senin lüksüne hızla ulaşmanın yollarını aramaya başladılar. Hırsızlar fahişeler türedi, bunlardan korunmak için polisler mafyalar türedi. vb... Fakat ithalat kısmını konu dışı tutalım, sadelik bozulmasın.)

Bu sistem ne ABD de işliyor, nede Türkiyede. Devlet, çoğunluktan alıp azınlığa dağıtıyor. O sebeple kapitalist sistem sömürü düzeni olarak çalışıyor.

Mesela 2008 krizinde ABD de tüm finans sistemi çürümüştü ve batma noktasına geldi. Üretmeden dağları denizleri kazanmışlardı. Krizde bu ortaya çıktı. Hepsinin batıp, dürüst çalışanların yükselmesi gerekirdi. kapitalist sistem budur. üretmezsen, çalışmazsan batarsın.
Ama devlet emek harcamadan dünyaları cebe indiren finans sistemine triilyonları dağıtarak kurtardı.

Yukardaki köy sisteminde anlattığım gibi. Ahmetin cebine haketmediği para giriyorsa, mehmet fakirleşir. Hali ile ABD halkının finansta olmayan kesimi fakirleşti.

Direk ceplerinden almadılar, ama köy sistemini anladıysanız, konuyu anladınız.

Aynısı TÜRKİYEDE var.
Devlet ihaleler yolu ile haketmeyenleri zenginleştiriyor. Devlet şirketler arası hukuku gözetmeyerek haketmeyenleri zenginleştiriyor. Mesela yahudi koç holdingin kuruluşundan bu yana aldığı teşviğin haddi hesabı yok. Üstelik devlet eliyle rakipleride zamanında çok sindirilmiş. Biri haksız zenginleşiyorsa neydi... Mutlaka o para mehmetlerin cebinden çıkıyordur. Yüzlerce şirket, 80 yıldır kayrılıyor.

Yerli üretene değilde ithalatçıya teşvik vermekte aynıdır.
Bazı şirketleri kayırmakta aynı...
Yargının taraflı karar almasıda aynı. Bütün bunlar Ahmet'in cebinden alır, Mehmet'in cebine koyar yada tersi...

En basiti, popçular, futbolcular, dizi oyuncuları, TV şöhretleri... Bunlar 1 üretir ama ceplerine 10 girer... Aradaki 9 hepimizin cebinden çıkar. Köydeki kural neydi.

Biri üretmeden zenginleşiyorsa, MUTLAKA VE MUTLAKA BİRİLERİ FAKİRLEŞİYORDUR.

Orta eğitimde okutulması gereken bir yazı...

Tek sorun şuki, günümüzde bu hesapları yapmak o kadar karmaşık ve zordurki, kim kimi soyuyor, mutlak bir doğruya ulaşamazsın. Ama en azından devlet ve yargı AHLAKLI olsa, haksızlık, haram, olabilecek en aza iner.

Portfoyumde işler iyi gitmiyor.

Üst üste bir sürü önemli kötü haberin gelmesi, alıcı büyük oyuncuları kenara çekilmeye itti.

Sanırım bi kaç gündür ciddi anlamda ne alıyorlar, ne satıyorlar. Tek tek senetleri ve anlık görüntüyü takip etmediğimden aslında net bilmiyorum, ama dışardan öyle görünüyor.

Yön belirleyenler kenara çelilince, ilk hareketi en çok korkanlar yapar. Buna en acelesi olanlarda diyebiliriz.
Hava karamsar olduğundan, korkanların satış etkisi ile BIST ufak ufak geriliyor. Büyükler satışa geçmiş olsa ilk etapta 93bin civarını HEMEN görürdük.

İşin ilginci USD fiyatında.
Yurt dışına, sahte hesaplarla düzenli doviz çıkışı varmış. Piyasadan toplayıp, ABD de, İran lıların banka hesaplılarına aktarılıyormuş.
2017 de başlamış.

Tabi devlet İran lılar diyor ama devletin ne dediği doğruki buda doğru olsun. Onur, ahlak ne kadar var tartışılır. her şey yalan dolan. Çıkarımaysa her türlü yalanı söylerim, yüzümde zerre kızarmaz, doğam böyle.

2017 de başlamışsa fetö nün işi olma ihtimali yüksek. Aylık gelirlerini, kendilerini yaratıp yetiştiren ABD ye taşıyorlar açık.

Diğer ihtimal, uyuşturucu parası olma ihtimali. CIA kontrolunda afganistanda yetiştirilen uyuşturucunun, batıya taşınma yollarından biride İran, Irak ve Türkiye den geçiyor. 2017 de başlamış olması, uyuşturucu parası olma ihtimalini azaltıyor. Uyuşturucu ticareti onlarca yıldır aynı hızda devam ediyor yeni değil.

fetö nün ne kadar zararlı olduğu ortada. fetö derken tarikatleri kast etmek gerekir. Şimdi fetöden boşalan yerlere diğer tarikatları yerleştiriliyor. sanki fetö başka ülkeye zarar vermiş gibi.

efendim bu sırtlan kötü çıktı etlerimizi yiyor ama diğer sırtlan iyi ye benziyor. Bide onu deneyelim...
Lan olm sırtlan bu. Doğasında var et yemek.

Her neyse...
Şu an için portfoyum konusunda ne yapacağımı bilmiyorum... Büyük oyuncuların kararına saygı duymam gerekecek... bir kaç gün daha bekleyeyim...

Bu aylardaki gelişmeleri yani USD seviyesini geçici olarak görürlerse, alıma devam edebilirler. Zaten önlerindede aynı geliri elde edebilecekleri başka alternatif yok.
Parayı çıkarmaya kalksalar, USDyi 4 ortalama ile soktuysan 6 ile çıkaracaksın, kâr yapmışsan hepsini siler süpürür zarara sokar. Türkiyede tutayım desen nereye sokacaksın.? Pat diye paranı sokabileceğin İnşaat sektörü var ama o sektörde nanay, serumla ayakta tutuluyor.

Valla aklıma başka şey gelmiyor.
Aklın net değilse bilgi eksikliğin vardır... Hemen tüm siteleri dolaşıp haber okumaya başlayayım...
:wu:

Yukarılardaki yazılanları okudum çıkan sonuç şu tek adam.iktidari ülkeyi uçurma sürükledi bunu görüp hala seyrediyorlar akp yönetim kadrosu bu başarı sizin eseriniz hergun eriyen bir türkiye hergun yeni sorunlar faiz artmiyacak türkiye uçacak enflasyon tek hanelerse kalıcak diyen bu kişiler hala bu ülkede çıkıp tv lerde boy gösterip konusa biliyorlarsa.zaten bu saaten sonra bu ülkeden birşey beklememek gerekir zevki sefa içerisinde makam araçları ile hergun köprüden geçip saltanat sürmeye devam ediliyorsa senin benim portföy deki hisseler düşmüş firma değerleri pul olmuş sizce kimin umurunda acaba yazık yıllarca kazanımlara etse edilenler birkaç ayda eridi gitti kim yatırım yapar bu ülkeye aile şirketi olarak yönetilen bu yapıya kim güvenir tabiki kimse sonuç ortada fazla söze gerek yok ama bu ulkede hala usd nin 1 tl ye geleceğine inananlar var bu kafa yapısı işte bu ülkeyi bu hale getirdi umarım güzel ülkem için herşey dünyanın zamanda düzelir endeksmi daha cook düşer tabiki bu gidişle asgari ücretin 1300 tl olduğu ülkede ekmek 1.5 tl olmuş çokmu:)

Burdakiler şahsi görüşüm tabi kim ne isterse yapsın ülke özgürlükler ülkesi ya

Dünden beri haber ve analiz okuyorum. Aldığım notları bir araya getirdim.

Kısa vadede göründüğünden daha kötü bişey yok.

Uzun vadede, hatta orta vade sayılacak önümüzdeki 5-6 ayda, kötüye giden bankaların durumu normalleşiyor.

Söylediğim gibi yabancı ve yabancı ortaklı bankalar kredilerini yeniliyor, devlet bankaları ise göründüğü kadarı ile zorlanıyor ama işsizlik fonundan 11 milyar TL yasal yoldan çalınarak, yasal yoldan soyulan devlet bankalarına aktarıldı. Onlarda kurtulmanın ve ne yapıyorlarsa aynen devam etmenin yolunu, işsizin cebine ellerini daldırarak buldular.

Araba şirketleri ihracata ağırlık verdiğinden durumları hiç kötüleşmiyor. Bu sene kur farkından dolayı satışları düştüğü halde rekor kâr yazdılar, önümüzdeki sene tersi olacak kârları yine ters kur farkından dolayı epey düşecek ve bu seneyide hesaba katarsan dengelenmiş olacak. Sonraki seneler ise kur farkı oluşmayacağından, eğer yurtiçi satış gerilemesini ihracatla kapatırlarsa ki yapma imkanları var, onlar açısından sorun olmayacak. Kötüleşen, yurt içi vatandaşın bir kısmı daha sıfır araba alamayacak yani fakirler sınıfına girmiş olacak.

Yurtiçi tekstil zaten ihracat ağırlıklı, onlarda durum iyiye gitmesi gerekiyor.

Doğalgazdan elektrik üreten gerizekalılar sürüsü ile çok kötü olmaları lazım. Hem petrol fiyatları arttı, hemde doviz. Ancak onlarıda devlet kurtarıyor. Nasıl kurtarıyor, elektrik fiyatlarına yüksek zamlar yaparak vatandaşın cebine elini daldırarak. Önümüzdeki sene, geçen sene ödediğinizin 2 katı elektrik parası ödeyeceğiz. Fakir dahada fakirleşecek. Ama tüm zamlar enflasyona yansıtılmadığından, asgari ücrete ve emekli maaşlarına düşük zam yapılmış olacak, bu gruplar dahada fakirleşecek. Kural neydi.? ÜRETİM artmadan birilerinin cebine hak etmediği para giriyorsa, bu para başkalarının cebinden çıkıyordur. Elektrik firmalarının cebine aşırı zamlarla konulan para, çalışanın cebinden çıkacak çünki çalışana hakettiği zam yapılmayacak.

İthalatla çalışan sektörler için en az 1 senelik bir geçiş gönemi olacak. Ya yurt içinde üretime ağırlık verecekler, USD 1 TL ye düşerken yurt dışına çıkardıkları fabrikaları içeri taşıyacaklar yada o fabrikaları kapatıp yurt içinde açacaklar. Yoksa batacaklar eğer onlarda hırsız değilse. USD yi 1.20 TL ye indirerek yaratılan sanal bolluk, şimdi halkın %60 ından çıkıyor. %40 soyguna devam. Milyoner milyarder sayımız, fakirleştiğimiz halde azalmayacak, artacak.

İnşaat ise nanay... Suni olarak anormal bi şekilde sağlıksız yükseltildi. Şimdi zordalar. İnşaat şirketlerinden çok kötü yönetilenler batmaya devam edecek. Diğerlerinin tatlı kârları yok olacak.

Vergilerimiz artırılmaya başladı. Devletten beslenmeyen kesim yani %60, dahada fakirleşecek. Çıkan paralar yine devletten beslenen %40 ın cebine girecek. Devlet yasal yollardan bu para aktarımına aracılık etmeye devam edecek. Vergileri alıp, ihalelerle, teşviklerle, kayırmalarla, diğer kesimin cebine aktaracak. Devletin verdiği teşviklerin %65 i hırsızlara gitmiş. Hani şu 100 hayvan alın 70 tanesinin parasını devlet ödeyecek teşviki, gerçek kişilere 35bin hibe, kobilere faizsiz 50bin, 100bin, 200bin veriyoruz teşvikleri. %65 i, hırsızlara yani hak etmeyenlere verilmiş. yasal soygun yapılmış.

NETÇE;
Durum göründüğünden daha kötü değil. Hükümet ve damadının anormalliklerini saymazsak, olay güvensizlik boyutunda.
Güven oluşsa, her şey normale 1 günde döner. Ama bu hükümetle damadı varken güven oluşması imkansız.

İdlib den çıkıyoruz diyorlar, aynı gün menbiçe girecez tehditi savuruyorlar. Herkese dolar bozun vatanı kurtarın dedikleri gün 400 milyon dolarlık dünya liderlerinde olmayan süper lüks uçak getiriyorlar. Ayrıca oyları inceleyen bilgisayar mühendisleri odasıda resmi bir yazı yayınlamış, seçimlerde %20 oyda sahtekarlık varmış. 10 milyon oyda sahtekarlık. seçimi kazanan parti 1 milyon farkla kazandı.

Her neyse...

Benim aralık 110 hedefi gümlemiş görünüyor. Artık mucizelere kaldı.
Alternatif yatırım aracım olan altın da, USD seviyesine bağlı olduğundan, hisseyi azaltıp başka şeye geçmek mantıklı gelmiyor.
Endeks 93 bin altına indiğinde portfoyum negatif yazmaya başlıyor... 93 bin altınada ineceği yüksek ihtimal...

Trendin değiştiğini hala düşünmüyorum. Yani uzun vadeli olarak, aşağı gidiş beklemiyorum. Sadece büyük oyuncular işi zamana bırakacaklar. Biraz aşağı biraz yukarı bir müddet oyalanacaklar. Önemli haberler gelirse, yukarı hareketi başlatma niyetinde olabilirler.

Endeks 90 bin altına inerseki inme ihtimali yüksek, hisselere ek yapmayı düşünüyorum. Orta vadeli oyuncudan, yatırımcıya dönüşmüş olabilirim.
Yok yaw... maliyetim enflasyonu katmazsam 93bin, iyi yerden, çok uzun beklemem gerekmemeli.
Tabi enflasyonu katmamak züğürt teselliside suç bendemi.? hüngür...:drunk:

USD yi dünya kullanmazsa, ABD nin 1 yıl içinde kaosa sürükleneceğini bir kaç kez yazdım. Burada yazdım mı hatırlamıyorum.
Sebeplerinide yazmıştım. kısaca ABD sanayisi, Almanya gibi sağlam temellere ARTIK dayanmıyor. Tamamen dünyaya hakim yahudi medyası sayesinde büyük gelirler elde ediyorlar. En büyük şirketleride, dünyayı sömüren enerji ve silah sanayileri, diğeride alternatifi dünyada tonla olan yazılım şirketleri.
USD ortadan kalksın, ABD anında iç savaşa sürüklenir. Bedava basılan para bolluğu bitince, birbirinden nefret eden ABD vatandaşları katliama başlayacaklardır. SSCB çökünce birbirlerini kesmediler çünki dev SSCB ülkesi halkının eğitimi ve insan yapısı çok farklı değildi. Devlet herkesi eğitmişti. O sebeple birbirlerine girmediler. Ama ABD öyle değil. %51 i sömürülen siyah ve latinlerden oluşuyor, %49 u ise sömüren beyazlardan. Bu beyaz denenler, amerika halkını katletmiş avrupalıların torunları. %51 siyah ve latinler, anında dalacaklardır. Sadece kuzey ABD biraz kurtulabilir. Detaya girmeyeyim ama şu anda bile detroit gibi bazı şehirler büyük ölçüde karanlığa ve pisliğe gömülmüş durumda.

İngilterede ve fransada onu takip edecektir. Bu 2 ülkede katliam olmaz ama zenginlik, refah biter. Özellikle ingilterenin sanayisine bakın, tamamen sömürge ülkelerinden hortumladıkları maden ve petrole dayanıyor. Birazda yazılım, silah sanayi, kimya, ilaç filan. Sömürgelerden soydukları olmasın, bugünki zenginliklerini sürdüremezler. Hamileri ABD bitince, sömürgeler ayaklanır ve ingiliz şirketleri sepetlenir. ingilizlerde karşı savaşa giremez çünki artık arkalarında ABD olmayacak, karşılarında ise ÇİN ve belki rusya olacak... rusya işi karışık biraz... tüm özel şirketleri yahudilere para taşıyor ama hükümet ise yahudilerle kavgalı gibi görüntü veriyor. karışık olduğundan rusyaya değinmiyorum. Sürpriz yumurta onlar, alttan ne çıkacağı belli değil.

Sonrada fransa gümler. Gümlerden kastım yok olma değil. Eski zenginliği ve krallığı kalmaz. Sıradan bir ülke olur. karışabilirde çünki onlardada ezilen ve aşağılanan büyük bir göçmen afrikalı(beyaz arap ve siyahi) grubu var.

2010 ve 2018 yıllarındaki dünyanın en büyük şirketleri sıralamasına baktım.
Aynen analizimi ve teorilerimi doğrular nitelikte.

en büyük 500 e giren ABD ve UK firmaları, sömürge firmaları ve silahla yazılım firmaları. Birde ABD de tüketim devi wallMart var.
Ayrıca abd, UK, fransa şirket sayıları azalırken, asya özellikle çin firmaları çok artmış.

8 yılda ilk 500 e giren ABD firma sayısı 139 dan 126 ya düşmüş.
Çinli firma sayısı ise, 46 dan 120 ye çıkmış. İlk 3 ün 2 tanesi ise çin devletine ait.
Tabi Çinli 120 firmanın sahipliğide önemli. Kaç tanesi çinlilere ait, kaç tanesi çinde fabrika kurmuş batılılara ait. Onu bilemiyorum.
Mesela Türkiye Türklerin gibi görünsede aynen Rusya özel şirket firmaları gibi, şirketlerin gelirleri tamamen yahudi ailelere akıtılıyor. Modern sömürü sistemi.

Size bir test. Dünyayı daha iyi anlayabilmeniz için. Bu cümlenin Türkçe si kimin kucağında oturduğunuzu anlayabilmeniz için.
bazen yahudilerden bahsettiğimde, konu hakkında bilgisiz yani cahil olanlar rahatsız oluyorlar.

Az önce bilgisayarımı açtım. Ama 1 kez şifreyi hatalı girdim.
Şifre hatalı girilince, 0.01 saniyede yani 1 salisede, hatalı girdiniz diye uyarı vermesi gerekir. Çünki girdiğiniz şifre bilgisi ile, daha önce kaydettiğiniz şifre bilgisi, aynı bilgisayarda windows altında tutuluyor.

"Hatalı şifre" demesi için göz açıp kapamanızdan daha kısa bir sürede karşılık vermesi gerekir.

Ama ne yaptı. "hatalı şifre" mesajı 2 saniyede geldi.

Bu ne demektir.? Teknoloji konusunda ileri düzey bilgiye sahibim.
Bu 2 saniye demektirki, sizin şifrenizi bulut da tutuyor.
Buluta gidip şifre doğrulaması yapması en fazla 2 saniye sürer, eğer hatlar yoğunsa ve internetiniz açıksa.

İnternetiniz kapalı ise mutlaka bilgisayarınızda yedeklediği şifreden kontrolu yapıyordur.

Bulutda tutması ne demek. ?

Bulut dediğiniz şeyde bilgisayar hard diskleridir. hepsi amerika kontrolunde ya amerikada yada kontrolunde olan başka bir ülkede.

Bu ne demek.?

ABD veya müttefiki her hangi bir ülke ile savaşa girsek, şifreleriniz dahil tüm bilgileriniz, ABD nin emrinde demektir.

Ya olsun, ne bilgim varki.? diyeceksiniz.

Bunu demeniz son derece normal.

Son ABD seçimlerini takip ettiyseniz. trump ın kazanma sebebi, abd seçmeninin küçük br kısmının bilgisinin, trump ın seçim ekibinin kontrolunde olması.
trump bu farkla abd seçimlerini kazandı. Face book taki, önemsiz dediğiniz bilgiler sayesinde.

Bunun detayına gireyimmi bilmiyorum. Girmesem %99 unuz anlamayacak. Analamamanızın bi önemi varmı.?

Yok.!

O zaman mokoko abicim. Anlamasanız ne yazar.?

Yanlız %1 in anlaması içinde bir iki bilgi ilave etmeliyim.

Bilgisayarlarınızdaki windows un sahibi, ABD li bill gates. yahudi.
Cep tellerinizdeki android in sahibi abd li google firması, sahipleri yahudi.
Cep tellerinizdeki ios(iPhone) in sahibi abd li ibm-apple firması, sahipleri yahudi.
Daha bilgililer için, unix, linux sahipleri ABD vatandaşları.

Elektronik aletlerinizin hepsi abd ve yahudi kontrolunde.

Neden bedava internet dağıtmaya çalışan ABD-yahudi firmaları var.? Sebebi bu işte. Kucaktan kalkmanızı istemiyorlar.

"ya madem her halukarda kucaktaymışım. Bari üstüne para vermeyeyim, bedava internet iyidir. " Diyenler olacaktır.

Aynen katılıyorum. Bende bedava kucakta oturmayı tercih ederim.!!! Üste para vermekte neymiş.?

Bugün dışarda kahve keyfi yapayım dedim.

Arada sırada uğradığım bi avm var.

Orada hiç kahvecilere oturmamıştım.
Genelde, fiyatları ve ortamı uygun diye, ayrıca orta yaşlı eğitimliler takılıyor diye, her gittiğim il ve ilçede starbaks lara takılırım.

Filtre kahvenin maliyeti, eğer işletme maliyetlerini katmazsan, ister çay bardağında ver, ister su bardağında 1 TL yi geçmez.
İşletme maliyeti, satış yoğunuğuna göre değişir. Müşterin çosa 1 TL de olabilir, tersi 3 TL de.

Kahve dünyası isimli bir yerli markaya oturdum. garson 18 yaşlarında çocuk, acemi. Garsonluklada alakası yok, kahveyi döktü. Garsonun maaşı taş çatlasa net 800 Tl filandır, sigortasını yatırıyorlarmı bilmem.

AVM ama, kahveyi içerken duvar seyrediyorsun yani doğal açıdan albenisi yok. Fatura ödeyeyim dedim. Fincanda kahveye 10 TL aldı.
Geçen ay benzer yerde 8 TL almışlardı.
Fincan kahvenin miktarı, çay bardağını geçmez.

starbaksta içiyorsun, yarım litre kahve, geçen ay 6 TL idi, şu andada 6.75 TL civarı.
Berbat hizmet, berbat yer, uyduruk kahve 10 TL ödedim.

Üstelik kasiyer kızı dövsem, neden dövdün diyemez kimse.
18 yaşlarında bir kız. Kuyruk yok, işi yok, asık surat, tükürür gibi konuş, parayı al.
Normalde %10 bahşiş bırakırdım her yerde, daha az bıraktım. Hiç bırakmasamda olurduda, gençlere, hata yaptıklarında fazla kızmamak gerektiğini düşünüyorum.

Ama bi daha oraya gitmem.

100 metre yürüdüm AVM içinde, baktım yeni starbaks açılmış. Oturdum bir kahvede orada içtim, yarım litreye yakın kahve, tadı çok iyi değil ama kahve dünyasından daha iyi, fiyat 6 küsür. Üstelik self servis olduğundan, garson derdi çekmiyorsun. kasiyer ise daha eğitimli bir genç çocuk. Onunda müşteriye davranış tarzı hoş değildi ama hiç olmazsa fiyat uygun.

Diceksinki, "abi bana tüm garsonlar ve kasiyerler güler yüzlü davranıyor."

Bana ne abicim. Lafmı buda şimdi.

Senin karakterin sosyaldir, benimki değildir. hakkatende sosyal değilim, boynum 1 haftadırda ağrıdığından suratımda çok asık. Ama bu sebep değil.

Ben para verenim. Suratım asıkta olsa, garsonalr, kasiyerler herkese eşit davranmak zorundadır.

4 yıl işletme eğitimi aldım her yönüyle, ayrıca yüksek tecrübem var.
Maaşlı çalışıyorsan, müşteriye, her zaman güler yüzlü davranmak zorundasın. Müşteri sana hakaret etmedikçe, zarar vermedikçe, sen hep aynı olmak zorundasın.

Senin maaşını müşteri veriyor. Müşteri asık suratlı diye kötü muamele edrsen, o müşteri gelmez, davranışını gören diğer müşteriler gelmez, işsiz kalırsın. Gerzek olduğundan sebebinide anlamazsın.

Her neyse ya.!!! Haybeye yazı yazdım.

Şu yapay zekalar daha hızlı yayılsada, ben ölmeden yapay zekalı garsonlardan hizmet alsam.

Aynı avm de, indirim başlamıştır diye spor mağazasından şort aldım. Kasiyer aynı. Genç bi kız.

Şu kasiyerler ve garsonlar yok olsa, çok sevinecem.

Netçede 30 yıldır karanlıkta, insanlarla muhatab olmadan teknik iş yapmışım. İşimde yüksek başarılıyım. Sebebi aşırı çalışmam. Aşırı çalıştığımdanda asosyal oldum gibi bişey.

Yani elimde değil. Ağır çalış, sonrada o kadar ağır çalışmayla kazandığın parayı harcarken, 18 yaşındaki bebelerden ters davranış gör. Olcak şey değil.

Robotlar hızla yayılsın, bu aymaz gençler işsiz kalsın, hırsız olsunlar, fahişe olsunlar umrumda değil. hakettikleri şekilde yaşasınlar...

Evet bu ağır oldu. Sinirlerim yatışınca farklı düşünebilirim, ama sonuç bu gençler için değişmeyecek...

yunan hükümeti, 17 Türk adasını işgal ettikten sonra hızını alamadı, şimdide 2. dünya savaşı tazminatı istiyor. 300 milyar avro ya yakın, almanya dan para istiyor.

Bence hakkıdır almalı.

Osmanlının devamıyız diye bize osmanlı borçlarını ödetmedilermi.?

Ödettiler.

Demekki 1. dünya savaşındaki savaşlar ve kaybettiğimiz ortadoğu, kuzey afrika, balkanlar vb... için tazminat isteyebiliriz.

Siz osmanlı değilsiniz derlerse, ödediğimiz osmanlı borçlarını geri alma hakkımız doğar. Siz osmanlısınız ama 1. dünya savaşını siz çıkardınız derlerse.? Onun detayını tam bilmiyorum doğrusu. Bizim suçumuz değilse, tazminat istemeliyiz.

Daha önemlisi yeni savaşlar.

Suriye,
Libya,
Tunus,
Irak,
Yemen,
Mısır, Afganistan, vb...

Son 30 40 yılda ABD nin saldırdığı ve avrupanın desteklediği savaşlar. Bu ülkeler tazminat isteyebilirler.
İstememelerine hayret ediyorum.
tabi çoğunun başında ABDnin koyduğu kuklalar var ancak mesela Irak ta yok, Suriyede yok. Bunlar şimdi tazminat davası açabilirler.

Tazminat davası açmak, gelecekte saldıracak olanlarıda caydırabilir.

hııı onlarda zaten sırada bekliyordu....tazminat istesinlerde verelim diye :) Adamlara birde savaş nedeni verirsin.....zaten bahane arıyor bu ********ler....

Alıntı:

---

Originally Posted by human01

hııı onlarda zaten sırada bekliyordu....tazminat istesinlerde verelim diye :) Adamlara birde savaş nedeni verirsin.....zaten bahane arıyor bu ********ler....

---

:he::he::he:

İlk defa ebola salgını ile dikkatimi çekmişti, sonra adını ilk defa duyduğumuz başka hastalık ve salgınlar çıktı. En son zika diye bir virüs çıktı.

Çinde bir dönem domuz gribi 1 domuz gribi 2 diye salgın hastalıklar çıktı, göçmen kuşlarla bizim ülkeye bile geldi.

Eboladan ve hiv den sonra aklıma kurt düşmüştü.
Kesin bunları labaratuvarlarda üretip yayıyorlar. Kimyasal silah olarak üretip test etmek amaçlı afrikada yayıyorlar, yada kazaen labaratuvardan sızıyor.

Aradan uzun yıllar geçti, her salgında milyonlar öldü.

Bugün bir haber okudum, domuz gribini yaydığı için, glaxo firmasına çin devleti yüksek ceza kesmiş. domuz gribinin aşısını bu firma üretiyor ve milyarlar kazandı. 500 milyon dolar kadarda bizden çarpmış ve dönemin sağlık bakanının adı recep akdağ... Acaba bu aşıyı ithal ettikten sonra bu bakanın banka hesapları şiştimi.? Yada yaygın yöntem nenesinden kalan altın sandığı buldumu.?

Bir siyaside mahkemede, oğlumun sünnet düğününde takılan altınlarla zengin oldum demiş ve beraat etmiş. Sanki kendisi hint prensi, oğlunu evlendirdide krallar geldi düğüne.

Sayın alicemal,yazılarınızı bir kaç hafta öncesine kadar okudum, hedef olarak BİST de 110 bin hedef koymuşsunuz ki bana göre de mümkün, yanlız benim hedefim 136-145 bin arası ,zira biliyorsunuz BİST in %60 dan fazlası yabancılarda ,o seviyelerden satışa geçerlerse karşılarında satacak kimseyi bulamazlar ama 130 binleri geçtiğini gören KY ya "yeni zirveler geliyor" dedirterek alım iştahlarını körüklerler ve ellerindeki malları KY nın kucağına rahatlıkla bırakabilirler....

Alıntı:

---

Originally Posted by adanalı

Sayın alicemal,yazılarınızı bir kaç hafta öncesine kadar okudum, hedef olarak BİST de 110 bin hedef koymuşsunuz ki bana göre de mümkün, yanlız benim hedefim 136-145 bin arası ,zira biliyorsunuz BİST in %60 dan fazlası yabancılarda ,o seviyelerden satışa geçerlerse karşılarında satacak kimseyi bulamazlar ama 130 binleri geçtiğini gören KY ya "yeni zirveler geliyor" dedirterek alım iştahlarını körüklerler ve ellerindeki malları KY nın kucağına rahatlıkla bırakabilirler....

---

Yazdıkların Mümkün.

110bin hedefi bu yıl sonu için koydum.
Şu an için sonrası görünmüyor. Sebebi USDnin durumu.

Eğer USD, şirket ve bankaların kabul edebileceği bir seviyede kalır ve sabitlenirse, o aşamada yeniden analiz yapıp hedef koymak gerekiyor. USD ve bizim hükümetin sürekli düşman yaratıp savaşması yüzünden, uzun vadeli hedefler koymak mantıklı olmuyor.

USD 6 TL üstünde,banka faizleri %25 iken ve sattığı para %35 - 40 iken, BIST de orta vadede (4-6 ay civarı) 110 bin üzeri zor. 110 derken, o civardaki teknik direnç kaçsa artık. Üç aşağı beş yukarı 110bin diyelim.

Meşhur altay tankı hikayesinde gelinen mutlu son. Yine yahudinin kucağına oturduk.

İnsanın aklı hayali almıyor.

40 yıl önce uçak ve devrim arabalarını yaparken, tamamen yahudi medyası ve parası kontrolu altındaydık. O sebeple izin verilmedi bu teknolojik gelişmelere.

Yerine yahudi fiat ailesinin ürettiği tofaşı, yahudi fabrikaları ford ve renoyu pejo yu citroeni ithal ettik, yahudi mercedes, yahudi vosvosları ve alman bmw yi ithal ettik.

Şimdi hükümet hesapta yahudilere ve yahudilerin yönettiği ABD ye sabah akşam ders veriyor. Sonuç.?

Yerli araba yapın diye 5 şirkete görev verdi, 4 tanesi yahudi biride akp nin zengin ettiği ethem sancak. soyu nedir bulamadım.
Tank yap diye yine ethem sancaka görev verdi. ethem sancak geçmişte kaç tank yapmışki görevi ona veriyorsun.? Tusaş var IHA yapmış, TEI var motor yapmış, devlet kurumları bunlar, tusaş F16 parçalarıda üretiyor. Neden tusaşa değilde ethem sancaka tank yap diye görev veriyor.?

Sebebi damat bayraktar. Bayraktar hayatında yürüyen araç yapmamış, adama iha yap diye görev verildi ve bayraktar yaptı, devletin paraları damat bayraktar ailesine akmaya başladı. Peki hayatında teknoloji üretmemiş bir adama dünyanın en ileri teknolojisini yap diye neden görev verildi.? Çünki damat.
Peki bayraktar nasıl yaptı ihayı, ethem sancakın BMC side yapar.
Bayraktar yaptı çünki Türkiyede IHA yapan TAI firması vardı. TAInin bütün iha mühendislerini aldı, TAI zor duruma düştü, bayraktarda IHAyı bu mühendislere yaptırdı ve devletin paralarına kondu.

Ethem sancakada bu örnek sebebi ile verilmiş olmalı tank ihalesi. ama ethem in şansı yok çünki ülkemizde çalabileceği devlete bağlı tank mühendisi yok.
bmc, tank fabrikasını durdurdu.

Şimdi otokar ın eline kaldık. otokar kim.? Koç holding.
Motoru ithal edecek, dışına zırh koyup al tank diyecek. Aynen otomotivde olduğu gibi yina avrupalıya ve yahudiye göbekten bağlı olacağız.

hesapta hükümet yahudi düşmanı, ama yahudinin kucağından kalkmayada bir türlü niyet göstermiyor.
Elinde devletin TUSAŞ ı var Aselsan ı var ama onlar yerine hep yahudilere el sallıyor... hayrettin bir durum sayın seyirciler...
hani olan gene bize oluyor, ne hükümete bişey olacak ne damadına nede siyasilere... giren hep bize.

Şimdiden ülkemizdeki yahudi medyası, (internet siteleri, gazetelri, TV kanalları) başladı otokar ı parlatmaya.
"bmc çekildi Geriye otokar kaldı" diyorlar. "otokar ın herşeyi hazır, tank hazır" diyorlar.

Vay canına, babası 7 yaşındaki çocuğu you tuber yapmış. Çocuk oyuncakları değerlendiriyor.
Evet oyuncak fabrikalarında, çocuklara maaş verilen böyle bir meslek var, ama bu çocuk bağımsız başlamış.

Çocuk şimdi yılda 11 milyon dolar kazanıyormuş.

damat bayraktar "dibi gördük" deyip duruyor, aslında doğrusu "dibi gösterdik".

hükümetle kendisi millete dibi gösterdiler ama bilmedikleri şey, dibinde dibi var. Rahat durmazsanız, hovardalığa devam ederseniz, dibinde dibi var.

Hafta sonu USD yi 30kuruş nasıl yükselttiler hayret. Dünyadaki tüm piyasalar kapalı. Sanırım sultanahmetdeki doviz bürolarına sorup yükselttiler.

fetö yada başka birileri, bankalardan değilde ÖZELLİKLE piyasadan hala yüzmilyonlarca dolar topluyor olmalı.

Milletin emeği batıya akıyor. Bu akış 1950 den beri var. özal ailesi ile beraber hızlandı, akp ile tüy dikildi.