Yine küçük yatırımcının panik yaptığı noktadayız.
Bu sefer destek noktası veremeyeceğim ama bu hareketin silkeleme olduğunu düşünüyorum.
Uygun yerlerden alış fırsatı olarak değerlendirilebilir diye düşünmekteyim.
Dövizdeki çıkışta sınırlı olacaktır.
Yine küçük yatırımcının panik yaptığı noktadayız.
Bu sefer destek noktası veremeyeceğim ama bu hareketin silkeleme olduğunu düşünüyorum.
Uygun yerlerden alış fırsatı olarak değerlendirilebilir diye düşünmekteyim.
Dövizdeki çıkışta sınırlı olacaktır.
Destek 97500-98000 arasında olabilir, umarım oraları görmeyiz.
Denize düşen yılana sarılır, peki yılan denize düşerse?
İşte bu sorunun yanıtını ararken Atatürk'ün iktidar sahipleriyle ilgili sözleri aklıma geldi.
Onun için Gençliğe Hitabeyi tekrar anımsamak istedim.
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
20 Ekim 1927
Poli kelimesi Yunanca'da çok anlamına, tika kelimesi ise yüz anlamına gelir. Buna göre Politikacı çok yüzlü anlamındadır.
Politikacının amacı oy alabilmektir. Peki ya halk ne ister. Halk çocuk gibidir, o sadece almak ister, aynı çocuk gibi hep ister.
Ona versinler de nasıl verirlerse versinler önemsemez. Onun için kabahat hep iktidar sahiplerinde değildir. Bunları düşününce Nazım'ın şiiri aklıma geldi ve paylaşayım dedim.
DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKU
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
___demeğe de dilim varmıyor ama ___
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
1947
Nâzım Hikmet
|
|
90 bin ana destek olarak çok güçlü duruyor. Ben 96.400 ün şimdilik daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Dövizdeki hareket borsayı etkiliyor. Dövizi etkileyen de İstanbul seçimidir.
Hükümet ya ekonomi ya da İstanbul tercihini yapmak zorundadır.
Düşürülemeyen enflasyon ve işsizlik hükümetin geleceğini tehdit ediyor.
Bütün bu değerlendirmeleri göz önüne aldığımda hükümet İstanbul'u gözden çıkaracak ve seçim sonuçlarını kabul edecektir.
Yoksa bedelinin ağır olacağını biliyor. Şu anda oynanan siyaset oyunudur.
Borsada şu ana kadar satılmadıysa hisse satışı ve pozisyon değişimini önermiyorum.
Yeni hisse alışı için teknik analizin düzelmesi beklenmelidir.
Yer İmleri