Atı Alan Üsküdar'ı Geçti mi?

[BORA YAŞAR]

Sosyal medyada pınar grubu ürünlerine boykot çagrısı dalga dalga yayılıyor.......

KSK nden , taraftar tavrı olarak pek hazzetmem.

Ama bu son konuda, Yaşar Holdingin Yönetim Başkanı ile karşı karşıya gelinen olayda tümüyle yanındayım.

Onlar ve biz.

Hemen tüm konulara bakışım bence bundan böyle bu temelde olacak.

Yaşar'ın akılsız çocuğu, yapacağını yaptı.

Sütü bakracıyla devirdi.

BU kulübün sponsoru imişler.

Karşıyaka kazası % 85 hayır dediyse, Yaşar Holding olarak KSK ı destekleme olayını yeniden düşünmeliymişler.

Çünkü onlar aile olarak sağcı bir siyasi duruş içindeymiş öteden beri.

DP, DYP, ANAP ve AKP li imişler.

Ankara Ankara duy sesimizi planları.

Korku dağları bekler durumları.

Valla biz Karşıyakalı değiliz sayın Erdoğan yalakalanmaları.

-----------

Konu Yaşar açısından böyle.

Karşıyakalı açısından ise "madem EVET meraklısın git fabrikanı Yozgata, Artvine kur"...

Kim kimi destekliyor görürsün. Yarın soframızdan kaldıralım da Pınar ürünlerini... (Varım buna.)

Sonuç...

İzmir'linin tepkisine baktılar ki pabuç çok pahalı.

Holding sapır saçma bir kamuoyu açıklaması yaptı.

Yaşar özür diledi Karşıyakalıdan.


Bitti mi?

Atı alan Üsküdar'ı geçti mi?

Ben Karşıyakalıyı iyi tanırım.

Olay daha yeni başlıyor.


Bakın görün Karşıyaka Spor Kulübü adının başındaki Pınar'ı en kısa sürede atacaktır.

Boyunduruktan kurtulacaktır.

Senede verilen bir kaç milyon dolar karşılığında acaba ne kadar yararlanıyor Yaşar Holding bu ilişkiden?

Bir rakama döksek.


Koca 35,5, Koca Karşıyaka, Atatürk'ün annesinin memleketi, bir kulübe destek çıkamıyorsa kapatsınlar.

Olsun bitsin.

Yeter artık sermayedarın nazını pozunu, ağız kokusunu çektiğimiz.

[Pert]

http://www.hurriyet.com.tr/selcuk-ya...-aldi-16431792

Yaşar'ın akılsız çocuğu, yapacağını yaptı.

Sütü bakracıyla devirdi.

BU kulübün sponsoru imişler.

Karşıyaka kazası % 85 hayır dediyse, Yaşar Holding olarak KSK ı destekleme olayını yeniden düşünmeliymişler.

Çünkü onlar aile olarak sağcı bir siyasi duruş içindeymiş öteden beri.

DP, DYP, ANAP ve AKP li imişler.

Ankara Ankara duy sesimizi planları.

Korku dağları bekler durumları.

[BORA YAŞAR]

SORUYU basitleştirerek sorarsak bir insan (bu durumda 200 kişi) aynı anda hem Datça'da hem de Şanlıurfa'da bulunabilir mi?

Soru, sadeleştirilmiş haliyle kafaları karıştırabilir; bu sebepten, biraz açalım...

Muğla'nın Datça ilçesinde mevsimlik işçi olarak bulunan 200 kişinin, halkoylamasında memleketleri Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesine bağlı Gölcük'te oy kullandıkları ortaya çıktı iddialara göre.

HDP Datça İlçe Başkanı avukat Günfer Karadeniz, Yüksek Seçim Kurulu'na iletilmesi talebiyle Datça İlçe Seçim Kurulu'na sunduğu itiraz dilekçesinde durumu şöyle özetledi:

"Ekli listede isimleri belirtilen ve Datça'da inşaat işçisi olarak çalışan 80 kişi, burada yaşadıklarını ve seçmen kütüklerinin bulunduğu Hilvan İlçesi Gölcük Köyü'nde kurulan sandıklarda kendi adlarına oy kullanıldığını, bu sayının toplam 200 kişi olduğunu, seçmen kartlarının adreslerinin bulunduğu bu köye geldiğini, köyde tüm oyların kullanılmış olduğunu öğrendiklerini beyan etmişler ve itiraz etmemiz için tarafımıza başvurmuşlardır... Adı geçen köydeki sandık sonuçlarının incelenerek, iddiamız çerçevesinde burada yapılan seçimin iptaline karar verilmesini arz ederiz."


http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...simiz-40432263

Bu heyecanlı öykünün sonunu merak edenler, insan naklinde geldiğimiz bilimsel seviyeyi ve atın Üsküdar'ı nasıl geçirildiğini öğrenmek isteyenler yukardaki linki tıklayabilirler...

[BORA YAŞAR]

DEVLET Malzeme Ofisi'nin, Yüksek Seçim Kurulu'nun talebi üzerine ihale açarak 450 bin adet, üzerinde "Tercih" yazısı bulunan mühür satın aldığını, Cumhuriyet'te Çiğdem Toker yazmıştı.

İhale şartnamesine göre, üretilecek mühürler, 10'ar binlik paketler halinde ilçelere teslim edilecekti. Hangi ilçeye ne kadar teslim edileceğine ilişkin bir döküm de şartnamede yer alıyordu.

Ama buna rağmen, referandumda birçok yerde üzerinde "Evet" yazılı mühürler de kullanıldı.

Bunun seçmende yaratacağı kafa karışıklığını bir kenara bırakıyorum.

Ama bu tablo bize şunu söylüyor: "Tercih" yazılı mühürlerin bir bölümü, sandık kurullarında değil, başkalarının elindeydi.

Öte yandan, YSK bir önceki seçimde milyonlarca adet fazla pusula bastırmış, bu AGİT'in seçimler ile ilgili raporunda da yer almıştı.

Referandum için kaç adet fazla pusula bastırıldığını da bilmiyoruz, çünkü YSK artık doğrudan ihaleyle de işi istediği şirkete verebiliyor ve ihale sonucu da açıklanmıyor.

Geçen seçimlerde olduğu gibi fazla pusula basıldığını tahmin etmek de zor değil.

Bu fazla pusulalardan bir bölümünün, bir şekilde üzerinde "Tercih" yazılı mühürlere sahip olan kişilerin eline geçmediğinin garantisi de yok.

Böyle bir sahtekârlığı önleyecek mekanizma kanun ile kurulmuştu. Üzerinde sandık kurulunun damgası bulunmayan pusulalar ve zarflar geçersiz sayılacaktı.

Ama YSK, bir yetki aşımıyla kendisini kanun koyucu yerine koyup, kanunda açıkça yazılı olan bu kuralı, bir genelgeyle kaldırdı.

Şimdi referandumu şaibeli kılan da budur.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...nedir-40432299


Atı çalan Üsküdar'ı böyle mi geçti acaba?

Göreceğiz.

[BORA YAŞAR]

Bu saatten sonra, YSK bu kadar güvenilmez bir karakter ve duruş sergilemişken, onun sayıp da ilan edeceği mühürsüz oy pusulası sayısına kim inanacak o da ayrı bir konu.


Yağ kokarsa tuz bas, peki ya tuz kokarsa.

[BORA YAŞAR]

Soner Yalçınâ€� @hsoneryalcin

Çok etnikli parçalanmış birTürkiye istiyorlar.
Sonraki durak,federalizm/federasyon olacaktır.
Oyun belli...
Süreç belli...

[BORA YAŞAR]

Trabzon'daki 18 ilçeden neden sadece Beşikdüzü'nde Hayır çıktığının resmidir....

[BORA YAŞAR]

Böyle bir referandumda, ülkenin bir bölümünde % 80 EVET bir bölümünde % 70 HAYIR çıktıysa, bir bölümünde EVET çıktığı için şükür namazı kılınırken, bir çok şehirde referandum sonucu şaibeli kabul edilip gösteri yürüyüşleri yapılıyorsa, sistem ne olursa olsun, zaten fiilen bölünmüşüz demektir.

Bayburt'lu ile İzmir'li, Trakya'lı ile Rize'li ayrı dünyaların insanlarıdır.

Bu açık.

Sosyologlar da bunu böyle saptayacaklardır ileride.

Çünkü oylanan sadece bir hukuk hükmü falan değildi.

Oylanan, dünya görüşüydü.

Bir yanda, her yönü ile muhafazakar,hatta dinci bir dünya görüşünü temsil eden bir insanın başı çektiği bir EVET, diğer yanda, bu görüşün tümüyle karşısında dikelen cumhuriyetçi, laik, hukukun üstünlüğünden yana bir görüş.

Federasyon gelecek mi diye tartışıladursun...

Türkiye aslında fiilen bir çok federasyona bölündü bile.

Bu bir gerçek.