Geçenlerde şu ayrılma hakkı ile ilgili SPK'ya gönderdiğim görüş dilekçesini koymuştum.
Eğer oradaki gerekçeler yüzünden..
"Ayrılma hakkı" kapsamı dahilinde ifadesini bulan,
"İŞlemin kamuya açıklandığı tarih" kavramının içeriği;
İşlemin tüm parametrelerinin belirlenmesi ardından birleşme gündemi ile toplanacak olan genel kurul tarihinin kamuya açıklandığı gün olarak belirlenecekse...(yani değerleme raporları, birleşme oranları vs ortaya çıktıktan sonra)
Şu durumda bu fiyatlardan bu gün hisse alanlar için dahi;
Adil fiyat-Bugünkü fiyat kadar garanti kar ortaya çıkacak..
Diğer yandan eğer değerleme raporları beklenenin biraz üstünde geleceği anlaşıldı ise,
ve dolayısı ile Kontrol payı oranının korunması bağlamında buna göre biraz daha hisse toplama ihtiyacı ortaya çıktı ise..
Pek tabiidir ki bu sebeplere dayanarak hisse alımı sürecinin amacı:
*"Mümkün olan en düşük maliyetle mümkün olan en yüksek sayıda hisseyi toplamak" olacaktır..
Tahtanın akışkanlığını yeteri kadar düşürecek hisse toplandığında
Ve ayrılma hakkının gündeme gelmesinden sonra ise..
Olası tahtadan hisse alımın amacı ise:
"Mümkün olan en yüksek fiyatı mümkün olan en az sermaye ve hisse ile yaratabilmek" olacaktır.
Sebebi basit..
Ayrılma hakkı kulanımı istediğinin, en azından bir kısmını bloke etmek...
"E peki tahtada daha yüksek fiyat yaratıyorsan adam ayrılma hakkı yerine tahtada sana satmayacak mı?"
"Evet öyle ama hızlı yükselen bir hissede bir başkaları da alıcı tarafında hevesli talipler olacaktır.."..
Tabii bunlar saaadece evde oturduğum yerden yazdığım varsayımlar..
İŞ bankası portföy yönetim sürecinin içinde bir yerlerde olmadığım için saaadece kurgu olarak değerlendiriniz
Yer İmleri