Sn deniz hocam,dünya da durum nedir,biz neredeyiz.geçmiş yıllarla kıyaslarsak, dünya(siyasi,ekonomik,toplumsal) olarak hangi tarihte ki duruma benziyor. borsa ,dolar çıkmış,düşmüşün ötesin de bir makro yorum yapar mısınız.
|
|
Nisan ayında Türkiye'nin dış ticaret açığı 2 milyar 982 milyon dolar oldu.
Türkiye'nin Gayrisafi Yurt İçi Hasılası birinci çeyrekte zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2019 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %2,6 azaldı.
Dolar cinsinden yıllık gsyih 747.622 milyar dolar oldu.
Sn deniz hocam,dünya da durum nedir,biz neredeyiz.geçmiş yıllarla kıyaslarsak, dünya(siyasi,ekonomik,toplumsal) olarak hangi tarihte ki duruma benziyor. borsa ,dolar çıkmış,düşmüşün ötesin de bir makro yorum yapar mısınız.
Bu sorunuzun cevabı yazılması yüzlerce sayfa tutacak bir kitabın konusu olabilir.Hem haftalarca zaman ayırmak lazım,hem de öncesinde çok sayıda veriyi biraraya getirmek,yeterli hazırlık yapmak.İlerde uygun bir zaman boşluğum olursa daha kapsamlı bir analiz yaparım ama bugün kısaca özet olarak,bazı önemli başlıklara değinmeye çalışacağım.
2000 Yılında yeni yüzyıla girerken dünyada bir küreselleşme fırtınası esiyordu,Clinton'ın başkanlığı döneminde ABD bu akıma liderlik yapıyordu,serbest ticaret,gümrük duvarlarının kalkması,paranın çok hızlı bir şekilde dünyayı dolaşması,libarelleşme,dünyanın tek bir global köy olma yönünde ilerlemesi ve internet devrimi yeni yüzyıl ile birlikte sanki dünyada yeni bir çağa girildiğini ifade ediyordu.
Sonrasında birçok gelişme oldu,2001 yılında New York kulelerinin vurulması,el kaide ve IŞİD'in ortaya çıkması,2008 yılında Fed'in varlık balonlarının şişmesine seyirci kalması nedeniyle ABD'de patlayan büyük ekonomik krizin tüm dünyaya bulaşması,majör merkez bankalarının çıkan büyük yangını bastırmak için trilyonlarca doları global piyasalara vermesi,ama ekonomideki kök sorunlara çözüm getirmek için yapılması gerekli operasyonları,politik maliyeti yönetimler tarafından üstlenilmek istenmediği için global ölçekte temel ekonomik problemlerin devam ettiğini görüyoruz.
ABD'de Trump'ın başkanlığa gelmesiyle ise küreselleşme rüzgarının tamamen kaybolduğunu,Trump'ın ABD'nin askeri,ekonomik ve teknolojik gücünü kabaca ve pervasızca kullanarak züccaciye dükkanına girmiş fil gibi kırıp döktüğünü,korumacılık politikalarına yöneldiğine,gümrük duvarlarını yükselttiğini,bunun da küresel ticareti ve küresel büyüme oranlarını düşürdüğünü görüyoruz.
Bu ,majör merkez bankalarının trilyonlarca dolar bastığı dönemde özellikle gelişmekte olan ülkelerin borçlanma oranlarını çok arttırdıkları,bazı ülkelerin aldıkları borçlarla dış ticarete konu sanayi ve teknoloji ürünlerine yatırım yaparak,aldıkları borcu faiziyle geri ödeyebilme kapasitesiyle refah seviyelerini ve istihdamlarını arttırdıklarını görürken ne yazık ki ülkemiz Türkiye de dahil bazı ülkelerin alınan borçların çoğunlukla tüketime ya da dış ticarete konu olmaya döviz getirisi olmayan 'beton' tipi yatırımlara gittiğini ve artık finansmanın pahalı olduğu
bu dönemde borçlarını ödemekte zorluk çektiğini görüyoruz.
Bu dönemde Türkiye'nin ekonomik performansını en iyi aynı ligde değerlendirdiğimiz BRIC ülkeleri ile mukayese edebiliriz:
GSYİH(milyar dolar) ENFLASYON(%) İŞSİZLİK(%)
ÇİN
2000 1211 0.4 3.1
2018 12238 2.5 3.67
Değişim 10.11 6.25 1.18
BREZİLYA
2000 655 6 9.4
2018 2056 4.94 12.5
Değişim 3.14 0.82 1.33
RUSYA
2000 260 20.8 10.6
2018 1578 5.2 4.7
Değişim 6.07 0.25 0.44
HİNDİSTAN
2000 477 4 2.2
2018 2601 2.92 3.53
Değişim 5.45 0.73 1.60
TÜRKİYE
2000 431.3 39 6.5
2018 748 19.5 14.7
Değişim 1.73 0.50 2.26
*=2018 ile gösterilen eldeki son yayınlanmış rakamlardır.
**:Türkiye'nin 2000 YILI GSYİH'sı %19.7 ve %32.0, 2 kere yapılan revizyon ile düzeltilmiştir
(272.98*1.19.7.1.32=431.3)
Tabloya baktığımızda,Türkiye'nin performansında büyük bir başarısızlık gözüküyor.Üstelik Türkiye diğer ülkelere göre oransal olarak en yüksek borçlanan ülke,2000 yılında Türkiye'nin dış borcu 118.6 milyar dolar iken,2018 yılı sonunda 444.9 milyar dolara zıplamış.Bu paraya 75 milyar dolar civarına özelleştirme ya da enerji santralları gibi alanlarda imtiyaz ve işletme devri gelirleri eklenmiş,ayrıca,köprü,tünel,şehir hastaneleri gibi yapılan yatırımlarla uzun vadeli olarak geleceğin gelirleri de temlik edilmiş.
Gelinen yerde ekonominin fotoğrafını çekersek:
-En önemli problem şirketlerimizin aşırı borçlu olması.Burada iş kültürü geleneğinin henüz yeterince gelişmemiş olması da önemli rol oynuyor.Biz de şirketler düşük sermaye ile aşırı risk alarak aşırı borçlanarak yüksek kaldıraç kullanırken,batı kültüründe küçük şirketler ya da müteşebbisler sermayelerini tek bir anonim şirkette birleştirerek,uzlaşma içinde kurumsal bir yönetimle ve profesyonellerle şirketlerini birleştiriyorlar,ya da özellikle ABD'de şirketler belli bir ölçeğe geldiğinde büyümek için hemen borsaya açılıyorlar.Bizde ise herkes kendi şirketinin patronu olmak istiyor.
Şirketlerimizin 2002 yılı sonunda borcu 87.8 milyar TL iken(53.31 milyar dolar),2018 yılı sonunda 2635.7 milyar TL'ye fırlamış.(498.19 milyar dolar),bu rakamlar sırasıyla bankaların dış borçları için 20.1 milyar TL(12.2 milyar dolar)'dan 771.5 milyar TL(145.83 milyar dolar)'a,hane halkı için ise 6.6 milyar TL(4 milyar dolar)'dan,535.5 milyar TL(101.22 milyar dolar)'a fırlamış durumda.
Ekonominin sert daraldığı bir dönemde şirketler ciro yaratamıyor,borcunu faizi birlikte ödeyebilecek nakit üretemiyor.BDDK'nın son günlük raporuna göre batık kredi oranı hızla yükselerek TL kredilerde 104.914/1506.855=%6.96'ye yükselmiş durumda.Bu orana ikinci guruptaki sorunlu krediler ve son 3 ay içine kredi taksitleri ödenmemiş ve henüz takibe geçilmemiş krediler de dahil değil,ayrıca en son ,Kasım sonu itibariyle 100 milyar TL kredi borcunun yapılandırıldığı ifade edilmişti.
Dolar cinsinden borçlarda ise tablo daha da vahim özellikle enerji ve inşaat sektöründe büyük batıklar var,ama bunlar genellikle büyük ölçekli firmalar olduğu için zorunlu olarak kağıt üstünde de olsa yüzdürülüyor,ekonomi için büyük risk,detaylar için:
https://www.bloomberg.com/news/artic...restructurings
Turkish Banks Sweat Under Rising Pile of Debt Restructurings
S&P'nin Türk Bankaları için %12-%15 arası bir sorunlu kredi tahmini var ama rakamın ne mertebede olduğunu ancak BDDK ve Merkez Bankası biliyor.
-1 yıl içinde ödemesi yapılacak Kısa vadeli dış borçlar 177.3 milyar dolar ve bunun toplam 444.9 milyar dolar dış borç oranı %39.85 çok yüksek bir oran,Türkiye'nin rating kuruluşlarından aldığı notlar çok düşük,bu da hem borçlanma maliyetini çok yükseltiyor,hem de borcunu döndürmesini zorlaştırıyor,aynı anda merkez bankası rezervlerinin de çok düşmesi,-altın ve swap yoluyla kısa vadeli alınan borçlar dışarıda tutulursa- net rezervlerin negatif bölgeye geçmesi gerginlik yaratıyor.
-Problemleri çözmek için aradan geçen bunca süreye rağmen atılan hiç bir ciddi adım ne kapsamlı bir ekonomi programı ne de yapısal reformlar yok,algı yönetimiyle işler idare edilmeye çalışılıyor,problemler çok ağırlaştı,çözüm için artık çok daha yüksek maliyet ödemek gerekecek.
-Markit PMI verisi geçen yılın Nisan ayından bu yana 14 aydır daralma bölgesinde,Yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü geçen yıl %48.9 azaldıktan sonra bu yılın ilk çeyreğinde de %37.7 azaldı,sanayinin temel lokomotifleri otomotif,beyaz eşya,mobilya gibi sektörlerin üretim ve satışlarında sert düşüşler var,bankacılık kredileri nominal olarak 1 yıl önceye göre artmamış reel olarak sert gerileme içinde,enflasyon çok yüksek oranlarda devam ediyor ama en yakıcı veri işsizlik%14.7,tarım dışı işsizlik %16.9,genç işsizlik ise %26.1 ile tarihi zirvelerinde.Halbuki 1994 ekonomik krizinde işsizlik oranı %8.5,2001 ekonomik krizinde %8.4'te kalmıştı.
-Tarım ve hayvancılık sektörü büyük darbe almış Türkiye'nin gıda güvenliği riske girmiş durumda,devlet desteği alamayan, piyasa ekonomisine müdahaleler sonucu ürününü geçimi sağlayabilecek bir fiyatla satamayan çiftçinin üretmeyi bırakması nedeniyle milyonlarca hektar toprak alanı ekilmeden dururken,süt fiyatının yem maliyetinin altında kalması ve ithalat nedeniyle bir çok et üreticisi de hayvancığı bırakarak hayvanlarını kesime göndermiş durumda,bu durum arzın azalması nedeniyle ileride bize enflasyonun yükselmesi ya da gıda ithalatı için daha fazla döviz harcamamızı gerektirecek.
-Geçenlerde TUSİAD'ta Tuncay Özilhan'ın ifade ettiği gibi:Küresel Rekabet Endeksi'ne göre 140 ülke arasında makroekonomik ortam açısından 116. sıradayız.
Enflasyonda 121., işgücü piyasası verimliliğinde 111. sıradayız. Yargının bağımsızlığında 111., kamu düzenlemelerine karşı yargıda hak aramada 109., basın özgürlüğünde 129. sıradayız, öğretimde eleştirel düşünmede 133., mesleki eğitim kalitesinde 132., dijital becerilerde 118., beceri sahibi çalışan bulma kolaylığında 117. sıradayız.
-Serbest piyasa ekonomisine müdahale bir çok alanda olduğu gibi döviz kurları ve faizler üzerinde de yapılıyor,tek merkezden komuta ederek kurlar ve faizler için suni denge seviyeleri oluşturmaya çalışırsanız büyük basınç birikir ve er veye geç patlayarak olması gereken seviyelerde dengelenirler ama bunun ekonomiye ve şirketlere büyük maliyeti olur,serbest piyasada fiyat oluşma mekanizmasına arzın ve talebin buluşma mekanizmasına müdahale etmemek gerekir.
-Ama ekonomi ile ilgili sorunlar sadece ekonomi ile sınırlı değil,dış politikadan gelen jeostratejik riskler,hukuk ile ilgili sorunlar nedeniyle mülkiyet hakkının dokunulmazlığının çiğnenmesine dair örneklerin başta dış yatırımcılar olmak üzere kaygı yaratması,bunun sonucunda yatırımların çok düşük düzeylere inmesi,kapsamlı bir ekonomik program yanında yapısal reformları da ekonominin düze çıkması için gerekli hale getiriyor.Ayrıca orta/uzun vade için nitelikli işgücü sağlamaya yönelik kapsamlı bir eğitim reformu da çok gerekli gözüküyor.
Sonuç olarak gelinen yerde artık duvara dayanmış durumdayız.Ya yapısal reformlarla desteklenmiş kapsamlı bir ekonomik program devreye girecek,aynı anda artık serbest piyasa fiyat oluşma mekanizmasına müdahale edilmeyecek,kurların ve faizleri kendi doğal dengesinde oluşmasına müsade edilecek.Yapısal reformların ve ekonomik programın sağladığı yatırımcı güveni ile hem yurt dışından para akışı sağlanacak,içeride kanserli bir doku gibi bünyeye yayılan çürükler bu finansman desteğiyle temizlenecek,piyasa mekanizması çalışarak kağıt üstünde yaşatılmaya çalışılan zombi şirketler ayıklanacak piyasayı verimli çalışan ,riskini iyi yöneten şirketler domine edecek,yerli yatırımcılar hem güven duygusu sağlandığından hem de kurlar ve faizler doğal seviyesine geldiğinden beklenti bitmiş olduğundan TL'ye dönecek,iş dünyası da güven geri döndüğü için yeniden yatırımlarını arttırmaya başlayacak, ya da şu an yapılan yapılmaya devam edilerek duvara bütün şiddetiyle çarpacağız,arkasından da muhtemelen morotoryum ve sermaye kontrolları gelecek.Onda sonra da ülke ekonomisi sanki 'lejyoner hastalığına ' yakalanmış gibi hiç bir zaman tam iyi olamayacak,iyileşir olur gibi olacak,sonra yeniden ateşi çıkacak ve döngüsel olarak devam edecek.
Son düzenleme : deniz43; 01-06-2019 saat: 19:48.
Kapsamlı yorumunuz ve değerlendirmeniz için çok teşekkür ederim sn deniz43 güzel akşamlar dilerim.
Deniz Hocam cok tesekkurler. Yine cok onemli durum tespitleri yapmissiniz.
Haftaya bakış ve önümüzdeki haftanın önemli verileri ve gündem maddeleri
Global piyasalar açısından önemli olarak önümüzdeki hafta ABD'den;Pazartesi imalat PMI ve ISM,inşaat harcamaları,Salı fabrika siparişleri,motorlu araç satışları,Çarşamba hizmetler PMI,imalat dışı ISM,özel sektör ADP istihdam,Perşembe dış ticaret dengesi,birim işçilik maliyetleri,tarım dışı verimlilik,Cuma tarım dışı istihdam raporu ve ortalama saatlik kazançlar,toptan satış stokları verileri gelecek.
Salı günü Fed başkanı Powell'ın Chicago'da "Monetary Policy Strategy, Tools, and Communication Practices"(Para Politikası Stratejisi, Araçları ve İletişim Uygulamaları) başlıklı bir konuşması olacak.Çarşamba Fed 'Bej kitap' raporunu yayınlayacak.
Global piyasalar açısından önemli olarak önümüzdeki hafta Çin'den;Pazartesi ve Çarşamba Caixin imalat ve hizmetler PMI verileri gelecek.
Global piyasalar açısından önemli olarak önümüzdeki hafta Euro Bölgesi'nden;Pazartesi imalat PMI,Salı enflasyon ve işsizlik,Çarşamba hizmetler PMI,perakende satışlar,üretici fiyat endeksi,Perşembe birinci çeyrek gsyih büyümesi ,üçüncü ve son okuması verileri gelecek.
Perşembe Avrupa Merkez Bankası para politikası kurulu toplanarak kararlarını açıklayacak.
İçeride bizden ise Bayram haftasında; Pazartesi enflasyon,üretici fiyat endeksi,Mayıs ayı imalat PMI ve Mayıs ayı dış ticaret geçici verileri gelecek.
|
|
Yazılarınız çok güzel. Teşekkür ederim .
hisse.net kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Yer İmleri