TH mesela AGYO halka açıklık oranı % 18,3. Ben diyorum ki bu aslında yan hesaplarla belki % 5 ancak açık. GYOLARda halka açıklık kriteri % 25. Bu nasıl olabiliyor. Senin isteklerine geldiğimiz günleri biz zor görürüz.
Printable View
TH mesela AGYO halka açıklık oranı % 18,3. Ben diyorum ki bu aslında yan hesaplarla belki % 5 ancak açık. GYOLARda halka açıklık kriteri % 25. Bu nasıl olabiliyor. Senin isteklerine geldiğimiz günleri biz zor görürüz.
Partizan davranışlarımızla bize tesir eden olayları görmezden geliyoruz..
Doğrudan demokrasiye ne kadar yaklaşırsak bizi üzen güç odaklarını o kadar devre dışı bırakabiliriz.
Taksiler, minibüsler, halk otobüsleri (beyaz plakalı iett otobüsleri), hafriyat kamyonları, beton mikserleri her biri bir menfaat havuzu ve susamış yetkilileri suluyorlar.
En olmadık yerlere en olmadık binalar çıkabiliyor. Valiz-bavul v.s.destekli tabii...
Belediyelerin imar yetkilerinin suiistimalini son iki aydır gelen itiraflarda duyuyoruz ancak duymazdan geliyoruz.
Belki de Nasrettin hoca gibi "yakışıyor haspaya" diyoruz.
Belediyelerin imar yetkilerinin suiistimalini son iki aydır duyduysanız uzak bir kıtada ikamet ediyor olmalısınız ya da belediyeler eldeğiştirine kadar duyduklarınızı umursamıyordunuz:) Üstüne bir de partizanlıktan söz etmek:)
70'lerden beri var olan, özellikle sağ partilerin ve bugünkü dünya liderinin da dahil olduğu geniş bir siyasi gurubun popülaritesi nereden geliyor sanıyorsunuz? Ben kendim yıllarca hazine arazisine kaçak kondurulmuş binada kiracı oldum, ev sahibim türkçe pek konuşamazdı ama imar affından yırttı. İstanbul'da yağmalanmış araziler, mahalleler değil semtler var. Ankara'da bir adam belediye başkan adayı oldu binlerce evi var sonra bir baktık ankaranın yarısı adama aitmiş, Amerika'nın en köklü ailelerinden Dupont'un 200 yıllık sanayi geçmişiyle elde ettiği servet bu adamla yarışamaz:)
Valizde para görüntüleri de ayrı bir komedi. Gidip bankadan 1-2 milyon TL çekin bakalım neye sığıyor:) CHP acayipliklerin partisidir orası ayrı tabi. Parti binası alacaksan ödemeyi bankadan yaparsın ya da almazsın. Ülkede tüm gayrimenkul alışverişlerinde elden ödeme var, hatta başefendi ve ailesi de mutlaka öyle yapıyordur ama sen yapmayacaksın. Bir tanıdığım belediyeye gidip evininin rayiç bedelini piyasa fiyatına göre güncellemek istedi, belediye kabul etmedi. Şimdi bu adam evini satsa aradaki farkı nasıl tahsil edecek?
Neyse, bunların önemi de kalmadı zaten. Politikacı palavralarla bir yere kadar gelir sonra açlık diğer duyguları bastırmaya başlayınca din bezirganlığı bile işe yaramaz. Ben tüm olanlara rağmen nihai sonuca odaklanıyorum, 100 yıl önce hilafet ve padişahlık buharlaşmıştı şimdi çok daha büyük değişimler olacaksa sorun yok
ABD'de borsalar, özellikle Nasdaq hızlı büyüme potansiyeline sahip, yenilikçi fikirleri olan şirketlerin ucuz finansman kaynağıdır. Bu şirketler de cirosuna göre düşük karlar açıklarlar ama yatırımcılar fonlarını bu şirketlerin birine değil geniş bir gurubuna yatırılar. İçlerinden bir kaç tanesi gerçekten başarıya ulaştığında, diğerleri fiyasko olsa bile gene de büyük kazançlar elde ederler. Ender hastalıkların tedavileri, yazılımlar, dijital uygulamalar, başarılı bir konseptin ülke genelinde yaygınlaşması gibi örnekler verilebilir.
Bizde böyle bir durum yok. Borsa hiç bir özelliği olmayan sıradan şirketlerin finansman kaynağı olarak görülüyor. İstisnalar var elbet ama bunlar da zaten belli bir sermaye gücüne sahip aile şirketleri olarak halka arz olmuşlar. Yatırımcıya kazandıracakları fazla bir şey yok. Son yıllarda bu tip arzlar çok yaygınlaştı ve bunların dayanıklığını göreceğiz.
sn yelpaze
Yazıma ideolojik partizanlığı kınayarak başladım. Vatandaş anayasada doğrudan demokrasiye ne kadar yaklaşabilirse o kadar iyi olacaktır.Alıntı:
Partizan davranışlarımızla bize tesir eden olayları görmezden geliyoruz..
Doğrudan demokrasiye ne kadar yaklaşırsak bizi üzen güç odaklarını o kadar devre dışı bırakabiliriz.
Mesela muhtarlar belediye meclis üyesi olmalılar
Milletvekilleri dar bölgeden seçilmeli. Mesela 400 seçim bölgesine ayrılmalı Türkiye..
Milletvekilleri genel başkana değil de bölgesindeki seçmene şirin görünmeye gayret edebilirler.
Babam 1938 yılında İstanbul'a geldi..Alıntı:
Ben kendim yıllarca hazine arazisine kaçak kondurulmuş binada kiracı oldum, ev sahibim türkçe pek konuşamazdı ama imar affından yırttı.
O gün bu gün imarsız, iskansız bir mülkte oturmadan yaşadı ve öldü...
Ben de..
Baba oğul bizler enayiyiz.
Menderes köyden kente göçü görüp tedbir olarak imar faaliyetleri yaptığı için ABD ve İngiliz destekli darbeyle indirildi ve asıldı diye düşünürüm.
Yerine getirilenler imar planları yapmaktansa gecekondulaşmayı teşvik etti.
Şimdi 25 yaşındaki evlerden korkuyoruz.
Kısa süreliğine İngiltere'deyim.
200 yıllık binalarda oturanları çok.
Şehirlerin içinde park yok, parkların içinde şehirler var.
Bir ülkeyi sabote edecekseniz orada imar hassasiyeti olmayan liderlerin iktidara gelmesini sağlayın yeter.....
Onlar 30 yılda bir yıkılıp yapılacak inşaatları berbat imarsız şehirlerin oluşmasını gizli/açık teşvik eder dururlar.
"Toprak işleyenin, su kullan anın diyerek".:(
sn. 0101
Sizler enayi değilsiniz kendi halinde dürüst insanlarsanız. O arazi yağma işlerini sizin gibi insanlara yedirmezler, sizler de o yolların gereğini yapmazsınız zaten. Söz ettiğim kişiler geldikleri yörelerin bile en alt kesim insanları, nelerle karşılaştım bugüne kadar, düşününce iyi dayanmışım diyorum:)
Menderesle ilgili söylediğiniz darbe gerekçesini hiç duymadım ama Batı dünyasıyla Rusya arasında denge noktasında olmanın ne anlama geldiğini anlayamadığı kesin. Bunu Padişahlar da anlamıyordu bugünkü yönetici takımı da... Bakın 36 şehit verdiğimiz o saldırıdan sonra ne yaşanmıştı? Bu toprakların tarihini bir türlü doğru yorumlayamıyoruz, etrafta yüzlerce yıkıntı antik şehir devleti var depremin bile ne kadar etkili bir faktör olduğunu anlayamıyoruz. Menderes meselesinin temeli İsmet İnönü'nün hatalarıdır. İsmet paşa Atatürk gibi devlet adamı olamamış düz bir askerdir, esasen devlet adamlığına yaklaştırılmaması gerekirdi ama Atatürk 2. dünya savaşını tahmin ettiğinden olsa gerek, onun oyunda kalmasını desteklemiş olmalı, zaten aksini yapmaya ömrü de yetmedi.
Şimdi burası önemli;
Bütün dünya 1930'lu yılları buhran olarak yaşarken 1920'lerde büyük bir yıkım geçiren Almanya ve Türkiye dipten, hem de cehennemin dibinden, dönüş yapıyordu. Almanya tarihin en büyük enflasyonunu ve ekonomik yıkımını atlatmıştı biz de kurtuluş savaşı sonrası reformlar ve yatırımlarla tarım kabilesinden sanayi devletine dönüşmenin ilk aşamasındaydık kısacası itkiyi almış yükseliyorduk ve buna ihtiyaç vardı. İsmet paşa 2. dünya savaşına girmemize engel olanlardan biri olabilir ama savaş korkusuyla, devam etmesi gereken bir büyüme sürecini frenledi anladığım kadarıyla. Halbuki savaşın dışında kalan Amerika gibi sanayimiz büyüyebilir, yatırımları çekebilirdik. Paşanın bu öngörüsüzlüğünün neden olduğu gereksiz kıtlık Menderes efsanesini yaratmış olabilir. Savaş rüzgarlarının estiği bir dönemde, Osmanlıdan kalma alışkanlıklarla gene askeri tabanlı yönetim ön plana çıkmamalıydı ama değişim de kolay olmuyor işte. İktisadi politikalar kadar önemli olan diğer konuysa ABD-Rusya çekişmesi elbette. Bunu da Türkiye'deki Amerikan askeri varlığının büyüklüğünü araştırarak idrak edebiliriz. Ülkenin her yerinde ABD üsleri vardı ve sayıları o kadar çoktu ki; bu bile coğrafi konumumuzun hassasiyetini ispatlar. Bugün de benzer bir durumla karşı karşıyayız. Yüzyılın en büyük savaşlarının ve ambargolarının tam ortasındayız, bence durumun hassasiyetini idrak edemiyoruz hiçbirimiz. Savunma sanayi yatırımları doğru hamle gibi gözükebilir ancak zayıf bir ekonomik yapıda bu hamlelerin işlevselliğini merak edenler Osmanlı tarihini referans alsınlar.
https://yabancidizi.tv/dizi/the-capture-izle
Özellikle 2. sezon 5. bölüm.
Daha önce EMT (etkin piyasalar teorisi), RMT (rasyonel piyasalar teorisi), MPT (modern portföy teorisi) teorilrrinin artık geçerliliklerini kaybettiğini söylemiştim. Bunun nedeni piyasalardaki ana gücün duygu ve dürtülerle yönlendirilmesi yani bildiğiniz psikolojidir. Bu da piyasaları irrasyonel yapar.
Bunun farkında olan George Soros kendine ait yeni bir teori geliştirdi ve adını Refleksivite koydu. Piyasanın rasyonel değil de irrasyonel yani mantıksız olduğu varsayımına dayanan bu teoriyi bir kaç kez sınadı ve harika sonuçlar (karlar diye okuyun) elde etti.
Refleksivite, yatırımcıların sahip olduğu algıların ekonomik temelleri etkilediğini ve bunun da yatırımcıdaki algıyı değiştiren bir döngüye sebep olduğunu öngören bir teoridir. George Soros, refleksivitenin ana akım ekonomi teorilerini (EMT RMT MPT) çürüttüğünü söylüyor. Refleksivite, beklentiler ve ekonomik temeller arasındaki döngülerin, sürekli olarak sapan fiyat eğilimlerine neden olabileceğini öngören bir teoridir.
Refleksivite teorisi, yatırımcıların kararlarını gerçekliğe değil, bunun yerine gerçeklik algılarına dayandırdıklarını belirtir. Bu algılardan kaynaklanan eylemler gerçeklik veya temeller üzerinde bir etkiye sahiptir ve bu da yatırımcıların algılarını ve dolayısıyla fiyatları etkiler. Süreç kendi kendini güçlendirir ve dengesizliğe doğru eğilim gösterir, bu da fiyatların gerçeklikten giderek daha fazla uzaklaşmasına neden olur. Küresel mali krizler bu teorinin bir örneği olarak görülmektedir.
4 milyon lira karşılığında hayat boyu ayda net 20 bin TL euroya endeksli emekli maaşı fırsatı var.Ayrıca bu 4 milyon TL anapara euroya çavrilip kasaya konacak ve emekliliğinizi sona erdirmeye karar verdiğinizde yüksek ihtimalle euro bazında bunun bir kaç katı size geri dönecek. 4 milyon TL büyük para değil, bu fırsat kaçmaz.
Yapılması gereken çok basit. Beheri 89 eurodan (Cuma kapanış 88.84) 1000 tane Volkswagen AG Non-Vtg Pfd. imtiyazlı hisse satın alıyorsunuz. Karşılığında 89 bin euro yani 4 milyon TL ödüyorsunuz. Hisse başına yılda 6.5 euro brüt temettü alacaksınız, 1000 hissede 6500 euro yıllık temettü geliriniz olacak yani 300 bin TL, aylık 25 bin TL. Bu rakamdan vergiyi düşersej ayda 20 bin net gelir demektir. Euroya endeksli bir emekli maaşı bu, kur arttıkça o da artacak. Anaparanız koyduğunuz hisseyi de defter değerinin 0.20 katından almış oluyorsunuz yani %80 iskontolu. Anaparanız hissede duracak, hisse arttıkça o da artacak hem de euro bazında. Böyle bir fırsat çok nadir gelir. 4 milyona hayat boyu emekli maaşı, hem de euro bazında. Ayrıca 4 milyon da kasada, euro bazında ve beklemede, ne zaman istersen geri alabilirsin.
Merkez bankalarının son 10 yıldaki müdahaleleri piyasaların serbest işleyişini engelledi. Ama bu durum çarpıklıkların daha da büyümesine neden oldu. Bir örnek vereyim: Tam 2 yıl önce Haziran 2023 te küresel borç 307 trilyon dolar idi, şu anda 350 trilyon dolara çıkmış durumda. Yılda 20 trilyon dolar artıyor. Yakın geçmişte bu borcun yıllık artışı 10 trilyon dolar idi ama şimdi ikiye katlandı. Duvara toslamaya çok yakın olduğumuzun göstergesidir bu. Refleksivite teorisi gayet iyi çalışıyor, MB lerin müdahaleleri beklenen sonucu sadece geciktiriyor.
Kusura bakmayın bazıları bu tür mevzulara yabancı, onları rakılı mezeli laylaylom mevzular ilgilendiriyor. Bunlar benim uzmanlık alanım olmadığı için maalesef bir katkıda bulunamıyorum. Ha "tekne ile açık denizde seyrüsefer" derseniz memnuniyetle bu konuda katkıda bulunurum, yelkenli teknemle okyanusları aşmış dünyayı dolaşmış adamım.😊
Evet o, imtiyaz temettüdedir oy kullanma hakkı yok bunlarda. Normal hisselere oranla 6 euro cent fazla temettü alıyorsun hisse başına yılda. 2024 için bu rakamlar 6.30 ve 6.36 euro idi. 2025 için 6.5 euro hisse başına temettü denebilir. DAX ta işlem görüyor, günlük ortalama hacim 1.5 milyon lot. Cuma kapanışı 88.84 euro idi. Toplam imtiyazlı hisse sayısı 295 milyon lot.
Shareholder Structure
Number of outstanding shares (as at December 31, 2024)
Preferred shares: 206,205,445
Ordinary shares: 295,089,818
Temettüsü düşük ama oy kullanma hakkı olan Ordinary VW hissesi (VOW) imtiyazlı olandan yaklaşık 2 euro daha pahalı (90.40 eurodan kapandı) yani temettü verimi daha düşük.
https://www.marketwatch.com/investin...=search_symbol
VOW3
Euro bazında yıllık temettü verimi= 6.5 : 88.84= %7.3 brüt
Temettüler ve anapara euro endeksli.
Temettüler vergiye tabi. Kurumsal çalışırsan vergiyi minimize edip aşağı çekebilirsin.
En güzel tarafı hisse başına defter değeri 400 euro olan hisseyi 88 eurodan yani %80 e yakın iskontolu kelepir bir fiyattan alıyor olman.
Volkswagenin hakim ortağı Porsche. Sermayenin %31.9 una ama oy kullanma hakkının %53.3 üne sahip. Adamlar sadece oy kullanma hakkına sahip hisseleri almış.
Katar Devlet Yatırım Fonu sermayenin %10 una ama oy kullanma hakkının %17 sine sahip.
https://tr.tradingview.com/symbols/XETR-VOW3/
Hisse baş aşağı gidiyormış...
Düş düş de nereye kadar?
Temmettü yanında hisse fiyatı artış potansiyeli olabilir mi?
Elektrikli, hidreojenli motorlarla ilgili intibak ve muhtemel pazarda yer kapma oranı potansiyeli nedir acaba?
Hikâyesi nedir?
Uzmanlar ne derler? :party:
10.000 lot alan iyi bir emekli maaşı yanında "eğer hisse değerlenirse" *nitelikli yatırmcı* bile olabilebilir...mi? :yahoo:
4 milyon TL yatırım karşılığında ayda 25 bin TL brüt emekli maaşı alacaksın. Net bazda 20 bin diyelim. Bu para euroya endeksli, kur arttı mı bu da artacak.
Yatırdığın anapara çöpe gitmiyor, hisse başına 400 euro defter değeri olan hisseyi neredeyse 5 te 1 fiyattan %80 iskontolu almış oluyorsun. Hisse gerçek değerini bulduğunda bu para sana kat be kat geri dönebilir. Anapara euro bazında kasada tutuluyor diyebiliriz. İstediğin zaman emeklilikten çıkıp euro bazında paranı geri alabilirsin.
Tek risk Volkswagenin batma riski. Eh VW batarsa zaten dünya batmış demektir. Katar Devlet Yatırım Fonu 10 milyar euro kaybeder, sen de 4 milyon TL.
Türkiye'de borsa dip yaparken, savaşta olan İsrail'in borsası bugün (15 Haziran Pazar) artıya geçti.
Borsa İstanbul'da sert düşüşler görülürken, çatışmanın ardından ilk kez bugün işlemlere açılan Tel Aviv Borsası artıya geçti.
Çatışmaların doğrudan tarafı olan İsrail'de borsa değer kazanırken, Türkiye'nin her türlü uluslararası krizde en yüksek değer kaybını yaşayan piyasa olması ise yatırımcıların tepkisini topladı.
Para dünyanın en korkak unsurudur.
Ya dışarıdan milyar dolarlık destek atilmıştır.
Ya da kavganın bittiği tüyosunu almışlardır.
Yaşayıp görürüz.
Bu kurumsal yatırımcıların payının büyüklüğü ile alakalı. BİST'teki endeks kağıtlarının tahtasında hedge fonu gibi işlev gören gruplar hakim konumda. Robotlar zaten işjem hacminin 3 te 2 sini gerçekleştiriyor. Tanım itibariyle bunlar yatırımcı kategorisinde değiller ve kısa vade takılırlar, genellikle de çok kısa vade. Bunlar volatiliteden beslenir, çoğu zaman da volatiliteyi kendileri yaratır. Durum bundan ibaret.
Tel Aviv Borsası dışarıdan destek aldı filan gibi komplo teorilerini bırakalım. Türkiye'de komplo teorileri yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve bunun nedeni halkın eğitim düzeyinin düşük olması. Gerçi koca koca Profesörler bile Komplo teorilerine prim veriyor ama bu onların sorunu, onların naifliği. Bugüne kadar 72 milletten insanla çalıştım, Türkler kadar komplo teorilerine prim veren başka millet tanımadım. Bu kategoride Türkler açık ara ile dünya birincisi.
TH gel biraz Viop topiğinde takıl o zaman. :) Ama bak bildiklerini de unutursan mesuliyet kabul etmem.
Tahtalardaki hakimiyet hedge fonu muadili gruplarda olduğu için BİST yatırım ortamı olmaktan çıkmış ve al-satçılıktan para kazanma fırsatı sunan bir platform haline gelmiştir.
Tamam uğrarım. 😊
Bombalanan yerde borsa niye yükselsin?
Muhasebe kanunlarına aykırı.
Sen temel analizi bilensin.
Milletin parası varsa onu "kara gün" için saklar.
Vardır bir organize kurumsal destek.
Moraller sağlam dursun, millet kaçmasın diye.
Kredi notu bile tehlikededir.
Eğer siparişle kredi notu almıyorlarsa.
Bizdeki hikâye coğu patronun operasyonu.
Sahipsiz tahta var mı ki?
Bu da mı komplo teorisi?
:oleyo:
200 sene öncesinden meşhur bir borsa atasözü (sahibi meşhur Yahudi asıllı İngiliz bankacı/politikacı Nathan Rothschild)
“buy to the sound of cannons, sell to the sound of trumpets”
Top atışları başladığında hisse senedi al, diyor
Savaş başlangıcı borsalar için pozitiftir
Tahtaların sahipliğine gelince bu da bir komplo teorisidir, belki ufak bir kaç tahtada böyle bir durum olabilir ama 700 civarı şirketin işlem gördüğü BİST'te bunun kümülatif etkisi yoktur diyebilirim
Savaşlar ekonomilere doping yapar, atıl kapasiteyi devreye sokar, üretim katlanarak artar, bu da ekonomik büyümeyi ciddi oranda zıplatır, şirketlerin karlılığı rekor seviyeye çıkar, borsa için bu doping olur. Savaş borsa için pozitiftir. İnanmıyorsan 2. Dünya savaşına ABD nin katılımından sonra borsasının performansına bak. Yakın geçmişten örnek Tel Aviv Borsası. Gazzedeki son 2 yıllık savaşın başlangıcından bugüne Tel Aviv Borsasına bak, endeks nasıl yükselmiş gör. Savaşlar ekonomi için stimulant işlevi görür, büyüme şaha kalkar, böyle olunca da bırsa atak yapar.
ABD ve Avrupa borsaları futurelar TSİ 01:00 da açıldı ve hepsi stabil, yatay veya binde 3 gibi çok hafif eksideler, Emtialar da öyle altın petrol vs, güvenli limana kaçış yok, gösterge ABD 10 yıllık tahviller de yatay
Tabii şimdilik diyelim
O şahıs 1.000 kilometre ötede 1 km menzilli toplardan bahsetmiş.... :whistling:
Şimdi 1.000 km ötede 3.000 km menzilli roketlerin devri.:rules:
Bacakların titrediği zamanda hisse almayı prensip etmişlerdenim.
Sen de öyle herhalde.
Berbatın da berbatı varmış....
İkimiz de terste yakalandık gibi... :kahkah:
Rothschild'lerin gerçek zenginlik sırrı birkaç defaya mahsus yaver giden şansları değilmiş. Abi Nathan ve kardeşlerinin çocuklarından itibaren devamlı aile içi yakın akraba evlilikleri yaparak yüz yıllarca servetlerini muhafaza etmeyi başarmışlar. Nathan sonrasında 27 civarı akraba evliliği kayıtlara geçmiş ki yakın akrabalardan söz ediyoruz. Zaten Avrupalılar da yahudileri 3. sınıf insan olarak görür, aralarına almazdı. Venedik Taciri romanının yahudi tefeci karakteri hafızlara kazınmıştır. Zorluklarla karşılaşmaları, devamlı oradan oraya kovulmaları ve nihai olarak da soykırım sürecinde kendilerini müthiş biçimde geliştirerek ayakta kaldılar. Sıkı bir tasarruf zihniyetleri de varsa aradan geçen sürede geldikleri nokta hiç de şaşırtıcı olmaz Rothschild'lerin. Sabancı'larda tam tersi bir durum görülüyor mesela ve bu konu Buffet'ın da üzerinde durduğu bir mevzu.