Sinan Çuluk'tan alıntıdır
''Şu ülkede herkesin bir görevi var gerçekten. Diyanet görevlisi ve Yahya Efendi Camii imamlığından emekli olduğunu söyleyen, Youtube'da fıldır fıldır videoları dönen ve binlerce kez izlenen şu adam ölüp gitmiş ama yalanlarıyla zehirlediği kitlelerin Atatürk'e kin kusan yorumları ortada duruyor. Bu adamın televizyon röportajları falan da var. 1924'de kapatılan Süleymaniye Medresesi'nden 1935'te mezun olduğunu anlatıyor, bir Allahın kulu çıkıp da hoca sen ne ayaksın demiyor. Aslında hikaye uzun ama kestirmeden gideyim. Bu yalancıya göre Atatürk sirozdan ölmemiş de Hırka-i Şerif'i ziyarete geldiğinde hakaret ettiği için caminin merdivenlerinden yuvarlanıp, başı apışarasına sıkışmış, iki ay sonra ölüp gitmiş. Buna inananlar da yorumlarda demediklerini komamışlar. Atatürk'e edilen küfrün bini bir para. Şu kitle oldum olası apışarası fantezilerinden kurtulamadı gitti. Biraz araştırıp sorgulasalar daha o konuşmayı yaparken yalanını çıkarırlar ama sorgusuz sualsiz inanmayı öğrenmişler bir kere. Hele bir de aksakallı bir hoca oldu mu inanmazsan kafirsin... Oysa işin doğrusu, 1938 yılında Ramazan'ın ilk günü 25 Ekim'e denk geliyor. Atatürk o tarihte bile hasta, Dolmabahçe'de yatıyor. Hırka-i Şerif Ramazan'ın 15'inde ziyarete açıldığına göre Atatürk 8 Kasım'da ziyaret etmiş ve orada bu adamın dedikleri olduktan iki ay! sonra ölmüş. Hiçbirisinin o bahsedilen tarihlerde Atatürk'in komaya girdiğinden haberi bile olmadığı için böyle mantıksız yalanlara ne kadar kolay kanıyorlar.''
Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!
Yer İmleri