Dislanmasamiydi.Bu gelişmeler Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki dışlanma sürecinin yalnızca Yunanistan’ın merkezinde olduğu diplomatik ayağını oluşturuyor. Bunun yine Atina’ın merkezinde bulunduğu, Yunanistan-Kıbrıs-Mısır ekseni boyutu var. Ayrıca, deniz yetki alanlarının paylaşımı ve enerji boyutları da var ki, bunların neredeyse her biri ayrı bir yazıyı gerektiriyor ve araya daha önemli bir konu girmezse belki bundan sonraki yazının konusu oluşturur.
Sonuçta Türkiye aynı anda bölge ülkelerini, küresel enerji şirketlerini ve ABD ve Rusya gibi küresel güçleri, AB ve tek tek AB üyelerini bu bölgede karşısına aldı. Oysa dikkat edilirse, hiçbir bölge içi ve bölge dışı aktör bu geniş ve çok fazla konunun iç içe geçtiği coğrafyada tek başına siyaset yürütmüyor. Türkiye’nin bu şekilde acemice yürütmeye çalıştığı “müttefiksiz†siyaset sınırına dayanmış durumda. İşte bu kendi yanlış politikalarıyla yarattığı tıkanmayı kırmak için bula bula Libya’da son derece eğreti durumdaki Trablus hükümetiyle anlaşma yapmayı bulabildi. Bu anlaşmayı da sanki dünya dengelerini değiştirmiş gibi bir havada sundu ve geçmiş sorumluluğunu unutturmak için muhalefeti ve özellikle asker göndermeyi eleştirenleri, Türkiye’nin önünü kesmeye çalışmakla suçlamaya başladı. Bu AKP’yi aşan bir konu ve bu dışlanmışlığın bazı boyutlarında geri dönüş çok zor olacak. Öyle ki, konunun bundan sonraki kuşakları etkileyecek yönleri olduğunu akılda tutmak gerekiyor. Bu tabloya bir de Libya’da Hafter’in kazanıp ülkeye hakim olması ihtimali eklenirse, dışlanmışlık ve izolasyonu kırmak iyice imkansız hale gelecek.
Siyasal islam,dunyanin en tehlikeli felesefesi degilmi.
Dislanmasa, bu cografya insanina bir katkisi mi olacakti.
Yer İmleri