:bravo::bravo::bravo:
Printable View
Ben bir şey söyleyeyim. Yüksek derecede devalüasyon bir seçenek veya tedbir değildir. Rasyonel bir seçim hiç değildir. Sadece bir servet transferidir. Özellikle ücretlilerden başka mecralara. O nedenle ne kadar dolarize olduğun, iç-dış borcunun ne olduğunun o kadar da önemi yoktur, daha doğrusu önemi olsa da bir belirleyiciliği yoktur, teknik terimle definitive değildir, daha çok def(i)necidir. Bilmem anlatabildim mi veya nasıl düşünürsünüz.
Ücretlilerden başka mecralara servet transferinden başka ne olabilir ki.Servet transferi tek yönlüdür.Bırakın yabancıyı,vatansever işadamları fabrikalarını taşıyacak ülke bakmaya başlamazlar mı? Bunu yaptılar daha önce yine yaparlar.
Evet. Demeye çalıştığım mesela krediyi faiz ile bile yeteri oranda sağlayamama durumunda tercihen değil de tedricen varılan zorunlu bir mefhum olduğudur.
Fabrika taşıma olayına gelince gerek yok bizim bıyıklı dediklerimiz bıyık sakal ne varsa zaten götürmüştür, onların parasının vatanseverlik gibi bizim gibi halktan insanlara özgü dertleri yok, ne diyebilirim ki.
Son not: ücretlerin devalüasyonla görece düşmüş olduğu yerde fabrika dışında her şeyi taşırlar ama fabrikayı taşımazlar en fazla satarlar ki alıcı yabancı eksik olmaz ne yazık ki bunları geçmişte çokça yaşadık.
Türkiye cumhuriyeti merkez bankası dışındaki bir merkez bankasına ait parasal varlık kesin olarak o ülkenin varlığıdır. Bu varlığın miktarsal olarak artması ve böylelikle bizim gibi ülkelere daha *kolay* veya daha çok borç verilebilir olması bize bir fayda sağlamaz. Hatta geçmişe göre daha da zarar verici, tahrip edici bir forma bürünebilir. Geçmişte bu kadar paranın piyasada olmaması bizim de ayağımızı yorganımıza göre uzatmamızı sağlıyordu. Ancak son 8-9 yıldır etrafa saçılan dolarlar ne yazık ki ülkemize daha kolay giriş yaptı ve bu nedenle çok verimsiz alanlara yatırıldı. Ülkenin borçluluğu bu bolluk nedeniyle olması gerekenden çok fazla arttı. Sırf bu neden bile Türkiye'ye geçmişe göre 20 kat fazla miktarda giren doların avantajlı değil dezavantajlı olduğunu gösteriyor. Keşke ortada 1 birim USD olsaydı da geçmişteki gibi 1 birim borçlansaydık, zira o 1 birimi gerçekten çok daha verimli ve yerinde kullanırdık, şu anda da bu denli dış borç altında ezilmeden daha rahat koşullarda ekonomik çarklarımızı döndürüyor olurduk.
Belki mermerden yapılmış yüksek katlı gökdelenlerimiz olmazdı, veya 300.000 mercedes ithal edeceğimize 30.000 mercedes ithal ederdik, ama şu anda bu kadar köşeye sıkışmış konumda olmazdık. Zira köşeye sıkıştığınızda etrafta dolaşan paranın miktarı değil sizin o parayı kazanıp kazanamadığınız önem taşır. Komşunuz her yıl servetini ikiye katlıyorsa ve size önemli bir miktarda borç veriyorsa ama siz hala işsizseniz ve bütçeniz hep açık veriyorsa (cari açık) belirli bir noktadan sonra komşunuzun ne kadar daha zenginleştiğinin önemi kalır mı?. Ağzından çıkacak bir hayır'a bakar iş. Karşı çıkacak gücünüz dahi kalmayacaktır. (örneğin:amerika vize krizi)
finansal ihtilal mi? buna gerçekten inananlar olması inanılmaz. yahu ülke rant, talan ve mirasyedi kafasıyla gidiyor adamların yaptığı ihtilal bu.
Ben anlamıyorum bu forumdaki bazı arkadaşları,buraya takılıyor haftada bir aklı başında mesaj atıyor,kendince saygı uyandırıyor..sonra bir bakmışsınız bir anda fanatik bir konuşma tarzı,sadece fikrini savunmuyor ayni zamanda hakaret de ediyor,geçen hafta birinden kurtulduk derken,insanları anlamak gerçekten güç...