anlamadığımız şu; iş bankasının da ipini çekse ve direkt kapatsa iş bankası hazine bonoları da ödenmeyecekti.. yani sağlam dediğiniz, rahat uyudum dediğiniz sadece ve sadece iktidarın keyfi tutumudur.
hadi iş bankası batmayacak kadar büyük bankaydı o ayrı.. ya diger bankalar? o dönem karşılıksız bono satmayan banka yoktu zira devlet tabir i caiz ise karşılıksız hazine kağıdı satmayanı dövüyordu.
ben o dönem iktidarların esasen hazine bonosu alan son kişiye mülkiyet hakkı vermemesi, kişi adına saklama hesabı tutmaması (ki hisse senetlerinde bile vardı) kaydını tutmamasını iyi niyet çerçevesinde değerlendiriyorum.
zira o dönem iktidarları hazine bonolarının ödenmemesini asla düşünmemişlerdi.. bu bağlamda zaten batan 20 kusur bankadaki hazine bonolarının hepsi karşılıksızdı.. devlet bu usulsuz işlemleri su yüzüne çıkarmadı zira zaten o dönem 70 milyon insana ödetilecekti..
hazine bonolarının karşılıksız olduğu söylemi insanlarda ciddi tepki yaratırdı.. yani insanlar şöyle derdi; madem karşılıksız neden bu bedeli bize ödetiyorsunuz?
devlet kapatmadığı hiç bir bankanın usulsuz işlemlerini ortaya koymadı.. hatta bddk şimdi ortaya koysun HODRİ MEYDAN..
aslında size ilk defa samimi söyleyeyim, imar bankasın da mevduatım olmasaydı ve şube müdürü iyi niyetli ve sohbetim olan insan olmasaydı hazine bonosu olayında imar bankasın da asla kalmazdım.
ama bu başka birşey; yani teşbihte hata olmaz; siz polise güvenmek istiyorsunuz sizin paranızı polis gasp ediyor gibi birşey,,
ben açıkca uzanların bankayı hortumlamasından çekinirdim, yada vadesi geldiğinde paramı ödemezlermi diye şüphelenirdim.. bugünkü parayla 2 milyon lirayı 2 saat içinde nakit verdiklerini bilirim.. (bu testi özellikle yapmıştım)
ama biz hırsız dan birşey beklerken polis hakkımızı gasp etti..