Sayfa 2343/7020 İlkİlk ... 134318432243229323332341234223432344234523532393244328433343 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 18,737 - 18,744 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Alman bilim kurgu yazari Frank Schätzing’in dogum gunu (28 Mayis 1957)

    "Van Gogh'un tablolarinin onunde neden defalarca saatler gecirmis ve ici huzurla dolmustu; sanki ressam umutsuz bir paranoyak degil de, tamamen mutlu biriymis gibi! Cunku hicbir sey izlenimi yok edemezdi. Elbette bir resim yok edilebilirdi ama var oldugu surece, boyayla tutsak edilmis tam ve eksiksiz bir andi. Aycicekleri asla solmayacakti. Arles'teki Langlois Koprusu asla bombalanmayacakti. Dehsetin goruntusu her zaman dehset verici ve guzellik her daim guzel kalacakti. Koseli suratli, kulaginda beyaz sargi olan adamin resminde bile huzur verici bir sureklilik vardi. En azindan resimde daha mutsuz olamaz, yaslanamazdi. Resimdeki adam ebediydi. En sonunda ona eziyet edenlere ya da onu anlamayanlara karsi galip gelmisti. Bir resim fircasi ve dehasinin yardimiyla herkesi yenmisti." Frank Schatzing, Suru



    "Perchè era rimasto per ore davanti ai quadri di Van Goghe aveva sentito dentro di sé una pace come se non fossero stati dipinti da un paranoico disperato, ma da un uomo assolutamene felice? Perché nulla poteva distruggere l'immagine.Naturalmente un quadro poteva essere distrutto. Ma, finché esisteva, l'immagine racchiusa nei colori a olio era assoluta. I girasoli non sarebbero mai appassiti. sul ponte di Langlois presso Arles, non sarebbero mai cadute le bombe. Nulla poteva togliere a un dipinto la sua bellezza. Anche se ci si spennelava sopra, l'originale per quanto nascosto, esisteva ancora. Quello che era orribile restava orribile, quello che era bello non avrebbe mai perso la propria bellezza. Anche il ritratto dell'uomo coi lineamenti scavati e la benda bianca all'orecchio, che guardava l'osservatore coi suoi occhi profondi, possedeva una certa rassicurante fiducia, perchè lui, almeno nel quadro, non potva diventare anora più infelice, non poteva invecchiare.Impersonava un momento fissato in eterno. Aveva vinto. Alla fine, aveva trionfato sugli aguzzini e sugli ignoranti, se ne era sbarazzato con la forza del suo pennello e del su genio."

  2. Avustralyali sarkici, soz yazari ve oyuncu Kylie Minogue'un dogum gunu (28 Mayis 1968)




  3. 28 Mayis 1976’da kapanisi yapilan 29. Cannes Film Festival’inde Martin Scorsese, Taksi Soforu (Taxi Driver) ile Altin Palmiye kazandi.




  4. Rocky Balboa, 37 yil once bugun Clubber Lang ile dovusmek icin ringe cikti.

    (Rocky III, 28 Mayis 1982 tarihinde vizyona girdi.)



    Son düzenleme : Terraluna; 28-05-2019 saat: 18:44.

  5. Ask ve Gurur filminin Kitty Bennet karakteri, Doctor Who dizisinin Sally Sparrow karakteri, Bleak House dizisinin Ada Clare karakteri ve Northanger Abbey dizisinde Isabella Thorpe karakterini canlandiran Ingiliz aktris Carey Mulligan’in dogum gunu (28 Mayis 1985)






  6. Turk sair Edip Cansever'in olum yildonumu (28 Mayis 1986)

    Adam yasama sevinci icinde
    Masaya anahtarlarini koydu
    Bakir kaseye cicekleri koydu
    Sutunu yumurtasını koydu
    Pencereden gelen isigi koydu
    Bisiklet sesini cikrik sesini
    Ekmegin havanin yumuşakliginiı koydu
    Adam masaya
    Aklinda olup bitenleri koydu
    Ne yapmak istiyordu hayatta
    Iste onu koydu
    Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
    Adam masaya onlari da koydu
    Uc kere uc dokuz ederdi
    Adam koydu masaya dokuzu
    Pencere yanindaydi gokyuzu yaninda
    Uzandi masaya sonsuzu koydu
    Bir bira icmek istiyordu kac gundur
    Masaya biranin dokulusunu koydu
    Uykusunu koydu uyanıkligini koydu
    Toklugunu acligini koydu
    Masa da masaymis ha
    Bana misin demedi bu kadar yuke
    Bir iki sallandi durdu
    Adam ha babam koyuyordu.



    A man filled with the gladness of living
    Put his keys on the table,
    Put flowers in a copper bowl there.
    He put his eggs and milk on the table.
    He put there the light that came in through the window,
    Sounds of a bicycle, sound of a spinning wheel.
    The softness of bread and weather he put there.
    On the table the man put
    Things that happened in his mind.
    What he wanted to do in life,
    He put that there.
    Those he loved, those he didn't love,
    The man put them on the table too.
    Three times three make nine:
    The man put nine on the table.
    He was next to the window next to the sky;
    He reached out and placed on the table endlessness.
    So many days he had wanted to drink a beer!
    He put on the table the pouring of that beer.
    He placed there his sleep and his wakefulness;
    His hunger and his fullness he placed there.
    Now that's what I call a table!
    It didn't complain at all about the load.
    It wobbled once or twice, then stood firm.
    The man kept piling things on.

  7. Italya, Milano’da 22 yillik restorasyon calismasinin ardindan Leonardo da Vinci'nin basyapiti Son Aksam Yemegi (L'ultima Cena - The Last Supper) 28 Mayis 1999’da tekrar sergilenmeye basladi.


  8. Amerikali yazar, sair, dansci, aktris ve sarkici Maya Angelou'nun olum yildonumu (28 Mayis 2014)



    Geldiginde bana sen, davetsiz, ansizin
    Cagiriıyorsun beni
    Hatiralarin bekledigi
    Evvel zaman odalarina.

    Bir cocugu avutur gibi,
    Tavan aralari bana sundugun,
    Gunlerin bir avuc tortusu,
    Oteberisi kacamak opuslerin,
    Odunc asklarin pili pirtisi,
    Ve sandiklari gizli sozlerin,

    AGLIYORUM




    "Bir seyden memnun degilsen, degistir. Degistiremiyorsan, tutumunu degistir."




    “Bir kelebegin guzelligine hayran kaliriz fakat onun bu guzelligi elde edinceye kadar gecirdigi sureci goz ardi ederiz."

Sayfa 2343/7020 İlkİlk ... 134318432243229323332341234223432344234523532393244328433343 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •