Onemli Gunler Banner
Sayfa 268/290 İlkİlk ... 168218258266267268269270278 ... SonSon
Arama sonucu : 2318 madde; 2,137 - 2,144 arası.

Konu: Dev'ayna Masalları

  1. Deva Hocam, Müzikal Hocam selamlar, göz ucuyla fırsat buldukça izliyorum yazılanları.

    Yüksek faiz ve EM gibi iki önemli parametre var elimizde.
    Özellikle duran varlık tarafı güçlü şirketlerde EM nedeniyle duran varlık değerlerinde ciddi artışlar olmussa; dönemin amortisman giderlerine özellikle dikkat edilmeli.
    Diğer konu yuksek faiz ortamı ve finansman maliyeti.
    Yani amortisman+finansman maliyetlerine daha dikkatli bakmakta fayda var.
    Bu durumda, finansal borçları çok yüksek seviyede olmayan ve varlikları buyuk olçüde likit olan şirketler biraz daha öne çıkabilir.
    Selametle.

  2. Doğru tespitler sevgili snkleyp. Bu durum artık piyasa kantarının içinde, radikal hareketlere sebep olacak bir önemi yitirmiş gibi geliyor bana. Son gelen otomotiv bilançolarına tepkilerden bu çıkarımımı kuvvetlendiriyorum. 2 çeyrek önce bu şekilde yerinde sayan bilançolar gelmiş olsaydı, tepkiler aşağı yönlü sert olurdu. Olmadı.

    Burada iki sebep var. Birincisi; yabancı gelmeye başladı, yerli dayak yemek istemiyor, oyun oynamayı bıraktı. İkincisi; değerlemelerin bulunduğu nokta, biraz da ülke riskinin (cds) azalmasıyla, yeni gelecek değerleme raporlarına natürel bir prim ekleyecek. Bu henüz satın alınmadı. Ama farkında olanlar portföylerini şişirmeye başladılar bir süre önce.

    Siyasal mecrada abuk bir durum olmadığı sürece, 2024 yılı sonuna kadar iki ileri bir geri piyasanın yönünün yukarı olacağını düşünüyorum.

    Borçluluğu düşük, finansman maliyetleri kabul edilebilir, ciro artışı sağlayan ve kar marjını koruyan şirketler el üzerinde tutulacaktır.

  3. Snkleyp Hocam ve Müzikal Hocam tespitler doğru ve anlamlı. Ama bunları rakamlaştırmak gerek. Mesela,

    'Kabul Edilebilir Finansman Maliyeti'ni somut olarak ifade etsek, 'Düşük Borçluluk' kavramını rakamsal olarak ifade etsek daha faydalı olur diye düşünüyorum.


    'Düşük Borçluluk'tan kasıt düşük 'Toplam Borç (Kaldıraç) Oranı' mı kastettiğiniz yoksa düşük 'Finansal Borç Oranı' mı? Finansman Maliyetlerinin çevirilebilirlik oranını Net Finansal Borç/FAVÖK ile mi test etmeli yoksa doğrudan şirketlerin ortalama Finansman Maliyetlerine mi bakmalı Karşılama Oranlarına bakmadan?

    Diğer türlü X'teki mesajlara benzeyecek durum. Orada da görüyorum herkesin dilinde bir 'Kârlılığı İyi', 'Borçları Düşük', 'Sermaye Kârlılığı Oranı Yüksek' gibi kriterleri yuvarlak olarak söyleyip takipçilerine ortadan, yuvarlak yol göstermeye çalışanlar mevcut. Mesela nasıl bir Kârlılık kriteri ile Kârlılığı iyi yorumu yapılacak? Borç Oranı ne olursa iyi? Nasıl Bir Sermaye Kârlılığı tercih sebebi olmalı?

    Ben olaya somut oranlarla yaklaşılmasının gerektiğini düşünüyorum, elbette verilecek oranların mantığı da izah edilerek. Ayrıca tüm bu şartları sağlamasına rağmen hisse primli mi değil mi kıstasları uygulanmadan da alım yapmanın çok da makul olmayacağını düşünüyorum.

    Ayrıca reel olarak Ciro artışı olmuş ama FAVÖK ve Net Kâr görüntüsü iyi olmayan, ya da tam tersi Ciroda azalma söz konusu olmasına rağmen FAVÖK ve Net Kâr marjlarını iyi/verimli bir maliyet yönetimiyle yükselttiği için FAVÖK ve Net Kârları artmış olanlar da var. Bunlar nasıl elimine edilecek?

    Kapsamlı ve somut bir filtreleme olmalı ki elimizde anlamlı seçimler yapılmış olsun.

    Bu konuda rakamsal örnekler verebilirseniz memnun olurum.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  4. Prim yapabilecek hisseler peşinde koşarken hikâyeler önemlidir. Ama ben son zamanlarda bu konunun çok fazla aşındırıldığını ve laçkalaştırıldığını düşünüyorum. Neyi kastettiğimi kısaca izah edeyim:

    1) Her zaman her yerde sürekli bir hikâye olmayabilir. Hikâye olmaması tek başına bir şirketi almamak için neden olamaz. Sürekli hikâye avcılığına çıkmak bazen gözünün önündeki çok iskontolu olan ama ortada somut hikâyesi olmayan şirketlerin göz ardı edilmesine neden olabilir.

    2) Hikâyenin oluşturduğu momentumun ne kadarı rasyonel, ne kadarı aşırı coşku fiyatlamasıdır? Geçtiğimiz yıllarda sürekli bir hikâye oluşturma sarmalına giren bazı meşhur hisselerimizin primli olup olmamasına aldırış etmeden hikâyelerini satın almaya devam eden yatırımcıların düştüğü trajik durum ortada değil midir? 20 sene sonra gerçekleşmesi hayal edilen bir hikâyenin şimdiden 20-30 kere fiyatlanmış olması insanlara neden 'Yaw bi dur, biraz frene basayım.. Çok mu fazla hayal kuruyoruz?' sorusunu aklına getirtmez? Kaldı ki hikâyenin gerçekten hayal edildiği gibi sonuçlar vermeyebileceği ihtimali de masada dururken!!
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  5. Somut şeyler istememin nedenini izah etmek sayfalarca sürebilir. Ancak bir çok kişinin ilgi alanı olduğu için futboldan örnek vereyim:

    Defansta sürekli alan daraltma, gerekirse 3. bölgede hücum pres yapma, kazanılan topların hızlı kullanılması ve hemen hücuma döndürülmesi, kompakt bir takım oluşturmak, futbolcuyu değil topu koşturmak, bloklar arası mesafeyi kısa tutmak.. Ne kadar cafcaflı ve 'vay adam gerçekten bu işin felsefesini biliyor.' dedirtecek popüler kavramlar futbolda.. Herkesin diline aynı şeyler pelesenk olmuş.. Ama bunları nasıl bir oyun tarzı ve nasıl bir oyuncu grubuyla yapacaksın? Sahada kurduğun senaryo işlemiyorsa, alternatiflerin ne olacak? Nasıl bir taktikle oyunu çözeceksin? Aksayan oyuncunu ya da taktik disiplinine uymayan oyuncunu nasıl ikame edeceksin?

    Soyut ve çekici kavramların altında ezilmeden somut, açıklayıcı, anlaşılabilir, uygulanabilir bir model uygulamayan bir teknik sorumlu bu işin felsefesini iyi yaparak iyi sonuçlar alamayacaktır.

    Yatırım dünyası da bundan çok farklı değil. X dünyası herkesin oturup böyle cafcaflı, soyut ama muhatabına hiç bir somut uygulama örneği sunmayan filtreleme mantığı kurgularla dolu.

    'Değer yatırımcılığı', 'uzun vade yatırımcılığ'ı savunması gırla giderken, 'değer'in nasıl hesaplanması gerektiği ve vadenin ne kadar olması gerektiği konusunda hiç bir somut filtre kurgusu yok ortada. Böyle popüler söylemlerle itibar elde etme peşinde çokça kimse.. Ama ortada elle tutulur somut hiç bir şey yok.

    Allah şahit, çokça kişiye sormuşumdur. 'bunun değeri şu' diyenlere 'bu değeri nasıl hesapladınız?' sorusunu yönelttiğimde muhatabım beni hiç bir şekilde tatmin edecek cevap sunamamıştır çoğunlukla.

    O yüzden 'şehrin insanı' deyip geçiyorum çoğuna, ama devamının ne olduğunu anlamıyorlar işte.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  6. Bir buçuk gündür % 94 nakitle bekliyorum. Son 3 haftada kendimce bir spekülasyon yaptım, gözüme kestirdiğim bir elektrik üreticisi şirketi için 'şu şartlar oluşursa şöyle sonuçlar doğma ihtimali yüksek..' şeklinde bir spekülasyondu yaptığım. Hesaplarıma göre o şartlar doğacaktı ve beraberinde son 2-3 aydaki genel piyasa tepkisi eğilimine bakarak alacağım pozitif tepkinin oluşması da oldukça yüksek bir ihtimaldi.

    Makul, kabul edilebilir, enflasyona ezilmemiş bir kârla pozisyonun büyük kısmını kapatmış bile olsam, evdeki hesabım çarşıya uymadı. Yani spekülasyonun birinci aşaması için yapmış olduğum tahmin tutmadı. Tutmayınca senaryonun ikinci aşaması için gerekli şartlar oluşmadığı ve piyasanın negatif tepki verme ihtimalinin yüksek olduğunu hesaplayarak, yani yine bir spekülasyon yaparak, 'exit' fırsatını kaçırmayıp büyük miktarı erkenden davranarak satıp çıkmayı başarabildim. Bunu yapma fırsatım olmayabilirdi de elbette. Aklın tutulur, elin tutulur, bir çok şey olabilir. Bu sefer olmadı. Nasip diyelim.

    Şimdi, dünkü borsadaki hareketin de genele yayılır bir şahlanma hareketi olduğuna çok da kani olmadığım için, üstüne bir de sonucu belli olsa bile perşembe TCMB PPK toplantısı varken, yeni bir tercihte bulunmama kararı aldım ve nakit pozisyonda bekliyorum.

    3 farklı senaryo var kafamda, potansiyel olarak izleyebileceğim. Bunlardan birincisi spekülasyonumun tutmadığı şirkette ısrarcı davranıp biraz daha geri çekilmesini fırsat bilerek orada tekrar kısa vadeli pozisyon açmak.. Çünkü şirket, her ne kadar sektörel beklentileri an itibariyle çok parlak görünmese dahi, ucuz, finansal borçları çok ufak ve bunların çevrilmeme ihtimali yok denecek kadar düşük, net nakit pozisyonunda ve serbest nakit akışı da oldukça sağlam. Bu şirkette birileri yine kısa-orta vadeli pozisyon açmaya devam edecek. Ben pozisyon açsam da açmasam da, ve bu durum, bugün olmasa da yarın yine pozitif bir hareket doğuracak. Diğer 2 senaryo ise 2 farklı metodla tekrar anlamlı bir portföy oluşturmak.

    Bunu anlatmamın sebebi şu: Tercihlerim zaman zaman hatalı sonuçlar verse de, senaryomu kurmadan, spekülasyonumu yapmadan, rastgele 'ben bu şirketi çok beğeniyorum' deyip alım yapmıyorum. Kurgum doğru ya da yanlış olabilir ve nihayetinde ödülü de cezası da bana ait olacak bir senaryo. Ama en azından atacağım taşın hangi şartlarda ne kadarlık bir mesafeye düşebileceğini hesaplamakla kendimi mükellef hissediyorum. Gerisi Bay Piyasa ile benim öngörülerim arasında oluşacak makasın büyüklüğüne kalmış durumda. Çoğunun bunu benimseyeceğini ya da sevebileceğini de düşünmüyorum. Ortada biraz çıkıntı bir davranış modeli görüntüsü mevcut.

    Kendimi kategorize edip, 'ben şuyum ve tüm hareketlerim şu şekilde olmalı' gibi bir genel yaklaşım içerisine girmek istemiyorum.

    Dışarı çıkmadan hava durumu kontrolü yapıyorum. Ancak tahminlerin aksine gelişme olursa da sürekli elimde şemsiye ile dolaşma gibi bir huyum yok işin açıkçası. Bazen ıslanıyorum.. Bazen ıslanmakla da kalmayıp üşütüp soğuk algınlığına da sebebiyet verebiliyorum. Ama o hava tahmini ciddiye alıyorum. Bunu şirketlere ve borsalara uyguladığımı düşünün işte.
    Son düzenleme : deva-i dert; 22-05-2024 saat: 15:06.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  7. Sanal ortam dahi olsa, bazen oluşan karşılıklı dostluğa güvenerek, muhatabımı bazı şeyleri daha açıkça yazmaya, ondan bazı doneler almak için zorlamaya çalışıyorum. Bunun bir sataşma olarak algılanmaması için elimden geldiğince gayret etsem de, bazen yazılar maksadını aşmış görünebiliyor. O sebeple, herhangi bir yanlış anlaşılmaya sebep olmamak için peşin peşin böyle bir niyetimin olmadığını açıkça beyan edeyim.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  8. Yine, yeni, yeniden..

    Fintables'a Boykot Çağrısı...


    Geçen yıl yaptıkları bazı olumlu yeniliklerden dolayı bu sayfada kendilerini övdüğüm Fintables kendilerini var eden yolu tamamen unutup adeta Matriks'leşme yolunu tercih etmiş durumda. Temel/Finansal Analiz ile ilgili yapmış olduğum ve birçok kullanıcı için faydalı olabilecek talepleri reddetme ya da tenezzül edip cevaplamama yoluna saparken, Takas Analizi, Fiyat Grafikleri ya da doğrudan Aracı Kuruma erişim gibi Temel/Finansal Analiz ile ilintisiz işlerle kendilerini meşgul etmeye, bu konularda insanlardan gelen talepleri hemen cevaplamaya devam ediyorlar. Kendilerine buldukları yeni meşguliyet alanında zaten piyasanın en büyük oyuncusu Matriks varken ve Matriks bu konuda çok çok tecrübeli iken hem de..

    Ben bu mücadeleyi bırakmayacağım ve elimden gelen herkese Fintables aboneliğini bıraktırmaya ve onları boykot etmeye çağıracağım. Aynı minvalde de Matriks yetkilileri ile sıklıkla temasa geçip en azından zaten var olan bazı finansal bilgilere, verilere, analizlere başka gerekli/faydalı veriler ya da filtreler ekletmeye çalışacağım ve illâ her şey için tek platform yeterli olacaksa bunun Matriks ile sağlanması için mücadele edeceğim. Karınca kararınca.

    Herkese açık çağrımdır: Fintables aslına rücu edip, Fintables'ı Fintables yapan yenilikçi Finansal Analiz Platformu özelliğine tekrar kavuşana kadar Fintables kullanmayınız.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

Sayfa 268/290 İlkİlk ... 168218258266267268269270278 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •