Osmanlının balkanlardaki çöküşü 1806 - 1830
https://i.hizliresim.com/7yZ78L.jpg
Konuları ayrı başlıklar halinde verince bazen aradaki bağlantıyı kurmak zorlaşıyor.
O yüzden, 1830 da Yunanistan’ın bağımsızlığına kadar olan süreci 1806 yılından başlayarak kısa notlar halinde, toplu bir kronoloji halinde vermek daha uygun olur diye düşündüm.
1806-1812 Osmanlı Fransa’ya güvenerek İngiltere ile yakınlaşan Rusya ile savaşa girmiş ancak Fransızların Ruslarla Tilsit Antlaşmas imzalamasıyla tek başına kalmıştır.. Çok büyük kayıplara uğramamış gibi görünsede mali ve askeri açıdan oldukça yıpranmıştır.
Zaten arada 1807 yeniliklere karşı çıkan Kabakçı Mustafa İsyanı yaşanmış. 3.Selim tahttan indirilerek yerine II Mahmut getirilmiştir.
1821 de Tepedelenli Ali Paşa üzerine Mora valisi Hurşit paşa gönderilince boşluktan istifade eden Rumların mora merkezli isyanı patlak vermiştir. Ordunun Arnavutlukta 1.5 yıl meşgul edilmesi Mora’ya müdahaleyi geciktirmiştir.
Buradaki önemli nokta Mora ve Yunanistan daki önemli garnizonlarda karışıklık ihtimaline karşı hazır tutulan birliklerin Yanya ya gönderilmesinin yanında böyle bir isyanda takviye olan Tepedelenli Ali paşanın göndermesi muhtemel 40.000 kişilik kuvvetten de mahrum kalınmasıdır.
Zira sonraki 7-8 yıllık süreçte bölgeye gönderilen paşaların bir çoğu başarısız olmuş. Raporlarında Arnavut askerlerin şevksiz oldukları ve savaşmadıkları belirtilmiştir. Hatta raporun birinde açıkça Arnavut askerlerin başına bölgeden ayağı çarıklı bir vali gönderilmesi talep edilmiştir.
NOT: Çarıklı tabiri Arnavutluğa mahsus bir söylem olup, yöreye mensup insan anlamında kullanılmıştır.
Rusların açık desteği, İngilizlerin resmiyette karşı çıkar görünmelerine rağmen lordlar aracılığı ile para ve silah desteği sağlaması hatta İsyan komitesinin, kendi saflarında savaşacaklara her ay için 1 dönüm arazi verileceğini vaat etmeleri nedeniyle avrupadan bir çok gönüllü savaşcının bölgeye akın etmesi isyanı daha büyük boyutlara taşımıştır.
1827 yılına kadar kağıt üstünde Osmanlının yönetiminde görünen fakat adım bile atamadığı bölge için Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşadan destek ister.
Paşa Mora ve Girit valiliğinin verilmesi karşılığında bu teklifi kabul eder. Ve oğlu İbrahim paşayı Mısır donanması ile birlikte bölgeye gönderir.
İbrahim Paşa bölgeye gelmekte geç kalsa da önemli başarılar elde eder. İsyancıların deniz ikmali kesilir. Önemli liman kentleri isyancılardan temizlenir.
Fakat hazır zayıf Osmanlıyı elinde oynatmak varken burnun dibinde güçlenme ve genişleme emareleri gösteren Mısır hidivliğinin bu hamlesi İngiltere ve Rusya nın işine gelmez. İbrahim Paşa’nın Rumlara zulüm uyguladığını öne süren bu 2 devlet 4 Nisan 1827’de St. Petersburg Protokolü’nü imzalayarak Yunanistan’a muhtariyet verilmesi konusunda anlaşırlar. Ve Yunanistan’ın geleceğinde ciddi rol oynamaya başlarlar..
BENİM NOTUM: Bence bu devletler Osmanlı uyurken yada çaresizken Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın güçlendiğini ve bağımsızlık yolunda ilerlediğini zaten biliyorlardı. O yüzden önünü kesmek istediler.
Bu 2 devlete Fransa’nın da katılmasıyla 6 Temmuz 1827’de İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Londra Anlaşması imzalanarak Yunanistan’a bağımsızlık verilmesi kararlaştırılmıştır.
Osmanlı Devleti, iç işlerine karışıldığı gerekçesiyle Londra Anlaşmasını reddetmiştir.
Bunun üzerine İngiliz, Fransız ve Rus donanmaları Akdeniz’e hareket ederek Mora Yarımadası’nı ve Navarin’deki Osmanlı donanmasını kuşatmış ve 20 Ekim 1827’de Navarin’de Osmanlı donanmasına saldırarak donanmanın tamamını yakmışlardır.
Bu olaydan sonra Mora’da yeniden şiddetli çatışmalar yaşanmıştır. İngiltere ve Fransa Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya baskı uygulamış; İbrahim Paşa Mora’daki birliklerini Ağustos 1828’de tamamen çekmiş ve Osmanlı Devleti Mora Yarımadası’ndaki kontrolünü tamamen yitirmiştir.
Navarin’de donanma Rusya, İngiltere ve Fransa’nın oluşturduğu ortak donanma tarafından yakılmasına rağmen Osmanlı Devleti olayın baş sorumlusu olarak Rusya’yı görmüş ve Rusya’ya savaş ilan etmiştir
1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı her iki taraf için de çok ciddi kayıpların yaşandığı bir savaş olmuştur.
Savaşın sonunda Rusya Tuna bölgesi ve Osmanlı’nın Kafkasya sınırı boyunca bazı bölgeleri ele geçirmiştir.
Osmanlı, maliyesinin savaş sonucu iyice kötüleşmesi sonucu 1829’da Edirne Antlaşması ile dayatılan şartları kabul etmek durumunda kalmıştır.
Osmanlı-Rus Savaşı sonunda 1829’da imzalanan Edirne Antlaşması’nın 10. maddesinde Yunanistan’a özerklik verilmesi kararlaştırılmış; Şubat 1830’da Londra Antlaşması ile de Yunanistan anayasal monarşi kurularak bağımsız bir devlet olarak tanınmıştır. Bu noktada genel bir yanlış yapılmakta ve Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’nden bağımsızlık tarihi 1829 olarak verilmektedir. Ancak, Yunanistan tam bağımsızlığını Şubat 1830’da imzalanan Londra Antlaşması ile kazanmıştır. Bu antlaşma ile Yunanistan’da anayasal monarşi kurulmasına karar verilmiş; Avrupalı devletler ve Osmanlı Devleti Londra Antlaşması ile Yunanistan’ın bağımsızlığını tanımışlardır.
Yunanistan’ın bağımsızlığı Osmanlı Devleti’nin parçalanma sürecini başlatması açısından son derece önemlidir. Keza, ilk kez Osmanlı tebaası olan bir millet Osmanlı’dan bağımsızlığını kazanmayı başarabilmiştir. Bu 19. yüzyılda diğer milletlerin de ayaklanmaya girişmelerine neden olacaktır.
Aynı zamanda, Avrupalı güçlerin Osmanlı’nın içişlerine daha kolaylıkla karışmasının da önünü açmıştır.
Yunanistan’ın bağımsızlığının hemen ardından 1830 yılı içinde Fransa, 1529’dan beri Osmanlı toprağı olan Cezayir’i işgal ederek bir süre sonra Osmanlı’dan koparacak ve Akdeniz’de Osmanlı gücünü iyice zayıflatacaktır.
SONUÇ
Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’nden bağımsızlığını kazanması kısa sürede ortaya çıkmış bir gelişme değildir. Felsefi arka planı, her ne kadar ulusçu bilinç olmasa da, 15. yüzyıla kadar giden, 18. yüzyıldaki Yunan aydınlanmasının süzgecinden geçerek eyleme dönüşmüş bir bağımsızlık hareketi söz konusudur.
Osmanlı bu süreci iyi yönetememiş hatta basiretsiz devlet adamı atamaları ile yer yer körüklemiştir.
Kavalalı Mehmed Ali Paşa İsyanı 1831-1841
https://i.hizliresim.com/AyPnqr.jpg
Kavalalı Mehmed Ali Paşa Napolyon tarafından işgal edilen Mısır'ı kurtarmak için Mısır giden gönüllülerdendi. Okur yazar değil fakat zeki bir kimseydi. Askeri yeteneklere de sahip olan Kavalalı Mehmed Ali Paşa Kahire'de başı bozuk askerin belli bir disiplin altına alınmasını sağlamış, gösterdiği başarılardan sonra Mısır'a vali olmuştu (1804).
Kavalalı Mehmed Ali Paşa valililiği sırasında önemli hizmetleri bulunan değerli bir devlet adamıydı. Kölemen beylerini ortadan kaldırmıştı. Fransızların desteğiyle kuvvetli bir ordu ve donanma kurmuş, sulama kanalları açarak tarıma önem vermiş ve Mısır'ın kalkınmasını sağlamıştı.
Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Mora isyanı sırasında Mora ve Girit valiliklerinin kendisine verilmesi şartıyla Sultan İkinci Mahmud'a yardım etmişti. Mora isyanını bastıran Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Osmanlı Rus savaşlarında Osmanlı Devleti'nin yardım istemesine rağmen kuvvet göndermedi. Mora valiliği yerine Suriye valiliğini isteyen Kavalalı Mehmed Ali Paşa, bu isteğinin reddedilmesi üzerine Suriye'yi işgal etti. Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu olan İbrahim Paşa, isyan sırasında Suriye'yi aldı. Torosları geçen İbrahim Paşa Adana ve Konya'da Osmanlı kuvvetlerini yenilgiye uğrattı.
Bu başarılardan sonra Mehmet Ali Paşa kuvvetlerini İstanbul'a kadar durdurabilecek herhangi bir güç kalmamıştı. Sultan İkinci Mahmud Ruslardan yardım istedi. Rus donanmasının İstanbul'a gelmesinden tedirgin olan İngilizler ve Fransızlar, Mısır ile Osmanlı Devleti arasında bir barış antlaşması imzalanmasını sağladılar. Osmanlı Devleti ile Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa arasında imzalanan Kütahya antlaşmasına göre, Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya Mora ve Girit valiliklerinin yanı sıra Suriye valiliği, Oğlu İbrahim Paşa'ya da Cidde valiliğine olarak Adana Valiliği de verildi.
Mısır'da güçlü bir yönetimin bulunması İngilizlerin işine gelmemişti. Çünkü Mehmet Ali Paşa İngilizlerin bu bölgede ticaret yapmalarını engelliyordu. Bu sorunun o bölgede tekrar Osmanlı Devleti'nin hakim olmasıyla çözüleceğine inanan İngiltere, Sultan İkinci Mahmud'u Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya karşı kışkırttı.
Nizip'te Osmanlı ordusu ile yapılan savaşta Osmanlı ordusu bir kez daha yenildi. Kaptan-ı Derya Ahmet Paşa Osmanlı donanmasını Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya teslim etti (1839).
Artık Osmanlı Devleti'nin, kendi valisine karşı yaptığı savaşlar sonunda ne ordusu, ne donanması kalmıştı. Bu gelişmelerin yaşandığı günlerde Sultan İkinci Mahmud öldü, yerine oğlu Abdülmecid Osmanlı padişahı oldu