Sayfa 213/964 İlkİlk ... 113163203211212213214215223263313713 ... SonSon
Arama sonucu : 7712 madde; 1,697 - 1,704 arası.

Konu: KERVN Kervansaray Yatırım Holding A.Ş.

  1.  Alıntı Originally Posted by mamadov Yazıyı Oku
    hem boş boş konuşuyosun, üstüne bir de buralarda siyaset satıyosun..

    Siyasiler danıştaya baskı yaptı diyosun.

    Madem bu kararda siyasetin rolü var SPK neden yatırımcıların yanında duruyor?

    Danıştaya sözünü geçirenler SPK ya sözünü geçiremiyor mu?

    Dahası ülkede adalet kalmadı diye zırlıyosun..

    Daha önce bu ülkede bir hiç yüzünden başbakan asıldı, şimdinin cumhurbaşkanı hapis yattı, 367 kararı, 28 şubatlar, parti kapatmaları daha sayısız hukuk ve insanlık katliamları yapıldı. Muhtemelen bunlarda senin adaletine uygundur.


    Ama senin niyetin burada hisse yorumu yapmak değil, kendi satılık ideolojini burada pazarlamaya çalışıyosun.
    Siyaseti sen yapıyorsun. Biz gerçeklikleri en somut verileriyle yazıyoruz. Sadece gerçekleri somutlaştırmak netleştirmek hoşunuza gitmiyor...!!

    SPK nın hep yatırımcı kendi düzenlemelerinin arkasında olduğunu ve hep iyi nşyetli hakkaniyet yanlısı olduğunu her defasında yazdım. Ve de bir yapıdaki bazı aşınmalar ifade etmek her kurumda veya her bireyinde aynı alınma vardır anlamında taşımaz.

    Peki spk yı gmrğuırdunda niye üç yoldur neler oluyor hangi güçlülere güvenerek bunkadar çık sayıda gözü pekmişler yaptıklarını niye söylemiyorsun?

    İhlas grubunda kaç şirkete hlsse çok yukarıdan boşaltıldı ve sonra şirketlerin içi boşaltıldı sözde finans bataklarla bunhisseleti kimler yukarıdan boşalşttı? clkho, artog ya kimler neler yaptı. Niye birşey yapılmadı? Niye Koza grubunda olduğu gibi patronların herşeyine elmkonup yatırımcıdan çalınanı geri koyacağız denmedi?

    Veya bu ihlas Kervn clkho artog taki aynı işler Koç grubu bir şirkette olsaydı neler olurdu?

    Aslında örnek sayısı o kadar fazlaki hepsini sıralamak uzun sürer. Son Onbeş yıldır borsada neler dönüyor ve kimler her her türlü dümen dolabı yaptı bugüne kadar ve hala yapabiliyor , kimler ise hiç birşeyi yapmıyor veya yapamıyor veya en ufak bir kusur yapsalar tepelerine binilşrb çok farkındayız .

    Onun için boş boş zırvalarınla siyaset yapma. Birde Kervn da hangi teknik ve sistemle yatırımcıların hakkı yenmiş nasıl bir girişimle halklar geri alınır konusunda insanlara katkı sun

  2.  Alıntı Originally Posted by 1prometheus Yazıyı Oku
    Sayın Yetkili,
    Halka açık olan Kervansaray Yatırım Holding'in Zeynep Tümer'e ait Sis iplik ibirleşitirilmeden önce ve birleştirilmesiyle oluşan iki bilançolara bakıldığında, bu şirket birleşimi halka açık şirketin bilançosunda özsermayeyi bir kaç kat erittiği ve finansal borç krizine soktuğu açıkça görülmekte. Bu şirket birleşimiyle halka açık şirkette oluşan bu negatif mali yapıya başlayan ve sonrasında şirkette ortaklık faydasına olmayan işin yürütülmesi hisse fiyatınında büyük düşüşe neden olmuştur. Bunun sonucu olarak yatırımcılara önemli miktarda zarara uğratmıştır. Ayrıca spk nın ilan ettiği yeni hakim ortağın zorunlu hlsse geri alma yükümllüğü beklentisiyle yatırımcının çok değer kaybetmiş olan bu senetleri dip fiyatlarda üç yıl tutmasıyla yatırımcı zararını dahada artırmıştır. Bu üç yıl sonucunda pek gerçekliği yansıtmadığını düşündüğümüz gerekçelerle, Danıştay verdiği kararla, Zeynep Tümer'in zorunlu hisse geri alım yükümlülüğünü ortadan kaldırmasıyla, yatırımcıların uğradığı büyük zarardan bir çıkış olanağı kalmamıştır. Yatırımcılar olarak kervan da oluşturulan bütün süreçlerden dolayı uğradığımız zararlar konusunda mağduriyetimizi bildirir ve bazı sorunun çözümünü beklemekteyiz.*

    Borsada halka açık şirketlerin özsermaye, finansal ve ortaklık yapısını önemli oranda değiştirecek bu tür işlemler sonucu diğer yatırımcılar aleyhine oluşacak zararlarını önlemek amacıyla, SPK nın yeni hakim ortağın belirlenecek adil fiyattan diğer yatırımcılara ait hisseleri geri alma yükümlülüğünün olması şeklinde müfredatında düzenlemeler var. SPK nın şirket birleşimiyle Zeynep Tümer in zorunlu hisse geri alma yükümlülüğünün olduğunu açıklaması, şirket birleşiminin oluşturabileceği haksızlıklardan yatırımcıların korunması amacıyla iyi niyetli bir bildirim idi. Ama Danıştay kararıyla gelinen son noktada, spk nın bu çağrı kararı yatırımcıya daha büyük zarar etmesine sonucunu doğurmuştur. Yani gelinen noktada, yatırımcılar "hem bu şirket birleştirme olayıyla halka açık şirkete oluşan üç kat özsermaye erimesi ve ciddi finasal problemler sonucu şirket hissesinin piyasa değerin de bir kaç kat düşesiyle" kaybetmiş, hem de "bu hisseleri üç yıldan fazla dip fiyattan çağrı beklentisiyle elinde tutmasıyla" zamandan kaybetmiştir. Yani bu çağrı yükümlülüğü kararı sadece yatırımcının zararının katlanmalı şekilde yükselmesine neden olmuş oluyor. Yine çağrı yükümlülüğüne dayalı olarak yatırımcı haklarının korunması amacıyla, hissenin brüt takas alınınması, internet yasağının uygulanması, yakın izleme pazarına alınması gibi işlemler sadece hissede oluşturduğu değer düşüklüğüyle yatırımcıların aleyhlne uygulamalara dönüşmüş oluyor. Şirkete yapılan bu kadar çok sayıda dönme dolap işlerle üç yılı aşkın sürede oluşan büyük miktardaki yatırımcı zararlarını giderecek tek şey, yeni hakim ortağın zorunlu hisse geri alım yükümlülüğünü adil bir fiyattan yerine getirmesiydi. Ama gercekliği yansıtmadığını düşündüğümüz gerekçelerle Danıştay' ın bu şirket birleşiminde Zeynep Tümer'in zorunlu hisse geri alım yükümlülüğü doğmamıştır şeklinde verdiği son kararla, bu beklenti de ortadan kalkmış görünüyor.*

    Danıştay son kararından sonra, çağrı yükümlülüğünü doğuran "Çoğunluk hisseleri edinerek hakim ortak olma ve yönetim gücünü elde etme" durumu konusunda spk üyeleri mi kurum mevzuatını ve yönetmenliklerini yanlış* yorumlayıp "bu şirket birleşimi zt nın zorunlu hlsse geri yükümlülüğünğ doğuruyor" kararını verdiler, yoksa Danıştay üyeleri mi bu konuda yetersiz bilgiye sahip olduklarından "durum zorunlu hisse geri alımını gerektirmiyor" şeklinde yanlış sonuca ulaştılar? Burda yatırımcılar olarak hangi kurumun yanlış yorum ve hükümler vermiş olabileceğini sorgulamaktayız. Öncellikle Kervn özelinde çağrı koşulunu kilit noktasını oluşturan "çoğunluk hisseleri edinme ve yönetim gücünü ele geçirme" konusunda Spk nın yatırımcılar ve hukuğun bilgisine sunacağı bazı netleştirmeleri yapması gerek diye düşünüyoruz.

    Ayrıca Danıştay kararını desteklemek içiin sunduğu diğer bir çok gerekçenin gerçekliği hiç yansıtmadığını, halka açık şirketin şirket birleşimi öncesi ve sonrası bilançolarının daki özsermaye ve finans durumlarının karşılaştırılmasıyla, şirket birleşme süreclnde birleşen şirket olan Sis İplik unvanlı şirkette yatırımcıla aleyhine örtülü kalmış bazı durumlardan ve şirket birleşme hemen sonrası şirkette yürütülen bazı icraatlardan kolaylıkla tespit edilebileceğine inanıyoruz.*

    1.Danıştayın şirket birleşimiyle Kervn da "hakim ortak ve yönetim gücü değişmemiştir" gerekçesi spk mevzuatına göre gerçekten doğruluğu yansıtıyor mu?*
    Yüksek oranda çoğunluk hissesi halka açık olan bir şirketin yönetiminde akrabası bulunan ve elinde düşük oranda hissesini bulunduran bir kişi, halka açık şirket ile kendine ait* bir şirket birleştirerek veya başka herhangi bir yöntemle halka açık şirketin çoğunluk hisselerini edinirse, hakim ortak ve yönetim gücü değişmemiş sayılarak, zorunlu hisse geri alınımından muaf olabilir mi?*
    Olayı daha net şekilde Kervan özeline indirirsek; Kervan ile Sis İplik şirket birleşimi öncesi, Zeynep Tümer in %10 veya birlikte hareket edenlerle %20 civarında kervan hissesine sahipliği ve bu hisse orandaki oy gücüyle (belki bir kısım diğer yatırımcılarında oy desteğiyle) kardeşi ile eşini yönetime sokmuş görünüyor.*
    Ama daha önce hernekadar zeynep hanımın akrabaları yönetimde olsada, yaklaşık %80 hisseyi elinde tutan diğer yatırımcılar istedikleri zaman yönetimi değiştirme gücü sahipti. Yani şirket birleşiminden önce, çoğunluk hisseleri elinde bulunduran hakim ortak ve yönetim gücünü sahip olan ZT değildi, hakimiyet diğer yatırımcılarda idi. Yani diğer yatırımcıların her zaman yönetimi değiştirebilme gücü vardı.
    Ama şirket birleşmesi yaparak tahsisli sermaye artırımıyla zt* hisselerin direk %73 direk-dolaylı %90 dan fazlasını ele geçirerek tek hakim ortak olmuştur ve yönetimi kurulunu istediği gibi belirleme gücüne ulaşmıştır. Bunun sonucu olarak daha önce %80 lik hisse oranını elinde bulunduran diğer yatırımcıların hisse oranı %10 un altına düşmüş ve diğer yatırımcıların şirkete hakimiyeti ve yönetimi kurulunu belirleme gücü tamamen ortadan kalkmıştır. Bu koşullarda spk mevzuatına göre "şirkette hakim ortağın değiştiği, yönetim gücünü yeni hakim ortağa geçtiği ve bunun sonucu olarak yeni hakim ortağın çağrı yapma yükümlülüğü oluşmuştur" sonucu çıkıyor mu?

    2.Danıştayın Zeynep Tümer'in zorunlu hisse geri alım yükümlülüğü yoktur kararı için sunduğu bir gerekçe de "şirket birleşimi sonrası şirketin yatırımcılara ayrılma hakkı sunmuş olması". !?*
    SPK mevzuatına göre Şirketin ayrılma hakkı tanıması yeni hakim ortağın zorunlu hisse geri alım yükümlülüğünü ortadan kaldırır mı? Yeni hakim ortağın zorunlu hisse geri alımı yapması ve şirketin ayrılma hakkı sunmasını oluşturan koşullar (biri nitelikli işler, diğeri hakim ortak olma ve yönetim gücünü ele geçirme durumuyla ilgilidir) birbirinden çok farklıdır, geri alınacak hisse fiyatının belirlenmesi kriterler çok farklıdır (yanı belirlencek olan hisse fiyatları çok farklıdır), birinde hisse geri alım miktarının kısıtlama vardır diğerinde yoktur, birimde genel kurula katılıma ile belirleme diğerinde genel kurula katılma zorunluluğu yoktur. Bu kadar birbirinden farklı olan durumlarda Danıştay nasıl oluyorda "zaten şirket ayrılma hakkını sunmuş" diye bir gerekçe gösterebiliyor? Ayrıca şunu belirtmek gerek; Kervn da ayrılma hakkını kullanmada miktar çok kısıtlanmıştı, ayrılma hakkını kullanmak isteyen bütün yatırımcıların katılması mümkün değildi, ayrıca herkesin işi veya seyahatleri gereği ayrılma hakkını kullanmak için genel kurula katılma olanağıda olmayabilir. Oysa hakim ortağın çağrı yapma yükümlülüğü bu kısıtlanmış koşulların hiç birini gerektirmiyor. Ayrıca şirketin sunduğu ayrılma hakkı fiyatı çağrı fiyatının çok altında bir rakam.

    
3.Danıştay ın diğer bir gerekçesi de "bu şirket birleşmesi şirket özsermayesini artırmış". !?*
    Oysa şirket birleşimi öncesi ve sonrası* bilançolara bakıldığında durum çok farklı. Bu şirket birleşimi halka açık şirketin özsermayesini 3 kat eritmiş görünüyor. Hisse defter değeri 1.40 lardan 0.40 lara düşmüş. Zaten şirket birleşme oluşan büyük özsermaye kayıbı sonucu halka açık şirket yakın izleme pazarına düşürmüş bulunuyor.*

    
4.Danıştata diğer bir gerekçesi "şirket birleşimi halka açık olan Kervn ı finansal olarak güçlendirmiş".* !?
    Oysa bilançolara bakıldığında şirket birleşimi öncesi halka açık kervan ın hiç ciddi miktarda bir finansal ve ticari borcu olmadığı görülür. Ama şirket birleşimiyle birleşen şirketin borç yükünü kendine katarak finansal borç girdaplarına girmiş ve bunun sonucu olarak şirketin bir çok gayrimenkullü icraalara düşmüş ve şirket bu varlıkları icraatlarda çok düşük fiyatlardan kaybetmesine kadar uzamış gitmiş. Hatta bazılarını icraatlardan en ucuza şirket dışına çıkarılmasını engelleyecek spk bazı girişimlerde bulunmuştur.*

    
5.Yine Danıştayın başka bir gerekçesine göre "şirket birleşimi bütün ortaklık yararına olmuş" !?

    a) Bilançolara bakıldığında, şirket birleşimi öncesi yatırımcının elindeki her hissenin* karşılığında bilançolarda 1.50 lira civarında şirket varlıklarının değeri vardı ama şirket birleşmeden sonra yatırımcının elindeki her hissenin karşılığında bilançolarda şirket varlıklarının değeri 0.40 kuruşlara düşmüş. Yanı bu şirket birleştirme işiyle yatırımcının elindeki varlığın değeri yüksek oranda eritilmiş. Bu koşullarda, bu iki şirketin birleştirilmesinde, bu iki şirketin özsermayelerine göre, iki şirketin sahiplerine haksız oranda hisse ihracı yapılarak yatırımcıların varlığı yeni hakim ortağın cebine doğru eritilmiş sonucu çıkarmak yanlış mı olur? Reel veriler bu kadar somut ilken, Danıştay hangi dayanaklarla bu şirket birleşimi bütün ortakların yararına olmuştur diye bir önermede bulunabiliyor anlamak zor.*

    b) Ayrıca halka açık şirket ile birleşen şirket olan sis ipliğin iki hotelinin üs kullanım hakkını hukuksal olarak kaybetme olasılığı varken şirket birleşiminde değerlendirilmeye alınmış ve karşılığında zt ye hisse ihraç edilmiş. Bu hotellerin hukuksal yaptırımlarla kapalı kalması veya üs kullanım hakkı iptal edilip, şirketin bu varlıkların tamamen kaybetme olasılığı varken, bu şirket birleşiminin bütün ortaklık faydasına olduğunu söylemek mümkün mü?* Tabi şirket birleşme sürecinde bu iki hotelin üs hakkının hukuksal olarak sorunlu olduğu yatırımcıların bilgisine sunulmaması* da ayrı bir konu. Bu hotellerin durumu şirket birleşiminden sonra Spk uyarısıyla açığa çıkmıştır ve bildirimi sonradan yapılmıştır. Oysa* şirket birleşmesinde önemli itirazlara konu olabilecek bir durumdu.*

    
c) Halka açık şirket ile birleşen Sis İpliğin, Akayteks pazarlama, Vakar tekstil gibi bir çok şirketten yüklü miktarlarda alacağını teminat altına almamış olması, şirket birleşiminden sonra bu alacakların şüpheli alacağa dönüşmesi veya ileride bu alacakların hiç alınamayacak duruma düşmesi olasılığı varken, bu şirket birleşmesinin bütün ortaklar yararına olmuş olduğunu ifade etmek hiç anlaşılır bir durum değil. Sonuçta* bu alacaklar sis iplik bilançolarında aktif değer olarak şirket birleşmesinde değerlendirmeye alınmış ve karşılığında zt ye hisse ihraç edilmiş ve ileride hiç tahsil edilemezse halka açık dışına çıkarılırmış varlıklar olacak ve yatırımcılar büyük zarara uğratmış olacaktır.*

    
d) Halka açık şirket ile birleştirilen Sis iplik yüksek miktarda ve yüksek faizlerle finans kuruluşlarına borçlanmışken, yönetimdeki kişiler ile akrabalarının şirket birleşim öncesi Sis iplikten daha avantajlı koşullarda düşük faizle yüklü miktarda nakit çekmiş olmaları ve şirket birleşimi sonrasında da şirkete olan ödememleri sürekli ertelemeleri bu şirket birleşiminin ortakların yararına olmadığı çok açık şekilde gösteren diğer bir durumdur.*

    e) Şirket birleşiminden hemen sonra, birleşen şirket olan Sis ipliğe ait bazı gayrimenkullerinin birleşmede esas alınan değerinin çok altında bir fiyatla satılması da ortaklığa önemli miktarda zarar ettirmiştir. Yani ZT bu varlıkların karşılığında kendine hisse ihraç ettikten hemen sonra bu varlıkları çok daha düşük fiyatlarda satılıp şirket dışına çıkarılması* çok ilginç bir durum. Eğer sis iplik finansal olarak bu kadar çıkmazda idiyse ve bu gayrimenkullerini kısa sürede bu kadar ucuza elden çıkarması durumuna gelmiştiyse, zt bu şirketini getirip halka açık şirketle birleştirip önce karşılığında kendisine hisse ihraç edip ve hemen sonrasında bu varlıkları birleşme değerinin çok altında bir değerle satıp ortaklık dışına çıkarması çok çarpıcı şekilde yatırımcılar aleyhine olan bir durum. Bu gayrimenkullerin satış fiyatları şirket birleşmesinde esas alınan değerinin çok altında olduğu denetçi raporunda belirtilmiştir.*

    
f) Şirket birleşiminden hemen sonra, Kervn ın %99 civarı bağlı ortakları olan Bahar tekstil ile Melis Yapı nın elindeki onlarca milyon kervan hissenin 0.30 0.50 kuruş gibi düşük flyatlardan satılıp şirket dışına çıkarılması mı bütün ortakların yararına olmuş? Elinde oladar çok sayıda değerlendirebileceği gayrimenkul var iken, bir şirketin elindeki hisseleri bu kadar ucuza satması doğal mı?* Bu hisselerin böyle ucuza satılacağına, öncelikle net sabit değeri olan şirketin diğer bazı gayrimenkul varlıkları satılarak şirketin finansal ve özsermaye yapısı iyileştirildikten sonra bu hisselerin çok daha yüksek fiyatlardan alıcı bulma* olanağı oluşturulup, şirkete çok daha yüksek katma değer sağlayacak şekilde değerlendirilmesi mümkün olabileceğini her şirket yönetimi düşünebilir elbette.* Tabi bu durum bu hisselerin bu fiyatlardan gerçekten piyasaya mı satıldığını yoksa yandaşlara mı aktarıldığını sorgulanır yapar.*

    
g) Bu şirket birleşimi sonrası, üç yıldır şirketin hiç kar üretememisi, her dönem faliyet alanlarında sürekli zarar vermesi bu şirket birleşimini ortaklığa kattığı bir diğer negatif durum.

    
h) Şirket birleşiminden sonra, bir çok bildirimin zamanında yapılmaması bazı brokratik işlerin zamanında yerine getirilmemesiyle sürekli şirkete maddi cezalar getiren bir şirket yönetiminizde ortaklık yararına* olduğunu söylemek mümkün değil.

    
i) Danış Turizm e taahütte* bulunarak bir inşaat projesinde yüklenici olunuyor ama yıllarca proje ile ilgili yükümlülkler yerine getirmeyerek, halka açık şirketin sürekli danış turizme tazminat öder duruma getirmesinln ve bu yükümlülüğe bağlı olarak şirketin çok değerli bir arsasını Danış turizme teminatlandırılması çok düşündürücü. Bir şirket yürütemediği bir projede yıllarca anlaşmayı yenileyerek yükleniciliği devam ettirip* ve sürekli bu proje yükümlülüğü üzerinden başka be şirkete borçlandırıması, ve bu yükümlülük üzerinden çok değerli bir arsasını da düşük değerden teminat olarak vermesi çok düşündürücü durum. Şirketin yüklenici olarak bu projeyi sürdürme kabiliyeti yoktuysa neden anlaşma iptal edilip zarar kes yapılmadı da her yıl anlaşmaya devam ettirilerek zarar yükseltildi acaba...

    j) Şirket birleşiminden sonra halka açık şirket üç yıl boyunca finansal borç sıkıntıları çekmeye başladı. şirketin* bir çok gayrimenkulü var iken, bu üç yıl içerisinde bu gayrimenkulleri zamanında en verimli fiyatlardan satıarak nakit üretmesi veya yeniden ipoteklemeler yaparak refinansman sağlanması mümkün iken, şirketin değerli varlıkları icralara düşürüp en ucuza şirket dışına çıkması koşullarına olanak tanınmasının anlamı nedir?*

    k) Veya bu üç yıllık sürede, şirketin bir çok gayrimenkulünün güncel değeri bilançolara geçirilerek, şirket bilançosunda özsermaye yükseltilerek şirket kredibilitesi yükseltilip refinansman sağlama işi kolaylaştırılmaz mıydı? Bunun yanısıra, denetçi raporunda belirtildiği gibi, üç yıl boyunca şirketin çok sayıdaki gayrimenkullerinin gerekli evraklarının bağımsız denetçiye verilmenesi, ve yatırımcıların bu gayrimenkullerin niteliği ile değeri konusunda bilgilendirilmemesi de ayrıca* yönetimin iyi niyetini sorgulanır yapan bir durum.

    l) Ayrıca çeşitli emlak danışmanlık veya başka iş anlaşmaları kapsamında muvazaalı işlerle şirketin kaynaklarının sömürüldüğüne dair şüphe uyandıracak durumlarda söz konusu. Bu konuda incelemeler gerektirir.

    6. Danıştay kararına ilaveten belirttiği bir diğer husus ise, "spk nın verdiği bu çağrı karardan dolayı gecen üç yılda şirketin büyük zarara uğramasına sebep olmuştur" !?
    Danıştayın bu şeklindeki bir açıklaması da pek doğrusal görünmüyor. Oysa çağrı yükümlülüğü şirketin faliyetlerini ve kaynaklarını en verimli şekilde kullanmasına herhangi bir kısıtlama getirmemiştir. Zorunlu hisse geri alımı tamamen hakim orta ile ilgili bir durum. Ama şirket yönetimi spk nın çağrı kararından dolayı, yönetim gücünü kullanarak, şirketeki bir çok işe olumsuz yön vererek, sürekli kasıtlı olarak şirkete zarar ettirerek, sürekli şirket varlıklarını en ucuza şirket sıkına taşımaya çalışarak, Spk nın da suç duyurusunda bulunduğu muvazaalı işler ve icralar kadar bu olumsuzluklar silsilesini sürdürmeleri, yatırımcıları ekarte etmek için, yatırımcılar ile kurumlar üzerinde baskı uygulamak ve bazı algıları empoze etmek için süreçlendirdikleri stratejiler şeklinde tanımlamak daha doğru olabilir mi acaba?*

    7. Birde Danıştay, şirket birleşimine itiraz edilmediğini de yeni hakim ortak lehine arguman yapmış. Ama şirket birleşme sürecinde, zt nın şirketine ait iki hotelin üs hakkı kullanımının iptal durumunu, birleşen şirketin bazı ilişkili olmayan taraflardan bir çok yüksek miktardaki alacaklarının teminatlandırmamış olması, şirketin aşırı borç yükü altına sokulmuş olması ve aile bireylerin şirkete yüklü miktar nakit çekmiş olmadı gibi bir çok durumu örtülü tutulması* gibi bir çok durum Danıştayın bu argumanı anlamsızlaştırıyor. Oysa bu saklı tutulmuş durumlar şirket birleşmesinde ciddi itirazlara neden olacak önemlilikte.*

    Zeynep Tümer e ait Sis iplik unvanlı şirketi ile birleştirilmeden önce, halka açık olan Kervansaray yatırım holding in pek bir finans borcu yoktu özsermayeside oldukça artıdaydı. Ama halka açık şirket halka açık olmayan şirket ile birleştirildikten sonra bilançolarda yüksek oranda özsermaye erimesine uğradı ve üç yılda bir türlü ödeyemediği büyük finans borç yükü oluştu.* Ve olay şirketin icralarla varlıklarını çok ucuza kaybetmesine kadar uzadı. Madem Zeynep Tümer'in şirketi finans olarak batık ve varlıklarını böyle kelepire icradan kaybedecek duruma gelmiştiyse, neden yönetimdeki akrabalarının marifetiyle şirketini getirip halka açık şirketlerin birleştirdi, halka açık şirkette batsın diye mi? Şirket varlıkları birer birer icraalara düşerken yatırımcıların kafasında böyle sorguların oluşmasına neden olurken, şirket avukatlarının icraalar konusunda basına yaptıkları açıklamalarda "şirket özsermayesi herseye yeter bu icraa borçları şirket özermayesi yanında çok önemsiz miktarlar" diye belirtmelerinin oldukça trajikomik durum oluşturmakta. Peki şirket avukatlarının belirttiği gibi şirketin böyle güçlü özkaynakları varken, şirket yönetimi bu geçen üç yılda şirket özkaynakları neden gerektiği gibi değerlendirip şirketin varlıklarını kelepire icralarda kaybetme koşullarının oluşması engellenmedi? Avukatların bu açıklamaları sadece şirket yönetiminin niyetinde sorgulanır yapar. Eğer şirket yönetim kontrollü diğer yatırımcılarda olsaydı veya ortaklık yararına çalışan bir kayyumun kontrollünde oldaydı, bu üç yılda şirketin özkaynakları en verimli şekilde değerlendirilir şirketin bütün finans problemleri çözebilinirdi veya şirket bir çok varlığını aşırı ucuza satmaz veya icralardan kaybetmezdi diye düşünüyoruz. Zaten yönetimin niyetinin farklı olduğuna dair spk da ortaklık yararına olmayan bazı muvazaalı işler tespit edip suç duyurusunda bulunmuştu. Sonuç olarak yatırımcılar olarak, devletin ilgili kurumları nasıl olurda bir ülke borsasını bu kadar tahrip eden işler silsilesine yıllarca böyle müsamaha gösterebiliyor ve şirket yönetimine müdahale edemiyor diye* düşünmeden edemiyoruz. Oysa diğer taraftan devlet kurumları usul dışı işletilen borsadaki veya borsa dışındaki bir çok şirketin yönetimine hemen müdaheleler yapılabildiğini gözlemleyebiliyoruz.

    Yukarıda belirttiğimiz bilgi paylaşımı ve sorugulamarla, kurumunuzun sorumluluk ve yetkileri kapsamında gerekli incelemeleri yapmanızı ve gereken girişimlerde bulunmanızı umut ediyoruz. Ayrıca bugüne kadar şirkette yürütülen icraatlar göz önüne alarak şirket yönetimin şirketi ortaklık lehine yönetip yönetilmediğini ve şirket yönetiminin müdahale edilip edilmemesi gerektiğini değerlendirilmesini beklemekteyiz.
    
Şirket birleşimi ve sonrasında şirkette yürütülen icralar bu kadar çok yatırımcılar aleyhine olduğu açıkken, Danıştayın halka açık Kervn ın Sis iplik ile birleştirilmesinin ortaklık yararına olduğunu belirtmesi ve her gerekçe ve açıklamasını patronlar ve yönetim lehine yapması çok düşündürücü. Ve danıştay kararı sonrası Zeynep Tümer'in avukatlarının basın yayına yaptıkları açıklamasında, Danıştay piyasalara ders gibi bir karar verdi demesi ayrıca tartışılması gereken durum. Gerçekten bu karar sermaye piyasaların en doğru işlemesi için iyi bir ders mi? Yani Zeynep Tümer yürüttüğü hukuk işleriyle SPK ya, yatırımcılara ve diğer şirket patronlarına ders mi vermiş oldular?* Yani diğer patronlarda aldıkları bu dersle, çağrı yükümlülükleri olmadan, kendilerine veya veya yandaşlarına ait şirketlerini getirip kervn da olduğu gibi aynı koşullarda halka açık şirketlerle birleştirebilecekler mi? Ve artık SPK* ile BİST aldığı bu ders ile, patronların bu şekildeki borsada olan ve borsada olmayan şirketler arası birleşmelerinde zorunlu hlsse geri alımı gerektiği hükmü vermeyecek mi?*

    
Veya büyük yatırımcıların fonların olduğu diğer borsa şirketlerinde, yeni hakim ortağın adil bir fiyattan çağrı yükümlülüğü olmadan, kervan da olduğu gibi (halka açık şirketin özsermayesini üç kat eksiltecek, halka açık şirketi flnans borç batağına sokacak, birleşen şirkettin bazı varlıklarını kaybetme olasılığı gibi halka açık şirket hissedarlarının aleyhine olan bir çok durumu gizli tutularak) halka açık olmayan şirketlerle birleşme yapmaları mümkün olabilir miydi? Bu kervan daki koşullar ve işlemler silsilesine büyük fonların veya yatırımcıların olduğu halka açık şirketlerde olmuş oldaydı hukuk yinede yeni hakim ortağın zorunlu hisse geri alım yükümlülüğü yoktur kararı verirmiydi? Bu emsal ile bundan sonra diğer patronlar da aynı şekilde, halka açık şirketin özsermayesini yüksek oranda eritecek ve borç girdabına sokacak şekilde kendi şirketlerini getirip halka açık şirketlerle birleştirmesine olanak tanınması, borsada nasıl sonuçlar doğuracağını göz önüne almakta yarar var sanırım.*

    Eğer borsa normlarına göre bu koşullarki şirket birleşimi ve ortaklık yapısı değişikliği çağrıyı gerektiriyorsa, çağrı adil bir fiyattan olmalı. Bu konuda mevzuatın belirttiği gibi bütün kriterler değerlendirmeye alınmalı. Şirket birleşimi öncesi Kervn ın hlsse defter değerinin 1.48 civarında olduğu gözden kaçırılmamalı. Sanırım mevzuata göre çağrı fiyatı belirlenmesinde kriterlerden biri de halka şirketin gerçek değerinin de göz önüne alınmasıdır. Bu durumda şirket birleşim öncesi Kervn ın bilanço değerinin gözardı edilmemesi gerekir diye düşünüyoruz.*
    
Kurumunuz öncülüğünde diğer kurumları ve yatırımcıları* bilgilendirmenizi bekliyoruz. Umarız herşey yasaların ve spk mevzuatının gerektirdiği şekilde adil bir sonuca ulaşır.*
    İyi çalışmalar dilerim.
    yazılarınıza çok emek veriyorsunuz kendiniz ve bizler için.takdir edici bir yaklaşım ama hocam şu an küçük yatırımcılar olarak spk yetkililerinin hsk hakımleriyle görüşmesini istemeliyiz,sizinki içerik ve de çok uzun bir hukuki içerik ki zaten spk bugüne kadarki savunmalarıyla birçok mahkemenin çağrı lehine karar vermesini sağladı.hepimiz spk gibi milyarca liralık ekonomiyi denetleyen büyük kurumun hakimler savcılar kuruluyla görüşme yapmasına odaklanmalıyız ,bunu talep etmeliyiz

  3.  Alıntı Originally Posted by selamunaleykum Yazıyı Oku
    güzel yerden yakaladınız.. ky nin zarara uğramasına kurul sebep olmuş oluyo.. o vakit kurul; kendisine ky dava açmasın diye, mutlaka şirketle örtülü de olsa paralel adım atacaktır gibi bir sonuç çıkartabilirmiyiz?

    şirketin ; kuruldan istediği ne? konuyu açar mısınız?
    Şirket Spk yı tonga ya düşürmeye çalışıyor olabilir. Bu durumda spk kendisi ile açık şekilde çelişir, kendi ipini kendi çekmiş olur. Bu durumda şirketin de ky nin de hukuksal hakları doğar.

  4.  Alıntı Originally Posted by 1prometheus Yazıyı Oku
    Siyaseti sen yapıyorsun. Biz gerçeklikleri en somut verileriyle yazıyoruz. Sadece gerçekleri somutlaştırmak netleştirmek hoşunuza gitmiyor...!!

    SPK nın hep yatırımcı kendi düzenlemelerinin arkasında olduğunu ve hep iyi nşyetli hakkaniyet yanlısı olduğunu her defasında yazdım. Ve de bir yapıdaki bazı aşınmalar ifade etmek her kurumda veya her bireyinde aynı alınma vardır anlamında taşımaz.

    Peki spk yı gmrğuırdunda niye üç yoldur neler oluyor hangi güçlülere güvenerek bunkadar çık sayıda gözü pekmişler yaptıklarını niye söylemiyorsun?

    İhlas grubunda kaç şirkete hlsse çok yukarıdan boşaltıldı ve sonra şirketlerin içi boşaltıldı sözde finans bataklarla bunhisseleti kimler yukarıdan boşalşttı? clkho, artog ya kimler neler yaptı. Niye birşey yapılmadı? Niye Koza grubunda olduğu gibi patronların herşeyine elmkonup yatırımcıdan çalınanı geri koyacağız denmedi?

    Veya bu ihlas Kervn clkho artog taki aynı işler Koç grubu bir şirkette olsaydı neler olurdu?

    Aslında örnek sayısı o kadar fazlaki hepsini sıralamak uzun sürer. Son Onbeş yıldır borsada neler dönüyor ve kimler her her türlü dümen dolabı yaptı bugüne kadar ve hala yapabiliyor , kimler ise hiç birşeyi yapmıyor veya yapamıyor veya en ufak bir kusur yapsalar tepelerine binilşrb çok farkındayız .

    Onun için boş boş zırvalarınla siyaset yapma. Birde Kervn da hangi teknik ve sistemle yatırımcıların hakkı yenmiş nasıl bir girişimle halklar geri alınır konusunda insanlara katkı sun
    Kimdir bu mamadov bu kararın nesini savunur bu kararın savunacak bir tarafı varmıdır siyasi baskı olduğu çok açık değil midir bakınız bir hukukçu arkadaş karar düzeltme nin formaliteden olduğunu bir sitede nasıl açıklamış.

    ""şunca yıllık mesleki tecrübem sonucu görmüş olduğum üzere kabul edilme oranı %1'in altında olan kanun yoludur.

    temyiz incelemesinden geçmiş dosya yargıtay'ın önüne bu kez karar düzeltme istemiyle geldiği zaman, eğer bu aşamada işin içine rufailer karışmamış ya da dosyada son derece anormal bir onama kararı yoksa karar düzeltme talebi kabul edilmeyecektir.

    uygulamada, avukatların, müvekkillerine herşeyi yaptık ama malesef olmadı demelerini sağlar; bunun dışında bir fonksiyonu yoktur hatta bunun da ötesinde yargıtay için gereksiz iş yükü doğurur.

    kaldırsalar da bunu herkes rahat etse. hiç değilse sokaktaki adam bir umut karar bozulur diye bununla kendini avutmasa """

  5. Bu karar düzeltme yoluyla devletin kasasına gircek 200 milyona yakın bir para 3 mahkemenin kararıyla kesinleşmiş iken % 99 devletin ve yatırımcıların lehine olcak bu karar 2 üye hakimin verdiği bir kararla bozuluyorsa bu işler böyle kadar basit mi bu cezalar Doğan grubuna veya koç grubuna kesilseydi bu karari bozabilecek bir hakim veya bir güç var mıydı bu ülkede ve o hakimler şimdi neyci oldukları için hemen hakimler yüksek kurulu tarafından açığa alınıp şimdi hangi örgüt mensubu olduğu gerekçesiyle tutuklanacaklardi .

  6. Cok kisi uzun yıllardır bekliyor .
    Cagri olmayacak ve blokeler kalkacak Durumu Şirket ve ortakları açısından olumlu bir sonuç sayılmaz mi ?
    Gayrimenkul satışı da yapılmıştı . Borç ödeme ve yapılandırma konularında ciddi adımlar var. Blokelerin kalkmasi ile arael ile de anlaşma sağlanamaz mi ? Bu durumda şirket icin olumlu olan bu durum piyasa fiyatına da olumlu etki etmez mi ?
    Pek cok şekilde yorumlanabilir . Bakalım
    Zaman ne gösterecek göreceğiz .. ytd

  7.  Alıntı Originally Posted by mamadov Yazıyı Oku
    hem boş boş konuşuyosun, üstüne bir de buralarda siyaset satıyosun..

    Siyasiler danıştaya baskı yaptı diyosun.

    Madem bu kararda siyasetin rolü var SPK neden yatırımcıların yanında duruyor?

    Danıştaya sözünü geçirenler SPK ya sözünü geçiremiyor mu?

    Dahası ülkede adalet kalmadı diye zırlıyosun..

    Daha önce bu ülkede bir hiç yüzünden başbakan asıldı, şimdinin cumhurbaşkanı hapis yattı, 367 kararı, 28 şubatlar, parti kapatmaları daha sayısız hukuk ve insanlık katliamları yapıldı. Muhtemelen bunlarda senin adaletine uygundur.


    Ama senin niyetin burada hisse yorumu yapmak değil, kendi satılık ideolojini burada pazarlamaya çalışıyosun.
    Mamadov sen kimsin ne ayaksın yoksa kırk ayak dedikleri sen misin bu ülkede biz nereli gördük artık bu kadarı da olmaz dedik ama olduğuna şahit olduk sayilganlarin SPK da değil ama siyasette yargıda tanıdık eş dost olmadığını nereden biliyorsun bu ülkede zamanında anayasa mahkemesi başkanı hakimler için söylediği vicdanıyla cüzdanı arasına sıkışmış sözününden ne anlıyorsun

  8. danıştay çağrı yok dediğinde şirket iyi niyetli yaklaşıp 5 milyon 10 milyon tl lik bir geri alım yapsaydı bugün 1.5 2tl lerde kimse kalmayacaktı eskilerden büyük ihtimal,bazı şeyler çok açık hisse hala 35 40 arası süründürüyor küçük yatırımcıyı ,iyi niyetten uzak yaklaşım bu

Sayfa 213/964 İlkİlk ... 113163203211212213214215223263313713 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •